|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
konu ile ilgili |
relevant s.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
konu dışı |
irrelevant s.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
konu ile alakalı |
relevant s.
|
|
General |
|
4 |
Genel |
konu dışılık |
digressiveness i.
|
|
5 |
Genel |
konu etme |
entreating i.
|
|
6 |
Genel |
bir konu hakkındaki resmi rapor |
white paper i.
|
|
7 |
Genel |
herkesin değişik düşündüğü bir konu |
a matter of opinion i.
|
|
8 |
Genel |
makalede işlenen konu |
subject discussed in the article i.
|
|
9 |
Genel |
konu başlığı |
head i.
|
|
10 |
Genel |
belirsiz konu |
moot point i.
|
|
11 |
Genel |
konu cümlesi |
topic sentence i.
|
|
12 |
Genel |
kısa konu |
short subject i.
|
|
13 |
Genel |
konu dışına çıkma |
excursus i.
|
|
14 |
Genel |
nazik konu |
critical issue i.
|
|
15 |
Genel |
konu kataloglaması |
subject cataloging i.
|
|
16 |
Genel |
ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu |
red herring i.
|
|
17 |
Genel |
konu dışı |
irrelevance i.
|
|
18 |
Genel |
konu olan şey |
subject i.
|
|
19 |
Genel |
konu komşu |
kith and kin i.
|
|
20 |
Genel |
temel çalışma (bir konu vb) |
background study i.
|
|
21 |
Genel |
kendi önyargısının insanı anlamaktan engellediği konu |
blind spot i.
|
|
22 |
Genel |
konu komşu |
the neighbours i.
|
|
23 |
Genel |
dış salgı bezleri tarafından salgılanan salgıları konu alan bilim dalı |
exocrinology i.
|
|
24 |
Genel |
konu dışılık |
irrelevancy i.
|
|
25 |
Genel |
konu başlıkları |
subject headings i.
|
|
26 |
Genel |
dönüp dolaşıp gelinen konu |
hobbyhorse i.
|
|
27 |
Genel |
ana konu |
main subject i.
|
|
28 |
Genel |
tamamıyla farklı bir konu |
a horse of another color i.
|
|
29 |
Genel |
önemsiz konu |
quiddity i.
|
|
30 |
Genel |
konu hakkında son ve kesin söz |
the last word on the matter i.
|
|
31 |
Genel |
bir konu hakkında yapılan bilimsel çalışma |
research work i.
|
|
32 |
Genel |
konu dışı söz |
digression i.
|
|
33 |
Genel |
sıkıntı yaratan konu |
a bone to pick i.
|
|
34 |
Genel |
konu başlığı |
title i.
|
|
35 |
Genel |
konu mankenleri |
wall flowers i.
|
|
36 |
Genel |
konu mankeni |
wall flower i.
|
|
37 |
Genel |
güncel konu |
current issue i.
|
|
38 |
Genel |
asıl konu |
primary concern i.
|
|
|
39 |
Genel |
ana konu |
main topic i.
|
|
40 |
Genel |
sosyal konu |
social issue i.
|
|
41 |
Genel |
ağır konu |
weighty matter i.
|
|
42 |
Genel |
önemli konu |
weighty matter i.
|
|
43 |
Genel |
favori konu |
hobby-horse i.
|
|
44 |
Genel |
gözde konu |
hobby-horse i.
|
|
45 |
Genel |
bir insanın hakkında güçlü duygulara sahip olduğu ve konuşmaya bayıldığı konu |
hobby-horse i.
|
|
46 |
Genel |
konu dışı olma |
irrelevance i.
|
|
47 |
Genel |
önemli konu |
meat i.
|
|
48 |
Genel |
konu komşu |
neighbourhood i.
|
|
49 |
Genel |
hayvanları konu alan kısa öykü |
parable i.
|
|
50 |
Genel |
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu |
dead letter i.
|
|
51 |
Genel |
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu |
nonissue i.
|
|
52 |
Genel |
konuşulacak konu |
talking point i.
|
|
53 |
Genel |
derin konu |
deep subject i.
|
|
54 |
Genel |
hassas konu |
delicate subject i.
|
|
55 |
Genel |
konu bilgisi |
topic knowledge i.
|
|
56 |
Genel |
konu alanı |
subject area i.
|
|
57 |
Genel |
konu bölümü |
subject area i.
|
|
58 |
Genel |
açık konu |
open subject i.
|
|
59 |
Genel |
nazik konu |
delicate matter i.
|
|
60 |
Genel |
hassas konu |
delicate matter i.
|
|
61 |
Genel |
hassas konu |
delicate issue i.
|
|
62 |
Genel |
hassas konu |
touchy subject i.
|
|
63 |
Genel |
üzerinde durulması gereken birkaç konu |
a few points worth stressing i.
|
|
64 |
Genel |
konu uzmanı |
subject matter expert i.
|
|
65 |
Genel |
karanlık konu |
dark topic i.
|
|
66 |
Genel |
(bir konu hakkında) özür dileme/üzgün olma |
apologetic about i.
|
|
67 |
Genel |
alfabetik liste ve konu indeksi |
alphabetical list and subject index i.
|
|
68 |
Genel |
eldeki konu |
to the matter in hand i.
|
|
69 |
Genel |
ele alınan konu |
to the matter in hand i.
|
|
70 |
Genel |
tartışmaya açık konu |
debatable issue i.
|
|
71 |
Genel |
iç-konuşma |
self-talk i.
|
|
72 |
Genel |
sıkıcı konu |
dull subject i.
|
|
73 |
Genel |
sıkıcı konu |
boring subject i.
|
|
74 |
Genel |
konu dışı etki |
extraneous influence i.
|
|
75 |
Genel |
işlenen konu |
argument i.
|
|
76 |
Genel |
büyük ses getiren konu |
cause celebre i.
|
|
77 |
Genel |
konu komşu |
neighborhood i.
|
|
78 |
Genel |
belirli bir konu ya da dalda uzmanlık bilgisi |
expertise i.
|
|
79 |
Genel |
amaç ve konu |
purpose and subject i.
|
|
80 |
Genel |
tartışma konusu/söz konusu mesele/konu |
point at issue i.
|
|
81 |
Genel |
bakılan/önem verilen/üzerinde durulan şey/konu/mesele |
focus i.
|
|
82 |
Genel |
bir konu hakkında görüşüne başvurulan |
consultee i.
|
|
83 |
Genel |
geniş konu |
broad subject i.
|
|
84 |
Genel |
aynı konu üzerinde düşünüp durma |
rumination i.
|
|
85 |
Genel |
bir konu için ilk yapılan ya da ilk söylenen şey |
first mentioned i.
|
|
86 |
Genel |
alt konu |
subtopic i.
|
|
87 |
Genel |
maddi konu |
financial matter i.
|
|
88 |
Genel |
ana konu |
major issue i.
|
|
89 |
Genel |
acil konu |
urgent matter i.
|
|
90 |
Genel |
acil konu |
matter of urgency i.
|
|
91 |
Genel |
bilimle ilgili konu |
science-related subject i.
|
|
92 |
Genel |
acil çözüm veya ilgi bekleyen bir konu |
burning issue i.
|
|
93 |
Genel |
geniş konu yelpazesi |
wide range of subjects i.
|
|
94 |
Genel |
(bir konu hakkında) aksi olabilecek şey, dikkat edilmesi gereken nokta |
caveat i.
|
|
95 |
Genel |
ana konu |
action i.
|
|
96 |
Genel |
özel konu |
specific topic i.
|
|
97 |
Genel |
belirli konu |
specific topic i.
|
|
98 |
Genel |
esas konu |
action i.
|
|
99 |
Genel |
asıl konu |
action i.
|
|
100 |
Genel |
tartışmalı konu |
controversial topic i.
|
|
101 |
Genel |
yumuşak giriş (konu, ders) |
gentle introduction i.
|
|
102 |
Genel |
çetrefilli konu |
cat's cradle i.
|
|
103 |
Genel |
konu dışı ve yersiz olma |
tangent i.
|
|
104 |
Genel |
ilgi çekici olmayan konu |
nonsubject i.
|
|
105 |
Genel |
önemsiz konu |
nonsubject i.
|
|
106 |
Genel |
çok az önem taşıyan konu |
nonsubject i.
|
|
107 |
Genel |
konuşulmaması gereken konu |
nonsubject i.
|
|
108 |
Genel |
tabu olan konu |
nonsubject i.
|
|
109 |
Genel |
ihtilaflı konu |
question i.
|
|
110 |
Genel |
konu dışı olma |
extraneity i.
|
|
111 |
Genel |
konu ile ilgisi olmama |
extraneity i.
|
|
112 |
Genel |
sıradan bir kişiye genel ilgi alanına giren bir konu hakkında fikrinin sorulduğu bir mülakat |
vox pop i.
|
|
113 |
Genel |
bir konu üzerinde saplantılı kimse |
monomaniac i.
|
|
114 |
Genel |
bir konu üzerinde etraflıca çalışan kimse |
wonk i.
|
|
115 |
Genel |
gizli problemlerle karşılaşılan konu |
minefield i.
|
|
116 |
Genel |
bir konu hakkında ilk kez yayın yapan kimse |
broacher i.
|
|
117 |
Genel |
(gazeteci) bir konu hakkında konuşmak için büyük paralar alma |
buckraking i.
|
|
118 |
Genel |
tartışmalı bir konu hakkında bir internet forumunda devam eden bir diyalog |
holy war i.
|
|
119 |
Genel |
bilindik konu |
home ground i.
|
|
120 |
Genel |
kişinin yaşamını veya aktivitelerini konu alan film |
home movie i.
|
|
121 |
Genel |
ele alınan konu |
mutton i.
|
|
122 |
Genel |
ikincil konu |
bye i.
|
|
123 |
Genel |
az bilinen konu |
bypath i.
|
|
124 |
Genel |
temcit pilavı gibi ısıtılıp durulan konu |
rehash i.
|
|
125 |
Genel |
müzakereye açık konu |
deliberative [obsolete] i.
|
|
126 |
Genel |
güçlü duygusal tepkilere neden olan konu |
gut issue i.
|
|
127 |
Genel |
favori konu |
hobby i.
|
|
128 |
Genel |
(bir konu ile ilişkili) görsel |
iconography i.
|
|
129 |
Genel |
ana konu |
ide i.
|
|
130 |
Genel |
karar verilmemiş konu |
open question i.
|
|
131 |
Genel |
çözülmemiş konu |
open question i.
|
|
132 |
Genel |
sigortaya konu olan duruma yönelik risk faktörü |
risk i.
|
|
133 |
Genel |
yuvarlak masa söyleşisinde tartışılan konu |
roundtable i.
|
|
134 |
Genel |
alakasız konu |
impertinence i.
|
|
135 |
Genel |
ilgisiz konu |
impertinence i.
|
|
136 |
Genel |
alakasız konu |
impertinency i.
|
|
137 |
Genel |
ilgisiz konu |
impertinency i.
|
|
138 |
Genel |
önem arz eden konu |
importance [obsolete] i.
|
|
139 |
Genel |
birkaç karakterin bir konu üzerinde tartışıyor veya akıl yürütüyor gibi gösterildiği yazılı kompozisyon |
dialogue i.
|
|
140 |
Genel |
konu dışı söz |
discursion i.
|
|
141 |
Genel |
kapatılmış konu |
closed book i.
|
|
142 |
Genel |
geniş bir konu yelpazesini anlama kapasitesi |
comprehensiveness i.
|
|
143 |
Genel |
soyut yasalar yerine somut olguları konu edinen doğa bilimi |
concrete science i.
|
|
144 |
Genel |
çözümlenmemiş konu |
doubt i.
|
|
145 |
Genel |
(kitaptaki) konu dizini |
index rerum i.
|
|
146 |
Genel |
konu dışılık |
irrelavance i.
|
|
147 |
Genel |
konu dışı olma |
irrelavancy i.
|
|
148 |
Genel |
kapatılmak istenen konu |
crow to pull i.
|
|
149 |
Genel |
kapatılmak istenen konu |
crow to pick i.
|
|
150 |
Genel |
sıradışı konu |
curiosity [obsolete] i.
|
|
151 |
Genel |
tarihi bir olayı konu alan açık hava oyunu |
pageant i.
|
|
152 |
Genel |
genel hatlarıyla incelenen konu |
panoramic view i.
|
|
153 |
Genel |
konu düzlemi |
plane i.
|
|
154 |
Genel |
konu üzerine yapılan açıklama |
discant i.
|
|
155 |
Genel |
konu dışı olma |
foreignness i.
|
|
156 |
Genel |
bir konu ile meşgul olma |
geekery i.
|
|
157 |
Genel |
bir konu hakkında derin bilgiye sahip olma |
geekery i.
|
|
158 |
Genel |
aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı |
sennachie [scotland/ireland] i.
|
|
159 |
Genel |
(iskoçya ve irlanda'da) aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı |
sennachy i.
|
|
160 |
Genel |
tabu konu |
four-letter word i.
|
|
161 |
Genel |
ayıp kabul edilen sözcük/konu |
four-letter word i.
|
|
162 |
Genel |
kapsayıcı konu |
overarching plot i.
|
|
163 |
Genel |
az kişinin bildiği/ilgilendiği konu |
niche topic i.
|
|
164 |
Genel |
genel konu |
overarching plot i.
|
|
165 |
Genel |
temel konu |
point i.
|
|
166 |
Genel |
alt konu |
subplot i.
|
|
167 |
Genel |
ikincil konu |
subplot i.
|
|
168 |
Genel |
konu özeti |
summa i.
|
|
169 |
Genel |
konu sentezi |
summa i.
|
|
170 |
Genel |
yazılı belgede konu dışı bölüm |
surplusage i.
|
|
171 |
Genel |
ana konu |
subject-matter i.
|
|
172 |
Genel |
belirli bir konu hakkında bilgi vermek |
cover ground f.
|
|
173 |
Genel |
konu işlemek |
discuss a subject f.
|
|
174 |
Genel |
bir konu hakkında konuşma yapmak |
dissertate f.
|
|
175 |
Genel |
bir konu hakkında konuşmak |
speak on f.
|
|
176 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
wander off f.
|
|
177 |
Genel |
bir konu hakkında tartışmak |
hash out f.
|
|
178 |
Genel |
resmi olarak bir konu hakkında konuşmak |
dissertate f.
|
|
179 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
digress f.
|
|
180 |
Genel |
konu olmak |
subject to f.
|
|
181 |
Genel |
üzerinde durmak (bir konu) |
dwell on f.
|
|
182 |
Genel |
başkalarıyla bir konu üzerine konuşmak |
hash out f.
|
|
183 |
Genel |
konu işlemek |
treat a subject f.
|
|
184 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
stray from the point f.
|
|
185 |
Genel |
birine (bir konu hakkında) olumlu fikirler aşılamak |
prejudice someone in favor of f.
|
|
186 |
Genel |
atlamak (konu vb) |
skip over f.
|
|
187 |
Genel |
belirli bir konu hakkında birine yemin ettirmek |
swear someone to f.
|
|
188 |
Genel |
bir konu hakkında konuşmak |
speak about f.
|
|
189 |
Genel |
sürekli bir konu hakkında konuşmak ve düşünüp durmak |
harped on f.
|
|
190 |
Genel |
bir konu üzerinde durmak |
dwell on f.
|
|
191 |
Genel |
konu olmak |
be mentioned f.
|
|
192 |
Genel |
konu olmak |
be discussed f.
|
|
193 |
Genel |
bir konu ortaya atmak |
raise an issue f.
|
|
194 |
Genel |
bir konu ileri sürmek |
bring up an issue f.
|
|
195 |
Genel |
bir konu ileri sürmek |
raise an issue f.
|
|
196 |
Genel |
bir konu ortaya atmak |
bring up an issue f.
|
|
197 |
Genel |
konu olarak yayınlanmak |
feature in f.
|
|
198 |
Genel |
konu seçmek |
choose a subject f.
|
|
199 |
Genel |
konu değiştirmek |
alternate one subject with another f.
|
|
200 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
branch off into f.
|
|
201 |
Genel |
konu komşuya rezil olmak |
be publicly disgraced f.
|
|
202 |
Genel |
konu komşuya rezil olmak |
be disgraced before everyone f.
|
|
203 |
Genel |
soruşturmaya konu olmak |
be the subject of an investigation f.
|
|
204 |
Genel |
son derece tartışmalı bir konu halini almak |
become a highly controversial topic f.
|
|
205 |
Genel |
konu açmak |
open a subject f.
|
|
206 |
Genel |
konu açmak |
start a topic f.
|
|
207 |
Genel |
konu açmak |
open a topic f.
|
|
208 |
Genel |
konu almak |
be about f.
|
|
209 |
Genel |
birine bir konu hakkında bilgi vermek |
fill someone in on something f.
|
|
210 |
Genel |
(bir konu hakkında) hiçbir bilgisi olmamak |
have no knowledge of something f.
|
|
211 |
Genel |
bir mesele/konu hakkında yorum yapmak |
comment on a matter f.
|
|
212 |
Genel |
bir mesele/konu üzerine yorum yapmak |
comment on a matter f.
|
|
213 |
Genel |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
know very little about something f.
|
|
214 |
Genel |
konu hakkında sessiz kalmak |
stay quiet on the topic f.
|
|
215 |
Genel |
(bir konu(m)da) rahatsız hissetmek/rahat hissetmemek |
feel out of depth f.
|
|
216 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
go off the subject f.
|
|
217 |
Genel |
konu etmek |
mention f.
|
|
218 |
Genel |
(bir konu uzerinde) tartışmak |
hold a discussion f.
|
|
219 |
Genel |
bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunmak |
exchange views on something f.
|
|
220 |
Genel |
bir konu üzerinde görüş alışverişinde bulunmak |
exchange views on something f.
|
|
221 |
Genel |
bir konu üstünde görüş alışverişinde bulunmak |
exchange views on something f.
|
|
222 |
Genel |
bir konu üstünde fikir alışverişinde bulunmak |
exchange views on something f.
|
|
223 |
Genel |
(bir konu hakkında) birşeyler okumak |
do some reading f.
|
|
224 |
Genel |
konu edinmek |
talk about f.
|
|
225 |
Genel |
konu edinmek |
mention f.
|
|
226 |
Genel |
konu edinmek |
discuss f.
|
|
227 |
Genel |
konu etmek |
(a newspaper) to cover f.
|
|
228 |
Genel |
konu etmek |
treat f.
|
|
229 |
Genel |
konu etmek |
talk about f.
|
|
230 |
Genel |
konu etmek |
discuss f.
|
|
231 |
Genel |
(birini, bir şeyi) sohbete konu etmek |
reap [dialect] f.
|
|
232 |
Genel |
yeniden konu dışına çıkmak |
redigress f.
|
|
233 |
Genel |
(istemsiz bir şekilde, bir konu hakkında) önceden haber vermek |
telegraph f.
|
|
234 |
Genel |
konu hakkında öncesinden yazmak |
anticipate f.
|
|
235 |
Genel |
önemsiz bir konu üzerinde tartışmak |
balk f.
|
|
236 |
Genel |
(bir konu ile ilgili) sesini çıkarmak |
upspeak f.
|
|
237 |
Genel |
önemsiz bir konu üzerinde tartışmak |
baulk [uk] f.
|
|
238 |
Genel |
aralarında sıkı bağlantılar olmayan belirli sayıdaki konu üzerine aynı üslupta konuşmak veya yazmak |
meander f.
|
|
239 |
Genel |
bir konu üzerine monograf yazmak |
monograph f.
|
|
240 |
Genel |
talebe konu etmek |
mortgage f.
|
|
241 |
Genel |
(konu) demagoji ile ele almak |
demagogue f.
|
|
242 |
Genel |
(konu) demagoji ile ele almak |
demagog f.
|
|
243 |
Genel |
(konu) açmak |
open f.
|
|
244 |
Genel |
atlamak (konu |
overhip [obsolete] f.
|
|
245 |
Genel |
(birini) bir konu veya fikir hakkında eğitmek |
conscientize f.
|
|
246 |
Genel |
(birini) bir konu veya fikir hakkında eğitmek |
conscientise f.
|
|
247 |
Genel |
konu dışına çıkmak |
deviate f.
|
|
248 |
Genel |
konu açmak |
initiate f.
|
|
249 |
Genel |
(konu üzerinde) hararetle konuşmak |
discant f.
|
|
250 |
Genel |
(bir konu üzerinden) tanımlamak |
subjectify f.
|
|
251 |
Genel |
konu dışı |
inconsequential s.
|
|
252 |
Genel |
konu dışı |
extraneous s.
|
|
253 |
Genel |
zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan |
diffuse s.
|
|
254 |
Genel |
konu dışı |
beside the point s.
|
|
255 |
Genel |
konu edilmiş |
entreated s.
|
|
256 |
Genel |
konu dışı |
immaterial s.
|
|
257 |
Genel |
konu dışı |
digressive s.
|
|
258 |
Genel |
konu ile ilgili |
germane s.
|
|
259 |
Genel |
hassas (konu) |
sore s.
|
|
260 |
Genel |
hakkında şiddetli tartışmalar yapılan (konu) |
explosive s.
|
|
261 |
Genel |
konu dışı |
beside the mark s.
|
|
262 |
Genel |
konu dışı olan |
extraneous s.
|
|
263 |
Genel |
konu ile ilgili |
thematic s.
|
|
264 |
Genel |
konu dışı |
inconsequent s.
|
|
265 |
Genel |
konu dışı |
irrelevant s.
|
|
266 |
Genel |
şiddetli tartışmalara yol açabilen (konu) |
explosive s.
|
|
267 |
Genel |
bir konu üzerinde araştırma yapmayı seven |
studious s.
|
|
268 |
Genel |
çok önemli (konu/karar) |
weighty s.
|
|
269 |
Genel |
hassas (konu) |
delicate s.
|
|
270 |
Genel |
konu dışı |
off topic s.
|
|
271 |
Genel |
indirime konu olan |
subject to discount s.
|
|
272 |
Genel |
konu dışı |
off-topic s.
|
|
273 |
Genel |
konu harici |
off-topic s.
|
|
274 |
Genel |
konu ile ilgisi olmayan |
extraneous s.
|
|
275 |
Genel |
bu konu ile alakalı |
regarding this issue s.
|
|
276 |
Genel |
bu konu ile ilgili |
concerning this issue s.
|
|
277 |
Genel |
bu konu ile ilgili |
regarding this issue s.
|
|
278 |
Genel |
bahse konu |
said s.
|
|
279 |
Genel |
bahse konu |
mentioned s.
|
|
280 |
Genel |
konu ile alakalı |
relevant s.
|
|
281 |
Genel |
konu ile ilişkili |
relevant s.
|
|
282 |
Genel |
nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu |
post-truth s.
|
|
283 |
Genel |
(bir konu hakkında) konuşmayan |
unforthcoming s.
|
|
284 |
Genel |
konu dışı |
rambling s.
|
|
285 |
Genel |
vedayı konu alan |
apopemptic s.
|
|
286 |
Genel |
konu dışı |
unconsequential s.
|
|
287 |
Genel |
konu ile ilgili olmayan |
ungermane s.
|
|
288 |
Genel |
konu bazlı |
issue-specific s.
|
|
289 |
Genel |
medeniyeti konu alan |
civilizational s.
|
|
290 |
Genel |
uygarlığı konu alan |
civilizational s.
|
|
291 |
Genel |
medeniyeti konu alan |
civilisational s.
|
|
292 |
Genel |
uygarlığı konu alan |
civilisational s.
|
|
293 |
Genel |
konu dışı |
desultory s.
|
|
294 |
Genel |
kült konu ile ilgili |
iconographic s.
|
|
295 |
Genel |
dini konu ile ilgili |
iconographic s.
|
|
296 |
Genel |
bahsi geçen bir önceki konu ile aynı |
idem s.
|
|
297 |
Genel |
geniş bir konu yelpazesine sahip |
discursive s.
|
|
298 |
Genel |
konu dışı sözle ilgili |
digressional s.
|
|
299 |
Genel |
konu dışı söz niteliğinde olan |
digressional s.
|
|
300 |
Genel |
çiçekleri konu alan |
floristic s.
|
|
301 |
Genel |
konu dışı |
foreign s.
|
|
302 |
Genel |
köleleri konu alan |
slave s.
|
|
303 |
Genel |
belirli bir konu |
well-framed s.
|
|
304 |
Genel |
konu dışı bir şekilde |
extraneously zf.
|
|
305 |
Genel |
konu dışında |
far afield zf.
|
|
306 |
Genel |
konu dışı |
out of question zf.
|
|
307 |
Genel |
konu dışı olarak |
extraneously zf.
|
|
Phrasals |
|
308 |
Öbek Fiiller |
aynı konu hakkında art arda haber yayınlamak |
follow up f.
|
|
309 |
Öbek Fiiller |
bir konu hakkındaki fikirlerini söylemek |
throw around f.
|
|
310 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) ağız dalaşına girmek |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
311 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) münakaşa etmek |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
312 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) atışmak |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
313 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) didişmek |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
314 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) tartışmak |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
315 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) çekişmek |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
316 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) hırlaşmak |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
317 |
Öbek Fiiller |
(birisiyle bir konu hakkında) cebelleşmek |
bicker with (someone) over (something) f.
|
|
318 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) brifing vermek |
brief (someone) about (someone or something) f.
|
|
319 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek |
brief (someone) about (someone or something) f.
|
|
320 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek |
brief (someone) about (someone or something) f.
|
|
321 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek |
brief (someone) about (someone or something) f.
|
|
322 |
Öbek Fiiller |
(birini bir kişi/konu hakkında) bilgilendirmek |
brief (someone) about (someone or something) f.
|
|
323 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) brifing vermek |
brief someone about someone or something f.
|
|
324 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek |
brief someone about someone or something f.
|
|
325 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek |
brief someone about someone or something f.
|
|
326 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek |
brief someone about someone or something f.
|
|
327 |
Öbek Fiiller |
(birini bir kişi/konu hakkında) bilgilendirmek |
brief someone about someone or something f.
|
|
328 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) brifing vermek |
brief someone on someone or something f.
|
|
329 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek |
brief someone on someone or something f.
|
|
330 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek |
brief someone on someone or something f.
|
|
331 |
Öbek Fiiller |
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek |
brief someone on someone or something f.
|
|
332 |
Öbek Fiiller |
(birini bir kişi/konu hakkında) bilgilendirmek |
brief someone on someone or something f.
|
|
333 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir konu hakkında danışmak |
broach (something) with (someone) f.
|
|
334 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir konu hakkında danışmak |
broach something with someone f.
|
|
335 |
Öbek Fiiller |
(birine) bir konu hakkında danışmak |
broach something to someone f.
|
|
336 |
Öbek Fiiller |
birisiyle (bir konu ya da bir kişi) hakkında tartışmak |
confer about (someone or something) f.
|
|
337 |
Öbek Fiiller |
(bir konu ya da bir kişi) hakkında görüşmek |
confer about (someone or something) f.
|
|
338 |
Öbek Fiiller |
bir konu hakkında konuşmaya başlamak |
call up f.
|
|
339 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak |
advise (one) about (something) f.
|
|
340 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) fikir vermek |
advise (one) about (something) f.
|
|
341 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak |
advise (one) about (something) f.
|
|
342 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) tavsiyede bulunmak |
advise someone about someone or something f.
|
|
343 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) fikir vermek |
advise someone about someone or something f.
|
|
344 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) öğütte bulunmak |
advise someone about someone or something f.
|
|
345 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) yanaşmak |
approach (one) about f.
|
|
346 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) yaklaşmak |
approach (one) about f.
|
|
347 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir konu hakkında) nabzını yoklamak/ağzını aramak |
approach (one) about f.
|
|
348 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) yanaşmak |
approach someone about someone or something f.
|
|
349 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) yaklaşmak |
approach someone about someone or something f.
|
|
350 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir konu hakkında) nabzını yoklamak/ağzını aramak |
approach someone about someone or something f.
|
|
351 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) didişmek |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
352 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) tartışmak |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
353 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) hırlaşmak |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
354 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) atışmak |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
355 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) hırgür çıkarmak |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
356 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) takışmak |
bicker with (someone) about (something) f.
|
|
357 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) gerçeği söylemek |
come clean about (something) f.
|
|
358 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) hemfikir olmamak |
differ about (something) f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) ters düşmek |
differ about (something) f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) anlaşamamak |
differ about (something) f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) tartışmak |
differ about (something) f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) çekişmek |
differ about (something) f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) münakaşa etmek |
differ about (something) f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) tartışmak |
differ (with someone) about something f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) tartışmak |
differ (with someone) on something f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) kavga etmek |
fight about (someone or something) f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) tartışmak |
fight about (someone or something) f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek |
fight about (someone or something) f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak |
fight about (someone or something) f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) anlaşamamak |
fight about (someone or something) f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) kavga etmek |
fight (with) someone or something about (someone or something) f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) tartışmak |
fight (with) someone or something about (someone or something) f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek |
fight (with) someone or something about (someone or something) f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
(biri veya bir konu hakkında) sürtüşmek/bozuşmak |
fight (with) someone or something about (someone or something) f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek |
see (one) about (something) f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak |
see (one) about (something) f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek |
see someone about someone or something f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak |
see someone about someone or something f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) didişmek |
squabble about (something) f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) tartışmak |
squabble about (something) f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) hırlaşmak |
squabble about (something) f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) atışmak |
squabble about (something) f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) hırgür çıkarmak |
squabble about (something) f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) takışmak |
squabble about (something) f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) ağız dalaşına girmek |
squabble about (something) f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
bir konu üzerinde tartışmak |
deliberate over f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
bir konu ile ilgili konuşma yapmak |
discourse upon/on f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda) |
rest upon f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
bir konu üzerinde yoğunlaşmak |
concentrate upon f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
bir konu üzerinde yoğunlaşmak |
concentrate on f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
bir konu üzerinde odaklanmak |
concentrate upon f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
bir konu üzerinde odaklanmak |
concentrate on f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
konu dışında tutmak |
leave aside f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
konu dışına çıkmak |
digress from something f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
(bir konu ile ilgili) birisine geri dönmek |
circle back with somebody f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) çekişmek |
differ on (something) f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
(bir konu hakkında) münakaşa etmek |
differ on (something) f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi konu dışında tutmak |
get around someone or something f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
bir konu/şey hakkında konuşmaya başlamak |
get into it f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
bir konu/şey hakkında detaya girmek |
get into it f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
(bir konu üzerinde) güçlükle ama sebatla çalışmaya devam etmek |
slug away (at something) f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
biriyle bir konu/sorun hakkında konuşmak |
go to someone f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
biriyle bir konu/sorun hakkında konuşmak |
go to someone f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
biriyle bi konu veya biri hakkındaki problemlerini/sıkıntılarını konuşmak |
go to someone f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
birini bir konu, plan, proje hakkında güncel tutmak |
keep in f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
belirli bir konu üzerine yazmak |
write on f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında konuşup durmak |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında uzun uzadıya konuşmak |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
409 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında ahkam kesmek |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
410 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında bıktırana kadar konuşmak |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
411 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında kafa ütülemek |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
412 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında aptal aptal konuşmak |
bang away about (something) [uk] f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında uzun uzadıya konuşmak |
bang on about (something) f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında ahkam kesmek |
bang on about (something) f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında bıktırana kadar konuşmak |
bang on about (something) f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında kafa ütülemek |
bang on about (something) f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) hakkında aptal aptal konuşmak |
bang on about (something) f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
-e konu etmek |
bring up to f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
(bir konuda/bir konu hakkında) birine danışmak |
check with someone (about something) f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
(bir konuda/bir konu hakkında) biriyle iletişim kurmak/görüşmek |
check with someone (about something) f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
konu dışına çıkmak |
digress from f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
(bir konu) ile ilgili konuşma yapmak |
discourse upon (something) f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) üzerine konuşmak |
discourse upon (something) f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
(bir konu) ile ilgili konuşma yapmak |
discourse on (something) f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/konu) üzerine konuşmak |
discourse on (something) f.
|
|
426 |
Öbek Fiiller |
birinin bir konu/alan hakkındaki bilgisini sınamak |
examine someone on something f.
|
|
427 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir konu/alan) hakkındaki bilgisini sınamak |
examine (one) on (something) f.
|
|
428 |
Öbek Fiiller |
(bir konu) üzerinde tekrar tekrar konuşmak |
hammer at (something) f.
|
|
429 |
Öbek Fiiller |
(özel, gizli hassas bir konu) hakkında bilgi toplamaya çalışmak |
nose into (something) f.
|
|
430 |
Öbek Fiiller |
(bir konu) üzerine toplanmak |
sit on (something) f.
|
|
431 |
Öbek Fiiller |
(bir konu) üzerine toplanmak |
sit upon (something) f.
|
|
432 |
Öbek Fiiller |
(bir konu)/(bir şeyden) bahsetmek |
touch upon (something) f.
|
|
Phrases |
|
433 |
İfadeler |
bu inceleme/eleştiri, film/konu hakkında ipuçları verebilir |
this review may contain spoilers expr.
|
|
434 |
İfadeler |
bu konu ile alakalı |
concerning this issue expr.
|
|
435 |
İfadeler |
bu konu ile alakalı |
regarding this matter expr.
|
|
436 |
İfadeler |
bu konu ile ilgili |
relevant to this issue expr.
|
|
437 |
İfadeler |
bu konu ile alakalı |
concerning this matter expr.
|
|
438 |
İfadeler |
bu konu ile ilgili |
concerning this matter expr.
|
|
439 |
İfadeler |
birkaç konu dışında |
except a few issues expr.
|
|
440 |
İfadeler |
bu konu ile ilgili |
relevant to this matter expr.
|
|
441 |
İfadeler |
bu konu ile ilgili |
regarding this matter expr.
|
|
442 |
İfadeler |
bu konu ile alakalı |
relevant to this issue expr.
|
|
443 |
İfadeler |
bu konu ile alakalı |
relevant to this matter expr.
|
|
444 |
İfadeler |
bu konu hakkında ne düşünüyorsun? |
what's your take on that? expr.
|
|
445 |
İfadeler |
bu konu hakkında görüşün nedir? |
what's your take on that? expr.
|
|
446 |
İfadeler |
konu dışı |
no bearing on expr.
|
|
447 |
İfadeler |
konu para olunca |
as far as the money is concerned expr.
|
|
448 |
İfadeler |
konu açılmışken |
by the way expr.
|
|
449 |
İfadeler |
konu dışına çıktığım için bağışla |
forgive my digression expr.
|
|
Proverb |
|
450 |
Atasözü |
bilmediğin bir konu atıp tutma |
the cobbler should stick to his last
|
|
451 |
Atasözü |
konu konuyu açar |
one word leads to another
|
|
Colloquial |
|
452 |
Konuşma Dili |
en önemli konu |
the big enchilada [usa] i.
|
|
453 |
Konuşma Dili |
esas konu |
the book [usa] i.
|
|
454 |
Konuşma Dili |
başka bir konu |
a horse of another colour i.
|
|
455 |
Konuşma Dili |
bambaşka bir konu |
a different matter i.
|
|
456 |
Konuşma Dili |
bambaşka bir konu |
a horse of another color i.
|
|
457 |
Konuşma Dili |
bambaşka bir konu |
horse of a different color i.
|
|
458 |
Konuşma Dili |
başka bir konu |
horse of a different colour i.
|
|
459 |
Konuşma Dili |
bambaşka bir konu |
horse of a different colour i.
|
|
460 |
Konuşma Dili |
başka bir konu |
horse of a different color i.
|
|
461 |
Konuşma Dili |
başka bir konu |
a horse of another color i.
|
|
462 |
Konuşma Dili |
bambaşka bir konu |
a horse of another colour i.
|
|
463 |
Konuşma Dili |
bir toplantıda hiç kimsenin ele almak istemediği konu/sorun |
moose on the table i.
|
|
464 |
Konuşma Dili |
erkeklerin, kendi uzmanlık alanları olsun olmasın her konu hakkında karşılarındaki kadına açıklama yapması |
mansplaining i.
|
|
465 |
Konuşma Dili |
gizemli olayları konu alan |
cloak-and-dagger i.
|
|
466 |
Konuşma Dili |
kafaya takılan konu |
white whale i.
|
|
467 |
Konuşma Dili |
konu komşu |
kith and kin i.
|
|
468 |
Konuşma Dili |
tamamıyla farklı bir konu |
a horse of another color i.
|
|
469 |
Konuşma Dili |
tamamıyla farklı bir konu |
horse of a different color i.
|
|
470 |
Konuşma Dili |
tamamıyla farklı bir konu |
horse of a different colour i.
|
|
471 |
Konuşma Dili |
tamamıyla farklı bir konu |
a horse of another colour i.
|
|
472 |
Konuşma Dili |
(önemsiz bir konu üzerine edilen) kavga |
bun fight i.
|
|
473 |
Konuşma Dili |
önemsiz konu |
dust i.
|
|
474 |
Konuşma Dili |
ilk olarak değinilecek konu |
first up i.
|
|
475 |
Konuşma Dili |
ilk önce bahsetmek istediğim konu |
first up i.
|
|
476 |
Konuşma Dili |
çok hassas bir şey, yazı, konu |
glop i.
|
|
477 |
Konuşma Dili |
çok içli bir şey, yazı, konu |
glop i.
|
|
478 |
Konuşma Dili |
problemli bir konu/süreç |
rathole i.
|
|
479 |
Konuşma Dili |
gittikçe karmaşık hale gelen konu/süreç |
rathole i.
|
|
480 |
Konuşma Dili |
hayatı filme konu olma |
hollywood moment i.
|
|
481 |
Konuşma Dili |
üzerinde düşünülen konu |
bit i.
|
|
482 |
Konuşma Dili |
kampüs yurtlarına karşı cinse mensup kişilerin ziyaretini konu alan düzenlemeler |
parietales i.
|
|
483 |
Konuşma Dili |
konu komşuya rezil olmak |
make an exhibition of oneself f.
|
|
484 |
Konuşma Dili |
(bir kişi ya da bir konu) hakkında uyuşmamak |
not agree with (someone or something) f.
|
|
485 |
Konuşma Dili |
bir konu hakkında bir şeye işaret etmek |
have it f.
|
|
486 |
Konuşma Dili |
bir konu hakkında iddiada bulunmak |
have it f.
|
|
487 |
Konuşma Dili |
bir konu hakkında bir şey iddia etmek |
have it f.
|
|
488 |
Konuşma Dili |
birisi ya da bir konu hakkında olmak |
be all about somebody/something f.
|
|
489 |
Konuşma Dili |
konu dışı |
off subject s.
|
|
490 |
Konuşma Dili |
aynı anda birden fazla fikir veya konu ile baş edemeyen |
one-track s.
|
|
491 |
Konuşma Dili |
bu konu üzerinde (çok/gereğinden) fazla durmadan |
without putting too fine a point on it expr.
|
|
492 |
Konuşma Dili |
konu dışı |
beside the point expr.
|
|
493 |
Konuşma Dili |
konu dışı |
beside the mark expr.
|
|
494 |
Konuşma Dili |
konu para olunca |
so far as the money is concerned expr.
|
|
495 |
Konuşma Dili |
konu dışında |
beside the point expr.
|
|
496 |
Konuşma Dili |
(birinin bir konu) hakkındaki düşüncesi/duygusu |
where someone's head is at expr.
|
|
497 |
Konuşma Dili |
(birinin bir konu) hakkındaki düşüncesi/duygusu |
where someone’s head is at expr.
|
|
498 |
Konuşma Dili |
konu şu ki |
the thing of it is expr.
|
|
499 |
Konuşma Dili |
konu da o (zaten) |
that's just it expr.
|
|
500 |
Konuşma Dili |
konu ne? |
what's all that about? expr.
|
|