kayan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kayan



Bedeutungen von dem Begriff "kayan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kayan slithery adj.
kayan slippery adj.
kayan gliding adj.
kayan sliding adj.
kayan floating adj.
kayan fluctuating adj.
kayan labent adj.
kayan slipping adj.
kayan slithering adj.
kayan smooth adj.
Technical
kayan sliding adj.
Informatics
kayan floating adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kayan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 138 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kayan kum quicksand n.
kayan yazı bandı ticker n.
kayan yıldız shooting star n.
kayan yıldız falling star n.
kayan değişim floating changeover n.
kayan bir kaya a sliding rock n.
tepeden aşağı kayan taş toprak landslide n.
kayan toprak landslide n.
kayan kütle glissade n.
paten kayan kimse roller-skater n.
tekerlekli paten kayan kimse roller-skater n.
kayan düğüm slide knot n.
eğimli yüzeyden kayan kimse slider n.
birden kayan chopping adj.
kolayca kayan running adj.
(araç) yağ gibi kayan surefooted adj.
(araç) yağ gibi kayan sure-footed adj.
Colloquial
çok hızlı koşan, yüzen, kayan atlet speed demon n.
Trade/Economic
kayan tahmin rolling forecast n.
Advertising
kayan reklam floating ad n.
kayan görsel slider n.
kayan afiş slider n.
Technical
belirli zamanı göstermek için direkten aşağı kayan bir top time-ball n.
kayan nokta floating point n.
kayan nokta biçimi floating point form n.
kayan yüzeyler sliding surfaces n.
kayan kipli denetim sliding mode control n.
kayan ayrım tabanı floating point radix n.
kayan yığın sliding mass n.
kayan yük askısı sliding load rack n.
kayan ayrım tabanı floating point base n.
kayan taşıyıcılı dalga floating-carrier wave n.
kayan noktalı gösterim floating point representation n.
kayan/kaymış şev failed slope n.
kayan ayrımlı gösterim floating point representation n.
kayan sıfır floating zero n.
kayan blok deneyi sliding block test n.
kayan yazmaç shift register n.
kayan dizelge pushup list n.
kayan nokta birimi floating point unit n.
kayan kütle sliding mass n.
rotor için kayan pompa vane pump n.
Computer
bir tür kayan yazı crawler n.
bir tür kayan yazı news ticker n.
bir tür kayan yazı slide n.
çift duyarlıklı kayan nokta double n.
çift kesinlikli kayan nokta double n.
kayan noktalı floating point n.
kayan yazı scrolling text n.
kayan yazı için seçenekler options for scrolling marquee n.
kayan yazı iadesi marquee refund n.
kayan dizelge pushup list n.
kayan yazı kataloğu marquee catalog n.
kayan ayrımlı gösterim floating point representation n.
kayan raylar sliding trays n.
kayan yazı marquee n.
kayan yazı faturası marquee invoice n.
kayan yazı fiyat teklifi marquee quote n.
kayan metin scrollingtext n.
kayan kenarlık marquee n.
kayan yazı kenar çubuğu marquee sidebar n.
kayan noktalı biçim floating-point format n.
kayan yazı ayarları marquee setup n.
kayan noktalı değişmez floating-point constant n.
kayan metin flowing text n.
kayan yazı görüntüsü marquee display n.
kayan yazı denetimi marquee control n.
kayan nokta birimi floating-point unit n.
kayan noktalı gösterim floating point representation n.
kayan metin scrolling text n.
kayan sıfır floating zero n.
kayan yıldız shooting star n.
saniyede bir milyar kayan nokta işlemi gigaflop n.
tek duyarlıklı kayan nokta single-precision floating-point n.
tek duyarlıklı kayan nokta biçimi single-precision floating-point format n.
ana işlemcinin hem kayan nokta hem de tam sayı işlemlerini test eden karşılaştırmalı değerlendirme programı whetstone n.
saniyede bir milyar kayan nokta işlemine denk bilgisayar hızı ölçüsü gigaflops n.
milyon kayan noktalı işlem/saniye million floating point operations per second n.
kayan noktalı sayı gösterimi floating-point representation n.
(veriyi) kayan noktalı gösterimden sabit noktalı gösterime dönüştürmek fix v.
kayan noktalı floating-point adj.
kayan yazı baklava dokulu marquee argyle adj.
Informatics
kayan noktalı veri floating-point data n.
kayan noktalı işlemler floating-point arithmetic n.
kayan noktalı gösterim floating-point representation n.
kayan noktalı sayı floating-point number n.
kayan noktalı yazmaç floating-point register n.
kayan noktalı işlemci floating-point processor n.
kayan nokta işlem birimi floating-point unit n.
kayan sıfır floating zero n.
kayan ondalık nokta floating decimal n.
kayan noktalı floating-point adj.
Telecom
kayan noktalı veri floating-point data n.
Mechanic
mil üzerinde kayan kollara bağlı süngülerle kurulan bir tür tertibat bayonet clutch n.
Architecture
yukarı ve aşağı kayan pencere kanadı vertical sash n.
Construction
mira üzerindeki kayan görüş çubuğu target n.
Automotive
kayan muhafaza sliding capsule n.
Aeronautic
acil durumlarda uçağı terk etmek için kullanılan kayan botların devreden çıkarılması disarm n.
Medical
içe kayan (göz) esotropic adj.
Math
ölçüm aletinin kayan bölümü cursor n.
sürgülü cetvel üzerinde kayan şeffaf kare cursor n.
kayan nokta gösterimi floating-point notation n.
kayan noktalı sayı gösterimi floating-point notation n.
kayan nokta ile gösterilen sayı floating-point number n.
kayan noktalı sayılar üzerinden ölçülen aritmetik işlem floating-point operation n.
kayan noktalı gösterim sistemi floating-point representation system n.
kayan nokta gösterimi floating-point representation system n.
kayan noktalı sayı gösterimi floating-point representation system n.
kayan noktalı matematiksel gösterim kullanan floating-point adj.
(matematiksel ifade) kayan nokta ile gösterilen floating-point adj.
Physics
kayan sürtünmeli kavrama slip friction clutch n.
Astronomy
arkasından ışık saçarak kayan bir meteor veya parlak yıldız bolis n.
dünya atmosferine girdiğinde yanarken 'kayan yıldız' olarak gözlemlenebilen küçük kuyruklu yıldız parçaları meteors n.
kayan yıldız shooter n.
kayan yıldız star showers n.
kırmızıya kayan redshifted adj.
kızıla kayan redshifted adj.
birbiri içinde kayan eklemlerle hareket edebilen telescopic adj.
Botanic
kayan yıldız çiçeği cyclamen n.
Social Sciences
(sosyal olgular) odak noktasından kayan sympodial adj.
Linguistics
kayan ton contour tone n.
kayan ünlüleşme dipthongisation n.
kayan ünlü diphthong n.
kayan ünlü gliding vowel n.
kayan ünlüleşme diphthongisation n.
kayan ünlüleşme diphthongization n.
kayan ünlüleşme diphthongation n.
kayan ses slide n.
Religious
göktaşları ve kayan yıldızlar kullanılarak kehanette bulunma meteormancy n.
Hunting
mil üzerinde kayan kollara bağlı süngülerle kurulan bir tür tertibat bayonet joint n.
Sport
kızakla kayan kimse tobogganist n.
(körlingde) hareket eden yüzeyi üzerinde duramadığı için ilerlerken bir yandan diğer yana kayan taş wobbler n.
iki ayağın paralel vaziyette tutturulduğu tek ve düz kayakla kayan sporcu monoskier n.
paten sahasında kayan kimse rinker n.
sağdan başlayıp sola kayan top curve n.
yarış öncesi pisti kayan sporcu forerunner n.
Art
balede kayan bir adım glissade n.
Music
davul kordonunu gerilimini değiştirmek için kayan deri halka brace n.