go - Turkish English Dictionary
History

go

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "go" in Turkish English Dictionary : 213 result(s)

English Turkish
Common Usage
go v. hareket etmek
go v. gitmek
General
go n. sıra
go n. güdü
go n. tutulma
go n. gayret
go n. deneme
go n. hamle
go n. enerji
go n. girişim
go n. müsaade
go n. kuvvet
go n. moda
go n. sefer
go n. gitme
go n. bardak
go n. başarı
go n. teşebbüs
go n. gidiş
go n. sınama
go n. hadise
go n. olay
go n. tesadüf
go n. tek seferde kullanılan miktar
go n. tek seferde tedarik edilen miktar
go n. şans
go n. fırsat
go n. hastalık nöbeti
go n. pazarlık
go n. ticaret
go n. maç
go n. yarışma
go n. devam etme izni
go n. oyun tahtasında oynana bir tür japon oyunu
go n. başlangıç noktası
go n. hareketin zamanı
go n. hareketin süresi
go v. zaman uçup gitmek
go v. göstermek (saat belirli bir zamanı)
go v. dayanmak
go v. kaybolmak
go v. yaraşmak
go v. belirli bir durumda kalmak
go v. uçup gitmek (zaman)
go v. olmak (şiir/tekerleme vb'nin sözleri/müziğin nağmesi belirli bir biçimde)
go v. tükenmek
go v. olmak (hayat/işler herhangi bir durumda)
go v. uzanmak
go v. iddiaya girmek
go v. sayılmak
go v. yutulmak
go v. uyumak
go v. azalmak
go v. sarmak
go v. durmak
go v. başlamak
go v. erişmek
go v. yok olmak
go v. devrolunmak
go v. kaldırılmak
go v. işlemek
go v. koyulmak
go v. ayrılmak
go v. söylenmek
go v. gezinmek
go v. olmak
go v. girmek
go v. işlemek (makine)
go v. yıkılmak
go v. sönmek
go v. çıkarmak (belirli bir ses)
go v. aramak
go v. kesilmek
go v. düşmek
go v. geçmek
go v. fırlamak
go v. ölmek
go v. satılmak
go v. gitmek
go v. yeri belirli bir yer olmak
go v. geçmek (zaman/toplantı)
go v. kapak atmak
go v. yenilmek
go v. tekrarlamak
go v. denmek
go v. ulaşmak
go v. kaçmak
go v. ilerlemek
go v. yükselmek
go v. sonuçlanmak
go v. uymak
go v. incelemek
go v. çalışmak
go v. yapılmak
go v. bahse girmek
go v. yayılmak
go v. yürürlükten kaldırılmak
go v. ortadan kaldırılmak
go v. haline gelmek
go v. kırılmak
go v. devam etmek
go v. kopmak
go v. kalkmak
go v. gelişmek
go v. sığmak
go v. götürmek
go v. gidilmek
go v. köpeklerle ava çıkmak
go v. zihinsel süreç veya işlemle ilerlemek
go v. gecikmeden ilerlemek
go v. erişim sağlamak
go v. götürmek
go v. hamile olmak
go v. bırakılmak
go v. reddedilmek
go v. gücünü kaybetmek
go v. zayıflamak
go v. etkisini yitirmek
go v. genel olmak
go v. ortalama olmak
go v. standart olmak
go v. yarışma sonucu meydana gelmek
go v. olduğu ortaya çıkmak
go v. başarmak
go v. kendini hazırlamak
go v. kendini maruz bırakmak
go v. başvurmak
go v. müracaat etmek
go v. tanınır hale gelmek
go v. yönlendirilmek
go v. düzenlenmek
go v. uyumlu hareket etmek
go v. uyarınca hareket etmek
go v. uygulanmaya başlanmak
go v. tahsis edilmek
go v. eşdeğer olmak
go v. lehine olmak
go v. hakkında olmak
go v. -e niyetli olmak
go v. (bir şeyi) beklemek
go v. (belirli noktaya kadar) sürdürmek
go v. değişmek
go v. dönüşüm geçirmek
go v. dönüşmek
go v. (ifadede veya cümlede) yer almak
go v. okunmak
go v. yazıda yer almak
go v. ritmik şekilde atmak
go v. (şarkı olarak) söylenebilmek
go v. (şarkı olarak) çalınabilmek
go v. meyilli olmak
go v. araç görevi görmek
go v. yol açmak
go v. izin verilmek
go v. kabul edilmek
go v. ilgi konusu olmak
go v. izlemek
go v. dolaşmak
go v. teklif vermek
go v. sıfatıyla hareket etmek
go v. işlevini üstlenmek
go v. yükümlü olmak
go v. ölçüsünde katılmak
go v. ses çıkararak belirtmek
go v. vurmak
go v. belirli bir ses çıkarmak
go v. söylemek
go v. katlanmak
go v. tolere etmek
go v. parası yetmek
go v. zevk almak
go v. keyfini çıkarmak
go v. yardımcı bir etken olmak
go v. yetkiye sahip olmak
go v. ağırlığında olmak
go v. (belirli bir durumda) olmak
go v. (belirli durumda) olmaya devam etmek
go v. belirli bir ölçüde paylaşmak
go v. belirli bir ölçüde katılmak
go v. ürün vermek
go v. -e kadar büyümek
go v. konuşmacının görüş alanından çıkmak
go adj. hazır
go adj. faal
go adj. serbest
Irregular Verb
go v. went - gone
Colloquial
go n. planlanan operasyonların başlangıcı
go n. şüpheliyi durdurma girişimi
go n. saldırı
go n. sözlü saldırı
go n. öngörülemeyen utanç verici durum
go v. tepesi atıp yapıvermek
go v. gidip (bir şey) yapmak
go v. çiş yapmak
go v. işemek
go v. tutuklu için kefalet vermek
Speaking
go expr. git
Technical
go v. boyunca hareket etmek
Computer
go expr. git
Marine
go n. tek seferlik yük içeren gemi
Biochemistry
go n. gtp bağlayıcı bir tür protein
Linguistics
go v. sürekli geçmiş zaman çekiminde yardımcı fiil
Sport
go v. (krikette) düşmek
go v. (krikette) maçtan alarak vuruş sırasını kaybettirmek
go v. (spor takımı veya oyuncusu) belirli bir kazanma veya kaybetme kaydına sahip olmak
Baseball
go v. oyuna atışçı olarak katılmak
Boxing
go n. boks maçı
Card
go n. bir çeşit iskambil oyununda oyuncunun elinde kağıt kalmama durumu
go n. bir çeşit iskambil oyununda bir oyuncuyu 31 puana ulaştıran skor
go v. (kart) tüm oyuncularca oynanması kabul edilmek
Slang
go v. bağırsaklarını boşaltmak
go v. cavlağı çekmek
go v. cartayı çekmek

Meanings of "go" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
go to bed v. yatmak
go to the toilet v. tuvalete gitmek
go to sleep v. yatmak
go out v. çıkmak
go gray v. ağarmak
go mad v. kudurmak
let oneself go v. coşmak
go down v. inmek
go mad v. çıldırmak
go crazy v. çıldırmak
go out for a walk v. yürüyüşe çıkmak
go worse v. kötüleşmek
go on v. devam etmek
go mad v. delirmek
go beyond v. aşmak
go into v. girmek
go bankrupt v. iflas etmek
go to sleep v. uyumaya gitmek
go to sleep v. uyumak üzere uzanmak
go to sleep v. yatmaya gitmek
go to sleep v. yatağa yatmak
go to bed v. uyumaya gitmek
go to bed v. yatağa yatmak
go to bed v. uyumak üzere uzanmak
go to bed v. yatmaya gitmek
go on a walk v. yürüyüşe çıkmak
go better v. iyiye gitmek
go crazy v. delirmek
go to sleep v. uyumak
General
go in n. güneş veya ayın bulutla örtülmesi
making something go with n. yakıştırma
go off n. yiyeceklerin bozulması
load and go n. yükle ve yürüt
letting go n. salıverme
go cart n. çocuk arabası
go getter n. becerikli kişi
go off n. çalar saatin çalması
go bad cop on someone n. kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
go (of pain) n. ağrının geçmesi
go-off n. başlama
go-between n. arabulucu
go-cart n. bebek arabası
go-getter n. tuttuğunu koparan kişi
get-up-and-go n. enerji
go-off n. başlangıç
go-cart n. yarış arabası
go-no-go n. git gitme
go-between n. çöpçatan
go-getter n. azimli kişi
go-getter n. kariyeri hızla yükselen kimse
go-cart n. oyuncak bebek arabası
go-kart n. küçük yarış arabası
go-devil n. boru açıcısı
go-kart n. gokart
go-slow n. işi yavaşlatma grevi
go-kart n. çocuk arabası
go-getter n. gayretli ve tuttuğunu koparan kimse
go-between n. aracı
go-slow n. işi yavaşlatma
get-up-and-go n. itici güç
sentry-go n. nöbet
the go-ahead n. müsaade
no-go area n. yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan
the go-ahead n. izin
merry-go-round n. atlıkarınca
go-cart n. çocuk arabası
go-cart n. el arabası
go-cart n. sebzeci arabası
go-cart n. çekçek
go fish n. bir kağıt oyunu
pay-as-you-go phone n. kontörlü hat
permission to go abroad n. yurtdışına gidiş izni
permission to go abroad n. yurtdışına çıkış izni
permission to go abroad n. yurtdışı izni
go fish n. bir kart oyunu
go-cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
to-go cup n. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go-go-dancer n. striptizci
go-go-dancer n. aç aç dansçısı
go-fast boat n. sürat teknesi
go-between n. elçi
hide-and-go-seek n. saklambaç
the first person to go to space n. uzaya giden ilk insan
the first person to go to space n. uzaya giden ilk kişi
a-go-go n. gece klubü
go live n. canlıya geçiş
go-cart n. bebek yürüteci
go-cart n. yürüteç
go bag n. deprem çantası
go bag n. acil durum çantası
grab and go n. al ve götür
merry-go-round n. hareketli ve hızlı tur
merry-go-round n. fırıl fırıl dönme
merry-go-round n. sonu gelmeyen arayış
merry-go-round n. sonu bir yere varmayan koşturmaca
hide and go seek n. saklambaç oynama
go-about n. serseri
go-about n. aylak kimse
go board n. go oyunu tahtası
go game n. bir tür tahta oyunu
go no-go n. bileşenin çalışabilirlik durumu
go no-go n. sistemin çalışabilirlik durumu
go no-go n. karar anı
go-ahead n. enerji
go-ahead n. ruh
go-ahead n. atılganlık
go-ahead n. enerjik kimse
go-ahead n. girişimken kimse
go-ahead n. yeşil ışık
go-ahead n. devam etme izni
go-ahead n. (özellikle hawai ve kaliforniya'da) bir tür sandalet
go-between n. uzlaştırıcı
go-between n. bağlantı linki
go-between n. köprü
go-between n. farklı iki gruba ait kimse
go-between n. simsar
go-between n. tellal
go-by n. görmezden gelme
go-by n. başından savma
go-cart [us] n. at arabası
go-devil n. işçi ve malzeme taşımak için kullanılan küçük araba
go-devil n. çocuk kızağı
go-devil [us] n. aşırı derecede hızlı makine
go-devil [us] n. çok etkili alet
go-getting n. saldırganlık
go-getting n. girişkenlik
get-go n. en baş
get-go n. başlangıç
git-go n. en baş
git-go n. başlangıç
get-up-and-go n. girişimcilik ve kararlılık
get-up-and-go n. cesaret
go-round n. argüman
go-round n. tartışma
go-round n. sav
go-round n. çatışmayla sonuçlanan hengameli buluşma
go-round n. kararsız veya kaçamaklı tavır
go-see n. model seçiminde müşterinin modelle yüz yüze yaptığı iş mülakatı
go together v. birbirine uymak
go to pieces v. dağılmak
go out of order v. arızalanmak
go on foot v. yaya gitmek
go with v. gitmek
go to ruin v. harap olmak
go on v. sürmek
go into rapture v. hevesli olmak
go to excess v. ifrata varmak
go a long way towards v. bir şeye çok katkıda bulunmak
go to the toilet v. hacetini yapmak
go in for v. ilerlemek için bir kariyer seçmek
go into action v. faaliyete geçmek
go around with v. ile arkadaş olmak
go with v. flört etmek
go too far v. çok ileri gitmek
go for a walk in the moonlight v. mehtaba çıkmak
go all the way v. son haddine varmak
go to pieces v. bir olay karşısında kendini tutamayıp ağlamaya başlamak
go to any length v. her çareye başvurmak
go far v. uzaklaşmak
go about v. ele almak
go to any length v. her çareyi kullanmak
go for v. saldırmak
go like hot cakes v. peynir ekmek gibi gitmek
go beyond v. ötesine geçmek
go around v. çok kişiye bulaşmak (hastalık)
go to great expense v. bir şeyi yapmak için çok masraf etmek
go ashore v. karaya gitmek
go on the stage v. tiyatrocu olmak
go into v. incelemek
go too far v. fazla olmak
go astray v. kötü yola sapmak (insan)
go to war v. savaşa girmek
go down v. hastalanmak
go like clockwork v. yolunda gitmek
go to bed v. gece uykusuna yatmak üzere yatmak
go straight v. ahlaklı bir şekilde yaşamak
go ahead with v. işbirliği yapmak
go over v. tekrar anlatmak
go up v. patlamak
go round v. kurcalamak
go through the motions v. bir işi keyif almadan yapmak
go at something v. sarılmak
go on a spree v. felekten bir gün çalmak
go bad v. berbat olmak
go with v. eşlik etmek
go swimming v. yüzmeye gitmek
go out v. eğlenmek için dışarı çıkıp insanlarla buluşmak
go on about v. bıktıracak kadar konuşmak
go on v. yerine geçmek
go up in smoke v. yanıp kül olmak
go over v. kontrol etmek
go down v. düşmek (seviye/kalite)
go around with somebody v. peşinde dolaşmak
go red v. kırmızılaşmak
go hog wild v. çılgınca davranmak
go on v. geçmek (zaman)
have a go at v. denemek
go with v. çıkmak
go on the rampage v. kasıp kavurmak
let go v. laçka etmek
go astray v. sürüden çıkıp kendi başına gitmek (hayvan)
go crazy v. üşütmek
go counter to v. aykırı düşmek
go nuts v. çıldırmak
go about v. başlamak
go out v. çekilmek (deniz)
go by the board v. kaçmak (fırsat)
go to town v. hızlı çalışmak
go down v. batmak
go up v. yukarı gitmek
go over v. tekrarlamak
go into division v. ikiye ayrılmak
go away v. yaylanmak
go against the grain v. birinin tabiatına aykırı olmak
go to school v. eğitim görmek
go in v. girmek
go well together v. uyuşmak
go back v. gerisin geriye gitmek
go easy on v. kıyak geçmek
go down v. inmek (fiyatlar)
go the whole hog v. bir işi tamamıyla yapmak
go to hell v. cehennemin dibine gitmek
go wrong v. arıza yapmak
let oneself go v. rahatlamak
go aboard v. binmek
go to ruin v. mahvolmak
go ahead v. ilerlemek
go after v. peşinde koşmak
go splinters v. dağılmak
go down v. aşağı inmek
go out v. grev yapmak
go for v. sataşmak
go about a task v. bir işi ele almak
go someone one better v. birini geçmek
go off v. çalışmamak
go off the air v. tv yayına son vermek
go through v. yoklamak (cepleri)
go by the board v. iyi şeyler yok olmak
let go v. gevşemek
go to sugar v. bal vb şekerlenmek
go off v. çıkmak
go to sleep v. uyuşmak
go by a name v. adıyla tanınmak
go abroad v. dışarı gitmek
have a go v. denemek
go on v. olmak
go bathing v. yüzmeye gitmek
go on a honeymoon v. balayına çıkmak
let oneself go v. kendini bırakıp coşmak
go one's way v. bildiğini okumak
go for a stroll v. gezinti yapmak
go into v. girmek (tartışmaya)
go along v. eşlik etmek
go for a stroll v. gezinmek
go one's way v. kendi yoluna gitmek
go to rack and ruin v. mahvolmak
go off the deep end v. ayranı kabarmak
go through v. yapmak
go sour v. eprimek
go through v. sunmak
go on v. ileri gitmek
go bail for somebody v. kefil olmak
go to great lengths v. her çareyi kullanmak
go up v. yukarıya gitmek
go round with v. takılmak
go the long way around v. dolaşmak
go for a jaunt v. dolaşmak
go down v. karşılanmak
go back v. geri dönmek
go faster v. süratlenmek
go to school on foot v. okula yürüyerek gitmek
go on the black market v. karaborsaya düşmek
go back on someone v. birine ihanet etmek
go on v. ilerlemek
go down in history v. tarihe geçmek
go up v. yükselmek
go astray v. kötü yola düşmek
go through pain v. acıyı yaşamak
go for v. seçmek
go into splinters v. parçalanmak
go soldiering v. asker olmak
go mad v. cinnet getirmek
go after v. peşinden gitmek
go to bed v. yatmaya gitmek
go for nothing v. ziyan olmak
go mushrooming v. mantara çıkmak
go out v. geçmek
go with v. ile flört etmek
go over something with a fine comb v. ince eleyip sık dokumak
go mad from jealousy v. çatlamak
go around with v. ile birlikte olmak
go into retirement v. işten çekilmeyi araştırmak
go along with v. desteklemek
go for v. hoşlanmak
go against v. aleyhinde olmak (sonuç)
go up in flames v. tamamıyla yanmak
go out with v. ile dışarı çık
go unheeded v. ihmal edilmek
go forward v. ileri gitmek
let oneself go v. kendini koyvermek
go out of tune v. akordu bozulmak
go into shock v. şoka girmek
go for v. gayret etmek
go boating v. kayıkla gezmek
go on v. davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)
go on v. gitmek
go away by oneself v. başını alıp gitmek
go through v. zor bir zamanı geçirmek
go along v. geçinmek
go up in smoke v. heba olmak
go along with somebody v. aynı düşüncede olmak
go off v. çürümek
go hungry v. aç kalmak
go for v. çabalamak
go with the crowd v. grubun isteğine uymak
go to see v. ile görüşmeye gitmek
go for v. geçerli olmak
go sour v. turşu olmak
go shares with v. ile üleşmek
go off v. çalmaya başlamak
go up in smoke v. duman olmak
go like a bomb v. çok iyi gitmek
go to waste v. heder olmak
go bust v. topu atmak
go too far v. haddini aşmak
go on a jaunt v. dolaşmak
go for v. üstüne varmak
go into the discard v. unutulmak
go bad v. yiyecek bozulmak
go on a trip v. geziye çıkmak
go together v. gitmek
go to v. uzanmak
go out with v. ile gezmek
go for v. sevmek
go in v. içeri girmek
go far away v. uzağa gitmek
go to town v. şehre gitmek
(blood pressure) go up v. tansiyonu yükselmek
go over v. gözden geçirmek
go bad v. eprimek
go the way of all flesh v. ölmek
go in with someone on v. bir şeyde biriyle ortak olmak
go one's way v. kafasının dikine gitmek
go under v. bozulmak
go adrift v. akıntıya kapılmak
go too far v. çok olmak
go into action v. faaliyete başlamak
go shopping v. alışverişe çıkmak
go for v. almaya gitmek
go to school v. üniversiteye devam etmek
go forth v. çıkmak
go through v. zor bir durumu atlatmak
go to ground v. araziye uymak
go down v. yazılmak
go out v. sokağa çıkmak
go through v. muayene etmek
go through v. onaylanmak (bir kanun tasarısı vb)
go down with something v. yakalanmak
go on v. dayanmak
go out v. dışarı gitmek
go to polls v. sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla)
go through v. arayıp taramak
go to bed with v. ile cinsel ilişkide bulunmak
go to pieces v. kırılmak
let go v. boşlamak
go off one's head v. çıldırmak
go to great lengths v. her çareye başvurmak
go/stand bail for v. kefil olmak (sanığa)
go boating v. kürek çekmek
go ahead with something v. devam etmek
go on a diet v. rejim yapmak
go up in smoke v. havaya uçmak
go over v. girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba)
go away v. uzaklaşmak
go bad v. yemek çürümek
go along v. devam etmek
go to extremes v. aşırıya kaçmak
go to wrack v. harap olmak
go by the board v. boşa çıkmak
go at a snail's pace v. kağnı gibi gitmek
go bad v. bozulmak
go berserker v. çıldırmak
go to seed v. tohuma kaçmak
go over v. muayene etmek
go into politics v. politikaya atılmak
go to the movies v. sinemaya gitmek
go into v. tutulmak
go blind v. kör olmak
go far ahead v. ifrata kaçmak
go on about v. fazlasıyla konuşmak (hakkında)
go nuts v. sapıtmak
go to visit v. ziyarete gitmek
go well v. iyi gitmek
go on for v. yaklaşmak
go into one's shell v. kabuğuna çekilmek
go through the mill v. feleğin çemberinden geçmek
go bust v. top atmak
go grey v. ak düşmek
go off v. patlamak
go in for v. yarışmada yer almak
let oneself go v. kendini bırakmak
go downhill v. kötüye gitmek
go away v. basıp gitmek
go back on v. inkar etmek
go to bed early v. erken yatmak
go without v. caymak
go in search of v. araştırmasına girmek
go off v. bozulmak (yemek)
go counter to v. karşı olmak
go crazy v. deliye dönmek
go to the house v. eve gitmek
go down v. dinmek
go down v. yenilmek
go round v. dönmek
go like hot cakes v. yok satmak
go into detail v. ayrıntılara girmek
go wrong v. hata yapmak
go off v. durmak (bir aygıt)
go down v. sönmek (lastik)
go up in smoke v. yok olmak
go berserk v. afyonu başına vurmak
go hence v. ölmek
go places v. başarılı olmak
go down the drain v. boşa gitmek
go swimming v. denize girmek
go together v. flört etmek
go a long way towards v. çok yararlı olmak
go between v. araya girmek
go on an outing v. gezintiye çıkmak
go up v. yükselmek (fiyat)
go shopping v. çarşıya çıkmak
go out v. sönmek
go red v. kızıllaşmak
go under v. batmak
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
go through with v. planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak
go on the stage v. oyuncu olmak
make go with v. yakıştırmak
let go v. salmak
go to sleep v. uyumak
go astray v. azıtmak
go back on one's promise v. sözünden dönmek
go slumming v. fakir semtleri hayır için dolaşmak
go off one's head v. oynatmak
go for a ride v. gezmeye gitmek
go off v. ateş almak
go without v. vazgeçmek
go slow v. ağırdan almak
go to all lengths v. her çareye başvurmak
go for an outing v. gezinti yapmak
go on shanks's pony v. tabanvayla gitmek
go with something v. uymak
go through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
go through with v. gerçekleştirmek
go into v. girmek (araştırmaya)
go about v. dolaşmak
go to court v. mahkemeye düşmek
go through a crisis v. buhran geçirmek
go over to v. uzanmak
go for the first time v. ayak atmak
go shares with v. ile paylaşmak
go over v. tekrar açıklamak
go to raptures v. sevincinden havalara uçmak
go for nothing v. güme gitmek
go hummingly v. yolunda gitmek
go into details v. ayrıntılara girmek
go in for v. katılmak
go crazy v. manyaklaşmak
go bail for v. sanığın kefaletini yatırmak
go into action v. harekete geçmek
go over something v. incelemek
go away v. defolmak
go dutch with somebody v. alman usulü yapmak
go into a decline v. kuvvetten düşmek
go out v. flört etmek
go out v. çekilmek
go without v. yoksun olmak
go to town v. hovardalık etmek
go bail v. kefil olmak
go up v. tırmanmak
go off v. çoğalmak
go out with v. ile flört etmek
go limp v. gevşemek
go against one's principles v. prensiplerinin dışına çıkmak
go through v. harcamak (parayı)
go underground v. yeraltına kaymak
go out of date v. modası geçmek
go on to the finals v. finale kalmak
go on sale v. ucuzlamak
go potty v. kakalamak
go to loggerheads v. araları bozulmak
go on foot v. yayan gitmek
go too far v. çok gitmek
go pop v. infilak etmek
go the pace v. çok harcamak
go off at half cocked v. hazırlıksız iş görmek
go ashore v. karaya çıkmak
go beyond v. aşağıya inmek
go on v. harcanmak