arms - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

arms

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "arms" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
arms n. koyun
arms n. kucak
arms n. silahlar
arms n. cephane
arms n. arma
arms n. silah
History
arms n. devlet, aile veya bir kuruluşa ait nişan
Military
arms n. savaş
arms n. askerlik hizmeti

Bedeutungen, die der Begriff "arms" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 487 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
coat of arms n. arma
General
sergeant at arms n. komiser
coat of arms n. hanedan arması
brothers in arms n. silah arkadaşları
arms control n. silahlanma kontrolü
gentleman at arms n. kral muhafızı
arms smuggling n. silah kaçakçılığı
arms dealer n. silah satıcısı
small arms n. hafif silahlar
sergeant at arms n. parlamentoda güvenlik görevlisi
law of arms n. savaş hukuku
coat of arms n. armalı kalkan
arms transfers n. silah transferi
comrade in arms n. silah arkadaşı
illegal arms transfers n. yasa dışı silah transferi
nuclear arms control n. nükleer silahların kontrolü
arms sector n. silah sektörü
passage of (or at) arms n. ağız dalaşı
baby-in-arms n. ana kuzusu
man-at-arms n. silahşor
gentleman-at-arms n. kral muhafızı
man-at-arms n. asker
feat of arms n. savaş başarısı
arms or legs n. kollar veya bacaklar
arms and legs n. kollar ve bacaklar
clash of arms n. silahlı/askeri çatışma
laying down arms n. silah bırakma
equality of arms n. silahların eşitliği
clash of arms n. silahlı çatışma
arms drill n. silah talimi
arms dealer n. silah tüccarı
arms race n. silahlanma yarışı
arms production n. silah üretimi
arms akimbo n. bilekler dışa dönük şekilde ellerin belde olması
bachelor-at-arms n. en düşük rütbeli şövalye
bachelor-at-arms n. en alt rütbeli şövalye
canting arms n. soyadı arması
man-at-arms n. ağır silahla donanmış asker
man-at-arms n. ağır silahla donanmış orta çağ süvarisi
brother-in-arms n. silah arkadaşı
garter king of arms n. ingiltere resmi arma şefi
be up in arms v. ayaklanmak
cross one's arms v. kollarını kavuşturmak
be up in arms v. öfkelenmek
fold one's arms v. kollarını kavuşturmak
welcome someone with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
fold in one's arms v. kucaklamak
bear arms v. asker olmak
take in one's arms v. kucaklamak
lay down one's arms v. savaşmaktan vazgeçmek
bear arms v. askerlik yapmak
pile arms v. silah çatmak
spread one's arms wide v. kollarını alabildiğine açmak
be an infant in arms v. ağzı süt kokmak
receive with open arms v. kucak açmak
take up arms v. silaha sarılmak
lay down one's arms v. silahlarını bırakmak
hold someone in one's arms v. birini kucağında tutmak
call to arms v. silah altına almak
link arms v. kol kola girmek
be up in arms v. ateş püskürmek
lay down arms v. silahları bırakmak
fold in one's arms v. kollarına almak
lay down arms v. teslim olmak
take somebody in one's arms v. kollarına almak
lay down one's arms v. teslim olmak
stack arms v. tüfek çatmak
welcome with open arms v. bağrına basmak
clasp somebody in one's arms v. sarılmak
clasp somebody in one's arms v. kucaklamak
clasp somebody in one's arms v. kollarına almak
die in one's arms v. kollarında ölmek
pulled someone into one's arms v. kollarına doğru çekmek
smuggle arms v. silah kaçırmak
smuggle arms v. silah kaçakçılığı yapmak
be engaged in arms smuggling v. silah kaçakçılığı yapmak
die in one’s arms v. kollarında ölmek
entwine one's arms around each other v. kollarını birbirlerine dolamak
throw one's arms around one's neck v. boynuna sarılmak
prevent arms smuggling v. silah kaçakçılığını engellemek
shave one's under-the-arms v. koltuk altlarını tıraş etmek
take arms v. silahlanmak
carry arms v. askerlik yapmak
decorated with a coat of arms adj. armalı
under arms adj. silahlanmış
up in arms adj. ateş püskürmeye hazır
in arms adj. kucak kucak silahlanmış
in arms adj. silahlanmış
up in arms adj. öfkelenmiş
up in arms adj. ayaklanmış
deprived of arms adj. silahsızlandırılmış
under arms adj. silah altında
in arms adj. kucakta taşınması gereken
in arms adj. henüz yürüyemeyen
in arms adv. kucak kucak
in each others arms adv. koyun koyuna
by the arms adv. kucak kucak
in each other's arms adv. kucak kucağa
arms! interj. silah başına
Phrasals
welcome (something) with open arms v. (bir şeye) kucak açmak
welcome (something) with open arms v. (bir şeyi) hevesle karşılamak
welcome (something) with open arms v. (bir şeyi) mutlulukla/sevinçle karşılamak
