|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
certificate of freedom to marry i.
|
evlenme izin belgesi |
|
2 |
Genel |
marry off f.
|
başını bağlamak |
|
3 |
Genel |
marry off f.
|
evlendirmek |
|
4 |
Genel |
marry someone f.
|
varmak (birine) |
|
5 |
Genel |
marry into a family f.
|
gelin gitmek |
|
6 |
Genel |
be of an age to marry f.
|
evlenecek yaşta olmak |
|
7 |
Genel |
marry someone f.
|
birine varmak |
|
8 |
Genel |
marry and start a family f.
|
aile kurmak |
|
9 |
Genel |
marry someone f.
|
başgöz olmak |
|
10 |
Genel |
marry somebody off f.
|
kocaya vermek |
|
11 |
Genel |
marry off f.
|
baş göz etmek |
|
12 |
Genel |
marry outside the country f.
|
ülke dışında evlenmek |
|
13 |
Genel |
force someone to marry f.
|
zorla evlendirmek |
|
14 |
Genel |
marry one's daughter off f.
|
kızlarını vermek |
|
15 |
Genel |
marry one's daughter off f.
|
kızını vermek |
|
16 |
Genel |
marry someone f.
|
hayatını birleştirmek |
|
|
17 |
Genel |
marry a rich person f.
|
zengin biriyle evlenmek |
|
18 |
Genel |
marry secretly f.
|
gizlice evlenmek |
|
19 |
Genel |
marry up with someone f.
|
evlenmek |
|
20 |
Genel |
be too old to marry f.
|
evlenmek için çok yaşlı olmak |
|
21 |
Genel |
marry into a family f.
|
gelin/damat girmek |
|
22 |
Genel |
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone f.
|
gelinlik çağına gelmek |
|
23 |
Genel |
be old/mature enough to get married (to someone) or marry someone f.
|
evlilik çağına gelmek |
|
Phrasals |
|
24 |
Öbek Fiiller |
marry someone to someone else f.
|
birini biriyle evlendirmek |
|
25 |
Öbek Fiiller |
marry into f.
|
evlilik yoluyla bir sınıfa girmek |
|
26 |
Öbek Fiiller |
marry in f.
|
evlilik yoluyla bir sınıfa girmek |
|
27 |
Öbek Fiiller |
marry into f.
|
evlilik yoluyla bir aileye girmek |
|
28 |
Öbek Fiiller |
marry in f.
|
evlilik yoluyla bir aileye girmek |
|
29 |
Öbek Fiiller |
marry in f.
|
(bir aileye) gelin gitmek |
|
30 |
Öbek Fiiller |
marry into f.
|
(bir aileye) gelin gitmek |
|
31 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
kendinden daha çekici, zeki, yetenekli, üst sınıftan biriyle evlenmek |
|
32 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
kendinden daha iyi/üstün biriyle evlenmek |
|
33 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek |
|
34 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
iki şeyi bir araya getirerek daha iyi bir şey yaratmak/üretmek |
|
35 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
birleştirmek |
|
36 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
uymak |
|
37 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
örtüşmek |
|
38 |
Öbek Fiiller |
marry up f.
|
karşılamak |
|
39 |
Öbek Fiiller |
marry into (something) f.
|
(bir şeyi) için evlenmek |
|
40 |
Öbek Fiiller |
marry into (something) f.
|
evlenip (bir şeye) sahip olmak |
|
41 |
Öbek Fiiller |
marry into (something) f.
|
evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek |
|
Phrases |
|
42 |
İfadeler |
once upon a time there was a prince who wanted to marry a princess expr.
|
bir varmış bir yokmuş bir zamanlar bir prensesle evlenmek isteyen bir prens varmış |
|
43 |
İfadeler |
once upon a time there was a prince who wanted to marry a princess expr.
|
bir zamanlar bir prensesle evlenmek isteyen bir prens varmış |
|
Proverb |
|
44 |
Atasözü |
marry in haste and repent at leisure
|
iyice düşünmeden evlenirsen düşünmeye vakit bulunca pişman olursun |
|
45 |
Atasözü |
never marry for money, but marry where money is
|
para için evlenme ama paralıyla evlen |
|
46 |
Atasözü |
never marry for money, but marry where money is
|
parası var diye evlenme ama olsa iyi olur |
|
Colloquial |
|
47 |
Konuşma Dili |
marry above f.
|
kendi düzeyinden yüksekte birisiyle evlenmek |
|
48 |
Konuşma Dili |
marry beneath f.
|
kendi düzeyinden aşağıda birisiyle evlenmek |
|
49 |
Konuşma Dili |
marry to f.
|
ile evli olmak |
|
50 |
Konuşma Dili |
marry to f.
|
bir fikri/inancı birine işlemek |
|
51 |
Konuşma Dili |
marry to f.
|
bir fikri/inancı birine aşılamak |
|
Idioms |
|
52 |
Deyim |
marry below (one's) station f.
|
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek |
|
53 |
Deyim |
marry below (one's) station f.
|
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek |
|
54 |
Deyim |
marry below oneself f.
|
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek |
|
55 |
Deyim |
marry below oneself f.
|
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek |
|
56 |
Deyim |
marry beneath oneself f.
