durmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

durmak



Bedeutungen von dem Begriff "durmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 106 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
durmak stop v.
durmak halt v.
durmak stand v.
durmak cease v.
General
durmak let up v.
durmak come to a stop v.
durmak stay v.
durmak draw rein v.
durmak suit v.
durmak come to rest v.
durmak subside v.
durmak linger v.
durmak draw up v.
durmak come to a halt v.
durmak keep v.
durmak pull up v.
durmak abide v.
durmak stop over in v.
durmak pull in v.
durmak land v.
durmak remain v.
durmak hold on v.
durmak harp v.
durmak grind to a halt v.
durmak discontinue v.
durmak surcease v.
durmak rest v.
durmak be v.
durmak quit v.
durmak endure v.
durmak halt v.
durmak go v.
durmak look v.
durmak hold v.
durmak wait v.
durmak dwell v.
durmak lie v.
durmak sit v.
durmak tarry v.
durmak be at a standstill v.
durmak flow v.
durmak cease v.
durmak pause v.
durmak shut down v.
durmak stop v.
durmak stand v.
durmak pass off v.
durmak take a pause v.
durmak tarry v.
durmak tarry v.
durmak check v.
durmak jib v.
durmak lie v.
durmak haunt v.
durmak lin [dialect] v.
durmak demise v.
durmak drop v.
durmak consist [obsolete] v.
durmak sull v.
durmak call v.
Phrasals
durmak take up v.
durmak let up v.
durmak bog down v.
durmak hold on v.
durmak seize up v.
durmak call off v.
durmak draw up v.
durmak draw up v.
durmak hang on v.
durmak haul up v.
durmak give off [obsolete] v.
durmak give over v.
durmak go out v.
durmak moor up v.
durmak stop out v.
durmak wait up v.
Colloquial
durmak hop off v.
durmak cut it v.
durmak park it v.
Idioms
durmak rest on one's oars v.
durmak lay on one's oars v.
durmak lay on the oars v.
durmak lie on one's oars v.
durmak lie on the oars v.
durmak rest on the oars v.
durmak hold one's head high v.
durmak keep one's hands off v.
durmak grind to a standstill v.
durmak come to rest v.
durmak come to a halt v.
durmak head south v.
durmak hold hard [uk] v.
durmak go south v.
durmak run into the buffers [uk] v.
durmak grind to a halt/standstill v.
durmak come to a grinding halt v.
durmak keep hands off v.
durmak rest on your oars v.
durmak lean on your oars [old-fashioned] [uk] v.
Technical
durmak intermit v.
Automotive
durmak come to rest v.
durmak die out v.
durmak pull up v.
durmak stop v.
Archaic
durmak stint v.
Slang
durmak hit the buffers v.

Bedeutungen, die der Begriff "durmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ayakta durmak stand v.
General
durmak bilmeme remorselessness n.
kayakçının atlama veya koşudan sonra durmak için kaydığı alan outrun n.
baltacının üzerinde durmak için çentik atılan ağaca yerleştirdiği kısa basamak springboard n.
bir yerde durmak stop off in v.
uzak durmak keep one's distance from v.
(kuş) havada hareketsizmiş gibi durmak be poised in the sky v.
havada durmak poise v.
fırlatıp veya fırlayıp durmak dartle v.
rahat durmak behave oneself v.
iğreti durmak not to be firmly in place v.
geri durmak hang back v.
dik durmak crane v.
tamamen durmak come to a dead stop v.
arka ayakları üzerinde durmak beg v.
üzerinde durmak harp on v.
oturmak veya bir yere yaslanarak durmak slouch v.
karşı durmak resist v.
sızlanıp durmak carry on v.
ahırda durmak stable v.
birdenbire durmak (bir yerde) stop short at v.
uzak durmak abstain from v.
uzak durmak stay away v.
üzerinde durmak accent v.
açık durmak not to interfere v.
boş durmak idle v.
üzerinde durmak put emphasis on v.
hummalı bir hasta gibi çırpınıp durmak thrash about v.
dönüp durmak (bir yerin üstünde daireler çizerek) circle v.
ayakta zor durmak have difficulty in standing v.
sıkı durmak hold firm v.
fazlasıyla üstünde durmak make much of v.
üstünde durmak underscore v.
çırpınıp durmak try harder v.
durmak (makine) pack up v.
üzerinde durmak elaborate v.
uzak durmak stand clear of v.
üzerinde durmak accentuate v.
durmak (belirli bir şekilde) bear v.
su üzerinde durmak float v.
araba kayarak durmak skid to a halt v.
uzak durmak shun v.
kambur durmak hunch one's back v.
etrafında dolaşıp durmak hover v.
uzak durmak give a wide berth to v.
doğru durmak behave oneself v.
