ise - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ise



Bedeutungen von dem Begriff "ise" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Geography
ise n. japonya'da bir şehir

Bedeutungen von dem Begriff "ise" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ise in case adv.
ise meanwhile adv.
ise as to prep.
ise except prep.
ise if conj.
ise as for that conj.
ise as for conj.
ise except conj.
ise excepting conj.
ise only [obsolete] conj.
ise saving conj.
ise outstep conj.
ise while conj.

Bedeutungen, die der Begriff "ise" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 199 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
güney-orta asya'da yaşayan sırtı siyah yüzü ise gri tüylü bir maymun türü wanderoo n.
arkası kabarık ve yüksek oturacak yeri ise geniş koltuk wing chair n.
arkası kabarık ve yüksek oturacak yeri ise geniş koltuk grandfather chair n.
arkası kabarık ve yüksek oturacak yeri ise geniş koltuk winged chair n.
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi half up half down n.
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) nones n.
genellikle bahar şenliği olarak ve bazı ülkelerde ise işçi bayramı olarak kutlanan mayıs ayının ilk günü mayday n.
bir tarafında oyuncunun portre fotoğrafı, diğer tarafında ise bilgilerinin bulunduğu tek sayfalık özgeçmiş headshot n.
tüm maddelerin yaşamsal kuvvet taşıdığı ve her yaşamsal faaliyetin ise ruhun bir işlevi olduğunu öne süren eski bir teori stahlism n.
ayrı olmak (evli ise) be divorced v.
her ne ise anyhow adv.
ya ... ise what if adv.
öyle ise now then adv.
her ne hal ise at any rate adv.
-den ise nothing less adv.
nerede ise almost adv.
nerede ise about adv.
her ne ise at any rate adv.
nerede ise nearly adv.
nerede ise soon adv.
mevcut ise if applicable adv.
nerede ise before long adv.
her ne ise anyway adv.
hayırlısı ise deo volente adv.
daha küçük ölçüde ise although to a lesser extent adv.
-değil ise or else adv.
'-mez ise or else adv.
hakkında ise as to prep.
her kim ise whoever pron.
kim/her kim ... ise whoever pron.
her kim ise whoe'er pron.
ise de even if conj.
ise de much as conj.
hangi ... ise whichever conj.
ise o zaman if then conj.
ne zaman ... ise whenever conj.
ise de though conj.
hangisi ... ise whichever conj.
ise de although conj.
her ne kadar ... ise de much as conj.
ise de albeit conj.
ise bile even if conj.
ise de as conj.
ise de albe conj.
yok ise lacking conj.
ise de yet conj.
dördüncü husus ise fourth conj.
dördüncü sırada ise fourth conj.
ise mi yoksa …-mesi mi whether conj.
Phrases
her kim ise no matter who n.
işin gerçeği ise bundan tamamen farklı/bunun tamamen tersi nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
ben ise me, on the other hand expr.
bir diğer örnek ise another example is expr.
bir diğer vakada ise while in another case expr.
ben ise I, on the other hand expr.
cesaret yok ise, zafer de yok no guts no glory expr.
diğerleri ise while the others expr.
her ne ise whatever it is expr.
her şey ne ise odur everything is what it is expr.
her ne kadar ise de although nevertheless expr.
eğer bu böyle ise if this be so expr.
ilgili ise if relevant expr.
ise iyi olur could do with expr.
öyle ise under the circumstances expr.
söylenen gerçekse/doğru ise if the saying is true expr.
şimdi değil ise if not now expr.
sıradaki madde ise that brings me to my next point expr.
tarih herhangi bir rehber ise if history is any guide expr.
tüm şartları var ise/gerçekleşmiş ise if all conditions are met expr.
uygun ise if relevant expr.
yediğin ne ise, sen osun you are what you eat expr.
geçerli ise if applicable expr.
bir şey hakkında ise as to something expr.
Proverb
söz gümüş ise sükut altındır speech is silver, but silence is gold
başarıyı sahiplenen çoktur; başarısızlık ise yetimdir success has many fathers; failure is an orphan
başarının ana babası çoktur, başarısızlık ise yetimdir success has many fathers; failure is an orphan
iyilikler tanrıdan kötülükler ise şeytandan gelir god sends meat and the devil sends cooks
kaz ise kazla never give a sucker an even chance
Colloquial
her kim ise ve nereden geliyorsa whoever he is and wherever he comes from expr.
ise de as much as expr.
Idioms
nerede ise a few ticks n.
nerede ise in a few ticks adv.
insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur the child is father to the man expr.
Speaking
ben ise and/but me expr.
bir insan hangi yaşta ise yaşlı sayılır? at what age do you consider someone old? expr.
değil ise if not so expr.
çok uzak değil ise oraya yürüyebilirim if it isn't far I can walk there expr.
değil ise if not expr.
her şey yolunda ise if everything is ok expr.
eğer aklımda yanlış kalmadı ise if I'm not mistaken expr.
herkes partiye gitti bense/ben ise evde kalmayı tercih ettim everyone went the party and/but I prefered staying at home expr.
iyi haber ise the good news is expr.
öyle ise if so expr.
söylenen gerçekse/doğru ise if the saying is true expr.
şimdi değil ise ne zaman? if not now, when? expr.
teklifin hala geçerli ise if your offer still stands expr.
Trade/Economic
şirketler arası alış-satış anlaşmalarında satın alınan ürünün fiyatının belli bir bölümünün sabit geri kalan kısmının ise alıcı firmanın mali performanslarına endeksli olması earn out n.
tekil ifadeler çoğul ifadeleri, çoğul ifadeler ise tekil ifadeleri de kapsayacak şekilde anlaşılacaktır words importing the singular shall include the plural and vice versa n.
toplu sözleşmede anlaşmaya varmak için tarafların işbirliği yapmalarının gerekli olduğu aralarındaki çekişmenin asıl amacının ise bu işbirliğinden doğacak yararların bölüşümüyle ilgili olduğu görüşü symbiotic relationship n.
ödenecek ana kredi miktarının emekli ödeneğine ve faizinin ise ev kredisine yönlendirildiği bir ev kredisi sistemi pension mortgage n.
aksi ifade edilmemiş ise not otherwise stated expr.
aksi ifade edilmemiş ise not otherwise specified expr.
Politics
kelime anlamı aydınlar olan üyeleri tarafından ise ışığın insanları veya aydınlanmışlar olarak addedilen yeni dünya düzenini sağlamak amacıyla kurulduğu iddia edilen gizli bir örgüt illuminati n.
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat ul-ansar n.
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat ul-mujahedeen n.
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat-ul-mujahidin n.
Technical
benzer şekilli bir tahtaya sıkı sıkı oturması için bir kenarında oluk, diğer kenarında ise dil bulunan bir tahta matched board n.
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak whittler n.
biri müslin kaplı diğeri ise siyah camdan iki ampulü bulunan bükülü bir cam tüpten oluşan bir tür higrometre daniell's hygrometer n.
geriye devriliyor ise if it tips back expr.
tercihan -den ise rather expr.
Computer
aynı ise satır adını gözardı et omit row name if same expr.
aynı ise sütun adını gözardı et omit column name if same expr.
eğer-ise-değilse if then else expr.
eğer ise if then expr.
meşgul ise yeniden çevir redial on busy expr.
Informatics
çok sayıda spam yapan siteler ile özgün içerikli siteler arasındaki farkı belirleyip orijinal içerikli siteleri üst sıralarda tutmak ve çöp diye tabir edilen siteleri ise belirlemek amacıyla google'ın oluşturduğu bir site eleme sistemi sandbox effect n.
çok sayıda spam yapan siteler ile özgün içerikli siteler arasındaki farkı belirleyip orijinal içerikli siteleri üst sıralarda tutmak ve çöp diye tabir edilen siteleri ise belirlemek amacıyla google'ın oluşturduğu bir site eleme sistemi sandbox n.
çok sayıda spam yapan siteler ile özgün içerikli siteler arasındaki farkı belirleyip orijinal içerikli siteleri üst sıralarda tutmak ve çöp diye tabir edilen siteleri ise belirlemek amacıyla google'ın oluşturduğu bir site eleme sistemi sandboxing n.
Textile
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri chammy leather n.
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri chammy n.
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri chamois n.
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri shammy n.
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri shammy leather n.
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri chamois leather n.
genelde fular olarak kullanılan, hintli erkeklerin ise sarık olarak taktıkları pamuklu veya ipek eşarp rumal n.
Furniture
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev weather house n.
Transportation
nakliye gereklerinin karşılanmadığı günlerin kırmızı ile, gerekli miktarda veya fazla taşıma kapasitesinin bulunduğu günlerin ise yeşil ile kodlandığı sistem flag days (red or green) n.
Aeronautic
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter gyrocopter n.
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter autogyro n.
Medical
yaşamı uyarılmaya ve hastalığı ise uyaran eksikliğine dayandıran bir tıp teorisi stimulism n.
Psychology
ise-o halde profili if-then profile n.
Pharmaceutics
burun tıkanıklıklarında tıkanıklık semptomlarını gidermek, göz kaşınmasının tedavisinde ise göz damlalarında kullanılan damar büzücü bir ilaç naphazoline n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç atabrin n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç atebrin n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç atabrine® n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç mepacrine n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç quinacrine hydrochloride n.
eskiden sıtmanın, günümüzde ise bazı solucan türlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaç quinacrine [us] n.
Math
birinci ve ikincinin toplamı ikinciyle, üçüncü ve dördüncünün toplamı ise dördüncüyle orantılı olacak şekilde oluşturulan bileşim composition of proportion n.
Logic
(p ise kesinlikle q benzeri) önerme ilişkisi implication n.
Chemistry
inorganik fosfat olarak kayaçlarda, organik fosfat olarak ise canlı hücrelerde bulunan bir element phosphorus n.
yansıyan ışıkta yeşil, iletilmiş ışıkta ise kırmızı görünen azotlu kristalli bir madde ammonium purpurate n.
Biology
somatik hücrelerinde iki sıra kromozom, üreme hücrelerinde ise tek sıra haploit kromozom bulunan canlı diplont n.
Biochemistry
pirimidinin başka bir pirimidin ile, bir pürinin ise başka bir pürin ile değiştirildiği nokta mutasyonu transition n.
pirimidinin bir pürin ile, pürinin ise bir primidin ile değiştirildiği nokta mutasyonu transversion n.
Marine Biology
önceden littorinidae, günümüzde ise lacunidae familyası içinde sınıflandırılan geniş ve yaygın bir deniz salyangozu cinsi lacuna n.
önceden littorinidae, günümüzde ise lacunidae familyası içinde sınıflandırılan geniş ve yaygın bir deniz salyangozu cinsi lacune n.
Astronomy
güneş yarıçapı (birden fazla ise) solar radii n.
Astrology
mitolojide roma tanrısı merkür'e, astrolojide ise merkür gezegeninin etkilerine atfedilen etkili konuşma, beceri, ticari zeka ve çalma eğilimine sahip olan mercurial adj.
Zoology
orta amerika'ya özgü ön ayaklarında iki ve arka ayaklarında ise üç uzun pençesi olan bir tembel hayvan two-toed sloth (choloepus hoffmanni) n.
orta amerika'ya özgü ön ayaklarında iki ve arka ayaklarında ise üç uzun pençesi olan bir tembel hayvan unau n.
orta amerika'ya özgü ön ayaklarında iki ve arka ayaklarında ise üç uzun pençesi olan bir tembel hayvan unai n.
orta amerika'ya özgü ön ayaklarında iki ve arka ayaklarında ise üç uzun pençesi olan tembel hayvan hoffmann's two-toed sloth n.
amerika'nın tropik bölgelerine özgü, tavşan yarasalar familyasına mensup, erkekleri turuncu renginde dişileri ise koyu kahverengi veya gri olan, balıkla beslenen büyük bir yarasa cinsi mastiff bat n.
amerika'nın tropik bölgelerine özgü, tavşan yarasalar familyasına mensup, erkekleri turuncu renginde dişileri ise koyu kahverengi veya gri olan, balıkla beslenen büyük bir yarasa cinsi harelipped bat n.
Botanic
tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki tassel flower (amaranthus caudatus) n.
tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki velvet flower n.
tohumları tahıl, taze yaprakları ise sebze olarak kullanılan bir bitki love-lies-bleeding n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç melia azadirachta n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç margosa n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç neem n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç neem tree n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç azadirachta indica n.
doğu hint adaları'na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç nim tree n.
kurutulmuş çiçekleri ise çorbalarda ve çaylarda kullanılan bir bitki hyssop n.
aynı başakçıktaki iki çiçeğinden biri kısır diğeri ise tek eşeyli olan (çimen) hemigamous adj.
Education
önce seslerin daha sonra ise bu ses birleşimlerinin okutulduğu bir dil öğretme yöntemi synthetic phonics n.
Literature
her kim ise whosoe'er pron.
Linguistics
latince ve yunancanın seslilerini kıta avrupası'nda konuşulan dillerdeki gibi, sessizlerini ise ingilizce'deki gibi telaffuz etme yöntemi continental pronunciation n.
eskiden etiyopya'da konuşulan, günümüzde ise etiyopya kilisesinin ayin dili olarak işlevini sürdüren bir sami dili geez n.
History
ilk olarak leh ordusunda, sonrasında ise batı avrupa ordularında yer almış mızraklı süvari birliğine mensup asker hulan n.
Archaeology
azı dişleri büyük, ön dişleri ise küçük olan çiğneme kasları güçlü, nesli tükenmiş bir primat kenyapithecus n.
azı dişleri büyük, ön dişleri ise küçük olan çiğneme kasları güçlü, nesli tükenmiş bir primat genus kenyapithecus n.
Religious
1610'da günümüzde italya'nın yer aldığı coğrafyada, 1808'de ise amerika'da kurulan bir rahibe topluluğu the order of the visitation of our lady n.
yahudi takviminde dini yılın altıncı, resmi yılın ise on ikinci ayı elul n.
bir bölümünde yaşayan kimselerin diğer bölümünde ise komünyonda anılan merhumların adlarının yazılı olduğu iki yapraklı kitabe diptych n.
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin presbyterian adj.
Geology
kil yönünden çok zengin olan ve yağışlı dönemlerde bünyesine su alarak şişen kurak dönemlerde ise suyunun buharlaşması ile derin yarıklar şeklinde çatlayan toprak vertisol soil n.
kil yönünden çok zengin olan ve yağışlı dönemlerde bünyesine su alarak şişen kurak dönemlerde ise suyunun buharlaşması ile derin yarıklar şeklinde çatlayan toprak vertisol n.
Military
merminin hedefe başarılı olarak çarptıktan sonra zırh malzemesi sünek ise ortaya çıkan çiçek gibi açılmış görüntü petalling n.
üst yarısında bir hayvanın ön tarafı görünen alt yarısı ise boş (hanedan arması figürü) naissant adj.
Sport
(dağcılıkta) üzeri keten veya süet, tabanı ise keçe veya kaytandan yapılmış hafif bir tırmanış botu klett n.
üzeri keten veya süet, tabanı ise keçe veya kaytandan yapılmış hafif bir tırmanış botu klett n.
üzeri keten veya süet, tabanı ise keçe veya kaytandan yapılmış hafif bir tırmanış botu kletterschuh n.
Music
başta çalınan melodinin sonda, son çalınan melodinin ise başta çalınacağı şekilde ters çevrilen melodi retrograde n.
Mythology
(roma mitolojisinde) kafası ve ön bacakları at, gövdesi ve kuyruğu ise balık şeklinde olan bir deniz yaratığı hippocamp n.
Archaic
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin presbyterial adj.
Ornithology
kuzey amerika'ya özgü, sırtları kahverengi veya devetüyü rengi ve alt kısımları sarı olan, göğüslerinde ise hilal şeklinde siyah bir leke bulunan, melodik ötüşleri ile bilinen sturnella cinsi çeşitli kuşlara verilen ad marsh quail n.
sırtı grimsi kahverengi, karnı ise beyaz olup kanatlarında ve kuyruğunda beyaz çizgiler bulunan, kuzeydoğu asya'da üreyip kışı avustralya'da geçiren bir kumkuşu maybird n.
Entomology
larvaları bitki kökünde yetişkinleri ise bitki yapraklarında beslenen parlak yeşilimsi yaygın bir böcek rose beetle (cetonia aurata) n.
larvaları bitki kökünde yetişkinleri ise bitki yapraklarında beslenen parlak yeşilimsi yaygın bir böcek rose chafer n.
yetişkinleri bitki yapraklarında, larvaları ise toprakta ve köklerde yaşayan çeşitli büyük parlak sarı böceklere verilen ad goldsmith beetle n.
çim ve yabani otların arasında yaşayan, bazı türleri ise örümcek ve böcek paraziti olan çeşitli parlak kırmızı etçil uyuz böceklerine verilen ad scarlet mite n.
Slang
önler sivri boynun bittiği ense bölgesinin ise kıvır kıvır yapıldığı 50'lerde moda olmuş ördek götünü andıran bir saç kesimi duck's ass (us) n.
önler sivri boynun bittiği ense bölgesinin ise kıvır kıvır yapıldığı 50'lerde moda olmuş ördek götünü andıran bir saç kesimi duck's arse (uk) n.
önler sivri boynun bittiği ense bölgesinin ise kıvır kıvır yapıldığı 50'lerde moda olmuş ördek götünü andıran bir saç kesimi ducktail n.
önler sivri boynun bittiği ense bölgesinin ise kıvır kıvır yapıldığı 50'lerde moda olmuş ördek götünü andıran bir saç kesimi duck's tail n.
adı her ne ise whatsit expr.