bulmaya - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bulmaya



Bedeutungen von dem Begriff "bulmaya" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bulmaya in search of prep.

Bedeutungen, die der Begriff "bulmaya" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 114 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gerçeği bulmaya kendini adamış kimse truth-lover n.
sert, aşağılayıcı ve kusur bulmaya yönelik eleştiriler yapma zoilism n.
kusur bulmaya çalışan kimse hypercritic n.
çocukların terlik gibi nesneleri bulmaya çalıştıkları bir oyun hunt the slipper n.
(yer) bulmaya yarayan şey locater n.
dedektif olarak seçilen kişinin sözde cinayetin işlendiği odadaki oyuncuları tek tek sorguya çekerek katili bulmaya çalıştığı bir salon oyunu murder n.
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun murder mystery n.
son dakika bilet bulmaya çalışan yolcu standby n.
bir şeyin anlamını bulmaya çalışmak puzzle something out v.
bir yolunu bulmaya çalışmak see about v.
olanaksız şeyi bulmaya çalışmak look for a needle in a haystack v.
bulmaya çalışmak feel about for v.
bulmaya çalışmak feel around for v.
çare bulmaya çalışmak try to find a remedy v.
çare bulmaya çalışmak try to find a solution v.
çare bulmaya çalışmak try to find an answer v.
ilan yoluyla bulmaya çalışmak advertise for v.
anlamını bulmaya başlamak fall into place v.
bulmaya çalışmak try to find v.
bulmaya/anlamaya çalışmak try to find out v.
bulmaya çalışmak probe v.
bir şeyi bulmaya çalışmak ensearch [obsolete] v.
kusur bulmaya çalışarak eleştirmek hypercriticize v.
kusur bulmaya çalışarak eleştirmek hypercriticise v.
eş bulmaya yönelik sosyal aktivitelere katılmak court v.
bulmaya çalışmak pick v.
bulmaya çalışmak seche v.
bulmaya çalışmak stog [dialect] [scotland] v.
özü bulmaya yönelik eidetic adj.
kusur bulmaya çalışan exceptious adj.
kusur bulmaya meyilli critical adj.
çare bulmaya yönelik remedial adj.
kusur bulmaya meyilli faultfinding adj.
kusur bulmaya meyilli fault-finding adj.
değerli kaynakları bulmaya yönelik prospecting adj.
kusur bulmaya çalışarak captiously adv.
kusur bulmaya çalışarak hypercritically adv.
Phrasals
bulmaya çalışmak run after v.
bulmaya çalışmak seek after v.
bulmaya çalışmak cast about for (something) v.
yöntem bulmaya çalışmak cast about for (something) v.
bulmaya çalışmak cast about v.
yöntem bulmaya çalışmak cast about v.
bulmaya çalışmak cast around v.
yöntem bulmaya çalışmak cast around v.
yöntem bulmaya çalışmak cast about for v.
bulmaya çalışmak cast about for v.
bir yolunu bulmaya çalışmak cast about for (something) v.
bir yolunu bulmaya çalışmak cast about v.
bir yolunu bulmaya çalışmak cast around v.
bulmaya çalışmak cast about for v.
bir yolunu bulmaya çalışmak cast about for v.
(birini/bir şey) bulmaya çalışmak cast around for (someone or something) v.
birini/bir şey bulmaya çalışmak dig someone or something up v.
(birini/bir şeyi) el yordamıyla bulmaya çalışmak feel about (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dokunarak bulmaya çalışmak feel about (for someone or something) v.
el yordamıyla bulmaya çalışmak feel around v.
dokunarak bulmaya çalışmak feel around v.
(birini/bir şeyi) el yordamıyla bulmaya çalışmak feel around (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dokunarak bulmaya çalışmak feel around (for someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi bulmaya çalışmak feel around (for someone or something) v.
(bir şey) bulmaya çalışmak grope (around/about) for (something) v.
sağa sola bakınıp (birini/bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak look around for (someone or something) v.
(bir şeyin) yolunu bulmaya çalışmak maneuver for (something) v.
(bir şey) için bir yol bulmaya çalışmak maneuver for (something) v.
(birini/bir şeyi) bulmaya çalışmak nose around for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) izini bulmaya çalışmak nose around for (someone or something) v.
(bir şeyin) altında yatan anlamı bulmaya çalışmak read into (something) v.
(bir şeye) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak recruit for (something) v.
-den yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak recruit from v.
(bir şeyden/bir yerden) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak recruit from (something or some place) v.
(bir şeyden/bir yerden) çalışan bulmaya çalışmak recruit from (something or some place) v.
etrafı karıştırıp (bir şey) bulmaya çalışmak rummage around for (something) v.
(bir şeyi) karıştırıp (bir şey) bulmaya çalışmak rummage around in (something) for (something) v.
(bir şeyi) karıştırıp (bir şey) bulmaya çalışmak rummage through (something) (for something) v.
toprağı eşeleyip (bir şey) bulmaya çalışmak scratch around v.
(birini/bir şey) bulmaya uğraşmak search after (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bulmaya çalışmak search for (someone or something) v.
sağa sola bakınıp (birini/bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak look about for (someone or something)
Colloquial
parayı bulmaya çalışmak seek (one's) fortune v.
parayı bulmaya çalışmak seek your fortune v.
bir şey yapmanın yolunu bulmaya çalışmak be looking to do something v.
bulmaya çalışıyorum! I’m trying to find it! expr.
bulmaya çalışıyorum! I’m tryna find it! expr.
Idioms
anlamaya/yapmaya/bulmaya çalışmak grope in the dark v.
el yordamıyla bulmaya çalışmak grope in the dark v.
bir şeyi aramaya/bulmaya çıkmak go out in search of v.
çözüm yolu bulmaya çalışmak beat one's brains out v.
(bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak have a look for v.
(bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak take a look for v.
bir grup içerisinde yer almaya/bulmaya çalışmak be knocking on the door v.
(birini/bir şeyi) bulmaya yaklaşmak be on the scent (of someone or something) v.
anlamını bulmaya başlamak fall into place v.
anlamını bulmaya başlamak drop into place v.
(birini/bir şeyi) aramaya/bulmaya çıkmak go out in search of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) aramak/bulmaya çalışmak/araştırmak have a look for (someone or something) v.
en küçük/önemsiz problemlerini/hatalarını bulmaya çalışmak pick nits v.
(birini/bir şeyi) bulmaya çalışmak take a look for (someone or something) v.
(bir şeyi) bulmaya yaklaşmış on the scent (of something) expr.
Speaking
benim kim olduğumu bulmaya çalışma don't try to figure out who i am expr.
sizi bulmaya geldim I come to find you expr.
söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordum I was trying to think of something to say expr.
Technical
mekanik steteskopu (mekanik arızaları ses ile bulmaya yarayan bir aparat) mechanics sonarscope n.
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk dripstick n.
Computer
kullanıcıların dijital nesneleri basit veya ayrıntılı aramayı kullanarak bulmaya yardımcı olan fonksiyon search function n.
Mechanic
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç wiggler n.
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç wobbler n.
Aeronautic
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan derecelendirilmiş çubuk driplesstick n.
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk drip stick n.
Literature
hayal gücüne dayalı eserlerin kaynaklarını bulmaya çalışan çeşitli akademik veya edebi araştırmalar xanaduism n.
Card
kartların kapalı şekilde masaya dizildiği ve oyuncuların çiftleri bulmaya çalıştıkları bir hafıza oyunu concentration n.
Archaic
acımasız ve kusur bulmaya yatkın eleştirmen censor n.
Slang
bluetooth ile kısa mesaj göndererek seks partneri bulmaya çalışma toothing n.
şirketin ekonomik gelişimini destekleyecek büyük bir ortak bulmaya çalışma elephant hunt n.