kara - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kara



Bedeutungen von dem Begriff "kara" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Religious
kara n. sih inancında tanrı ile bir olma anlamını taşıyan çelik bilezik

Bedeutungen von dem Begriff "kara" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kara earth n.
kara land n.
kara black adj.
General
kara ground n.
kara territory n.
kara shame n.
kara stain n.
kara smut n.
kara terrafirma n.
kara dishonour n.
kara shore n.
kara land n.
kara ivory-black n.
kara terra-firma n.
kara mainland n.
kara dishonor n.
kara solid earth n.
kara eard [scottish] n.
kara yerd [scotland] n.
kara yird n.
kara yirth [scotland] n.
kara territorial adj.
kara overland adj.
kara dark adj.
kara tenebrous adj.
kara terrestrial adj.
kara bleak adj.
kara sable adj.
kara bad adj.
kara sooty adj.
kara gloomy adj.
kara ominous adj.
kara adust adj.
kara doomful adj.
kara solemn adj.
kara soot-black adj.
kara sootish adj.
kara sooty-black adj.
Law
kara land n.
Technical
kara ebon adj.
Zoology
kara infumate adj.
kara infumated adj.
Literature
kara fold [dialect] [obsolete] n.
kara obsidian adj.
Geography
kara whenua [new zealand] n.
Archaic
kara marl n.
kara sully n.
Slang
kara the mark of cain n.

Bedeutungen, die der Begriff "kara" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kara lahana black cabbage n.
General
kara yolculuğu ground travel n.
kara sağan (kuş) swift n.
kara buğday buckwheat n.
kara mayını land mine n.
kara kafes otu comfrey n.
iki kara parçasını birbirine bağlayan ve deniz kabardığında suyla kaplanan beton yol causeway n.
kıtadan daha küçük, geniş kara parçası subcontinent n.
kara karınlı kumkuşu dunlin n.
kara talih misfortune n.
kara başlı yalı bülbülü blackcap n.
kara leke black eye n.
kara genişlemesi territorial expansion n.
kara rüzgarı land wind n.
kara hindiba dandelion n.
kara sinekkapan pied flycatcher n.
kara kaplumbağası tortoise n.
bir su kütlesine uzantı yapan kara parçası spit n.
kara çalma defamation n.
özellikle büyük kara parçaları üzerinde bir eksen oluşturan dağ sırası cordillera n.
kara cahil ignoramus n.
kara çaylak black kite n.
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
kara kedi black cat n.
avustralya kara yılanı australian blacksnake n.
kara leylek black stork n.
kara kızılkuyruk black redstart n.
kara sumru black tern n.
kara kuşak black belt n.
kara iklimi continental climate n.
kara yazgı black destiny n.
kara leş kargası carrion crow n.
kara leke blotch n.
kişinin kara batmadan yürümesini sağlayan bir ayakkabı veya ayakkabıya iliştirilen bir düzenek snowshoe n.
her türden kara taşıtının hızlı yolculuğu için tasarlanmış kara yolu motorway n.
kara yarıküresi land hemisphere n.
büyük kara parçası landmass n.
kara başlı ötleğen blackcap n.
kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası land mass n.
kara para black money n.
kara koyun black sheep n.
kara çalı black thorn n.
kara gün dostu a friend in need n.
kara başlı dikkuyruk ruddy duck n.
kara görümü landfall n.
kara sakız pitch n.
kara ve deniz meltemi land and sea breeze n.
kara gövde black body n.
kara tahta board n.
kara pazı orache n.
kara kuvvetleri land forces n.
kara kara düşünen kimse brooder n.
kara para dirty money n.
kara kuvvetleri ground forces n.
kara parçası piece of land n.
kara kuğu black swan n.
kara parçası land n.
kara meltemi land breeze n.
kara uçağı land plane n.
kara taşımacılığı road transport n.
kara kara düşünme pensiveness n.
kara çalma slander n.
kara meşe black oak n.
kıtalardan küçük kara parçası subcontinent n.
kara veba black plague n.
kara oluşumu safhası continental phase n.
büyük kara parçası land mass n.
ana kara mainland n.
kara leke smutch n.
kara listedekilerin kayıtlı olduğu defter black book n.
yumurtalarını ete bırakan kara sinek flesh fly n.
kara kütlesi land mass n.
kara turba black peat n.
vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü viaduct n.
bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası cape n.
kara sahanlığı continental shelf n.
kara kızılbacak spotted redshank n.
kara kartal tawny eagle n.
kara kurbağası toad n.
kara havuzu earth pond n.
baldırı kara maidenhair fern n.
kara cahil illiterate person n.
kara gün dostu true friend n.
kara tavuk blackbird n.
kara kitap black book n.
kara ayı black bear n.
kara leke disgrace n.
kara çam larch n.
ileri doğru uzanan dar kara parçası panhandle n.
kara paranın aklanması money laundering n.
kara ayaklı martı kittiwake n.
kara sisi land fog n.
kara ile çevrili liman basin n.
kutuplarda bulunan donmuş kara parçaları permafrost n.
kara mili land mile n.
kara ördek common scoter n.
kara liste blacklist n.
çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı coach n.
kara huş black birch n.
kara parçası mainland n.
kara savaşı ground war n.
kara sırtlı kuyrukkakan mourning wheatear n.
kara haber black news n.
kara büyü yapma jinxing n.
kara kutu flight recorder n.
kara pazı orach n.
kara ağaçkakan black woodpecker n.
kara liste stop list n.
kara çalma slandering n.
kara çarşaf chador n.
kara mizah black humour n.
kara saldırısı ground attack n.
iskoçça'da denize çıkıntı yapan kara burnu anlamında sözcük mull n.
kara yeli land breeze n.
kara harekatı ground war n.
kara talih tragic destiny n.
kara ordusu army n.
kara karga raven n.
kara kurbağa toadfrog n.
kara cahil twat n.
kara nokta black spot n.
kara kıta the dark continent n.
kara adamı landlubber n.
kara gagalı sumru sandwich tern n.
amerikan kara çamı american larch n.
kara leke blot n.
kara yılan mountain black snake n.
kara çalma calumny n.
kara toprak terra firma n.
kara baykuş tawny owl n.
kara veya denizden giden posta surface mail n.
kara kullanım flank n.
kara kış the dead of winter n.
denize uzanan kara parçası spit n.
kara toprak chernozem n.
kara ölçüsü land measure n.
kara kehribar gibi parlak siyah jet black n.
kara korsanı land rover n.
kara nebula dark nebula n.
kara kurbağa toad n.
kara cahillik illiterateness n.
kara haber knell n.
kara taşımacılığı land transport n.
kara kayın black birch n.
kara tahta blackboard n.
kara sevdalı olma atrabiliousness n.
kara çalma aspersion n.
kara liste black list n.
kara yolculuğu land journey n.
kara para illicit money n.
kara delik black hole n.
kara kalem çizim pencil drawing n.
kara delikler black holes n.
kara suları territorial waters n.
kara sevda blind love n.
kara taşıtı land vehicle n.
kara haber bad news n.
kara haber dark news n.
kara liste hit list n.
kara ırk black race n.
kara büyü black magic n.
kara leke black mark n.
kara suları inland waters n.
kara kulaklı kuyrukkakan black-eared wheatear n.
kara gün dostu a foul-weather friend n.
kara boyunlu batağan black-necked grebe n.
kara başlı çinte black-headed bunting n.
kara gün dostu foul-weather friend n.
kara sırtlı martı lesser black-backed gull n.
sel nedeniyle kara veya demiryolunda meydana gelen çöküntü wash-out n.
kara iskete red-fronted serin n.
yeryüzünün kara kısmı terra-firma n.
kara gömlekli blackshirt n.
kara kalem charcoal n.
kara köpek coon n.
ingiltere'de tekerlekli, motorlu veya motorsuz kara taşıma aracı car n.
kamusal kara gezgin ağı public land mobile network n.
kara cahillik utter ignorance n.
kara çalma scandal n.
kara nakil vasıtası land transport vehicle n.
kara nakil aracı land transport vehicle n.
kara sahası territorial field n.
kara nakil aracı land freight vehicle n.
kara nakil aracı road freight vehicle n.
kara nakil aracı road transport vehicle n.
kara nakil vasıtası road freight vehicle n.
kara nakil vasıtası road transport vehicle n.
kara nakil vasıtası land freight vehicle n.
kara şövalye dark knight n.
kara ulaşımı land transport n.
yurt içi deniz ve kara taşımacılığı inland surface transport n.
kara yolu road n.
motorlu kara taşıtları motor land vehicles n.
kara hayvanları land animals n.
kara böcek black bug n.
kara çalma blackwash n.
kara şeytan dark evil n.
kara büyü kitabı grimoire n.
kara büyü dark magic n.
kara lahana collard greens n.
kara tablolar black painting n.
kara cahillik abysmal ignorance n.
kara istilası land invasion n.
kara cumartesi black saturday n.
kara sınırı land border n.
kara mizah dark comedy n.
kara mizah black comedy n.
kara cuma black friday n.
kara şövalye black knight n.
deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker common soldier n.
deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker private n.
deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker enlisted man n.
deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker buck private n.
kara üzüm black grape n.
kara (yeryüzü) solid earth n.
kara sevda infatuation n.
kara çalma calumniation n.
kara alınlı örümcekkuşu lesser grey shrike n.
afrika'da avcıların kara yolculuğu campaign n.
kara cahil kişi agrammatist n.
havadan görülen deniz veya kara manzarası airscape n.
kara büyücü dark wizard n.
kara yolu seyahati road trip n.
kara yolu yolculuğu road trip n.
kara büyücü bakor n.
alında kara leke bar sinister n.
kara büyü yapma voudouism n.
kara büyü kitabı black books n.
kara büyücü black magician n.
kara büyücü black witch n.
kara listeci blacklister n.
kara listeye alan kimse blacklister n.
kara büyü witchcraft n.
kara sevda lovesickness n.
kara büyü yapan bir vudu rahibi boko n.
kara bulutlar brewing n.
(ada, ülke) kara kütlesinin yapısal düzenlemesi build n.
kara büyücülük hoodooism n.
kara büyücülük hoodwink n.
birkaç zirvesi olan veya uzun sırt meydana getiren yüksek kara parçası mountain n.
kara sevdaya düşme love-sickness n.
kara cahil idiot [obsolete] n.
kara cahil kimse ignaro [obsolete] n.
kara çarşaf chuddar n.
kara çarşaf chudder n.
kara çarşaf chuddah n.
kara sevdalı kimse infatuate n.
uğruna kara sevdaya düşülen kimse infatuation n.
kara talih doom n.
çeşitli tekerleksiz kara taşıtlarına verilen ad dray n.
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi drug interdiction n.
kara toprak dry land n.
kara başlı dikkuyruk paddywhack n.
gözü kara kimse fearnaught n.
liman çevresinde yer alan kara bölgesi portland n.
(slalom yarışında) kara sabitlenmiş iki direkten oluşan bir engel gate n.
kara cisim phantom n.
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletme sistemi sealift n.
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletme sealift n.
deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker sergeant [obsolete] n.
kara cahil simple n.
kara koyun slander [obsolete] n.
sulu kara benzeyen madde slush n.
kara çalma sniping n.
(beyazlık, soğukluk, geçicilik gibi yönlerden) kara benzeyen şey snow n.
görünümü kara benzeyen donmuş veya kristalleşmiş madde snow n.
gözü kara olma spunkiness n.
kara cisim yüzeyinin bir santimetre karelik aydınlanma şiddetinin on altıda birine denk bir ölçü birimi standard candle n.
kara çalma sully n.
kara yolu kargo hizmeti surface mail n.
kara yolunda çalışan kimse surfaceman n.
sörfçü kara ördek surfer [dialect] n.
kara büyücülük necromancy n.
kara çalmak denigrate v.
ayaklarına kara su inmek kick one's heels waiting for somebody v.
kara çalmak defame v.
kara olmak smudge v.
kara kara düşünmek brood v.
kara mantarla siyahlaştırmak cork v.
kara çalmak calumniate v.
kara çalmak slander v.
kara kara düşünmek brood over something v.
kara kara düşünmek brood on something v.
kara çalmak blacken v.
kara listeye almak blacklist v.
kara çalmak smut v.
kara borsada satmak sell on the black market v.
kara borsada satılmak be sold on the black market v.
kara borsaya düşmek be available on the black market v.
kara borsaya düşmek be on the black market v.
kara geçmek move into profit v.
yüzünü kara çıkarmak disappoint v.
yüzünü kara çıkarmak embarrass somebody v.
yüzünü kara çıkarmak confound v.
yüzünü kara çıkarmak let down v.
kara geçmek return to profitability v.
kara para aklamak launder the money v.
kara çalmak throw mud at v.
kara tavlamak black-anneal v.
-e kara çalmak slander v.
üstünü örtmek (kara parçası için) top-dress v.
kara sevdaya tutulmak be infatuated with v.
baştan kara gitmek head for disaster v.
kara çıkartmamak do someone proud v.
kara listeye almak blacklist someone v.
kara/toprak ile eşit düzeyde akmak flow along v.
gözü kara biri olmak have an intrepid spirit v.
kara para aklamak launder money v.
kara listeye alınmak be blacklisted v.
kara ile çevirmek landlock v.
yüzünü kara çıkartmamak not let down v.
yüzünü kara çıkarmamak not disappoint v.
yüzünü kara çıkartmamak not disappoint v.
yüzünü kara çıkarmamak not let down v.
kara deseni ile bezemek check v.
kara etrafındaki görüşü kısıtlamak shut in the land v.
kara para aklamak launder v.
(liman veya kanal) kara ile çevirmek landlock v.
(liman veya kanal) neredeyse kara ile çevirmek landlock v.
kara kara düşündürmek mope v.
(zamanı) kara kara geçirmek mope v.
kara kara düşünmek gloom v.
kara kara düşünmek obsess v.
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletmek sealift v.
kara çalmak snipe v.
kara gömmek snow v.
kara gömer gibi batırmak snow v.
kara saplanmak stall v.
bahtı kara unlucky adj.
gözü kara reckless adj.
kara cahil crassly ignorant adj.
gözü kara fearless adj.
kara ile kuşatılmış landlocked adj.
kara kara düşünen broody adj.
gözü kara foolhardy adj.
gözü kara overbold adj.
kara ile çevrili landlocked adj.
kara cahil illiterate adj.
gözü kara unflinching adj.
kara sevdalı lovesick adj.
kara sevdalı atrabilious adj.
kara cahil utterly ignorant adj.
kara kehribar gibi siyah jet adj.
gözü kara intrepid adj.
kıyının kara tarafı onshore adj.
bahtı kara ill-starred adj.
kara bahtlı ill-starred adj.
bahtı kara ill-fated adj.
bahtı kara ill-omened adj.
kara yolu ile yapılan overland adj.
gözü kara rash adj.
gözü kara daredevil adj.
kuzguni kara jet-black adj.
kara cahil benighted adj.
kara çalan calumnious adj.
kara büyü etkisinde cantrip adj.
kara büyü etkisinde cantraip adj.
gözü kara reccheles [obsolete] adj.
gözü kara rechless adj.
mürekkep gibi kara atramentous adj.
(kara parçası) birleştirilmemiş unannexed adj.
(kara parçası) dahil edilmemiş unannexed adj.
(kara parçası) ilhak edilmemiş unannexed adj.
gözü kara unblenching adj.
gözü kara undaunted adj.
kara ile kuşatılmış landlocked adj.
gözü kara madbrain [obsolete] adj.
gözü kara mad–brained adj.
kara ciğerinden hasta liverish adj.
kara gözlü black-eyed adj.
kara başlı blackhead adj.
kara ile çevrili olan midland adj.
neredeyse kara ile çevrili olan midland adj.
kara sevdaya düşen lovesick adj.
kara sevdaya düşen love-sick adj.
kara sevdadan kaynaklanan love-sick adj.
kara sevdayı ifade eden love-sick adj.
yüze kara çalan obloquial adj.
gözü kara overhardy adj.
kara sevdalı infatuate adj.
bahtı kara infaust adj.
kara sevdalı fancy-sick adj.
kara sakıza ait piceous adj.
kara sakız ile ilgili piceous adj.
kara sakıza benzer piceous adj.
kara cahil peasantlike adj.
(deniz, kara veya hava) sert ve bulanık dirty adj.
bahtı kara sinistrous adj.
gözü kara stand-up adj.
kara veya deniz yolu ile taşınan (posta) surface adj.
deniz veya kara yolu ile taşınan posta olarak işlem gören surface adj.
kara kara düşünerek broodily adv.
bir kara adamı olarak landlubberly adv.
kara kara düşünerek broodingly adv.
gözü kara bir şekilde foolhardily adv.
kara yolu ile by land adv.
kara yönünde landwards adv.
gözü kara bir şekilde unflinchingly adv.
kara gün için for a rainy day adv.
kara kışta in the deep of winter adv.
kara listede on the black list adv.
kara çalarak calumniously adv.
kara çalarak slanderously adv.
gözü kara biçimde recklessly adv.
