ilerlemek - Türkisch Englisch Wörterbuch

ilerlemek

Bedeutungen von dem Begriff "ilerlemek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 125 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ilerlemek proceed v.
If we don't proceed to the gate, we will miss the fight.
Eğer kapıya doğru ilerlemezsek, dövüşü kaçıracağız.

More Sentences
ilerlemek progress v.
The trial broke off what was slow but positive progress, which is reprehensible.
Dava, yavaş ama olumlu ilerleyen süreci durdurmuştur ki bu kınanacak bir durumdur.

More Sentences
ilerlemek advance v.
Luo Feng carefully advanced step by step.
Luo Feng dikkatlice adım adım ilerledi.

More Sentences
General
ilerlemek improve v.
Tom's French is improving very quickly.
Tom'un Fransızcası çok hızlı ilerliyor.

More Sentences
ilerlemek march on v.
The captain commanded the men to march on.
Yüzbaşı adamlarına ilerlemelerini emretti.

More Sentences
ilerlemek get better v.
I hope my French gets better quickly.
Umarım Fransızcam çabuk ilerler.

More Sentences
ilerlemek move on v.
However, employment legislation and the world have moved on since 1911.
Ancak, istihdam mevzuatı ve dünya 1911'den bu yana ilerleme kaydetmiştir.

More Sentences
ilerlemek get ahead v.
Get ahead in your information technology career.
Bilgi teknolojisi kariyerinizde ilerleyin.

More Sentences
ilerlemek run v.
There are at present two developments running in parallel that are very important for this field.
Şu anda bu alan için çok önemli olan iki gelişme paralel olarak ilerlemektedir.

More Sentences
ilerlemek come along v.
How's your project coming along?
Projen nasıl ilerliyor?

More Sentences
ilerlemek forge ahead v.
It also ignores the plans that are forging ahead on the Enfopol interception system in the EU.
Ayrıca AB'de Enfopol dinleme sistemi üzerinde ilerleyen planları da görmezden gelmektedir.

More Sentences
ilerlemek make progress v.
There must be a team of twelve that works together and that is the way to make progress.
Birlikte çalışan on iki kişilik bir ekip olmalıdır ve ilerleme sağlamanın yolu da budur.

More Sentences
ilerlemek grow v.
The older we grow, the more forgetful we become.
Yaşımız ilerledikçe daha unutkan hale geliriz.

More Sentences
ilerlemek go v.
We should have gone in the opposite direction.
Biz ise tam tersi yönde ilerlemeliydik.

More Sentences
ilerlemek proceed v.
This means that we must proceed on the basis of the precautionary principle.
Bu, ihtiyatlılık ilkesi temelinde ilerlememiz gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
ilerlemek move v.
Their relationship seems to be moving in the right direction.
Görünüşe bakılırsa ilişkileri doğru yönde ilerliyor.

More Sentences
ilerlemek march v.
They marched quickly toward the capital.
Başkente doğru çabucak ilerlediler.

More Sentences
ilerlemek go forward v.
We have to go forward with it.
Bu konuda ilerlemeliyiz.

More Sentences
ilerlemek keep going v.
Keep going forward.
İlerlemeye devam et.

More Sentences
ilerlemek move along v.
I think we're moving along pretty well.
Bence gayet iyi ilerliyoruz.

More Sentences
ilerlemek forge v.
She forged through the audience towards the bar.
Seyircilerin arasından bara doğru ilerledi.

More Sentences
ilerlemek move ahead v.
Progress has been made; it was heavy going, but we succeeded in moving ahead.
İlerleme kaydedildi; zor bir süreçti ama ilerlemeyi başardık.

More Sentences
ilerlemek progress v.
Our relations have progressed well since Helsinki.
Helsinki'den bu yana ilişkilerimiz iyi yönde ilerledi.

More Sentences
ilerlemek move forward v.
We are not moving forward empty-handed.
Elimiz boş bir şekilde ilerlemiyoruz.

More Sentences
ilerlemek go along v.
A united Europe which integrates as it goes along or a microcosm of economic transience and short-termism?
İlerledikçe bütünleşen birleşik bir Avrupa mı yoksa ekonomik geçicilik ve kısa vadeciliğin mikrokozmosu mu?

More Sentences
ilerlemek go on v.
Well, this is as far as we go on these.
Bu konuda ancak bu kadar ilerleyebildik.

More Sentences
ilerlemek go ahead v.
I believe that the only way to stop the Americans going ahead unilaterally is by means of such a united approach.
Amerikalıların tek taraflı olarak ilerlemesini durdurmanın tek yolunun böyle bir birleşik yaklaşım olduğuna inanıyorum.

More Sentences
ilerlemek proceed with v.
We have to proceed with caution and with flexibility.
Dikkatli ve esnek bir şekilde ilerlemeliyiz.

More Sentences
ilerlemek advance v.
There are opportunities to learn and advance.
Öğrenmek ve ilerlemek için fırsatlar var.

More Sentences
ilerlemek travel v.
That is why the train is now travelling on towards peace, democracy and prosperity throughout our continent.
İşte bu nedenle tren şimdi kıtamızda barış, demokrasi ve refah yolunda ilerliyor.

More Sentences
ilerlemek come v.
Despite the difficult problems that remain, we have come so far that we cannot justify failure.
Geride kalan zorlu sorunlara rağmen, başarısızlığı haklı çıkaramayacak kadar ilerledik.

More Sentences
ilerlemek make up v.
Some have made a great deal of progress, while others sadly still have ground to make up.
Bazıları büyük ilerleme kaydetti, bazıları ise maalesef daha yapılacak işleri var.

More Sentences
ilerlemek pace v.
The Jordanians are particularly sensitive to the slow pace of progress.
Ürdünlüler ilerlemenin yavaşlığı konusunda özellikle hassaslar.

More Sentences
ilerlemek head v.
In this way, we will be able to head towards real equality.
Bu şekilde, gerçek eşitliğe doğru ilerleyebileceğiz.

More Sentences
Phrasals
ilerlemek go forward v.
That would allow us to go forward more speedily.
Bu bizim daha hızlı ilerlememizi sağlayacaktır.

More Sentences
ilerlemek go forward v.
That would allow us to go forward more speedily.
Bu bize daha hızlı ilerleme imkanı sağlayacaktır.

More Sentences
Idioms
ilerlemek go ahead v.
Progress in medicine is going ahead by leaps and bounds.
Tıpta İlerleme büyük bir hızla gidiyor.

More Sentences
Trade/Economic
ilerlemek advance v.
The Institute For Advanced Management (CEU IAM) Business School provides everything you need to progress in your career.
Gelişmiş Yönetim Enstitüsü (CEU IAM) İşletme Okulu, kariyerinizde ilerlemek için ihtiyacınız olan her şeyi sağlar.

More Sentences
Technical
ilerlemek advance v.
Every sentence should play a role in advancing the story.
Her cümle hikayenin ilerlemesinde rol oynamalıdır.

More Sentences
General
ilerlemek push on v.
ilerlemek hold v.
ilerlemek frame v.
ilerlemek get along v.
ilerlemek flourish v.
ilerlemek gain v.
ilerlemek make headway v.
ilerlemek troop v.
ilerlemek rise v.
ilerlemek come to the fore v.
ilerlemek make one's way v.
ilerlemek pick up v.
ilerlemek run on v.
ilerlemek strike v.
ilerlemek boom v.
ilerlemek develop v.
ilerlemek wheel v.
ilerlemek pick v.
ilerlemek keep v.
ilerlemek continue v.
ilerlemek march forward v.
ilerlemek come on v.
ilerlemek get on v.
ilerlemek get on (with) v.
ilerlemek get down to v.
ilerlemek promove v.
ilerlemek trace v.
ilerlemek trade [dialect] v.
ilerlemek trod [scottish] v.
ilerlemek avaunce [obsolete] v.
ilerlemek make v.
ilerlemek yead [obsolete] v.
ilerlemek yede [obsolete] v.
ilerlemek upswing v.
ilerlemek better v.
ilerlemek wear [scotland] v.
ilerlemek heighten v.
ilerlemek oncome [rare] v.
ilerlemek roll v.
ilerlemek good [dialect] v.
ilerlemek cut v.
ilerlemek pike (along) v.
ilerlemek climb v.
ilerlemek inroad v.
ilerlemek fettle [dialect] [uk] v.
ilerlemek scuffle v.
ilerlemek sklim [scotland] v.
ilerlemek slope v.
ilerlemek sny [obsolete] v.
ilerlemek strike v.
ilerlemek pass v.
ilerlemek step [obsolete] v.
ilerlemek path [obsolete] v.
ilerlemek fare v.
Phrasals
ilerlemek leap forward v.
ilerlemek pass on v.
ilerlemek lope along v.
ilerlemek move up to v.
ilerlemek pull forward v.
ilerlemek keep on v.
ilerlemek put up to v.
ilerlemek get before v.
ilerlemek fetch out v.
ilerlemek set forward v.
ilerlemek put on v.
ilerlemek get on v.
ilerlemek go over v.
ilerlemek pull ahead v.
ilerlemek set ahead v.
Colloquial
ilerlemek make headway v.
ilerlemek be on the make v.
ilerlemek break v.
ilerlemek g'head v.
ilerlemek shake v.
Idioms
ilerlemek grow apace v.
ilerlemek get off the ground v.
ilerlemek make head v.
ilerlemek go it v.
ilerlemek climb (up) the ladder v.
ilerlemek climb up the ladder v.
ilerlemek climb the ladder v.
Computer
ilerlemek go-ahead v.
Automotive
ilerlemek feed v.
Marine
ilerlemek fetch v.
Archaic
ilerlemek trine v.
ilerlemek wag v.

Bedeutungen, die der Begriff "ilerlemek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
solucan gibi kıvrılarak ilerlemek worm v.
General
topluca ilerlemek troop v.
The spectators trooped out of the stadium after the match.
Seyirciler maçtan sonra stadyumdan çıkarak topluca ilerledi.

More Sentences
yavaş ilerlemek nose v.
The car nosed through the crowds.
Araba kalabalığın arasından yavaş ilerleyerek geçti.

More Sentences
güçlükle ilerlemek labor v.
Is she OK? I saw her laboring up the stairs.
Durumu iyi mi? Merdivenleri güçlükle çıkarken gördüm de onu.

More Sentences
sürünerek ilerlemek creep v.
They crept forward.
Sürünerek ilerlediler.

More Sentences
ilerlemek (zaman/yaş) get on v.
This is where I shall leave my contribution, as time is getting on.
Zaman ilerlediği için katkımı burada noktalamak istiyorum.

More Sentences
el yordamıyla aramak/ilerlemek grope v.
We groped our way into the cave.
Mağaraya doğru el yordamıyla ilerledik.

More Sentences
yavaş ilerlemek crawl v.
The train crawled by us, leaving behind a trail of smoke.
Tren arkamızda bir duman izi bırakarak yanımızdan yavaşça ilerledi.

More Sentences
(ile) ilerlemek push ahead with v.
We also need to push ahead with the European Commission's other proposal on a European Solidarity Fund.
Ayrıca Avrupa Komisyonu'nun Avrupa Dayanışma Fonu'na ilişkin diğer önerisini de ilerletmemiz gerekmektedir.

More Sentences
güçlükle ilerlemek labour v.
Is she OK? I saw her labouring up the stairs.
Durumu iyi mi? Merdivenleri güçlükle çıkarken gördüm de onu.

More Sentences
hızlı ilerlemek move fast v.
I would want things to move faster, and that should be possible.
İşlerin daha hızlı ilerlemesini isterdim ve bu mümkün olmalı.

More Sentences
sendeleyerek ilerlemek teeter v.
He teetered over the log.
Kütüğün üzerinde sendeleyerek ilerliyordu.

More Sentences
hızla ilerlemek barrel v.
The ambulance barreled through the dense traffic.
Ambulans yoğun trafikte hızla ilerliyordu.

More Sentences
zar zor ilerlemek trek v.
You will have to trek down the stairs today.
Bugün bu merdivenleri zar zor inmek zorunda kalacaksın.

More Sentences
yavaş yavaş ilerlemek edge v.
He edged his way towards the exit.
Çıkışa doğru yavaş yavaş ilerledi.

More Sentences
ağır ilerlemek limp v.
The damaged plane limped to the closest airfield.
Hasarlı uçak ağır ağır ilerleyerek en yakın havaalanına ulaştı.

More Sentences
hızlı bir şekilde ilerlemek gallop v.
The receiver started to gallop toward the goal line.
Pası alan oyuncu gol çizgisine doğru hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı.

More Sentences
(araç) sarsıla sarsıla ilerlemek bump v.
The old car was slowly bumping along the forest road.
Eski araba orman yolunda yavaşça sarsıla sarsıla ilerliyordu.

More Sentences
dura kalka ilerlemek loiter v.
The driver in front of me is still loitering.
Önümdeki sürücü hala dura kalka ilerliyor.

More Sentences
(bir şeyin) yönünde ilerlemek follow v.
The highway follows the coastline.
Otoyol kıyı şeridi yönünde ilerlemektedir.

More Sentences
kayarak ilerlemek slide v.
The cats slid across the shiny floor.
Kediler parlak zeminde kayarak ilerledi.

More Sentences
ağır adımlarla ilerlemek slog v.
We slogged towards the campsite.
Kamp alanına doğru ağır adımlarla ilerledik.

More Sentences
tıngır mıngır ilerlemek trundle v.
The cart trundled along the path.
Araba yol boyunca tıngır mıngır ilerledi.

More Sentences
hızla ilerlemek power v.
Emma powered through the crowd.
Emma kalabalığa doğru hızla ilerliyor.

More Sentences
süratle ilerlemek burn v.
The bullet train was burning along the railway.
Hızlı tren demiryolu boyunca süratle ilerliyordu.

More Sentences
tangır tangır ilerlemek rumble v.
The train rumbled through the houses.
Tren evlerin arasından tangır tangır ilerliyordu.

More Sentences
zar zor ilerlemek plow v.
We plowed through the thick mud.
Çamurda bata çıka ilerledik.

More Sentences
ağır ağır ilerlemek toil v.
The horses toiled along the river.
Atlar nehir kenarında ağır ağır ilerlediler.

More Sentences
zar zor ilerlemek plough v.
We ploughed through the thick mud.
Çamurda bata çıka ilerledik.

More Sentences
güçlükle ilerlemek plough v.
Sophia had to plough through the thick snow at night.
Sophia, geceleri yoğun karda güçlükle ilerlemek zorunda kaldı.

More Sentences
güçlükle ilerlemek plow v.
Sophia had to plow through the thick snow at night.
Sophia, geceleri yoğun karda güçlükle ilerlemek zorunda kaldı.

More Sentences
Phrasals
(bir yere veya amaca doğru) ilerlemek advance toward (something or some place) v.
The soldiers advanced toward the town.
Askerler kasabaya doğru ilerledi.

More Sentences
General
hızla ilerlemek end-run n.
zorla ilerlemek plow through v.
altına sıçanyolu kazarak ilerlemek sap v.
kazarak ilerlemek burrow through v.
dumanlar çıkararak ilerlemek (lokomotif/vapur belirli bir yöne doğru) puff v.
güçlükle ilerlemek plough through v.
hızla ve gururla ilerlemek sweep v.
hızla ilerlemek dash v.
(uçak) pist üzerinde ilerlemek taxi v.
hızla ilerlemek forge ahead v.
güçlükle ilerlemek plow through v.
yılan gibi sessizce ilerlemek snake v.
sendeleye sendeleye ilerlemek (yeni yürümeye başlayan çocuk) toddle v.
çamurda ilerlemek slush v.
el yordamıyla ilerlemek feel one's way v.
ayaklarının ucuna basarak ilerlemek tiptoe v.
bir açıda ilerlemek proceed at an angle v.
iş hayatında ilerlemek get ahead v.
ilerlemek için bir kariyer seçmek go in for v.
güçlükle ilerlemek scramble v.
belirlenen süreye uygun olarak ilerlemek (bir iş) be on target v.
kalabalık bir halde ilerlemek throng v.
bata çıka ilerlemek flounder v.
emin adımlarla ilerlemek take firm steps forward v.
bir yere doğru ilerlemek head for v.
akıntıya karşı ilerlemek stem the current v.
şiddetle ilerlemek sweep v.
pistte ilerlemek (uçak) taxi v.
ilerlemek (zaman/yaş) get along v.
bir yandan bir yana hafifçe sallanarak gitmek/ilerlemek (motorlu araç) careen v.
topluca ilerlemek press v.
hızla ilerlemek press forward v.
solucan gibi kıvrılarak ilerlemek worm v.
zorla ilerlemek plough through v.
hızla ilerlemek scuttle v.
yavaş ilerlemek (trafik) crawl v.
yavaş ilerlemek wear on v.
ağır ilerlemek plod v.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick one's way through v.
sinsice ve sessizce ilerlemek/gitmek sneak v.
zorla ilerlemek wade v.
ağır ağır ve güçlükle ilerlemek wade through v.
sürünerek ilerlemek scramble v.
düşe kalka ilerlemek slither v.
yavaş yavaş ilerlemek inch along v.
motorlu araç bir yandan bir yana hafifçe sallanarak ilerlemek careen down the road v.
hızla ilerlemek sweep v.
mesleğinde ilerlemek go places v.
adım adım ilerlemek proceed step by step v.
çıkışa doğru ilerlemek move forward to the exit v.
çıkışa doğru ilerlemek proceed to the exit v.
-e doğru ilerlemek bear down on v.
-e doğru ilerlemek be on the road to v.
-e ilerlemek bear down on v.
-e doğru ilerlemek move towards v.
-e doğru ilerlemek progress to v.
yan yan ilerlemek edge v.
kalabalığı yararak ilerlemek push one's way through v.
kalabalığı yararak ilerlemek fight one's way through the crowd v.
itiş kakış ilerlemek fight one's way through the crowd v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labour v.
meslekte ilerlemek make progress in one's career v.
meslekte ilerlemek build one's career v.
meslekte ilerlemek climb the corporate ladder v.
zıplayarak ilerlemek leapfrog v.
(gemi) suda yavaşça ilerlemek float through something v.
(gemi) bir yere doğru ilerlemek float into something v.
güneye doğru ilerlemek be heading south v.
(ormandan) (ağaçları vb keserek) ilerlemek hack one's way through something v.
çuf çuf/çufçuflamak/çufçuflayarak ilerlemek chuff v.
çok yavaş ilerlemek move so slowly v.
beleşten ilerlemek coast v.
trafikte araçların arasından geçerek ilerlemek weave in and out of traffic v.
(taşıt) yavaş yavaş ilerlemek labor v.
(sekmeyi/görüntüyü) kaydırarak ilerlemek scroll through v.
hızlı ilerlemek go ahead fast v.
düm düz ilerlemek go straight v.
kavisli yollarda kıvrılarak ilerlemek serpentine v.
hızla ilerlemek gather steam v.
hızla ilerlemek gain steam v.
motor sesi çıkararak yavaşça ilerlemek chug v.
kazarak ilerlemek burrow v.
daha fazla ilerlemek readvance v.
yeniden ilerlemek readvance v.
bir şeyde ardı ardına ilerlemek navigate v.
zorluklara direnerek ilerlemek throng [obsolete] v.
uğuldayarak ilerlemek thrum v.
sinsice ilerlemek tiptoe v.
gizli bir şekilde ilerlemek steal a march v.
zar zor ilerlemek toddle v.
temkinli bir şekilde ilerlemek toe v.
yamuk bir açıyla ilerlemek toe v.
halatla çekilerek ilerlemek tow v.
amaçsızca ilerlemek trace [dialect] v.
makul bir çerçevede hareket ederek ilerlemek track v.
(bisiklette) pedal çevirerek ilerlemek treadle v.
bir dizi siper kazarak hedefe ilerlemek trench [obsolete] v.
tünel kazar gibi ilerlemek tunnel v.
yol aça aça ilerlemek tunnel v.
kıvrıla kıvrıla ilerlemek twirl v.
dönerek ilerlemek twist v.
akıcı ilerlemek amble v.
sinsice ilerlemek crawl v.
(gemi) ilerlemek walk v.
gizlice sürünerek ilerlemek undercreep v.
belli bir tempoda ilerlemek jog v.
hafif tempo ilerlemek fadge v.
hızlı veya gürültülü bir şekilde ilerlemek bang v.
zorla ilerlemek upbreak v.
(zaman) yavaş ilerlemek wear v.
böcek gibi ilerlemek beetle v.
sarsılarak ilerlemek jolt v.
büyük bir hızla ilerlemek volley v.
güçsüz ve isteksiz bir tempoda ilerlemek sag v.
(suda) ilerlemek waft v.
saldırganca ilerlemek blast v.
hızla ilerlemek blast v.
büyük bir hızla ilerlemek blast v.
kötü bir şekilde ilerlemek halt v.
istikrarlı bir şekilde ilerlemek whig [scotland] v.
sabırla ilerlemek whig [scotland] v.
yavaşça ilerlemek whig v.
adım adım ilerlemek whig v.
kısa ve düzensiz hareketlerle ilerlemek blip v.
ellerle ilerlemek hand v.
sinsice ve sessizce ilerlemek meech v.
sinsice ve sessizce ilerlemek mich [dialect] v.
sinsice ilerlemek worm v.
kademeli ilerlemek worm v.
kıvrılarak ilerlemek wriggle v.
kıpırdayarak ilerlemek wriggle v.
çok çalışarak ilerlemek wrestle v.
kımıldayarak ilerlemek wriggle v.
istikrarlı bir şekilde ilerlemek bore v.
(özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek bowl v.
hızla ilerlemek breeze v.
kolayca ilerlemek breeze v.
yanlamasına ilerlemek broadside v.
hızlı ve sarsak bir şekilde ilerlemek bucket v.
zirveye doğru ilerlemek build v.
kiriş veya sınır işaretini takip ederken hedefe doğru ilerlemek home v.
(hayvan) kesik kesik zıplayarak ilerlemek hop v.
istikrarlı bir şekilde ağır ağır ilerlemek mog v.
hızlı ilerlemek motor v.
sabit hızla ilerlemek motor v.
güçlüklere karşı ilerlemek gain v.
sağa sola çarparak ilerlemek galumph v.
sinsice ilerlemek lurk v.
sağlam ilerlemek bull v.
hızla ilerlemek bullet v.
ormanda ilerlemek bushwhack v.
ormanlık alanda yolunu açarak ilerlemek bushwhack v.
nazikçe ilerlemek gentle v.
yapışarak ilerlemek gloop v.
kaba kuvvet kullanarak ilerlemek muscle v.
zorla ilerlemek muscle into v.
kürek çekerek ilerlemek oar v.
kürek çeker gibi ilerlemek oar v.
kıvrılarak ilerlemek ring v.
kısıtlama olmaksızın ilerlemek rip v.
gecikmeden ilerlemek go v.
zihinsel süreç veya işlemle ilerlemek go v.
normal hızında ilerlemek go [obsolete] v.
(motorlu taşıt) gürültülü ilerlemek chortle v.
eşerek ilerlemek claw v.
adeta pençe atarak ilerlemek claw v.
hızla ilerlemek dang [obsolete] v.
ölçü ile ilerlemek degree [obsolete] v.
adım adım ilerlemek degree [obsolete] v.
kademeli olarak ilerlemek gestate v.
(yelkenli gemi) rüzgarsız havada ilerlemek ghost v.
yokuşta ilerlemek grade v.
karanlıkla el yordamıyla ilerlemek grubble v.
sürünerek ilerlemek hirsle [scotland] v.
güçlükle ilerlemek hirsel [scotland] v.
güçlükle ilerlemek hirsle [scotland] v.
sürünerek ilerlemek hirsel [scotland] v.
otostopla ilerlemek hitchhike v.
zorlukla ilerlemek hobble v.
dengesiz ilerlemek hobble v.
yavaşça ilerlemek loiter v.
savsaklayarak ilerlemek loiter v.
yavaş ancak istikrarlı bir şekilde ilerlemek ooze v.
aşırı ilerlemek overrun v.
yürüyerek ilerlemek overstride v.
sabit ritmik bir hızda ilerlemek rock v.
yüksek hızlarda ilerlemek rock v.
yanından geçerek ilerlemek coast [obsolete] v.
birlikte ilerlemek coast [obsolete] v.
tereyağından kıl çeker gibi ilerlemek coast v.
yanından ilerlemek coast [obsolete] v.
hedefe ilerlemek crack v.
tekerlek üstünde ilerlemek creak v.
tekerlek veya yay üzerindeymiş gibi ilerlemek creak v.
yay üzerinde ilerlemek creak v.
kararlı şekilde ilerlemek drive v.
(tünelde, madende) kesip kazarak ilerlemek drive v.
yararak ilerlemek cut v.
acele ile ilerlemek cut v.
virajlı yolda ilerlemek dogleg v.
yavaşça ilerlemek dogtrot v.
ağır ağır ilerlemek drag v.
zorlukla ilerlemek drag v.
yavaşça ilerlemek drag v.
topu sürerek ilerlemek dribble v.
sıkıcı şekilde ilerlemek drone v.
ağır ağır ilerlemek incede v.
azametle ilerlemek incede v.
sakince ilerlemek pad v.
çarpık çarpık ilerlemek pigeonwing v.
grup halinde haldır huldur ilerlemek pile v.
yalpalayarak ilerlemek pigeon-toe v.
tıklayarak ilerlemek click v.
zorlukla ilerlemek climb (along) v.
güç bela ilerlemek climb (along) v.
başarıyla ilerlemek cotton [obsolete] v.
boyunca ilerlemek crosscut v.
durmadan ilerlemek feed v.
kıyıya ilerlemek inshore [obsolete] v.
patırdayarak ilerlemek pant v.
hızlı adımlarla tıkır tıkır ilerlemek pitapat v.
patır patır ilerlemek pit-a-pat v.
hızlı adımlarla ilerlemek pitter-patter v.
yan yan ilerlemek sashay v.
çaprazlamasına ilerlemek sashay v.
başarıyla ilerlemek cook v.
dengesizce ilerlemek dodder v.
zayıf bir şekilde ilerlemek dodder v.
belirli bir sürede küçük birimler halinde ilerlemek filter v.
yana doğru ilerlemek flank v.
kanat çırparak ilerlemek flap v.
kanat çırparak ilerlemek flapper v.
yanında ilerlemek flank v.
tekrarlı hareketlerle ilerlemek flog v.
düşe kalka ilerlemek flop v.
(yol, rota) boyunca ilerlemek follow v.
kayarak ilerlemek outslide v.
dolambaçlı ilerlemek perambulate v.
güçlükle ilerlemek plodge [dialect] v.
istikrarla ve gayretle ilerlemek plough v.
bata çıka ilerlemek plounce v.
istikrarla ve gayretle ilerlemek plow v.
itici güçle ilerlemek plow v.
kalabalığı yararak ilerlemek press v.
zorluklara rağmen yolunda ilerlemek press v.
gayretle ilerlemek press v.
püskürterek ilerlemek puff v.
zinde bir şekilde ilerlemek romp v.
düşe kalka ilerlemek scamble [dialect] v.
iyi kötü ilerlemek scamble [dialect] v.
yavaşça ilerlemek schlepp v.
yavaşça ilerlemek schlep v.
yavaşça ilerlemek shlep v.
güçlükle ilerlemek scrattle [dialect] [uk] v.
hızlıca ilerlemek scrieve [scotland] v.
çatırtı sesi çıkararak ilerlemek scrunch v.
zorla ilerlemek seize (up) v.
güçlükle ilerlemek seize (up) v.
savsaklayarak ilerlemek shaffle [dialect] [uk] v.
yavaşça ilerlemek shaffle [dialect] [uk] v.
zorlukla ilerlemek shave v.
dengesiz şekilde ilerlemek shoggle v.
sarsılarak ilerlemek shog v.
yavaş yavaş ilerlemek shug v.
siren çalarak ilerlemek siren v.
yüzeysel ilerlemek skate v.
üstünkörü ilerlemek skate v.
sekerek ilerlemek skitter v.
(kuyruğun yanal hareketi ile) suda ilerlemek skull v.
kademeli ilerlemek slide v.
akışta ilerlemek slide v.
yavaş yavaş ilerlemek slide v.
çaktırmadan ilerlemek slinker v.
sinsice ilerlemek slinker v.
(çamurda) zorlukla ilerlemek slog v.
bata çıka ilerlemek slug v.
karda yürürmüşçesine yavaş ilerlemek slug [us] [canada] v.
yavaş yavaş ilerlemek snail v.
gizlice ilerlemek snake [dialect] [uk] v.
sürünerek ilerlemek sniggle v.
inatla ilerlemek soldier v.
engellere rağmen ilerlemek push v.
yavaşça ilerlemek putt v.
tırtıl gibi ilerlemek span v.
güçlükle ilerlemek spook v.
sürünerek ilerlemek sprawl v.
acemice ilerlemek sprawl v.
bacaklarını açarak ilerlemek spraddle v.
şlap şlap ilerlemek squash v.
vıcık vıcık ederek ilerlemek squash v.
vıç vıç ses çıkararak ilerlemek squish v.
vıç vıç ses çıkararak ilerlemek squoosh v.
(ok) titreyerek ilerlemek stagger v.
(ok) dengesiz ilerlemek stagger v.
düzenli bir örüntüde ilerlemek stair-step v.
ağır ağır ilerlemek stilt v.
ağır ağır ilerlemek stog [scotland] v.
enerjik bir şekilde ilerlemek stretch v.
yavaş yavaş ilerlemek labour v.
yavaş yavaş ilerlemek labor v.
uçarcasına ilerlemek scorch v.
dalgalarla boğuşarak ilerlemek wallow v.
(sayı almaya çalışırken) savunma oyuncuları arasında ilerlemek split v.
dümdüz ilerlemek stem v.
muhteşem bir şekilde ilerlemek splendor v.
muhteşem bir şekilde ilerlemek splendour [uk] v.
karşı konulamaz kuvvetle ilerlemek steamroller v.
karşı konulamaz kuvvetle ilerlemek steamroll v.
aniden ilerlemek steep v.
sıçratarak ilerlemek splash v.
sıçratarak ilerlemek splosh v.
adım adım ilerlemek step v.
hızla ilerlemek properate [obsolete] v.
bir notadan diğerine ilerlemek progress v.
kör topal ilerlemek fumble v.
uçarcasına coşkuyla ilerlemek sail v.
Phrasals
alanında ilerlemek improve on v.
doğru ilerlemek make towards v.
yuvarlanarak ilerlemek roll away v.
ilerlemek (bir alan vb. boyunca) move across v.
(işinde vb.) ilerlemek get ahead (in something) v.
sürünerek ilerlemek crawl along v.
sürünerek ilerlemek crawl across v.
(yavaş yavaş) bir yere doğru ilerlemek drift in v.
yavaşça hareket etmek/ilerlemek drift off v.
yavaşça/sessiz/sakin bir şekilde yol almak/ilerlemek/dönmek roll along v.
hantal hantal gitmek/ilerlemek lumber off v.
önüne geçmek/ilerlemek move ahead of v.
...aşarak yükselmek/ilerlemek move up through something v.
bir konuda bir şeyle ilerlemek/ileri gitmek move forward with something v.
..geçerek yükselmek/ilerlemek move up through something v.
bir şeyde güçlükle ilerlemek plough through something v.
bir şeyde güçlükle ilerlemek plow through something v.
'e doğru ilerlemek progress toward something v.
bir şeyde ilerlemek push ahead on something v.
'e doğru hareket etmek/ilerlemek push toward someone or something v.
yılan gibi kıvrılarak ilerlemek snake along v.
(çamurda/karda) bata çıka yürümek/ilerlemek slog through something v.
(kitap/roman) zorla ilerlemek wade through v.
boyunca gitmek/ilerlemek tear along v.
hedefe ilerlemek get along v.
devam etmek, ilerlemek get forward v.
yaşı ilerlemek get along v.
hızlıca sona doğru ilerlemek draw in v.
bir durup bir kalkarak/dura kalka ilerlemek/gitmek bump along v.
(proje/plan) güçlükle/belirsizlik içinde ilerlemek/devam etmek bump along v.
bir toplanma noktasına ilerlemek come forward v.
bir yere doğru ilerlemek steer toward something v.
(birine veya bir şeye doğru) ilerlemek/yürümek advance upon someone or something v.
(bir yere veya amaca doğru) ilerlemek advance upon (something or some place) v.
(birine veya bir şeye doğru) ilerlemek/yürümek advance on someone or something v.
(birine veya bir şeye doğru) ilerlemek/yürümek advance toward someone or something v.
(bir yere veya amaca doğru) ilerlemek advance on (something or some place) v.
(birine veya bir şeye doğru) ilerlemek/yürümek advance to someone or something v.
çaktırmadan ilerlemek creep under something v.
sürünerek ilerlemek creep across something v.
dikkat çekmeden ilerlemek creep over someone or something v.
çaktırmadan ilerlemek creep over someone or something v.
bir şeyin altından sürünerek ilerlemek creep under something v.
dikkat çekmeden ilerlemek creep under something v.
çaktırmadan ilerlemek creep across something v.
dikkat çekmeden ilerlemek creep across something v.
sürünerek ilerlemek creep over someone or something v.
aşağı doğru ilerlemek move down v.
(birinin, bir şeyin) seviyesinde ilerlemek work down (the line) (to someone or something) v.
diğerleriyle senkron ilerlemek fall in (to step) v.
inatla devam etmek/ilerlemek press forward v.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek push forward v.
planlandığı gibi ilerlemek go forward v.
bir sonraki aşamaya geçmek/ilerlemek go forward v.
zorluklara, güçlüklere rağmen ilerlemek push forward v.
fiziksel bir engele rağmen ilerlemek press forward v.
inatla devam etmek/ilerlemek push forward v.
zar zor ilerlemek push forward v.
zorla ilerlemek press forward v.
düz ilerlemek go forward v.
öne doğru ilerlemek go forward v.
yılmadan devam etmek/ilerlemek push forward v.
zorluklara, güçlüklere rağmen ilerlemek push forward v.
güçlükle de olsa ilerlemek press forward v.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek press forward v.
zor da olsa ilerlemek/devam etmek push forward v.
