glove - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

glove

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "glove" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
glove n. eldiven
General
glove n. ellik
glove n. eldiven
glove n. koruyucu eldiven
glove n. orta çağ'da kullanılan zırhlı eldiven
glove n. dövüşe davet
glove n. (mecaz anlamda) kibarlık
glove n. (mecaz anlamda) fularlı tavır
glove n. beyzbol eldiveni
glove n. boks eldiveni
glove v. eldiven giydirmek
glove v. eldivenle kaplamak
glove v. beyzbol eldiveniyle topu tutmak
glove v. eldiven görevi görmek
Technical
glove n. eldivan
Textile
glove n. eldiven
Medical
glove v. (ameliyat öncesi) eldiven takmak
Sport
glove n. hokey eldiveni
glove n. tutuşu arttıran eldiven
glove n. (beyzbol) eldivenle topu kapma becerisi
Slang
glove n. kondom
glove n. prezervatif
glove n. kılıf

Bedeutungen, die der Begriff "glove" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 209 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
glove box n. torpido gözü
glove compartment n. torpido gözü
General
boxing glove n. boks eldiveni
glove compartment n. eldiven tutucu
kid glove n. yumuşaklık
fox glove n. yüksükotu
glove doll n. kukla
suede glove n. süet eldiven
oven glove n. fırın eldiveni
woolen glove n. yün eldiven
paint glove n. boya eldiveni
kitchen glove n. mutfak eldiveni
box glove n. boks eldiveni
glove box n. eldiven kutusu
glove box n. torpido gözü
double glove n. çift eldiven
bath glove n. banyo eldiveni
bath glove n. kese
bath glove n. banyo kesesi
bath glove n. hamam kesesi
non-latex glove n. lateks olmayan eldiven
glove department n. torpido gözü
sport glove n. spor eldiveni
sports glove n. spor eldiveni
oven glove n. fırın tutacağı
hair glove n. at kılı eldiven
metal glove n. zırhlı deriden yapılmış koruyucu eldiven
scrub glove n. ovma eldiveni
lisle glove n. ince ipten dokunmuş yazlık eldiven
gauntlet glove n. genişleyerek bileğin üzerinde biten bir eldiven
be hand in and glove with v. ile yakın ilişki içinde olmak
wear glove v. eldiven takmak
fit like a glove v. tıpatıp uymak
fit like a glove v. kalıp gibi oturmak
fling down the glove v. meydan okumak
be hand in glove v. içli dışlı olmak
be hand in glove v. canciğer olmak
pull off one's glove v. eldivenini çıkarmak
peel off one's glove v. eldivenini çıkarmak
pull on glove v. eldiven giymek
get rubbed with a coarse bath-glove v. keselenmek
rub with a coarse bath-glove v. keselemek
rub oneself with a coarse bath-glove v. keselenmek
use a glove v. eldiven kullanmak
rub with a coarse bath-glove v. kese yapmak
kid glove adj. fazla nazik
kid-glove adj. kibar
kid-glove adj. yumuşak
kid-glove adj. fazla nazik
kid-glove adj. nazik
kid-glove adj. (diplomaside) ince düşünceli ve çok anlayışlı
white-glove adj. saygıdeğer
white-glove adj. özel
white-glove adj. dikkatli ve titiz
white-glove adj. zenginlerce kullanılan
white-glove adj. pahalı
white-glove adj. lüks
Proverb
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist in the velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist in the velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
Colloquial
hand in glove n. birliktelik
hand in glove n. birlikte iş görme
hand in glove n. el birliği
hand in glove n. işbirliği
hand in glove n. ortaklık
fits like a glove expr. cuk diye oturdu
hand in glove expr. çok yakın ilişki içinde
hand in glove expr. el ele
Idioms
glove money [dated] n. bahşiş
glove money [dated] n. kahve parası
glove money [dated] n. çorba parası
take up the glove v. meydan okumayı kabul etmek
throw down the glove v. meydan okumak
throw down the glove v. savaşa/düelloya çağırmak
use an iron hand in a velvet glove v. aba altından değnek göstermek
work hand in glove with somebody v. biriyle elele verip bir işe girişmek
fit like a glove v. biçilmiş kaftan olmak
fit like a glove v. cuk oturmak
work hand in glove with somebody v. dirsek temasında olmak
fit like a glove v. cuk diye oturmak
work hand in glove with somebody v. dirsek temasına geçmek
fit like a glove v. hokka gibi oturmak
work hand in glove with somebody v. işbirliğine girişmek
rule with a velvet glove v. kadife eldivenle yönetmek
fit like a glove v. kalıp gibi oturmak
hand in glove with someone v. sıkı fıkı olmak
work hand in glove with somebody v. sırt sırta vermek
rule with a velvet glove v. yumuşak ve nazik bir şekilde yönetmek
fit (someone) like a glove v. (birine) cuk oturmak
fit (someone) like a glove v. (birine) tam/çok iyi uymak
fit (someone) like a glove v. (birine) eldiven/çorap gibi uymak
fit (someone) like a glove v. (birine) tam olmak/oturmak
fit (someone) like a glove v. (birine) üstüne dikilmiş gibi uymak
