yüksek oranda - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yüksek oranda



"yüksek oranda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüksek oranda high incidence of s.
yüksek oranda highly zf.

"yüksek oranda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüksek oranda katılım high level of participation i.
(şarapların damıtılma işleminde) içkinin ilk toplanan ve yüksek oranda fuzel yağı içeren bölümü foreshot i.
yüksek oranda hitap eden superslick s.
Colloquial
yüksek oranda radyoaktivite içeren hot s.
tehlikeli oranda yüksek elektriksel potansiyelde olan hot s.
Trade/Economic
sermayenin verimliliğini emeğinkinden daha yüksek oranda artıran teknik gelişme labor saving technological progress i.
gümüş olarak basılan ancak yüksek oranda baz metal içeren madeni paralar black money [obsolete] i.
(şirketin) adi hisse sermayesine nazaran çok yüksek oranda borç senetleri ve imtiyazlı hisse senetlerine sahip olmasına sebep olmak overgear f.
Law
gıda ürünlerinin bir pazardan toplanıp aynı pazara daha yüksek oranda satılması forestalling i.
gıda ürünlerinin bir pazardan toplanıp aynı pazara daha yüksek oranda satılması regrating i.
gıda ürünlerinin bir pazardan toplanıp aynı pazara daha yüksek oranda satılması engrossing i.
Technical
kalay, kurşun ve çinko ile birlikte yüksek oranda bakır içeren dökme bakır alaşımı red brass i.
tüplü dalışlarda kullanılan, atmosferdeki havadan daha yüksek oranda oksijene sahip hava nitrox i.
yüksek oranda örgensel toprak highly organic soil i.
yüksek oranda kobalt muhtevası high cobalt content i.
grimsi beyaz renkli yüksek oranda plastik içeren kil clay i.
yüksek oranda fosfor içeren pik demiri basic iron i.
yüksek oranda çözünür highly soluble s.
yüksek oranda yanıcı madde içeren rich s.
Electric
soğutucu madde ile soğutulmuş yüksek oranda iletken elektrikli kablo cryocable i.
Construction
yüksek oranda silika içeren acidic s.
Medical
yüksek oranda ameliyat sonrası komplikasyon oranı a high postoperative complication rate i.
Chemistry
yüksek oranda protein ve nispeten az kolesterolden oluşan, kandaki kolesterolü taşıyan lipoprotein alpha-lipoprotein i.
yüksek oranda protein ve nispeten az kolesterolden oluşan, kandaki kolesterolü taşıyan lipoprotein high-density lipoprotein (hdl) i.
kauçuğun yüksek oranda kükürtle sertleştirilmesinden elde edilen ve elektrik izolasyon malzemesi olarak kullanılan bir plastik madde ebonite i.
madeni para yapımında kullanılan, bakır gibi başka bir metalin daha yüksek oranda olduğu altın veya gümüş alaşımı billon i.
madalya ve jeton yapımında kullanılan, bakırın yüksek oranda olduğu gümüş alaşımı billon i.
yüksek oranda kalay içeren bir bakır-kalay alaşımı bell bronze i.
silika içermeyip yüksek oranda alüminyum ve demir içeren allitic s.
Biology
yüksek oranda lipid ve düşük oranda protein içeren bir lipoprotein very low-density lipoprotein i.
yüksek oranda yağ komplemanı içeren rich s.
yüksek oranda yağlı madde komplemanı içeren rich s.
Biochemistry
buğday gibi tahıllarda bulunup yüksek oranda prolin içeren ve hamurun kıvamlı olmasını sağlayan bir protein gliadine i.
Botanic
amazon havzası'nda yetişen ve tohumlarında yüksek oranda kafein bulunan odunsu bir asma paullinia cupana i.
amazon havzası'nda yetişen ve tohumlarında yüksek oranda kafein bulunan odunsu bir asma pauinia cupana i.
Agriculture
yüksek oranda protein ve glüten içeren sert taneli bir buğday türü durum (triticum durum) i.
Linguistics
almanca'nın yüksek oranda ingilizce içeren bir çeşidi denglish i.
Geology
potasyumdan daha yüksek oranda sodyum içeren, beyaz veya renksiz olabilen bir triklinik mineral anorthoclase i.
derin okyanus tabanlarında bulunan, yüksek oranda manganez gibi birtakım metalleri içeren küçük ve şekilsiz beton parçası manganese nodule i.
yüksek oranda demir içeren damarlı kayaç bar i.
yüksek oranda demir içeren damarlı kayaç jasper bar i.
yüksek oranda demir karbonat içeren kireç taşı ferrocalcite i.
yüksek oranda tuz içeren bir intrazonal toprak tipi solonchak i.
yüksek oranda tuz içeren bir intrazonal toprak tipi solonetz i.
yüksek oranda tuz içeren bir intrazonal toprak tipi solonets i.
(kayaçlarda) çok yüksek oranda magnezyum ve demirden oluşan ultramafic s.
(harç) yüksek oranda çimento veya kireç içeren fat s.
yüksek oranda tuz içeren solonetzic s.
Slang
yüksek oranda sert içkilerin ve az oranda meyve suyunun karışımıyla rastgele hazırlanan kokteyl jungle juice i.
büyük/yüksek oranda the pants off (of) expr.