Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
advantage
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"advantage"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 33 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
advantage
i.
avantaj
2
Yaygın Kullanım
advantage
i.
fayda
3
Yaygın Kullanım
advantage
i.
yarar
General
4
Genel
advantage
i.
üstünlük sağlayan şey
5
Genel
advantage
i.
kazanç
6
Genel
advantage
i.
fayda
7
Genel
advantage
i.
menfaat
8
Genel
advantage
i.
istifade
9
Genel
advantage
i.
intifa
10
Genel
advantage
i.
iyilik
11
Genel
advantage
i.
yarar
12
Genel
advantage
i.
avantaj
13
Genel
advantage
i.
üstünlük
14
Genel
advantage
i.
getiri
15
Genel
advantage
i.
çıkar
16
Genel
advantage
f.
yarar sağlamak
17
Genel
advantage
f.
fayda sağlamak
18
Genel
advantage
f.
(amaca/hedefe) yaklaştırmak
19
Genel
advantage
f.
kazanç sağlamak
20
Genel
advantage
f.
konumunu sağlamlaştırmak
21
Genel
advantage
f.
faydasına/yararına olmak
Trade/Economic
22
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
avantaj
23
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
çıkar
24
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
fayda
25
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
istifade
26
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
kar
27
Ticaret/Ekonomi
advantage
i.
menfaat
Law
28
Hukuk
advantage
i.
menfaat
Technical
29
Teknik
advantage
i.
getiri
30
Teknik
advantage
i.
üstünlük
Computer
31
Bilgisayar
advantage
i.
yarar kazanımı
Sport
32
Spor
advantage
i.
avantaj
Tennis
33
Tenis
advantage
i.
beraberlik sonrası kazanılan ilk sayı
"advantage"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 238 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
take advantage of
f.
yararlanmak
2
Yaygın Kullanım
take advantage of
f.
faydalanmak
General
3
Genel
mechanical advantage
i.
kuvvet kazancı
4
Genel
taking advantage of an opportunity
i.
fırsattan istifade
5
Genel
taking advantage of
i.
istismar
6
Genel
customer advantage
i.
müşteri avantajı
7
Genel
unfair advantage
i.
haksız menfaat
8
Genel
unfair advantage
i.
haksız çıkar
9
Genel
unfair advantage
i.
haksız avantaj
10
Genel
an advantage gained at the beginning
i.
başlangıçta elde edilen avantaj
11
Genel
tactical advantage
i.
taktik avantajı
12
Genel
decisive advantage
i.
belirgin üstünlük
13
Genel
advantage ground
i.
avantajlı yer
14
Genel
advantage ground
i.
üstünlük sağlayan yer
15
Genel
perceived relative advantage
i.
algılanan göreceli avantaj
16
Genel
be quick to take advantage of an opportunity
f.
açıkgözlük etmek
17
Genel
take advantage of
f.
istismar etmek
18
Genel
take advantage of
f.
faydalanmak
19
Genel
take advantage of
f.
zaafından faydalanmak
20
Genel
have a means of gaining advantage with
f.
nüfuzu olmak (bir kurumda vb)
21
Genel
catch an advantage
f.
avantaj yakalamak
22
Genel
enjoy the advantage of
f.
hayrını görmek
23
Genel
gain an advantage over
f.
-e karşı avantaj elde etmek
24
Genel
take advantage of
f.
kullanmak
25
Genel
have the advantage
f.
avantaj sağlamak
26
Genel
take advantage
f.
avantaj elde etmek
27
Genel
gain advantage from
f.
yarar sağlamak
28
Genel
take advantage of
f.
istifade etmek
29
Genel
take advantage of an opportunity
f.
fırsattan yararlanmak
30
Genel
take advantage of
f.
çıkar sağlamak
31
Genel
take advantage of
f.
iyi niyetini kötüye kullanmak
32
Genel
draw advantage from
f.
istifade etmek
33
Genel
suck advantage out of
f.
çıkar sağlamak
34
Genel
use one's advantage
f.
avantaj kullanmak
35
Genel
make use of an advantage
f.
avantajdan faydalanmak
36
Genel
gain advantage
f.
