Geçmiş

the scene

"the scene" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 25 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	scene i.	sahne
2	Yaygın Kullanım	scene i.	manzara
3	Yaygın Kullanım	scene i.	olay yeri
General
4	Genel	scene i.	faaliyet alanı
5	Genel	scene i.	sahne dekoru
6	Genel	scene i.	olay yeri
7	Genel	scene i.	görünüm
8	Genel	scene i.	mizansen
9	Genel	scene i.	tablo
10	Genel	scene i.	hadise
11	Genel	scene i.	perde
12	Genel	scene i.	görüntü
13	Genel	scene i.	olay
14	Genel	scene i.	rezalet
15	Genel	scene i.	dekor
16	Genel	scene i.	tutkulu, şiddetli ve genellikle öfke içeren bir duygunun sergilenmesi
17	Genel	scene i.	faaliyet alanı
18	Genel	scene i.	yaşam biçimi
19	Genel	scene f.	manzara sunmak
20	Genel	scene f.	manzara katmak
Art
21	Sanat	scene	tablo
Theatre
22	Tiyatro	scene i.	dekor
23	Tiyatro	scene i.	operanın veya bağımsız bir müzik kompozisyonunun parçası olan tiyatral resitatif
Cinema
24	Sinema	scene	sahne
Archaic
25	Eski Kullanım	scene i.	(sanat veya meslek olarak) tiyatro

