sığır - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sığır



Bedeutungen von dem Begriff "sığır" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sığır cattle n.
sığır bovine adj.
General
sığır beef cattle n.
sığır buffalo n.
sığır orf [obsolete] n.
sığır neat adj.
Speaking
sığır kee n.
Gastronomy
sığır beef n.
Zoology
sığır carabao (bubalus bubalis) n.
sığır rother n.
sığır ox n.
Breeding
sığır beeve n.

Bedeutungen, die der Begriff "sığır" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sığır eti beef n.
General
sığır çiçek hastalığı cowpox n.
sığır filetosu undercut n.
sığır balıkçılı cattle egret n.
en iyi sığır eti prime beef n.
sığır filetosu tenderloin n.
sığır çobanı cowboy n.
sığır hırsızı rustler n.
çiş (at, sığır) stale n.
sığır kıyması hamburger n.
sığır veremi grape n.
sığır budu aitchbone n.
sığır pastırması pastrami n.
but (sığır) rump n.
küçük sığır runt n.
sığır çobanı cowherd n.
kement atarak at ya da sığır yakalama roping n.
sığır çobanı cow hand n.
sığır toplama rodeo n.
sığır derisi cowhide n.
sığır çobanı wrangler n.
kısa boynuzlu sığır shorthorn n.
içyağı (sığır/koyun) suet n.
sığır çobanı drover n.
boynuzsuz sığır poll n.
sığır hırsızı waddy n.
sığır veya koyun çiftliğinde genç deneyimsiz işçi jackeroo n.
sığır hırsızı cattle thief n.
konserve sığır eti corn beef n.
sığır çobanı herdsman n.
sığır kırkımı cattle clipping n.
sığır otlağı cattle range n.
erkek sığır toro n.
sığır çobanı toucheur n.
sığır çobanı neatherd n.
sığır yetiştiren kimse cattle brander n.
sığır güden kimse cattle brander n.
sığır yetiştiren kimse cattleman n.
sığır güden kimse cattleman n.
sığır çobanı cattle herder n.
sığır ayağı yağı neat's-foot oil n.
sığır baldıranı water-hemlock n.
sığır sürüsü cowherd n.
sığır sürüsü oxherd n.
sığır butu rump n.
hörgüçlü sığır zebu n.
sığır çobanı stockman n.
sığır çobanı herder n.
sığır pazarı a cattle market n.
sığır ahırı cattle-shed n.
sığır ahırı cowshed n.
sığır eti konsome beef consomme n.
sığır eti güveç beef stew n.
siyah sığır black cattle n.
sığır eti konservesi bully beef n.
sığır konservesi corned beef n.
sığır pisliği cow dung n.
sığır pisliği cowpat n.
bir tür sığır friesian n.
sığır ödü ox gall n.
yakıt olarak kullanılan kuru sığır gübresi casings n.
(sığır/öküz) büyükbaş hayvan bovine animal n.
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular suet n.
meksikalı sığır çobanı charro [spanish] n.
tuzlanmış sığır eti junk n.
sığır veya koyun çiftliğinde çalışan genç deneyimsiz kadın işçi jillaroo n.
(kanada ve abd'de) sığır çobanı waddie n.
sığır hırsızı waddie n.
arazide sığır veya saman için kullanılan basit bir barınak hemmel [dialect] [uk] n.
sığır çobanı herdboy n.
sığır, at gibi hayvanları kapalı tutmak için kullanılan etrafı çevrili alan brake n.
45 ila 60 pound ağırlığında sığır derisi buff n.
at veya sığır otlatırken kullanılan pranga hopple n.
sığır çobanı horse wrangler n.
sığır kesmek için kullanılan ahşap yapı gallows n.
sığır konservesi bully n.
sığır konservesi bully beef n.
sığır otlağı gang [dialect] [uk] n.
sığır çobanı rider n.
sığır sürüsü yöneten donanımlı bir binici rider n.
sığır çobanı ringer [australia] n.
but (sığır) rumple [scotland] n.
(kuzey amerika'nın batısında) sığır yetiştiriciliği yapılan küçük kasaba cow town n.
sığır derisi ayakkabı cowhide n.
sığır vergisi pinnage [obsolete] n.
toplanmış sığır sürüsü gather [dialect] n.
güney amerika'nın geniş ve ağaçsız bozkırlarında yaşayan ispanyol ve yerli atalara sahip melez sığır çobanı guacho n.
(at veya sığır için) koşum takımı gear n.
uzaktaki sığır veya koyunların ana bina veya istasyona sürülmesi outrun n.
sığır gütme aleti slapper n.
sığır çobanı point man n.
sığır çobanı point rider n.
sığır çobanı pointer n.
sığır çobanı poke n.
sığır hırsızlığı spreagh [scotland] n.
sığır hırsızlığı spreaghery [scotland] n.
sığır hırsızlığı sprechery n.
sığır çobanı cowpoke n.
sığır veya atlara bakmak (kovboy) wrangle v.
sığır gütmek herd the cattle v.
(at/deve/sığır) çiş yapmak stale v.
daire çizerek hareket etmek (sığır) mill v.
(sığır sürüsünü) bir arada tutmak hold v.
fırtınada bir araya gelip evden uzaklaşmak (sığır sürüsü) drift v.
(sığır, koyun) otlatmaya sürmek drove [uk] v.
(çalıntı sığır veya atların üzerindeki) dağlama işaretini değiştirmek duff [australia] v.
(sığır veya atları) çalıp üzerindeki dağlama işaretini değiştirmek duff [australia] v.
sığır gibi bovine adj.
(sığır) eti için yetiştirilen beef adj.
(sığır) eti yemeye uygun beef adj.
abd tarım bakanlığı sığır eti ölçeği ile ilgili choice adj.
abd tarım bakanlığı sığır eti ölçeğine ait choice adj.
en iyi sığır etinden daha az mozaik yapı ile sınıflanan choice adj.
(sığır eti) yüksek kaliteli choice adj.
sığır vereminden muzdarip grapey adj.
sığır hastalığı bulaşmış murrion [obsolete] adj.
sığır hastalığından telef olmuş murrion [obsolete] adj.
sığır kanından from blood of the calf adv.
Colloquial
tuzda sığır eti salt horse [dated] n.
salamura sığır eti/biftek salt horse n.
koyun veya sığır yetiştirilen büyük çiftliklerde hayvanların ve teçhizatın bakımını yapan kimse loppy [australia] n.
sığır eti cow [uk] n.
eti için yetiştirilen düşük kaliteli sığır dog n.
Idioms
kırmızı et (koyun/sığır) veya beyaz et (tavuk) leather or feather expr.
kırmızı et mi (koyun/sığır) yoksa beyaz et mi (tavuk)? leather or feather expr.
kırmızı et (koyun/sığır) veya kanatlı (tavuk) leather or feather expr.
Trade/Economic
gemi sığır manifestosu cattle manifest n.
Law
sığır hırsızı cattle-thief n.
sığır hırsızı cattle lifter n.
sığır hırsızlığı cattle lifting n.
sığır engeli cattle guard n.
sığır hırsızlığı cattle-theft n.
sığır engeli cattle grid n.
sığır hırsızlığı abaction n.
sığır hırsızı abactor n.
sığır engeli cattle gate n.
Textile
sığır ayağı yağı trotter oil n.
sığır derisinden mamul deri cattle processed leather n.
Dyeing
sığır ödü oxgall n.
sığır ödü ox bile n.
Traffic
sığır engeli cattle-stop n.
Marine
sığır taşıma manifestosu cattle manifest n.
Medical
sığır sponjiform ensefalopatisi bovine spongiform encephalopathy n.
sığır sponjiform ensefalopatisi mad-cow disease n.
sığır cinsinden bovine adj.
Pathology
sığır kenesi ile bulaşan bir sığır hastalığı malarial fever n.
sığır kenesi ile bulaşan bir sığır hastalığı texas cattle fever n.
sığır kenesi ile bulaşan bir sığır hastalığı splenetic fever n.
