journey - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

journey

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "journey" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
journey n. yolculuk
journey n. seyahat
General
journey n. yol
journey n. gezi
journey n. seyir
journey n. sefer
journey n. gezinti yeri
journey n. mesafe
journey n. ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk
journey n. gezilip hava alınacak yer
journey n. seyahat
journey n. yolculuk
journey n. gezi
journey n. gezinti
journey n. seyahat edilen mesafe
journey v. yolculuk yapmak
journey v. seyahat etmek
journey v. yolculuk etmek
journey v. seyahate çıkmak
journey v. geziye çıkmak
Technical
journey n. seyahat
journey n. yolculuk
Textile
journey n. pamuk ve ipekle karışık dokunmuş dalgalı çizgili kumaş
Transportation
journey n. tek seferde taşınan yük

Bedeutungen, die der Begriff "journey" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 136 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
return journey n. dönüş
provisions for a journey n. yolluk
pilgrim's journey n. hac yolculuğu
return journey n. dönüş seyahati
day's journey n. konak
day's journey n. menzil
land journey n. kara yolculuğu
final journey n. son yolculuk
bus journey n. otobüs yolculuğu
astral journey n. astral seyahat
astral journey n. astral yolculuk
food for a journey n. yol azığı
religious journey n. kutsal yolculuk
journey through time n. zaman yolculuğu
journey through time n. zamanda yolculuk
night journey n. miraç
journey to hope n. umuda yolculuk
journey point n. gezi noktası
journey of spiritual renewal n. ruhsal yenilenme seyahati
the first leg of the journey n. gezinin ilk ayağı
journey time n. seyahat süresi
never-ending journey n. sonsuz yolculuk
endless journey n. sonsuz yolculuk
a journey without end n. sonsuz yolculuk
eternal journey n. sonsuz yolculuk
space journey n. uzay yolculuğu
spiritual journey n. ruhsal seyahat
journey to peace n. huzura yolculuk
inner journey n. içsel yolculuk
tiring journey n. yorucu yolculuk
journey to the holy land n. kutsal topraklara yolculuk
immigration journey n. göç yolculuğu
special journey n. özel yolculuk
hero's journey n. kahramanın yolculuğu
hero's journey n. bir hikaye boyunca ana karakterin gelişimi ve değişimi
undertake a journey v. uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak
take a journey v. yolculuk etmek
set out on a journey v. yolculuğa çıkmak
take a journey v. yolculuk yapmak
go on a journey v. yolculuğa çıkmak
reach the end of one's journey v. yolu almak
set off (on a journey) v. yola çıkmak
see (someone) off (on a journey) v. yola çıkarmak
set off (on a journey) v. yola düşmek
set off (on a journey) v. yola düzülmek
set off (on a journey) v. yola gitmek
be prevented from setting out on a journey v. yolundan kalmak
be prevented from setting out on a journey v. yoldan kalmak
set off (on a journey) v. yola koyulmak
set off (on a journey) v. yola revan olmak
be sent off on an eternal journey v. son yolculuğuna uğurlanmak
make a journey v. seyahate çıkmak
make a journey v. yolculuk yapmak
begin a journey v. bir yolculuğa başlamak
begin a journey v. bir seyahate başlamak
begin a journey v. yolculuğa çıkmak
break a journey v. seyahat sırasında mola vermek
embark on a journey v. yolculuğa çıkmak
make a journey v. seyahate çıkmak
journey-bated adj. dolaşmaktan bitap düşmüş
throughout the journey adv. yol boyunca
safe journey! interj. iyi yolculuklar!
have a good journey! interj. iyi yolculuklar!
Phrases
after a long journey expr. uzun bir yolculuktan sonra
after a long journey expr. uzun bir seyahatten sonra
Proverb
a journey of 100 miles begins with one step damlaya damlaya göl olur
a journey of a thousand miles begins with a single step damlaya damlaya göl olur
a journey of 100 miles begins with one step başlamak bitirmenin yarısıdır
a journey of a thousand miles begins with a single step başlamak bitirmenin yarısıdır
Colloquial
first leg of a journey n. gezinin ilk ayağı
enjoy the journey expr. iyi yolculuklar
enjoy the journey expr. yolculuğun tadını çıkarın
Idioms
a sabbath day's journey n. iki adımlık yol
a sabbath day's journey n. iki adımlık yol/mesafe
a sabbath day's journey n. çok kısa mesafe
a sabbath day's journey n. çok kısa/yakın mesafe
a sabbath day's journey n. çok yakın mesafe
a sabbath day's journey n. duyabilecek mesafede
a sabbath day's journey n. çok kısa yolculuk
a sabbath day's journey n. çok kısa mesafe
the first leg of the journey n. gezinin ilk ayağı
the first leg of the journey n. gezinin ilk/birinci kısmı
the first leg of one's journey n. gezisinin ilk ayağı
the first leg of one's journey n. gezisinin ilk/birinci kısmı
accompany someone on a journey v. seyahatte eşlik etmek
accompany someone on a journey v. seyahatte yanında olmak
accompany (one) on a journey v. beraber seyahat etmek
accompany (one) on a journey v. yanında gitmek/gelmek
accompany (one) on a journey v. seyahatte eşlik etmek
accompany (one) on a journey v. yoldaşlık etmek
accompany (one) on one's journey v. beraber seyahat etmek
accompany (one) on one's journey v. yanında gitmek/gelmek
accompany (one) on one's journey v. seyahatte eşlik etmek
accompany (one) on one's journey v. yoldaşlık etmek
accompany on a journey v. yanında seyahat etmek
accompany on a journey v. eşlik etmek
accompany on a journey v. yoldaşlık etmek
Speaking
have a safe journey expr. hayırlı yolculuklar
have a pleasant journey expr. iyi yolculuklar
have a safe journey expr. iyi yolculuklar
how was your journey to egypt? expr. mısır'a yolculuğun nasıldı?
the best part of travelling is not arriving but the journey itself expr. seyahat etmenin en keyifli yanı istenen yere varmak değil seyahatin kendisidir
have a safe journey expr. yolunuz açık olsun
did you have a good journey? expr. yolculuğun iyi geçti mi?
the best part of travelling is not arriving but the journey itself expr. yolculuğun en güzel kısmı gidilen yere varmak değil yolculuğu yapmaktır
how is your journey going? expr. yolculuk nasıl geçiyor?
how is your journey going? expr. yolculuk nasıl gidiyor?
Trade/Economic
outward journey n. çıkış yolculuğu
railway journey n. demiryolu yolculuğu
inward journey n. dönüş yolculuğu
return journey n. dönüş seyahati
overland journey n. kara seyahati
land journey n. kara seyahati
customer journey n. müşteri yolculuğu
customer journey n. müşteri deneyimi
overseas journey n. yurt dışı seyahati
overseas journey n. yurt dışına yapılan yolculuk
make a journey v. seyahat etmek
Tourism
round trip journey n. gidiş-dönüş
single journey n. yalnız gidiş
start journey v. yola çıkmak
Technical
journey speed n. seyahat sürati
journey time n. seyahat zamanı
journey speed n. ulaşım hızı
journey time n. ulaşım süresi
journey speed n. yolculuk hızı
journey time n. yolculuk süresi
Automotive
journey planner n. yolculuk planlayıcı
Transportation
the journey takes two hours expr. yolculuk iki saat sürmektedir
Traffic
closed door journey n. kapalı kapı seyahati
Aeronautic
door to door journey time n. kapıdan kapıya yolculuk süresi
Marine
undertake a journey v. uzun bir yolculuğa çıkmak
Gastronomy
journey cake n. tavada pişirilen mısır ekmeği
Zoology
journey of giraffes n. zürafa sürüsü
Literature
journey to the center of the earth n. dünyanın merkezine yolculuk
Religious
sabbath-day's journey n. yahudilerin şabat günü seyahat etmelerine izin verilen yaklaşık bir millik mesafe