Geçmiş

engel

"engel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 157 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	engel	obstacle i.
2	Yaygın Kullanım	engel	impediment i.
General
3	Genel	engel	drawback i.
4	Genel	engel	fence i.
5	Genel	engel	hobble i.
6	Genel	engel	hedge i.
7	Genel	engel	crimp i.
8	Genel	engel	millstone i.
9	Genel	engel	difficulty i.
10	Genel	engel	hitch i.
11	Genel	engel	barricade i.
12	Genel	engel	slashing i.
13	Genel	engel	block i.
14	Genel	engel	fetters i.
15	Genel	engel	dam i.
16	Genel	engel	baulk i.
17	Genel	engel	trammel i.
18	Genel	engel	drag i.
19	Genel	engel	supersedeas i.
20	Genel	engel	cramp i.
21	Genel	engel	traverse i.
22	Genel	engel	hindrance i.
23	Genel	engel	holdup i.
24	Genel	engel	stay i.
25	Genel	engel	hangup i.
26	Genel	engel	hamper i.
27	Genel	engel	retardation i.
28	Genel	engel	rub i.
29	Genel	engel	stop i.
30	Genel	engel	encumbrance i.
31	Genel	engel	countercheck i.
32	Genel	engel	morass i.
33	Genel	engel	disqualification i.
34	Genel	engel	obstruct i.
35	Genel	engel	logjam i.
36	Genel	engel	check i.
37	Genel	engel	disincentive i.
38	Genel	engel	fetter i.
39	Genel	engel	barrage i.
40	Genel	engel	counterwork i.
41	Genel	engel	stumbling block i.
42	Genel	engel	determent i.
43	Genel	engel	balk i.
44	Genel	engel	let i.
45	Genel	engel	tie i.
46	Genel	engel	discouragement i.
47	Genel	engel	hurdle i.
48	Genel	engel	holdback i.
49	Genel	engel	shackle i.
50	Genel	engel	embroglio i.
51	Genel	engel	curb i.
52	Genel	engel	bar i.
53	Genel	engel	entanglement i.
54	Genel	engel	clog i.
55	Genel	engel	lid i.
56	Genel	engel	barrier i.
57	Genel	engel	obstacle i.
58	Genel	engel	handicap i.
59	Genel	engel	obstruction i.
60	Genel	engel	impedimentum i.
61	Genel	engel	incumbrance i.
62	Genel	engel	hinderance i.
63	Genel	engel	hold-up i.
64	Genel	engel	liability i.
65	Genel	engel	objection i.
66	Genel	engel	bottleneck i.
67	Genel	engel	complication i.
68	Genel	engel	setback i.
69	Genel	engel	check i.
70	Genel	engel	thwart i.
71	Genel	engel	embarrassment i.
72	Genel	engel	encomberment i.
73	Genel	engel	endurance i.
74	Genel	engel	let i.
75	Genel	engel	bauk i.
76	Genel	engel	blackade i.
77	Genel	engel	retardment i.
78	Genel	engel	blight i.
79	Genel	engel	hang-up i.
80	Genel	engel	hang-up i.
81	Genel	engel	hansokomake i.
82	Genel	engel	brake i.
83	Genel	engel	hiccough i.
84	Genel	engel	hinderance i.
85	Genel	engel	glitch i.
86	Genel	engel	lock [obsolete] i.
87	Genel	engel	obstancy [obsolete] i.
88	Genel	engel	clamp i.
89	Genel	engel	delayment i.
90	Genel	engel	delimitation i.
91	Genel	engel	denial [dialect] [uk] i.
92	Genel	engel	opposition i.
93	Genel	engel	roadblock i.
94	Genel	engel	rubber i.
95	Genel	engel	impeachment [obsolete] i.
96	Genel	engel	impedance i.
97	Genel	engel	disencouragement [obsolete] i.
98	Genel	engel	incapacity i.
99	Genel	engel	cram [dialect] i.
100	Genel	engel	cramp i.
101	Genel	engel	cramp ring [obsolete] i.
102	Genel	engel	cramper i.
103	Genel	engel	constriction i.
104	Genel	engel	cumber i.
105	Genel	engel	cumberment i.
106	Genel	engel	cumbrance i.
107	Genel	engel	inhibition i.
108	Genel	engel	panel i.
109	Genel	engel	cordon i.
110	Genel	engel	disbenefit i.
111	Genel	engel	discount i.
112	Genel	engel	prejudice i.
113	Genel	engel	pullback i.
114	Genel	engel	set-back i.
115	Genel	engel	stick i.
116	Genel	engel	strangle hold i.
117	Genel	engel	strike i.
118	Genel	engel	supersedeas [obsolete] i.
