let out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

let out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "let out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
let out v. genişletmek (elbiseyi)
let out v. salıvermek
let out v. bırakmak
let out v. dışarıya bırakmak
let out v. çıkarmak
let out v. gevşetmek (ip/kablo/vb'ni)
let out v. koparmak
let out v. vermek
let out v. ses çıkarmak
let out v. azad etmek
let out v. genişletmek
let out v. kaçmasına izin vermek
let out v. icara vermek
let out v. salmak
let out v. ihale etmek
let out v. kiralamak
let out v. bollaştırmak
let out v. kiraya vermek
let out v. koyuvermek
let out v. koyvermek
let out v. çıkmasına izin vermek
let out v. gevşetmek (ip/kablo)
Phrasals
let out v. açığa vurmak
let out v. sorumluluktan kurtarmak
let out v. hızlanmasına izin vermek
let out v. (oturumu) kapatmak
let out v. bitmek
let out v. dağılmak (sinema/tiyatro)
let out v. sona ermek
Idioms
let out v. ağzından kaçırmak
let out v. birini zor bir durumdan kurtarmak
let out v. çıkartmak
let out v. (bilgi vb) dışarı sızdırmak
let out v. (bilgi/haber) yaymak
let out v. (bilgi vb) açık etmek
let out v. (çığlık) atıvermek
let out v. (giysi) daraltmak veya genişletmek

Bedeutungen, die der Begriff "let out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 125 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
let-out [uk] n. kaçış yolu
let-out [uk] n. kaçamak noktası
let-out [uk] n. kaçınma
let-out [uk] n. sakınma
let-out [uk] n. kaçış yolu
not to let someone out of sight v. gözünden hiç kaçırmamak
let (something) slip out v. ağzından kaçırmak
let something out to somebody v. kiraya vermek
let somebody out v. salıvermek
let take out v. çıkartmak
let something out v. kiraya vermek
let a secret out v. ağzından laf kaçırmak
let out on hire v. kiraya vermek
let somebody out v. koyuvermek
let out a yell v. nara atmak
let it all hang out v. kendini koyvermek
let it all hang out v. gevşemek
let it all hang out v. rahatlamak
let it all hang out v. koyvermek
let it all hang out v. boşlamak
not to let any information leak out v. haber sızdırmamak
let the clutch out slowly v. ayağını debriyajdan yavaşça çekmek
let the clutch out v. ayağını debriyajdan çekmek
let it all hang out v. kafa dağıtmak
let information out v. dışarıya bilgi sızdırmak
Phrasals
let out of v. serbest bırakmak
let out of v. salıvermek
let out (some sound) v. (bir ses) çıkarmak
let out (some sound) v. yüksek (bir ses) çıkarmak
let out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) çıkmak
let out of (something or some place) v. (bir yerden) salınmak
Colloquial
let it all hang out v. keyfine bak
let someone out v. kurtarmak (tatsız bir şeyden)
let (something) play out v. (bir şeyi) akışına bırakmak
let (something) play out v. (bir şeyi)oluruna bırakmak
let (something) play out v. (bir şeyi) kendi haline bırakmak
let (something) play out v. (bir şeyi) sürecine bırakmak
let (something) play out v. (bir şeye) karışmamak/müdahale etmemek
let (something) play out v. (bir şeyin) kendi halinde ilerlemesine izin vermek
let things play out v. (her şeyi/bir şeyleri) akışına bırakmak
let things play out v. (her şeyi/bir şeyleri) oluruna bırakmak
let things play out v. (her şeyi/bir şeyleri) kendi haline bırakmak
let things play out v. (her şeyi/bir şeyleri) sürecine bırakmak
let things play out v. karışmamak/müdahale etmemek
let things play out v. kendi halinde ilerlemesine izin vermek
let (someone or something) get out v. (birinin/bir şeyin) gitmesine/çıkmasına/inmesine izin vermek
let (someone or something) get out v. (birinin/bir şeyin) bir gereklilikten/zorunluluktan kaçmasına izin vermek
let (someone or something) get out v. (birinin/bir şeyin) feshetmesine izin vermek
let (someone or something) get out v. (birinin/bir şeyin) caymasına izin vermek
let (someone or something) get out of (something) v. (birinin/bir şeyin bir şeyden/yerden) gitmesine/çıkmasına izin vermek
let (someone or something) get out of (something) v. (birinin/bir şeyin bir şeyden) inmesine izin vermek
let (someone or something) get out of (something) v. (birinin/bir şeyin bir gereklilikten/zorunluluktan) kaçmasına izin vermek
let (someone or something) get out of (something) v. (birinin/bir şeyin bir şeyi) feshetmesine izin vermek
let (someone or something) get out of (something) v. (birinin/bir şeyin bir şeyden) caymasına izin vermek
let it all hang out expr. canının istediğini yap
don’t let the door hit you on the way out expr. hiç durma! ne bekliyorsun?
let it all hang out expr. istediğin gibi davran
let it all hang out expr. kafana göre takıl
let it out expr. söyle rahatlarsın
let it out expr. söyle içinde kalmasın
let (something) get out (bir şeyin) duyulmasına/yayılmasına izin vermek
Idioms
let the cat out of the bag v. ağızdan kaçırmak
let the cat out of the bag v. ağzındaki baklayı çıkarmak
let the cat out of the bag v. ağzından baklayı çıkarmak
let the cat out of the bag v. ağzından kaçırmak
let the cat out of the bag v. bir sırrı açıklamak
let the cat out of the bag v. baklayı ağzından çıkarmak
let something slip out v. bir şeyi ağzından kaçırmak
let out a scream v. çığlık atmak
let something get out v. dışarıya bilgi/veri vb sızdırmak
let something out v. dışarıya bilgi/veri vb sızdırmak
let the genie out of the bottle v. ok yaydan çıktı/çıkmak
let something slip out v. sırrı ağzından kaçırmak
let the genie out of the bottle v. pandora'nın kutusunu açmak
let out some kind of sound v. (acaip bir) ses çıkarmak
let out (some) steam v. (bir miktar) buhar çıkarmak
let out (some) steam v. içini döküp rahatlamak
let out (some) steam v. gerginliğini atmak
let out (some) steam v. enerjisini atmak
let out (some) steam v. deşarj olmak
let out (some) steam v. stres atmak
need to let out (some) steam v. içini dökmeye ihtiyacı olmak
need to let out (some) steam v. içini döküp rahatlamaya ihtiyacı olmak
need to let out (some) steam v. stres atmaya ihtiyacı olmak
need to let out (some) steam v. gerginliğini atmaya ihtiyacı olmak
don't let it out of this room expr. burada olup biten bu odadan dışarı çıkmasın
don't let it out of this room expr. burada olup biten burada kalsın
don't let it out of this room expr. kol kırılır yen içinde kalır
Speaking
let the cat out of the bag n. ağzındaki baklayı çıkart
let the cat out of the bag n. ağzındaki baklayı çıkar
let me sort it out expr. bunu halledeceğim
let me sort it out expr. bunun çaresine bakacağım
let me figure it out expr. bunu halledeceğim
let me sort it out expr. bunun icabına bakacağım
let me figure it out expr. bunun çaresine bakacağım
let me figure it out expr. bunun icabına bakacağım
let the cat out of the bag expr. çıkar ağzındaki baklayı
never let your kids out of your sight expr. çocuğunuzu gözünüzün önünden ayırmayın
let me out expr. çıkarın beni buradan
let me walk you out expr. dur seni kapıya kadar geçireyim
let me out! expr. çıkar beni!
I will let you know as soon as I find out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
who let the dogs out? expr. köpekleri kim dışarı saldı?
I will let you know as soon as I figure out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I find out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I find it out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
don't let anybody go in or out expr. kimsenin girip çıkmasına izin verme
I will let you know as soon as I find it out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I figure out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
I can't let you out expr. seni dışarı çıkaramam/bırakamam
I can't let you out expr. senin dışarı çıkmana izin veremem
Law
let out on bail v. kefaletle tahliye etmek
Textile
let-out adj. paralel çizgili (kürk)
Slang
let out gas v. gaz çıkarmak
let out gas v. osurmak
let out gas v. yellenmek
don't let the door hit your ass on the way out expr. derhal burayı terk et!
don't let the door hit your ass on the way out expr. derhal çık git!
don't let the door hit your ass on the way out expr. oyalanmadan çık git!
don't let the door hit your ass on the way out expr. burada işin yok!
don't let the door hit your ass on the way out expr. arkana bile bakmadan çık git!
don't let the door hit your ass on the way out expr. gitmesi/gitmen isabet olur!
don't let the door hit your ass on the way out expr. durduğun kabahat!
don't let the door hit your ass on the way out expr. hiç durma!
don't let the door hit your ass on the way out expr. ne bekliyorsun?