|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Phrasals |
|
| 1 |
Phrasals |
confront with v.
|
karşılaşmak |
|
This could appeal to us, but no one actually knows how it would work if confronted with asymmetric shocks.
Bu bize cazip gelebilir ama asimetrik şoklarla karşılaşıldığında bunun nasıl işleyeceğini kimse bilmiyor.
More Sentences
|
|
|
| General |
|
| 2 |
General |
confront [obsolete] n.
|
karşısına çıkma |
|
| 3 |
General |
confront [obsolete] n.
|
aşağılama |
|
| 4 |
General |
confront [obsolete] n.
|
karşı karşıya gelme |
|
| 5 |
General |
confront [obsolete] n.
|
yüzleşme |
|
| 6 |
General |
confront [obsolete] n.
|
kötüleme |
|
| 7 |
General |
confront difficulties v.
|
zorluklara göğüs germek |
|
| 8 |
General |
confront one another v.
|
yüzleşmek |
|
| 9 |
General |
confront with a fait accompli v.
|
oldu bittiye getirmek |
|
| 10 |
General |
confront with v.
|
karşılaştırmak |
|
| 11 |
General |
confront somebody with v.
|
karşı karşıya bırakmak |
|
| 12 |
General |
confront somebody with v.
|
karşılaştırmak |
|
| 13 |
General |
confront a problem v.
|
bir problemle karşılaşmak |
|
| 14 |
General |
confront a problem v.
|
problemle karşılaşmak |
|
| 15 |
General |
confront a problem v.
|
sorunla karşılaşmak |
|
| 16 |
General |
confront a problem v.
|
bir sorunla karşılaşmak |
|
| 17 |
General |
confront a problem v.
|
problem yaşamak |
|
| 18 |
General |
confront dilemma v.
|
çelişki yaşamak |
|
| 19 |
General |
confront problems v.
|
problemlerle karşılaşmak |
|
| 20 |
General |
confront problems v.
|
sorunlarla karşılaşmak |
|
| 21 |
General |
confront with v.
|
-e gidip söylemek |
|
|
|
| 22 |
General |
confront with v.
|
-e gidip anlatmak |
|
| 23 |
General |
confront his/her past v.
|
geçmişiyle yüzleşmek |
|
| 24 |
General |
confront with a problem v.
|
bir sorunla karşılaşmak |
|
| Phrasals |
|
| 25 |
Phrasals |
confront one's demons v.
|
eksik/sorunlu yönleriyle yüzleşmek |
|
| 26 |
Phrasals |
confront (one) with (something) v.
|
(birini bir şeyle) karşı karşıya getirmek |
|
| 27 |
Phrasals |
confront one's demons v.
|
problemlerin nedenleriyle yüzleşmek |
|
| 28 |
Phrasals |
confront someone with something v.
|
birini bir yanlışıyla, eleştiriyle, kanıtlarla yüzleştirmek/karşı karşıya getirmek |
|
| 29 |
Phrasals |
confront someone with something v.
|
birini bir şeyle karşı karşıya getirmek |
|
| 30 |
Phrasals |
confront the demons v.
|
problemlerin nedenleriyle yüzleşmek |
|
| 31 |
Phrasals |
confront (one) with (something) v.
|
(birini bir şeyle) yüzleştirmek |
|
| 32 |
Phrasals |
confront (one) with (something) v.
|
(birini bir yanlışıyla, eleştiriyle, kanıtlarla) yüzleştirmek/karşı karşıya getirmek |
|
| 33 |
Phrasals |
confront one's demons v.
|
korkuları, eksikleri, fiziksel travmaları, bağımlılıkları gibi hayatında problemlere neden olan yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 34 |
Phrasals |
confront someone with something v.
|
birini bir şeyle yüzleştirmek |
|
| 35 |
Phrasals |
confront the demons v.
|
kötü yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 36 |
Phrasals |
confront the demons v.
|
eksik/sorunlu yönleriyle yüzleşmek |
|
| 37 |
Phrasals |
confront one's demons v.
|
kötü yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 38 |
Phrasals |
confront the demons v.
|
korkuları, eksikleri, fiziksel travmaları, bağımlılıkları gibi hayatında problemlere neden olan yanlarıyla yüzleşmek |
|
| Idioms |
|
| 39 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
kusurlarıyla yüzleşmek |
|
| 40 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
eksikleriyle yüzleşmek |
|
| 41 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
kötü yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 42 |
Idioms |
confront the demons v.
|
kötü yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 43 |
Idioms |
confront the demons v.
|
yetersiz yönleriyle yüzleşmek |
|
| 44 |
Idioms |
confront the demons v.
|
kusurlarıyla yüzleşmek |
|
| 45 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
zayıf yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 46 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
yetersiz yönleriyle yüzleşmek |
|
| 47 |
Idioms |
confront one's demons v.
|
korkularıyla, travmalarıyla, bağımlılıklarıyla yüzleşmek |
|
| 48 |
Idioms |
confront the demons v.
|
zayıf yanlarıyla yüzleşmek |
|
| 49 |
Idioms |
confront the demons v.
|
eksikleriyle yüzleşmek |
|
| 50 |
Idioms |
confront the demons v.
|
korkularıyla, travmalarıyla, bağımlılıklarıyla yüzleşmek |
|
| Law |
|
| 51 |
Law |
right to confront accusors n.
|
abd anayasası'nın 6. maddesiyle tanınan bir vatandaşlık hakkı |
|
| Military |
|
| 52 |
Military |
confront with the enemy v.
|
düşmanla temas etmek |
|