Geçmiş

settled

"settled" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	settled s.	yerleşik
General
2	Genel	settled s.	sabit
3	Genel	settled s.	durgun
4	Genel	settled s.	düzenli
5	Genel	settled s.	sürekli
6	Genel	settled s.	yerleşmiş
7	Genel	settled s.	oturmuş
8	Genel	settled s.	devamlı
9	Genel	settled s.	değişmez
10	Genel	settled s.	kararlı
11	Genel	settled s.	yerleşik
Trade/Economic
12	Ticaret/Ekonomi	settled s.	belirli
13	Ticaret/Ekonomi	settled s.	devamlı
14	Ticaret/Ekonomi	settled s.	değişmez
15	Ticaret/Ekonomi	settled s.	meskun
16	Ticaret/Ekonomi	settled s.	ödenmiş
17	Ticaret/Ekonomi	settled s.	muayyen
18	Ticaret/Ekonomi	settled s.	kararlaştırılmış
19	Ticaret/Ekonomi	settled s.	sabit
20	Ticaret/Ekonomi	settled s.	yerleşmiş
Technical
21	Teknik	settled s.	çökelmiş
22	Teknik	settled s.	çökmüş
Meteorology
23	Meteoroloji	settled s.	yerleşik-sakin

"settled" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	settled life i.	yerleşik hayat
2	Genel	settled value i.	üzerinde anlaşmaya varılmış değer
3	Genel	settled personality i.	oturmuş kişilik
4	Genel	settled conditions i.	yerleşik koşullar
5	Genel	settled conditions i.	sakin koşullar
6	Genel	settled public i.	yerleşik halk
7	Genel	settled land i.	yerleşik hayat yaşayanların üzerine yerleştikleri arazi
8	Genel	settled land i.	yerleşik arazi
9	Genel	transition to settled life i.	yerleşik hayata geçiş
10	Genel	become settled f.	sabitleşmek
11	Genel	have a dispute to be settled in court f.	mahkemelik olmak
12	Genel	have something settled f.	bir şeyi düzeltmek/halletmek
13	Genel	have something settled f.	bir şeyi yoluna koymak
14	Genel	get settled f.	yerleşmek
15	Genel	adopt a settled life f.	yerleşik hayata geçmek
16	Genel	well settled s.	oturaklı
17	Genel	thickly settled s.	sıkı yerleştirilmiş
18	Genel	well-settled s.	oturaklı
Phrases
19	İfadeler	It's all settled expr.	her şey ayarlandı
Idioms
20	Deyim	after the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine geldikten sonra
21	Deyim	after the dust has settled expr.	ortalık yatıştıktan sonra
22	Deyim	after the dust has settled expr.	ortalık durulduktan sonra
23	Deyim	after the dust has settled expr.	toz dağıldıktan sonra
24	Deyim	once the dust has settled expr.	ortalık durulunca
25	Deyim	once the dust has settled expr.	ortalık yatışınca
26	Deyim	once the dust has settled expr.	ortalık sakinleşince
27	Deyim	once the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine gelince
28	Deyim	once the dust has settled expr.	toz dağılınca
29	Deyim	when the dust has settled expr.	ortalık durulunca
30	Deyim	when the dust has settled expr.	ortalık yatışınca
31	Deyim	when the dust has settled expr.	ortalık sakinleşip herkes kendine gelince
32	Deyim	when the dust has settled expr.	toz dağılınca
33	Deyim	when the dust has settled expr.	ortalık sakinleşince
34	Deyim	when the dust has settled expr.	toz duman dağıldığında
Speaking
35	Konuşma	i want this settled by the end of the day expr.	gün sonuna kadar bu konunun halledilmesini istiyorum
36	Konuşma	I'll have it settled expr.	halledeceğim
37	Konuşma	it's as good as settled expr.	oldu bitti sayılır
Trade/Economic
38	Ticaret/Ekonomi	settled account i.	kapatılmış hesap
39	Ticaret/Ekonomi	equity-settled share-based payment transaction i.	özkaynaktan karşılanan hisse bazlı ödeme işlemi
40	Ticaret/Ekonomi	contracts that may be settled in shares or cash i.	ödemesi hisse alımı ya da nakitle yapılabilen sözleşmeler
41	Ticaret/Ekonomi	equity-settled share-based payment transaction i.	özkaynağa dayalı hisse bazlı ödeme işlemi
42	Ticaret/Ekonomi	settled account i.	tanınmış olan hesap bakiyesi
43	Ticaret/Ekonomi	settled account i.	tasfiye edilmiş hesap
Law
44	Hukuk	settled land i.	intifa hakkı kuruluşunun uygun olduğu arazi
45	Hukuk	settled case i.	karara bağlanmış dava
46	Hukuk	settled land i.	yerleşime açık arazi
47	Hukuk	settled case-law i.	yerleşik içtihatlar
48	Hukuk	settled case-law i.	yerleşik içtihat
Politics
49	Siyasal	settled status i.	oturum hakkı
Technical
50	Teknik	settled sewage i.	durulmuş pis su
51	Teknik	maximum permissible settled pressure i.	müsaade edilebilir maksimum kararlı basınç
Medical
52	Medikal	settled insanity i.	sürekli akıl hastalığı
Marine Biology
53	Deniz Biyolojisi	settled species i.	yerleşik tür
Social Sciences
54	Sosyal Bilimler	settled society i.	yerleşik toplum
55	Sosyal Bilimler	settled society i.	yerleşik toplum düzeni