|
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek |
|
|
57 |
Deyim |
marry beneath oneself f.
|
dengi olmayan/uygunsuz biriyle evlenmek |
|
58 |
Deyim |
marry above oneself f.
|
sosyal statüsü kendinden yüksek biriyle evlenmek |
|
59 |
Deyim |
marry above oneself f.
|
kendinden üstün biriyle evlenmek |
|
60 |
Deyim |
marry above oneself f.
|
sınıf farkı yüksek biriyle evlenmek |
|
61 |
Deyim |
marry one's way out of something f.
|
kendi ait olmadığı bir sosyal sınıfa/statüye evlilik yolu ile girmek |
|
62 |
Deyim |
marry beneath one's station f.
|
kendisinden aşağı sınıftan birisiyle evlenmek |
|
63 |
Deyim |
marry beneath oneself f.
|
kendisinden aşağı sınıfta birisiyle evlenmek |
|
64 |
Deyim |
marry above oneself f.
|
kendi düzeyinden yüksekte birisiyle evlenmek |
|
65 |
Deyim |
marry below oneself f.
|
kendisinden aşağı sınıfta birisiyle evlenmek |
|
66 |
Deyim |
marry out of love f.
|
severek evlenmek |
|
67 |
Deyim |
marry one's way out of poverty f.
|
(zengin biri ile) evlenerek yoksulluktan kurtulmak |
|
68 |
Deyim |
marry one's way into royalty f.
|
(asalet unvanına sahip biri ile) evlenerek asiller sınıfına girmek |
|
69 |
Deyim |
marry the gunner's daughter [obsolete] f.
|
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak |
|
70 |
Deyim |
marry above (one's) station f.
|
daha üst sınıftan biriyle evlenmek |
|
71 |
Deyim |
marry above (one's) station f.
|
zengin biriyle evlenmek |
|
72 |
Deyim |
marry above (one's) station f.
|
yağlı kapıya konmak |
|
73 |
Deyim |
marry money f.
|
zengin biriyle evlenmek |
|
74 |
Deyim |
marry money f.
|
zengin karı/koca bulmak |
|
75 |
Deyim |
marry (someone) for (his or her) money f.
|
(biriyle) parası için evlenmek |
|
76 |
Deyim |
marry (someone) for (his or her) money f.
|
(biriyle) serveti için evlenmek |
|
77 |
Deyim |
marry in haste f.
|
iyice düşünmeden evlenmek |
|
78 |
Deyim |
marry in haste f.
|
aceleyle evlenmek |
|
79 |
Deyim |
marry way out of f.
|
kendi ait olmadığı bir sosyal sınıfa/statüye evlilik yolu ile girmek |
|
80 |
Deyim |
marry way out of f.
|
evlenip (bir şeye) sahip olmak |
|
81 |
Deyim |
marry way out of f.
|
evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek |
|
Speaking |
|
82 |
Konuşma |
would you like to marry me? expr.
|
benimle evlenir misin? |
|
83 |
Konuşma |
will you marry me? expr.
|
benimle evlenir misin? |
|
84 |
Konuşma |
will you marry me? expr.
|
benimle evlenirmisin? |
|
85 |
Konuşma |
will you marry me? expr.
|
benimle evlenir misin? |
|
86 |
Konuşma |
marry me expr.
|
evlen benimle |
|
87 |
Konuşma |
will you marry me? expr.
|
eşim olur musun? |
|
88 |
Konuşma |
why did you agree to marry him? expr.
|
onunla evlenmeyi neden kabul ettin? |
|
89 |
Konuşma |
when are you going to marry? expr.
|
ne zaman evleneceksin? |
|
90 |
Konuşma |
I'm going to marry your daughter expr.
|
kızınızla evleneceğim |
|
91 |
Konuşma |
why did you agree to marry her? expr.
|
neden onunla evlenmeyi kabul ettin? |
|
92 |
Konuşma |
she/he wants to marry you expr.
|
seninle evlenmek istiyor |
|
93 |
Konuşma |
I want to marry you expr.
|
seninle evlenmek istiyorum |
|
94 |
Konuşma |
marry into money expr.
|
paralı biriyle evlenmek |
|
Law |
|
95 |
Hukuk |
certificate of legal capacity to marry i.
|
evlenme ehliyet belgesi |
|
96 |
Hukuk |
impediment to marry i.
|
evlenme manisi |
|
97 |
Hukuk |
affidavit of eligibility to marry i.
|
evlenme ehliyeti belgesi |
|
98 |
Hukuk |
request for licence to marry i.
|
evlenmeye izin talebi |
|
Computer |
|
99 |
Bilgisayar |
marry me banner i.
|
evlenme teklifi büyük başlığı |
|
Marine |
|
100 |
Denizcilik |
marry ropes f.
|
iki halatı yan yana koymak |
|
101 |
Denizcilik |
marry ropes f.
|
iki halatı uçlarından birbirine bağlamak |
|
Slang |
|
102 |
Argo |
fuck, marry, kill (fmk) i.
|
yarışmacılara üç tercihin verildiği bir oyun |
|
103 |
Argo |
fuck, marry, kill (fmk) exclam.
|
seviş, evlen, öldür |
|