fit (someone) like a glove v. (birine) kalıp gibi oturmak
fit (someone) like a glove v. (birine) tıpatıp uymak
fit (someone) like a glove v. tam (birine) göre olmak
fit (someone) like a glove v. tam (birine) uygun olmak
fit (someone) like a glove v. (biri için) biçilmiş kaftan olmak
fit (somebody) like a glove v. (birine) kalıp gibi oturmak
fit (somebody) like a glove v. (birine) tıpatıp uymak
fit (somebody) like a glove v. (birine) biçilmiş kaftan olmak
fit (somebody) like a glove v. (birine) cuk diye oturmak
fit (somebody) like a glove v. (birine) cuk oturmak
hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sıkı fıkı
hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın ilişki içinde
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir biçimde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. otoriter bir şekilde yönetmek
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
work hand and glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
hand-in-glove adj. birbirine uygun
hand-in-glove adj. birbirini tamamlayan
hand in glove expr. etle tırnak gibi
hand in glove expr. sıkı fıkı
hand and glove expr. sıkı fıkı
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) iş birliği içinde
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) dirsek temasında
hand in glove (with somebody) expr. (biriyle) sırt sırta
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) iş birliği içinde
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında
hand in glove with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta
Speaking
I have a glove expr. benim bir eldivenim var
Law
glove money n. mahkeme memurlarına verilen bir ödül
glove money n. şeriflerin suçlu bulunmayan yerlerdeki katip ve hakimlere verdiği ödül
Technical
unlined glove n. astarsız eldiven
glove compartment n. eldiven gözü
industrial glove leather n. endüstriyel amaçlı eldiven derisi
glove box n. eldiven gözü
glove compartment lamp n. eldiven gözü lambası
glove box n. havasız ortam kabini
glove lamp n. ihbar lambası
welding glove n. kaynak eldiveni
protective glove n. koruyucu eldiven
laboratory glove n. laboratuvar eldiveni
rubber glove n. lastik eldiven
insulating glove made of plastic n. plastikten yapılmış yalıtkan eldiven
pvc glove n. pvc eldiven
polyvinyl chloride glove n. pvc eldiven
protective glove against cold n. soğuğa karşı koruyucu eldiven
glove box n. torpido gözü
glove compartment n. torpido gözü
glove box cover n. torpido kapağı
glove box n. vakum odası
fireproof glove n. yanmaz eldiven
Computer
data glove n. elektronik eldiven
data glove (virtual reality) n. elektronik eldiven
data glove n. veri eldiveni
Informatics
sensor glove n. algılayıcılı eldiven
Textile
scarf and glove set n. atkı eldiven takımı
scarf and glove set n. atkı ve eldiven takımı
industrial glove n. iş eldiveni
washing glove n. kese
kid glove n. oğlak derisinden yapılmış eldiven
kid-glove n. oğlak derisinden yapılmış yumuşak eldiven
mousquetaire glove n. bilek kısmı bol olan uzun kadın eldiveni
glove leather n. yumuşak ve esnek bir tür deri
Automotive
rubber glove n. lastik eldiven
glove box n. torpido gözü
compartment glove n. torpido gözü
glove compartment n. torpido gözü
Aeronautic
glove box welding n. eldivenli hücre kaynağı
Medical
surgical glove n. ameliyat eldiveni
surgical glove n. cerrahi eldiven
glove anesthesia n. elde hissizlik
examination glove n. muayene eldiveni
single-use medical glove n. tek kullanımlık tıbbi eldiven
medical glove n. tıbbi eldiven
Psychology
glove anesthesia n. eldiven uyuşukluğu
Chemistry
glove box n. eldiven kutusu
Marine Biology
mermaid's glove n. britanya'ya özgü, eldivene benzer kolları olan bir sünger
glove sponge n. banyo süngeri
Botanic
fairy glove n. adi yüksük otu
fairy glove n. digitalis cinsi bitki
fairy glove n. avrupa'da yetişen pembe-mor çiçekli çok yıllık uzun bir bitki
Environment
improved chemical and biological protective glove n. gelişmiş kimyasal ve biyolojik korunma eldiveni
chemical protective glove set n. kimyasal korunma eldiven takımı
protective glove n. koruyucu eldiven
standard glove n. standart eldiven
non-standard glove n. standart dışı eldiven
Military
military protective glove n. askeri koruyucu eldiven
Golf
golf glove n. golf eldiveni
golf glove n. golf sopasını kavramaya elverişli eldiven
Sport
weight lifting glove n. ağırlık eldiveni
baseball glove n. beysbol eldiveni
catching glove n. kaleci eldiveni
Baseball
batting glove n. vurucu eldiveni
Boxing
boxing-glove n. boks eldiveni
boxing-glove n. yumruk eldiveni
glove fight n. eldivenli dövüş
Theatre
glove puppet n. el kuklası
Slang
no glove, no love expr. prezervatif olmadan olmaz
no glove, no love expr. prezervatif yoksa seks de yok