Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
in the face
"in the face"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrases
1
İfadeler
in the face
expr.
karşısında
2
İfadeler
in the face
expr.
rağmen
3
İfadeler
in the face
expr.
meydan okuyarak
4
İfadeler
in the face
expr.
yüzüne karşı
5
İfadeler
in the face
expr.
karşın
"in the face"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 243 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
slap in the face
i.
şamar
2
Genel
slap in the face
i.
tokat
3
Genel
line in the face
i.
yüzdeki çizgi
4
Genel
door-in-the-face technique
i.
yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi
5
Genel
slap in the face
f.
tokat atmak
6
Genel
go black in the face
f.
çok kızmak
7
Genel
turn red in the face
f.
mosmor kesilmek
8
Genel
fly in the face of
f.
hiçe saymak
9
Genel
look someone in the face
f.
birinin yüzüne bakmak
10
Genel
be black in the face
f.
çok kızmak
11
Genel
bury one's face in the pillow
f.
yüzünü yastığa gömmek
12
Genel
be helpless in the face of death
f.
ölüm karşısında çaresiz olmak
13
Genel
shut the door in someone's face
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
14
Genel
shut the door in his face
f.
kapıyı suratına kapatmak
15
Genel
shut the door in his face
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
16
Genel
shut the door in someone's face
f.
kapıyı suratına kapatmak
17
Genel
shoot someone in the face
f.
birisini suratından vurmak
18
Genel
shoot in the face
f.
suratından vurmak
19
Genel
shoot in the face
f.
yüzünden vurmak
20
Genel
punch someone directly in the face
f.
yüzünün ortasına yumruğu patlatmak
21
Genel
purple in the face
s.
alı al moru mor
22
Genel
purple in the face
s.
öfkeli
23
Genel
bang in the face
zf.
tam yüzüne
24
Genel
in the face of danger
zf.
tehlike karşısında
25
Genel
in the face of day
zf.
açıkça
26
Genel
in the face of all men
zf.
çevreye karşı
27
Genel
in the face of such a situation
zf.
böyle bir durum karşısında
28
Genel
bang in the face
zf.
suratının ortasına
29
Genel
in the face of
ed.
huzurunda
30
Genel
in the face of
ed.
dikkate alarak
31
Genel
in the face of
ed.
karşısında
32
Genel
in the face of
ed.
rağmen
33
Genel
in the face of
ed.
karşında
34
Genel
in the face of
ed.
yüzüne karşı
Phrases
35
İfadeler
blue in the face
expr.
bitap düşene (kadar)
36
İfadeler
blue in the face
expr.
yorgunluk ya da zorlanma belirtileri gösterme
37
İfadeler
blue in the face
expr.
hali kalmayana (dek)
38
İfadeler
blue in the face
expr.
canı çıkıncaya (kadar)
39
İfadeler
blue in the face
expr.
pestili çıkana (kadar)
40
İfadeler
in the face of (something)
expr.
(bir şeye) karşın
41
İfadeler
in the face of (something)
expr.
(bir şeye) rağmen
42
İfadeler
in the face of (something)
expr.
(bir şey) karşısında
43
İfadeler
in the face of (something)
expr.
(bir şeye) meydan okuyarak
44
İfadeler
in the face of (something)
expr.
(bir şeye) karşı
45
İfadeler
in the face of adversity
expr.
olumsuzluk anında
Colloquial
46
Konuşma Dili
a smack in the face
i.
(mecazen) sille
47
Konuşma Dili
a smack in the face
i.
(mecazen) sert tokat
48
Konuşma Dili
a smack in the face
i.
darbe
49
Konuşma Dili
a smack in the face
i.
tokat etkisi yaratan şey
50
Konuşma Dili
smack in the face
i.
suratına bir şamar/tokat gibi inen şey
51
Konuşma Dili
smack in the face
i.
şamar
52
Konuşma Dili
smack in the face
i.
tokat
53
Konuşma Dili
stare in the face
f.
başına gelecek gibi gözükmek
54
Konuşma Dili
stare in the face
f.
yüzyüze olmak (başına gelecek)
55
Konuşma Dili
stare in the face
f.
(bir durum vb) yakında olması kesin olmak
Idioms
56
Deyim
a slap in the face
i.
(mecazen) surata tokat yeme
57
Deyim
smack in the face
i.
(mecazen) sille
58
Deyim
a slap in the face
i.
(mecazen) sille
59
Deyim
smack in the face
i.
(mecazen) sert tokat
60
Deyim
a slap in the face
i.
tokat etkisi yaratan şey
61
Deyim
smack in the face
i.
darbe
62
Deyim
smack in the face
i.
tokat etkisi yaratan şey
63
Deyim
a slap in the face
i.
yüzüne tokat gibi inen şey
64
Deyim
a slap in the face
i.
hakaret gibi bir hareket
65
Deyim
a slap in the face
i.
aşağılayıcı bir hareket
66
Deyim
a slap in the face
i.
küçük düşürücü bir hareket
67
Deyim
a slap in the face
i.
hakaret
68
Deyim
a slap in the face
i.
geri çevirme
69
Deyim
a slap in the face
i.
beklenmedik bir darbe
70
Deyim
fly in the face of
f.
direnç göstermek
71
Deyim
look in the face
f.
yüzleşmek
72
Deyim
look in the face
f.
düello için karşı karşıya gelmek
73
Deyim
fly in the face of
f.
göğüs germek
74
Deyim
fly in the face of
f.
cesaretle karşı koymak
75
Deyim
fly in the face of
f.
aşağılamak
76
Deyim
fly in the face of
f.
hakaret etmek
77
Deyim
fly in the face of
f.
şerefini iki paralık etmek
78
Deyim
fly in the face of
f.
şiddetle karşı çıkmak
79
Deyim
fly in the face of
f.
direnmek
80
Deyim
fly in the face of
f.
dayanmak
81
Deyim
do something until you are blue in the face
f.
(bir şeyi) bitap düşene kadar yapıp bir sonuca varamamak
82
Deyim
do something until you are blue in the face
f.
(bir şeyi) hali kalmayana dek yapıp bir sonuca varamamak
83
Deyim
do something until you are blue in the face
f.
(bir şeyi) canı çıkıncaya kadar yapıp bir sonuç alamamak
84
Deyim
do something until you are blue in the face
f.
(bir şeyi) pestili çıkana kadar yapıp bir sonuç alamamak
85
Deyim
do something until you are blue in the face
f.
(bir şeyi) takati kalmayana dek yapıp bir sonuç alamamak
86
Deyim
laugh in the face of
f.
alay etmek
87
Deyim
be staring somebody in the face
f.
aşikar olmak
88
Deyim
stare someone in the face
f.
aşikar olmak
89
Deyim
get a slap in the face
f.
büyük yara almak
90
Deyim
be a slap in the face
f.
bir tokat gibi inmek
91
Deyim
fly in the face of
f.
baş kaldırmak
92
Deyim
complain till one is blue in the face
f.
başının etini yemek
93
Deyim
look in the face
f.
bön bön suratına bakmak
94
Deyim
talk until one is blue in the face
f.
bitap düşene kadar konuşmak
95
Deyim
look someone in the face
f.
dik dik bakmak
96
Deyim
talk until one is blue in the face
f.
dili damağı kurumak
97
Deyim
look in the face
f.
dik dik bakmak
98
Deyim
stare someone in the face
f.
dik dik bakmak
99
Deyim
stare someone in the face
f.
gözünü dikip bakmak
100
Deyim
look someone in the face
f.
gözünü dikip bakmak
101
Deyim
look in the face
f.
gözünü dikip bakmak
102
Deyim
complain till one is blue in the face
f.
makineli tüfek gibi konuşmak
103
Deyim
fly in the face of
f.
meydan okumak
104
Deyim
slam the door in someone's face
f.
kapıyı yüzüne kapamak
105
Deyim
slam the door in someone's face
f.
kapıyı birinin yüzüne kapamak
106
Deyim
slam the door in someone's face
f.
kapıyı yüzüne çarpmak
107
Deyim
fly in the face of someone
f.
karşı gelmek
108
Deyim
fly in the face of
f.
karşı gelmek
109
Deyim
fly in the face of someone
f.
karşı çıkmak
110
Deyim
hit someone in the face by accident
f.
kazara yüzüne vurmak
111
Deyim
fly in the face of someone
f.
karşı olmak
112
Deyim
fly in the face of
f.
sözleşmeye vb uymamak
113
Deyim
fly in the face of
f.
şiddetle karşı çıkmak
114
Deyim
fly in the face of
f.
sözünü dinlememek
115
Deyim
get a slap in the face
f.
şamar yemek
116
Deyim
complain till one is blue in the face
f.
sürekli dırdır etmek
117
Deyim
get a slap in the face
f.
ters yüz olmak
118
Deyim
fly in the face of
f.
takmamak
119
Deyim
fly in the face of someone
f.
ters düşmek
120
Deyim
become red in the face
f.
yüzü kızarmak
121
Deyim
turn red in the face
f.
(utançtan) yüzü kızarmak
122
Deyim
fly in the face of
f.
zıt düşmek
123
Deyim
turn red in the face
f.
utanmak
124
Deyim
be staring somebody in the face
f.
yüzüne bakmak
125
Deyim
look someone in the face
f.
birinin gözüne bakmak
126
Deyim
look someone in the face
f.
birinin gözünün içine bakmak
127
Deyim
look someone in the face
f.
birinin yüzüne bakmak
128
Deyim
look someone in the face
f.
direkt birinin yüzüne bakmak
129
Deyim
look someone in the face
f.
birinin doğrudan yüzüne bakmak
130
Deyim
(be unable to) look somebody in the eye(s)/face
f.
utançtan birinin yüzüne/gözüne bakamamak
131
Deyim
spit in the eye face of
f.
tepeden bakmak
132
Deyim
spit in the eye face of
f.
hor görmek
133
Deyim
spit in the eye face of
f.
hakir görmek
134
Deyim
spit in the eye face of
f.
kibirle bakmak
135
Deyim
be looking (one) in the face
f.
kaçınılmaz olmak
136
Deyim
be looking (one) in the face
f.
önlenemez hale gelmek
137
Deyim
be looking (one) in the face
f.
olması/problem yaratması neredeyse kesin olmak
138
Deyim
be looking (one) in the face
f.
belli olmak
139
Deyim
be looking (one) in the face
f.
gün gibi ortada/açık olmak
140
Deyim
be looking (one) in the face
f.
gözünün önünde olmak
141
Deyim
look/stare you in the face
f.
gözünün önünde olup fark edilmemiş/gözden kaçmış
142
Deyim
look/stare you in the face
f.
açıkça ortada olup fark edilmemiş/gözden kaçmış
143
Deyim
be red in the face
f.
utanmak
144
Deyim
be red in the face
f.
yüzü kızarmak
145
Deyim
be red in the face
f.
mosmor olmak/kesilmek
146
Deyim
be red in the face
f.
canı çıkmak
147
Deyim
be staring (one) in the face
f.
yüz yüze kalmak
148
Deyim
be staring (one) in the face
f.
kaçınılmaz hale gelmek
149
Deyim
be staring (one) in the face
f.
burun buruna gelmek
150
Deyim
be staring (one) in the face
f.
aşikar olmak
151
Deyim
be staring (one) in the face
f.
açıklığa kavuşmak
152
Deyim
be staring (one) in the face
f.
açık/aşikar hale gelmek
153
Deyim
be staring (one) in the face
f.
apaçık ortada olmak
154
Deyim
be staring (one) in the face
f.
gözünün önünde olmak
155
Deyim
be staring (one) in the face
f.
bariz olmak
156
Deyim
be staring (something) in the face
f.
(bir şeyin) eşiğinde olmak/eşiğine gelmek
157
Deyim
be staring (something) in the face
f.
(bir şeye) çok yaklaşmak
158
Deyim
be staring (something) in the face
f.
(bir şeyle) burun buruna gelmek
159
Deyim
be staring (something) in the face
f.
(bir şeyle) karşı karşıya olmak/gelmek
160
Deyim
be staring someone in the face
f.
aşikar olmak
161
Deyim
be staring someone in the face
f.
apaçık ortada olmak
162
Deyim
be staring someone in the face
f.
gözünün önünde olmak
163
Deyim
be staring someone in the face
f.
bariz olmak
164
Deyim
be staring someone in the face
f.
burnunun dibinde olmak
165
Deyim
be staring someone in the face
f.
aşikar olmak
166
Deyim
be staring someone in the face
f.
apaçık ortada olmak
167
Deyim
be staring someone in the face
f.
gözünün önünde olmak
168
Deyim
be staring someone in the face
f.
bariz olmak
169
Deyim
be staring someone in the face
f.
burnunun dibinde olmak
170
Deyim
be staring something in the face
f.
bir şeyin eşiğinde olmak/eşiğine gelmek
171
Deyim
be staring something in the face
f.
bir şeye çok yaklaşmak
172
Deyim
be staring something in the face
f.
bir şeyle burun buruna gelmek
173
Deyim
be staring something in the face
f.
bir şeyle karşı karşıya olmak/gelmek
174
Deyim
be staring something in the face
f.
yenilmek, ölmek, mahvolmak üzere olmak
175
Deyim
be staring something in the face
f.
yenilmenin, ölümün, mahvolmanın eşiğinde olmak
176
Deyim
be staring something in the face
f.
yenilmek, ölmek, mahvolmak üzere olmak
177
Deyim
be/until one is blue in the face
f.
canını dişine takmış olmak
178
Deyim
be/until one is blue in the face
f.
bitap düşene kadar çabalamak
179
Deyim
be/until one is blue in the face
f.
kendini paralamak
180
Deyim
be/until one is blue in the face
f.
canı çıkana kadar çabalamak
181
Deyim
be/until one is blue in the face
f.
pestili çıkana kadar çabalamak
182
Deyim
fly in the face of someone or something
f.
birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak
183
Deyim
fly in the face of someone or something
f.
birine/bir şeye karşı gelmek
184
Deyim
fly in the face of someone or something
f.
birine/bir şeye meydan okumak
185
Deyim
fly in the face of someone or something
f.
birine/bir şeye zıt düşmek
186
Deyim
fly in the face of someone or something
f.
birini/bir şeyi hiçe saymak
187
Deyim
fly in the face of (something)
f.
(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak
188
Deyim
fly in the face of (something)
f.
(bir şeye) karşı gelmek
189
Deyim
fly in the face of (something)
f.
(bir şeye) meydan okumak
190
Deyim
fly in the face of (something)
f.
(bir şeye) zıt düşmek
191
Deyim
fly in the face of (something)
f.
(bir şeyi) hiçe saymak
192
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeye karşı gelmek
193
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeye karşı olmak
194
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeye meydan okumak
195
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeye zıt düşmek
196
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeyi hiçe saymak
197
Deyim
fly in the face of something
f.
bir şeye şiddetle karşı çıkmak
198
Deyim
look (one) in the face
f.
(birinin) yüzüne bakmak
199
Deyim
look (one) in the face
f.
(birinin) gözüne bakmak
200
Deyim
look (one) in the face
f.
(birinin) gözünün içine bakmak
201
Deyim
look (one) in the face
f.
direkt (birinin) yüzüne bakmak
202
Deyim
look (one) in the face
f.
(birinin) doğrudan yüzüne bakmak
203
Deyim
look somebody in the eye/face
f.
birinin gözlerinin içine bakmak
204
Deyim
look somebody in the eye/face
f.
birinin gözüne/yüzüne bakmak
205
Deyim
look somebody in the eye/face
f.
direkt birinin gözüne/yüzüne bakmak
206
Deyim
look somebody in the eye/face
f.
birinin doğrudan gözüne/yüzüne bakmak
207
Deyim
stare (something) in the face
f.
(bir şeye) karşı koymak
208
Deyim
stare (something) in the face
f.
(bir şeye) karşı çıkmak
209
Deyim
stare something in the face
f.
bir şeyle yüz yüze/karşı karşıya olmak
210
Deyim
talk till (one) is blue in the face
f.
bitap düşene kadar konuşmak
211
Deyim
talk till (one) is blue in the face
f.
konuşmaktan dili damağı kurumak
212
Deyim
talk till (one) is blue in the face
f.
nefes tüketmek
213
Deyim
talk till (one) is blue in the face
f.
dili damağı kuruyana kadar konuşmak
214
Deyim
talk till (one) is blue in the face
f.
istediği kadar konuşmak
215
Deyim
slam the door in one's face
f.
kapıları yüzüne kapamak
216
Deyim
slam the door in one's face
f.
iletişim kurmayı reddetmek
217
Deyim
red in the face
s.
utanmış
218
Deyim
red in the face
s.
yüzü kızarmış
219
Deyim
until (one) is blue in the face
zf.
bitap düşene kadar
220
Deyim
until (one) is blue in the face
zf.
hali kalmayana dek
221
Deyim
until (one) is blue in the face
zf.
canı çıkıncaya kadar
222
Deyim
until (one) is blue in the face
zf.
pestili çıkana kadar
223
Deyim
until (one) is blue in the face
zf.
takati kalmayana dek
224
Deyim
wouldn't know something if it hit you in the face
expr.
yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
225
Deyim
till (one) is blue in the face
expr.
makineli tüfek gibi
226
Deyim
till (one) is blue in the face
expr.
dır dır
227
Deyim
till (one) is blue in the face
expr.
vır vır
228
Deyim
till (one) is blue in the face
expr.
nefesi tükenene kadar
229
Deyim
until you are blue in the face
expr.
istediği kadar
230
Deyim
until you are blue in the face
expr.
pestili çıkana kadar
231
Deyim
until you are blue in the face
expr.
takati kalmayana dek
232
Deyim
wouldn't know (something) if it hit (one) in the face
expr.
yüzüne çarpsa tanımazsın/farkına varmazsın
Speaking
233
Konuşma
she left home in the face of strong opposition from her parents
expr.
anne babasının karşı çıkmasına rağmen evi terk etti
234
Konuşma
I get up in the morning and wash my hands and face
expr.
sabah kalkar elimi yüzümü yıkarım
Psychology
235
Psikoloji
door-in-the-face technique
i.
yüzdeki kapı tekniği
Slang
236
Argo
a kick in the face
i.
fiyasko
237
Argo
a kick in the face
i.
büyük hayal kırıklığı
238
Argo
a kick in the face
i.
sağlam bir ayar
239
Argo
a kick in the face
i.
burnu sürtünme
240
Argo
a kick in the face
i.
ağzının payını alma
241
Argo
a kick in the face
i.
sekte
242
Argo
a kick in the face
i.
aksaklık
British Slang
243
İngiliz Argosu
better than a slap in the face with a wet kipper/fish
expr.
daha kötü olabilirdi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of in the face
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy