smooth - Türkisch Englisch Wörterbuch

smooth

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "smooth" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 129 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
smooth adj. düz
The sea looks calm and smooth.
Deniz sakin ve düz görünüyor.

More Sentences
smooth adj. pürüzsüz
Marble countertops are smooth and durable.
Mermer tezgâhlar pürüzsüz ve dayanıklıdır.

More Sentences
smooth adj. düzgün
This will also allow for the smoother operation of the internal market.
Bu aynı zamanda iç pazarın daha düzgün işlemesine de olanak sağlayacaktır.

More Sentences
smooth v. düzlemek
General
smooth v. yumuşatmak
I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.

More Sentences
smooth v. düzleştirmek
Smooth down the surface of the table and apply varnish.
Masanın yüzeyini düzleştirip vernik sürdü.

More Sentences
smooth v. sürmek
He smoothed a generous amount of sunscreen on his nose.
Burnuna bol miktarda güneş kremi sürdü.

More Sentences
smooth adj. sorunsuz
Regular maintenance ensures low noise and smooth operation.
Düzenli bakım, gürültü düzeyinin düşük ve işletimin sorunsuz olmasını sağlar.

More Sentences
smooth adj. tatlı
Tom is a smooth talker.
Tom tatlı konuşan biri.

More Sentences
smooth adj. sarsıntısız
The spacecraft made a smooth landing on the Moon.
Uzay aracı Ay'a sarsıntısız bir iniş yaptı.

More Sentences
smooth adj. pütürsüz
Beat butter on high speed until it's smooth.
Tereyağını pütürsüz oluncaya dek yüksek hızda çırpın.

More Sentences
smooth adj. mükemmel
The wall appeared to be smooth and impenetrable.
Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.

More Sentences
smooth adj. sakin
I like to put on smooth tunes and relax.
Sakin müzikler açıp rahatlamayı severim.

More Sentences
smooth adj. akıcı
Empathy will make you a better smooth talker.
Empati kurmak sizi daha iyi akıcı bir konuşmacı yapacaktır.

More Sentences
smooth adj. düz
It's nice to drive on a smooth road.
Düz yolda araba kullanmak güzel.

More Sentences
smooth adj. pürüzsüz
The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
Raporun pürüzsüz işbirliğinden bahsetmesi ise hukuki açıdan tamamen saçmalıktır.

More Sentences
Technical
smooth v. düzeltmek
Marvin looked in the mirror and smoothed his hair back.
Marvin aynaya baktı ve saçını düzeltti.

More Sentences
smooth adj. düzgün
The Green Paper states that the fragmentation of rules has prevented the smooth functioning of the internal market.
Yeşil Kitap, kuralların parçalanmasının iç pazarın düzgün işlemesini engellediğini belirtmektedir.

More Sentences
smooth adj. pürüzsüz
Their smooth, wide shells provide the perfect substrate for many other marine organisms to live on.
Pürüzsüz, geniş kabukları, diğer birçok deniz organizmasının yaşaması için mükemmel bir alt tabaka sağlar.

More Sentences
Textile
smooth adj. yumuşak
This Columbian coffee has a smooth taste.
Bu Kolombiya kahvesinin yumuşak bir tadı var.

More Sentences
Music
smooth adj. akıcı
The engine runs as smooth as butter.
Motor tereyağı gibi akıcı çalışıyor.

More Sentences
General
smooth n. düzlük
smooth n. düzeltme
smooth n. çayır
smooth n. mera
smooth n. otlak
smooth n. ova
smooth n. çayırlık
smooth n. durgun deniz
smooth n. durgun su alanı
smooth n. düzleştirici hareket
smooth n. pürüzsüzlük
smooth n. düzleştirici alet
smooth n. pürüz giderici alet
smooth n. törpü
smooth n. zımpara
smooth v. buruşukluklarını gidermek
smooth v. sistirelemek
smooth v. yatıştırmak
smooth v. kolaylaştırmak
smooth v. tesviye etmek
smooth v. kolaylaşmak
smooth v. düz bir hale getirmek
smooth v. sakinleşmek
smooth v. sakinleştirmek
smooth v. yatıştırmak
smooth v. arayı bulmak
smooth v. teskin etmek
smooth v. (yüzünü) ifadesizleştirmek
smooth v. (yüzünden) ifadeyi silmek
smooth v. (yüzünü) donuklaştırmak
smooth v. yumuşamak
smooth v. pürüzsüzleşmek
smooth v. düzleşmek
smooth adj. huzur veren
smooth adj. rahat
smooth adj. cerbezeli
smooth adj. arızasız
smooth adj. çalkantısız (deniz)
smooth adj. hoş tavırlarıyla insanları kandıran
smooth adj. içinde katı parçalar bulunmayan (sıvı)
smooth adj. topaksız
smooth adj. hoş
smooth adj. yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan
smooth adj. kekre olmayan (içki)
smooth adj. yalçın
smooth adj. şık
smooth adj. müstevi
smooth adj. kolay
smooth adj. tadı hoş olan
smooth adj. acı olmayan (içki)
smooth adj. mülayim
smooth adj. kılsız
smooth adj. yalız
smooth adj. engelsiz
smooth adj. problemsiz
smooth adj. telaşsız
smooth adj. hoş fakat aldatıcı
smooth adj. tüysüz
smooth adj. perdahlı
smooth adj. çok hoş ve insanı rahatlatan
smooth adj. kaygan
smooth adj. dümdüz
smooth adj. daha yumuşak
smooth adj. aşınmış
smooth adj. sürekli
smooth adj. kesintisiz
smooth adj. akıp giden
smooth adj. akışkan
smooth adj. engelsiz
smooth adj. kayıp giden
smooth adj. kayan
smooth adj. durmayan
smooth adj. sabit ilerleyen
smooth adj. uzman
smooth adj. becerikli
smooth adj. yetenekli
smooth adj. arkadaş canlısı
smooth adj. dost canlısı
smooth adj. sevecen
smooth adj. samimi
smooth adj. (hareket) doğal
smooth adj. (davranış) rahat
smooth adv. kolayca
smooth adv. pürüzsüzce
smooth adv. yumuşakça
smooth adv. sorunsuzca
Colloquial
smooth adj. kılçıksız
Technical
smooth v. düzelmek
smooth v. (kesikli çizgiyi) düz çizgi haline getirmek
smooth v. (grafiği) düzenli hale getirmek
smooth adj. düz
smooth adj. sürtünmesiz
smooth adj. (yansıyan yüzey) düzensiz
smooth adj. (metal eğe) pürüzsüz uçlu
smooth adj. (metal eğe) düz uçlu
Math
smooth v. (ifadeyi) sadeleştirmek
smooth adj. (eğri) sürekli yapıdaki birinci türev fonksiyonunu gösteren
Biology
smooth adj. (bağımsız bakteri zincirleri) yumuşak koloni oluşturan
Linguistics
smooth v. (ünlü sesi) tek sesli ünlüye dönüştürmek
smooth v. (ünlü sesi) tek seslileştirmek
smooth adj. (yunancada sesli harf) yumuşak
smooth adj. (patlamalı ünsüz) ötümsüz
Tennis
smooth n. tenis raketinin düz tarafı
Card
smooth adj. (poker eli) kurtarır durumda olan
smooth adj. (poker eli) nispeten iyi
Music
smooth adj. birbirine bağlı şekilde akıp giden
smooth adj. (seslendirmeler) küçük aralıklar ile ilerleyen
Engineering
smooth v. alternatif akım dalgasını çıkarmak

Bedeutungen, die der Begriff "smooth" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 353 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
smooth out v. düzlemek
General
smooth transition n. yumuşak geçiş
The banks and their staff have also contributed a great deal to the smooth transition.
Bankalar ve çalışanları da yumuşak geçiş sürecine büyük katkıda bulunmuşlardır.

More Sentences
smooth down v. düzeltmek
Mary smoothed down her skirt.
Mary eteğini düzeltti.

More Sentences
smooth out v. düzeltmek
Using beard oil can help smooth out your beard and keep it under control.
Sakal yağı kullanmak sakalınızı düzeltmenize ve kontrol altında tutmanıza yardımcı olabilir.

More Sentences
as smooth as adj. kadar yumuşak
The engine runs as smooth as butter.
Motor tereyağı kadar yumuşak çalışıyor.

More Sentences
Colloquial
smooth as glass expr. cam gibi pürüzsüz
The sea was as smooth as glass.
Deniz cam gibi pürüzsüzdü.

More Sentences
Math
smooth surface n. pürüzsüz yüzey
The smooth surface provides better corrosion resistance.
Pürüzsüz yüzey daha iyi korozyon direnci sağlar.

More Sentences
General
thin and smooth leaf n. canfes gibi yaprak
smooth talking n. düzgün konuşma
quite smooth n. dümdüz
smooth surface n. düz zemin
smooth skin n. pürüzsüz cilt
smooth operation n. sorunsuz/düzgün işlem
smooth-talker n. tatlı dille istediğini yaptıran kimse
smooth-talker n. ikna yeteneği olan kimse
smooth down v. sakinleşmek
smooth the way v. kolaylaştırmak
smooth away v. düzeltmek
smooth away v. gidermek
smooth over v. düzlemek
smooth down v. düzelmek
smooth over v. sürmek (bir şeyi bir yere)
smooth out v. pürüzsüzleştirmek
smooth away v. kurtulmak
smooth things over between v. barıştırmak
smooth down v. sakinleştirmek
smooth over v. düzeltmek
become smooth v. düzleşmek
smooth down v. yatıştırmak
smooth down one's hair v. saçlarını yatırmak
smooth the way for somebody v. kıyak geçmek
smooth over v. tatlıya bağlamak
rub smooth v. cumbalamak
smooth over v. yumuşatmak
be smooth v. düzgün olmak
become smooth v. düzgünleşmek
smooth (down) one's skirt v. eteğini düzeltmek
smooth ruffled feathers v. olumsuz bir duyguyu veya düşünceyi törpülemek
smooth ruffled feathers v. olumsuz bir duyguyu bastırmak
grind until smooth v. pürüzsüz olana dek dövmek/ezmek
smooth [obsolete] v. cilalamak
smooth-talk v. kanına girmek
smooth-talk v. dalkavuklukla kandırmak
smooth [obsolete] v. parlatmak
smooth-talk v. pohpohlayarak aklını çelmek
smooth-talk v. ikna etmek
smooth [obsolete] v. rafine etmek
very smooth adj. sinekkaydı
smooth spoken adj. tatlı dilli
smooth spoken adj. düzgün konuşan
very smooth adj. dümdüz
smooth shaven adj. düzgün tıraşlı
smooth-tongued adj. baldudaklı
smooth-spoken adj. kendini açıkça etkili olarak ifade eden
smooth-faced adj. ikiyüzlü
smooth-tongued adj. tatlı dilli
smooth-tongued adj. iki yüzlü
smooth-faced adj. sakalsız
smooth-faced adj. iki yüzlü
smooth-chinned adj. sakalsız
smooth-tongued adj. riyakar
smooth-faced adj. mürai
smooth-spoken adj. tatlı dilli
smooth-tongued adj. ikiyüzlü
smooth-tongued adj. nabza göre şerbet veren
extra-smooth adj. çok düzgün
as smooth as a baby's butt adj. bebek poposu kadar pürüzsüz
as smooth as a baby's butt adj. bebek poposu gibi pürüzsüz
smooth for adj. için düzgün/düz
smooth-haired adj. düz saçlı
satin-smooth adj. saten gibi yumuşak ve pürüzsüz
smooth-running adj. akıp giden
smooth-bodied adj. pürüzsüz vücutlu
smooth-skinned adj. yumuşak derili
smooth-faced adj. saten hissi uyandıran
smooth-faced adj. pürüzsüz
smooth-running adj. sürtünmesiz
smooth-faced adj. yumuşacık
smooth-skinned adj. yüzeyi pürüzsüz
smooth-talking adj. dilbazlık yapan
smooth-skinned adj. pürüzsüz derili
smooth-bodied adj. yumuşak gövdeli
smooth-running adj. sürtünmeyen
smooth-shelled adj. pürüzsüz kabuklu
smooth-shelled adj. parlak kabuklu
smooth-talking adj. tatlı dille ikna eden
smooth-bodied adj. pürüzsüz gövdeli
smooth-skinned adj. yumuşak ciltli
smooth-running adj. sorunsuz çalışan
smooth-running adj. etkili bir şekilde çalışan
smooth-shelled adj. yumuşak kabuklu
smooth-talking adj. yapmacık ama güzel konuşan
smooth-faced adj. (özellikle kumaş) yumuşak dokulu
Phrasals
smooth away v. düzleştirmek
smooth out v. gidermek
smooth out v. kolaylaştırmak
smooth back v. (kırışmış kağıdı) düzlemek
smooth back v. geri düzleştirmek
smooth back v. (saçı) arkaya doğru çekmek
smooth back v. buruşukluğunu gidermek
smooth something on v. bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine ovarak sürmek
smooth something on v. bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine yaymak
smooth something onto someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine ovarak sürmek
smooth something onto someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin yüzeyine/derisine yaymak
smooth something back v. bir şeyi geriye doğru almak/bastırmak
smooth something back v. bir şeyi geriye doğru düzeltmek
smooth onto v. yüzeyine/derisine yaymak
smooth onto v. yüzeyine/derisine ovarak sürmek
smooth on v. yüzeyine/derisine yaymak
smooth on v. yüzeyine/derisine ovarak sürmek
Phrases
smooth seas do not make good sailors expr. dalgasız denizde usta denizci yetişmez
smooth seas don't make good sailors expr. dalgasız denizde usta denizci yetişmez
Proverb
course of true love never did run smooth gerçek aşkın yolu engebelidir
a smooth sea never made a skillful sailor. çarşaf gibi bir deniz asla mahir bir denizci yetiştirmemiştir
course of true love never did run smooth gerçek aşkın yolu inişli çıkışlıdır
course of true love never did run smooth gerçek aşk düz bir yol izlemez
Colloquial
smooth-shaven adj. tam kazınmış (saç)
smooth-shaven adj. sıfıra kazınmış (saç)
smooth-shaven adj. saçlarını sıfıra vurdurmuş
dead-smooth adj. çok pürüzsüz
dead-smooth adj. dümdüz
smooth as silk expr. cam gibi pürüzsüz
Idioms
smooth operator n. nabza göre şerbet veren kimse
smooth operator n. çıkarcı
smooth sailing n. işlerin yolunda gitmesi
smooth sailing n. işlerin sorunsuz ilerlemesi
smooth sailing n. işlerin pürüzsüz gitmesi
smooth sailing n. basit iş
smooth sailing n. rahat ve sorunsuz iş
a smooth tongue n. tatlı dil
a smooth tongue n. kibar konuşma
a smooth tongue n. güçlü ve etkili konuşma
a smooth tongue n. yumuşak dil
a smooth tongue n. ikna edici konuşma
a smooth operator n. insanları zekice manipüle ederek/yönlendirerek/ikna ederek başarılı olan kimse
a smooth operator n. istediğini yaptırma konusunda başarılı kimse
a smooth operator n. insanları yönetme konusunda başarılı kimse
a smooth operator n. iyi insan yöneten kimse
smooth talking n. ikna edici konuşma
smooth talking n. tatlı dille ikna etme
smooth something over v. tatlıya bağlamak
smooth over the cracks v. sümenaltı etmek
smooth over the cracks v. kusurları gizlemek
smooth over the cracks v. hataları örtmek
smooth over the cracks v. sümen altı etmek
smooth over the cracks v. hasır altı etmek
smooth over the cracks v. halının altına süpürmek
take the rough with the smooth v. (zorluğu vb.) oldugu gibi kabul etmek
take the rough with the smooth v. hayatı olduğu gibi kabul etmek
smooth somebody's way v. birinin bir şeyi yapmasını kolaylaştırmak
smooth somebody's way v. birinin önünü açmak
smooth the way for somebody v. birinin önünü açmak
smooth the way for somebody v. birinin bir şeyi yapmasını kolaylaştırmak
smooth (somebody's) ruffled feathers v. (birinin) gönlünü almak
smooth (somebody's) ruffled feathers v. birini sakinleştirmek
smooth as silk v. ipek gibi yumuşak
as smooth as silk v. ipek gibi yumuşak
as smooth as a baby's bottom v. ipek gibi yumuşak
smooth as a baby's bottom v. ipek gibi yumuşak
smooth the path for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünü açmak
smooth the way for (someone or something) v. (biri/bir şey) için işleri/durumu kolaylaştırmak
smooth the way v. uygun zemini hazırlamak
smooth the way for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) önünü açmak
smooth the path v. önünü açmak
smooth the path v. kolaylaştırmak
smooth the path v. uygun zemini hazırlamak
smooth the path for (someone or something) v. (biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak
smooth the path for (someone or something) v. (biri/bir şey) için işleri/durumu kolaylaştırmak
smooth the way v. önünü açmak
smooth the way for (someone or something) v. (biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak
smooth as silk adj. kadife gibi pürüzsüz
(as) smooth as a baby's bottom adj. ipeksi
(as) smooth as a baby's bottom adj. bebek poposu gibi yumuşak
(as) smooth as glass adj. çarşaf gibi (durgun su)
(as) smooth as a baby's bottom adj. bebeksi
(as) smooth as a baby's bottom adj. bebek cildi gibi yumuşak
(as) smooth as glass adj. cam gibi (durgun su)
silky smooth adj. cazibeli
silky smooth adj. tatlı dilli
silky smooth adj. çok yumuşak
silky smooth adj. ipek gibi
silky smooth adj. alımlı
silky smooth adj. çekici
smooth like butter adj. tereyağı gibi pürüzsüz
in smooth water expr. zorluk veya sıkıntıdan kurtulmuş
in smooth water expr. refaha kavuşmuş
as smooth as a baby's bottom expr. kadife gibi yumuşak
as smooth as silk expr. cam gibi pürüzsüz
as smooth as glass expr. cam gibi pürüzsüz
smooth as a baby's bottom expr. kadife gibi pürüzsüz
as smooth as a baby's bottom expr. kadife gibi pürüzsüz
as smooth as silk expr. kadife gibi pürüzsüz
as smooth as a silk expr. aşırı nazik
smooth as silk expr. aşırı nazik
smooth as silk expr. çok kibar
as smooth as a silk expr. çok kibar
in smooth waters expr. dalgasız suda
in smooth water expr. çalkantıdan uzak
in smooth waters expr. sütliman
in smooth water expr. sakin sularda
in smooth water expr. durgun sularda
in smooth waters expr. durgun suda
in smooth water expr. sütliman
in smooth water expr. durgun suda
in smooth water expr. çarşaf gibi suda
in smooth waters expr. durgun sularda
in smooth waters expr. sakin suda
in smooth water expr. dalgasız suda
in smooth waters expr. çarşaf gibi suda
in smooth waters expr. sakin sularda
in smooth waters expr. çalkantıdan uzak
in smooth water expr. sakin
in smooth water expr. sakin suda
in smooth waters expr. sakin
Speaking
you have to take the rough with the smooth expr. hamama giren terler
Industry
smooth plane n. ahşap planya
Technical
smooth pile n. sürtünmesiz kazık
smooth pile n. pürüzsüz kazık
smooth functioning n. aksamadan çalışma
smooth plywood n. düz kontrplak
hydraulic smooth n. hidrolik cilalı
smooth curve n. pürüzsüz eğri
smooth boundary n. cilalı cidar
smooth panel n. pürüzsüz levha
smooth pile n. düz yüzeyli kazık
smooth traffic n. düzgün trafik
smooth surface n. cilalı satıh
quasi smooth flow n. sıçramalı akım
smooth functioning n. arızasız çalışma
smooth bend n. düz boru dirseği
smooth-surfaced roofing n. düz yüzeyli çatı örtüsü
smooth coating n. pürüzsüz kaplama
smooth grinding n. hassas taşlama
smooth grinding n. ince taşlama
smooth rolls n. düz merdaneler
homogeneous and heterogeneous smooth rubber floor coverings n. homojen ve heterojen düz yüzeyli lastik yer döşemeleri
homogeneous and heterogeneous smooth rubber floor coverings with foam backing n. homojen ve heterojen düz yüzeyli köpük sırtlı lastik yer döşemeleri
smooth running n. düzgün çalışma
smooth running n. sarsıntısız çalışma
super-smooth adj. (metal eğe) çok pürüzsüz
Computer
smooth screen n. düz ekran
smooth shading n. yumuşak gölgelendirme
smooth end n. düzgün bitiş
smooth shading n. yumuşak gölgeleme
smooth point n. düzgün nokta
smooth start n. düzgün başlangıç
Informatics
smooth traffic n. düzgün trafik
smooth curve n. pürüzsüz eğri
smooth shading n. yumuşak tonlama
smooth a curve v. bir eğriyi düzleştirmek
Telecom
smooth call arrival n. düzenli gelen çağrılar
Construction
smooth surface n. düzgün yüzey
Automotive
smooth shifting n. yumuşak vites değişimi
smooth driving n. yumuşak sürüş
smooth cut file n. ince dişli eğe
Marine
smooth laminar flow n. düz laminer akım
smooth turbulent flow n. düzgün türbülans akımı
smooth laminar boundary layer n. düzgün laminer sınır tabakası
smooth turbulent boundary layer n. pürüzsüz türbülans sınır tabakası
smooth log n. temize çekilmiş jurnal
Mining
smooth blasting n. kontrollü patlatma
smooth hole n. düzgün delik
smooth blasting n. düzgün patlatma
Medical
smooth delivery n. sorunsuz doğum
smooth awakening n. yumuşak uyanma
airway smooth muscle cells n. hava yolu düz kas hücreleri
smooth muscle proliferation n. düz kas proliferasyonu
smooth muscle cells n. düz kas hücreleri
smooth muscle n. düz kas
smooth muscles n. düz kaslar
smooth muscle relaxant n. düz kas gevşetici
smooth endoplasmic reticulum (ser) n. granülsüz endoplazmik retikulüm
vascular smooth muscle cells n. vasküler düz kas hücreleri
smooth marginated adj. düzgün kenarlı
smooth muscle relaxant adj. düz kasları gevşeten
Anatomy
smooth muscle n. düz kas
smooth muscle cell n. düz kas hücreleri
Math
smooth arc n. pürüzsüz yay
smooth curve n. pürüzsüz eğri
Statistics
smooth regression analysis n. düzleme regresyon çözümlemesi
smooth test n. düzleme sınaması
Physics
smooth-textured adj. düz yüzeye sahip
Biology
smooth earthball n. gençken soluk turuncu-sarı olup olgunlaştığında kırmızımsı kahverengiye dönen bir mantar
Marine Biology
smooth hammerhead n. çekiç balığı
blackspotted smooth-hound n. benekli köpekbalığı
half-smooth golden pufferfish n. balon balığı
smooth-hound n. adi köpekbalığı
smooth-hound n. öz köpekbalığı
blackspotted smooth-hound n. benekli köpek balığı
smooth cornetfish n. külah balığı
smooth flutemouth n. külah balığı
smooth dogfish n. sırt yüzgecinde çıkıntısı olmayan köpekbalığı
smooth dog n. sırt yüzgecinde çıkıntısı olmayan köpekbalığı
smooth newt n. küçük semender
dusky smooth-hound n. amerika'nın atlantik kıyılarında bulunan bir balık
american smooth dogfish (mustelus canis) n. amerika'nın atlantik kıyılarında bulunan bir balık
smooth leatherjacket n. yeni zelanda'ya özgü pürüzlü derisi olan bir çotra balığı
smooth sole n. bir yassı balık türü
Zoology
smooth collie n. kısa tüylü bir köpek ırkı
smooth hound (mustelus mustelus) n. gerçek köpek balığı
smooth collie n. kısa tüylü collie
smooth-haired fox terrier n. yumuşak tüylü bir fox terrier ırkı
smooth fox terrier n. genellikle beyaz tüylü bir köpek ırkı
Botanic
smooth-barked kauri n. yumuşak kabuklu kauri
smooth-barked kauri n. avustralya kaurisi
smooth lip fern n. güneydoğu abd'den kuzey meksika ve jamaika'ya kadar olan coğrafyada görülen bir eğrelti otu
smooth saw-sedge n. sert kenarlı yaprakları olan saz benzeri bir bitki türü
smooth sawgrass n. sert kenarlı yaprakları olan saz benzeri bir bitki türü
smooth alder (alnus serrulata) n. abd'nin doğusunda yetişen pürüzsüz bir kabuğu olan bir çalı
smooth highbush blackberry n. kanada böğürtleni
smooth blackberry n. kanada böğürtleni
smooth mountain sandwort n. kutup altı iklimde dağlık bölgelerde yetişen bir kum otu
smooth sandwort n. kutup altı iklimde dağlık bölgelerde yetişen bir kum otu
smooth arrow-wood n. abd'nin doğusunda yetişen bir ağaç
smooth-leaved elm n. gürgen yapraklı karaağaç
smooth-leaved elm n. ova karaağacı
smooth azalea (azalea arborescens) n. beyaz veya pembe çiçekli uzun bir çalı
smooth sumac n. kuzey amerika'da yetişen, boyacılık ve tabaklamada kullanılan bir sumak
smooth bark kauri n. avustralya kaurisi
smooth bark kauri n. yumuşak kabuklu kauri
smooth woodsia n. arktik ve yarı arktik avrupa ile doğu asya'ya özgü kayalarda bulunan bir eğreltiotu
smooth crabgrass n. bir yabani ot türü
smooth earthball n. olgunlaştığında yüzeyi çatlayan bir yertopu mantarı
smooth winterberry holly n. ağaçsı bir bitki türü
smooth aster n. bir yıldızpatı türü
smooth darling pea n. avustralya'nın doğusuna özgü renkli çiçekli bir bitki
smooth darling pea n. avustralya'nın doğusuna özgü renkli çiçekli bir bitki
Agriculture
smooth coulter n. düz disk keski
Linguistics
smooth breathing n. (antik yunanca) h sesinin takip etmediği ilk sesli harf
smooth breathing n. (antik yunanca) h sesinin takip etmediği ilk ikili ünlü harf
smooth breathing n. kesme işareti
smooth breathing n. ' işareti
Military
smooth-bore weapon n. yivsiz silah
smooth transition n. rahat geçiş
Hunting
smooth bore n. düz tüfek namlusu
smooth bore n. av tüfeği namlusu
smooth bore n. yivsiz tüfek namlusu
Music
american smooth n. latin dansı figürlerini içeren bir salon dansı
Engineering
dead-smooth file n. yaygın kullanılan en yumuşak eğe derecesi
Reptiles
smooth softshell (trionyx muticus) n. mississippi havzasında bulunan bir nehir kaplumbağası
smooth green snake (ophiodrys vernalis) n. üst kısmı pürüzsüz ve koyu mavimsi yeşil pullarla kaplı olan ophiodrys cinsi yeşil bir yılan
smooth green snake (opheodrys vernalis) n. abd'nin batısı ile ortasında yaşayan bir yeşil yılan
smooth snake (coronella austriaca) n. avrupa'ya özgü zararsız bir yılan
smooth snake (coronella austriaca) n. taçlı yılan
Slang
jump smooth [dated] v. yasa dışı işlerden elini eteğini çekmek
jump smooth [dated] v. illegal işleri bırakmak
jump smooth [dated] v. kanunlara uyarak/yasalara saygı duyarak yaşamaya başlamak
jump smooth [dated] v. yasa dışı işlerden çekilmek
jump smooth v. düzelmek
smooth move, ex-lax [us] expr. sıçtın batırdın
smooth move, ex-lax [us] expr. içine sıçtın
smooth move, ex-lax [us] expr. çok güzel batırdın
smooth move, ex-lax [us] expr. mahvettin