Verlauf

iki nokta

Bedeutungen von dem Begriff "iki nokta" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Computer
1	Computer	iki nokta	double dot n.
2	Computer	iki nokta	colon n.

Bedeutungen, die der Begriff "iki nokta" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	iki nokta arasındaki eğik mesafe	slant range n.
2	General	harfin üzerine konan iki nokta	diereses n.
3	General	iki akarsuyun karşılaşıp birbirlerine karıştıkları nokta	confluence n.
4	General	sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti	diaeresis n.
5	General	iki nokta arasında bu amaçla özel olarak kurulmuş olan bir şirket tarafından yapılan taşıma işi	carriage n.
6	General	iki kemerin birleştiği nokta	groin n.
7	General	iki nokta üst üste	colon n.
8	General	sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti	dieresis n.
9	General	iki kemerin birleştiği nokta	groyne n.
10	General	harfin üzerine konan iki nokta	diaereses n.
11	General	iki şeyin birleştiği nokta	join n.
12	General	(askeri) belirli iki nokta veya konum arasındaki yükseklik farkı	vertical interval n.
13	General	iki nokta arasındaki rakım farkının ölçümü	level n.
14	General	iki cisim veya nokta arasındaki kesin mesafe	measure n.
15	General	zamanlı iki durumu ayıran zamansız nokta	instant n.
16	General	çizgi üzerindeki iki nokta arasında kalan parça	segment of a line n.
17	General	iki nokta arası mesafe	span n.
18	General	iki nokta arası aralık	span n.
19	General	iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak	ply v.
20	General	gidip gelmek (sarkaç gibi iki nokta arasında)	lurch v.
21	General	arazideki iki nokta arasındaki farkı ölçmek	level v.
22	General	(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek	orient v.
Colloquial
23	Colloquial	üç nokta iki	three-point-two [us] n.
Trade/Economic
24	Trade/Economic	iki nokta arasında seyahat için geçen zaman süresi	elapsed time n.
Tourism
25	Tourism	iki nokta arasında yolculuk yapmaya uygun tarife	through fare n.
Technical
26	Technical	dünya yüzünde iki nokta arasındaki en kısa mesafe	air line n.
27	Technical	iki nokta arasında sefer yapan otobüs	shuttle bus n.
28	Technical	iki nokta arasındaki en kısa yol	geodesic n.
29	Technical	iki iletkenin veya devrenin birleştiği nokta	junction n.
30	Technical	iki nokta arasındaki mesafe	distance n.
31	Technical	iki nokta kumandası	high-low control n.
32	Technical	iki çizginin kesiştiği en yüksek nokta	vertices n.
33	Technical	iki çizginin kesiştiği nokta	vertices n.
34	Technical	ardışık iki nokta arasındaki 11 1/4'lük fark	point n.
Computer
35	Computer	iki nokta ile hizalama noktası	colon alignment tab n.
36	Computer	iki nokta üstüste imi	colon n.
37	Computer	iki nokta üstüste	colon expr.
38	Computer	iki nokta üst üste	colon expr.
Informatics
39	Informatics	iki nokta arasındaki en kısa yolu seçen sekme sayısı ölçüsünü kullanan uzaklık vektörü yönlendirme protokolü	rip n.
Electric
40	Electric	iki kablonun, iletkenin vb. birbirine temas ettiği nokta	tangency n.
Construction
41	Construction	betonu dökmeden önce (sağlamlaştırıcı parçayı) iki nokta arasına belirli bir şekilde yerleştirmek	drape v.
Transportation
42	Transportation	çoğunlukla iki nokta arasında düzenli seyahat edenleri taşıyan tren	commuter n.
Railway
43	Railway	iki demiryolunun makas göbeği vasıtasıyla birleştiği nokta	transfer n.
44	Railway	yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme	development n.
Aeronautic
45	Aeronautic	iki veya daha fazla ara nokta üzerinden başlangıç noktasına geri dönüşlü sefer	circle trip n.
Marine
46	Marine	32 işaretli pusuladaki iki bitişik nokta arasındaki mesafenin dördüncü kısmı	quarter point n.
47	Marine	ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında	on the bow adv.
Medical
48	Medical	iki nokta ayrım testi	two point discrimination test n.
Psychology
49	Psychology	nokta iki serili korelasyon	point biserial correlation n.
Math
50	Math	ardışık iki nokta arasındaki en büyük fark	norm n.
Geometry
51	Geometry	iki nokta perspektifi	two-point perspective n.
52	Geometry	iki nokta problemi	two-point problem n.
53	Geometry	iki nokta arasına çizilebilecek en kısa çizgi	right line n.
54	Geometry	yerkürenin yüzeyindeki iki nokta arasındaki en kısa mesafeye karşılık gelen çember yayı	great circle n.
55	Geometry	büyük çember üzerinde yer alan iki nokta arasındaki en kısa yayı izleyen yol	great circle route n.
56	Geometry	iki çizginin paylaştığı nokta	point of concurrence n.
57	Geometry	çapın iki ucunda bulunan (çemberin üzerindeki iki nokta)	opposite adj.
Statistics
58	Statistics	nokta iki değişkenli dağılım	point bivariate distribution n.
59	Statistics	nokta iki serisel korelasyon	point biserial correlation n.
Physics
60	Physics	termokupl üzerinde voltajın meydana geldiği, iki farklı metalin bağlandığı nokta	thermojunction n.
Astronomy
61	Astronomy	gök cisminin dünya yörüngesinden iki nokta kullanılarak elde edilen ıraklık açısı	annual parallax n.
62	Astronomy	gök cisminin dünya yörüngesinden iki nokta kullanılarak elde edilen ıraklık açısı	heliocentric parallax n.
Linguistics
63	Linguistics	harfin üzerine konan iki nokta	diaeresis n.
64	Linguistics	harfin üzerine konan iki nokta	dieresis n.
Environment
65	Environment	iki nokta arasındaki basınç farkı	differential pressure n.
Military
66	Military	iki nokta ile ilerden kestirme	target area base n.
Sport
67	Sport	(kayakçılıkta) bir yamaçtaki iki nokta arasında yer alan aşağı yönlü rota	fall line n.
Wagering
68	Wagering	her ikisine de altı nokta gelen iki zar atışı	boxcars n.
Music
69	Music	iki nokta ekleyerek dörtte üç hızı artırılan (nota)	double-dotted adj.
70	Music	ilki iki nokta eklenerek hızı artırılmış bir çift notayla karakterize olan (ritim)	double-dotted adj.
Engineering
71	Engineering	(arazi ölçümünde) iki nokta arasındaki açı ve mesafeyi hesaplamak	inverse v.
Entomology
72	Entomology	kanatlarında içinde farklı renkte iki nokta bulunan göz benzeri bir benek olan (kelebek)	bipupillate adj.