"the scene" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	scene of the accident i.	kaza yeri
2	Genel	scene of the accident i.	kaza mahali
3	Genel	walker-on the scene i.	sahnedeki figüran
4	Genel	scene of the accident i.	kaza mahalli
5	Genel	quit the scene f.	sahneden veya olay yerinden çekilmek
6	Genel	pick up the scene of f.	kokusunu almak
7	Genel	take in the scene at a glance f.	durumu hemen kavramak
8	Genel	retire from the scene f.	sahneden ayrılmak
9	Genel	retire from the scene f.	sahneyi terk etmek
10	Genel	die at the scene of the accident f.	kaza mahallinde ölmek
11	Genel	die at the scene f.	olay yerinde ölmek
12	Genel	spoil the scene f.	manzarayı bozmak
13	Genel	die at the scene f.	olay mahallinde ölmek
14	Genel	arrive on the scene (of something) f.	olay mahalline gelmek/varmak
15	Genel	arrive upon the scene (of something) f.	olay mahalline gelmek/varmak
16	Genel	arrive at the scene (of something) f.	olay mahalline gelmek/varmak
17	Genel	leave one's severed finger at the scene f.	kopan parmağını olay yerinde bırakmak
18	Genel	investigate the crime scene f.	olay yerini/suç mahallini incelemek
19	Genel	investigate the crime scene f.	olay yerini/suç mahallini araştırmak
20	Genel	watch the scene f.	manzarayı izlemek
21	Genel	watch the scene f.	manzarayı seyretmek
22	Genel	lead into the second scene f.	ikinci sahneye geçmek
23	Genel	be charged with leaving the scene of an accident f.	kaza mahallini terk etmek ile suçlanmak
24	Genel	flee the scene f.	olay yerini/mahallini terk etmek
25	Genel	flee the scene f.	olay yerinden/mahallinden kaçmak
26	Genel	describe the scene in detail f.	olay yerini detaylı tarif etmek
27	Genel	shift the scene f.	(sahnelenen oyunda) yerel özellikleri veya çevreyi değiştirmek
28	Genel	shift the scene f.	farklı sahne düzenine geçmek
29	Genel	arrive upon the scene f.	olay yerine/mahalline gelmek
30	Genel	arrive upon the scene f.	olay yerine/mahalline ulaşmak
31	Genel	arrive on the scene f.	olay yerine/mahalline gelmek
32	Genel	arrive on the scene f.	olay yerine/mahalline ulaşmak
33	Genel	on-the-scene s.	olay mahallinde olan
34	Genel	on-the-scene s.	olay yerinde olan
35	Genel	at the scene of the crime zf.	suç mahalinde
Idioms
36	Deyim	arrive upon the scene f.	olay yerine gelmek
37	Deyim	arrive on the scene f.	sahneye çıkmak
38	Deyim	arrive upon the scene f.	(bir yere) gelmek
39	Deyim	arrive on the scene f.	doğmak
40	Deyim	arrive upon the scene f.	üzerine gelmek
41	Deyim	arrive on the scene f.	ortaya çıkmak
42	Deyim	arrive upon the scene f.	olay yerine intikal etmek
43	Deyim	arrive on the scene f.	dünyaya gelmek
44	Deyim	fade from the scene f.	aradan çekilmek
45	Deyim	burst onto the scene f.	birdenbire ortaya çıkıvermek
46	Deyim	set the scene for something f.	bir şeyin zeminini hazırlamak
47	Deyim	burst onto the scene f.	bir anda ünlenmek
48	Deyim	burst onto the scene f.	bir anda belirmek/ortaya çıkmak
49	Deyim	come on the scene f.	olay yerine/mekana gelmek
50	Deyim	burst upon the scene f.	olay yerine gelmek/varmak
51	Deyim	burst on the scene f.	olay yerine intikal etmek
52	Deyim	arrive on the scene f.	olay yerine/mekana gelmek
53	Deyim	fade from the scene f.	ortadan kaybolmak
54	Deyim	burst on the scene f.	olay yerine gelmek/varmak
55	Deyim	burst upon the scene f.	olay yerine intikal etmek
56	Deyim	burst onto the scene f.	şöhret olmak
57	Deyim	fade from the scene f.	sahneden çekilmek
58	Deyim	burst onto the scene f.	yırtık dondan çıkar gibi bitivermek
59	Deyim	make the scene f.	(bir yere) teşrif etmek
60	Deyim	set the scene for f.	zemini hazırlamak
61	Deyim	make the scene f.	(bir yerde) boy göstermek
62	Deyim	set the scene f.	zemin hazırlamak
63	Deyim	make the scene f.	(bir durumu) anlamak
64	Deyim	arrive upon the scene f.	doğmak
65	Deyim	arrive upon the scene f.	dünyaya gelmek
66	Deyim	arrive upon the scene f.	ortaya çıkmak
67	Deyim	arrive on the scene f.	doğmak
68	Deyim	arrive on the scene f.	dünyaya gelmek
69	Deyim	arrive on the scene f.	ortaya çıkmak
70	Deyim	burst upon the scene f.	bir anda ortaya çıkmak
71	Deyim	burst upon the scene f.	hemen orada bitmek
72	Deyim	burst on the scene f.	bir anda ün kazanmak
73	Deyim	burst on the scene f.	bir anda tanınmak
74	Deyim	burst on the scene f.	bir anda dikkatleri üzerine çekmek
75	Deyim	burst upon the scene f.	bir anda ortaya çıkmak
76	Deyim	burst upon the scene f.	hemen orada bitmek
77	Deyim	burst on the scene f.	bir anda ün kazanmak
78	Deyim	burst on the scene f.	bir anda tanınmak
79	Deyim	burst on the scene f.	bir anda dikkatleri üzerine çekmek
80	Deyim	arrive/come on the scene f.	ortaya çıkmak
81	Deyim	arrive/come on the scene f.	sahneye çıkmak
82	Deyim	arrive/come on the scene f.	olay mahalline/yerine gelmek
83	Deyim	be on the scene f.	olay yerinde olmak
84	Deyim	be on the scene f.	olay mahallinde olmak
85	Deyim	burst on the scene f.	birden ünlü olmak/ün kazanmak
86	Deyim	burst on the scene f.	bir anda tanınmak
87	Deyim	burst on the scene f.	hızlı bir şekilde şöhret olmak
88	Deyim	burst upon the scene f.	birden ünlü olmak/ün kazanmak
89	Deyim	burst upon the scene f.	bir anda tanınmak
90	Deyim	burst upon the scene f.	hızlı bir şekilde şöhret olmak
91	Deyim	come on the scene f.	duruma dahil olmak
92	Deyim	come on the scene f.	ortaya çıkmak
93	Deyim	on the scene expr.	olay yerinde
94	Deyim	on the scene expr.	olay yerine
Speaking
95	Konuşma	get off the crime scene expr.	suç mahallinden çıkın
96	Konuşma	the weirdest scene I have ever witnessed expr.	şahit olduğum en garip sahne
Law
97	Hukuk	scene of the crime i.	suç mahalli
Environment
98	Çevre	isolating the scene i.	mahal tecridi
Cinema
99	Sinema	behind the scene of i.	perde arkası