go - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

go

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "go" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 213 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
go v. hareket etmek
go v. gitmek
General
go n. sıra
go n. güdü
go n. tutulma
go n. gayret
go n. deneme
go n. hamle
go n. enerji
go n. girişim
go n. müsaade
go n. kuvvet
go n. moda
go n. sefer
go n. gitme
go n. bardak
go n. başarı
go n. teşebbüs
go n. gidiş
go n. sınama
go n. hadise
go n. olay
go n. tesadüf
go n. tek seferde kullanılan miktar
go n. tek seferde tedarik edilen miktar
go n. şans
go n. fırsat
go n. hastalık nöbeti
go n. pazarlık
go n. ticaret
go n. maç
go n. yarışma
go n. devam etme izni
go n. oyun tahtasında oynana bir tür japon oyunu
go n. başlangıç noktası
go n. hareketin zamanı
go n. hareketin süresi
go v. zaman uçup gitmek
go v. göstermek (saat belirli bir zamanı)
go v. dayanmak
go v. kaybolmak
go v. yaraşmak
go v. belirli bir durumda kalmak
go v. uçup gitmek (zaman)
go v. olmak (şiir/tekerleme vb'nin sözleri/müziğin nağmesi belirli bir biçimde)
go v. tükenmek
go v. olmak (hayat/işler herhangi bir durumda)
go v. uzanmak
go v. iddiaya girmek
go v. sayılmak
go v. yutulmak
go v. uyumak
go v. azalmak
go v. sarmak
go v. durmak
go v. başlamak
go v. erişmek
go v. yok olmak
go v. devrolunmak
go v. kaldırılmak
go v. işlemek
go v. koyulmak
go v. ayrılmak
go v. söylenmek
go v. gezinmek
go v. olmak
go v. girmek
go v. işlemek (makine)
go v. yıkılmak
go v. sönmek
go v. çıkarmak (belirli bir ses)
go v. aramak
go v. kesilmek
go v. düşmek
go v. geçmek
go v. fırlamak
go v. ölmek
go v. satılmak
go v. gitmek
go v. yeri belirli bir yer olmak
go v. geçmek (zaman/toplantı)
go v. kapak atmak
go v. yenilmek
go v. tekrarlamak
go v. denmek
go v. ulaşmak
go v. kaçmak
go v. ilerlemek
go v. yükselmek
go v. sonuçlanmak
go v. uymak
go v. incelemek
go v. çalışmak
go v. yapılmak
go v. bahse girmek
go v. yayılmak
go v. yürürlükten kaldırılmak
go v. ortadan kaldırılmak
go v. haline gelmek
go v. kırılmak
go v. devam etmek
go v. kopmak
go v. kalkmak
go v. gelişmek
go v. sığmak
go v. götürmek
go v. gidilmek
go v. köpeklerle ava çıkmak
go v. zihinsel süreç veya işlemle ilerlemek
go v. gecikmeden ilerlemek
go v. erişim sağlamak
go v. götürmek
go v. hamile olmak
go v. bırakılmak
go v. reddedilmek
go v. gücünü kaybetmek
go v. zayıflamak
go v. etkisini yitirmek
go v. genel olmak
go v. ortalama olmak
go v. standart olmak
go v. yarışma sonucu meydana gelmek
go v. olduğu ortaya çıkmak
go v. başarmak
go v. kendini hazırlamak
go v. kendini maruz bırakmak
go v. başvurmak
go v. müracaat etmek
go v. tanınır hale gelmek
go v. yönlendirilmek
go v. düzenlenmek
go v. uyumlu hareket etmek
go v. uyarınca hareket etmek
go v. uygulanmaya başlanmak
go v. tahsis edilmek
go v. eşdeğer olmak
go v. lehine olmak
go v. hakkında olmak
go v. -e niyetli olmak
go v. (bir şeyi) beklemek
go v. (belirli noktaya kadar) sürdürmek
go v. değişmek
go v. dönüşüm geçirmek
go v. dönüşmek
go v. (ifadede veya cümlede) yer almak
go v. okunmak
go v. yazıda yer almak
go v. ritmik şekilde atmak
go v. (şarkı olarak) söylenebilmek
go v. (şarkı olarak) çalınabilmek
go v. meyilli olmak
go v. araç görevi görmek
go v. yol açmak
go v. izin verilmek
go v. kabul edilmek
go v. ilgi konusu olmak
go v. izlemek
go v. dolaşmak
go v. teklif vermek
go v. sıfatıyla hareket etmek
go v. işlevini üstlenmek
go v. yükümlü olmak
