as far as - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

as far as

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "as far as" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
as far as adv. kadar
as far as adv. kadarıyla
as far as adv. olduğu kadar
as far as adv. -e kadar
as far as adv. -e göre
as far as adv. bir dereceye kadar
as far as adv. olabildiğince
as far as prep. ilişkin

Bedeutungen, die der Begriff "as far as" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 244 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
as far as it goes adv. aslında
so far as adv. bir dereceye kadar
as far as i'm concerned adv. bana kalırsa
as far as I'm concerned adv. bana göre
in as far as adv. kadarıyla
in so far as adv. kadarıyla
in so far as adv. -den dolayı
so far as i know adv. benim bildiğim kadar
in so far as adv. bir dereceye kadar
as far as the eye can reach adv. göz alabildiğine
as far as possible adv. elden geldiğince
in so far as adv. şu kadar ki
as far as it goes adv. esasen
as far as the eye could reach adv. göz alabildiğine
as far as possible adv. mümkün olabildiğince
as far as i see adv. anlayabildiğim kadarıyla
as far as possible adv. mümkün mertebe
as far as we are concerned adv. anladığımız kadarıyla
as far as someone is concerned adv. -e göre
in so far as adv. -den ötürü
as far in advance as possible adv. mümkün olduğunca erken/en kısa zamanda
as far as I'm concerned adv. zannımca
in as far as prep. -e göre
so far as conj. kadarıyla
so far as conj. -e göre
as far forth as conj. kadar
as far forth as conj. kadarıyla
as far forth as conj. olabildiğince
as far as I'm concerned expr. bildiğim kadarıyla
as far as I am concerned expr. bana gelince
as far as I am concerned expr. gördüğüm kadarıyla
as far as I am concerned expr. yanlış hatırlamıyorsam
as far as I am concerned expr. anladığım kadarıyla
as far as I am concerned expr. bildiğim kadarıyla
as far as I am concerned expr. bence
as far as I am concerned expr. bana kalırsa
Phrases
afaic (as far as I’m concerned) adv. gördüğüm kadarıyla
afaic (as far as I’m concerned) adv. bana gelince
afaic (as far as I’m concerned) adv. yanlış hatırlamıyorsam
afaic (as far as I’m concerned) adv. anladığım kadarıyla
afaic (as far as I’m concerned) adv. bildiğim kadarıyla
afaic (as far as I’m concerned) adv. bence
afaic (as far as I’m concerned) adv. bana kalırsa
as far as I understand expr. anladığım kadarıyla
as far as we understand expr. anladığımız kadarıyla
as far as is known expr. bilindiği kadarıyla
as far as I know expr. bildiğim kadarıyla
as far as in me lies expr. bütün kuvvetimle
as far as I can see expr. bana kalırsa
as far as I know expr. bildiğim kadarıyla
as far as we know expr. bildiğimiz kadarıyla
as far as i can expr. elimden geldiği kadarıyla
as far as in me lies expr. elimden geldiği kadar
as far as in me lain expr. elimden geldiğince
as far as I can recall expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
go as far as you can expr. gidebildiğin kadar uzağa git
go as far as you can expr. gidebildiğin yere kadar git
as far as i see expr. gördüğüm kadarıyla
as far as i can see expr. gördüğüm kadarıyla
as far as I can see expr. görebildiğim kadar
as far as possible expr. mümkün olduğunca
as far as the money is concerned expr. konu para olunca
as far as possible expr. olabildiğince
as far as in me lies expr. tüm gücümle
as far as I live expr. yaşadığım sürece
so far as (someone or something) is concerned expr. (birine/bir şeye) ilişkin olarak
so far as (someone or something) is concerned expr. (birine/bir şeye) gelince
so far as (someone or something) is concerned expr. (biri/bir şey) hususunda
so far as (someone or something) is concerned expr. (biri/bir şey) ile ilgili olarak
so far as (someone or something) is concerned expr. (biri/bir şey) konusunda
so far as (someone or something) is concerned expr. (biri/bir şey) konusuna gelince
so far as (someone or something) is concerned expr. (birine/bir şeye) göre
so far as (someone or something) is concerned expr. (birinin) görüşüne göre
so far as (someone or something) is concerned expr. (birinin) fikrine göre
so far as (someone or something) is concerned expr. (birinin) kanaatince
so far as (someone or something) is concerned expr. (birinin) kanısına göre
afaiac (as far as I am concerned) expr. anladığım kadarıyla
afaiac (as far as I am concerned) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaiac (as far as I am concerned) expr. bildiğim kadarıyla
afaiac (as far as I am concerned) expr. bana kalırsa
afaiac (as far as I am concerned) expr. bence
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. hatırladığım kadarıyla
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaics (as far as I can see) expr. gördüğüm kadarıyla
afaics (as far as I can see) expr. bana kalırsa
afaics (as far as I can see) expr. görebildiğim kadarıyla
afaict (as far as I can tell) expr. bildiğim kadarıyla
afaict (as far as I can tell) expr. bildiğime göre
afaict (as far as I can tell) expr. tek söyleyebileceğim
afaict (as far as I can tell) expr. şu kadarını söyleyebilirim ki
afaict (as far as I can tell) expr. eğer yanılmıyorsam
afair (as far as I remember/recall) expr. hatırladığım kadarıyla
afair (as far as I remember/recall) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaiu (as far as I understand) expr. anladığım kadarıyla
afaiu (as far as I understand) expr. bildiğim kadarıyla
afaiui (as far as I understand it) expr. anladığım kadarıyla
afaiui (as far as I understand it) expr. bildiğim kadarıyla
afaiac (as far as I am concerned) expr. anladığım kadarıyla
afaiac (as far as I am concerned) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaiac (as far as I am concerned) expr. bildiğim kadarıyla
afaiac (as far as I am concerned) expr. bana kalırsa
afaiac (as far as I am concerned) expr. bence
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. hatırladığım kadarıyla
afaicr (as far as I can remember/recall) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaics (as far as I can see) expr. gördüğüm kadarıyla
afaics (as far as I can see) expr. bana kalırsa
afaics (as far as I can see) expr. görebildiğim kadarıyla
afaict (as far as I can tell) expr. bildiğim kadarıyla
afaict (as far as I can tell) expr. bildiğime göre
afaict (as far as I can tell) expr. tek söyleyebileceğim
afaict (as far as I can tell) expr. şu kadarını söyleyebilirim ki
afaict (as far as I can tell) expr. eğer yanılmıyorsam
afair (as far as I remember/recall) expr. hatırladığım kadarıyla
afair (as far as I remember/recall) expr. yanlış hatırlamıyorsam
afaiu (as far as I understand) expr. anladığım kadarıyla
afaiu (as far as I understand) expr. bildiğim kadarıyla
afaiui (as far as I understand it) expr. anladığım kadarıyla
afaiui (as far as I understand it) expr. bildiğim kadarıyla
as far as I am concerned expr. bana gelirse
Colloquial
go so far as to call someone stupid v. birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
go so far as to say something v. söyleyecek kadar ileri gitmek
make it as far as something v. (bir şeye kadar) dayanmak
make it as far as something v. (bir şeye kadar) sabretmek
go as far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine vardırmak
go as far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine getirmek
go as far as to do something v. işi bir şey yapacak kadar ileri götürmek
go as far as to do something v. bir şey yapacak kadar ileri gitmek
go so far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine vardırmak
go so far as to do something v. işi bir şey yapma raddesine getirmek
go so far as to do something v. işi bir şey yapacak kadar ileri götürmek
go so far as to do something v. bir şey yapacak kadar ileri gitmek
go so far as (doing something) v. (bir şey yapmaya) kadar gitmek
go so far as (doing something) v. işi (bir şey yapmaya) kadar vardırmak
go so far as (doing something) v. işi (bir şey yapma) noktasına getirmek
go so far as (doing something) v. (bir şey yapacak) kadar ileri gitmek
go so far as (doing something) v. (bir şey yapma) raddesine vardırmak
go so far as to v. -e kadar vardırmak
go so far as to v. noktasına getirmek
go so far as to v. kadar ileri gitmek
go so far as to v. raddesine vardırmak
go so far as to say v. söyleyecek kadar ileri gitmek
so far as anyone knows expr. bilindiği kadarıyla
afaik (as far as I know) expr. bildiğim kadarıyla
so far as possible expr. mümkün olduğunca
so far as the money is concerned expr. konu para olunca
so far as possible expr. mümkün olabildiğince
as far as (one) knows expr. (birinin) bildiği kadarıyla
as far as (something) goes expr. (bir şey) hususunda
as far as (something) goes expr. (bir şey) hakkında
as far as (something) goes expr. (bir şeye) gelince
as far as (something) goes expr. (bir şeye) ilişkin olarak
as far as (something) goes expr. (bir şeyle) ilgili olarak
as far as I (can) recall expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
as far as I (can) recall expr. hatırladığım kadarıyla
as far as I (can) recall expr. yanlış hatırlamıyorsam
as far as I (can) remember expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
as far as I (can) remember expr. hatırladığım kadarıyla
as far as I (can) remember expr. yanlış hatırlamıyorsam
as far as is concerned expr. -e ilişkin olarak
as far as is concerned expr. '-e gelince
as far as is concerned expr. ile ilgili olarak
as far as it goes expr. olduğu kadarıyla
as far as it goes expr. bir yere kadar
as far as it goes expr. sınırlı ölçüde
as far as it goes expr. bir dereceye kadar
as far as it goes expr. tam olmasa da
as far as it goes expr. tamamen olmasa da
as far as that goes expr. esasen
as far as that goes expr. aslında
as far as that goes expr. dahası
as far as that goes expr. ayrıca
as far as that goes expr. kaldı ki
as far as that goes expr. üstelik
as far as that goes expr. zaten
as/so far as it goes expr. olduğu kadarıyla
as/so far as it goes expr. bir yere kadar
as/so far as it goes expr. sınırlı ölçüde
as/so far as it goes expr. bir dereceye kadar
as/so far as... expr. … kadarıyla
as/so far as... expr. ... dereceye kadar
as/so far as... expr. ... ölçüde
as/so far as... expr. '-dığı ölçüde
sfaiaa (so far as I am aware) expr. bildiğim kadarıyla
sfaiaa (so far as I am aware) expr. yanlış hatırlamıyorsam
Idioms
go as far as to do something v. işi o raddeye getirmek
go so far as to do something v. işi o raddeye vardırmak
go so far as to threaten v. işi tehdit noktasına getirmek
go as far as to do something v. işi o raddeye vardırmak
go so far as to threaten v. işi tehdit noktasına vardırmak
go so far as to do something v. işi o raddeye getirmek
make it as far as (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) kadar gitmek
make it as far as (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) ulaşmak
make it as far as (something or some place) v. (bir yere/bir şeye) kadar gelmek
not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v. (birine) hayatta güvenmemek
not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v. (birine) asla güvenmemek
not trust (someone) as far as (one) can throw (them) v. (birine) zerre kadar güvenmemek
not trust someone as far as one can throw him/her v. birine hayatta güvenmemek
not trust someone as far as one can throw him/her v. birine asla güvenmemek
not trust someone as far as one can throw him/her v. birine zerre kadar güvenmemek
not trust someone as far as you can throw them v. birine hayatta güvenmemek
not trust someone as far as you can throw them v. birine asla güvenmemek
not trust someone as far as you can throw them v. birine zerre kadar güvenmemek
not trust someone as far as you could throw them v. birine hayatta güvenmemek
not trust someone as far as you could throw them v. birine asla güvenmemek
not trust someone as far as you could throw them v. birine zerre kadar güvenmemek
as far as anyone knows expr. bilindiği kadarıyla
as far as the eye can/could see expr. gözün görebildiği kadar
so far as one can expr. elinden geldiği kadar
as far as the eye can/could see expr. uçsuz bucaksız
so far as one can expr. yapabileceği kadar
I wouldn't trust them as far as I could spit expr. onlara hayatta güvenmem
I wouldn't trust him/her as far as I could throw them expr. onlara hayatta güvenmem
I wouldn't trust (someone) as far as I could throw (them) expr. (birine) asla güvenmem/güvenmezdim
I wouldn't trust (someone) as far as I could throw (them) expr. (birine) zerre kadar güvenmem/güvenmezdim
so far as (one) knows expr. (birinin) bildiği kadarıyla
Speaking
as far as I can tell expr. bildiğime göre
as far as I could tell expr. bildiğim kadarıyla
as far as I can tell expr. bildiğim kadarıyla
as far as the eye can see expr. göz alabildiğine
as far back as I can remember expr. hatırlayabildiğim kadarıyla
as far as i can tell expr. eğer yanılmıyorsam
as far as the eye can see expr. göz alabildiğince
as far as I remember expr. hatırladığım kadarıyla
as far as the eye can see expr. gözün alabildiği kadar
they went so far as to threaten expr. işi tehdide kadar götürdüler
they went far as to threaten expr. işi tehdide kadar götürdüler
as far as he is concerned expr. ona sorarsan
I wouldn't trust as far as I could throw expr. ona zerre kadar güvenmiyorum
I wouldn't trust him/her as far as I could throw him/her expr. ona zerre kadar güvenmiyorum
as far as he is concerned expr. ona kalırsa
as far as I could tell expr. söyleyebileceğim kadarıyla
they went so far as to threaten expr. tehdit etmeye kadar götürdüler
they went far as to threaten expr. tehdit etmeye kadar götürdüler
as far as I can tell expr. tek söyleyebileceğim
as far as someone is concerned expr. -nun bildiği kadarıyla
as far as I remember expr. yanlış hatırlamıyorsam
as far as someone is concerned expr. -nu ilgilendirdiği kadarı ile
as far as someone is concerned expr. -nun bilmesi gerektiği kadarı ile
Modern Slang
afaicu (as far as I can understand) expr. anlayabildiğim kadarıyla
afawk (as far as wikipedia knows) expr. wikipedia'ya göre
afayk (as far as you know) expr. bildiğin kadarıyla
afawk (as far as wikipedia knows) expr. wikipedia'dan öğrendiğim kadarıyla