Parasitology
sığır biti cattle louse n.
tek konaklı sığır kenesi cattle tick [boophilus annulatus] n.
sığır ve ilgili diğer memelilerin karaciğerinde meydana gelen bir kurt american fluke (fascioloides magna) n.
sığır ve ilgili diğer memelilerin karaciğerinde meydana gelen bir kurt giant liver fluke n.
sığır ve koyunların midesinde ve ince bağırsağında bulunan parazitik bir yuvarlak kurt wireworm (haemonchus contortus) n.
sığır, at, köpek ve diğer memelilerin derilerinde oyuklar açarak uyuz hastalığına sebep olan çeşitli küçük parazitik akarlara verilen ad mange insect n.
sığır sineği cleg n.
sığır sineği clegg n.
Veterinary
tek hücreli bir sığır parazitinden kaynaklanan büyükbaş hayvan hastalığı red water n.
hayvanlarda, özellikle sığır ve domuzlarda ishal scour n.
sığırlar üzerinde yaşayan kenelerden geçen, bulaşıcı bir sığır hastalığı texas fever n.
boğaz şişliği ile karakterize edilen bir sığır hastalığı throstling n.
afrika'da görülen, arka bacaklarda denge kaybı yaratan parazit kaynaklı bir sığır hastalığı turning sickness n.
bir tür sığır vebası blackleg n.
sığır tüberkülozu bovine tb n.
sığır tüberkülozu bovine tuberculosis n.
sığır vebası cattle plague n.
sığır hastalığı murrain n.
sığır vebası rinderpest n.
anaplasma marginale bakterisinin neden olduğu bir sığır ve koyun hastalığı anaplasmosis n.
anaplasma marginale bakterisinin neden olduğu bir sığır ve koyun hastalığı gallsickness n.
sığır ve at derisinde meydana gelen siğil benzeri şişlik angleberry n.
özellikle sığır ve koyunlarda görülen, insanlara da geçebilen bulaşıcı bir hayvan hastalığı anthrax n.
özellikle sığır ve koyunlarda görülen, insanlara da geçebilen bulaşıcı bir hayvan hastalığı splenic fever n.
sığır, manda, koyun gibi hayvanlarda parazit kaynaklı bir ateşli hastalık east coast fever n.
sığır midesinde biriken kıl topu ox ball n.
domuz, sığır, koyun ya da kanatlı erizipeli erysipelas n.
sığır çiçek hastalığı kinepox n.
koyu renkli ürinle karakterize edilen sığır hastalıkları blackwater n.
teksas sığır ateşi blackwater n.
sığır süngerimsi ensefaliti bovine spongiform encephalitis n.
sığır derisinin ışığa karşı duyarlılaşması brown nose n.
deride kalınlaşma ve sertleşme, anormal salgı ve ishal ile karakterize bir sığır hastalığı hyperkeratosis n.
(özellikle sığır dizinde) kist hygroma n.
at, sığır, koyun gibi hayvanların yıldırım düşmesi sonucu ani ölümü lightning stroke n.
loco otu tüketiminden kaynaklanıp felç ve görme bozukluğu ile karakterize olan bir sığır, koyun ve at hastalığı loco disease n.
sığır veremi grape n.
sığır veremi grape disease n.
sığır veremi grapes n.
sığır ayağında meydana gelen bir hastalık closh n.
bir çeşit sığır humması croupous pneumonia n.
sığır hipofiz bezinden çıkan sıvı bir salgı pituitrin n.
bulaşıcı bir koyun, keçi ve sığır hastalığı orf n.
bulaşıcı bir koyun, keçi ve sığır hastalığı scabby mouth [australia] n.
bulaşıcı bir koyun, keçi ve sığır hastalığı contagious pustular dermatitis n.
sığır ve koyunlarda görülen ölümcül bir kan zehirlenmesi shipping pneumonia n.
kabız (sığır) mawbound adj.
(sığır, koyun) karnın gazla şiştiği bir hastalığa yakalanmış hooven adj.
sığır süngerimsi ensefaliti bse abrev.
Food Engineering
don yağı (koyun/sığır) tallow n.
iç yağ (koyun/sığır) tallow n.
sığır eti bovine meat n.
sığır kıyması ground beef n.
sığır kollajeni bovine collagen n.
sığır jelatini bovine gelatin n.
yığın sığır sütü soğutucusu bulk bovine milk cooler n.
sığır ve atların deri ve toynaklarının kaynatılmasıyla elde edilen jelatin animal glue n.
sucuk zarı olarak kullanılan büyük sığır bağırsağı middle n.
sığır etini dilimledikten sonra güneşte kurutmak jerk v.
(sığır veya av etinin) lezzet ve yumuşaklığını soğutma sırasında enzimlerle artırmak ripen v.
kullanılabilir ancak kalitesiz (sığır eti) utility-grade adj.
kalite derecesi standart ile yeterli arasında olan (sığır eti) commercial adj.
Gastronomy
sığır eti ve soğanın bira içinde pişirilmesiyle yapılan yemek carbonade n.
bira ile pişirilen sarımsaklı sığır güveç yemeği carbonnade flamande n.
sosisin dışını saran sığır ya da domuz bağırsağı case n.
sığır filetosu backsey [scottish] n.
sığır ve kümes hayvanlarını beslemekte yeşil yem olarak kullanılan uzun dallı, çok yapraklı bir lahana thousand-head kale (brassica oleracea fruticosa) n.
sığır ve kümes hayvanlarını beslemekte yeşil yem olarak kullanılan uzun dallı, çok yapraklı bir lahana thousand-headed kale n.
kavurma veya biftek için kullanılan üçgen biçiminde sığır eti parçası tip n.
füme sığır eti smoked beef n.
fırında sığır kebabı roasted beef kebap n.
haşlama sığır eti boiled beef n.
konserve sığır eti bully beef n.
konserve sığır eti corned beef n.
sığır etli sandviç beefburger n.
sığır et suyu beef bouillon n.
sığır karski sliced beef a la karsky n.
sığır dili ox tongue n.
sığır eti rosto braised beef n.
sığır gerdanı neck of beef n.
sığır filetosu sirloin n.
sığır kaburgası rib of beef n.
sığır kuyruğu oxtail n.
sığır kotlet rib of beef n.
sığır kıyması ground beef n.
sığır stroganof beef stroganoff n.
sığır kuyruğu ox tail n.
sığır butu leg of beef n.
sığır döşü breast of beef n.
sığır filetosu fillet of beef n.
sığır etinden yapılan etsuyu beef bouillon n.
sığır yanağı beef cheek n.
sığır inciği beef shank n.
sığır ve domuz eti ile yapılan portekiz mutfağına özgü bir güveç feijoada n.
sığır madalyon beef medallion n.
sığır kolu arm of beef n.
sığır dili tongue of beef n.
tuzlanmış sığır eti salt beef n.
sığır budu edgebone n.
çift filetodan oluşan sığır eti parçası baron n.
çift filetodan oluşan sığır eti parçası baron of beef n.
haşlanarak ve kavrularak hazırlanan, çeşnili hamursuz ekmekle veya un, soğan ve iç yağı ile doldurulmuş sığır veya tavuk bağırsağı kishke n.
sığır burginyon beef bourguignonne n.
sığır eti dolgulu dürüm beef burrito n.
sığır fondü beef fondue n.
sığır fileto beef loin n.
sığır gerdan beef neck n.
sığır sarma beef-olive n.
sığır köftesi beef patty n.
rostoya uygun sığır eti beef roast n.
sığır eti suyu beef stock n.
puf böreğe sarılarak pişirilen sığır eti beef wellington n.
sığır bizon melezinin eti beefalo n.
(kuzu eti, domuz eti, sığır eti) boynun kaburgaya en yakın ucu best end n.
sığır gerdanı jowl n.
orkney ve shetland adaları'na özgü kurutulmuş sığır ve koyun eti vifda n.
beyaz et veya sığır etinden yapılan ve güveçte servis edilen esmer bir sebze çorbası petite marmite n.
sığır eti boeuf n.
sığır burginyon yahnisi boeuf bourguignonne n.
sığır konservesiyle yapılan yemek boiled dinner n.
çeşitli şekillerde kesilmiş 80 pound'luk parçalara ayrılmış ve tuzlanmış sığır eti mess beef n.
sığır etinin boyun ile ön kaburga arasındaki kısmı middle rib n.
sığır, kuzu vücudunun iki arka kısmından her biri hindquarter n.
sığır, kuzu, dana veya koyun etinin arka kısmı hindquarters n.
tranşın alt kısmından kesilen sığır eti mouse piece n.
tranşın alt kısmından kesilen sığır eti mouse buttock n.
çavdar ekmeği arasına konserve sığır eti, isviçre peyniri ve lahana turşusu koyularak hazırlanan sıcak sandviç reuben n.
çavdar ekmeği arasına konserve sığır eti, isviçre peyniri ve lahana turşusu koyularak hazırlanan ızgara sandviç reuben sandwich n.
sığır etinin hafifçe tuzlanıp kuruması için asılmış kısmı hung beef n.
kurutulmuş sığır eti hung beef n.
marine edilmiş sığır etiyle yapılan bir kore yemeği bulgogi n.
sığır filetonun büyük ucu butt n.
boyundan kürekkemiğine doğru kesilen sığır eti dilimi chuck steak n.
orta kaburganın önünden kesilen sığır eti dilimi chuck rib n.
sığır omzu bifteği clod n.
sığır kısa kontrafilesinin önünden kesilen küçük biftek club steak n.
sığır kısa kontrafilesinin önünden kesilen küçük biftek delmonico steak n.
sığır eti cow n.
sığır eti cut of beef n.
sığır eti cut of veal n.
sığır ve domuz etinden yapılan bir tür sucuk peperoni n.
sirkeli sığır etiyle yapılan bir rosto sauerbraten n.
salamura sığır etinden yapılan bir kavurma yemeği corned beef hash n.
sığır filetosunun iç kısmından kesilmiş kemiksiz küçük parça filet mignon n.
sığır, kuzu gibi hayvan gövdesinin yarısının ön bölümü forequarter n.
bonfilenin önündeki pirzolayı içeren ve özellikle kızartmada kullanılan sığır eti forerib n.
sığır veya koyun eti ve sebzelerden yapılıp arpa ile kıvam verilen çorba scotch broth n.
ince kesilmiş soğan ve diğer çeşnilerle pişirilmiş sığır veya dana parçalarından yapılan yemek scotched collops n.
sığır kısa kontrfilesinin önünden kesilen küçük biftek shell n.
yahnisini pişirmek için genellikle küçük parçalar halinde kesilen sığır inciği shin n.
sığır, domuz veya kuzu etinin arasına yağ tabakaları yerleştirerek mermere benzetmek marble v.
eti için kesilmiş sığır veya dananın arka bacağını yüzmek rump v.
Chemistry
sığır idrarında bulunan asitle ilgili taurylic adj.
Biology
rekombinant sığır büyüme hormonu rbgh (recombinant bovine growth hormone) n.
rekombinant sığır somatotropin rbst (recombinant bovine somatotropin) n.
sığır büyüme hormonu bovine growth hormone n.
sığır büyüme hormonu bovine somatotropin n.
sığır somatotropini bovine somatotrophin n.
Biochemistry
sığır büyüme hormonu bgh (bovine growth hormone) abrev.
Zoology
hörgüçlü sığır zebu n.
iskoçya'ya özgü bir sığır türü aberdeen angus n.
sığır tenyası taeniarhynchus saginatus n.
sığır balıkçılı cattle egret n.
sığır balıkçılı bubulcus ibis n.
sığır tenyası beef tapeworm n.
sığır budu edgebone n.
kırmızı sığır antilobu kaama (alcelaphus buselaphus caama) n.
kısırlaştırılmamış erkek sığır bill [scotland] n.
siyah burnunun arkasında beyaz bir bölge bulunan (sığır, at) mealymouthed n.
siyah burnunun arkasında beyaz bir bölge bulunan (sığır, at) mealy-mouthed n.
yabani veya evcil olabilen bir sığır cinsi bos n.
yabani veya evcil olabilen bir sığır cinsi genus bos n.