go v. ölçüsünde katılmak
go v. ses çıkararak belirtmek
go v. vurmak
go v. belirli bir ses çıkarmak
go v. söylemek
go v. katlanmak
go v. tolere etmek
go v. parası yetmek
go v. zevk almak
go v. keyfini çıkarmak
go v. yardımcı bir etken olmak
go v. yetkiye sahip olmak
go v. ağırlığında olmak
go v. (belirli bir durumda) olmak
go v. (belirli durumda) olmaya devam etmek
go v. belirli bir ölçüde paylaşmak
go v. belirli bir ölçüde katılmak
go v. ürün vermek
go v. -e kadar büyümek
go v. konuşmacının görüş alanından çıkmak
go adj. hazır
go adj. faal
go adj. serbest
Irregular Verb
go v. went - gone
Colloquial
go n. planlanan operasyonların başlangıcı
go n. şüpheliyi durdurma girişimi
go n. saldırı
go n. sözlü saldırı
go n. öngörülemeyen utanç verici durum
go v. tepesi atıp yapıvermek
go v. gidip (bir şey) yapmak
go v. çiş yapmak
go v. işemek
go v. tutuklu için kefalet vermek
Speaking
go expr. git
Technical
go v. boyunca hareket etmek
Computer
go expr. git
Marine
go n. tek seferlik yük içeren gemi
Biochemistry
go n. gtp bağlayıcı bir tür protein
Linguistics
go v. sürekli geçmiş zaman çekiminde yardımcı fiil
Sport
go v. (krikette) düşmek
go v. (krikette) maçtan alarak vuruş sırasını kaybettirmek
go v. (spor takımı veya oyuncusu) belirli bir kazanma veya kaybetme kaydına sahip olmak
Baseball
go v. oyuna atışçı olarak katılmak
Boxing
go n. boks maçı
Card
go n. bir çeşit iskambil oyununda oyuncunun elinde kağıt kalmama durumu
go n. bir çeşit iskambil oyununda bir oyuncuyu 31 puana ulaştıran skor
go v. (kart) tüm oyuncularca oynanması kabul edilmek
Slang
go v. bağırsaklarını boşaltmak
go v. cavlağı çekmek
go v. cartayı çekmek

Bedeutungen, die der Begriff "go" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
go crazy v. çıldırmak
go mad v. çıldırmak
let oneself go v. coşmak
go down v. inmek
go mad v. kudurmak
go gray v. ağarmak
go out v. çıkmak
go to the toilet v. tuvalete gitmek
go to sleep v. yatmak
go out for a walk v. yürüyüşe çıkmak
go to bed v. yatmak
go worse v. kötüleşmek
go beyond v. aşmak
go on v. devam etmek
go mad v. delirmek
go bankrupt v. iflas etmek
go into v. girmek
go to sleep v. uyumak üzere uzanmak
go to sleep v. yatmaya gitmek
go to sleep v. yatağa yatmak
go to sleep v. uyumaya gitmek
go to bed v. yatağa yatmak
go to bed v. yatmaya gitmek
go to bed v. uyumaya gitmek
go to bed v. uyumak üzere uzanmak
go on a walk v. yürüyüşe çıkmak
go better v. iyiye gitmek
go crazy v. delirmek
go to sleep v. uyumak
General
go off n. çalar saatin çalması
go in n. güneş veya ayın bulutla örtülmesi
load and go n. yükle ve yürüt
go off n. yiyeceklerin bozulması
making something go with n. yakıştırma
go cart n. çocuk arabası
go getter n. becerikli kişi
letting go n. salıverme
go bad cop on someone n. kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
go (of pain) n. ağrının geçmesi
go-off n. başlama
go-getter n. tuttuğunu koparan kişi
go-cart n. bebek arabası
go-getter n. kariyeri hızla yükselen kimse
go-kart n. küçük yarış arabası
go-getter n. azimli kişi
go-between n. çöpçatan
go-devil n. boru açıcısı
go-between n. arabulucu
go-cart n. oyuncak bebek arabası
go-off n. başlangıç
go-slow n. işi yavaşlatma
go-between n. aracı
go-kart n. çocuk arabası
go-getter n. gayretli ve tuttuğunu koparan kimse
get-up-and-go n. enerji
go-cart n. yarış arabası
go-no-go n. git gitme
go-slow n. işi yavaşlatma grevi
go-kart n. gokart
get-up-and-go n. itici güç
sentry-go n. nöbet
the go-ahead n. müsaade
the go-ahead n. izin
merry-go-round n. atlıkarınca
no-go area n. yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan
go-cart n. çocuk arabası
go-cart n. el arabası
go-cart n. sebzeci arabası
go-cart n. çekçek
go fish n. bir kağıt oyunu
pay-as-you-go phone n. kontörlü hat
go fish n. bir kart oyunu
permission to go abroad n. yurtdışı izni
permission to go abroad n. yurtdışına gidiş izni
permission to go abroad n. yurtdışına çıkış izni
to-go cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go-cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go-go-dancer n. aç aç dansçısı
go-go-dancer n. striptizci
go-fast boat n. sürat teknesi
go-between n. elçi
hide-and-go-seek n. saklambaç
the first person to go to space n. uzaya giden ilk insan
the first person to go to space n. uzaya giden ilk kişi
a-go-go n. gece klubü
go live n. canlıya geçiş
go-cart n. bebek yürüteci
go-cart n. yürüteç
go bag n. deprem çantası
go bag n. acil durum çantası
grab and go n. al ve götür
merry-go-round n. hareketli ve hızlı tur
merry-go-round n. fırıl fırıl dönme
merry-go-round n. sonu gelmeyen arayış
merry-go-round n. sonu bir yere varmayan koşturmaca
hide and go seek n. saklambaç oynama
go-about n. serseri
go-about n. aylak kimse
go board n. go oyunu tahtası
go game n. bir tür tahta oyunu
go no-go n. bileşenin çalışabilirlik durumu
go no-go n. sistemin çalışabilirlik durumu
go no-go n. karar anı
go-ahead n. enerji
go-ahead n. ruh
go-ahead n. atılganlık
go-ahead n. enerjik kimse
go-ahead n. girişimken kimse
go-ahead n. yeşil ışık
go-ahead n. devam etme izni
go-ahead n. (özellikle hawai ve kaliforniya'da) bir tür sandalet
go-between n. uzlaştırıcı
go-between n. bağlantı linki
go-between n. köprü
go-between n. farklı iki gruba ait kimse
go-between n. simsar
go-between n. tellal
go-by n. görmezden gelme
go-by n. başından savma
go-cart [us] n. at arabası
go-devil n. işçi ve malzeme taşımak için kullanılan küçük araba
go-devil n. çocuk kızağı
go-devil [us] n. aşırı derecede hızlı makine
go-devil [us] n. çok etkili alet
go-getting n. saldırganlık
go-getting n. girişkenlik
get-go n. en baş
get-go n. başlangıç
git-go n. en baş
git-go n. başlangıç
get-up-and-go n. girişimcilik ve kararlılık
get-up-and-go n. cesaret
go-round n. argüman
go-round n. tartışma
go-round n. sav
go-round n. çatışmayla sonuçlanan hengameli buluşma
go-round n. kararsız veya kaçamaklı tavır
go-see n. model seçiminde müşterinin modelle yüz yüze yaptığı iş mülakatı
go to school v. okula devam etmek
go over big v. üstesinden gelmek
go back on one's word v. sözünden dönmek
go away v. ayrılmak
go to one's head v. başına vurmak (içki)
go down on one's knees to somebody v. ayaklarına kapanmak
go over v. geçmek
go home v. eve gitmek
go nuts v. tozutmak
go downhill v. sağlık vb düşüş göstermek
go one better v. daha iyisini yapmak
go begging v. istenilmemek
go on a spree v. alem yapmak
go alongside v. aborda etmek
go in for v. sınava girmek
go down in value v. değeri düşmek
go snacks v. paylaşmak
go to bed with v. ile sevişmek
go to the dogs v. mahvolmak
go forward v. gelişmek
go into liquidation v. kapanmak
go on foot v. tabanvayla gitmek
go on strike v. grev yapmak
go in for v. bir şeyi yapmaktan hoşlanmak
go through v. durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden)
go/stand bail for v. kefaletini yatırmak (sanığın)
go completely off the rails v. şirazeden çıkmak
go in circles v. harmanlamak
make something go with v. yakıştırmak
go to polls v. oy kullanmak
go bad v. fenalaşmak
go bad v. ekşimek
go back v. gerilemek
go on a holiday v. tatile çıkmak
go on the lam v. sıvışmak
go through v. geçirmek (hastalık/sıkıntı vb'ni)
go begging v. rağbet görmemek
go through the motions v. rutine bağlamak
go the rounds v. ağızdan ağıza dolaşmak
go into dry dock v. havuza girmek
go berserk v. öfkeden deliye dönmek
go surfing v. sörf yapmak
go sour v. kesilmek
go sour v. somurtmak
go astray v. doğru yoldan sapmak
go in haste v. koşmak
go west v. ölmek
go without v. onsuz yapabilmek
let go v. gevşetmek
go beyond reason v. makul sınırların dışına çıkmak
increasingly go on v. artarak devam etmek
go the round v. ağızdan ağıza dolaşmak
go on v. zaman geçmek
go against v. karşı olmak
go about a task v. bir işe başlamak
go to great expense v. çok masrafa girmek
go around v. yaygın olmak
go badly v. fena gitmek
go out of one's mind v. aklını kaçırmak
go to see v. ziyaretine gitmek
go in for an examination v. sınava girmek
go into v. kurcalamak
go out v. kalkmak
go on a course v. staj görmek
go from door door v. kapı kapı dolaşmak
go on incessantly v. ardı arkası kesilmemek
go awry v. ters gitmek
go through v. göz atmak
go to sea v. denizci olmak
go for a walk v. gezinti yapmak
go well v. rast gitmek
go on the booze v. alem yapmak
go back to work v. işbaşı yapmak
go out v. yollanmak (mektup koli vb)
go to school v. okula gitmek
go off v. işlemez olmak
go gaga over v. bir şey için deli olmak
go steady v. devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek
go and return v. gidip gelmek
go across v. boydan boya geçmek
go counter to v. zıt gitmek
go along with the crowd v. cemaate uymak
go berserk v. çıldırarak etrafı kırıp geçirmek
one's fever go down v. ateşi düşmek
go yellow v. sararmak
go off v. ekşimek
go on v. devam etmek
go smash v. mahvolmak
go to jail v. içeri girmek
go over v. ince eleyip sık dokumak
go for a jaunt v. gezmeye gitmek
go hog wild v. delirmek
go all shades of red v. renkten renge girmek
go along with v. beraber gitmek
go off v. yemek çürümek
go off v. uyumak
go to any extent v. her şeye başvurmak
go underground v. faaliyetlerini gizli olarak sürdürmeye başlamak
go over something with a fine comb v. kılı kırk yarmak
go rotten v. diş çürümek
go wrong v. aksamak
go sugary v. bal vb şekerlenmek
go down v. yatağa düşmek
let something go by the board v. bir şeyden vazgeçmek
go down v. mahvolmak
go by the board v. suya düşmek
go by the board v. fırsat kaçırılmak
let go one's hold of v. serbest bırakmak
go fast enough to join v. arayı kapatmak
go to court v. kanuni yollara başvurmak
go ashore v. karaya ayak basmak
go phut v. mahvolmak
go to bat for someone v. zor durumdaki birine yardım etmek
let go v. bırakmak
go out of one's mind v. keçileri kaçırmak
go on a visit to v. misafirliğe gitmek
go off v. kesilmek
go black in the face v. çok kızmak
go astray v. kaybolmak
go loco v. delirmek
go up in price v. fiyatlanmak
go under v. iflas etmek
go abroad v. yurtdışına gitmek
go on to claim v. söylecek denli ileri gitmek
go too far v. çok gitmek
go into a skid v. araba kaymaya başlamak
go pop v. infilak etmek
go the pace v. çok harcamak
go to loggerheads v. araları bozulmak
go on foot v. yayan gitmek
go potty v. kakalamak
go underground v. yeraltına kaymak
go out of date v. modası geçmek
go on to the finals v. finale kalmak
go on sale v. ucuzlamak
go through v. harcamak (parayı)
go beyond v. aşağıya inmek
go on v. harcanmak
go off the wall v. uçmak
go through the motions v. isteksizce yapmak
go ashore v. karaya çıkmak
go off at half cocked v. hazırlıksız iş görmek
go to bed with somebody v. koynuna girmek
go to pot v. suya düşmek
go out of sight v. gözden kaybolmak
go to the land of nod v. uyuklamak
go for v. takdir etmek
go berserk v. camı çerçeveyi indirmek
go up in smoke v. havaya gitmek
go fishing v. balığa çıkmak
go nuts v. üşütmek
go on strike v. greve gitmek
go wild v. yabanlaşmak
go ahead with something v. sürdürmek
go and see every part of v. adım adım gezmek
let go v. koyuvermek
go on the dole v. işsizlik yardımı almak
go together v. çıkmak
go off the rails v. aklını oynatmak
go all the way with v. tamamıyla hemfikir olmak
go grey v. saçı beyazlaşmak
go over v. incelemek
go to pieces v. bölünmek
go to town v. büyük bir gayretle çalışmak
go down with v. hastalanmak
one's fever go up v. ateşi yükselmek
go for v. çıkmak
go too far v. aşırı gitmek
go down on one's knees to v. ayaklarına kapanmak
go straight v. suç işlemeyi bırakmak
go one's own way v. bildiğini okumak
go off one's head v. sapıtmak
go ahead v. gelişmek
go with v. düşüp kalkmak
go out v. modası geçmek
go mad v. aklını kaçırmak
go on a bat v. kafayı çekmek
go in for v. alışkanlık edinmek
go for v. tercih etmek
go abroad v. yurt dışına çıkmak
go straight v. doğru yoldan ayrılmamak
go halves in v. yarı yarıya paylaşmak
go under v. iflas bayrağını çekmek
go to the wall v. yenilmek
go out v. dışarı çıkmak
go to see v. görmeye gitmek
go at v. saldırmak
go on a walk v. yürüyüş yapmak
go on tour v. turneye çıkmak
go towards v. yönelmek
go to ruin v. yıkılmak
go around begging v. dilencilik etmek
go to the toilet v. hacet görmek
go to rack and ruin v. harabeye dönmek
go very fast v. uçmak
go away v. çekip gitmek
go astray v. azmak
go out hunting v. avlanmak
go for a song v. çok ucuza satılmak
go straight v. dümdüz gitmek
go away v. defolup gitmek
go out v. dışarıya çıkmak
go over v. yapmak
go forward v. ilerlemek
begin to go well v. adama dönmek
go under the name of v. adıyla tanınmak
go out fishing v. balığa çıkmak
go out with v. flört etmek
go into orbit v. yörüngesine oturmak
go around in circles v. harman çevirmek
go upstairs v. üst kata çıkmak
go bust v. iflas etmek
let oneself go v. kendine özen göstermemek
go together v. uymak
go by v. izlemek
go by v. kaçmak
go shopping v. çarşıya gitmek
go astray v. şaşmak
go dutch v. alman usulü yapmak
go for nothing v. boşa gitmek
go into more depth v. bir şeyde derinleşmek
go after v. takip etmek
go hence v. göçmek
go in full sail v. pupa yelken gitmek
go astray v. sürüden ayrılmak
go through with v. tamamlamak
go off v. çıkıp gitmek
go mad v. aklını oynatmak
go to polls v. oy kullanmaya gitmek
go wild v. çıldırmak
go shares v. bölüşmek
go pale v. bet beniz kalmamak
go astray v. yanlış yapmak
not to go well v. ters gitmek
not to go in v. sığmamak
go around v. ele almak
go in for v. ilgilenmek
go to pieces v. fenalıklar geçirmeye veya o zamana kadar gizli tuttuğu her şeyi ifşa etmeye başlamak
go on v. yanmak
go off one's head v. cinnet getirmek
go by the board v. vazgeçilmek
go to pieces v. dökülmek
go for a walk v. dolaşmak
go beyond the limit v. haddini aşmak
go to jail v. içeri düşmek
go into v. girmek (bir mesleğe)
go for an appeal v. temyize gitmek
go on a diet v. perhize başlamak
go to sea v. deniz yolculuğuna çıkmak
go along with v. razı olmak
go after v. çabalamak
go for a vacation v. tatil yapmak
go over the cliff v. batmak
go to one's glory v. ölmek
go on a jaunt v. gezmeye gitmek
go astray v. baştan çıkmak
go into v. atılmak
go back on v. caymak
go all the way with v. birinin tüm isteklerini yerine getirmek
go in for v. uğraşmak
go downhill v. bozulmak
go into splinters v. dağılmak
go to somebody's head v. çarpmak
go through v. incelemek
go for v. elde etmeye çalışmak
go straight v. düz gitmek
go around v. herkese yetmek
go on v. güvenmek
go on the stage v. tiyatro oyuncusu olmak
(alarm) go off v. alarm çalmak
go the whole hog v. esaslı bir şekilde yapmak
go on the stump v. seçim propagandası yapmak
go wrong v. hata etmek
go to earth v. araziye uymak
go over v. elden geçirmek
go bad v. diş çürümek
go missing v. kayboluvermek
go through v. onaylanmak
go up v. artmak
go at it hammer and tongs v. kapışmak
go after v. peşinde olmak
go downhill v. baş aşağı gitmek
go down v. batmak (güneş/gemi)
go belly up v. iflas etmek
go astray v. sapmak
go with v. uymak
let something go by the board v. fırsatı kaçırmak
go to town v. çok başarılı olmak
go down on one's knees to v. diz çökmek
go to great expense v. büyük masrafa girmek
go into v. araştırmak
go the rounds v. kol gezmek
go for nothing v. heder olmak
go on the road v. tiyatro topluluğu turneye çıkmak
go to jail v. deliğe girmek
go around v. gezinmek
go down with something v. tutulmak
go to one's head v. kendini bir şey zannetmesine sebep olmak
go red v. kızarmak
go wrong v. yanlış yapmak
go into action v. eyleme geçmek
go fast v. ileri gitmek
go for v. için geçerli olmak
go down v. geçmek
go for a stroll v. dolaşmak
go on at v. azarlamak
go astray v. yolunu şaşırmak
go bankrupt v. batmak
go counter to v. karşı çıkmak
come and go v. gelip gitmek
go crazy v. keçileri kaçırmak
go too far v. haddini bilmemek
go through with v. yürütmek
go back on v. dönmek
go to pieces v. parçalanmak
go hot all over v. ateş basmak
go on a hunger strike v. açlık grevine başlamak
go awry v. yolunu şaşırmak
go to pieces v. yıkılmak
go from bad to worse v. kötüye gitmek
go down v. alçalmak
go on foot v. yürüyerek gitmek
go off one's head v. fıttırmak
go by foot v. yürüyerek gitmek
let go v. serbest bırakmak
go to law v. dava açmak
go with v. katılmak
go down the wrong way v. genize kaçmak
go halves on v. yarı yarıya paylaşmak
go hunting v. ava çıkmak
go along with v. ile beraber gitmek
go hunting v. avlanmak
go against v. karşı gelmek
go to the wall v. iflas etmek
go to waste v. boşa gitmek
go belly up v. ölmek
go too far v. çizmeyi aşmak
go for a walk v. yürüyüşe çıkmak
go off v. sönmek (ışıklar/kalorifer)
let oneself go v. kendini kapıp koyuvermek
go in v. bulutla örtülmek (güneş/ay)
go through the motions v. bir işi isteksizce yapmak
go there v. oraya gitmek
go off the deep end v. öfkelenmek
go bitter v. acılaşmak
go shares v. paylaşmak
go out with v. ile çıkmak
not to let go v. bırakmamak
go into a rage v. ifrit olmak
go all the way v. her naneyi yemek
go through v. araştırmak
(blood pressure) go down v. tansiyonu düşmek
go on v. süregitmek
go through v. gözden geçirmek
go one's own way v. bildiğinden şaşmamak
go well v. yaver gitmek
go over something with a fine tooth comb   v. ince eleyip sık dokumak  
go very often v. aşındırmak
go the pace v. bolluk içinde yaşamak
go boating v. sandalla gezmek
go to bed with v. koynuna girmek