haricinde - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

haricinde



Bedeutungen von dem Begriff "haricinde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
haricinde except prep.
haricinde apart from prep.
haricinde except that conj.
General
haricinde not adj.
haricinde off adv.
haricinde short adv.
haricinde aff adv.
haricinde overmore [obsolete] adv.
haricinde outside of prep.
haricinde out of prep.
haricinde excepting prep.
haricinde beyond prep.
haricinde save prep.
haricinde saving prep.
haricinde short of prep.
haricinde barring prep.
haricinde other than prep.
haricinde cep [dialect] prep.
haricinde with the exception of prep.
haricinde exclusive of prep.
haricinde bar [uk] prep.
haricinde beside prep.
haricinde with prep.
haricinde sauf prep.
haricinde outwith [scotland] prep.
haricinde save conj.
haricinde ex (except) abrev.
haricinde exc (except) abrev.
Colloquial
haricinde outta prep.
haricinde give or take expr.
Law
haricinde dehors prep.
Technical
haricinde except for expr.
Latin
haricinde sine prep.
Archaic
haricinde elles adv.
haricinde outtake prep.

Bedeutungen, die der Begriff "haricinde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 64 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
süt ürünleri ve yumurta haricinde hiçbir et ürünü tüketmeyen vejetaryen lactoovovegetarian n.
bilinen iki kişinin haricinde olan kimse third n.
seyir haricinde kare yelkenin yüksekliği veya derinliği hoist n.
bunun haricinde apart from this adv.
birinin haricinde here adv.
mevcut toplantının haricinde off-line adv.
-da.....-ı /-den....-ü/-nin haricinde/(oran olarak) out of prep.
bedeli haricinde with prep.
kaybı haricinde with prep.
'-nın haricinde except conj.
hangisi haricinde whence conj.
Phrasals
haricinde tutmak take out v.
(biri/bir şey) haricinde save for (someone or something) v.
Phrases
bunların haricinde apart from these expr.
yukarıda belirtilen durumlar haricinde except as provided above expr.
Colloquial
(bir şey) haricinde other than (something) expr.
Idioms
iş/mesai haricinde on one's own time expr.
iş/mesai haricinde on own time expr.
Speaking
senin haricinde biri someone other than you expr.
Trade/Economic
emekli olan kimsenin eşine emeklilik maaşı haricinde her ay ödenen ücret benefit supplementary n.
Law
ganimet davaları haricinde tüm denizcilik sözleşmeleri ve haksız fiilden doğan zararlar üzerinde yargı yetkisi olan bir deniz mahkemesi kolu instance court n.
Politics
mülteci statüsü haricinde bırakmaya ilişkin hükümler exclusion clauses n.
(avrupa birliği'ne üye vatandaşı olduğu devlet haricinde) yurtdışında görevli çalışan posted worker n.
Technical
yedek parçalar ile gres, soğutma suyu gibi sıvıların haricinde ölçülen (makine ağırlığı) dry adj.
Computer
e-posta hesapları ve bir-iki özel web sitesi haricinde sanal alemi nadiren ziyaret eden internet kullanıcısı nooksurfer n.
Radio
modülasyon haricinde yoğunluğu değişmeyen radyo dalgaları continuous waves n.
modülasyon haricinde yoğunluğu değişmeyen radyo dalgaları modulated continuous waves n.
Textile
(şark halısı haricinde) amerikan halısı domestic n.
Automotive
umumi yollarda haricinde kullanılmak üzere tasarlanmış bir motorlu araç off-roader n.
Transportation
elektrik gücü haricinde bir güçle çalışan teleferik sistemi telpherage n.
Marine
geminin dört ana yön haricinde bir rotada hareket etmesi oblique sailing n.
gövde haricinde gemi türlerini farklılaştıran yelken ve direklerin kendine özgü şekli, sayısı ve düzeni rig n.
Pathology
dik durma haricinde nefes alamama orthopnea n.
Statistics
sıfır haricinde ortalaması olan noncentral adj.
Chemistry
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo n.
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo red b n.
yük durumları haricinde benzer özelliklere sahip üç temel parçacık grubu triplet n.
Marine Biology
kıkırdaklı balıklar sınıfı haricinde, teleostomi sınıfına ait bütün kemikli balıklar teleostome n.
Astronomy
yerel düzensizlikler haricinde maddenin evrendeki dağılımının homojen ve izotropik olduğunu belirten bir ilke cosmological principle n.
Botanic
güney amerika, yeni zelanda ve bazı okyanus adaları haricinde yaygın olarak yetişen bir su mercimeği great duckweed n.
güney amerika, yeni zelanda ve bazı okyanus adaları haricinde yaygın olarak yetişen bir su mercimeği spirodela polyrrhiza n.
güney amerika, yeni zelanda ve bazı okyanus adaları haricinde yaygın olarak yetişen bir su mercimeği water flaxseed n.
antarktika haricinde nemli habitatlarda bulunan bir bitki cinsi genus rorippa n.
antarktika haricinde nemli habitatlarda bulunan bir bitki cinsi rorippa n.
Fishery
(yassı balıklar haricinde) sıradan balık roundfish n.
Education
doktora tezi haricinde, dersler ve sınavlar gibi gerekli tüm şartları yerine getirmiş olan doktora adayı abd (all but dissertation) n.
özel yetenek gerektirenler haricinde aynı sınıftaki öğrencilerin tüm derslerin eğitimini aldıkları sınıf home room n.
(bazı eğitimsel değerlendirme türlerinde) genel standartların ve notların haricinde değerlendirme yapmak moderate [uk/new zealand] v.
Literature
yazarın kendi ismi haricinde kullandığı bir başka isim allonym n.
Linguistics
günümüz avrupa'sında konuşulan dillerden biri (ingilizce haricinde) modern language n.
klasik latince haricinde kalan latince lehçesi low latin n.
History
bir adet siyahi büyük büyükbabası haricinde tamamen beyaz ataları olan kimse octaroon n.
Religious
(engizisyon mahkemesinde davacı haricinde bir kişiden) bilgi temini denunciation n.
katolik dua kitabının mezmurlar haricinde ayinlerin değiştirilemez kısımlarını içeren bölümü ordinary n.
(musevilikte) et ve et ürünleri haricinde süt ürünlerine ait dairy adj.
(musevilikte) et ve et ürünleri haricinde süt ürünleriyle ilgili dairy adj.
Geography
guam adası haricinde kalan ve mariana adaları'nı kapsayan özerk bölge northern marianas n.
(güneybatı asya ve kuzey afrika'da) yağmur sezonu haricinde kuru kalan sel yatağı wady n.
Military
nöbet haricinde gerektiğinde çağrılacak personel listesi on-call list n.
Sport
ayağı haricinde vücudunun bir yeri zemine temas eden (boksör) down adj.
Card
(koz haricinde) takımdan bir kartı atmak discard v.
Librarianship
kütüphanedeki mikrofilm veya mikrofiş gibi, kitap haricinde başka bir şeyle ilgili olan nonbook adj.
Latin
kayıtlı konu haricinde ultra vires adv.
Slang
cinsel organı haricinde tamamen kadın görünümünde olan kimse ladyboy n.