faal - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

faal



Bedeutungen von dem Begriff "faal" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 54 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
faal active adj.
General
faal busy adj.
faal agile adj.
faal hard adj.
faal full of action adj.
faal dynamic adj.
faal spry adj.
faal energetic adj.
faal militant adj.
faal rousing adj.
faal industrious adj.
faal strenuous adj.
faal brisk adj.
faal living adj.
faal quick adj.
faal alive adj.
faal functioning adj.
faal dashing adj.
faal on the go adj.
faal up and doing adj.
faal go adj.
faal operative adj.
faal gumptious adj.
faal up and coming adj.
faal alacrious adj.
faal alacritous adj.
faal nippy adj.
faal energic adj.
faal vigorous adj.
faal willing [australia] adj.
faal worksome adj.
faal humming adj.
faal operose adj.
faal operous adj.
faal good adj.
faal peert [dialect] adj.
faal springe [dialect] [uk] adj.
faal spruce adj.
faal sprunt [obsolete] adj.
faal in working condition adv.
Colloquial
faal high old adj.
Idioms
faal in business adj.
faal been around adj.
Trade/Economic
faal active adj.
faal operative adj.
faal online adj.
Technical
faal in operation adj.
faal activating adj.
faal operative adj.
faal workable adj.
faal active adj.
Tobacco
faal operative adj.
Archaic
faal throughgoing adj.
faal yern adj.

Bedeutungen, die der Begriff "faal" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 216 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
faal olmayan (yanardağ) dormant adj.
faal olmayan inactive adj.
General
faal yaşlanma active ageing n.
faal üye active member n.
faal yaş active age n.
faal gelişim active development n.
faal alkolik functioning alcoholic n.
(suçun önlenmesinde) faal vatandaş active citizen n.
çok faal olma actuosity n.
faal olmama unactiveness n.
yeterince faal olmama underactivity n.
bir şeyin en faal, üretken, canlı, işlek olan kısmı mainstream n.
abd veya orta amerika'da faal olan bir tür çeteye mensup kimse marero n.
batı şeria'da faal olan, el fetih'in militan bir yan örgütü martyrs of al-aqsa n.
gece vakti faal olan kimse moonlighter n.
faal operasyon motion n.
faal akıl demiurge n.
faal olma operosity n.
(gemi) faal hizmet commission n.
faal kimse peeler n.
faal konum foreground n.
faal bir hayat sürmek be in the swim of things v.
faal bir sosyal hayatı olmak be in the swim of things v.
faal bir hayat sürmek be in the swim v.
faal bir sosyal hayatı olmak be in the swim v.
faal hale getirmek make active v.
gayri faal hale sokmak inactivate v.
faal olmak be active v.
faal görünmek look active v.
faal görünmek seem active v.
aktif/faal olarak katkıda bulunmak contribute actively v.
faal hale getirmek activate v.
faal hale getirmek activize v.
faal hale getirmek activise v.
faal hale getirmek commission v.
faal hale gelmek commission v.
faal hale gelmek inure v.
faal olmak scraffle v.
aşırı faal overactive adj.
gayri faal nonactive adj.
gayri faal inactive adj.
faal olmayan nonoperating adj.
faal olmayan nonoperative adj.
faal olmayan nonworking adj.
faal ve geleceği parlak up-and-coming adj.
çok faal actuose adj.
hayli faal actuose adj.
faal olmayan cessant [obsolete] adj.
faal olmayan unactive adj.
faal olmayan unagile adj.
faal olmayan unalive adj.
faal olmayan uncommitted adj.
faal görevli incumbent adj.
evrenin biçimsel, faal veya üretici prensiplerine ait male adj.
evrenin biçimsel, faal veya üretici prensipleri ile ilişkili male adj.
faal olmayan moribund adj.
faal olmayan low-pressure adj.
yalnızca bolluk zamanındayken ve zorluk veya tehlike yokken faal, etkili, elverişli veya sadık olan fair-weather adj.
faal, kişisel ve sorumlu direct adj.
faal olarak karşı koyan opposing adj.
faal olarak muhalefet eden opposing adj.
bazı faal değişkenlerden olumsuz etkilenmiş performansı düzelten (yardımcı ünite) compensating adj.
arazide faal olan field adj.
aşırı faal superactive adj.
faal bir biçimde livingly adv.
faal olarak operatively adv.
faal bir şekilde spryly adv.
faal olarak militantly adv.
faal olarak actively adv.
faal durumda on adv.
faal durumda on line adv.
sürekli faal on the fly adv.
faal halde rousingly adv.
faal bir şekilde down adv.
faal bir şekilde spruntly adv.
faal hizmette oas (on active service) abrev.
faal görevde oas (on active service) abrev.
Phrasals
faal askerlik görevine çağırmak call up v.
faal askerlik görevine çağırmak call someone up v.
faal hale gelmek act up v.
Colloquial
faal olarak dahil olmuş at it expr.
Idioms
(o anda faal durumdaki) silahlı saldırgan active shooter n.
enerjik ve faal real go-getter n.
aşırı faal/gayretli kimse busy beaver n.
aşırı faal/gayretli kimse busy bee n.
çok faal olmak hum with activity v.
aşırı faal/gayretli busy as a beaver/bee adj.
faal/hareket halinde on the boil expr.
faal bir hayat süren in the swim of things expr.
faal bir sosyal hayatı olan in the swim of things expr.
Trade/Economic
faal mutemetlik active trust n.
bir sektörün en faal olduğu zaman veya mevsim high season n.
faal olmayan şirket nonoperating company n.
faal şerik managing partner n.
faal şirket operating company n.
faal olmayan ortak silent partner n.
faal ticaret active commerce n.
faal nüfus labor force n.
faal ortak active partner n.
faal nüfus economically active population n.
faal politika active policy n.
faal şerik working partner n.
faal görev active duty n.
gayrı faal ortak sleeping partner n.
faal nüfus labour force n.
faal hizmet active service n.
faal üye working partner n.
gayri faal nüfus non-active population n.
faal ortak working partner n.
faal idare executive n.
faal olmayan ortak sleeping partner n.
faal pazar active market n.
faal başkanlık active presidency n.
faal hizmet active duty n.
gayrı faal ortak silent partner n.
faal şerik active partner n.
faal hisse senedi active stock n.
faal ortak acting partner n.
faal piyasa active market n.
faal idare yürütme yetkisi executive n.
faal mükellef active taxpayer n.
faal şerik acting partner n.
uzun süredir faal işlem görmeyen hesap bakiyesi dormant balance n.
temel ilişkileri sabit kalsa da faal olarak kullanılan bir ekonomi çalışma alanı statics n.
Politics
faal hale getirme reactive n.
Institutes
sovyetler'in 1946'dan 1954'e kadar faal olan gizli polis teşkilatı mgb (ministry of state security) abrev.
Technical
faal olmayan bileşen inactive component n.
üzerine bastırarak faal olup olmadığı kontrol edilen lamba push test light n.
yeniden faal göreve çağırmak recall to active duty v.
gayri faal unserviceable adj.
Computer
aylık faal üye monthly active users n.
Telecom
faal telefon numarası working telephone number n.
Construction
faal inşaat metodu active method of construction n.
Automotive
cep telefonu modülü (bluetooth faal) cellular phone module (bluetooth enabled) n.
Aeronautic
üzerine bastırarak faal olup olmadığı kontrol edilen lamba pushtest light n.
Marine
abd kontrolündeki faal gemiler effective us controlled ships n.
abd kontrolündeki faal gemiler euscs (effective us controlled ships) n.
Biology
(birden çok östrus döngüsüne sahip hayvan) cinsel olarak faal olmadığı döneminde bulunan dioestrous adj.
(birden çok östrus döngüsüne sahip hayvan) cinsel olarak faal olmadığı döneminde bulunan diestrous adj.
(birden çok östrus döngüsüne sahip hayvan) cinsel olarak faal olmadığı döneminde bulunan dioestrus adj.
(birden çok östrus döngüsüne sahip hayvan) cinsel olarak faal olmadığı döneminde bulunan diestrual adj.
(birden çok östrus döngüsüne sahip hayvan) cinsel olarak faal olmadığı döneminde bulunan dioestrual adj.
Astronomy
faal galaksi active galaxy n.
faal/etkin kara delik active black hole n.
faal olmayan kara delik dormant black hole n.
Zoology
faal avcı active predator n.
faal yırtıcı active predator n.
Social Sciences
19. yüzyılın ortasında putney, vermont, oneida ve new york'ta faal olan dini bir topluluk oneida perfectionists n.
Education
öğrencilerin faal olarak katılım gösterdiği öğrenme biçimi engaged learning n.
Literature
faal şair practicing poet n.
amerika'da birinci dünya savaşı'ndan sonra faal olmuş yazar nesli lost generation n.
History
1555'te dağılana kadar cenevre'de faal olmuş ve kentin özgürlüğünü calvin'e ve fransız mültecilere karşı savunmuş siyasi bir partiye mensup kimse libertine n.
1555'te dağılana kadar cenevre'de faal olmuş ve kentin özgürlüğünü calvin'e ve fransız mültecilere karşı savunmuş siyasi bir partiye mensup kimse perrinist n.
Religious
dini bir inancın faal mensupları faithful n.
Philosophy
faal akıl inancı demiurgism n.
faal akıl felsefesi demiurgism n.
Geography
meksika'da faal olmayan bir volkan orizaba n.
(yanardağ) sönmemiş ancak gayri faal dormant adj.
Geology
kolombiya'da faal olmayan bir yanardağ tolima n.
deprem etki bölgesinin hemen bitişiğinde yer alan sismik olarak faal olmayan alan kratogen n.
Military
faal deniz ulaştırma komutanlığı active sealift forces n.
faal deniz ulaştırma birlikleri active sealift forces n.
faal hizmet active duty n.
faal görev active duty n.
birlik veya er ihtiyat personelinin eğitim kapsamında ilk faal görevini tamamlamaması durumunda eğitim, emekli veya ihtiyat asli teşkillerine atandığı karar nondeployable account n.
dahili gayri faal kalma süresi intercount dormant period n.
faal durum active state n.
gayri faal oranı noneffective rate n.
gayri faal uçak envanteri inactive aircraft inventory n.
faal ordu active army n.
faal hizmete geçiş öncesi eğitimi preactivation training n.
gayri faal hizmete ayırma işlemi transfer processing n.
faal mücadeleye yönelik tedbirler proactive measures n.
gayri faal durum çizelgesi inactive status list n.
faal vazifeye hazır birlik effective unit n.
füze yerinin faal hale getirilmesi missile site activation n.
gayri faal askeri müessese inactive installation n.
gayri faal görev eğitimi inactive duty training n.
faal hizmetten ayrılma relief from active duty n.
faal hizmet durumu active status n.
faal hizmet active service n.
faal hizmetten ayırma faaliyet merkezi transfer activity n.
gayri faal ihtiyat inactive reserve n.
faal haldeki uçakların toplam mevcudu total active aircraft inventory n.
faal füze rampası oranı missile launcher effective rate n.
gayri faal kurs inactive course n.
faal hizmete geçiş öncesi preactivation period n.
faal pist active runway n.
gayri faal durum inactive status n.
faal taktik füze oranı missile effective rate n.
faal görev emri order into active military service n.
faal birlik active unit n.
faal uçak toplam yetkisi total active aircraft authorization n.
faal görev active service n.
gayri faal milli muhafız teşkilatı inactive national guard n.
gayri faal hava aracı inactive aircraft n.
faal hizmetten ayırma istasyonu transfer station n.
faal uçak active aircraft n.
gönüllü faal göreve çağrı voluntary order or recall to active duty n.
ilk faal görev eğitimi initial active duty training n.
ihtiyat faal eğitim merkezi army reserve centre n.
mecburi faal hizmete yeniden çağrı involuntary order or recall to active duty n.
uzatılmış faal görev extended active duty n.
yıllık faal görev eğitimi annual active duty for training n.
(hava kuvvetleri'nde) en az bir uçak filosu büyüklüğündeki faal birlik, yedek birlik veya koruma birliğinin işlettiği bir tesis minor installation n.
her biri en az dört saat süren ve tek bir gün içinde tamamlanan iki gayri faal görev eğitimi multiple inactive duty training periods n.
faal askeri hizmet duty n.
ilk faal görev eğitimi initial active duty for training n.
askeri operasyonların faal olduğu bölge field of operations n.
gayri faal hale koymak inactivate v.
gayri faal statüye getirmek deactivate v.
gayri faal statüye getirmek deactivate v.
faal durumda operational adj.
Art
fransa'da 1840'larda faal olan bir grup manzara ressamı barbizon school n.
Archaic
maluliyet nedeniyle faal görevden azledilmek invalid v.
Modern Slang
çok faal, aşırı aktif activious adj.