Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
running
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"running"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 110 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
running
i.
çalışma
2
Yaygın Kullanım
running
i.
işletme
3
Yaygın Kullanım
running
i.
koşma
4
Yaygın Kullanım
running
i.
koşu
General
5
Genel
running
i.
art arda
6
Genel
running
i.
çalıştırma
7
Genel
running
i.
kaçamak
8
Genel
running
i.
kaçakçılık
9
Genel
running
i.
yönetim
10
Genel
running
i.
koşuş
11
Genel
running
i.
işleyiş
12
Genel
running
i.
idare
13
Genel
running
i.
akıntı
14
Genel
running
i.
yönetme
15
Genel
running
i.
idare etme
16
Genel
running
i.
işleme
17
Genel
running
i.
(belirli zamanda belirli bir işlem esnasında) akan sıvı miktarı
18
Genel
running
i.
koşmaca
19
Genel
running
s.
aralıksız
20
Genel
running
s.
cari
21
Genel
running
s.
devamlı
22
Genel
running
s.
düz
23
Genel
running
s.
sarılgan
24
Genel
running
s.
işleyen
25
Genel
running
s.
akan
26
Genel
running
s.
kolay geçen
27
Genel
running
s.
akar
28
Genel
running
s.
peşpeşe
29
Genel
running
s.
cılk (yara)
30
Genel
running
s.
sürüngen (bitki)
31
Genel
running
s.
müteharrik
32
Genel
running
s.
arka arkaya
33
Genel
running
s.
cerahatli
34
Genel
running
s.
genel
35
Genel
running
s.
tekrarlanmış
36
Genel
running
s.
bitişik (elyazısı)
37
Genel
running
s.
işlek
38
Genel
running
s.
iltihaplı
39
Genel
running
s.
koşmaya elverişli
40
Genel
running
s.
geçer
41
Genel
running
s.
sıvı
42
Genel
running
s.
sürekli
43
Genel
running
s.
koşarak yapılan
44
Genel
running
s.
koşan
45
Genel
running
s.
çalışan
46
Genel
running
s.
irinli
47
Genel
running
s.
lineer
48
Genel
running
s.
doğrusal olarak ölçülen
49
Genel
running
s.
belirsiz
50
Genel
running
s.
değişime açık
51
Genel
running
s.
muallakta
52
Genel
running
s.
devam eden
53
Genel
running
s.
beklemede
54
Genel
running
s.
koşarak başlatılan
55
Genel
running
s.
hızlı başlayan
56
Genel
running
s.
koşmaya uygun
57
Genel
running
s.
koşu eğitimli
58
Genel
running
s.
çekilerek hareket eden
59
Genel
running
s.
sürüklenerek taşınan
60
Genel
running
s.
çekilen
61
Genel
running
s.
sürüklenen
62
Genel
running
s.
kolayca kayan
63
Genel
running
s.
gerileyen
64
Genel
running
s.
mevcut
65
Genel
running
s.
geçerli
66
Genel
running
s.
güncel
67
Genel
running
s.
etkili
68
Genel
running
s.
hakim
69
Genel
running
s.
tekrarlanan
70
Genel
running
s.
tekrar eden
71
Genel
running
zf.
üst üste
72
Genel
running
zf.
ardışık olarak
73
Genel
running
zf.
peş peşe gelecek şekilde
74
Genel
running
zf.
birbirini izleyerek
75
Genel
running
zf.
arka arkaya
Technical
76
Teknik
running
i.
akma (seramik boyama)
77
Teknik
running
i.
işleme
78
Teknik
running
s.
çalışır durumda
79
Teknik
running
s.
çalışır
80
Teknik
running
s.
çalışan
81
Teknik
running
s.
palanga bloku ile ilgili
82
Teknik
running
s.
hareketli makara bloku ile ilgili
83
Teknik
running
s.
makaranın aşağı inişi ile ilgili
84
Teknik
running
s.
palanganın inişi ile ilgili
Computer
85
Bilgisayar
running
expr.
çalışıyor
Automotive
86
Otomotiv
running
i.
kayma
Marine
87
Denizcilik
running
i.
selviçe
88
Denizcilik
running
s.
portatif
89
Denizcilik
running
s.
hareket ettirilebilir
90
Denizcilik
running
s.
yerinden oynatılabilir
Medical
91
Medikal
running
s.
akıntılı
92
Medikal
running
s.
sızıntılı
Printing
93
Baskı Teknikleri
running
s.
her sayfanın en üstünde basılan
94
Baskı Teknikleri
running
s.
her sayfanın en altında basılan
Food Engineering
95
Gıda
running
i.
yürütme
Zoology
96
Zooloji
running
s.
(at) dört nala koşan
97
Zooloji
running
s.
(at) son sürat giden
98
Zooloji
running
s.
(at) koşu eğitimi olan
Botanic
99
Botanik
running
s.
(bitki) tırmanan
100
Botanik
running
s.
(bitki) sarmaşık türünden
Sport
101
Spor
running
i.
koşu
102
Spor
running
i.
yarış
103
Spor
running
i.
yarışma
104
Spor
running
i.
koşma becerisi
105
Spor
running
i.
koşma gücü
106
Spor
running
i.
koşma kuvveti
107
Spor
running
i.
koşu yüzeyinin durumu
108
Spor
running
i.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu
109
Spor
running
i.
koşarak top yürütme
110
Spor
running
i.
koşarak top sürme
"running"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
running mate
i.
koşu arkadaşı
2
Genel
running knot
i.
ilmik
3
Genel
running gear
i.
araç alt düzeni
4
Genel
a running battle
i.
uzun süren bir ihtilaf
5
Genel
running hand
i.
el yazısı
6
Genel
running water
i.
akak
7
Genel
running operation
i.
iniş operasyonu
8
Genel
running rigging
i.
selviçe
9
Genel
running time
i.
gösterim süresi
10
Genel
running away
i.
firar
11
Genel
running mate
i.
aynı takımda yarışan at
12
Genel
running water
i.
akar su
13
Genel
running water
i.
akarsu
14
Genel
running account
i.
anında verilen haber
15
Genel
running mate
i.
aynı partiden seçime katılan aday
16
Genel
running casing
i.
muhafaza borusunun indirilmesi
17
Genel
running foot
i.
bilgi notu
18
Genel
running knot
i.
ilmik
19
Genel
running fire
i.
yaylım ateşi
20
Genel
running commentary
i.
röportaj
21
Genel
free running
i.
avara
22
Genel
running cost
i.
işletme gideri
23
Genel
running head
i.
dizi başlık
24
Genel
running game
i.
koşu oyunu
25
Genel
running light
i.
seyir feneri
26
Genel
running shoe
i.
koşu ayakkabısı
27
Genel
manner of running ( of a certain device)
i.
çalıma şekli
28
Genel
(battery) running out
i.
pil bitmesi
29
Genel
(battery) running down
i.
pil bitmesi
30
Genel
running on gasoline
i.
benzin yakan
31
Genel
running commentary
i.
radyo veya televizyona verilen mülakat
32
Genel
running commentary
i.
canlı yorum
33
Genel
cross-country running
i.
kros koşusu
34
Genel
running fit
i.
hareketli geçme
35
Genel
running fit
i.
oynar alıştırma
36
Genel
running head
i.
her sayfaya yazılan başlık
37
Genel
running headline
i.
her sayfaya yazılan başlık
38
Genel
running shoes
i.
spor ayakkabısı
39
Genel
running shoes
i.
koşu ayakkabısı
40
Genel
running meter
i.
metretül
41
Genel
running head
i.
kitabın her sayfasına yazılan başlığı
42
Genel
running head
i.
sayfa başlığı
43
Genel
running headline
i.
kitabın her sayfasına yazılan başlığı
44
Genel
running headline
i.
sayfa başlığı
45
Genel
running hand
i.
bitişik elyazısı
46
Genel
running hand
i.
bitişik el yazısı
47
Genel
running title
i.
(kitapta) kullanım başlığı
48
Genel
running title
i.
kısa başlık
49
Genel
running title
i.
kısaltılmış başlık
50
Genel
running a bath
i.
küveti suyla doldurma
51
Genel
running water
i.
musluk/şebeke suyu
52
Genel
running water
i.
kullanma suyu
53
Genel
running water
i.
kullanım suyu
54
Genel
running water
i.
musluk suyu
55
Genel
running of the universe
i.
evrenin işleyişi
56
Genel
running errands
i.
angaryaların/ayak işlerinin yapılması
57
Genel
morning running
i.
sabah koşusu
58
Genel
running field
i.
koşu sahası
59
Genel
running path
i.
koşu yolu
60
Genel
mud running
i.
çamur koşusu
61
Genel
running noose
i.
kement
62
Genel
running amok
i.
amok koşusu
63
Genel
rum-running
i.
alkol kaçakçılığı
64
Genel
running away
i.
kaçış
65
Genel
running away
i.
topuklama
66
Genel
running away
i.
kaçma
67
Genel
running dog
i.
(özellikle çin komünist propagandasında) aşağılama
68
Genel
running dog
i.
karşı devrimci çıkarlara hizmet eden kimse
69
Genel
running dog
i.
karşı devrimci çıkarlara hizmet eden kuruluş
70
Genel
running dog
i.
uşak
71
Genel
running dog
i.
dalkavuk
72
Genel
running dog
i.
şakşakçı
73
Genel
running dog
i.
yaltakçı
74
Genel
running fight
i.
düşmanın sürekli takip edildiği kavga
75
Genel
running fight
i.
sonuca bağlanmayan kavga
76
Genel
running hand
i.
işlek yazı
77
Genel
running hand
i.
özensiz güzel yazı
78
Genel
running mate
i.
(açığı ile bir diğer çalışanın terfi edileceği) silahlı kuvvetler çalışanı
79
Genel
running mate
i.
arkadaş
80
Genel
running mate
i.
dost
81
Genel
running mate
i.
ekip arkadaşı
82
Genel
running mate
i.
yakın kimse
83
Genel
running-mate
i.
arkadaş
84
Genel
running-mate
i.
dost
85
Genel
running-mate
i.
ekip arkadaşı
86
Genel
running-mate
i.
yakın kimse
87
Genel
running start
i.
istek
88
Genel
running start
i.
güç
89
Genel
running start
i.
avantaj
90
Genel
running start
i.
etkili başlangıç
91
Genel
drug-running
i.
yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma
92
Genel
be out of the running
f.
yarışmadan elenmiş olmak
93
Genel
be always running somebody down
f.
bir kimseyi her yerde kötülemek
94
Genel
be in the running
f.
adaylardan biri olmak
95
Genel
be out of the running
f.
adaylıktan elenmiş olmak
96
Genel
keep on running down (someone)
f.
diline dolamak
97
Genel
have one's make up running
f.
makyajı akmak
98
Genel
be running free
f.
kayıplara karışmak
99
Genel
be running free
f.
sırra kadem basmak
100
Genel
keep the meter running
f.
taksimetreyi açık bırakmak
101
Genel
keep the meter running
f.
taksimetreyi açık tutmak
102
Genel
leave the meter running
f.
taksimetreyi açık bırakmak
103
Genel
leave the meter running
f.
taksimetreyi açık tutmak
104
Genel
leave the meter running
f.
taksimetreyi çalışır bırakmak
105
Genel
get in the running
f.
yarışa/rekabete katılmak
106
Genel
leave the water running
f.
suyu açık bırakmak
107
Genel
running out
s.
bitmekte olan
108
Genel
running on diesel fuel
s.
motorin yakan
109
Genel
long-running
s.
uzun soluklu
110
Genel
running counter
s.
(birbirine) ters düşen
111
Genel
right-running
s.
düzgün
112
Genel
right-running
s.
doğru
113
Genel
right-running
s.
doğruca
114
Genel
right-running
s.
doğrudan
115
Genel
smooth-running
s.
sürtünmeyen
116
Genel
smooth-running
s.
sorunsuz çalışan
117
Genel
smooth-running
s.
akıp giden
118
Genel
smooth-running
s.
etkili bir şekilde çalışan
119
Genel
smooth-running
s.
sürtünmesiz
120
Genel
at long running
zf.
uzun vadede
121
Genel
hand running
zf.
ardışık olarak
122
Genel
hand running
zf.
peş peşe
123
Genel
hand running
zf.
sırayla
Phrases
124
İfadeler
months running
i.
birbirini izleyen aylar
125
İfadeler
days running
i.
birbirini izleyen günler
126
İfadeler
weeks running
i.
birbirini izleyen haftalar
127
İfadeler
years running
i.
birbirini izleyen yıllar
128
İfadeler
the lunatics are running the asylum
expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak
129
İfadeler
the inmates are running the asylum
expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak
130
İfadeler
the lunatics are running the asylum
expr.
deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
131
İfadeler
the inmates are running the asylum
expr.
deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
132
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
bir yerini kırarsan bana gelme
133
İfadeler
don't come running to me if you break your leg
expr.
başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre)
134
İfadeler
for two years running
expr.
iki yıldır
135
İfadeler
for two days running
expr.
iki gündür
136
İfadeler
suspect running on foot
expr.
şüpheli yaya olarak kaçıyor
137
İfadeler
out of the running
expr.
yarışa katılmayan
138
İfadeler
out of the running
expr.
yarış dışı
139
İfadeler
in the running
expr.
adaylardan biri
140
İfadeler
in the running
expr.
kazanma şansı olan
Colloquial
141
Konuşma Dili
a running start
i.
hızlı bir başlangıç
142
Konuşma Dili
a running start
i.
iyi başlangıç
143
Konuşma Dili
burglar running out
i.
kaçan/kaçmakta olan hırsız
144
Konuşma Dili
be in the running for
f.
değer olmak
145
Konuşma Dili
be in the running for
f.
layık olmak
146
Konuşma Dili
be in the running for
f.
kazanma şansı olmak
147
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) yoğunlaşmakta
148
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) yükselmekte
149
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) tırmanmakta
150
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) gerilmekte
151
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) şiddetlenmekte
152
Konuşma Dili
running high
s.
(duygular) hararetlenmekte
153
Konuşma Dili
running on fumes
s.
çok az bir enerji/kaynak ile hareket eden
154
Konuşma Dili
running on fumes
s.
mecali kalmamış
155
Konuşma Dili
take a running jump
expr.
defol git
156
Konuşma Dili
take a running jump
expr.
git başımdan
157
Konuşma Dili
time is running out
expr.
zaman tükeniyor
158
Konuşma Dili
take a running jump
expr.
yok ol
159
Konuşma Dili
the meter is running
expr.
tarife işliyor
160
Konuşma Dili
the meter is running
expr.
hesap işliyor/birikiyor
161
Konuşma Dili
the meter is running
expr.
para yazıyor
162
Konuşma Dili
you must be tired, because you've been running through my mind all day
expr.
tüm gün aklımdan çıkmadın
163
Konuşma Dili
you must be tired, because you've been running through my mind all day
expr.
tüm gün kafamı meşgul ettin, yorulmuş olmalısın (bir kadını tavlamak için kullanılan klişe bir söz)
Idioms
164
Deyim
running about like a headless chicken
i.
ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturma
165
Deyim
running about like a headless chicken
i.
deli dana gibi sağa sola dalma
166
Deyim
a running battle
i.
çok uzun zaman süren savaş
167
Deyim
a running battle
i.
uzun süren tartışma
168
Deyim
a running battle
i.
uzun süren kavga
169
Deyim
a running battle
i.
uzun süren mücadele
170
Deyim
tension running high
i.
yükselen gerilim
171
Deyim
running gag
i.
bir hikayede tekrarlayan şaka
172
Deyim
running gag
i.
bir hikayede tekrar tekrar değinilen mizah unsuru
173
Deyim
running joke
i.
tekrarlanan şaka/espri
174
Deyim
running joke
i.
süregelen şaka/espri
175
Deyim
a running battle
i.
uzun süren anlaşmazlık
176
Deyim
a running battle
i.
süregelen anlaşmazlık/çekişme/tartışma
177
Deyim
a running battle
i.
devam eden anlaşmazlık/çekişme/tartışma
178
Deyim
a running start
i.
avantajlı bir başlangıç
179
Deyim
a running start
i.
bir sıfır önde başlangıç
180
Deyim
running smobble [obsolete]
i.
bir şeyi çalıp oradan koşarak kaçacak olan suç ortağına/ortaklarına verme
181
Deyim
be running around like a headless chicken
f.
ne yapacağın bilmez şekilde koşuşturmak
182
Deyim
be running around like a headless chicken
f.
deli dana gibi sağa sola dalmak
183
Deyim
be running about like a headless chicken
f.
başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak
184
Deyim
be running about like a headless chicken
f.
deli dana gibi dolanmak
185
Deyim
be running about like a headless chicken
f.
deli dana gibi kaçmak/koşturmak
186
Deyim
be running about like a headless chicken
f.
telaşla koşturmak
187
Deyim
be running about like a headless chicken
f.
ipini koparmış dana gibi hareket etmek
188
Deyim
be running with the hare and hunting with the hounds
f.
acem kılıcı gibi olmak
189
Deyim
be running like the devil's chasing
f.
arkasından şeytan kovalıyormuş gibi koşmak
190
Deyim
be running like the devil's chasing
f.
arkasından şeytan kovalıyormuşcasına koşmak
191
Deyim
hit the ground running
f.
büyük bir şevkle/hemen kolları sıvamak
192
Deyim
be fighting a running battle
f.
bitmek bilmeyen bir mücadele vermek
193
Deyim
do all the running
f.
bütün her şeyi/işi yapan olmak
194
Deyim
make all the running
f.
bütün her şeyi/işi yapan olmak
195
Deyim
be up and running
f.
düzgün ve sorunsuz çalışmak
196
Deyim
be up and running
f.
düzgün işlemek
197
Deyim
be running around like a headless chicken
f.
çıldırmış gibi ortalarda dolanmak
198
Deyim
be running on fumes
f.
çok az bir enerji/kaynak ile hareket etmek
199
Deyim
hit the ground running
f.
güne dinç başlamak
200
Deyim
be out of the running
f.
göz doldurmamak
201
Deyim
get off to a running start
f.
hızlı/iyi bir başlangıç yapmak
202
Deyim
be running on fumes
f.
mecali kalmamak
203
Deyim
be fighting a running battle
f.
sonu gelmeyen bir mücadele vermek
204
Deyim
be running on vapors
f.
sadakayla geçinmek
205
Deyim
be running on empty
f.
sıfırı tüketmek
206
Deyim
be running on empty
f.
yeni fikirler vb. bulamamak
207
Deyim
be running on vapors
f.
yakıtı bitmek
208
Deyim
be out of the running
f.
üzerinde düşünülmeye değmemek
209
Deyim
be out of the running
f.
üzerinde durmaya değer olmamak
210
Deyim
be fighting a running battle
f.
yılan hikayesine dönen bir mücadele vermek
211
Deyim
give (one) running shoes
f.
(biriyle olan bir şeye) birdenbire son vermek
212
Deyim
give (one) running shoes
f.
(biriyle olan bir şeye) aniden son vermek
213
Deyim
give (one) running shoes
f.
(biriyle olan bir şeye) beklenmedik bir şekilde son vermek
214
Deyim
give (one) running shoes
f.
(birini) paldır küldür kovmak
215
Deyim
give (one) running shoes
f.
(birinin) kıçına tekmeyi vurmak
216
Deyim
give (one) running shoes
f.
(birini) kapı dışarı etmek
217
Deyim
give (one) running shoes
f.
(birini) defetmek
218
Deyim
start a hare (running)
f.
bir konuda tartışma başlatmak
219
Deyim
bow out of the running
f.
seçimden/yarıştan çekilmek
220
Deyim
bow out of the running
f.
seçimi/yarışı bırakmak
221
Deyim
bow out of the running
f.
seçimden/yarıştan ayrılmak
222
Deyim
bow out of the running
f.
seçime/yarışa katılmaktan vazgeçmek
223
Deyim
be running around in circles
f.
yerinde saymak
224
Deyim
be running around in circles
f.
dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek
225
Deyim
be running around in circles
f.
aynı şeyin/noktanın etrafında dönüp durmak
226
Deyim
be running around in circles
f.
bir ilerleme kaydedememek
227
Deyim
be running around in circles
f.
boşa zaman/enerji harcamak
228
Deyim
be running around in circles
f.
boşa kürek çekmek
229
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
yerinde saymak
230
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek
231
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
aynı şeyin/noktanın etrafında dönüp durmak
232
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
bir ilerleme kaydedememek
233
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
boşa zaman/enerji harcamak
234
Deyim
be running round in circles [uk]
f.
boşa kürek çekmek
235
Deyim
be running around like a headless chicken [uk]
f.
ne yapacağını bilmez şekilde koşuşturmak
236
Deyim
be running around like a headless chicken [uk]
f.
deli dana gibi sağa sola dalmak
237
Deyim
be running around like a headless chicken [uk]
f.
çıldırmış gibi ortalarda dolanmak
238
Deyim
be running around like a headless chicken [uk]
f.
kontrolsüz/düzensiz bir şekilde hareket etmek/davranmak
239
Deyim
be running around like a chicken with its head cut off [us]
f.
ne yapacağını bilmez şekilde koşuşturmak
240
Deyim
be running around like a chicken with its head cut off [us]
f.
deli dana gibi sağa sola dalmak
241
Deyim
be running around like a chicken with its head cut off [us]
f.
çıldırmış gibi ortalarda dolanmak
242
Deyim
be running around like a chicken with its head cut off [us]
f.
kontrolsüz/düzensiz bir şekilde hareket etmek/davranmak
243
Deyim
be running on empty
f.
mecali kalmamak
244
Deyim
be running on empty
f.
bitip tükenmek
245
Deyim
be running on empty
f.
hiç enerjisi/gücü kalmamak
246
Deyim
be running on empty
f.
açlıktan ölmek
247
Deyim
be running on empty
f.
açlıktan hiç enerjisi/gücü kalmamak
248
Deyim
be running on empty
f.
silinip süpürülmek (yiyecek, kaynak)
249
Deyim
be running on empty
f.
tamamen tüketilmek/bitirilmek
250
Deyim
come running
f.
koşarak gelmek
251
Deyim
come running
f.
koşa koşa gelmek
252
Deyim
come running
f.
heyecanla gelmek
253
Deyim
come running
f.
hevesle gelmek
254
Deyim
come running
f.
koşup gelmek
255
Deyim
make the running
f.
yarışmanın hızını belirlemek
256
Deyim
make the running
f.
yarışmak
257
Deyim
make the running
f.
yarışta nasıl koşulacağını göstermek
258
Deyim
make the running
f.
referans oluşturmak
259
Deyim
make the running
f.
tempoyu/hızı belirlemek
260
Deyim
take up the running
f.
yarışta/koşuda/at yarışında lider olmak
261
Deyim
take up the running
f.
yarışta/koşuda/at yarışında birinci gelmek
262
Deyim
take up the running
f.
yarışta/koşuda/at yarışında başı çekmek
263
Deyim
take up the running
f.
yarışı/koşuyu/at yarışını almak
264
Deyim
in the running
s.
yarışmacı olarak katılan
265
Deyim
in the running
s.
yarışa katılan
266
Deyim
in the running
s.
(yarış) kazanma şansına sahip
267
Deyim
off to a running start
s.
hızlı/iyi bir başlangıç yapmış
268
Deyim
sands are running out
expr.
çok yakında
269
Deyim
the sands (of time) are running out
expr.
vakit azalıyor
270
Deyim
the inmates are running the asylum
expr.
ayaklar baş başlar ayak oldu
271
Deyim
the lunatics are running the asylum
expr.
ayaklar baş başlar ayak oldu
272
Deyim
sands are running out
expr.
vakit azalıyor
273
Deyim
the sands (of time) are running out
expr.
zaman daralıyor
274
Deyim
the inmates are running the asylum
expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş
275
Deyim
the lunatics are running the asylum
expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş
276
Deyim
sands are running out
expr.
zaman daralıyor
277
Deyim
the sands (of time) are running out
expr.
az kaldı
278
Deyim
the inmates are running the asylum
expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak
279
Deyim
the lunatics are running the asylum
expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak
280
Deyim
sands are running out
expr.
az kaldı
281
Deyim
the sands (of time) are running out
expr.
süre bitmek üzere
282
Deyim
the inmates are running the asylum
expr.
deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
283
Deyim
the lunatics are running the asylum
expr.
deliler tımarhaneyi ele geçirmiş
284
Deyim
sands are running out
expr.
süre bitmek üzere
285
Deyim
running hither and thither
expr.
fellik fellik
286
Deyim
off and running
expr.
hareke geçmiş
287
Deyim
out of the running
expr.
kazanma şansı yok
288
Deyim
running with the hare and hunting with the hounds
expr.
ne şiş yansın ne kebap
289
Deyim
off and running
expr.
yarışa başlamış
290
Deyim
the meter is running
expr.
masraf artıyor
291
Deyim
the meter is running
expr.
maliyet artıyor
292
Deyim
the meter is running
expr.
hesap kabarıyor/yükseliyor
293
Deyim
the meter is running
expr.
bedel yükseliyor/ağırlaşıyor
294
Deyim
up and running
expr.
sorunsuz çalışan
295
Deyim
up and running
expr.
düzgün işleyen
296
Deyim
up and running
expr.
yeni açılmış
297
Deyim
up and running
expr.
yeni lansmanı yapılmış
298
Deyim
up and running
expr.
açılmış ve işlemekte/çalışmakta
299
Deyim
up and running
expr.
yeni faaliyete girmiş
300
Deyim
up and running
expr.
açılmış ve faaliyet göstermeye başlamış
301
Deyim
(the) clock is running
expr.
vakit daralıyor
302
Deyim
(the) clock is running
expr.
vakit doluyor
303
Deyim
(the) clock is running
expr.
zaman azalıyor/daralıyor
304
Deyim
for (some) days running
expr.
arka arkaya (birkaç) gün
305
Deyim
for (some) days running
expr.
(belli bir sayıda) gündür
306
Deyim
for (some) months running
expr.
arka arkaya (birkaç) ay
307
Deyim
for (some) months running
expr.
(belli bir sayıda) aydır
308
Deyim
for (some) weeks running
expr.
arka arkaya (birkaç) hafta
309
Deyim
for (some) weeks running
expr.
(belli bir sayıda) haftadır
310
Deyim
for (some) years running
expr.
arka arkaya (birkaç) yıl
311
Deyim
for (some) years running
expr.
(belli bir sayıda) yıldır
312
Deyim
in the running
expr.
kazanma şansı olan
313
Deyim
in the running
expr.
kazanmaya aday olan
314
Deyim
in the running
expr.
adaylardan biri
315
Deyim
out of the running
expr.
kazanma şansı olmayan
316
Deyim
out of the running
expr.
kazanmaya aday olmayan
317
Deyim
out of the running
expr.
adaylardan değil
Speaking
318
Konuşma
how long have you been running this place?
expr.
burayı ne kadardır işletiyorsun?
319
Konuşma
how long have you been running this place?
expr.
burayı ne süredir işletiyorsunuz?
320
Konuşma
I'm running a little late
expr.
biraz geç kalıyorum
321
Konuşma
how long have you been running this place?
expr.
burayı ne süredir işletiyorsun?
322
Konuşma
how long have you been running this place?
expr.
burayı ne kadardır işletiyorsunuz?
323
Konuşma
my nose is running
expr.
burnum akıyor
324
Konuşma
we are running out of time
expr.
fazla zamanımız kalmadı
325
Konuşma
I'm running late
expr.
geç kalıyorum
326
Konuşma
I am running an internet cafe
expr.
internet cafe işletiyorum
327
Konuşma
the tap is running
expr.
musluk akıyor
328
Konuşma
don't leave the tap running
expr.
musluğu açık bırakma
329
Konuşma
he was running down her
expr.
onu kötüledi
330
Konuşma
your mascara's running
expr.
rimelin akmış
331
Konuşma
your mascara's running
expr.
rimelin akıyor
332
Konuşma
I'm not running after you
expr.
peşinden koşmayacağım
333
Konuşma
keep the meter running
expr.
taksimetreyi açık bırak
334
Konuşma
we are running out of salt
expr.
tuzumuz bitiyor
335
Konuşma
leave the meter running
expr.
taksimetreyi çalışır bırak
336
Konuşma
keep the meter running
expr.
taksimetreyi açık tut
337
Konuşma
we are running low on salt
expr.
tuzumuz bitiyor
338
Konuşma
leave the meter running
expr.
taksimetreyi açık bırak
339
Konuşma
leave the meter running
expr.
taksimetreyi açık tut
340
Konuşma
we are running out of time
expr.
zamanımız daralıyor
341
Konuşma
we are running out of time
expr.
zaman daralıyor
342
Konuşma
time is running out
expr.
zaman azalıyor
343
Konuşma
I'm running out of time
expr.
zamanım tükeniyor
344
Konuşma
we're running out of time
expr.
zamanımız azalıyor
345
Konuşma
we're running out of time
expr.
vaktimiz azalıyor
346
Konuşma
we're running out of time
expr.
vaktimiz tükeniyor
347
Konuşma
we are running out of time
expr.
zaman azalıyor
348
Konuşma
time is running out
expr.
zaman daralıyor
349
Konuşma
we are running out of time
expr.
zamanımız azalıyor
350
Konuşma
we're running out of time
expr.
zamanımız tükeniyor
Trade/Economic
351
Ticaret/Ekonomi
running account
i.
açık hesap
352
Ticaret/Ekonomi
running days
i.
astarya günlerinde tatiller dahil sayılan günler
353
Ticaret/Ekonomi
running days
i.
birbirini izleyen günler
354
Ticaret/Ekonomi
current running account
i.
cari hesap
355
Ticaret/Ekonomi
running account
i.
cari hesap
356
Ticaret/Ekonomi
running down clause
i.
çarpışma klozu
357
Ticaret/Ekonomi
the running account
i.
cari hesap
358
Ticaret/Ekonomi
running costs
i.
cari masraflar
359
Ticaret/Ekonomi
running expenses
i.
cari masraflar
360
Ticaret/Ekonomi
running expenses
i.
cari giderler
361
Ticaret/Ekonomi
running cost
i.
değişken maliyet
362
Ticaret/Ekonomi
running bills
i.
dolaşımdaki senetler
363
Ticaret/Ekonomi
running expenses
i.
dönem giderleri
364
Ticaret/Ekonomi
daily running cost
i.
günlük işletme masrafı
365
Ticaret/Ekonomi
daily running cost
i.
günlük işletme maliyeti
366
Ticaret/Ekonomi
running expenses
i.
genel giderler
367
Ticaret/Ekonomi
daily running cost
i.
günlük maliyet
368
Ticaret/Ekonomi
running record
i.
hareketlerin sürekli izlendiği kayıt
369
Ticaret/Ekonomi
running cash
i.
işleyen para
370
Ticaret/Ekonomi
running cost
i.
işletme masrafları
371
Ticaret/Ekonomi
book running lead manager
i.
lider yönetici
372
Ticaret/Ekonomi
running form
i.
rapor şeklinde sunulan finansal tablo
373
Ticaret/Ekonomi
running form statement
i.
rapor şeklinde sunulan finansal tablo
374
Ticaret/Ekonomi
running form
i.
rapor şekli
375
Ticaret/Ekonomi
running debts
i.
sabit borçlar
376
Ticaret/Ekonomi
running numbers
i.
seri numaralar
377
Ticaret/Ekonomi
running bills
i.
tedavüldeki senetler
378
Ticaret/Ekonomi
running bale
i.
satışa hazır pamuk balyası
Law
379
Hukuk
running down clause
i.
çatma klozu
380
Hukuk
running down case
i.
çarpışmadan doğan tazminat davası
381
Hukuk
running contract
i.
yürürlükteki kontrat
382
Hukuk
running contract
i.
yürürlükteki sözleşme
Politics
383
Siyasal
running-mate
i.
eş aday
384
Siyasal
running-mate
i.
seçimde ikinci derece göreve aday olan kimse
Insurance
385
Sigortacılık
running down clause
i.
çatışma klozu
386
Sigortacılık
running down clause
i.
nakliyat tekne sigortasında çarpışmadan ötürü üçüncü şahısların yol
Media
387
Medya
long-running
s.
uzun süre ile yayınlanan
388
Medya
long-running
s.
uzun süre ile sergilenen
389
Medya
long-running
s.
uzun süreli
Advertising
390
Reklam
running text
i.
esas ilan metni
391
Reklam
running text
i.
esas reklam metni
Technical
392
Teknik
running-in-period
i.
alıştırma süresi
393
Teknik
running stratum
i.
akıcı zemin katmanı
394
Teknik
running water
i.
akan su
395
Teknik
running sand
i.
akıcı kum
396
Teknik
running ground
i.
akıcı zemin
397
Teknik
idle running
i.
avara çalışma
398
Teknik
no-load running
i.
boşta çalışma
399
Teknik
idle running
i.
boşta çalışma
400
Teknik
electrostatic field by a running light conveyor belt
i.
çalışan hafif konveyör bandın oluşturduğu elektrostatik alan
401
Teknik
running speed
i.
çalışma hızı
402
Teknik
running time
i.
çalışma süresi
403
Teknik
running out pit
i.
cam akıtma havuzu
404
Teknik
running speed
i.
çalışma devri
405
Teknik
running clearance
i.
çalışma boşluğu
406
Teknik
running average time
i.
çalışma ortalama süresi
407
Teknik
running temperature
i.
çalışma sıcaklığı
408
Teknik
running hours
i.
çalışma süresi
409
Teknik
measurement of the electrostatic field generated by a running light conveyor belt
i.
çalışan bantın oluşturduğu elektrostatik alanın ölçümü
410
Teknik
running-up time
i.
devreye girme zamanı
411
Teknik
true running test
i.
düzgün dönme testi
412
Teknik
smooth running
i.
düzgün çalışma
413
Teknik
running lights
i.
farlar
414
Teknik
rough running
i.
gürültülü çalışma
415
Teknik
day running lamp
i.
gündüz seyir feneri
416
Teknik
running time
i.
gösterim süresi
417
Teknik
drl -daytime running lamp
i.
gün ışığında çalışan lamba
418
Teknik
running time
i.
gitme zamanı
419
Teknik
running gate
i.
giriş oluğu
420
Teknik
running sand
i.
hareketli kum
421
Teknik
running speed
i.
hareket hızı
422
Teknik
running gear
i.
hareket dişlisi
423
Teknik
running gear
i.
hareket donanımı
424
Teknik
running cost
i.
işletme gideri
425
Teknik
running yarn
i.
iplik akışı
426
Teknik
running speed
i.
işleme hızı
427
Teknik
running test
i.
işleme denemesi
428
Teknik
running costs
i.
işletme masrafları
429
Teknik
running knot
i.
kanar budak
430
Teknik
running mold
i.
kaydırma şablon
431
Teknik
running ground
i.
kayar zemin
432
Teknik
running of the belt
i.
kayış hareketi
433
Teknik
boiler running hours
i.
kazanın çalışma saati
434
Teknik
parallel running
i.
koşut çalışma
435
Teknik
running screed
i.
korniş profili şablon kılavuzu
436
Teknik
parallel running
i.
koşut işletim
437
Teknik
running of travelers
i.
kopçanın alıştırılması
438
Teknik
running mold
i.
korniş şablonu
439
Teknik
running-in filter
i.
makine ilk çalıştırma filtresi
440
Teknik
running pre-configure verify
i.
ön yapılandırma doğrulamasını çalıştırma
441
Teknik
pilot running
i.
pilot işletim
442
Teknik
parallel running
i.
paralel çatıştırma
443
Teknik
pilot running
i.
pilot koşum
444
Teknik
day running lamp
i.
pozisyon lambası
445
Teknik
running of a program
i.
programın yürütümü
446
Teknik
centrifugal running
i.
santrifüj şurubu
447
Teknik
smooth running
i.
sarsıntısız çalışma
448
Teknik
slow running
i.
rölanti
449
Teknik
vibrationless running
i.
sarsıntısız çalışma
450
Teknik
running time
i.
seyir süresi
451
Teknik
running end
i.
serilen uç
452
Teknik
free running
i.
serbest hareketli
453
Teknik
quiet running engine
i.
sessiz çalışan makine
454
Teknik
silent running
i.
sessiz çalışma
455
Teknik
running gear
i.
seyir dişlisi
456
Teknik
silent running test
i.
sessiz çalışma testi
457
Teknik
running sand
i.
serbest kum
458
Teknik
running speed
i.
seyir hızı
459
Teknik
railroad running gear
i.
şasi ve dingil takımları
460
Teknik
running-up time
i.
start zamanı
461
Teknik
running sand
i.
suya doygun kum
462
Teknik
bottom running
i.
tabandan döküm
463
Teknik
circular cross-section conduit running full
i.
tam akışlı dairesel kesitli kanal
464
Teknik
running turbine components
i.
türbin hareketli parçaları
465
Teknik
rough running
i.
titreşimli çalışma
466
Teknik
running the installation
i.
tesisin işletilmesi
467
Teknik
base load running
i.
temel yükte çalışma
468
Teknik
running device and connecting nut
i.
tahditli makara tertibatı
469
Teknik
table running lengthwise
i.
uzun bar masası
470
Teknik
running key system
i.
zincirleme anahtar sistemi
471
Teknik
running foot
i.
yinelenen altlık
472
Teknik
no-load running
i.
yüksüz çalışma
473
Teknik
running footing
i.
yinelenen altlık
474
Teknik
running heading
i.
yinelenen başlık
475
Teknik
running buffer
i.
yürütme tamponu
476
Teknik
running time
i.
(film) projeksiyon süresi
477
Teknik
running boards
i.
pruvadan kıç bölümüne kadar uzanan, gemi yelken direği ile yürütülürken üzerinde yürünen bir bölüm
478
Teknik
running gear
i.
lokomotifin çalışan ve taşıyan bölümleri
479
Teknik
running gear
i.
makinenin işleyen ve taşıyan bölümleri
480
Teknik
free running
s.
serbest devinimli
481
Teknik
free-running
s.
çevresel bir faktörün periyodik olarak etkilemediği (süreç)
482
Teknik
leave the device running on
expr.
cihazı çalışır konumda bırak
Computer
483
Bilgisayar
running text
i.
akar gövde metni
484
Bilgisayar
applications running
i.
çalışan uygulamalar
485
Bilgisayar
running queries
i.
çalışan sorgu sayısı
486
Bilgisayar
running tasks
i.
çalışan görevler
487
Bilgisayar
running total in
i.
değişen toplam
488
Bilgisayar
free-running speed
i.
denge hızı
489
Bilgisayar
running sum
i.
geçerli toplam
490
Bilgisayar
already running
i.
halen çalışmakta
491
Bilgisayar
running of a program
i.
izlencenin yürütülmesi
492
Bilgisayar
parallel running
i.
koşut çalışma
493
Bilgisayar
parallel running
i.
koşut işletim
494
Bilgisayar
running shoes
i.
koşu ayakkabısı
495
Bilgisayar
pilot running
i.
pilot koşum
496
Bilgisayar
pilot running
i.
pilot işletim
497
Bilgisayar
parallel running
i.
paralel çalıştırma
498
Bilgisayar
running of a program
i.
programın yürütülmesi
499
Bilgisayar
total running
i.
toplam çalışan
500
Bilgisayar
running out of memory
i.
yetersiz bellek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of running
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy