creature - Türkisch Englisch Wörterbuch

creature

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "creature" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
creature n. varlık
All living creatures need nutrition to stay alive.
Tüm canlı varlıkların hayatta kalmak için beslenmesi gerekir.

More Sentences
creature n. yaratık
Creatures from the underworld took control of the world.
Yeraltı dünyasından gelen yaratıklar dünyanın kontrolünü ele geçirdi.

More Sentences
General
creature n. insan
We're all creatures of habit.
Hepimiz alışkanlıklarına bağlı insanlarız.

More Sentences
creature n. kukla
Emma became the creature of the secret services.
Emma gizli servislerin kuklası olmuştu.

More Sentences
creature n. unsur
The new tax system was a creature of the minister's own design.
Yeni vergi sistemi, bakanın kendi tasarımı olan bir unsurdu.

More Sentences
creature n. mahluk
creature n. hayvan
creature n. bende
creature n. alet olan kimse
creature n. abit
creature n. köle
creature n. kul
creature n. kasnak
creature n. yapı

Bedeutungen, die der Begriff "creature" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 73 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
living creature n. canlı
I am saying this not just as an animal lover but out of respect for living creatures.
Bunu sadece bir hayvansever olarak değil, canlılara duyduğum saygıdan dolayı söylüyorum.

More Sentences
living creature n. varlık
General
living creature n. canlı varlık
The responsibility for animals as living creatures falls exclusively on humans.
Canlı varlıklar olarak hayvanların sorumluluğu sadece insanlara düşmektedir.

More Sentences
strange creature n. garip yaratık
Where do these strange creatures come from?
Bu garip yaratıklar nereden geliyor?

More Sentences
horrible creature n. korkunç yaratık
All kinds of horrible creatures inhabited this world.
Bu dünyada her türlü korkunç yaratık yaşıyordu.

More Sentences
imaginary creature n. hayali yaratık
Dragons are imaginary creatures.
Ejderhalar hayali yaratıklardır.

More Sentences
legendary creature n. efsanevi yaratık
The legendary creature created by French mythology.
Fransız mitolojisinin yarattığı efsanevi yaratık.

More Sentences
Phrasals
inject (someone, something, or some creature) with (something) v. (birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek
It found that chickens for human consumption have been injected with beef and pork protein.
İnsan tüketimi için yetiştirilen tavuklara sığır ve domuz proteini enjekte edildiği tespit edilmiştir.

More Sentences
Idioms
creature of habit n. alışkanlıkların insanı
Tom says that he's a creature of habit.
Tom, alışkanlıklarının insanı olduğunu söylüyor.

More Sentences
Marine Biology
sea creature n. deniz canlısı
It had to be a majestic and respected sea creature.
Görkemli ve saygı duyulan bir deniz canlısı olmalıydı.

More Sentences
Star Wars
dinko (creature) n. dinko (yaratık)
Dinko Šakić was pursued to Argentina by Zuroff.
Dinko Šakić, Zuroff tarafından Arjantin'e kadar takip edildi.

More Sentences
General
fellow creature n. hemcins
creature conforts n. vücudun rahatına hizmet eden şeyler, gıda, refah, konfor vb
reasonable creature n. insan
reasonable creature n. düşünen canlı
creature comforts n. bedenin rahatını sağlayan şeyler
strange creature n. tuhaf yaratık
mythical creature n. mitolojik yaratık
imaginary creature n. hayal ürünü yaratık
hypothetical creature n. daha önce görülmemiş olup var olduğu varsayılan yaratık
fellow-creature n. aynı ırktan kimse
fellow-creature n. aynı yaratıcının yarattığı kimse
fellow-creature n. soydaş
Phrasals
set something before (someone, something, or some creature) v. (birine veya bir şeye bir şey) vermek
set something before (someone, something, or some creature) v. (birini veya bir şeyi başka birinin veya bir şeyin) tam önüne yerleştirmek/koymak
set something before (someone, something, or some creature) v. (birinin veya bir şeyin) önüne (birini veya bir şey) yerleştirmek/koymak
inject (something) into (someone, something, or some creature) v. (birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek
inject (something) into (someone, something, or some creature) v. (birine/bir şeye/bir varlığa) şırıngayla (bir şey) vermek
inject (someone, something, or some creature) with (something) v. (birine/bir şeye/bir varlığa) şırıngayla (bir şey) vermek
Idioms
one's creature comforts n. hayatın lüksleri
one's creature comforts n. rahatlığı sağlayan şeyler
one's creature comforts n. rahatlatıcı şeyler
creature feature n. odağı yaratıklar olan korku filmi
creature feature n. yaratık filmi
a creature of habit n. rutinine bağlı insan
a creature of habit n. alışkanlık insanı
creature comfort n. bedenin rahatını sağlayan şey
creature comfort n. yiyecek, giyinme, barınma gibi fiziksel rahatlığı sağlayan ihtiyaçlar
creature comfort n. fiziksel ihtiyaç
creature comfort n. rahatlatıcı şey
creature comfort n. rahatlığı sağlayan şey
crawling with some kind of creature v. böcek/karınca vs. kaynamak
put (someone or some creature) to death v. (birini/bir canlıyı) öldürmek
let (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) yalnız bırakmak
let (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) rahat bırakmak
let (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) rahat bırakmak
let (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) kendi haline bırakmak
leave (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) yalnız bırakmak
leave (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) kendi haline bırakmak
let (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) kendi haline bırakmak
let (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) yalnız bırakmak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) rahat bırakmak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) kendi haline bırakmak
leave (someone, something, or some creature) alone v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) yalnız bırakmak
leave (someone, something, or some creature) be v. (birini/bir şeyi/bir varlığı) rahat bırakmak
put some creature out of its misery v. hayvanı ilaçla uyutarak öldürmek
put some creature out of its misery v. bir hayvanı acısına son vermek için öldürmek
put some creature out of its misery v. bir hayvanı acısını/ıstırabını dindirmek için öldürmek
put some creature out of its misery v. bir hayvanı uyutmak
Speaking
what a beautiful creature expr. ne güzel yaratık
Marine Biology
marine creature n. balıklar, yumuşakçalar ve çok sayıda memeli gibi çeşitli deniz hayvanlarına verilen ad
sea creature n. deniz hayvanı
Environment
microscopic creature n. mikroskobik canlı
Cinema
creature feature n. baş rollerinde yaratıklar olan korku filmi
creature feature n. bir veya birkaç yaratığı/canavarı konu alan korku filmi
creature feature n. odak noktası bir veya birkaç canavar olan korku filmi
creature feature n. yaratık filmi
creature feature n. bir veya birkaç canavar üzerinden ilerleyen korku film
Slang
creature of the night [obsolete] n. hayat kadını
creature of the night [obsolete] n. fahişe
Star Wars
ball creature of duroon n. duroon yuvarlak yaratığı
mordon (creature) n. mordon (yaratık)
squill (creature) n. squill (yaratık)