çırpınıp durmak fight one's way v.
bacaklarını açarak durmak straddle v.
el pençe divan durmak bow and scrape v.
üzerinde durmak insist v.
zınk diye durmak come to an abrupt stop v.
durmak (bir aygıt) go off v.
dalgın dalgın dolanıp durmak moon about v.
sıkı durmak sit tight v.
üzerinde durmak (bir konu) dwell on v.
üstünde durmak fasten upon v.
uzak durmak stand apart v.
arkasında durmak stand behind v.
üzerinde durmak lay stress on v.
hareketsiz durmak stand still v.
açık durmak stand aside v.
asılı durmak hang on v.
üzerinde durmak urge on v.
çırpınıp durmak exert every effort v.
sözünde durmak be as good as one's promise v.
hiçbir şey yapmadan durmak stand idle v.
aynı şeyleri tekrarlayıp durmak harp on v.
havada durmak levitate v.
söyleyip durmak din v.
aklı durmak be shocked v.
üstünde durmak surmount v.
sabit durmak stand firm v.
doğru durmak sit still v.
uslu durmak keep quiet v.
üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) niggle about v.
uzak durmak shrink away v.
geçmişteki talihsizliklerin üzerinde durmak cry over spilled milk v.
yaklaşıp durmak draw up v.
uzak durmak absent oneself from v.
el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak tread water v.
üzerinde durmak discourse v.
aklı durmak be astonished v.
eğreti durmak be askew v.
uzak durmak stand clear v.
uzak durmak keep away from v.
uzak durmak avoid v.
havada durmak hover v.
bir konu üzerinde durmak dwell on v.
iğrenip uzak durmak abhor v.
birdenbire durmak (makine) die v.
dalgın dalgın dolanıp durmak moon around v.
uzak durmak keep out v.
üzerinde durmak urge upon v.
havada durmak remain in the air v.
sözünde durmak keep one's word v.
dik durmak stand upright v.
uzak durmak stay away from v.
üzerinde durmak play up v.
bir yerde durmak (mola vb) stop at v.
sürekli bir konu hakkında konuşmak ve düşünüp durmak harped on v.
sözünde durmak be as good as one's word v.
kusur bulup durmak nag v.
asılı durmak poise v.
(bir şeyi yapmayı) tekrarlayıp durmak battologize v.
alesta durmak stand ready v.
üzerinde durmak dwell on v.
üzerinde fazla durmak belabor v.
aç durmak do without food v.
aniden durmak stop short v.
çırpınıp durmak struggle over v.
dik durmak stand erect v.
uzak durmak keep aloof v.
sızlanıp durmak beef v.
kambur durmak slouch v.
hareketsiz durmak poise v.
uzak durmak skirt v.
üstünde durmak repose on v.
durmak (saat kurgusu bittiği için) run down v.
dik durmak posture v.
üzerinde durmak deliberate v.
durmak (bir yerde) stand v.
uzak durmak hold aloof v.
dollanıp durmak lounge about v.
birdenbire durmak stop dead v.
kambur durmak stoop v.
birinin başında durmak stand over v.
omuzları çökük durmak stoop v.
alarga durmak stand aloof from v.
omuzları düşük durmak stoop v.
susta durmak (köpek) stand on its hind legs v.
üzerinde durmak harp upon v.
doğru durmak stand straight v.
üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) niggle over v.
konuşup durmak chatter v.
üzerinde durmak dwell upon v.
geri durmak refrain v.
kambur durmak hunch one's shoulders v.
durmak (bir yerde) position v.
bir yerde durmak stop off v.
üzerinde durmak (düşünmek vb) deliberate v.
güzel durmak become v.
uzak durmak dissociate oneself from v.
sıkı durmak hold firmly v.
faça edip durmak heave to v.
uzak durmak stand aloof v.
durmak (motor) stall v.
bakıp durmak look on v.
akan sular durmak be indisputable v.
su üstünde durmak float v.
asılı durmak hang v.
karşı durmak oppose v.
asılı durmak latch on to v.
olumsuz noktaları üzerinde durmak criticize v.
uzak durmak keep one's distance v.
uzak durmak stay out of v.
birdenbire durmak break off v.
selam durmak salute v.
kambur durmak slouch along v.
put gibi durmak stand as still as a statue v.
bir şeyden zarar görmeyecek kadar bir mesafede durmak stand clear of v.
geri durmak abstain from v.
üzerinde çok durmak harp on v.
eğri durmak lean v.
uzak durmak keep out of v.
birinin arkasında durmak stand behind v.
dimdik ayakta durmak not to collapse v.
sıkı durmak hold fast v.
boş durmak be unemployed v.
uslu durmak be good v.
el pençe divan durmak wait on someone hand and foot v.
bir şeyden zarar görmeyecek kadar bir mesafede durmak stand clear v.
üzerinde durmak emphasize v.
karşı durmak kick v.
avara durmak stand around idly v.
yanlış bir kararı veya başarısızlığı düşünüp durmak saw sawdust v.
üstünde durmak fasten on v.
kendi ayakları üstünde durmak stand on one's own legs v.
ayakları üstünde durmak support one's self v.
ayakları üzerinde durmak stand on one's own legs v.
insanlardan uzak durmak keep to oneself v.
içkiden uzak durmak abstain v.
geri durmak abstain v.
ayakta durmak stand v.
sözünde durmak keep a promise v.
uzak durmak avoid somebody v.
birden bire durmak (makine) die v.
uzak durmak keep away from something v.
uzak durmak keep aloof from something v.
üzerinde durmak play to v.
uslu durmak be quiet v.
uslu durmak sit still v.
üzerinde durmak bring out v.
ufak tefek kusurlar üstünde durmak niggle v.
dışında durmak stay out of v.
dengede durmak be well balanced v.
dışında durmak stand out of v.
dengede durmak stand in balance v.
dengede durmak be balanced v.
dimdik durmak stand erect v.
dolanıp durmak wander around v.
atıl durmak not in use v.
atıl durmak lie idle v.
atıl durmak stand idle v.
atıl durmak remain idle v.
düz durmak stand flat v.
düz durmak stand straight v.
düz durmak stand even v.
baş aşağı durmak headstand v.
evde durmak stay at home v.
evde durmak remain at home v.
başı dik durmak hold one's head high v.
üzerinde çok durmak put excessive emphasis on v.
üzerinde çok durmak overemphasise v.
üzerinde çok durmak overemphasize v.
üzerinde çok durmak stress too much v.
beladan uzak durmak keep out of trouble v.
beladan uzak durmak stay out of trouble v.
kalbi durmak (one's heart) fail v.
kalbi durmak (one's heart) stop v.
(yolculukta) durmak stop off v.
ayakta durmak remain standing v.
uzak durmak abstain v.
dolaşıp durmak move about v.
dolanıp durmak meander v.
dolanıp durmak saunter v.
dolanıp durmak tootle v.
dolanıp durmak stroll v.
dolanıp durmak wander v.
dolanıp durmak stravaig v.
dolanıp durmak ramble v.
dolanıp durmak traipse v.
dolanıp durmak move about v.
dolanıp durmak mosey v.
dolanıp durmak wander about v.
dolanıp durmak take a stroll v.
sıvının üstünde durmak float v.
ciddi durmak keep a straight face v.
kendi ayakları üzerinde durmak stand on one's own feet v.
yakınıp durmak yammer v.
sızlanıp durmak yammer v.
sözünde durmak abide by v.
uzak durmak keep one's eyes off v.
uzak durmak keep one's hands off v.
uzak durmak stand back v.
üzerinde durmak lay emphasis on v.
üzerinde durmak lay weight on v.
el pençe divan durmak wait hand and foot v.
uzak durmak keep off v.
uzak durmak funk v.
uzak durmak short-circuit v.
havada belli bir noktada durmak hover v.
havada bir yerin üzerinde durmak hover v.
bekleyip durmak hover v.
uzak durmak get out of v.
karşı durmak confront v.
uzak durmak keep away v.
el pençe divan durmak kowtow v.
(taşıt) kenara çekilip durmak pull in v.
söylenip durmak nag v.
(makine) durmak pack up v.
sözünde durmak keep word v.
dik durmak stick up v.
kıpırdamadan durmak stay put v.
karşı durmak stand up to v.
birinden uzak durmak stand away v.
kapalı bir yerde durmak stay indoor v.
aranıp durmak cast about v.
aranıp durmak cast around v.
aranıp durmak cast round v.
üzerinde durmak emphasise v.
üzerinde durmak make a point of v.
bir şeyden uzak durmak abstain from v.
bir şeyden uzak durmak refrain from v.
alkolden uzak durmak abstain from alcohol v.
sözünün arkasında durmak stand behind one's word v.
sözünün arkasında durmak stand by one's word v.
üzerinde önemle durmak stress too much v.
üzerinde önemle durmak overemphasise v.
üzerinde önemle durmak overemphasize v.
üzerinde önemle durmak overstress v.
