sonuçlanmak

Bedeutungen von dem Begriff "sonuçlanmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 42 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	sonuçlanmak	end up v.
Meaning that we will probably end up with a direct distortion of competition and the internal market. Bu da muhtemelen rekabetin ve iç pazarın doğrudan bozulmasıyla sonuçlanacağı anlamına gelmektedir. More Sentences
General
2	General	sonuçlanmak	turn out v.
We must hope they turn out well. Umarım iyi sonuçlanırlar. More Sentences
3	General	sonuçlanmak	go v.
Depending on how the vote goes tomorrow, the outcome will be clear. Yarın oylamanın nasıl sonuçlanacağına bağlı olarak sonuç netleşecektir. More Sentences
4	General	sonuçlanmak	result in v.
Of these, nine resulted in dismissal - not one. Bunlardan dokuzu görevden alınmayla sonuçlanmıştır, bir tanesi değil. More Sentences
5	General	sonuçlanmak	come out v.
I hope it comes out in a satisfactory way. Umarım tatmin edici bir şekilde sonuçlanır. More Sentences
6	General	sonuçlanmak	conclude v.
This program will conclude with an independent research thesis. Bu program bağımsız bir araştırma tezi ile sonuçlanacaktır. More Sentences
7	General	sonuçlanmak	work out v.
So how will that work out in practice? Peki bu pratikte nasıl sonuçlanacak? More Sentences
8	General	sonuçlanmak	end up v.
Often, what they end up with is death in the Mediterranean. Çoğu zaman da Akdeniz'de ölümle sonuçlanmaktadır. More Sentences
9	General	sonuçlanmak	end in v.
Undermining the UN can only end in disaster. BM'nin altını oymak sadece felaketle sonuçlanabilir. More Sentences
10	General	sonuçlanmak	result v.
To my disappointment, this resulted only in ever more expensive transfers. Hayal kırıklığıma rağmen, bu sadece daha pahalı transferlerle sonuçlandı. More Sentences
Phrasals
11	Phrasals	sonuçlanmak	come out v.
How did your project come out? Projeniz nasıl sonuçlandı? More Sentences
Idioms
12	Idioms	sonuçlanmak	end in v.
Undermining the UN can only end in disaster. BM'yi zayıflatmak sadece felaketle sonuçlanabilir. More Sentences
General
13	General	sonuçlanmak	lead v.
14	General	sonuçlanmak	redound v.
15	General	sonuçlanmak	finish v.
16	General	sonuçlanmak	culminate v.
17	General	sonuçlanmak	end v.
18	General	sonuçlanmak	issue v.
19	General	sonuçlanmak	be concluded v.
20	General	sonuçlanmak	end in something v.
21	General	sonuçlanmak	headlight v.
22	General	sonuçlanmak	ensue v.
23	General	sonuçlanmak	come to a conclusion v.
24	General	sonuçlanmak	eventuate v.
25	General	sonuçlanmak	be at an end v.
26	General	sonuçlanmak	be out v.
27	General	sonuçlanmak	come to the conclusion v.
28	General	sonuçlanmak	arrive at the conclusion v.
29	General	sonuçlanmak	redound v.
30	General	sonuçlanmak	terminate v.
31	General	sonuçlanmak	equate v.
32	General	sonuçlanmak	succeed v.
Phrasals
33	Phrasals	sonuçlanmak	knit up v.
34	Phrasals	sonuçlanmak	come to v.
35	Phrasals	sonuçlanmak	come to v.
36	Phrasals	sonuçlanmak	finish up v.
37	Phrasals	sonuçlanmak	wind up v.
38	Phrasals	sonuçlanmak	come off v.
Colloquial
39	Colloquial	sonuçlanmak	be at an end v.
Idioms
40	Idioms	sonuçlanmak	grind to a halt v.
41	Idioms	sonuçlanmak	come to a conclusion v.
42	Idioms	sonuçlanmak	come to the conclusion v.

Bedeutungen, die der Begriff "sonuçlanmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 78 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	ile sonuçlanmak	culminate in v.
The celebrations culminated in a spectacular fireworks display. Kutlamalar muhteşem bir havai fişek gösterisi ile sonuçlandı. More Sentences
2	General	fiyasko ile sonuçlanmak	flop v.
No one expected the project would flop. Kimse projenin fiyasko ile sonuçlanacağını beklemiyordu. More Sentences
3	General	fiyasko ile sonuçlanmak	bomb v.
Her latest movie bombed due to the pandemic. Son filmi pandemi nedeniyle fiyasko ile sonuçlanmıştı. More Sentences
4	General	başarıyla sonuçlanmak	result in success v.
I'm sure your efforts will result in success. Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim. More Sentences
5	General	boşanmayla sonuçlanmak	end in divorce v.
This marriage ended in divorce two years later. Bu evlilik iki yıl sonra boşanmayla sonuçlandı. More Sentences
6	General	ile sonuçlanmak	result v.
In neither case would disciplinary action result from making such reports. Her iki durumda da bu tür bildirimler disiplin cezası ile sonuçlanmayacaktır. More Sentences
7	General	ile sonuçlanmak	result in v.
All these reports have always resulted in some improvement in the organisation of the European elections. Tüm bu raporlar, Avrupa seçimlerinin organizasyonunda her zaman bir miktar iyileşme ile sonuçlanmıştır. More Sentences
8	General	ölümle sonuçlanmak	result in death v.
Some of which have resulted in death. Bunlardan bazıları ölümle sonuçlandı. More Sentences
9	General	başarısızlıkla sonuçlanmak	fail v.
If the Johannesburg Summit fails, the European Union will have to shoulder its responsibility. Johannesburg Zirvesi başarısızlıkla sonuçlanırsa, Avrupa Birliği sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacaktır. More Sentences
10	General	ile sonuçlanmak	carry v.
Jaywalking in NYC carries a maximum fine of 250 dollars. NYC'de karşıdan karşıya geçmek maksimum 250 dolar para cezasıyla sonuçlanmaktadır. More Sentences
Phrasals
11	Phrasals	(bir şeyle) sonuçlanmak	culminate in (something) v.
That was the first step in a process which culminated in the fall of the Berlin Wall. Bu, Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla sonuçlanan bir sürecin ilk adımıydı. More Sentences
12	Phrasals	(bir şeyle) sonuçlanmak	lead to (something) v.
Only eight out of 49 cases did not lead to a conviction. 49 davadan sadece sekizi mahkumiyetle sonuçlanmamıştır. More Sentences
Idioms
13	Idioms	ile sonuçlanmak	culminate in v.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War. Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu. More Sentences
Technical
14	Technical	başarısızlıkla sonuçlanmak	fail v.
The failed reform of the common fisheries policy highlighted this unfortunate situation. Ortak balıkçılık politikasının başarısızlıkla sonuçlanan reformu bu talihsiz durumun altını çizmiştir. More Sentences
