sinirsel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sinirsel



"sinirsel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sinirsel neurotic s.
sinirsel neural s.
sinirsel nervous s.
Medical
sinirsel neuritic s.
sinirsel neural s.
sinirsel nervous s.
Biology
sinirsel neurine [obsolete] s.

"sinirsel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sinirsel yıkım nervous breakdown i.
fiziksel bağımsız sinirsel ağ physically independent neural network i.
sinirsel bir alışkanlık olarak tırnak yiyen kimse nail biter i.
sinirsel bir alışkanlık olarak tırnak yiyen kimse nailbiter i.
sinirsel çöküntü yaşamak crack f.
sinirsel çöküntü yaşamak collapse f.
sinirsel çöküntü yaşamak break up f.
sinirsel çöküntü yaşamak crock up f.
sinirsel çöküntü yaşamak crack up f.
sinirsel olarak neurotically zf.
Technical
evrişimli sinirsel ağ convolutional neural networks (cnn) i.
Computer
devirli sinirsel ağ recurrent neural network i.
Medical
anestetik madde ile sinirsel iletimin kesilmesi blockade i.
ruhsal gerginliğe bağlı sinirsel öksürük nervous cough i.
sinirsel gelişim neurodevelopment i.
sinirsel tepi nerve impulse i.
sinirsel bozuklukların hastalara kitap okutarak tedavi edilmesi bibliotherapy i.
sinirsel tepi neural impulse i.
sinirsel tip işitme kaybı sensorineural hearing loss i.
sinirsel itki neural impulse i.
sinirsel idrak neurocognition i.
sinirsel uyarımları alan ve nakleden özelleşmiş epitel hücresi neuroepithelium i.
sinirsel kimya neurochemistry i.
sinirsel gelişim neuroenhancement i.
sinirsel geri bildirim neurofeedback i.
sinirsel iletim neural transmission i.
sinirsel enerjinin tüketilmesi neurolysis i.
sinirsel tepki vermek fire f.
Anatomy
sinirsel yay neural arch i.
sinirsel yayı oluşturan iki yanal çıkıntı veya unsurdan her biri neurapophysis i.
sinirsel sistem nervous system i.
omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk medullary groove i.
omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk medullary furrow i.
sinirsel olmayan nonneural s.
sinirsel yay ile omurun merkezinin arasında olan neuro-central s.
sinirsel yaylar arasında bulunan interneural s.
Psychology
adrenerjik sinirsel blokaj ajanı adrenergic neuronal blocking agent i.
sinirsel çöküntü mental breakdown i.
sinirsel çöküntü nervous breakdown or snapping i.
sinirsel gerginlik nervous tension i.
sinirsel biliş neurocognition i.
Physiology
ağrı uyaranlarının sinirsel olarak işlenmesinden kaynaklanan ağrı algısı nociception i.
sinirsel itki nervous impulse i.
sinirsel tepi nervous impulse i.
sinirsel itkinin bir nörondan diğerlerine iletimi avalanche conduction i.
sinirsel iletimde önemli işlevi olan bir monoamin monoamine neurotransmitter i.
sinirsel aktivite tarafından neurogenically zf.
sinirsel etkenleri oluşturarak neurogenically zf.
Pathology
tekrarlayan kafa sallama nöbetleri ve bilişsel bozulma yaratan, nedeni bilinmeyen sinirsel bir hastalık nodding syndrome i.
bazı sinirsel bozukluklarda görülen sendelemeli yürüyüş titubation i.
aşırı sinirsel gerginlik americanitis i.
aşırı sinirsel gerginlik hypertension i.
Optics
retinadan gelen bilgileri işleme görevi gören sinirsel bir yapı corpus geniculatum laterale i.
işitsel düzenin son işlem merkezi olan sinirsel yapı corpus geniculatum mediale i.
Biology
sinirsel yayın iki yarısından her biri neuroid [obsolete] i.
Zoology
sinirsel uzantı spinous process i.
sinirsel oluk neural groove i.
sinirsel yay neural arc i.
sinirsel boru neural tube i.
Slang
sinirsel çöküntü screaming-meemies i.
sinirsel çöküntü screaming-meamies i.