(sığır) ingiliz beyazı british white n.
bubal sığır antilobu bubale n.
bubal sığır antilobu alcelaphus bubalis n.
bubal sığır antilobu bubaline antelope n.
bir yaşından küçük evcilleştirilmiş yavru hayvan (sığır) hogg n.
sığır kalça kemiğinin çıkıntı açısı hook n.
boynuzsuz sığır humlie [scotland] n.
boynuzsuz sığır hummel [scotland] n.
iskoçya'ya özgü bir sığır hummel [scotland] n.
sığır cinsinden büyükbaş rother beasts n.
sığır toynağının yarı bölümü ox claw n.
sığır iliği ox pith n.
özellikle teksas'ın kıyı bölgelerinde görülen uzun boynuzlu bir sığır coaster n.
(koyun, sığır veya dört bacaklılarda) boynun orta hattından geçen güçlü ve esnek bir bağ doku paddywhack n.
vietnam ve laos'a özgü küçük bir sığır saola (pseudoryx nghetinhensis) n.
Botanic
sığır kuyruğu adam's flannel n.
sığır kuyruğu mullein n.
sığır dili anchusa n.
eski dünya'dan trompet şeklindeki çiçekleri olan sığır dili cinsi otlar anchusa n.
sığır dili mantarı wood hedgehog (hydnum repandum) n.
sığır dili common bugloss (anchusa officinalis) n.
sığır baldıranı cowbane n.
kanarya adalarında yetişen ve sığır yemi olarak kullanılan bir çalı cytesis proliferus n.
hodangiller familyasına mensup Anchusa cinsi bir sığır dili small wild bugloss (Lycopsis arvensis) n.
Agriculture
başta sığır olmak üzere besi hayvanı yetiştirme amaçlı tarım ranching n.
çift verim yönlü sığır dual purpose cattle n.
damızlık sığır breeding cattle n.
sığır gövdesi ayırma testereleri cattle body separating and cutting saw n.
sığır eti beef n.
sığır/at idrarı stale n.
özellikle sığır veya koyunların panik halinde kaçışması breakaway [australia] n.
kuru sığır gübresi parçası buffalo chip n.
kuru sığır gübresi parçası chip n.
sahip veya yöneticinin koyun veya sığır çiftliğindeki ikametgahı homestead [australia/new zealand] n.
sığır gübresi rother soil n.
sığır gübresi cattle manure n.
eti için yetiştirilen sığır dry stock [new zealand] n.
sığır besleyen kimse fodderer n.
Breeding
amerikan bizonu ve yerel sığırın melezlenmesiyle elde edilen sığır ırkı cattalo n.
amerikan bizonu ve yerel sığırın melezlenmesiyle elde edilen sığır ırkı catalo n.
sığır yetiştiricisi cattle breeder n.
konsantre sığır yemi cattle cake n.
avustralya sığır çobanı köpeği cattle dog n.
sığır gütme cattle drive n.
sığır çiftliği cattle farm n.
sığır çiftliği cattle ranch n.
konsantre sığır yemi cattle-cake n.
ingiltere'de sütü ve eti için yetiştirilen kırmızımsı renkte boynuzsuz sığır ırkı red poll n.
ingiltere'de sütü ve eti için yetiştirilen kırmızımsı renkte boynuzsuz sığır ırkı red polled n.
şarole sığır ırkı charolais n.
fransa'da yetiştirilen büyük beyaz bir sığır ırkı charolais n.
şarole sığır ırkı charolaise n.
fransa'da yetiştirilen büyük beyaz bir sığır ırkı charolaise n.
normandiya menşeli bir sığır normande n.
geçmişte ingiltere'de yetiştirilen bir sığır ırkı teeswater [obsolete] n.
eskiden abd'nin güneybatısında yaygın olan uzun boynuzlu bir sığır ırkı texas longhorn n.
sığır güden davar çobanı topsman n.
başıboş hayvanları aramak için sığır sürüsünü yarıp geçen sığır çobanı trail cutter n.
otlatmaya uygun sığır sürüsü trail herd n.
sığır güden atlı çoban trailman n.
sığır güden atlı çoban trail man n.
sığır veya koyun uyluklarının birleşim yeri twist n.
manş denizi'ndeki adalarda yetişen çeşitli sığır ırkları alderney n.
canlı sığır live cattle n.
etçi bir sığır ırkı angus n.
kasaplık sığır cattle for slaughter n.
kasaplık sığır butchery beef n.
konsantre sığır yemi concentrated cattle feed n.
salamura sığır derileri salted cattle hides n.
salamura sığır derisi pickled cattle hide n.
sığır ahırları barns n.
sığır yetiştiriciliği cattle breeding n.
sığır besiciliği cattle fattening n.
sığır sütü bovine milk n.
siyah alaca sığır friesian cattle n.
sığır yemi calf feed n.
sığır kırkımı cattle clipping n.
simental sığır simmental cattle n.
siyah alaca sığır holstein n.
sığır besi yemi cattle fattening feed n.
sığır derisi cattle hide n.
sığır cinsi hayvan bovine n.
sığır süt yemi dairy cattle feed n.
sığır etinden elde edilen donyağı beef tallow n.
sığır otlağı cattle range n.
siyah alaca sığır holstein cattle n.
sığır yetiştiricisi cattle raiser n.
siyah alaca sığır holstein friesian cattle n.
sığır taşıma hizmetleri cattle transportation services n.
yerli kara sığır native black cattle n.
(temizlenmiş/derisi soyulmuş) sığır gövdesi side of beef n.
(sığır, öküz gibi) büyükbaş hayvan bovine n.
genellikle siyah olup bazen kırmızı da olabilen iskoçya kökenli bir boynuzsuz sığır ırkı angus n.
genellikle siyah olup bazen kırmızı da olabilen iskoçya kökenli bir boynuzsuz sığır ırkı black angus n.
avustralya sığır çobanı köpeği australian heeler n.
avustralya sığır çobanı köpeği australian cattle dog n.
bir yaşına yaklaşan körpe sığır short yearling n.
tibet sığırı ile evcil sığırın melezi olan sığır ırkı zho n.
tibet sığırı ile evcil sığırın melezi olan sığır ırkı zo n.
tibet sığırı ile evcil sığırın melezi olan sığır ırkı dzo n.
sığır çiftliği estancia n.
sığır çiftçisi estanciero n.
hint ve tibet sığırlarının melezi olan asya'ya özgü bir sığır ırkı zobo n.
sığır veya koyun sürüsünün gece uyuma alanı bed ground n.
sığır veya koyun sürüsünün gece uyuma alanı bed–ground n.
eti için beslenen sığır beef breed n.
sığır yetiştiricisi beef man n.
bir sığır ırkı beefalo n.
sığır eti beeve n.
iskoçya'nın hebrid adaları'nda ve highlands bölgesinde yetiştirilen sığır kyloes n.
sığır çobanı vacher n.
kesim için beslenen sığır mart [scotland] n.
damgasız sığırları toplayarak sürü sahibi olan sahtekar sığır yetiştiricilerinin uydurduğu damgalar maverick brand n.
üstünkörü yapılmış sığır kulübesi helm [dialect] [uk] n.
derme çatma sığır barınağı helm [dialect] [uk] n.
derme çatma sığır yuvası helm [dialect] [uk] n.
sığır ırklarının listesini ve kökenlerini içeren katalog herdbook n.
özellikle sığır veya domuz gibi hayvanların bilinen ırklarının bireyleri ve kökenlerinin resmi kaydı herdbook n.
özellikle sığır veya domuz gibi hayvanların bilinen ırklarının bireyleri ve kökenlerinin resmi kaydı herd-book n.
ingiltere'ye özgü beyaz yüzlü ve kahverengi gövdeli, eti için yetiştirilen bir sığır ırkı hereford n.
hereford ırkından olan bir sığır hereford n.
brangus sığır marka işareti brangus® n.
sığır ırklarının iyileştirilmesi breeding n.
kırmızımsı kahverengi tüylü ve uzun boynuzlu bir sığır ırkı highland cattle n.
sığır veya koyunların geçici olarak tutulduğu yer holding paddock [australia/new zealand] n.
sahiwal ırkı sığır montgomery n.
küçük ve kapalı sığır ağılı lobby n.
doğrudan meradan pazarlanan ve besin takviyesi verilmemiş eti için beslenen sığır grasser n.
ahırda sığır dışkılarının toplandığı oluk gutter n.
ispanya kökenli uzun boynuzlu bir sığır ırkı longhorn n.
sığır ağılı rodeo n.
etçi sığır beef cow n.
kaliteli et ve süt üretiminde kullanılan bir sığır ırkı devon n.
devon ırkından olan sığır devon n.
kaliteli et ve süt üretiminde kullanılan bir sığır ırkı north devon n.
kaliteli et ve süt üretiminde kullanılan bir sığır ırkı south devon n.
irlanda'ya özgü kısa bacaklı bir sığır ırkı dexter n.
dexter ırkından olan sığır dexter n.
gövdesinin ortası beyaz şeritli bir sığır ırkı belted cattle n.
gövdesinin ortası beyaz şeritli bir sığır ırkı blanketed cattle n.
yabani sığır yakalamada kullanılan sahte öküz coach [australia] n.
sığır çiftliği sahibi cow man n.
sığır güdümünde kullanılan küçük, hızlı ve çevik at cow pony n.
(genellikle atlı) sığır işçisi cowboy n.
meraya sürüyen sığır sürüsü creaght [ireland] n.
kısa boynuzlu sığır durham n.
doğu ve güney afrika'ya özgü, uzun boynuzlu ve ufak hörgüçlü bir sığır ırkı sanga n.
batı afrika'ya özgü melez bir sığır sanga n.
doğu ve güney afrika'ya özgü, uzun boynuzlu ve ufak hörgüçlü bir sığır ırkı sangu n.
batı afrika'ya özgü melez bir sığır sangu n.
melez bir sığır ırkı santa gertrudis n.
iskoçya'ya özgü bir sığır ırkı scottish highland n.
isviçre'ye özgü siyah beyaz bir sığır ırkı fribourg n.
baş bölgesinin dışarıda kaldığı bir tür sığır kafesi squeeze n.
sığır yetiştirmek raise cattle v.
(sığır) semirtmek beef v.
(sığır) eti için kesmek beef v.
(sığır) gütmek round up v.
(ortak mera alanını) belirli sayıda sığır ile sınırlandırmak stint [uk] v.
hafif sağa ya da sola yatık (sığır damgası) tumbling adj.
sığır sürüsüne ait armental adj.
sığır dolu armentose adj.
yatay (sığır markalama) lazy adj.
yan yatırılmış (sığır markalama) lazy adj.
boynuzsuz (sığır) humble [scotland] adj.
History
abd'de eski bir sığır yolu chisholm trail n.
sığır çalmanın cezası orfgild [uk] n.
Geography
büyük bir koyun veya sığır çiftliğine ait ana istasyondan bağımsız olarak kurulmuş istasyon outstation n.
Sport
avustralya'da at binicilerinin sığır yönlendirme becerilerini gösterdikleri yarışma camp-drafting n.
Ornithology
sığır kuşu oxbird n.
sığır kuşu oxbiter n.
sığır kuşu oxpecker n.
sığır kuşu buphagus africanus n.
sığır kuşu buphagoides erythrorhynchus n.
Entomology
sığır sineği horsefly n.
sığır sineği cleg n.
sığır sineği clegg n.
sığır sineği horse fly n.
abd ve orta amerika'ya özgü sığır sineği ailesine mensup küçük bir sinek türü lovebug (plecia nearctica) n.
Slang
tost ekmeği üzerinde kremalı parçalanmış sığır eti (genelde askeri gazinolarda bulunan bir yemek) shit on a shingle [us] n.