çıkar sağlamak
37
Genel
take advantage of
f.
fırsat bilmek
38
Genel
have an advantage over someone
f.
başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
39
Genel
draw advantage from
f.
faydalanmak
40
Genel
take advantage of
f.
nemalanmak
41
Genel
turn into an advantage
f.
avantaja çevirmek
42
Genel
use an advantage
f.
avantajdan faydalanmak
43
Genel
take the advantage of
f.
avantajdan faydalanmak
44
Genel
provide an advantage
f.
avantaj sağlamak
45
Genel
press one's advantage
f.
avantajından mümkün mertebe yararlanmak
46
Genel
take advantage of a right
f.
haktan faydalanmak
47
Genel
take advantage of a right
f.
haktan yararlanmak
48
Genel
gain advantage
f.
avantaj sağlamak
49
Genel
provide advantage
f.
avantaj sağlamak
50
Genel
give somebody an advantage
f.
avantaj sunmak
51
Genel
bring somebody an advantage
f.
avantaj sunmak
52
Genel
offer advantage
f.
avantaj sunmak
53
Genel
take the advantage of
f.
avantajını kullanmak
54
Genel
take advantage of someone
f.
birisinden faydalanmak
55
Genel
bring advantage
f.
avantaj yaratmak
56
Genel
offer advantage
f.
avantaj yaratmak
57
Genel
give advantage
f.
avantaj yaratmak
58
Genel
bring advantage
f.
avantaj vermek
59
Genel
offer advantage
f.
avantaj vermek
60
Genel
give advantage
f.
avantaj vermek
61
Genel
create advantage
f.
avantaj yaratmak
62
Genel
take advantage of
f.
-den faydalanmak
63
Genel
take advantage of
f.
(bir şeyden) faydalanmak
64
Genel
take advantage of
f.
(birini) istismar etmek
65
Genel
get no advantage out of (a situation) for oneself
f.
çıkarı olmamak
66
Genel
have no advantage out of (a situation) for oneself
f.
çıkarı olmamak
67
Genel
suck advantage out of
f.
menfaat sağlamak
68
Genel
take advantage of
f.
menfaat sağlamak
69
Genel
have the advantage of
f.
avantajına sahip olmak
70
Genel
take advantage of
f.
-den yararlanmak
71
Genel
take advantage of
f.
-den istifade etmek
72
Genel
take advantage of the situation
f.
fırsattan istifade etmek
73
Genel
provide a competitive advantage
f.
rekabet üstünlüğü sağlamak
74
Genel
take advantage of the situation
f.
durumdan istifade etmek
75
Genel
have an advantage over somebody
f.
birine karşı avantaj sağlamak
76
Genel
take advantage of the situation
f.
durumdan faydalanmak
77
Genel
turn into an advantage
f.
avantaja dönüştürmek
78
Genel
turn to advantage
f.
lehe dönmek
79
Genel
have the advantage
f.
avantaja sahip olmak
80
Genel
turn out at advantage
f.
faydalı sonuç vermek
81
Genel
make advantage of
f.
faydalanmak
82
Genel
afford advantage
f.
menfaat elde etmek
83
Genel
afford advantage
f.
menfaat temin etmek
84
Genel
afford advantage
f.
çıkar sağlamak
85
Genel
take advantage of something
f.
faydalanmak
86
Genel
bring advantage
f.
avantaj getirmek
87
Genel
benefit from the advantage of
f.
imkanından faydalanmak
88
Genel
benefit from the advantage of
f.
avantajından yararlanmak
89
Genel
get the advantage back
f.
avantajı geri almak
90
Genel
gain an advantage over
f.
-e karşı avantajlı duruma geçmek
91
Genel
gain an advantage over
f.
-e karşı üstünlük sağlamak
92
Genel
gain an advantage over
f.
