right way - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

right way

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"right way" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

İngilizce Türkçe
General
right of way i. trafik geçiş hakkı
right of way i. geçiş hakkı
the right way i. hak yolu
right of way i. otoyol hakkı
right of way i. geçiş üstünlüğü
right of way i. mürur hakkı
the right way i. doğru yol
right of way i. yol geçen arazi parçası
the right way do (something) i. yol yöntem
the right way do (something) i. yol yordam
right of way i. geçit hakkı
right of way i. irtifak hakkı
right-of-way fight i. yol verme kavgası
the right way to do (something) i. yol erkan
searching for the right way i. hidayet
the right way i. hidayet
right–of–way i. öncelik hakkı
(the) right of way i. trafik geçiş hakkı
(the) right of way i. geçiş izni
(the) right of way i. geçiş üstünlüğü
(the) right of way i. yol hakkı
(the) right of way i. geçme hakkı
(the) right of way i. öncelik hakkı
right of way i. kamu yoluyla kaplı arazi
right of way i. üzerinden kamu yolu geçen arazi
right of way i. yollarla kaplı arazi
have the right of way f. geçiş hakkına sahip olmak
observe the right of way f. geçiş hakkına uymak
do something the right way f. bir şeyi usulüne göre yapmak
yield the right of way f. trafikte yol vermek
ignore the right of way f. geçiş hakkına uymamak
show the right way f. doğru yolu göstermek
rub somebody the right way f. suyuna gitmek
give the right of way f. yol vermek
find the right way f. doğru yolu bulmak
yield the right-of-way f. yol vermek
have one's head screwed on the right way f. aklı başında biri olmak
in the right way zf. doğru biçimde
in the right way zf. uygun şekilde
Colloquial
right this way ünl. buradan
right this way ünl. bu yoldan
Idioms
(the) right of way i. özel mülkten/mülkiyetten geçiş izni
(the) right of way i. özel mülkiyetten/araziden geçiş yapma izni
have one's head screwed on the right way f. akıllı olmak
have one's head screwed on the right way f. aklı başında olmak
have one's head screwed on the right way f. aklı selim olmak
have one's head screwed on the right way f. aklıselim olmak
hold one's mouth the right way f. bir işi titizlikle yapmak
have one's head screwed on the right way f. kafası çalışmak
have one's head screwed on the right way f. keskin zekalı olmak
have one's head screwed on the right way f. keskin zekası olmak
have one's head screwed on the right way f. mantıklı olmak
rub the right way f. suyuna gitmek
rub up the right way f. suyuna gitmek
have one's head screwed on the right way f. zeki olmak
have your head screwed on (the right way) f. aklı başında biri olmak
have your head screwed on (the right way) f. aklı başında olmak
have your head screwed on (the right way) f. aklıselim olmak
have your head screwed on (the right way) f. mantıklı olmak
have your head screwed on (the right way) f. sağduyulu olmak
hold mouth the right way f. bir işi titizlikle yapmak
walk (right) this way f. bu yönde yürü/yürüyün
walk (right) this way f. bu yoldan yürü/yürüyün
walk (right) this way f. bu yolu takip et/edin
Trade/Economic
disturbance of right of way i. geçit hakkının engellenmesi
right of way i. geçit hakkı
right of way i. geçiş hakkı
reservation of right of way i. geçit hakkının mahfuzluğu
disturbance of right of way i. mürur hakkının engellenmesi
right of way i. yol hakkı
Law
right of way i. bir başkasının arazisi üzerinden geçme hakkı
right of way i. geçme hakkı
right of way i. geçiş hakkı
right of way i. geçit hakkı
right of way i. irtifak hakkı
right of way i. mürur hakkı
right of way i. önce gitme hakkı
right of way i. kullanımı yasal olan yol
Electric
right of way i. üzerinden elektrik hattı geçen arazi
Automotive
right of way i. geçiş hakkı
Traffic
right of way i. aşma hakkı
right of way i. geçiş önceliği hakkı
right of way i. geçiş hakkı
right of way boundry crossing i. geçiş üstünlüğü geçiş yeri
right-of-way i. geçiş hakkı
right of way i. geçiş önceliği
right of way i. istimlak sınırı
right of way i. kavşakta vb. geçiş önceliği
right of way i. kullanma hakkı
right of way i. yol hakkı
failure to yield right of way f. geçiş önceliğine uymamak
have the right of way f. önce geçiş hakkı olmak
yield right of way f. öncelik hakkını başkasına vermek
it's his right-of-way expr. öncelik onun
Railway
right of way i. geçiş hakkı
right of way i. üzerinden ray geçmesi amacıyla demiryolu tarafından edinilen arazi parçası
Marine
right of way i. gemi veya başka bir taşıtın diğer bir taşıt karşısında öncelikli geçişi
Military
right of way i. (eskrimde) birinci kişiye saldırıyı uygun şekilde gerçekleştirmesi için verilen öncelik