General
15	General	başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb)	work out v.
16	General	ile sonuçlanmak	eventuate in v.
17	General	aleyhine sonuçlanmak	result against v.
18	General	başarısızlıkla sonuçlanmak	abort v.
19	General	fiyasko ile sonuçlanmak	fail v.
20	General	zaferle sonuçlanmak	end up in victory v.
21	General	başarıyla sonuçlanmak	lead to success v.
22	General	başarıyla sonuçlanmak	end in success v.
23	General	ile sonuçlanmak	end up with v.
24	General	kötü sonuçlanmak	have had it v.
25	General	lehine sonuçlanmak	result in one's favor v.
26	General	kötü sonuçlanmak	fizzle v.
27	General	kötü sonuçlanmak	go wrong v.
28	General	kriz ile sonuçlanmak	result in crisis v.
29	General	krizle sonuçlanmak	result in crisis v.
30	General	fiyaskoyla sonuçlanmak	fizzle out v.
31	General	başarısızlıkla sonuçlanmak	come to grief v.
32	General	kötü bir şekilde sonuçlanmak	turn out badly v.
33	General	iyi şekilde sonuçlanmak	turn out well v.
34	General	zararla sonuçlanmak	result in loss or damage v.
35	General	kötü/olumsuz sonuçlanmak	come out badly v.
36	General	-den sonuçlanmak/kaynaklanmak	ensue from something v.
37	General	ile sonuçlanmak	wind up with v.
38	General	kötü sonuçlanmak	misfall v.
39	General	başarısızlıkla sonuçlanmak	miswend [obsolete] v.
40	General	ile sonuçlanmak	follow v.
41	General	bir şeyin son derece lehinde sonuçlanmak	plump v.
42	General	lehte sonuçlanmak	plunk v.
43	General	sonuçlanmak üzere	hot adj.
Phrasals
44	Phrasals	(bir şeyle) sonuçlanmak	become grounds for (something) v.
45	Phrasals	(bir ticari girişim olumlu veya olumsuz biçimde) sonuçlanmak	come out on something v.
46	Phrasals	önemli, yararlı bir şekilde sonuçlanmak	come to something v.
47	Phrasals	ile sonuçlanmak	land in v.
48	Phrasals	ile sonuçlanmak	land up v.
49	Phrasals	öyle sonuçlanmak	come out to be v.
50	Phrasals	(belli bir şekilde) sonuçlanmak	come out to be v.
51	Phrasals	felaketle sonuçlanmak	crash down v.
52	Phrasals	ile sonuçlanmak	end with v.
53	Phrasals	-den sonuçlanmak/kaynaklanmak	ensue from v.
54	Phrasals	(bir şeyle) sonuçlanmak	make for (something) v.
55	Phrasals	(bir şeyle) sonuçlanmak	result in (something) v.
Colloquial
56	Colloquial	başarısızlıkla sonuçlanmak	brick v.
57	Colloquial	fiyasko ile/başarısızlıkla sonuçlanmak	go bung [australia/new zealand] v.
58	Colloquial	böyle sonuçlanmak	come to this v.
59	Colloquial	başarısızlıkla sonuçlanmak	become unglued v.
Idioms
60	Idioms	fiyaskoyla sonuçlanmak	lay an egg v.
61	Idioms	başarısızlıkla sonuçlanmak	go badly v.
62	Idioms	iyi/olumlu sonuçlanmak	come out well v.
63	Idioms	iyi/olumlu sonuçlanmak	come out to be good v.
64	Idioms	kötü/olumsuz sonuçlanmak	go up in flames v.
65	Idioms	kötü/olumsuz sonuçlanmak	go down in flames v.
66	Idioms	başarısızlıkla sonuçlanmak	come unglued v.
67	Idioms	işi kötü geçmek/sonuçlanmak	buy the rabbit v.
68	Idioms	(bir iş, proje, girişim) belli bir şekilde sonuçlanmak	come out (a certain way) on (something) v.
69	Idioms	fiyasko ile sonuçlanmak	head south v.
70	Idioms	beklenmedik şekilde olumlu sonuçlanmak	be a blessing in disguise v.
71	Idioms	hüsranla sonlanmak/sonuçlanmak	end in tears v.
72	Idioms	her şey iyi sonuçlanmak	work out for the best v.
73	Idioms	iyi şekilde sonuçlanmak	work out for the best v.
74	Idioms	beraberlikle sonuçlanmak	end in a draw v.
75	Idioms	beraberlikle sonuçlanmak	end in a tie v.
Law
76	Law	beraatle sonuçlanmak	end in acquittal v.
77	Law	beraatla sonuçlanmak	end in acquittal v.
Military
78	Military	hasarla sonuçlanmak	result in loss or damage v.