üzerinde önemle durmak place too much stress on v.
durmak bilmeden konuşmak talk away v.
üzerinde önemle durmak lay too much stress on v.
üzerinde önemle durmak put excessive emphasis on v.
sözünde durmak abide by one's word v.
önemle üzerinde durmak put excessive emphasis on v.
önemle üzerinde durmak overemphasize v.
önemle üzerinde durmak stress too much v.
otobüste ayakta durmak stand on the bus v.
önemle üzerinde durmak overemphasise v.
önemle üzerinde durmak overstress v.
önemle üzerinde durmak place too much stress on v.
önemle üzerinde durmak lay too much stress on v.
geride durmak stand behind v.
geride durmak stay behind v.
mesafeli durmak remain aloof v.
mesafeli durmak remain distant v.
mesafeli durmak stand aloof from v.
yiyip durmak eat away v.
üzerinde özellikle durmak particularly emphasize v.
üzerinde özellikle durmak especially emphasize v.
üzerinde özellikle durmak put particular emphasis on v.
yarı yolda durmak stop short v.
karşı durmak take a stand against v.
karşısında durmak take a stand against v.
sakin durmak stay calm v.
şikayet edip durmak backbite v.
karşı durmak repugnate v.
sözünde durmak deliver on one's promise v.
tek ayak üzerinde durmak stand on one foot v.
tek ayak üstünde durmak stand on one foot v.
(yorgunluktan) beyni durmak be too tired to think v.
(yorgunluktan) kafası durmak be too tired to think v.
ayrı durmak stand apart v.
beladan uzak durmak remain out of trouble v.
kapıya vurup durmak bang away at the door v.
bir şeye vurup durmak bang on v.
-den uzak durmak keep of something v.
-den uzak durmak remain of something v.
-den uzak durmak stand of something v.
-den uzak durmak move of something v.
-den uzak durmak clear of something v.
önünde durmak stand in front of v.
siperde durmak stay in the trenches v.
gecelemek için bir yerde durmak stop somewhere for the night v.
beladan uzak durmak avoid trouble v.
el pençe divan durmak grovel to someone v.
bir yerde durmak stop somewhere v.
bir yerde durmak pull up somewhere v.
bir yerde durmak haul up somewhere v.
bir şeyin üzerinde ısrarla durmak lay great stress on something v.
yalvarıp durmak keep begging v.
-e karşı çıkmak/durmak be in opposition to v.
birinin önünde/geçiş yolunda durmak stand in someone's way v.
söyleyip durmak keep telling v.
benzin almak için durmak stop to get gas v.
bir şeyi kafasına takıp durmak keep obsessing about something v.
üstünde durmak underline v.
üstünde durmak emphasize v.
finansal olarak (yeniden) kendi ayaklarının üzerinde durmak get back on one's feet financially v.
kırmızıda durmak stop at red lights v.
kırmızı ışıkta durmak stop at red lights v.
kapıda bekleyip durmak be hovering in the doorway v.
kaza yerinde nefes alışverişi durmak stop breathing at the site of the accident v.
dışında durmak stand outside (of) (something) v.
büyük oranda durmak largely stop v.
amuda kalkıp durmak stand on one's head v.
birinin yanında durmak remain close to someone v.
birine yakın durmak remain close to someone v.
biri için durmak stop for someone v.
üstünde durmak stay on top of v.
üzerinde fazla durmak belabour v.
olumsuz noktaları üzerinde durmak criticise v.
üstünde durmak emphasise v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak brabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak pettifog v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak quibble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak bicker v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak niggle v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak squabble v.
kafasını geriye atıp durmak chack v.
kıvrılıp durmak twist and turn v.
stresten uzak durmak keep away from stress v.
dengede durmak balance v.
dengede durmak stay in balance v.
birinin sözünü kesip durmak keep interrupting someone v.
uslu durmak behave well v.
cesurca durmak brave v.
dik durmak take a tough stance v.
kaybedip durmak keep losing v.
alerjenlerden uzak durmak keep out allergens v.
alerjenlerden uzak durmak keep away from allergens v.
sağlam durmak hold firm v.
put gibi durmak stay put v.
bir şeyi yapmak için durmak stop to do something v.
uzak durmak absist v.
karşı durmak calcitrate v.
bir süre durmak tarry v.
sözünde durmak adhere v.
karşı durmak affront [obsolete] v.
gelişimi durmak abort v.
iğrenip uzak durmak agrise v.
iğrenip uzak durmak agrize v.
iğrenip uzak durmak agryze v.
iğrenip uzak durmak agryse v.
yeniden üzerinde durmak reaccent v.
yeniden üzerinde durmak redeliberate v.
yeniden üzerinde durmak re-emphasise v.
yeniden üzerinde durmak re-emphasize v.
geri durmak refret [obsolete] v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labor v.
ayrıntılar üzerinde fazlaca durmak labour v.
üzerinde çok durmak niggle v.
farklı pozisyonda durmak change posture v.
aniden durmak check v.
gibi durmak think [obsolete] v.
uzak durmak leave alone v.
cesurca karşı durmak bid defiance to v.
birbirlerine yakın durmak stand close to one another v.
sağlam durmak hold steady v.
bir yönde ilerliyormuş gibi durmak walk v.
konuşup durmak yack v.
konuşup durmak jaw v.
karşı çıkmak/durmak kick v.
sallanarak durmak hang v.
düşecekmiş gibi durmak hang v.
bahaneler bulup durmak chicane v.
uslu durmak behave v.
eğri durmak lean v.
karşı durmak let v.
dengede durmak librate v.
belirli bir şekilde durmak land v.
belirli bir yerde durmak land v.
şişirerek sızıntıyı önlemek için suda durmak binge [dialect] [uk] v.
uzak durmak blink v.
dokunup durmak worry v.
dürtüp durmak worry v.
(kötü anılar) aklına gelip durmak haunt v.
dolaşıp durmak mingle v.
frenle durmak brake v.
frenlemiş gibi durmak brake v.
aniden durmak break v.
uzak durmak (hava) hold off v.
yanlış şekilde durmak misstop v.
dolanıp durmak mouse v.
zihinde dönüp durmak revolve v.
el pençe divan durmak genuflect v.
eleştirip durmak obequitate [obsolete] v.
… olacak gibi durmak rine [dialect] [uk] v.
konuşup durmak claik [scotland] v.
dolanıp durmak dander [dialect] [uk] v.
uzak durmak decline [obsolete] v.
televizyon kanalları arasında gezinip durmak graze v.
dolanıp durmak lollop [uk] v.
karşı durmak oppone v.
üzerinde fazla durmak overaccentuate v.
önemle üzerinde durmak overplay v.
aniden durmak overslow v.
ayakta durmak overstride v.
ortalıkta öylece durmak hang v.
uzak durmak curb v.
uzak durmak withhold v.
üstünde durmak impress (on) v.
(dili) dışarda durmak loll v.
övünüp durmak vapor v.
övünüp durmak vapour v.
dolaşıp durmak dispace [obsolete] v.
dolanıp durmak dispace [obsolete] v.
içinde durmak inexist v.
üzerinde durmak dwell v.
beşikte durmak cradle [obsolete] v.
düşecekmiş gibi asılı durmak drip v.
katılmaktan geri durmak drop v.
parçalanmaya dayanırcasına sabit durmak cling v.
el pençe divan durmak crouch v.
didinip durmak fend [dialect] [uk] v.
(sevilmeyen birinden) uzak durmak introject v.
üzerinde durmak italicize v.
üzerinde durmak italicise v.
sessiz durmak peace v.
ileri geri hareket edip durmak dartle v.
huzursuz bir şekilde dolanıp durmak fig [uk] v.
dolanıp durmak flane v.
(bir şeyin) yanında durmak flank v.
uzak durmak forego v.
geri durmak forego v.
üstünde durmak outtop v.
yüksek konumda durmak perch v.
çocuk gibi mırıldanıp durmak prattle v.
önünde durmak preface v.
önde durmak preface v.
bilinenler ışığında … gibi durmak seem v.
omuz omuza durmak shoulder v.
dibinde durmak shoulder v.
bir adım geride durmak shrink v.
bir adım geri durmak shuck [obsolete] v.
uzak durmak shy v.
yanında durmak side v.
bir tarafta durmak side v.
sabit durmak side v.
pasif durmak sit v.
aynı şeyi ötüp durmak cuckoo v.
gezip durmak forwander [dialect] [uk] v.
aniden durmak freeze up v.
köşede durmak skit v.
pasif durmak skulk v.
su üzerinde sırt üstü durmak skull v.
usul usul gezinip durmak sloom [dialect] [uk] v.
söylenip durmak snag [dialect] v.
yakın durmak snuggle v.
sfenks gibi durmak sphinx v.
kambur durmak spraddle v.
kolları-bacakları açarak durmak spread-eagle v.
söylenip durmak spuddle v.
atıl halde durmak stand v.
kenarda durmak stand v.
(sıvı) yerinde durmak stand v.
ayakta dikilerek öylece durmak stand about v.
uzakta durmak stand by v.
mesafeli durmak stand by v.