(gemi, kara) görünen yönünde where away adv.
kara üzerinden overland adv.
kara göründü land ahoy interj.
kara uçağı lp (landplane) abrev.
kara büyü kitabı grimoires
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kara kara düşünmek brood over someone or something v.
kara kara düşünmek brood about (someone or something) v.
kara kara düşünmek brood about someone or something v.
kara kara düşünmek brood on someone or something v.
kara kara düşünmek brood over someone or something v.
kara yoluyla yola çıkmak wheel off v.
(birine/bir şeye) kara çalmak blow upon (someone or something) [obsolete] v.
(birine/bir şeye) kara çalmak blow on (someone or something) [obsolete] v.
hakkında kara kara düşünmek brood about v.
-i kara kara düşünmek brood over v.
kara ortak etmek cut to v.
Phrases
kazan kazana kara demiş beam in (one's) eye expr.
kara kışta in the depth of winter expr.
Proverb
iyi dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
tencere dibin kara seninki benden kara the pot calls the kettle black
kara haber tez duyulur bad news travels fast
ak akçe kara gün içindir save up something for a rainy day
ak akçe kara gün içindir one must put by for a rainy day
ak akçe kara gün içindir save for a rainy day
tencere dibin kara seninki benden kara the pot calling the kettle black
tencere dibin kara seninki benden kara it takes one to know one
ne karanlıkta yat ne kara düş gör foresight is better than hindsight
ak akçe kara gün içindir keep something for a rainy day
dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
gerçek dost kara günde belli olur a friend in need is a friend indeed
isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara a dumb priest never got a parish
ak akçe kara gün içindir early money is like yeast
dost kara günde belli olur a false friend and a shadow stay only while the sun shines
iyi gün dostu kara günde yok olur a false friend and a shadow stay only while the sun shines
ak akçe kara gün içindir early money is like yeast, because it helps to raise the dough
dost kara günde belli olur friend in need is a friend indeed
gerçek arkadaş kara günde belli olur friend in need is a friend indeed
her sürünün içinde bir kara koyun vardır there is a black sheep in every flock
Colloquial
kara listeye alma bozo filter n.
kara büyü black art n.
kara gün a black day n.
kara haber job's news n.
kara leke black wash n.
ücretsiz kara yolu yolculuğu hitch n.
kara leke dog box [new zealand] n.
ayaklarına kara sular inmek be worn to a frazzle v.
aralarına kara kedi girmek be at loggerheads v.
aralarında kara kedi olmak be at loggerheads v.
bahtı kara olmak be down on one’s luck v.
kara çalmak fling/sling/throw mud v.
(birine) kara çalmak fling/sling/throw mud (at somebody) v.
ne bu kara kara düşündüğün? what's biting (someone)? expr.
kara kaplı kitaba göre by the book expr.
kara kaplı kitaba göre according to the book expr.
vay benim kara bahtım just my luck expr.
tencere dibin kara seninki benden kara hello pot, meet kettle expr.
tencere dibin kara seninki benden kara pot, meet kettle expr.
akla kara değil not all black and white expr.
kara listeye alınan/alınmış çalışan dnu (do not use) expr.
tencere dibin kara seninki benden kara hi pot, meet kettle expr.
Idioms
kara leke a black mark (against somebody) n.
kara leke a black spot n.
üzerinde kara bulutlar olma a cloud hangs over (someone or something) n.
üzerinde kara bulutlar dolaşma a cloud hangs over (someone or something) n.
kara göz black eye n.
kara leke a black mark beside (one's) name n.
küçük kara kitap little black book n.
küçük kara kitap little black book n.
kara kutu black box n.
kara kutu black box n.
kara kutu a black box n.
kara kutu a black box n.
kara talih bad break n.
kara çalma/sürme bogus beef n.
kara çalma/sürme bum beef n.
adındaki kara leke black mark beside someone's name n.
bahtı kara an albatross round someone's neck n.
bahtı kara an albatross round about someone's neck n.
bahtı kara the albatross round about someone's neck n.
bahtı kara the albatross round someone's neck n.
gözü kara as bold as brass n.
kara liste black list n.
kara mizah gallows humour n.
kara gün akçesi rainy day fund n.
kara gün rainy day n.
kara mizah gallows humor n.
kara sevda bad romance n.
kara gün dostu a friend in need n.
kara liste a hit list n.
kara günler dark days n.
kara talih hard cheese n.
kara gün a rainy day n.
kara gün black day n.