-e karşı üstünlük elde etmek
93
Genel
turn out to one's advantage
f.
birinin lehine dönmek
94
Genel
gain illegal economic profit/advantage
f.
ekonomik çıkar sağlamak
95
Genel
have a decisive advantage over someone
f.
birine karşı belirgin bir üstünlüğü olmak
96
Genel
gain illegal economic profit/advantage
f.
yasa dışı ekonomik çıkar sağlamak
97
Genel
advantage one's self of
f.
kendi yararına kullanmak
98
Genel
take advantage of
f.
zekası ile alt etmek
99
Genel
take advantage of
f.
fırsata çevirmek
100
Genel
to the best advantage
zf.
en faydalı şekilde
101
Genel
to advantage
zf.
birinin/bir şeyin güzelliğini/iyi yönlerini ortaya çıkaracak şekilde
102
Genel
to advantage
zf.
birinin/bir şeyin yararına
Colloquial
103
Konuşma Dili
not that i've taken much advantage of it yet
expr.
gerçi bundan yeterince faydalandığım pek söylenemez
104
Konuşma Dili
to (one's) advantage
expr.
(birinin) yararına/avantajına
Idioms
105
Deyim
an advantage over (someone or something)
i.
(birine/bir şeye) karşı avantaj
106
Deyim
an advantage over (someone or something)
i.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
107
Deyim
the advantage over (someone or something)
i.
(birine/bir şeye) karşı avantaj
108
Deyim
the advantage over (someone or something)
i.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük
109
Deyim
get the advantage of (something)
f.
(bir şeyden) yararlanmak
110
Deyim
get the advantage of (something)
f.
(bir şeyden) fayda sağlamak
111
Deyim
get the advantage of (something)
f.
(bir şeyden) çıkar sağlamak
112
Deyim
get the advantage of (something)
f.
(bir şeyden) nasiplenmek
113
Deyim
get the advantage of (something)
f.
(bir şeyden) istifade etmek
114
Deyim
get the advantage of
f.
üstün olmak
115
Deyim
get the advantage of
f.
galip gelmek
116
Deyim
get the advantage of
f.
avantaja sahip olmak
117
Deyim
get the advantage over
f.
üstün olmak
118
Deyim
get the advantage over
f.
galip gelmek
119
Deyim
get the advantage over
f.
avantaja sahip olmak
120
Deyim
have the advantage over
f.
üstün olmak
121
Deyim
have the advantage over
f.
galip gelmek
122
Deyim
have the advantage over
f.
avantaja sahip olmak
123
Deyim
get the advantage over (someone or something)
f.
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak
124
Deyim
get the advantage over (someone or something)
f.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak
125
Deyim
have the advantage over (someone or something)
f.
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak
126
Deyim
have the advantage over (someone or something)
f.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak
127
Deyim
press home (one's) advantage
f.
birinin avantajlarından sonuna kadar yararlanmak/faydalanmak
128
Deyim
press home (one's) advantage
f.
birinin avantajlarından sonuna kadar menfaat sağlamak
129
Deyim
press home your advantage
f.
gücünü kullanmak
130
Deyim
press home your advantage
f.
üstünlüğünü kullanmak
131
Deyim
show (someone or something) to advantage
f.
çok yakışmak
132
Deyim
show (someone or something) to advantage
f.
güzel göstermek
133
Deyim
show (someone or something) to advantage
f.
parlatmak
134
Deyim
show (someone or something) to advantage
f.
en iyi şekilde sergilemek
135
Deyim
show to advantage
f.
çok yakışmak
136
Deyim
show to advantage
f.
güzel göstermek/en iyi şekilde göstermek
137
Deyim
show to advantage
f.
parlatmak
138
Deyim
show to advantage
f.
en iyi şekilde sergilemek
139
Deyim
show one's advantage
f.
çok yakışmak
140
Deyim
show one's advantage
f.
güzel göstermek/en iyi şekilde göstermek
141
Deyim
show one's advantage
f.
parlatmak
142
Deyim
show one's advantage
f.
en iyi şekilde sergilemek
143
Deyim
take advantage of
f.
birinin zayıflığından yararlanmak
144
Deyim
take advantage of
f.
birini kullanarak çıkar sağlamak
145
Deyim
take advantage of
f.
birini kullanmak
146
Deyim
show something to good advantage
f.
güzel/iyi/şık göstermek/gözükmek
147
Deyim
take full advantage (of something)
f.
fırsatından yararlanmak
148
Deyim
take advantage (of something)
f.
fırsatından yararlanmak
149
Deyim
take advantage of
f.
zaafından faydalanmak
150
Deyim
give (one) an advantage over (someone or something)
f.
(birine biri/bir şey) karşısında avantaj kazandırmak
151
Deyim
give (one) an advantage over (someone or something)
f.
(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
152
Deyim
give (one) an advantage over (someone or something)
f.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
153
Deyim
give (one) an advantage over (someone or something)
f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
154
Deyim
give (one) the advantage over (someone or something)
f.
(birine biri/bir şey) karşısında avantaj kazandırmak
155
Deyim
give (one) the advantage over (someone or something)
f.
(birini birine/bir şeye) karşı üstün bir konuma getirmek
156
Deyim
give (one) the advantage over (someone or something)
f.
(birini birine/bir şeye) karşı bir adım öne geçirmek
157
Deyim
give (one) the advantage over (someone or something)
f.
(birinin) eline (biriyle/bir şeyle) ilgili bir koz vermek
158
Deyim
have the advantage of (something)
f.
(bir şey) avantajına sahip olmak
159
Deyim
show (someone or something) to good advantage
f.
(birini/bir şeyi) güzel/iyi/şık göstermek
160
Deyim
show to good advantage
f.
güzel/iyi/şık göstermek/gözükmek
161
Deyim
take advantage of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) faydalanmak
162
Deyim
take advantage of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) fayda/yarar/çıkar sağlamak
163
Deyim
take advantage of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sömürmek
164
Deyim
take advantage of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) istifade etmek
165
Deyim
take advantage of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) kendi çıkarı/kazancı için kullanmak
166
Deyim
turn (something) to (one's) advantage
f.
(bir şeyi birinin) avantajına çevirmek
167
Deyim
turn (something) to (one's) advantage
f.
(bir şeyi birinin) lehine çevirmek
168
Deyim
turn (something) to (one's) advantage
f.
bir şeyi avantaja/fırsata çevirmek
169
Deyim
turn (something) to (one's) advantage
f.
(bir şeyi birinin) yararına çevirmek
170
Deyim
turn something to advantage
f.
bir şeyi avantaja/fırsata çevirmek
171
Deyim
turn something to your advantage
f.
bir şeyi lehine/avantajına çevirmek
172
Deyim
to (good) advantage
zf.
daha iyi şekilde
173
Deyim
to (good) advantage
zf.
çok iyi şekilde
174
Deyim
to (good) advantage
zf.
en güzel şekilde
175
Deyim
to (better) advantage
zf.
daha iyi şekilde
176
Deyim
to (better) advantage
zf.
çok iyi şekilde
177
Deyim
to (better) advantage
zf.
en güzel şekilde
Speaking
178
Konuşma
he has the advantage
expr.
avantaj onda
Trade/Economic
179
Ticaret/Ekonomi
differential advantage
i.
ayırıcı üstünlük
180
Ticaret/Ekonomi
price advantage
i.
fiyat avantajı
181
Ticaret/Ekonomi
first-mover advantage
i.
ilk hamle avantajı
182
Ticaret/Ekonomi
first-mover advantage
i.
ilk hamle avantajı
183
Ticaret/Ekonomi
comparative advantage
i.
karşılaştırmalı üstünlük
184
Ticaret/Ekonomi
comparative advantage theory
i.
karşılaştırmalı üstünlük kuramı
185
Ticaret/Ekonomi
law of comparative advantage
i.
karşılaştırmalı üstünlük kanunu (teorisi)
186
Ticaret/Ekonomi
comparative advantage
i.
karşılaştırmalı üstünlük
187
Ticaret/Ekonomi
comparative cost advantage
i.
karşılaştırmalı maliyet üstünlüğü
188
Ticaret/Ekonomi
cost advantage
i.
maliyet üstünlüğü
189
Ticaret/Ekonomi
cost advantage
i.
maliyet avantajı
190
Ticaret/Ekonomi
absolute advantage
i.
mutlak üstünlük
191
Ticaret/Ekonomi
theory of absolute advantage
i.
mutlak üstünlükler teorisi
192
Ticaret/Ekonomi
comparative advantage
i.
mukayeseli maliyet kuramı
193
Ticaret/Ekonomi
comparative advantage
i.
mukayeseli üstünlük
194
Ticaret/Ekonomi
absolute advantage
i.
mutlak üstünlük
195
Ticaret/Ekonomi
absolute advantage
i.
mutlak avantaj
196
Ticaret/Ekonomi
competitive advantage
i.
rekabet üstünlüğü
197
Ticaret/Ekonomi
competitive advantage
i.
rekabetçi üstünlük
198
Ticaret/Ekonomi
competitive advantage
i.
rekabet avantajı
199
Ticaret/Ekonomi
competitive advantage
i.
rekabet üstünlüğü
200
Ticaret/Ekonomi
union wage advantage
i.
sendika avantajı
201
Ticaret/Ekonomi
sustainable competitive advantage
i.
sürdürülebilir rekabet üstünlüğü
202
Ticaret/Ekonomi
sustainable competitive advantage
i.
sürdürülebilir rekabetçi üstünlük
203
Ticaret/Ekonomi
sustainable competitive advantage
i.
sürdürülebilir rekabet avantajı
204
Ticaret/Ekonomi
tax advantage
i.
vergi avantajı
205
Ticaret/Ekonomi
tax advantage
i.
vergi avantajı sağlama
206
Ticaret/Ekonomi
incumbent advantage
i.
yerleşik firma avantajı
207
Ticaret/Ekonomi
gain advantage
f.
çıkar sağlamak
208
Ticaret/Ekonomi
gain advantage
f.
çıkar temin etmek
Law
209
Hukuk
pecuniary advantage
i.
fayda
210
Hukuk
comparative advantage
i.
karşılaştırmalı üstünlük
211
Hukuk
balance of advantage
i.
kar dengesi
212
Hukuk
pecuniary advantage
i.
maddi çıkar
Politics
213
Siyasal
unfair competitive advantage
i.
haksız rekabet üstünlüğü
214
Siyasal
comparative advantage
i.
karşılaştırmalı üstünlük
215
Siyasal
mutual advantage
i.
karşılıklı yarar
216
Siyasal
involve an advantage
f.
bir avantaj içermek
Technical
217
Teknik
advantage factor
i.
avantaj faktörü
218
Teknik
mechanical advantage
i.
mekanik avantaj
Telecom
219
Telekom
first mover advantage
i.
ilk girenin avantajı
Mechanic
220
Mekanik
mechanical advantage
i.
makine ile üretilen kuvvetin uygulanan kuvvete oranı
Automotive
221
Otomotiv
traction advantage
i.
yol tutuş avantajı
Psychology
222
Psikoloji
advantage by illness
i.
hastalıktan avantaj sağlama
Military
223
Askeri
taking advantage of the cover
i.
örtüden faydalanma
224
Askeri
strategic advantage
i.
stratejik üstünlük
Sport
225
Spor
time-advantage
i.
güreşte zaman avantajı
226
Spor
advantage rule
i.
avantaj kuralı
227
Spor
homecourt advantage
i.
saha avantajı
228
Spor
homecourt advantage
i.
taraftar desteğiyle kendi sahasında oynama avantajı
Football
229
Futbol
play an advantage
f.
(oyunu) avantaja bırakmak
230
Futbol
apply advantage
f.
(oyunu) avantaja bırakmak
Tennis
231
Tenis
advantage court
i.
avantaj kortu
232
Tenis
advantage out
i.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis)
233
Tenis
advantage out
i.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis)
234
Tenis
advantage-in
s.
servis atan
235
Tenis
advantage-out
s.
servisi karşılayan
236
Tenis
advantage in (ad in)
expr.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis)
237
Tenis
ad in (advantage in)
expr.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis)
238
Tenis
ad out (advantage out)
expr.
servisi karşılayan oyuncu avantajlı/önde (tenis)
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of advantage
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy