Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Übersetzung
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
devriye gezen bekçi
volunteer environmentalist
öne-arkaya, aşağı-yukarı hareket etmek
zone of interior
imperspicuous
ateş yakmak için kullanılan ince tahta çubuklar
genau eingepasst
brewsterite
kara harekatı
well-appointed
en yakın yerleşim bölgesi
ince taneli donuk renkli kömür
yakın mesafeden yapılan
photoelectric proximity switch
queer
şiddetle
finicking
sakinleşmek
mükemmel bir çözüm
mükemmelleştirmek
accurate scale
benzeri görülmemiş miktarda
sterling
parepigastric
adjoining rooms
pencil
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"pencil"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
pencil
n.
kalem
All you have to do is pick up a
pencil.
Tek yapmanız gereken bir
kalem
almak.
More Sentences
2
Common Usage
pencil
n.
kurşunkalem
The
pencil
needs to be sharpened.
Kurşunkalemin
sivriltilmesi lazım.
More Sentences
General
3
General
pencil
n.
kurşunkalem
Is that a
pencil?
Bu bir
kurşunkalem
mi?
More Sentences
4
General
pencil
v.
yazmak
I
pencilled
a note on the box for you.
Kutunun üzerine sizin için bir not
yazdım.
More Sentences
5
General
pencil
n.
karakalem
6
General
pencil
n.
küçük resim fırçası
7
General
pencil
n.
yazarın kalemi
8
General
pencil
n.
sanatçının özgün tarzı
9
General
pencil
n.
(saç veya tüy) öbek
10
General
pencil
n.
ibik
11
General
pencil
n.
mekanik kalem
12
General
pencil
n.
uçlu kalem
13
General
pencil
n.
ilaç kalemi
14
General
pencil
n.
kalem şeklinde kozmetik ürün
15
General
pencil
n.
kaleme benzer işaretleme cihazı
16
General
pencil
n.
kaleme benzer nesne
17
General
pencil
n.
kalem gibi uzun ince şey
18
General
pencil
n.
elmas cam kesici
19
General
pencil
n.
cam elması
20
General
pencil
n.
grafit
21
General
pencil
n.
yazma yeteneği
22
General
pencil
n.
betimleme yeteneği
23
General
pencil
v.
karakalem ile çizmek
24
General
pencil
v.
kurşunkalemle yazmak
25
General
pencil
v.
kurşunkalemle çizmek
26
General
pencil
v.
taslağını çıkarmak
27
General
pencil
v.
not almak
28
General
pencil
v.
karalamak
29
General
pencil
v.
(yaraya) ilaç kalemi uygulamak
30
General
pencil
v.
kalem şeklini almak
31
General
pencil
v.
kalemleşmek
32
General
pencil
v.
kaleme dönüşmek
33
General
pencil
v.
plan yapmak
34
General
pencil
v.
geçici rezervasyon yapmak
35
General
pencil
v.
geçici ayarlama yapmak
36
General
pencil
v.
geçici not almak
Geometry
37
Geometry
pencil
n.
dikey geometrik objeler
Physics
38
Physics
pencil
n.
ışın demeti
History
39
History
pencil
n.
orta çağın sonu ve rönesans dönemlerinde kullanılan küçük bir tür flama
Archaic
40
Archaic
pencil
n.
küçük entübasyon bujisi
Bedeutungen, die der Begriff
"pencil"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 271 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
pencil case
n.
kalemlik
In my
pencil case,
I have a rubber.
Kalemliğimde
bir silgim var.
More Sentences
2
General
pencil sharpener
n.
kalemtıraş
Tom has an electric
pencil sharpener.
Tom'un elektrikli
kalemtıraşı
var.
More Sentences
3
General
red pencil
n.
kırmızı kalem
Is this your
red pencil?
Bu senin
kırmızı kalemin
mi?
More Sentences
4
General
pencil sharpener
n.
kalemtıraş
Tom has an electric
pencil sharpener.
Tom'un bir elektrikli
kalemtıraşı
var.
More Sentences
5
General
pencil case
n.
kalem kutusu
In my
pencil case,
I have a rubber.
Kalem kutumda
bir lastik var.
More Sentences
6
General
colored pencil
n.
renkli kalem
For example,
colored pencils
can be used.
Örneğin
renkli kalemler
kullanılabilir.
More Sentences
7
General
sharpen a pencil
v.
kalem açmak
Tom
sharpened a pencil.
Tom kurşun
kalemi açtı.
More Sentences
Idioms
8
Idioms
a pencil pusher
n.
katip
I'm just
a pencil pusher.
Ben sadece bir
katibim.
More Sentences
General
9
General
pencil pusher
n.
yazman
10
General
charcoal pencil
n.
füzen
11
General
lead pencil
n.
kurşun kalem
12
General
pencil of lines
n.
doğrular kalemi
13
General
blue pencil
n.
sansür
14
General
pencil box
n.
kalem kutusu
15
General
pencil pointer
n.
kalem uçlarını sivriltmekte kullanılan zımpara kağıdı
16
General
pencil of rays
n.
ışın demeti
17
General
pencil box
n.
kalemlik
18
General
lead pencil
n.
kurşunkalem
19
General
pencil pointer
n.
kalem sivriltici
20
General
indelible pencil
n.
kopya kalemi
21
General
copying pencil
n.
kopya kalemi
22
General
eyebrow pencil
n.
kaş kalemi
23
General
charcoal pencil
n.
karakalem
24
General
diamond pencil
n.
elmaslı kalem
25
General
mechanical pencil
n.
mekanik kalem
26
General
pencil drawing
n.
kara kalem çizim
27
General
pencil industry
n.
kurşun kalem endüstrisi
28
General
pencil sharpener
n.
kalem açacak
29
General
slate pencil
n.
levha kalemi
30
General
slate-pencil
n.
taş kalem
31
General
pencil sketch
n.
kurşunkalem kroki
32
General
pencil drawing
n.
kurşunkalem çizim
33
General
pencil lead
n.
kurşunkalem ucu
34
General
pencil case
n.
kalem kutu
35
General
mechanical pencil
n.
mekanik kurşun kalem
36
General
hand-held mechanical pencil
n.
elle tutularak kullanılan mekanik kurşun kalem
37
General
pencil sharpening
n.
kalem açma
38
General
grease pencil
n.
yağlı boya kalemi
39
General
pencil sharpener
n.
kurşun kalem açacağı
40
General
pastel pencil
n.
pastel kalem
41
General
pencil factory
n.
kalem fabrikası
42
General
eye pencil
n.
göz kalemi
43
General
lip pencil
n.
dudak kalemi
44
General
pencil holder
n.
kalemlik
45
General
plastic pencil holder
n.
plastik kalemlik
46
General
wooden pencil holder
n.
ahşap kalemlik
47
General
mechanical pencil
n.
uçlu kurşun kalem
48
General
propelling pencil
n.
uçlu kalem
49
General
mechanical pencil
n.
uçlu kalem
50
General
propelling pencil
n.
otomatik kalem
51
General
automatic pencil
n.
otomatik kalem
52
General
clicky pencil
n.
otomatik kalem
53
General
technical pencil
n.
otomatik kalem
54
General
clutch pencil
n.
otomatik kalem
55
General
drafting pencil
n.
uçlu kalem
56
General
technical pencil
n.
uçlu kalem
57
General
mechanical pencil
n.
otomatik kalem
58
General
drafting pencil
n.
otomatik kalem
59
General
automatic pencil
n.
uçlu kalem
60
General
clutch pencil
n.
uçlu kalem
61
General
clicky pencil
n.
uçlu kalem
62
General
styptic pencil
n.
kan taşı
63
General
styptic pencil
n.
kantaşı
64
General
propelling pencil (uk)
n.
basmalı kalem
65
General
mechanical pencil (us)
n.
basmalı kalem
66
General
coloured pencil
n.
renkli kalem
67
General
pencil skirt
n.
kalem etek
68
General
extra pencil
n.
fazla/yedek kalem
69
General
number 2 pencil
n.
standart kurşun kalem
70
General
zippered pencil pouch
n.
fermuarlı kalem çantası
71
General
copying pencil
n.
sabit kalem
72
General
copying pencil
n.
silinmez kalem
73
General
indelible pencil
n.
sabit kalem
74
General
indelible pencil
n.
kopya kalemi. silinmez kalem
75
General
camel's-hair pencil
n.
devetüyünden ya da benzer bir malzemeden yapılan fırça
76
General
blue pencil
n.
editörün silme işlemi yapmak için kullandığı bir araç
77
General
bow-pencil
n.
kalemli kavis kumpası
78
General
pencil eraser
n.
silgi
79
General
pencil crayon [canada]
n.
boyama kalemi
80
General
pencil eraser
n.
kalem silgisi
81
General
pencil lead
n.
grafit kalem ucu
82
General
pencil crayon [canada]
n.
renkli kalem
83
General
draw with a pencil
v.
kalemle yazmak
84
General
sharpen a pencil
v.
kalem yontmak
85
General
blue-pencil
v.
atmak
86
General
blue-pencil
v.
kaldırmak
87
General
blue-pencil
v.
sansürlemek
88
General
blue-pencil
v.
makaslamak
89
General
blue-pencil
v.
sansürden geçirmek
90
General
styptic pencil
v.
berberlerin kanamayı durdurmakta kullandığı çubuk
91
General
lose a pencil
v.
kalem kaybetmek
92
General
red-pencil
v.
sansürlemek
93
General
red-pencil
v.
kesmek
Phrasals
94
Phrasals
pencil in
n.
geçici olarak planlamak
95
Phrasals
pencil in
n.
tahmini bir randevu vermek
96
Phrasals
pencil in
n.
geçici olarak yazmak
97
Phrasals
pencil in
n.
kurşun kalemle yazmak
98
Phrasals
pencil in
n.
geçici olarak bir randevuya yazmak
99
Phrasals
pencil in
n.
kesin olmayan bir randevu zamanı belirlemek/vermek
100
Phrasals
pencil in
n.
şimdilik bir zaman belirlemek
101
Phrasals
pencil something in
v.
geçici yapmak/not almak
102
Phrasals
pencil someone or something in
v.
kalem ile yazmak
103
Phrasals
pencil out
v.
bir yatırımın beklenen getirilerini kabaca hesaplamak
104
Phrasals
pencil out
v.
öngörülen maliyetleri karşılayabilecek olmak
105
Phrasals
pencil out
v.
kalemle çizmek
106
Phrasals
pencil out
v.
kalemle çiziktirmek
107
Phrasals
pencil out
v.
kalemle çiziktirmek
108
Phrasals
pencil out
v.
bir şeyden/listeden silmek
109
Phrasals
pencil out
v.
bir listeden adını kaldırmak
110
Phrasals
pencil out
v.
kalemle yazmak
111
Phrasals
pencil out
v.
kalemle yazıvermek
Colloquial
112
Colloquial
pencil pusher
n.
masa başı çalışan kimse
113
Colloquial
blue pencil
v.
bir yazıyı sansürlemek
114
Colloquial
blue pencil
v.
sansür koymak
115
Colloquial
blue pencil
v.
sansürden geçirmek
116
Colloquial
give me the pencil
expr.
kalemi bana ver
117
Colloquial
pencil me in
expr.
iptal olabilir/değişebilir ama şimdilik beni yaz
118
Colloquial
pencil me in
expr.
geçici olarak beni yaz
119
Colloquial
pencil me in
expr.
şimdilik beni yaz
120
Colloquial
pencil me in
expr.
tam emin değilim ama beni not al
121
Colloquial
not the sharpest pencil in the box
expr.
aptal
122
Colloquial
not the sharpest pencil in the box
expr.
ahmak
Idioms
123
Idioms
a pencil pusher
n.
yazman
124
Idioms
pencil neck
n.
pısırık kimse
125
Idioms
pencil neck
n.
korkak kimse
126
Idioms
pencil neck
n.
zayıf kimse
127
Idioms
pencil neck
n.
muhallebi çocuğu
128
Idioms
pencil neck
n.
ezik kimse
129
Idioms
pencil neck
n.
silik kimse
130
Idioms
pencil neck
n.
süt çocuğu
131
Idioms
pencil neck
n.
akademiye/entelektüel alanlara meyilli kimse
132
Idioms
pencil neck
n.
akademiye/entelektüel alanlara yatkın kimse
133
Idioms
pencil neck
n.
akademik hayatında başarılı kimse
134
Idioms
pencil neck
n.
entelektüel kimse
135
Idioms
a pencil pusher [us]
n.
sıkıcı masa başı bir işte çalışan kimse
136
Idioms
a pencil pusher [us]
n.
sıkıcı yazı işlerine bakan kimse
137
Idioms
a pencil pusher [us]
n.
sıkıcı evrak işlerine bakan ve pek bir yetkisi olmayan kimse
138
Idioms
lead in (one's) pencil
n.
cinsel gücünde artış
139
Idioms
lead in (one's) pencil
n.
zinde olma
140
Idioms
lead in (one's) pencil
n.
enerjik/aktif hale gelme
141
Idioms
lead in (one's) pencil
n.
gücü/kuvveti yerine gelme
142
Idioms
lead in (one's) pencil
n.
dinçleşme
143
Idioms
pencil-pusher
n.
sıkıcı yazı işlerine bakan kimse
144
Idioms
pencil-pusher
n.
yazman
145
Idioms
pencil-pusher
n.
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur
146
Idioms
pencil-pusher
n.
sıkıcı masa başı bir işte çalışan kimse
147
Idioms
pencil-pusher
n.
katip
148
Idioms
put lead in your pencil
v.
cinsel gücünü arttırmak
149
Idioms
put lead in one's pencil
v.
cinsel gücünü arttırmak
150
Idioms
have lead in one’s pencil
v.
zinde olmak
151
Idioms
have lead in one’s pencil
v.
dinç olmak
152
Idioms
have lead in one’s pencil
v.
enerjik olmak
153
Idioms
have lead in one’s pencil
v.
aktif olmak
154
Idioms
sharpen your pencil
v.
daha iyi fiyat vermek
155
Idioms
sharpen your pencil
v.
fiyatı düşürmek
156
Idioms
pencil whip
v.
belgeyi onaylayıp geçmek
157
Idioms
pencil whip
v.
yapılmayan işleri yapılmış gibi gösteren bir belge düzenlemek
158
Idioms
pencil whip
v.
belgeyi kontrol etmeden onaylamak
159
Idioms
pencil whip
v.
asılsız belge düzenlemek
160
Idioms
pencil whip
v.
sahte belgeyi onaylamak
161
Idioms
pencil whip
v.
sahte belge düzenlemek
162
Idioms
pencil-necked
adj.
akademik hayatında başarılı
163
Idioms
pencil-necked
adj.
akademiye/entelektüel alanlara yatkın
164
Idioms
pencil-necked
adj.
entelektüel
165
Idioms
pencil-necked
adj.
zayıf
166
Idioms
pencil-necked
adj.
pısırık
167
Idioms
pencil-necked
adj.
silik
168
Idioms
pencil-necked
adj.
akademiye/entelektüel alanlara meyilli
169
Idioms
pencil-necked
adj.
ezik
170
Idioms
pencil-necked
adj.
korkak
171
Idioms
in pencil
expr.
(kurşun kalem ile) yazılı/yazılmış
172
Idioms
not the sharpest pencil in the cup
expr.
alık
173
Idioms
not the sharpest pencil in the cup
expr.
ahmak
174
Idioms
not the sharpest pencil in the cup
expr.
beyinsiz
175
Idioms
not the sharpest pencil in the cup
expr.
salak
Speaking
176
Speaking
have you got a pencil
expr.
kalemin var mı
177
Speaking
do you have a pencil near at hand?
expr.
oralarda kalem var mı?
178
Speaking
give me the pencil
expr.
bana kalemi ver
179
Speaking
whose pencil is this?
expr.
bu kalem kimin?
180
Speaking
do you have an extra pencil?
expr.
fazla kaleminiz var mı?
181
Speaking
do you have an extra pencil?
expr.
fazla kalemin var mı?
182
Speaking
that pencil is mine
expr.
o kalem benim
183
Speaking
I lost my pencil
expr.
kalemimi kaybettim
184
Speaking
where is the pencil?
expr.
kalem nerede?
Trade/Economic
185
Trade/Economic
paper-and-pencil tests
n.
kağıt kalem sınavları
Technical
186
Technical
carpenter's pencil
n.
marangoz kalemi
187
Technical
blunt pencil
n.
kalın kalem
188
Technical
pencil beam
n.
kalem biçimli huzme
189
Technical
micro pencil
n.
mikro kalem
190
Technical
soldering pencil
n.
lehimleme kalemi
191
Technical
drawing pencil
n.
teknik resim kalemi
192
Technical
zinc pencil
n.
çinko kalem
193
Technical
pencil beam antenna
n.
kalem huzmeli anten
194
Technical
compass pencil
n.
pergel kalem
195
Technical
lead pencil
n.
kurşun kalem
196
Technical
lead pencil
n.
kurşunkalem
197
Technical
pencil beam
n.
dar huzme
198
Technical
pencil beam
n.
ince huzme
199
Technical
pencil beam
n.
kalem huzme
200
Technical
parallel pencil milling
n.
paralel kalem işleme
201
Technical
pencil of light
n.
ışık süzmesi
202
Technical
light pencil
n.
ışıklı kalem
203
Technical
pencil sharpening
n.
kalem sivriltme
204
Technical
pencil sharpener
n.
kalemtraş
205
Technical
pencil core
n.
kalem maça
206
Technical
pencil gates
n.
kalem yolluklar
207
Technical
wood cased pencil
n.
ahşap gövdeli kalem
208
Technical
pencil edging
n.
kenar pahlama
209
Technical
hair pencil
n.
kıl fırça
210
Technical
pencil hardness
n.
kalem sertliği
Computer
211
Computer
pencil and page
n.
kurşun kalem ve sayfa
212
Computer
pencil tool
n.
kalem aracı
Textile
213
Textile
pencil skirt
n.
boru etek
214
Textile
dressmaker’s pencil
n.
terzi kalemi
Construction
215
Construction
carpenter's pencil
n.
marangoz kalemi
216
Construction
diamond pencil
n.
elmaslı kalem
217
Construction
diamond pencil
n.
camcı elması
Woodworking
218
Woodworking
fine-lead pencil
n.
ince uçlu kurşun kalem
219
Woodworking
wood-cased pencil
n.
ahşap gövdeli kurşun kalem
220
Woodworking
clutch pencil
n.
kavramalı kurşun kalem
Automotive
221
Automotive
grease pencil
n.
yağlı kalem
222
Automotive
pencil nozzle injector
n.
kalem enjektör
223
Automotive
pencil type coil
n.
kalem tip ateşleme bobini
224
Automotive
pencil type injector
n.
kalem tip enjektör
225
Automotive
pencil type glow plug
n.
kalem tip kızdırma bujisi
Medical
226
Medical
eye pencil
n.
göz kalemi
227
Medical
styptic pencil
n.
kan kalemi
228
Medical
pencil point spinal needle
n.
kalem uçlu spinal iğne
229
Medical
pencil-in-cup
n.
kalem kapağı görünümü
Optics
230
Optics
pencil test
n.
kurşun kalem testi
Gastronomy
231
Gastronomy
slate pencil
n.
anason aromalı, çubuk şeklinde gri ve sert bir şekerleme
Math
232
Math
pencil of circles
n.
daireler kalemi
233
Math
pencil of planes
n.
düzlemler kalemi
234
Math
pencil of lines
n.
doğrular kalemi
Geometry
235
Geometry
axial pencil
n.
düzlem demeti
Physics
236
Physics
pencil of light
n.
ışık konisi
237
Physics
pencil of light
n.
ışık demeti
Botanic
238
Botanic
pencil euphorbia
n.
kalem kaktüs
239
Botanic
pencil tree
n.
kalem kaktüs
240
Botanic
african pencil-cedar
n.
ardıçgiller familyasına ait bir ağaç
241
Botanic
african pencil-cedar
n.
doğu afrika sedir ağacı
242
Botanic
pencil cedar tree
n.
kurşun kalem ardıcı
243
Botanic
pencil cedar tree
n.
kurşun kalem yapımında kullanılan bir ardıç türü
244
Botanic
pencil cedar
n.
kurşun kalem yapımında kullanılan bir ardıç
245
Botanic
pencil cedar
n.
kurşun kalem ardıcı odunu
246
Botanic
pencil cedar
n.
doğu avustralya'ya özgü bir ağaç
247
Botanic
pencil cedar
n.
kuzey amerika'ya özgü bir ardıç ağacı
248
Botanic
pencil cedar
n.
sıcak bölgelerde görülen piramit biçimli bir ağaç
249
Botanic
pencil cedar
n.
kurşun kalem ardıcı
250
Botanic
pencil cedar
n.
doğu afrika'ya özgü sedir ağacı
251
Botanic
pencil cedar
n.
demir ağacı
252
Botanic
pencil flower (stylosanthes elatior)
n.
amerika'ya özgü bir baklagil türü
253
Botanic
pencil flower
n.
stylosanthes cinsi bitki
254
Botanic
pencil pine
n.
selvi ağacı
Tobacco
255
Tobacco
pencil paster
n.
tutkal kalemi
Literature
256
Literature
red-pencil
v.
gözden geçirerek değiştirmek
257
Literature
red-pencil
v.
gözden geçirerek düzeltmek
258
Literature
red-pencil
v.
kırmızı kalemle düzeltmek
259
Literature
red-pencil
v.
düzeltmek
260
Literature
red-pencil
v.
revize etmek
Painting
261
Painting
sable's hair pencil
n.
samur kılından yapılmış resim fırçası
Cinema
262
Cinema
grease pencil
n.
yağlı kalem
263
Cinema
chinagraph pencil
n.
yağlı kalem
Entomology
264
Entomology
hair pencil
n.
bazı tırtılların vücudunda bulunan ince kıllar
Slang
265
Slang
a pencil pusher
n.
aşırı sıkıcı bir işte çalışan kimse
266
Slang
pencil whipped
v.
sahte belge düzenlemek
267
Slang
have lead in one’s pencil
v.
ereksiyon olmak
268
Slang
have lead in one’s pencil
v.
penisi kalkmak
269
Slang
have lead in one’s pencil
v.
sertleşmek
British Slang
270
British Slang
put lead in one's pencil
v.
güç vermek
271
British Slang
put lead in one's pencil
v.
kuvvet vermek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pencil
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy