Verlauf

güven

Bedeutungen von dem Begriff "güven" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 36 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	güven	reliance n.
2	Common Usage	güven	faith n.
3	Common Usage	güven	confidence n.
4	Common Usage	güven	safety n.
5	Common Usage	güven	trust n.
General
6	General	güven	reliability n.
7	General	güven	security n.
8	General	güven	assurance n.
9	General	güven	positiveness n.
10	General	güven	belief n.
11	General	güven	credit n.
12	General	güven	credence n.
13	General	güven	affiance n.
14	General	güven	dependence n.
15	General	güven	repose n.
16	General	güven	dependance n.
17	General	güven	safety n.
18	General	güven	anchorage n.
19	General	güven	trust n.
20	General	güven	confidence n.
21	General	güven	trist [obsolete] n.
22	General	güven	authority n.
23	General	güven	safeness n.
24	General	güven	reposance n.
25	General	güven	optimism n.
26	General	güven	douth n.
27	General	güven	countenance [obsolete] n.
28	General	güven	fay [obsolete] n.
29	General	güven	positivism n.
30	General	güven	secrecy [obsolete] n.
31	General	güven	stock n.
Trade/Economic
32	Trade/Economic	güven	confidence n.
Technical
33	Technical	güven	trust n.
Military
34	Military	güven	confidence n.
35	Military	güven	credit guaranty n.
Archaic
36	Archaic	güven	hope n.

Bedeutungen, die der Begriff "güven" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 395 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yeniden güven vermek	reassure v.
2	Common Usage	güven telkin eden	reliable adj.
General
3	General	alt güven sınırı	lower confidence limit n.
4	General	kendine güven	confidence n.
5	General	tam güven	implicit trust n.
6	General	güven hissi	sense of confidence n.
7	General	güven (birine karşı beslenen)	good faith n.
8	General	güven ve güvenilir kişiler	trust and trustees n.
9	General	kendine güven	aplomb n.
10	General	güven derecesi	confidence degree n.
11	General	kendine güven	assurance n.
12	General	güven oylaması	vote of confidence n.
13	General	güven belgesi	letter of credence n.
14	General	güven mektubu	credentials n.
15	General	güven seviyesi	confidence level n.
16	General	güven kaynağı	anchor n.
17	General	güven oyu	vote of confidence n.
18	General	güven duygusu	sense of trust n.
19	General	güven duygusu	feeling of trust n.
20	General	güven duygusu	feeling of confidence n.
21	General	güven katsayısı	confidence coefficient n.
22	General	güven sınırları	confidence limits n.
23	General	güven aralığı	confidence interval n.
24	General	güven sınırı	confidence limit n.
25	General	güven belgesi	credentials n.
26	General	güven suistimali	abuse of trust n.
27	General	-e güven	reliance on n.
28	General	kendine güven	self-reliance n.
29	General	kendine güven	self-confidence n.
30	General	kendine güven	self-assurance n.
31	General	güven verme	reassurance n.
32	General	sonsuz güven	absolute confidence n.
33	General	sonsuz güven	great confidence n.
34	General	sonsuz güven	abiding confidence n.
35	General	sonsuz güven	considerable confidence n.
36	General	sonsuz güven	enormous confidence n.
37	General	sonsuz güven	eternal trust n.
38	General	sonsuz güven	complete trust n.
39	General	sonsuz güven	total confidence n.
40	General	sonsuz güven	full confidence n.
41	General	sonsuz güven	endless confidence n.
42	General	güven uzmanı	confident specialist n.
43	General	aileye güven	family trust n.
44	General	güven eksikliği	lack of confidence n.
45	General	güven eksikliği	lack of trust n.
46	General	güven düzeyi	level of trust n.
47	General	güven seviyesi	level of trust n.
48	General	kutsal güven	holy trust n.
49	General	zor kazanılmış güven	hard-won trust n.
50	General	zor kazanılmış güven	hard-earned trust n.
51	General	güven kaybı	loss of confidence n.
52	General	güven kaybı	loss of trust n.
53	General	güven duygusu	confidence n.
54	General	güven duygusu	sense of security n.
55	General	kendine güven duygusu	self-confidence n.
56	General	genelleştirilmiş güven	generalized trust n.
57	General	karşılıklı güven ve işbirliği	mutual trust and cooperation n.
58	General	güven kaybı	the eroding confidence n.
59	General	güven kaynağı	anchorage n.
60	General	kendine güven	assuredness n.
61	General	kendine güven	assertiveness n.
62	General	öz güven	self-assurance n.
63	General	öz güven	confidence n.
64	General	öz güven	self confidence n.
65	General	aşırı güven	overconfidence n.
66	General	(bir şeye) aşırı güven	overreliance n.
67	General	güven meselesi	matter of trust n.
68	General	güven sorunu	issue of trust n.
69	General	güven inşası	confidence building n.
70	General	güven inşa etme	trust building n.
71	General	güven tesis etme	trust building n.
72	General	güven aralığı	confidence range n.
73	General	güven veren kimse	anchor n.
74	General	üst güven limiti	upper confidence limit n.
75	General	muskalara veya büyülere duyulan güven	abracadabrism n.
76	General	güven ölçüsü	measure of trust n.
77	General	yeniden güven veren kimse	reassurer n.
78	General	güven tazeleyen kimse	reassurer n.
79	General	güven unsuru	element of trust n.
80	General	güven duyan kimse	truster n.
81	General	kendine güven	authority n.
82	General	güven telkin etmeme	undependableness n.
83	General	öz güven	poise n.
84	General	güven vermeme	unsureness n.
85	General	güven vermeme	unsurety n.
86	General	güven duyma	unsuspicion n.
87	General	güven kazanma	winning n.
88	General	güven ve mutluluk veren ortam	home n.
89	General	güven kaynağı	honor n.
90	General	güven kaynağı	honour n.
91	General	kendine aşırı güven	hutzpah n.
92	General	öz güven	opinion [obsolete] n.
93	General	aşırı güven	overtrust n.
94	General	güven hissi veren kişi	safe person n.
95	General	aşırı kendine güven	hutzpa n.
96	General	kendine güven	coolness n.
97	General	güven hissi	preassurance n.
98	General	bireyin kendine duyduğu güven	self-trust n.
99	General	güven vermeyen şey	straw n.
100	General	güven sarsan kimse	subversive n.
101	General	öz güven	sufficiency n.
102	General	aşırı öz güven	superconfidence n.
103	General	güven kaybetmek	lose confidence v.
104	General	güven sağlamak	brought into safety v.
105	General	güven kaybetmek	lose trust v.
106	General	güven sağlamak	bring into safety v.
107	General	güven beslemek	feel confidence in v.
108	General	tekrar güven vermek	reassure v.
109	General	birine sahte bir güven duygusu vermek	lull someone into a false sense of security v.
110	General	güven altına almak	secure v.
111	General	güven içinde yaşamak	live in safety v.
112	General	güven oyu almak	receive vote of confidence v.
113	General	güven kazanmak	gain trust v.
114	General	güven yaratmak	develop trust v.
115	General	güven yaratmak	build up trust v.
116	General	güven kazanmak	earn trust v.
117	General	güven yaratmak	place trust v.
118	General	güven tazelemek	restore trust v.
119	General	güven kazanmak	win trust v.
120	General	güven telkin etmek	place trust v.
121	General	güven telkin etmek	inspire confidence v.
122	General	güven duymak	place reliance v.
123	General	güven uyandırmak	win (someone's) confidence v.
124	General	güven uyandırmak	gain confidence v.
125	General	güven oluşturmak	develop trust v.
126	General	güven oluşturmak	build (up) trust v.
127	General	güven tesis etmek	build up trust v.
128	General	güven oluşturmak	build trust v.
129	General	güven oluşturmak	build up trust v.
130	General	güven tesis etmek	build trust v.
131	General	güven uyandırmak	gain somebody's trust v.
132	General	güven vermek	assure v.
133	General	güven vermek	reassure v.
134	General	güven telkin etmek	impress with confidence v.
135	General	karşılıklı güven ortamı yaratmak	create an environment of mutual trust v.
136	General	karşılıklı güven ortamı yaratmak	establish a mutual trust environment v.
137	General	karşılıklı güven ortamı yaratmak	establish an environment of mutual trust v.
138	General	karşılıklı güven ortamı yaratmak	create a mutual trust environment v.
139	General	karşılıklı güven ortamı yaratmak	create an athmosphere of mutual trust v.
140	General	karşılıklı güven ortamı oluşturmak	create an athmosphere of mutual trust v.
141	General	güven yitirmek	lose confidence v.
142	General	karşılıklı güven ortamı oluşturmak	establish an environment of mutual trust v.
143	General	karşılıklı güven ortamı oluşturmak	create a mutual trust environment v.
144	General	karşılıklı güven ortamı oluşturmak	establish a mutual trust environment v.
145	General	karşılıklı güven ortamı oluşturmak	create an environment of mutual trust v.
146	General	güven sorunu yaşamak	have confidence issues v.
147	General	güven sorunu yaşamak	have trust issues v.
148	General	güven oluşturmak	establish trust v.
149	General	güven tesis etmek	establish trust v.
150	General	güven vermek	give confidence v.
151	General	güven aşılamak	instil confidence v.
152	General	güven duymak	have confidence in v.
153	General	güven duymak	believe v.
154	General	güven duymak	trust v.
155	General	güven duymak	count on v.
156	General	güven duymak	put one's trust in v.
157	General	güven duymak	put faith in v.
158	General	güven sağlamak	provide confidence v.
159	General	güven duymak	affy v.
160	General	(güven, gurur vb) duymak	take v.
161	General	güven uyandırmak	serve v.
162	General	(güven, ilham) vermek	inspire v.
163	General	güven olmaz	unreliable adj.
164	General	güven altına alınmış	secured adj.
165	General	güven kaynağı olmayan	anchorless adj.
166	General	güven veren	confidential adj.
167	General	güven verici	reassuring adj.
168	General	güven telkin edici	confidence inspiring adj.
169	General	güven veren	faithful adj.
170	General	güven verilmiş	assured adj.
171	General	güven olmaz	not trustworthy adj.
172	General	güven duyulan	confiding adj.
173	General	öz-güven sahibi	centered adj.
174	General	güven dolu	trusting adj.
175	General	güven telkin etmeyen	untrusty adj.
176	General	güven vermeyen	untrustworthy adj.
177	General	güven vermeyen	unreliable adj.
178	General	güven telkin etmeyen	unreliable adj.
179	General	güven vermeyen	untrusty adj.
180	General	güven vermeyen	undependable adj.
181	General	güven telkin etmeyen	untrustworthy adj.
182	General	güven telkin etmeyen	undependable adj.
183	General	güven telkin eden	trusty adj.
184	General	güven telkin eden	dependable adj.
185	General	güven telkin eden	trustworthy adj.
186	General	öz-güven sahibi	centred adj.
187	General	güven veren	assuring adj.
188	General	öz-güven sahibi	self-confident adj.
189	General	aşırı güven telkin eden	ultrareliable adj.
190	General	güven verici olmayan	unreassuring adj.
191	General	güven vermeyen	unreassuring adj.
192	General	sahte umut veya güven aşılayan	fair adj.
193	General	(güven, söz, sözleşme) ihlal edilmiş	broken adj.
194	General	güven ilişkisinin ihlali ile zimmete geçirilmiş	misappropriated adj.
195	General	olur olmadık yerde duyulan (güven, sadakat)	misplaced adj.
196	General	güven vermeyen	glibbery [dialect] adj.
197	General	adım adım güven kazanan	insinuating adj.
198	General	inanç veya güven ile ilişkili	fiducial adj.
199	General	adım adım güven kazanan	silken adj.
200	General	güven tazeleyici	reassuring adj.
201	General	güven vermeyen	straw adj.
202	General	güven veren	sure adj.
203	General	güven vererek	comfortingly adv.
204	General	güven duyulabilecek bir biçimde	dependably adv.
205	General	güven vererek	comfortably [obsolete] adv.
206	General	mutlak güven vererek	cocksure adv.
207	General	güven vermeyerek	precariously adv.
208	General	güven altında	safe from prep.
Phrasals
209	Phrasals	ile ilgili güven/güvence vermek	reassure someone about something v.
210	Phrasals	güven vermeyen bir şekilde ilerlemek	slither along v.
211	Phrasals	ile ilgili güven/güvence vermek	reassure about v.
Phrases
212	Phrases	güven karşılıklıdır	trust goes both ways expr.
213	Phrases	güven kontrole mani değildir	trust but verify expr.
Proverb
214	Proverb	önde gelen birinin eşi güven vermelidir/kuşku yaratmamalıdır	caesar's wife must be above suspicion.
Colloquial
215	Colloquial	güven verici yaklaşım	warm fuzzy n.
216	Colloquial	güven duygusu uyandıran şey/durum	warm fuzzy n.
217	Colloquial	tıbbi tedaviye ihtiyacı olmayıp güven duymak için veya duygusal sorunlar nedeniyle doktora giden kimseler	worried well n.
218	Colloquial	güven yoksunluğu çeken	racked with insecurity/insecurities adj.
219	Colloquial	ahlak, para, güven ve akıl yoksunu	four outs expr.
220	Colloquial	bana güven	stand on me [obsolete] expr.
221	Colloquial	sürece güven	trust the process expr.
222	Colloquial	güven güveni doğurur	confidence begets confidence expr.
Idioms
223	Idioms	başta güven verip sonradan kötü yüzünü gösteren kimse veya şey	a trojan horse n.
224	Idioms	güven açığı	a credibility gap n.
225	Idioms	güven vermeyen kimse	broken reed n.
226	Idioms	yüzde yüz güven veren söz/anlaşma	cast-iron promise or arrangement n.
227	Idioms	karşılıklı güven üzerine kurulu anlaşma	gentleman's pact n.
228	Idioms	yasal açıdan bir bağlayıcılığı olmayan güven üzerine kurulu anlaşma	a gentleman's agreement n.
229	Idioms	güven arttırıcı önlem	confidence-building measure n.
230	Idioms	güven açığı	credibility gap n.
231	Idioms	(birine/bir şeye) güven	reliance on (someone or something) n.
232	Idioms	güven verici yaklaşım	warm and fuzzy n.
233	Idioms	güven duygusu uyandıran şey/durum	warm and fuzzy n.
234	Idioms	birine sahte bir güven duygusu vermek	give somebody a false sense of security v.
235	Idioms	güven sarsmak	shake confidence v.
236	Idioms	destek, ağırlık, güven vermek	lend support, weight, credence to something v.
237	Idioms	(birine/bir şeye) güven duymak	have confidence in (someone or something) v.
238	Idioms	(birine) sahte bir güven duygusu vermek	lull (one) into a false sense of security v.
239	Idioms	sahte bir güven duygusu vermek	lull into a false sense of security v.
240	Idioms	(birine/bir şeye) güven duymak	place trust in (someone or something) v.
241	Idioms	(birine/bir şeye) güven duymak	put trust in (someone or something) v.
242	Idioms	güven vermeyen	a bit dodgy adv.
243	Idioms	karşılıklı güven içerisinde	in one's pocket expr.
244	Idioms	karşılıklı güven içerisinde	in each other's pockets expr.
245	Idioms	önde gelen birinin eşi güven vermelidir/kuşku yaratmamalıdır	caesar's wife expr.
246	Idioms	bana güven	(you can) take it from me expr.
Speaking
247	Speaking	bu konuda bana güven	just trust me on this expr.
248	Speaking	bu konuda bana güven	trust me on this expr.
249	Speaking	bana güven	trust me expr.
250	Speaking	bu konuda bana güven	trust me on this one expr.
251	Speaking	bana güven	confide in me expr.
252	Speaking	güven bize biraz	give us a little credit expr.
253	Speaking	güven bize biraz	trust us a little bit expr.
254	Speaking	güven bana	trust me expr.
255	Speaking	güven diye bir şey yoktur	there is no such thing as trust expr.
256	Speaking	kendine güven	believe in yourself expr.
257	Speaking	Sadece kendine güven	just trust yourself expr.
258	Speaking	sözüme güven	take my word for it expr.
259	Speaking	sadece kendine güven	just trust yourself expr.
Trade/Economic
260	Trade/Economic	iki şirket arası pazarlıkta hedef şirkete makul bir teklif sunarak güven kazanan üçüncü tarafın, teklifini kabul ettirdikten sonra hedef şirketin rakibiyle güçlerini birleştirdiği devralma stratejisi	lady macbeth strategy n.
261	Trade/Economic	güven hesabı	totten trust n.
262	Trade/Economic	güven hesabı	trustee account n.
263	Trade/Economic	güven hesabı	savings bank trust n.
264	Trade/Economic	güven hesabı	savings account trust n.
265	Trade/Economic	vasinin güven fonuna para yatırmaya yetkisinin olduğu bir yatırım türü	trustee investment n.
266	Trade/Economic	güven fonuna yasal olarak para yatırılabilen yüksek nitelikli hisse senedi	trustee stock n.
267	Trade/Economic	açık güven	express trust n.
268	Trade/Economic	denetim güven düzeyi	audit assurance n.
269	Trade/Economic	emri altındakilere güven	confidence in subordinates n.
270	Trade/Economic	feshedilemez güven fonu	irrevocable trust fund n.
271	Trade/Economic	güven bunalımı	confidence crisis n.
272	Trade/Economic	güven sınırı	reliability n.
273	Trade/Economic	güven belgesi	credentials n.
274	Trade/Economic	güven aralıkları	confidence intervals n.
275	Trade/Economic	güven mektubu	letter of trust n.
276	Trade/Economic	girişim sermayesi güven anketi	venture capital confidence survey n.
277	Trade/Economic	güven hesabı	trust account n.
278	Trade/Economic	güven araştırması	confidence survey n.
279	Trade/Economic	güven mektubu	letters credentials n.
280	Trade/Economic	güven krizi	crisis of confidence n.
281	Trade/Economic	güven mektubu	letters of credence n.
282	Trade/Economic	güven krizi	confidence crisis n.
283	Trade/Economic	güven elipsi	confidence ellipse n.
284	Trade/Economic	güven fonu	trust fund n.
285	Trade/Economic	iş güven endeksi	business confidence index n.
286	Trade/Economic	kesin güven	irrevocable trust n.
287	Trade/Economic	sarih güven	express trust n.
288	Trade/Economic	reel kesim güven endeksi	real sector confidence index n.
289	Trade/Economic	tam güven	perfect trust n.
290	Trade/Economic	tüketici güven endeksi	consumer confidence index n.
291	Trade/Economic	ticari güven	business confidence n.
292	Trade/Economic	zımni güven	implied trust n.
293	Trade/Economic	güven fonu birimi yatırımcısı	unit holder n.
294	Trade/Economic	güven duymamak	discredit v.
295	Trade/Economic	güven tazeleyici	reassuring adj.
Law
296	Law	doğrudan güven	express trust n.
297	Law	doğrudan güven	direct trust n.
298	Law	elçiye verilen güven mektubu	letter of credence n.
299	Law	güven oylaması	vote of confidence n.
300	Law	güven mektubu	letter of credence n.
301	Law	sözleşmenin ifasına güven menfaati	reliance interest n.
302	Law	güven belgesi	bona fides n.
303	Law	güven kazanma	lustration n.
Politics
304	Politics	asya'da işbirliği ve güven arttırıcı önlemler konferansı	conference on interaction and confidence building measures in asia n.
305	Politics	güven ortamı	environment of trust n.
306	Politics	güven arttırcı önlemler (gaö)	confidence building measures n.
307	Politics	güven eksikliği	lack of confidence n.
308	Politics	güven oyu önergesi	motion of confidence n.
309	Politics	güven ve güvenlik arttırıcı önlemler (ggaö)	confidence and security building measures n.
310	Politics	güven oylaması	motion of confidence n.
311	Politics	güven ortamı	environment of confidence n.
312	Politics	güven oyu	vote for confidence n.
313	Politics	güven oyu	vote of confidence n.
314	Politics	güven perisi	confidence fairy n.
315	Politics	güven oylaması	vote of confidence n.
316	Politics	güven mektubu	letter of credence n.
317	Politics	güven kaybı	loss of credibility n.
318	Politics	hükümetin göreve gelmesi için yapılan güven oylaması	investiture vote n.
319	Politics	karşılıklı güven	mutual trust n.
320	Politics	tam güven ve itimat maddesi (abd anayasası 4. maddesi)	full faith and credit clause n.
321	Politics	unctad en az gelişmiş ülkeler güven fonu	unctad trust fund for least developed countries n.
322	Politics	güven belgesi vermek	accredit v.
Technical
323	Technical	etki alanı güven listesi	domain trust list n.
324	Technical	geçişli güven	transitive trust n.
325	Technical	güven ilişkisi	trust relationship n.
326	Technical	güven sınırı	confidence limit n.
327	Technical	güven aralığı	confidence interval n.
328	Technical	güven aralık kestirimi	confidence interval estimation n.
329	Technical	güven düzeyi	confidence level n.
330	Technical	güven bağlantısı	trust link n.
331	Technical	güven seviyesi	confidence level n.
Computer
332	Computer	bu yayıncıdan aldığın tüm içeriklere güven	always trust content from this publisher n.
333	Computer	güven katsayısı	confidence coefficient n.
334	Computer	güven listesi	trust list n.
335	Computer	güven sınırları	confidence limits n.
336	Computer	güven türü	trust type n.
337	Computer	güven aralığı	confidence interval n.
338	Computer	güven parolası	trust password n.
339	Computer	güven türü	type of trust n.
340	Computer	güven veya güvenme	yes or no trust n.
341	Computer	yeni güven	new trust n.
342	Computer	güven düzenle	edit trust expr.
343	Computer	paylaşıma güven	trust share expr.
Informatics
344	Informatics	güvenilen güven üzerine düşünceler	reflections on trusting trust n.
Medical
345	Medical	güven sınırı	confidence limit n.
346	Medical	güven düzeyi	confidence level n.
Psychology
347	Psychology	temel güvensizliğe karşı güven	basic trust versus basic mistrust n.
348	Psychology	güven veren alışıldık düşünme sistemleri	mooring n.
349	Psychology	güven veren alışıldık düşünme sistemleri	moorings n.
Food Engineering
350	Food Engineering	güven sınırları	confidence limits n.
Statistics
351	Statistics	bayes güven aralığı	Bayesian credible intervals n.
352	Statistics	bayes güven aralıkları	bayesian confidence intervals n.
353	Statistics	eş-zamanlı güven aralıkları	simultaneous confidence intervals n.
354	Statistics	en kısa güven aralıkları	shortest confidence intervals n.
355	Statistics	en seçici güven aralıkları	most selective confidence intervals n.
356	Statistics	güven bölgesi	confidence region n.
357	Statistics	güven eğrileri	confidence curves n.
358	Statistics	güven sınırları	confidence limits n.
359	Statistics	güven katsayısı	confidence coefficient n.
360	Statistics	güven şeridi	confidence belt n.
361	Statistics	güven sahası	confidence region n.
362	Statistics	güven aralığı	confidence interval n.
363	Statistics	güven düzeyi	confidence level n.
364	Statistics	güven kuşağı	confidence belt n.
365	Statistics	merkezi olmayan güven aralığı	non-central confidence interval n.
366	Statistics	merkezi güven aralığı	central confidence interval n.
367	Statistics	neyman'ın en kısa yansız güven aralıkları	neyman shortest unbiased confidence intervals n.
368	Statistics	ortanca yansız güven aralığı	median unbiased confidence interval n.
369	Statistics	parametre dışı güven aralıkları	non-parametric confidence intervals n.
370	Statistics	tutucu güven aralığı	conservative confidence interval n.
371	Statistics	yansız güven aralıkları	unbiased confidence intervals n.
372	Statistics	yanlılığı düzeltilmiş güven aralığı	bias-corrected confidence interval n.
Linguistics
373	Linguistics	güven aralığı	confidence interval n.
Religious
374	Religious	hristiyanlar arasında karşılıklı güven ve yardımseverlik	fellowship n.
Military
375	Military	atış öncesi güven derecesi	preflight reliability n.
376	Military	güven derecesi	reliability n.
377	Military	güven belgeli subay	accredited officer n.
378	Military	güven belgeli muhabir	accredited correspondent n.
379	Military	güven ve güvenlik artırıcı önlemler	confidence and security building measures n.
380	Military	güven artırıcı önlemler	confidence building measures n.
381	Military	güven ve güvenlik artırıcı önlemler	confidence and security-building measures n.
382	Military	havada güven derecesi	in-flight reliability n.
383	Military	rampa üstü güven derecesi	on-launcher reliability n.
Cinema
384	Cinema	güven ışığı	safelight n.
Abbreviation
385	Abbreviation	iskoçya ulusal güven	nts (national trust for scotland) n.
Latin
386	Latin	gününü yaşa, yarına olabildiğince az güven	carpe diem, quam minimum credula postero n.
Archaic
387	Archaic	güven dolu olma	secureness n.
388	Archaic	güven verilmemiş	unsured adj.
389	Archaic	güven vermeyen	untrustful adj.
390	Archaic	güven veren	feal adj.
391	Archaic	güven vermeyen	precarious adj.
Slang
392	Slang	kendine güven	big dick energy n.
393	Slang	güven ya da cesaret kazanmak	grow a spine v.
394	Slang	kendine güven	nads adj.
395	Slang	güven duygusu veren	stand-up adj.