Verlauf

sefer

Bedeutungen von dem Begriff "sefer" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Religious
1	Religious	sefer n.	sefer tora
2	Religious	sefer n.	(yahudilik) kanunların yazılı olduğu parşömenler
3	Religious	sefer n.	(yahudilik) ibrani din literatüründen olan kitap

Bedeutungen von dem Begriff "sefer" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	sefer	voyage n.
2	Common Usage	sefer	expedition n.
3	Common Usage	sefer	campaign n.
General
4	General	sefer	round n.
5	General	sefer	headway n.
6	General	sefer	occasion n.
7	General	sefer	journey n.
8	General	sefer	go n.
9	General	sefer	ploy n.
10	General	sefer	time n.
11	General	sefer	military expedition n.
12	General	sefer	run n.
13	General	sefer	navigation n.
14	General	sefer	excursion n.
15	General	sefer	service n.
16	General	sefer	adventure n.
17	General	sefer	travel n.
18	General	sefer	trek [south african] n.
19	General	sefer	roon n.
20	General	sefer	shipping [obsolete] n.
Law
21	Law	sefer	flight n.
Politics
22	Politics	sefer	circuit n.
Technical
23	Technical	sefer	navigation n.
Automotive
24	Automotive	sefer	trip n.
Marine
25	Marine	sefer	cruise n.
26	Marine	sefer	marine adventure n.
Marine Biology
27	Marine Biology	sefer	trip n.
Military
28	Military	sefer	campaign n.
29	Military	sefer	excursion n.

Bedeutungen, die der Begriff "sefer" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 264 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	bu sefer	this time adv.
2	Common Usage	iki sefer	twice adv.
General
3	General	iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı	shuttle n.
4	General	gemi için ilk sefer	maiden voyage n.
5	General	sefer talimatı	sailing orders n.
6	General	aktarmasız sefer	through service n.
7	General	mahalli sefer	local service n.
8	General	bağlantılı sefer	connection n.
9	General	sefer görev emri bildirimi	notification and mobilization of personnel n.
10	General	belirli bir tarifeye uymak yerine düzenli aralıklarla çalışan sefer	shuttle service n.
11	General	sefer tası	tucker-bag n.
12	General	ek sefer	additional trip n.
13	General	ek sefer	additional voyage n.
14	General	ek sefer	additional run n.
15	General	tek sefer	single use n.
16	General	tek sefer	one time n.
17	General	tek sefer	single flight n.
18	General	tek sefer	one shot n.
19	General	sefer tarifesi	timetable n.
20	General	düzenli sefer	regular service n.
21	General	sefer aralığı	headway n.
22	General	sefer tası	dinner bucket n.
23	General	sefer tası	dinner pail n.
24	General	aynı hatta gidiş geliş sefer yapan tren	shuttle train n.
25	General	bağlantılı sefer	connexion n.
26	General	sefer tası (hindistan'da)	tiffin n.
27	General	kanada'da büyük göller üzerinde düzenli sefer yapan tekne	lake boat n.
28	General	uzun sefer	safari n.
29	General	askeri sefer	voyage [obsolete] n.
30	General	ticari kargonun denizden toplanması için yapılan sefer	voyage [obsolete] n.
31	General	sefer tası	blickey n.
32	General	sefer tası	blickie n.
33	General	sefer tası	blicky n.
34	General	tek bir sefer	once n.
35	General	sefer uzunluğu	run n.
36	General	daire içinde yapılan sefer	circuit n.
37	General	sefer günü	packet day n.
38	General	istasyon veya rıhtıma düzenli sefer yapan bagaj taşıyıcısı	outporter n.
39	General	iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı	shittle n.
40	General	sefer düzenlemek	mount an expedition v.
41	General	sefer düzenlemek	embark on an expedition v.
42	General	sefer düzenlemek	launch an expedition v.
43	General	sefer düzenlemek	organize an expedition v.
44	General	düzenli sefer yapmak	ply v.
45	General	ek sefer koymak	add an additional trip v.
46	General	sefer yapmak	run v.
47	General	dolaylı ve genellikle yolu epey uzatan sefer	circuitous adj.
48	General	sefer ile ilgili	expeditionary adj.
49	General	yılda üç sefer	triannual (three times in one year) adj.
50	General	senede üç sefer	triannual (three times in one year) adj.
51	General	gelecek sefer	next time adv.
52	General	bu sefer	in this instance adv.
53	General	geçen sefer	last time adv.
54	General	bu sefer	for once adv.
55	General	sefer halinde	under way adv.
56	General	başka sefer	another time adv.
57	General	bu sefer	this once adv.
58	General	bir sefer	one time adv.
59	General	bu sefer	at once adv.
60	General	birkaç sefer	a number of times adv.
61	General	haftada dört sefer	four times a week adv.
62	General	tek sefer	once adv.
63	General	yılda dört sefer	four times (in) a year adv.
64	General	senede üç sefer	three times in one year adv.
65	General	yılda üç sefer	three times in one year adv.
66	General	haftada üç sefer	three times a week adv.
67	General	ayda üç sefer	three times a month adv.
68	General	haftada 1 sefer	once a week adv.
69	General	bu sefer de	this time adv.
70	General	dakikada iki sefer	twice a minute adv.
71	General	dakikada on sefer	ten times a minute adv.
72	General	haftada birçok sefer/kere	several times a week adv.
73	General	yılda iki sefer	half-yearly adv.
Phrases
74	Phrases	bu/bu sefer/böyle/şimdi (çok) daha iyi (oldu)	that’s (much) better expr.
75	Phrases	bu sefer	this time round/around expr.
76	Phrases	haftada en az 3 sefer	at least 3 times a week expr.
77	Phrases	haftada en az üç sefer	at least 3 times a week expr.
78	Phrases	haftada en az 3 sefer	at least three times a week expr.
79	Phrases	haftada en az üç sefer	at least three times a week expr.
80	Phrases	senede dört sefer	once a quarter expr.
81	Phrases	...sefer sayılı	with flight number... expr.
82	Phrases	yılda dört sefer	once a quarter expr.
Colloquial
83	Colloquial	sefer tası	tuckerbox [obsolete] n.
84	Colloquial	hiç değilse bu sefer	just this once n.
85	Colloquial	ilk sefer	maiden voyage n.
86	Colloquial	sefer tarifesinin gerisine düşmüş	behind its time adj.
87	Colloquial	bu sefer	for once interj.
88	Colloquial	haftada bir sefer	once a week expr.
89	Colloquial	haftada en az bir sefer	at least once in a week expr.
90	Colloquial	haftada en az bir sefer	at least once a week expr.
91	Colloquial	tarihinde ilk sefer	for the first time in its history expr.
92	Colloquial	tarihinde ilk sefer	for the first time in one's history expr.
93	Colloquial	bu sefer	(the) next, first, second time around/round expr.
94	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) birinden	this one is on (one) expr.
95	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek	this one is on (one) expr.
96	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak	this one is on (one) expr.
97	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) birinden	This one is on someone expr.
98	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek	This one is on someone expr.
99	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak	This one is on someone expr.
100	Colloquial	(yiyecek, içecek, sefer) birinden	be on (one) expr.
101	Colloquial	(yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek	be on (one) expr.
102	Colloquial	(yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak	be on (one) expr.
103	Colloquial	bu sefer	this instance expr.
104	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) birinden	this one is on expr.
105	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ödenecek	this one is on expr.
106	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) biri tarafından ısmarlanacak	this one is on expr.
107	Colloquial	bu (yiyecek, içecek, sefer) benden	this one's on me expr.
Idioms
108	Idioms	tek sefer	one fell swoop n.
109	Idioms	tek sefer	one-shot adj.
Speaking
110	Speaking	bu sefer bana fena koydu	it really hit me this time expr.
111	Speaking	bu sefer benim hatam değildi	this time it wasn't my fault expr.
112	Speaking	bu sefer sana yardımcı olamam	I can't help you this time expr.
113	Speaking	bu sefer içimde iyi bir his var	I got a good feeling this time expr.
114	Speaking	bu sefer de gelmezse	if he doesn't show up this time expr.
115	Speaking	bu sefer işi düzgün yapalım	this time we’re going to do it right expr.
116	Speaking	gelecek sefer bu karşılıksız olmayacak	the next time this will not be for free expr.
117	Speaking	günde kaç sefer dişlerini fırçalarsın?	how many times a day do you brush your teeth? expr.
118	Speaking	günde kaç sefer dişini fırçalarsın?	how many times a day do you brush your teeth? expr.
119	Speaking	geçen sefer olduğu gibi	same as last time expr.
120	Speaking	sanırım bu sefer ciddi	I think he's serious this time expr.
121	Speaking	gelecek sefer ben ödeyeceğim	next time it is on me expr.
Trade/Economic
122	Trade/Economic	ara sefer	passage n.
123	Trade/Economic	boş sefer	deadheading n.
124	Trade/Economic	bir hat üzerinde düzenli sefer yapan uçak veya yolcu gemisi	liner n.
125	Trade/Economic	düzenli sefer konşimentosu	berth bill of lading n.
126	Trade/Economic	geminin sefer programı	itinerary n.
127	Trade/Economic	sefer tarifesi (tren, vapur, uçak vb)	time table n.
128	Trade/Economic	sefer günü	contango day n.
129	Trade/Economic	sefer yapan gemi	sailing vessel n.
130	Trade/Economic	tahsis edilmiş sefer bölgesi	range n.
131	Trade/Economic	tarifesiz sefer yapan yük gemisi	tramp vessel n.
132	Trade/Economic	(eskiden) hindistan-ingiltere arasında sefer yapan ticaret gemisi	indiaman n.
Law
133	Law	sefer sözleşmesi	voyage charter n.
Politics
134	Politics	karşılıklı sefer	shuttle n.
Insurance
135	Insurance	enstitü sefer klozları	institute voyage clauses n.
136	Insurance	sefer poliçesi	voyage policy n.
137	Insurance	sefer sahası	trading n.
138	Insurance	sefer teminatı	trading warranties n.
Tourism
139	Tourism	düzenli sefer	regular service n.
140	Tourism	özel olaylar için tarifesiz sefer	special event charter flight n.
141	Tourism	tarifeli sefer	scheduled service n.
142	Tourism	tarifeli sefer düzenleyen taşıyıcı	scheduled carrier n.
143	Tourism	yolcunun araç değiştirmesini gerektirmeyen uçuş veya başka bir sefer	direct service n.
144	Tourism	yolcunun uçak değiştirmesini gerektirmeyen sefer	through service n.
Technical
145	Technical	iki nokta arasında sefer yapan otobüs	shuttle bus n.
146	Technical	sefer kontrol	navigator control n.
147	Technical	sefer tası	lunch box n.
148	Technical	tarifeli sefer	scheduled flight n.
149	Technical	(uzay mekiği) sefer uzmanı	mission specialist n.
150	Technical	(bir geminin) ilk sefer	virgin adj.
151	Technical	sefer halinde	en route adj.
Computer
152	Computer	ilk sefer için	first time expr.
Transportation
153	Transportation	sefer tarifesi	schedule n.
154	Transportation	sefer sıklığı	headway n.
155	Transportation	gemi veya uçağın belirli sayıda sefer için kiralanması	voyage charter n.
156	Transportation	döngüsel sefer	milk run n.
157	Transportation	daha yüksek sefer ücreti ödeyen yolcu sınıfı	premium traffic n.
Railway
158	Railway	indirimli sefer	excursion n.
159	Railway	londra ile manş tüneli arasında sefer yapan yüksek hızlı tren hattı	hs1 [uk] n.
160	Railway	avustralya'daki adelaide ve alice springs şehirleri arasında sefer yapan tren	the ghan n.
Aeronautic
161	Aeronautic	bağlantılı sefer	connecting service n.
162	Aeronautic	belirli bir taşıyıcının sefer yapmadığı şehir	off-line point n.
163	Aeronautic	bir veya birden fazla yere uğrayıp kalkış noktasına dönen sefer	round trip n.
164	Aeronautic	iki veya daha fazla ara nokta üzerinden başlangıç noktasına geri dönüşlü sefer	circle trip n.
165	Aeronautic	sefer sayısı	flight number n.
166	Aeronautic	varmakta olan bir seferi karşılayan uçuş veya başka bir sefer	connecting service n.
167	Aeronautic	yolcu veya mal taşımak için kiralanmak üzere lisans almış ve tarifeli sefer yapmayan havayolu	charter airline n.
Marine
168	Marine	besleyici sefer	feeder service n.
169	Marine	direkt sefer	direct service n.
170	Marine	gemi sefer izni	liberty of the globe n.
171	Marine	gemi sefer alanı	navigation area n.
172	Marine	geminin inşa veya tamir edilmesinin ardından yaptığı ilk sefer	shakedown cruise n.
173	Marine	gemi sefer programı	itinerary n.
174	Marine	gemi tam sefer süresi	shipping turnaround cycle n.
175	Marine	kısa sefer yapan gemiler	short sea traders n.
176	Marine	okyanusta sefer yapan gemi	ocean going vessel n.
177	Marine	okyanus sefer güzergahı	ocean lane n.
178	Marine	sefer klozu	voyage clause n.
179	Marine	sefer ışığı	navigation light n.
180	Marine	sefer yönü	sailing direction n.
181	Marine	sefer sözleşmesi	voyage charter n.
182	Marine	sefer talimatı	sailing orders n.
183	Marine	sefer suları	navigation waters n.
184	Marine	sefer kanalı	navigation lock n.
185	Marine	sefer listesi	sailing list n.
186	Marine	sefer bileti	sailing ticket n.
187	Marine	sefer köprüsü	navigation bridge n.
188	Marine	sefer bölgesi	navigation zone n.
189	Marine	sefer geçişi	navigation pass n.
190	Marine	sefer için gerekli ışığı bulunduran direk	staff light n.
191	Marine	sefer alanı	sailing area n.
192	Marine	sefer üzerine navlun	trip charter n.
193	Marine	uzak sefer kaptanı	deep-sea captain n.
194	Marine	vapur sefer kazası	shipping accident n.
195	Marine	yüksüz sefer	ballast voyage n.
196	Marine	yolcuları tali bir noktadan merkezi bir noktaya taşıyan sefer	feeder service n.
197	Marine	tayfa ücretinin sefer sırasında limandayken çekilebilen kısmı	draw n.
198	Marine	düzenli sefer yapmak	ply to v.
199	Marine	demiri sefer için bağlamak	stow the anchor v.
200	Marine	sefer yapmak	cruise v.
201	Marine	paket ile sefer yapmak	packet v.
202	Marine	kargo ile sefer yapmak	packet v.
203	Marine	(sefer halindeki gemiye) yaklaşmak	forereach v.
204	Marine	(sefer halindeki gemiyi) geçmek	forereach v.
205	Marine	sefer halindeki gemiye yaklaşmak	forereach v.
206	Marine	sefer halindeki gemiyi geçmek	forereach v.
Medical
207	Medical	tecrit edilmiş bir topluluktaki ölümcül hasta veya yaralıları hastaneye ulaştırmak için hava aracı ile yapılan sefer	mercy flight n.
Physiology
208	Physiology	birden çok sefer orgazm olan	multiorgasmic adj.
209	Physiology	birden çok sefer orgazm olabilen	multiorgasmic adj.
210	Physiology	birden çok sefer orgazm olabilen	multi-orgasmic adj.
Gastronomy
211	Gastronomy	(hint mutfağında) sefer tası	dabba [india] n.
212	Gastronomy	(hint mutfağında) sefer tası	dabbawala [india] n.
Biochemistry
213	Biochemistry	maksimum popülasyonuna yılda tek sefer erişen (planktonik organizma)	monocyclic adj.
Marine Biology
214	Marine Biology	sefer sıklığı sınırı	trip frequency limit n.
215	Marine Biology	seyr-ü sefer	cruise n.
Botanic
216	Botanic	tek sefer meyve veren	monotocous adj.
History
217	History	mö 401 yılında paralı yunan askerlerinin anadolu'ya düzenlediği büyük bir askeri sefer	anabasis n.
218	History	ikinci dünya savaşı'nda savaşan yeni zelanda sefer gücü'nün maori halkından oluşan birliği	maori battalion n.
Archaeology
219	Archaeology	sefer tora'nın silindirlerini veya kabını süslemede kullanılan tokmak şeklindeki süs	rimon n.
Religious
220	Religious	sefer tora	sefer n.
221	Religious	sefer tora	sepher torah n.
222	Religious	sefer tora	sefer torah n.
Military
223	Military	sefer planı	campaign planning n.
224	Military	askeri sefer planı	military campaign plan n.
225	Military	askeri sefer	military expedition n.
226	Military	denizaşırı sefer	overseas expedition n.
227	Military	müşterek denizaşırı sefer	joint overseas expedition n.
228	Military	nato'ya sefer için ayrılmış kuvvetler	earmarked for assignment on mobilization n.
229	Military	nato sefer ihtiyat stokları	earmarking of stocks n.
230	Military	nato sefer ihtiyat kuvvetleri	earmarked for assignment n.
231	Military	nato sefer ihtiyat kuvvetleri	earmarked for assignment on mobilization n.
232	Military	sefer konuş tabloları	force tabs n.
233	Military	sefer yedeği malzeme ihtiyacı	mobilization reserve material requirement n.
234	Military	sefer mevcudu	war strength n.
235	Military	sefer madalyası	campaign medal n.
236	Military	sefer rozeti	campaign clasp n.
237	Military	sefer planı	campaign plan n.
238	Military	sefer tası	mess gear n.
239	Military	sefer yedeği stok	mobilization reserve stock n.
240	Military	sefer konuşu hava alanı	redeployment airfield n.
241	Military	sefer donanımı	field equipment n.
242	Military	sefer faaliyet planı	navigation activity plan n.
243	Military	sefer yedeği malzeme tedarik hedefi	mobilization reserve material procurement objective n.
244	Military	sefer tası	mess tin n.
245	Military	sefer brövesi	campaign badge n.
246	Military	sefer komutanı	chalk commander n.
247	Military	sefer planı	plan of campaign n.
248	Military	sefer birlikleri	chalk troops n.
249	Military	sefer yedeği stok	mobilisation reserve stock n.
250	Military	sefer tası	mess kit n.
251	Military	sefer yedeği malzeme hedefi	mobilization reserve material objective n.
252	Military	sefer şeridi	campaign streamer n.
253	Military	sefer kuvveti	war strength n.
254	Military	sefer malzemesi tedarik kabiliyeti	mobilization materiel procurement capability n.
255	Military	sefer numarası	chalk number n.
256	Military	tam sefer süresi	turnaround time n.
257	Military	taslak sefer planı	outline campaign plan n.
258	Military	tam sefer süresi	turnaround cycle n.
259	Military	yurtdışı sefer kuvveti	expeditionary force n.
260	Military	askeri sefer	anabasis n.
261	Military	askeri sefer	chivachie n.
Archaic
262	Archaic	askeri sefer	chevachie n.
263	Archaic	daire içinde sefer yapmak	circuiteer v.
Star Wars
264	Star Wars	imparatorluk sefer posteri 34.371.c	imperial campaign poster 34.371.c n.