119	Genel	engel	hcp (handicap) kısalt.
120	Genel	engel	barnacle i.
Colloquial
121	Konuşma Dili	engel	blow i.
122	Konuşma Dili	engel	a stumbling block i.
123	Konuşma Dili	engel	kibosh i.
124	Konuşma Dili	engel	baggage i.
125	Konuşma Dili	engel	kybosh i.
Idioms
126	Deyim	engel	albatross i.
127	Deyim	engel	a catch to (something) i.
128	Deyim	engel	a closed door i.
129	Deyim	engel	closed door i.
130	Deyim	engel	a closed door i.
131	Deyim	engel	closed door i.
132	Deyim	engel	brick wall i.
133	Deyim	engel	the stumbling block i.
134	Deyim	engel	the dead hand [uk] i.
135	Deyim	engel	deadweight i.
Trade/Economic
136	Ticaret/Ekonomi	engel	impediment i.
137	Ticaret/Ekonomi	engel	bottleneck i.
138	Ticaret/Ekonomi	engel	restraint i.
139	Ticaret/Ekonomi	engel	prevention i.
Law
140	Hukuk	engel	contretemps i.
141	Hukuk	engel	restraint i.
Technical
142	Teknik	engel	handicap i.
143	Teknik	engel	objection i.
144	Teknik	engel	obstacle i.
145	Teknik	engel	snag i.
Psychology
146	Psikoloji	engel	interference i.
Food Engineering
147	Gıda	engel	inhibitor i.
Chemistry
148	Kimya	engel	barier i.
Linguistics
149	Dilbilim	engel	interference i.
150	Dilbilim	engel	noise i.
Meteorology
151	Meteoroloji	engel	obscuration i.
Sport
152	Spor	engel	barrier i.
153	Spor	engel	jump i.
154	Spor	engel	hazard i.
Archaic
155	Eski Kullanım	engel	foil i.
156	Eski Kullanım	engel	stile i.
British Slang
157	İngiliz Argosu	engel	baller-blocking i.

"engel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	engel olmak	prevent f.
2	Yaygın Kullanım	engel olmak	hinder f.
General
3	Genel	çökmesine engel olma	sustenance i.
4	Genel	psikolojik engel	hangup i.
5	Genel	engel tabakası	barrier layer i.
6	Genel	engel (çit/duvar/korkuluk gibi)	barrier i.
7	Genel	engel olma	entrammelling i.
8	Genel	özelikle abd'de toplumun alt seviyesindeki insanların üst seviyedeki insanların hayatlarına girmelerine engel olan sosyal bariyer	marble ceiling i.
9	Genel	yüksek engel	high hurdles i.
10	Genel	grev sırasında çalışmak isteyen işçilere engel olma	picketing i.
11	Genel	engel olma	preclusion i.
12	Genel	engel olma	encumbering i.
13	Genel	engel olma	obstruction i.
14	Genel	engel olan	disincentive i.
15	Genel	engel (yarışlarda)	hurdle i.
16	Genel	hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf	mouthpiece i.
17	Genel	engel olma	debarment i.
18	Genel	bir yeri rüzgardan koruyan engel	windbreak i.
19	Genel	engel (yarış)	stick i.
20	Genel	yüzer kütüklerden oluşan engel	boom i.
21	Genel	alçak engel	low hurdles i.
22	Genel	engel olma	disallowance i.
23	Genel	tabii engel	natural obstacle i.
24	Genel	yasal engel	legal hitch i.
25	Genel	engel katmanı	barrier layer i.
26	Genel	engel olma	blocking i.
27	Genel	gümrük kaçakçılığına engel olmak için kullanılan silahlı deniz motoru	revenue cutter i.
28	Genel	engel olma	clogging i.
29	Genel	çalı engel	hedge i.
30	Genel	çalı engel	hedgerow i.
31	Genel	engel olma	prevention i.
32	Genel	önemli engel	significant obstruction i.
33	Genel	psikolojik engel	psychological barrier i.
34	Genel	psikolojik engel	mental block i.
35	Genel	karşılaşılan engel	challenge i.
36	Genel	engel olma	entrammeling i.
37	Genel	büyük engel	major obstacle i.
38	Genel	büyük engel	big obstacle i.
39	Genel	fiziksel engel	physical disability i.
40	Genel	genel olarak öğrenecek kişinin önünde, öğrenmeye engel olabilecek her türlü psikolojik bariyeri kaldırmayı amaçlayan öğretim yöntemi	desuggestopedia i.
