vicinity - Türkçe İngilizce Sözlük

vicinity

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"vicinity" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 16 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
vicinity i. civar
There are several hotels in the vicinity of Tiananmen Square.
Tiananmen Meydanı civarında birkaç otel var.

More Sentences
vicinity i. çevre
Nor must we forget countries in the vicinity of the EU.
AB'nin çevresindeki ülkeleri de unutmamalıyız.

More Sentences
Teknik
vicinity i. çevre
They can rely on an alert security service in their vicinity.
Çevrelerindeki alarmlı bir güvenlik hizmetine güvenebilirler.

More Sentences
vicinity i. civar
The house was valued in the vicinity of 4 million euros.
Evin değeri 4 milyon Euro civarındaydı.

More Sentences
Askeri
vicinity i. civar
This hotel is within the vicinity of Del Sol Medical Center and El Paso Community College.
Bu otel Del Sol Tıp Merkezi ve El Paso Community College civarındadır.

More Sentences
Genel
vicinity i. dolay
vicinity i. yakın yer
vicinity i. semt
vicinity i. etraf
vicinity i. havali
vicinity i. komşuluk
vicinity i. yöre
vicinity i. yakınlık
vicinity i. yakın ilişki
vicinity i. benzerlik
Hukuk
vicinity i. komşuluk

"vicinity" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
immediate vicinity i. yakın çevre
There may not be a psychotherapist in the immediate vicinity of the individual.
Bireyin yakın çevresinde psikoterapist bulunmayabilir.

More Sentences
in the vicinity zf. yakınlarda
Do you know if there's a bar in the vicinity?
Yakında bir bar olup olmadığını biliyor musun?

More Sentences
in the vicinity zf. bu civarda
Do you know if there's a bar in the vicinity?
Bu civarda bir bar var mı biliyor musun?

More Sentences
in the vicinity zf. bu çevrede
There's a post office in the vicinity.
Bu çevrede bir postane var.

More Sentences
İfadeler
in the vicinity (of something) expr. (bir şeye) yakın
We live in the vicinity of the school.
Okulun yakınında yaşıyoruz.

More Sentences
in the vicinity (of something) expr. (bir şeyin) civarında
The accident also affected two other chemical plants in the vicinity.
Kaza civardaki diğer iki kimya tesisini de etkilemiştir.

More Sentences
Genel
in the vicinity zf. bu mahallede
in the vicinity zf. etrafta
in the vicinity zf. bu muhitte
in the vicinity zf. mahallede
in the vicinity zf. bu bölgede
in the vicinity zf. bu semtte
in the vicinity zf. bu yörede
in the vicinity zf. buralarda
in the vicinity of the toll booths zf. gişeler mevkiinde
in the vicinity of ed. civarında
in the vicinity of ed. dolaylarında
İfadeler
in the vicinity (of something) expr. (yaklaşık) bir şey
in the vicinity (of something) expr. (bir şeyin) etrafında
in the vicinity (of something) expr. (bir şeyin) yakın çevresinde
in the vicinity (of something) expr. (bir şey) civarında
in the vicinity (of something) expr. (bir şeyin) yakınlarında
Ticaret/Ekonomi
vicinity rights i. komşuluk hakkı
vicinity risk i. komşuluk rizikosu
Hukuk
vicinity risk i. komşuluk riski
vicinity rights i. komşuluk hakları
Telekom
vicinity card i. yakınlaştırmalı kart