zar zor ilerlemek press forward v.
zar zor ilerlemek push forward v.
yılmadan devam etmek/ilerlemek press forward v.
yılmadan devam etmek/ilerlemek push forward v.
zorluklara, engellere rağmen ilerlemek push forward v.
güçlükle de olsa ilerlemek push forward v.
inatla devam etmek/ilerlemek push forward v.
güçlükle de olsa ilerlemek push forward v.
bir yerden devam etmek/ilerlemek proceed from v.
bir şeyde ilerlemek get something on someone v.
bir şeyde ilerlemek get on with it v.
canla başla çalışarak ilerlemek forge away at (something) v.
(bir projede) adım adım ilerlemek için gayret göstermek slug away (at something) v.
plana göre ilerlemek go off v.
beklenen şekilde ilerlemek go off v.
plan doğrultusunda ilerlemek go off v.
(belli bir tarihe/zamana) kadar ilerlemek go up to (something) v.
bir konuda ilerlemek grow in v.
bir şeyi benimseyip onunla ilerlemek run with v.
rüzgarı arkasına alarak rotasında ilerlemek fill away v.
bir şeyi seçip onunla ilerlemek run with v.
son hızla bir yer boyunca ilerlemek hurtle through something v.
(bir şey/yer) boyunca hızla ilerlemek hurtle through (something) v.
el yordamıyla ilerlemek/hareket etmek feel out v.
yılmadan ilerlemek press on v.
yılmadan ilerlemek press on v.
bir sonraki işe/göreve ilerlemek roll onto (someone or something) v.
yeni bir yöne doğru ilerlemek strike off v.
(bir şeyde) hızla ilerlemek tear through (something) v.
-de hızla ilerlemek tear through v.
öne doğru ilerlemek nose into v.
öne doğru ilerlemek nose in v.
yavaş yavaş ilerlemek nose in v.
hızla ilerlemek surge in v.
(bir şeye) doğru ilerlemek belly up to (something) v.
'-e doğru zar zor ilerlemek push toward v.
-e doğru ilerlemek/hareket etmek push toward v.
sürünerek ilerlemek creep across (something) v.
sürünerek ilerlemek creep across something v.
kuzeye doğru ilerlemek track up v.
bir şeylerin arasından güç bela ilerlemek work through v.
yavaş yavaş ilerlemek work through v.
bir amaca doğru ilerlemek work toward something v.
bir yerden/bir yerin içinden zar zor ilerlemek work through v.
terfiye, göreve doğru ilerlemek work toward something v.
adım adım ilerlemek jog on v.
yavaş yavaş ilerlemek jog along v.
yavaş yavaş ilerlemek jog on v.
sabırla ilerlemek jog on v.
adım adım ilerlemek jog along v.
yavaşça ilerlemek jog on v.
ağır bir şekilde ilerlemek jog on v.
sabırlı bir şekilde ilerlemek jog along v.
ağır bir şekilde ilerlemek jog along v.
sabırlı bir şekilde ilerlemek jog on v.
yavaşça ilerlemek jog along v.
sabırla ilerlemek jog along v.
(bir şeye/yere) doğru kaçarcasına ilerlemek make toward (something) v.
'-e doğru kaçarcasına ilerlemek make toward v.
-e doğru hızla ilerlemek make toward v.
(bir şeye/yere) doğru hızla ilerlemek make toward (something) v.
rüzgar gibi gitmek/ilerlemek zoom along v.
çok hızlı gitmek/ilerlemek zoom along v.
yavaş yavaş ilerlemek/gitmek plod on v.
zorluklara göğüs gererek ilerlemek press onward v.
yılmadan devam etmek/ilerlemek press onward v.
ite kaka ilerlemek plod on v.
ağır ağır ilerlemek/gitmek plod on v.
inatla ilerlemek press onward v.
yavaş ve kararlı/emin bir şekilde ilerlemek plod on v.
bir şeyin üzerine kadar ilerlemek/hareket etmek stop on something v.
bir şeye kadar ilerlemek/hareket etmek stop on something v.
bir noktaya kadar ilerlemek/hareket etmek stop on something v.
(bir şeyde) sağlam adımlarla ilerlemek plod through (something) v.
(bir şeyde) emek emek ilerlemek plod through (something) v.
(bir şeye/sayıya) doğru ilerlemek run into (something) v.
(bir şeyde) emin adımlarla ilerlemek plod through (something) v.
yavaş ilerlemek pootle along [uk] v.
emek emek ilerlemek plow on v.
emin adımlarla ilerlemek plow on v.
uyuşuk bir şekilde ilerlemek pootle along [uk] v.
sağlam adımlarla ilerlemek plow on v.
yavaş ilerlemek poodle along [uk] v.
uyuşuk bir şekilde ilerlemek poodle along [uk] v.
zıplayarak ilerlemek bump along v.
bozuk bir yolda ilerlemek bump along v.