41	Genel	büyükbaş hayvanların kaçmasına engel olmak için iki ayağına takılan ip ya da zincir	spancel i.
42	Genel	havanın geçişine engel olan bariyer ya da duvar	air tight i.
43	Genel	kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman	spray skirt i.
44	Genel	kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman	spraydeck [us] i.
45	Genel	kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman	akuilisaq (greenland) i.
46	Genel	kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman	tuiitsoq (greenland) i.
47	Genel	kendiyle ilgili bir şeye (başarı/plan) engel olma	self-sabotage i.
48	Genel	tuzak kurmak amacıyla yola döşenen çivili engel	caltrop i.
49	Genel	atların üzerinden atladığı engel	cavaletti i.
50	Genel	atların üzerinden atladığı engel	cavalletti i.
51	Genel	her zorluk ve engel	thick and thin i.
52	Genel	engel olan kimse	trammeler i.
53	Genel	yolda bulunan (ağaç kütüğü gibi) engel	hang-up i.
54	Genel	soyut engel	boyg i.
55	Genel	(engel, kısıtlama, denetim) aşma	breakthrough i.
56	Genel	(engel, kısıtlama, denetim) aşılan yer	breakthrough i.
57	Genel	çıkıntı yapan engel	hub [us] i.
58	Genel	(at) engel atlama yarışı	hurdle race i.
59	Genel	topallama gibi engel	hurple [scotland] i.
60	Genel	ani engel	bump i.
61	Genel	engel olma	obstancy [obsolete] i.
62	Genel	engel teşkil eden şey	opposition i.
63	Genel	(atçılık) iki çitten oluşan bir tür engel	in-and-out i.
64	Genel	aşılmaz engel	iron curtain i.
65	Genel	ilerlemeyi durduran engel	counterbuff i.
66	Genel	nehir yatağının ucuna sabitlenmiş engel	planter i.
67	Genel	at ile engel atlama	sault [obsolete] i.
68	Genel	(slalom yarışında) kara sabitlenmiş iki direkten oluşan bir engel	gate i.
69	Genel	engel atlama temelli bir at yarışı türü	puissance i.
70	Genel	engel atlama temelli bir at yarışı türü	puissaunce i.
71	Genel	doğru görmeye engel olan şeyler	scale i.
72	Genel	ata verilen engel atlama eğitimi	schooling i.
73	Genel	külfetli engel	preventative i.
74	Genel	erdemin önündeki engel	slander [obsolete] i.
75	Genel	(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması	stimey i.
76	Genel	engel olmak	put off f.
77	Genel	engel olmak	hold f.
78	Genel	büyümesine engel olmak	stunt f.
79	Genel	engel olmak	estop f.
80	Genel	engel olmak	nix f.
81	Genel	engel olmak	prevent f.
82	Genel	engel olmak	debar f.
83	Genel	engel olmak	interfere with f.
84	Genel	bir engel karşısında duraklamak	balk f.
85	Genel	engel olmak	militate against f.
86	Genel	engel olmak	frustrate f.
87	Genel	engel olmak	be in the way f.
88	Genel	engel çıkarmak	raise difficulties f.
89	Genel	engel olmak	scotch f.
90	Genel	engel olmak	hinder f.
91	Genel	engel olmak	thwart f.
92	Genel	engel olmak	balk f.
93	Genel	engel olmak	baffle f.
94	Genel	engel olmak	put a spoke in somebody's wheel f.
95	Genel	engel olmak	entrammel f.
96	Genel	engel koymak	handicap f.
97	Genel	çökmesine engel olmak	sustain f.
98	Genel	engel atlamak	vault f.
99	Genel	engel olmak	oppose f.
100	Genel	engel olmak	encumber f.
101	Genel	ilerlemesine engel olmak	put back f.
102	Genel	engel olmak	shackle f.
103	Genel	engel olmak	blanket f.
104	Genel	engel olmak	bind f.
105	Genel	engel olmak	forbid f.
106	Genel	aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak	vote something down f.
107	Genel	birine engel olmak	stand in someone's way f.
108	Genel	engel olmak	bar f.
109	Genel	engel olmak	put back f.
110	Genel	engel koymak	hedge off f.
111	Genel	engel olmak	handicap f.
112	Genel	engel olmak	intercept f.
113	Genel	haberin yayılmasına engel olmak	gag f.
114	Genel	engel olmak	be in somebody's road f.
115	Genel	engel olmak	clip one's wings f.
116	Genel	engel tanımamak	be determined f.
117	Genel	engel tanımamak	be dead set on f.
118	Genel	engel tanımamak	be resolute f.
119	Genel	engel çıkarmak	create difficulties f.
120	Genel	engel çıkarmak	create barriers f.
121	Genel	engel çıkarmak	create problems f.
122	Genel	engel olmamak	give free rein to f.
123	Genel	engel olmamak	give rein to f.
124	Genel	engel olmamak	allow to move freely f.
125	Genel	engel olmamak	allow to act without restraints f.
126	Genel	engel olmamak	set free f.
127	Genel	engel olmamak	not to prevent f.
128	Genel	engel olmamak	not to stop f.
129	Genel	engel teşkil etmek	constitute an impediment f.
130	Genel	engel teşkil etmek	pose an obstacle f.
131	Genel	engel teşkil etmek	hinder f.
132	Genel	engel teşkil etmek	hamper f.
133	Genel	engel teşkil etmek	inhibit f.
134	Genel	engel teşkil etmek	impede f.
135	Genel	engel teşkil etmek	obstruct f.
136	Genel	engel teşkil etmek	thwart f.
137	Genel	engel olmak	incumber f.
138	Genel	engel oluşturmak	obstruct f.
139	Genel	engel oluşturmak	hamper f.
140	Genel	engel oluşturmak	hinder f.
141	Genel	engel oluşturmak	pose an obstacle f.
142	Genel	engel oluşturmak	prevent f.
143	Genel	engel oluşturmak	block f.
144	Genel	engel oluşturmak	constitute an impediment f.
145	Genel	engel oluşturmak	inhibit f.
146	Genel	engel oluşturmak	impede f.
147	Genel	engel olmak	exclude f.
148	Genel	-e engel olmak	override f.
149	Genel	-e engel olmak	militate against f.
150	Genel	engel olmak	hamper f.
151	Genel	engel olmak	impede f.
152	Genel	engel olmak	cramp f.
153	Genel	engel olmak	foreclose f.
154	Genel	engel çıkarmak	impede f.
155	Genel	başarmasına engel olmak	foil f.
156	Genel	engel olmak	preclude f.
157	Genel	engel oluşturmak	pose a challenge f.
158	Genel	işini yapmasına engel olmak	prevent someone from doing her/his job f.
159	Genel	engel tanımamak	stop at nothing f.
160	Genel	birine engel olmak	encumber someone with something f.
161	Genel	özgürlüğüne engel olmak	illiberalize f.
162	Genel	olay/hadise/rezalet çıkmasına mani/engel olmak	avoid a scene f.
163	Genel	engel olamamak	can not prevent f.
164	Genel	engel olamamak	cannot help doing f.
165	Genel	erken davranıp engel olmak	forestall f.
166	Genel	engel çıkmak	prevent f.
167	Genel	engel olmak	accumber f.
168	Genel	engel olmak	cheat f.
169	Genel	engel olmak	baffle f.
170	Genel	hareket özgürlüğüne engel olmak	embarrass f.
171	Genel	engel olmak	empeach f.
172	Genel	faaliyetine engel olmak	encomber [obsolete] f.
173	Genel	birleşmesine engel olmak	unjoin f.
174	Genel	engel olmak	kep [uk] f.
175	Genel	engel olmak	let f.
176	Genel	engel olmak	bay f.
177	Genel	büyümesine engel olarak güçsüzleştirmek	etiolate f.
178	Genel	hareketine engel olmak	manacle f.
179	Genel	gelişimine engel olmak	manacle f.
180	Genel	(dağ, engel) aşmak	breast f.
181	Genel	engel üzerinden atlamak	hurdle f.
182	Genel	engel üzerinden atlamak	hurdle f.
183	Genel	(araziyi veya avı) ağlı kaçak avcılara karşı korumak için engel yerleştirmek	bush f.
184	Genel	engel koymak	delimit f.
185	Genel	engel olmak	gum f.
186	Genel	engel olmak	hedge f.
187	Genel	göreve engel olmak	offend [obsolete] f.
188	Genel	engel olmak	overreach f.
189	Genel	engel teşkil etmek	impeach [obsolete] f.
190	Genel	engel teşkil etmek	impedite [obsolete] f.
191	Genel	engel olmak	dispurpose f.
192	Genel	engel olmak	saddle f.
193	Genel	engel olmak	disturb f.
194	Genel	engel olmak	dit [scotland] f.
195	Genel	engel olmak	ditt f.
196	Genel	engel olmak	difficult [obsolete] f.
197	Genel	yoluna engel koymak	interpose f.
198	Genel	(olay) gidişata engel olmak	intervene f.
199	Genel	engel olmak	contrair [scotland] f.
200	Genel	engel olmak	discharge [scotland] f.
201	Genel	engel olmak	outflank f.
202	Genel	engel olmak	scoat f.
203	Genel	engel atlama yarışına katılmak	showjump f.
204	Genel	engel olunmuş	entrammelled s.
205	Genel	engel olunmuş	scotched s.
206	Genel	engel olunmuş	clogged s.
207	Genel	engel olan	obstructive s.
208	Genel	engel olunmuş	encumbered s.
209	Genel	büyümesine engel olunmuş	stunted s.
210	Genel	engel olan	preventive s.
211	Genel	engel olunmuş	foreclosed s.
212	Genel	engel olunmuş	entrammeled s.
213	Genel	engel ile karşılaşmış	afoul s.
214	Genel	engel olunmamış	undaunted s.
215	Genel	engel olunmamış	unhindered s.
216	Genel	engel olmayan	unobstructive s.
217	Genel	çok sayıda sorun ve engel içeren	hydra-headed s.
218	Genel	engel olan	impeding s.
219	Genel	engel olarak	obstructively zf.
220	Genel	herhangi bir engel olmaksızın	without let or hindrance zf.
221	Genel	engel çıkmazsa	deo volente zf.
222	Genel	engel teşkil edecek şekilde	in one's way zf.
223	Genel	gelişime engel olarak	underfoot zf.
224	Genel	kendine engel olamadan	helplessly zf.
225	Genel	engel olacak şekilde	hinderingly zf.
226	Genel	engel olarak karşısına çıkan	in someone's way zf.
Phrasals
227	Öbek Fiiller	engel olmak	tie up f.
228	Öbek Fiiller	engel olmak	pick off f.
229	Öbek Fiiller	engel veya zorluklara karşın devam etmek	plow ahead f.
230	Öbek Fiiller	ilerlemesine engel/mani olmak	set back f.
231	Öbek Fiiller	içki içmesine engel olmak	dry someone out f.
232	Öbek Fiiller	'e engel olmak	preclude from f.
233	Öbek Fiiller	(bir şeyi) çitle çevirerek (birinin/bir şeyin) ulaşmasına engel olmak	fence (someone or something) off from (something) f.
234	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yaklaşmasına engel olmak için (bir şeyi) çitle çevirmek	fence (someone or something) off from (something) f.
235	Öbek Fiiller	(bir şeye) engel olmak	keep away (from someone or something) f.
236	Öbek Fiiller	engel tanımamak	stick at nothing f.
237	Öbek Fiiller	olumsuz hava koşulları ulaşmasına engel olmak	weather in f.
238	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak	stack (something) against (someone or something) f.
239	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) başarısına bir engel teşkil etmek	stack (something) against (someone or something) f.
240	Öbek Fiiller	engel olmak	kill off f.
241	Öbek Fiiller	yayımlanmasına engel olmak	black out f.
242	Öbek Fiiller	dağıtılmasına engel olmak	black out f.
243	Öbek Fiiller	çıkmasına engel oluşturmak	block in f.
244	Öbek Fiiller	bir yerden çıkmasına engel oluşturmak	block in some place f.
245	Öbek Fiiller	bir şeyin geçişine engel oluşturmak	block something off f.
246	Öbek Fiiller	önünde engel oluşturmak	block out f.
247	Öbek Fiiller	tutmak (saldırmasına engel olmak)	call off f.
248	Öbek Fiiller	sahip olmak (saldırmasına engel olmak)	call off f.
249	Öbek Fiiller	(bir şey yapmaya) engel olmak	chomp down on (something) f.
250	Öbek Fiiller	birinin bir şey yapmasına engel olmak	constrain someone from doing something f.
251	Öbek Fiiller	(birinin bir şey yapmasına) engel olmak	constrain (one) from (doing something) f.
252	Öbek Fiiller	yapmasına engel olmak	constrain from doing f.
253	Öbek Fiiller	(birinin bir şey yapmasına) engel oluşturmak/teşkil etmek	inhibit (someone) from (doing something) f.
254	Öbek Fiiller	yapmasına engel oluşturmak/teşkil etmek	inhibit from doing f.
255	Öbek Fiiller	(bir şey yapmasına) engel olmak	keep from (doing something) f.
256	Öbek Fiiller	yapmasına engel olmak	keep from doing f.
257	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin bir şey yapmasına) mani/engel olmak	prevent (someone or something) from (doing something) f.
258	Öbek Fiiller	yapmasına mani/engel olmak	prevent (someone) from doing f.
259	Öbek Fiiller	-in başarısına bir engel teşkil etmek	stack against f.
260	Öbek Fiiller	(bir süre) ilerlemesine engel olmak	stall for (something) f.
261	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) engel oluşturmak	weigh on (someone or something) f.
Phrases
262	İfadeler	aşk engel tanımaz	love knows no bounds expr.
263	İfadeler	aşk engel tanımaz	love knows no boundaries expr.
264	İfadeler	mesafeler engel değil	distance doesn't matter expr.
Proverb
265	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride cometh before a fall
266	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride cometh before the fall
267	Atasözü	bir aksilik/engel uzun vadede daha büyük problemlerin oluşmasını engelleyebilir	a stumble may prevent a fall
268	Atasözü	her yolda bir engel vardır	every path has a puddle
269	Atasözü	her yolda bir engel vardır	every path has its puddle
270	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride comes before a fall
271	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride comes before the fall
272	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride goes before a fall
273	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride goes before the fall
274	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride goeth before a fall
275	Atasözü	fazla özgüven insanın önünde engel oluşturur	pride goeth before the fall
Colloquial
276	Konuşma Dili	bisiklet rotasında/pistinde üstünden atlayarak geçilen engel	bunny hop i.
277	Konuşma Dili	engel olunamayan çok yüksek sesli ve şiddetli hapşırık	juggersnot i.
278	Konuşma Dili	temel engel	main stumbling block i.
279	Konuşma Dili	temel engel	major stumbling block i.
280	Konuşma Dili	aşılamaz engel	blank wall i.
281	Konuşma Dili	ırak'a ek asker gönderilmesine engel olan kimse	surge protector i.
282	Konuşma Dili	bir şeyi elde etmesine engel olmak	cut out f.
283	Konuşma Dili	engel/kısıtlama olmadan yapmak	let it rip f.
284	Konuşma Dili	engel oluşturmamak	get out of the way f.
285	Konuşma Dili	birinin öğle yemeğine gitmesine engel olan (kimse)	lunch-blocking s.
286	Konuşma Dili	(ya bir şeyi) ya da engel olma	(do something) or get off the pot expr.
287	Konuşma Dili	engel oluşturma	get out of the way expr.
288	Konuşma Dili	birinin planlarına engel olma	in someone's way expr.
289	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) yolunda engel	in someone's (or something's) way expr.
290	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in someone's (or something's) way expr.
291	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) ilerlemesine engel	in someone's (or something's) way expr.
292	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) hareket etmesine engel	in someone's (or something's) way expr.
293	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) yolunda engel	in the way of someone or something expr.
294	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in the way of someone or something expr.
295	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) ilerlemesine engel	in the way of someone or something expr.
296	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) hareket etmesine engel	in the way of someone or something expr.
297	Konuşma Dili	birine engel	in one's way expr.
298	Konuşma Dili	birinin yolunda/önünde engel	in one's way expr.
299	Konuşma Dili	birinin ilerlemesine/hareket etmesine engel	in one's way expr.
300	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) yolunda engel	in the way of (someone or something) expr.
301	Konuşma Dili	(birinin/bir şeyin) önünde engel	in the way of (someone or something) expr.
302	Konuşma Dili	(birine/bir şeye) engel	in the way of (someone or something) expr.
303	Konuşma Dili	(birinin) yoluna engel değil	out of (one's) way expr.
304	Konuşma Dili	engel oluşturmayacak şekilde	out of (one's) way expr.
305	Konuşma Dili	(bir şey) engel değil	(something) is no object expr.
306	Konuşma Dili	(bir şey) engel olmazsa	(something) permitting expr.
307	Konuşma Dili	kendime engel olamadım	(I) couldn't help it expr.
308	Konuşma Dili	birinin yolunda engel	in somebody's way expr.
309	Konuşma Dili	önünde/yolunda engel	in way expr.
310	Konuşma Dili	engel değil	no object expr.
Idioms
311	Deyim	iki kişinin arasındaki cinsel çekime engel olmak için yanlarında bulunan kişi	a fire extinguisher i.
312	Deyim	birinin yoluna çıkan engel	a lion in the way [obsolete] i.
313	Deyim	askerlikte kadınların yükselmesinin önündeki soyut engel/bariyer	brass ceiling i.
314	Deyim	işyerinde asya kökenlilerin yükselmesine karşı soyut engel	bamboo ceiling i.
315	Deyim	orduda kadınların rütbe alarak ilerlemesine karşı soyut engel	brass ceiling i.
316	Deyim	büyük engel	major stumbling block i.
317	Deyim	büyük engel	main stumbling block i.
318	Deyim	büyük engel	big stumbling block i.
319	Deyim	engel tanımayan kişi	fire-breather i.
320	Deyim	kişinin işi bırakmasına engel olan parasal sebepler	golden handcuffs i.
321	Deyim	planlara/eğlenceye engel olan kimse	addle-plot [obsolete] i.
322	Deyim	kendi kendine engel olan	(one's) own worst enemy i.
323	Deyim	ilerlemenin/değişimin önündeki büyük engel	a dead weight i.
324	Deyim	başarının/mutluluğun önündeki engel	a fly in the ointment i.
325	Deyim	(birinin) önünde büyük/ciddi bir engel	a millstone about (one's) neck i.
326	Deyim	önünde büyük/ciddi bir engel	a millstone around your neck i.
327	Deyim	önünde büyük/ciddi bir engel	a millstone round your neck [uk] i.
328	Deyim	birinin önünde büyük/ciddi bir engel	a millstone around somebody's neck i.
329	Deyim	birinin önünde büyük/ciddi bir engel	a millstone round somebody's neck i.
330	Deyim	birinin önünde engel	albatross round someone's neck i.
331	Deyim	önünde engel	an albatross around your neck i.
332	Deyim	önünde engel	an albatross round your neck [uk] i.
333	Deyim	birinin önünde engel	albatross round someone's neck i.
334	Deyim	önünde engel	an albatross around your neck i.
335	Deyim	önünde engel	an albatross round your neck [uk] i.
336	Deyim	yoldaki/süreçteki sıkıntı/sorun/geçici engel	bump in the road i.
337	Deyim	önünde büyük/ciddi bir engel	millstone about neck i.
338	Deyim	engel olmamak	give full rein to f.
339	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	knock someone off stride [usa] f.
340	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	throw someone off stride [usa] f.
341	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	throw off stride [usa] f.
342	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	knock off stride [usa] f.
343	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	knock someone off his/her stride [usa] f.
344	Deyim	(birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak	throw someone off his/her stride [usa] f.
345	Deyim	(yolunda) engel olmak	lie in the way f.
346	Deyim	birine sorun ya da engel oluşturmak	put the squeeze on (one) f.
347	Deyim	engel olmak	close the door on (something) f.
348	Deyim	engel/mani olmak	close the door on f.
349	Deyim	engel/mani olmak	close the door to f.
350	Deyim	engel/mani olmak	shut the door on f.
351	Deyim	engel/mani olmak	shut the door to f.
352	Deyim	engel olmamak	not stand in (someone's or something's) way f.
353	Deyim	engel olmamak	not stand in somebody’s way f.
354	Deyim	bir şeye engel olmak	put the mockers on something f.
355	Deyim	birisine engel olmak	put the brakes on someone f.
356	Deyim	engel tanımamak	stop at nothing f.
357	Deyim	engel teşkil etmek	stand in one's way f.
358	Deyim	engel aşmak	cross a hurdle f.
359	Deyim	engel aşmak	clear a hurdle f.
360	Deyim	gelişimine/gidişatına engel olmak	put one off one's stride f.
361	Deyim	engel oluşturmak	shut the door on (something) f.
362	Deyim	(birinin) planlarına engel olmak	shoot (one's) fox f.
363	Deyim	(birine) engel oluşturacak bir şey yapmak	do (one) no service f.
364	Deyim	birine engel oluşturacak bir şey yapmak	do somebody no service f.
365	Deyim	bir mani/engel görmemek	not see any objection f.
366	Deyim	(bir şeye) bir mani/engel görmemek	not see any objection f.
367	Deyim	kuralları başkalarının başarılı olmasına engel olacak şekilde değiştirmek	move the goal line [uk] f.
368	Deyim	önüne aşılamaz bir güçlük/engel çıkmak	hit a stone wall f.
369	Deyim	(birine) engel/mani oluşturmamak	move out of (one's) way f.
370	Deyim	mani/engel oluşturmamak	move out of the way f.
371	Deyim	(kendi) kendine engel olmak	stand in (one's) own light f.
372	Deyim	engel teşkil etmek	get into the way f.
373	Deyim	bir şeye engel olmak/teşkil etmek	put a crimp in something [us] f.
374	Deyim	bir şeye engel olmak/teşkil etmek	put a crimp on something [us] f.
375	Deyim	engel oluşturmamak	be out of the way f.
376	Deyim	engel yaratmamak	be out of the way f.
377	Deyim	engel olmaktan çıkmak	be out of the way f.
378	Deyim	bir engel görmemek	see no objection f.
379	Deyim	bir engel ya da hastalığı durumu suiistimal etmek için kullanmak	play it for all it's worth f.
380	Deyim	bir şey yapmaya engel olamamak	cannot help doing something f.
381	Deyim	bir türlü engel olamamak	can't help it f.
382	Deyim	(yapmaya) engel olamamak	can't help (doing) something f.
383	Deyim	engel olmak	clip wings f.
384	Deyim	(birinin) rahat hareket etmesine engel olmak	cramp (one's) style f.
385	Deyim	birinin rahat hareket etmesine engel olmak	cramp somebody's style f.
386	Deyim	rahat hareket etmesine engel olmak	cramp style f.
387	Deyim	(birinin) planına/kaçışına engel olmak	cut (one) off at the pass f.
388	Deyim	planına/kaçışına engel olmak	cut off at the pass f.
389	Deyim	(bir şeye) engel olmak	get in the way (of something) f.
390	Deyim	birine/bir şeye son anda engel olmak	head someone or something off at the pass f.
391	Deyim	birine/bir şeye son anda engel olmak	cut someone or something off at the pass f.
392	Deyim	(bir şeyin) ilerlemesine engel olmak	knock (someone) on the head [uk] f.
393	Deyim	(birinin/ bir şeyin) elinden kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let (someone or something) slip through (one's) fingers f.
394	Deyim	(birinin/bir şeyin) parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let (someone or something) slip through (one's) fingers f.
395	Deyim	bir şeyin elinden kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let something slip through your fingers f.
396	Deyim	bir şeyin parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let something slip through your fingers f.
397	Deyim	bir şeyin elinden kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let something slip through your grasp f.
398	Deyim	bir şeyin parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin vermek/engel olamamak	let something slip through your grasp f.
399	Deyim	gelişimine/gidişatına engel olmak	put one off stride f.
400	Deyim	-e engel olmak	put the mockers on [uk] f.
401	Deyim	-e engel olmak	put the mocks on [australia] f.
402	Deyim	engel oluşturmamak	stay clear f.
403	Deyim	(birine/bir şeye) engel oluşturmamak	stay clear of (someone or something) f.
404	Deyim	engel oluşturmamak	stay out of the way f.
405	Deyim	engel oluşturmamak	stay out of one's way f.
406	Deyim	birine engel olmak	stay someone's hand f.
407	Deyim	birinin harekete geçmesine engel olmak	stay someone's hand f.
408	Deyim	birine engel olmak	stay somebody's hand f.
409	Deyim	birinin harekete geçmesine engel olmak	stay somebody's hand f.
410	Deyim	(birinin) konuşmasına engel/mani olmak	stop (one's) mouth [obsolete] f.
411	Deyim	(birinin) sağlıklı düşünmesine engel olmak	cloud someone's judgment f.
412	Deyim	hiçbir şey/güç durduramaz/engel olamaz	will stop at nothing expr.
413	Deyim	hiç birşey engel olamaz	not miss something for the world expr.
414	Deyim	hiç birşey engel olamaz	not miss something for love nor money expr.
415	Deyim	(birine) engel teşkil etmeyecek şekilde	out of (one's) road expr.
416	Deyim	karşısında birçok zorluk/engel olma	cards are stacked against expr.
417	Deyim	(birinin) önünde engel	in (one's) road expr.
418	Deyim	tutmanın/durdurmanın/engel olmanın imkanı yok	there's no holding (someone) expr.
Speaking
419	Konuşma	buna engel olamadım	I just couldn't stop it expr.
420	Konuşma	oyunbozan/engel durum	deal breaker expr.
421	Konuşma	sana engel olmayacağım	I won't prevent you expr.
Trade/Economic
422	Ticaret/Ekonomi	erkek bireylerin baskın olduğu işletmelerde kadın çalışanların ilerlemesine olanak sağlamayan soyut bir engel	glass ceiling effect i.
423	Ticaret/Ekonomi	kotalar gibi engel	barrier i.
424	Ticaret/Ekonomi	mali engel	fiscal drag i.
425	Ticaret/Ekonomi	tarife dışı engel	non-tariff barriers i.
426	Ticaret/Ekonomi	ticari engel	trade barrier i.
427	Ticaret/Ekonomi	tarife dışı engel	non-tariff barrier i.
428	Ticaret/Ekonomi	teknik engel	technical barrier i.
429	Ticaret/Ekonomi	yasal engel	legal barrier i.
430	Ticaret/Ekonomi	(yolda) engel	boom i.
431	Ticaret/Ekonomi	kadınların yüksek pozisyonlara gelememelerinin önünde görünmeyen yapay engel	glass ceiling i.
432	Ticaret/Ekonomi	satışına engel olmak	tie up f.
433	Ticaret/Ekonomi	engel yaratan	impediment s.
Law
434	Hukuk	adli faaliyetlerin icrasına engel olma	obstructing justice i.
435	Hukuk	dava taraflarıyla ilişkisi olmayan ve bu sebeple tanıklığa engel durumu bulunmayan kimse	disinterested witness i.
436	Hukuk	engel olma	forestalling i.
437	Hukuk	engel olma	forestallment i.
438	Hukuk	ekonomik engel	economic obstacle i.
439	Hukuk	engel olma	forestalment i.
440	Hukuk	evlenmeye engel nedenler	impediments to marriage i.
441	Hukuk	fiili engel	factual obstacle i.
442	Hukuk	evlenmeye engel nedenler	diriment impediment i.
443	Hukuk	hukuki engel	legal obstacle i.
444	Hukuk	politik engel	political obstacle i.
445	Hukuk	şahsa bağlı oluşan hukuki engel	estoppel i.
446	Hukuk	sosyal engel	social obstacle i.
447	Hukuk	vicdani engel	conscientious scruple i.
448	Hukuk	engel olmak	bar a claim f.
449	Hukuk	engel olmak	interpose f.
450	Hukuk	engel olmak	forestall f.
451	Hukuk	engel olmak	interpel f.
452	Hukuk	engel olunmuş	barred s.
453	Hukuk	evliliğe engel olucu	impeditive s.
454	Hukuk	yasal bir engel nedeniyle başvuru veya kanun yolları kapanmış	barred s.
Politics
455	Siyasal	parlamento faaliyetlerine engel teşkil eden fiiller	contempt of parliament i.
456	Siyasal	siyasi engel	political set-back i.
457	Siyasal	tarife dışı engel	non-tariff barrier i.
458	Siyasal	yasama meclisinin faaliyetlerine engel teşkil eden fiiller	contempt of congress i.
459	Siyasal	yasama meclisinin faaliyetlerine engel teşkil eden fiiller	contempt of legislature i.
460	Siyasal	gerçekleştirdikleri terör saldırılarıyla cezayir'in bağımsızlığına engel olmaya çalışan avrupalı yerleşimcilerin kurduğu bir örgüt	oas (organisation de l'armée secrète) kısalt.
Technical
461	Teknik	dış engel	external hindrance i.
462	Teknik	dik engel	erect barrier i.
463	Teknik	engel katmanı	barrier layer i.
464	Teknik	engel olan şey	hamper i.
465	Teknik	engel zarı	barrier film i.
466	Teknik	engel plastikleri	barrier plastics i.
467	Teknik	engel gerilimi	barrier potential i.
468	Teknik	engel olma	clogging i.
469	Teknik	engel algılama özelliği	obstruction detection feature i.
470	Teknik	engel kaplaması	barrier coat i.
471	Teknik	engel plakası	baffle plate i.
472	Teknik	engel katmanı kapasitesi	barrier layer capacitance i.
473	Teknik	engel voltajı	barrier voltage i.
474	Teknik	gemilerinin açık denizde herhangi bir engel olmadan serbest olarak hareket edebilmesi	freedom of the seas i.
475	Teknik	harici engel	external hindrance i.
476	Teknik	ısıl engel	thermal barrier i.
477	Teknik	kum engel	riffle i.
478	Teknik	raçet dişlisinin geri dönüşüne engel olan mandal	ratchet stop i.
479	Teknik	suni engel	artificial obstacle i.
480	Teknik	termik engel	thermal barrier i.
481	Teknik	tekerlekli sandalyenin engel aşabilme özelliği	obstacle-climbing ability of a wheelchair i.
482	Teknik	uzamsal engel	steric hindrance i.
483	Teknik	deliğin altına yerleştirilen engel	bridge i.
484	Teknik	tuzak kurmak amacıyla yola döşenen çivili engel	crow's-foot i.
485	Teknik	birleşmesine engel olmak	disjoin f.
486	Teknik	bir harekete engel olmak	suppress f.
487	Teknik	düşmesine engel olmak	sustain f.
488	Teknik	engel olmak	trap f.
489	Teknik	engel olmak	obstruct f.
490	Teknik	engel olmak	clog f.
491	Teknik	engel olmak	hamper f.
492	Teknik	engel olmak	preclude f.
493	Teknik	engel olmak	impede f.
494	Teknik	oksitlenmeye engel olmak	inoxidize f.
495	Teknik	görüşe engel olan	blinding s.
Computer
496	Bilgisayar	engel katmanı sığası	barrier layer capacitance i.
497	Bilgisayar	engel katmanı	barrier layer i.
498	Bilgisayar	engel sakınma	collision avoidance i.
499	Bilgisayar	potansiyel engel	potential hill i.
500	Bilgisayar	(irc) bir sunucu, rumuz veya kanala konulan engel	jupe i.