welcome (something) with open arms v. (bir şeyi) hoşnutlukla/memnuniyetle karşılamak
Phrases
call to arms v. silah başına çağırmak
arms straight eyes forward expr. kollar düz gözler ileride
Colloquial
an infant in arms n. ağzı süt kokan
brother in arms n. omuzdaş
brother in arms n. silah arkadaşı
call to arms v. askere çağırmak
die in one’s arms v. kollarında ölmek
call to arms v. orduya çağırmak
fly to arms v. silaha sarılmak
Idioms
a call to arms n. harekete geçirme
a call to arms n. teşvik etme
a call to arms n. telkin etme
a call to arms n. meydan okumaya davet etme
babe in arms n. acemi çaylak
be up in arms n. ateş püskürmeye hazır
be up in arms n. ayaklanmış
baby in arms n. küçük çocuk
babe in arms n. saf ve deneyimsiz kimse
babe in arms n. yeni doğmuş bebek
baby in arms n. yürüyemeyecek yaşta bebek
a babe in arms [uk] n. bebek
a babe in arms [uk] n. yeni doğmuş bebek
a babe in arms [uk] n. kucakta/kundakta bebek
a babe in arms [uk] n. çok genç
a babe in arms [uk] n. çok küçük yaşta
a babe in arms [uk] n. saf ve deneyimsiz kimse
a babe in arms [uk] n. acemi
a babe in arms [uk] n. çaylak
a babe in arms [uk] n. yeni
babe in arms n. kucakta/kundakta bebek
take up arms v. silahlanmak
take up arms against someone v. birine karşı silahlanmak
pile arms v. tüfek çatmak
take arms v. savaşa başlamak
take arms v. silahlara sarılmak
fling (one's) arms up v. ellerini kollarını savurmak
fold (someone) in (one's) arms v. kollarının arasına almak
talk (one's) arms off v. konuşup durmak
fling (one's) arms up in (some emotion) v. (bezginlik, kızgınlık, öfke ile) ellerini kollarını savurmak
fold (someone) in (one's) arms v. kucaklamak
talk (one's) arms off v. kulaklarını doldurmak
fold (someone) in (one's) arms v. kollarıyla sarmak/sarmalamak
talk (one's) arms off v. kafasını şişirmek/ütülemek
fold (someone) in (one's) arms v. kollarını açmak
talk (one's) arms off v. konuşarak baymak/sıkmak
talk (one's) arms off v. çenesi düşmek
talk (one's) arms off v. gevezelik etmek
talk (one's) arms off v. aralıksız konuşmak
talk (one's) arms off v. başının etini yemek
talk (one's) arms off v. çenesi düşmek
talk (one's) arms off v. bir daha susmamak
talk (one's) arms off v. çenesi durmamak
talk (one's) arms off v. car car konuşmak
talk (one's) arms off v. (konuşarak) rehin almak
talk (one's) arms off v. kafa ütülemek
be up in arms v. ateş püskürmek
be up in arms v. ayaklanmış olmak
rise up in arms v. başkaldırmak
greet somebody with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
enfold in one's arms v. bağrına basmak
take up arms against someone v. birisine karşı silahlanmak
welcome someone with open arms v. birini dostça karşılamak
fall into someone's arms v. bîrinin kucağına atılmak
welcome someone with open arms v. birisini içtenlikle misafir etmek
receive someone with open arms v. birini dostça karşılamak
receive someone with open arms v. birisini içtenlikle misafir etmek
greet with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
be up in arms v. baş kaldırmak
welcome somebody with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
be up in arms v. çok sinirlenmek
have short arms and deep pockets v. günahını koklatmamak
stand by with folded arms v. eli kolu bağlı kalmak
be up in arms v. isyan halinde olmak
rise up in arms v. kafasının tası atmak
fall into someone's arms v. kucak kucağa gelmek
be up in arms v. kızmak
enfold in one's arms v. kollarının arasına almak
be up in arms v. küplere binmek
enfold in one's arms v. kollarıyla sarmak
fall into someone's arms v. kollarına atılmak
throw oneself into one's arms v. kendisini birinin kollarına atmak
get one's arms around something v. karmaşık bir konuya hakim olmak
take up arms against someone v. kavgaya hazırlanmak
be up in arms v. öfkelenmiş olmak
rise up in arms v. sinirlenmeye başlamak
lay down one's arms v. silahlarını bırakmak
take up arms v. silaha sarılmak
lay down arms v. silah bırakmak
lay down one's arms v. silah bırakmak
be up in arms v. tepesinin tası atmak
lay down one's arms v. teslim olmak
fling up (one's) arms in (some emotion) v. (bir hisle) ellerini kollarını savurmak
fling up (one's) arms in (some emotion) v. (bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak
fling (one's) arms up in (some emotion) v. (bir hisle) ellerini kollarını savurmak
fling (one's) arms up in (some emotion) v. (bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak/elini kolunu sallamak
throw up your hands/arms in despair v. şiddetle karşı çıkmak
throw up your hands/arms in despair v. çok endişelenmek
throw up your hands/arms in despair v. eli ayağı boşalmak/titremek
throw up your hands/arms in horror v. şiddetle karşı çıkmak
throw up your hands/arms in horror v. çok endişelenmek
throw up your hands/arms in horror v. eli ayağı boşalmak/titremek
talk someone's arms off v. (birinin) kafasını şişirmek
talk someone's arms off v. (birinin) kafasını ütülemek
talk someone's arms off v. çok konuşarak (birini) baymak
throw (one's) arms up in despair v. umutsuzluğa düşmek
throw (one's) arms up in despair v. inancını kaybetmek
throw (one's) arms up in despair v. umutsuzluğa kapılmak
throw (one's) arms up in despair v. umudunu kesmek
throw (one's) arms up in despair v. pes etmek
throw (one's) arms up in despair v. kendini bırakmak
throw (one's) arms up in despair v. başarısızlığa teslim olmak
throw (one's) arms up in despair v. havlu atmak
throw (one's) arms up in despair v. mücadeleyi bırakmak
throw (one's) arms up in despair v. başarısızlığı/yenilgiyi kabullenmek
throw (one's) arms up in despair v. kaderine razı olmak
throw (one's) arms up in horror v. dehşete düşmek
throw (one's) arms up in horror v. şok olmak
throw (one's) arms up in horror v. inanamamak
bear arms v. silah sahibi olmak
bear arms v. silahlı olmak
bear arms v. silahı olmak
fling up (one's) arms v. ellerini kollarını savurmak
fling up (one's) arms v. el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak
fling up (one's) arms v. elini kolunu sallamak
fold somebody in your arms v. birini kollarının arasına almak
fold somebody in your arms v. birini kollarıyla sarmak
fold somebody in your arms v. birine sarılıp bağrına basmak
fold somebody in your arms v. birine sarılmak
greet (someone or something) with open arms v. (birini/bir şeyi) birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
greet (someone or something) with open arms v. (birini/bir şeyi) kollarını açarak karşılamak
greet (someone or something) with open arms v. (birini/bir şeyi) sevinçle karşılamak
greet (something) with open arms v. (bir şeyi) iyi karşılamak
greet (something) with open arms v. (bir şeyi) mutlulukla karşılamak
lay down your arms v. savaşmaktan vazgeçmek
lay down your arms v. teslim olmak
lay down your arms v. silahları bırakmak
receive (someone) with open arms v. (birine) kucak açmak
receive (someone) with open arms v. (birini) kollarını açarak karşılamak
receive (something) with open arms v. (bir şeyi) sıcak karşılamak
receive (something) with open arms v. (bir şeyi) mutlulukla/memnuniyetle karşılamak
receive (something) with open arms v. (bir şeyi) coşkuyla/hevesle karşılamak
take up arms (against someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı silahlanmak
throw (one's) arms up in frustration v. sinirle ellerini kaldırmak
throw (one's) arms up in frustration v. inanamaz bir şekilde kollarını havaya kaldırmak
throw (one's) arms up in frustration v. sinirlenip havlu atmak
throw (one's) arms up in frustration v. sinirlenip pes etmek
bear arms against v. -e karşı savaşmak
bear arms against v. ile savaş halinde olmak
bear arms against v. '-e savaş açmak
up in arms about (something) adj. çok kızmış
up in arms about (something) adj. çok öfkelenmiş
up in arms about (something) adj. küplere binmiş
up in arms about (something) adj. tepesinin tası atmış
up in arms about (something) adj. çok sinirlenmiş
up in arms about (something) adj. ateş püsküren
up in arms about (something) adj. kafasının tası atmış
bred to arms adj. asker olarak eğitilmiş
in the arms of morpheus expr. morpheus'un kollarında/kucağında
in the arms of morpheus expr. uyuyor
with open arms expr. candan ve coşkuyla
up in arms expr. çok sinirli/öfkeli
kings have long arms expr. devletin eli uzundur
governments have long arms expr. devletin eli uzundur
with open arms expr. canıyürekten
with open arms expr. candan
governments have long arms expr. devletin kolu uzundur
kings have long arms expr. devletin kolu uzundur
with open arms expr. dostça
with open arms expr. içtenlikle
with open arms expr. memnuniyetle
with open arms expr. kollarını açıp kucaklayarak
with open arms expr. seve seve
up in arms expr. silahlanmış
babe in arms expr. yeni
Speaking
wrap your arms around my neck expr. kollarını boynuma dola
wave your arms expr. kollarını salla
fold your arms expr. kollarını kavuştur
put your arms up expr. kollarını kaldır
to arms! expr. silahlara!
Trade/Economic
everything but arms n. silah hariç her şey
arms export n. silah ihracatı
arms import n. silah ithalatı
Law
illegal arms transfers n. kanun dışı silah transferi
authority to bear arms n. silah taşıma yetkisi
arms trafficking n. silah kaçakçılığı
equality of arms principle n. silahların eşitliği ilkesi
trafficking of arms n. silah kaçakçılığı
assault at arms n. silahlı tecavüz
forbidden arms n. yasaklanmış silahlar
prohibited arms n. yasaklanmış silahlar
sergeant at arms n. emir ve kuralları uygulamak üzere yasama organlarına, siyasi veya kanuni toplantılara katılan yetkili
freedom to bear arms n. abd anayasasının ikinci düzenlemesi ile teminat altına alınan bir hak
keep and bear arms v. silah bulundurmak ve taşımak
bear arms v. silahlanmak
bear arms v. silah taşımak
carry arms v. silah taşımak
under arms adj. silah altında
under arms adv. silahlı
Politics
sergeant-at-arms n. abd meclis güvenlik görevlisi
serjeant-at-arms n. abd meclis güvenlik görevlisi
fire arms n. ateşli silahlar
equality of arms n. kuvvetlerin eşitliği
nuclear arms n. nükleer silahlar
nato high-level task force on conventional arms control n. nato konvansiyonel silah kontrolü üst düzey görev gücü
arms embargo n. silah ambargosu
arms control n. silahların kontrolü
arms policy n. silah politikası
arms supply n. silah tedariki
arms aid n. silah yardımı
arms trafficking n. silah kaçakçılığı
arms trade n. silah ticareti
arms sale n. silah satışı
interim agreement on the limitation of strategic offensive arms n. stratejik taarruz silahlarının sınırlandırılmasına dair geçici anlaşma
equality of arms n. tarafların eşitliği
king of arms n. hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevki
king-at-arms n. hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevkideki kimse
kings-of-arms n. ingiltere ve egemenliğindeki diğer krallıklarda arma verme yetkisi bulunan en yüksek mevkili kimsenin unvanı
lyon king of arms n. iskoçya'nın baş hanedan armacısı
garter king-at-arms n. ingiltere resmi arma şefi
start (strategic arms reduction talks) abrev. stratejik silahların azaltılması antlaşması
Institutes
deputy directorate general of osce, arms control and disarmament n. agit, silahların kontrolü ve silahsızlanma genel müdür yardımcılığı
conventional arms exports working group n. konvansiyonel silahlar dışsatım çalışma grubu
Technical
dendrite arms n. dallantı kolları
trap operating shaft arms n. döner sürgü çalıştırma tertibatı
electrode arms n. elektrot kolları
walking aids manipulated by both arms n. her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları
secondary dendrite arms n. ikincil dallantı kolları
secondary dendrite arms spacing n. ikincil dallantı kolları uzaklığı
hook-on type fork arms n. kancalı tip çatal kollar
rocker arms n. külbütör çekiçleri
local extraction arms n. lokal hava emiş kolları
small arms n. ufak kalibreli ateşli silahlar
design of loading/unloading arms n. yükleme/boşaltma kollarının tasarımı
Construction
fork arms n. çatal kollar
truck equipped with fork arms n. çatal kollar ile donatılmış araç
Automotive
steering arms n. direksiyon kolları
high lift rocker arms n. iticinin kaldırma yüksekliğini artıran külbütör manivelası
windshield wiper arms n. ön cam silecek kolları
windshield wiper arms n. ön cam silecek lastikleri
ball joint rocker arms n. rulmanlı esnek külbütör parmakları
Marine
master at arms n. gemi polisi
master at-arms n. sefine emini
master-at-arms n. ticaret gemilerinde yolcuların güvenliği ile görevli gemi zabiti
masters-at-arms n. donanma birliğinde disiplin, idare ve güvenlikten sorumlu astsubay kıdemli üstçavuşlar
Medical
weakness in the arms and legs n. kol ve bacaklarda güçsüzlük
skin eruptions in the arms and legs n. kol ve bacaklarda döküntüler
circular ecchymoses on the arms and legs n. kol ve bacaklarda yuvarlak ekimozlar
Literature
a farewell to arms n. silahlara veda
History
empire arms n. imparatorluk kuvvetleri
assumptive arms n. kişinin hakkı olmadığı halde taşıdığı armalar
king-of-arms n. hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevki
king-of-arms n. hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevkili kimse
clarenceux king of arms [uk] n. (trent nehri'nin güneyini yönetme yetkisi olan) en yüksek mevkili kimse
clarencieux king of arms [uk] n. (trent nehri'nin güneyini yönetme yetkisi olan) en yüksek mevkili kimse
serjeant at arms n. (parlamentoda) düzeni sağlayan ve talimatları yerine getiren memur
Environment
startegic arms reduction talks n. stratejik silahların azaltılması müzakereleri
Geography
craven arms n. ingiltere'de yerleşim yeri
Military
recover arms n. tüfeği nişan pozisyonundan rahat pozisyonuna getirme emri
cessation of arms n. ateşkes
trail arms n. eğik bir tüfek tutma pozisyonu
trail arms n. askeri tatbikat sırasında bir tüfek tutma şekli
european arms policy n. avrupa silah politikası
coat of arms n. arma
military arms n. askeri silahlar
suspension of arms n. ateş kesme
side arms n. belde taşınan silahlar
un register of conventional arms n. bm konvansiyonel silah tescili
arms industry n. cephane sanayi
supporting arms coordination unit n. destek silahları koordinasyon ünitesi
supporting arms n. destek silahları
supporting arms coordination centre n. destek silahları koordinasyon merkezi
supporting arms coordinator n. destek silahları koordinatörü
hand arms n. el silahları
all arms air defence n. hava savunma silah sistemleri
small arms n. hafif silah
small arms ammunition n. hafif silah mühimmatı
small arms n. hafif silahlar
combined arms n. karma sınıflar
conventional arms exports working group n. konvansiyonel silahlar dışsatım çalışma grubu
arms length relationship n. mesafeli ilişki
combined arms team n. müşterek sınıf timi
combat arms n. muharip sınıflar
combined arms training n. müşterek sınıflar eğitimi
combined arms team n. muhtelif tim
combined arms operation n. müşterek birlik harekatı
suspension of arms n. muharebeye ara verme
arms material position n. muharip sınıf görev yeri
qualification in arms n. nişancılık ehliyeti
small arms n. piyade silahları
arms of offense n. saldırı araçları
arms of defense n. savunma araçları
arms control agreement verification n. silahları kontrol anlaşmasının doğrulanması
arms control agreement n. silahların kontrolü anlaşması
special to arms skills n. sınıflara ait beceriler
arms control n. silahların kontrolü
arms control and disarmament agency n. silahların denetlenmesi ve silahsızlanma ajansı
arms export control act n. silah ihracat kontrol yasası
arms locker n. silah dolabı
arms embargo n. silah ambargosu
arms control and disarmament n. silahların kontrolü ve silahsızlanma
arms rack n. silahlık
manual of arms n. silahları tutuş şekli
assault of arms n. silahlı saldırı
arms control n. silahların denetlenmesi
arms control measure n. silahların kontrolü tedbiri
manual of arms n. silahların tutuluş şekli
strategic arms limitation talks n. stratejik silahların sınırlandırılması görüşmeleri
strategic arms reduction talks n. stratejik silahların azaltılması görüşmeleri
strategic arms reduction talks n. stratejik silahları azaltma görüşmeleri
strategic arms limitation talks n. stratejik silahları sınırlandırma görüşmeleri
unilateral arms control measure n. tek taraflı silahları kontrol tedbiri
supply arms and services n. teknik hizmetler
a stand of arms n. tüfek ve süngü
a stand of arms n. teçhizat
teeth arms n. temel piyade silahları
port arms n. tüfeği çapraz tutuş
combined arms team n. tam teçhizatlı askeri tim
arms chest n. tüfek sandığı
shoulder arms n. tüfek omza
international arms control organization n. uluslararası silah kontrol teşkilatı
international arms control n. uluslararası silah kontrol teşkilatı
tacit arms control agreement n. yazılı belgeye dayanmayan silah kontrol anlaşması
arms deal n. silah tedarik anlaşması
arms manufacturer n. silah ve mühimmat üreten kimse
arms-runner n. silah kaçakçısı
arms of augmentation n. yükseltme arması
arms of augmentation n. ek arma
short arms inspection [obsolete] n. toplu penis muayenesi (askerler için)
short arms inspection [obsolete] n. toplu zührevi hastalık muayenesi (askerler için)
short arms inspection [obsolete] n. cinsel yolla bulaşan hastalıklara (özellikle bel soğukluğuna) yönelik askerlere toplu olarak yapılan genital bölge muayenesi
united states international traffic in arms regulation n. birleşik devletler uluslararası silah ticareti yönetmeliği
maa (master-at-arms) n. ticaret gemilerinde yolcuların güvenliği ile görevli gemi zabiti
maa (master-at-arms) n. gemi polisi
maa (master-at-arms) n. sefine emini
man at arms n. (14. ve 15. yüzyıllarda) tam teçhizatlı asker
master-at-arms n. teşkilatta düzeni sağlayan subay
master-at-arms n. donanma birliğinde disiplin, idare ve güvenlikten sorumlu astsubay kıdemli üstçavuş
reverse arms n. silahın sağ dirsek ve vücut arasında 45 derecelik açıyla namlusu ters tutulduğu asker pozisyonu
right shoulder arms n. silahın sağ omuza yerleştirilip namlunun kaldırıldığı bir askeri duruş
right shoulder arms n. tüfek omza
officer of arms n. elçilik görevlerine sahip belirli bir rütbeden olan memur
officer of arms n. elçilik görevlerine sahip memurları denetleyen memur
comrade-in-arms n. askerlik arkadaşı
comrade-in-arms n. silah arkadaşı
place of arms n. askerlerin güvenli şekilde bir araya geldiği yer
present arms n. tüfeğin önde dik tutulması pozisyonu
present arms n. elle selamlama emri
secure arms n. yağışlı havalarda ateşli silahı ıslanmaktan korumak için alınan bir pozisyon
secure arms n. silahı ıslanmaktan koru emri
sacc (supporting arms coordination center) n. destek silahları koordinasyon merkezi
stack of arms n. (çarpı işareti şeklinde yerleştirilen) tüfek yığını
supporting arms coordination center n. destek silahları koordinasyon merkezi
lay down the arms v. silahları bırakmak
bear arms v. silahlanmak
carry arms v. silah taşımak
bear arms v. silah taşımak
present arms v. selam durmak
stack arms v. tüfek çatmak
secure arms v. ateşli silahı ıslanmaktan korumak
to arms interj. savaşa!
order arms! expr. hazır ol!
by force of arms expr. silah zoruyla
present arms! expr. selam dur!
lay down arms! expr. silahını at ve teslim ol!
shoulder arms expr. silah omza
take arms expr. tüfek al! komutu
support arms expr. silah dik!
salt (strategic arms limitation talks) abrev. stratejik silahların sınırlandırılması görüşmeleri
salt (strategic arms limitation treaty) abrev. stratejik silahların sınırlandırılması antlaşması
Hunting
repeating arms n. mükerrer atışlı silahlar
Sport
arms downward n. elleri aşağıda tutuş
arms held forward-upward n. kolların ön ve yukarıda tutulması
British Slang
have arms with someone v. biriyle kavga etmek
have arms v. kavga etmek
Modern Slang
alligator arms n. hesap geldiğinde uzanıyormuş gibi yapma
alligator arms n. hesap geldiğinde dil ucuyla ödemeyi teklif etme
alligator arms n. cebinde akrep olma
alligator arms n. elini cebine atmama
Star Wars
arms emporium n. silah mağazası
arms market n. silah marketi
balmorran arms factory n. balmorra silah fabrikası
czerka arms n. czerka silahları
fillarik arms and demolitions n. fillarik silah ve patlayıcıları
masse goskey's arms emporium and explosives mart n. masse goskey'in silah mağazası ve patlayıcı pazarı