smack - Türkisch Englisch Wörterbuch

smack

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "smack" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 65 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
smack n. balıkçı teknesi
In time, smacks got more significant and even used for the military.
Zaman içerisinde balıkçı tekneleri daha da önem kazanmış ve hatta orduda da kullanılmıştır.

More Sentences
smack n. tokat
Dior said she was given a smack on her arm by another girl.
Dior koluna başka bir kızın tokat attığını söyledi.

More Sentences
smack v. şapırdatmak
Tom smacked his lips.
Tom dudaklarını şapırdattı.

More Sentences
smack v. tokatlamak
I wanted to smack you.
Seni tokatlamak istedim.

More Sentences
smack v. tokat atmak
Few people still believe smacking is the best punishment for kids.
Tokat atmanın çocuklar için en iyi ceza olduğuna hâlâ inanan çok az insan var.

More Sentences
smack v. şaplak atmak
I smacked him on the ear.
Kulağına bir şaplak attım.

More Sentences
smack v. sertçe vurmak
Ledger was offended and smacked his phone down on the table.
Ledger sinirlendi ve telefonunu sertçe masaya vurdu.

More Sentences
smack v. yumruk atmak
Ralph got suspended from his school after he smacked a boy.
Ralph bir çocuğa yumruk attığı için okuldan uzaklaştırıldı.

More Sentences
smack adv. küt diye
He drove smack into the side of a van.
Bir minibüsün yan tarafına küt diye çarptı.

More Sentences
smack adv. tam
Brooks was smack in the middle of a boy's fight.
Brooks, bir çocuk kavgasının tam ortasındaydı.

More Sentences
Slang
smack n. eroin
He is still addicted to smack after all the rehabilitation.
Onca rehabilitasyona rağmen hala eroin bağımlısı.

More Sentences
General
smack n. alamana
smack n. iz
smack n. şapırdama
smack n. öpme sesi
smack n. şamar
smack n. tek direkli balıkçı teknesi
smack n. şak
smack n. şapırtı
smack n. şapır şupur öpüş
smack n. tutam (tuz)
smack n. şap diye
smack n. canlı balık tutan tekne
smack n. şaplak
smack n. küt sesi
smack n. sille
smack n. lezzet
smack n. hafif tad
smack n. şap
smack n. şap sesi
smack n. az miktar
smack n. önemsiz parça
smack n. cüzi miktar
smack n. küçük porsiyon
smack n. az buçuk bilgi
smack n. yüzeysel bilgi
smack n. pat diye olma
smack v. şapırdatarak öpmek
smack v. şapırdatarak içmek
smack v. el ile vurmak
smack v. şaklatmak
smack v. şapır şapır öpmek
smack v. şapır şupur öpmek
smack v. şapır şupur içmek
smack v. şapır şapır içmek
smack v. şamar atmak
smack v. şaplatmak
smack v. tat vermek
smack v. aromalı olmak
smack v. iz taşımak
smack v. kalıntıya sahip olmak
smack v. benzerlik göstermek
smack v. ipucu vermek
smack v. andırmak
smack adv. şapır şupur
smack adv. tam olarak
smack adv. doğruca
smack adv. tokat gibi
smack adv. aniden ve şiddetle
smack adv. pat diye
smack adv. açıkça
Archaic
smack v. tatmak
smack v. kokmak
Slang
smack n. yalan
British Slang
smack n. eroin

Bedeutungen, die der Begriff "smack" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 126 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
smack of v. kokmak
It smacks of selling out.
Bu satılmışlık kokuyor.

More Sentences
fishing smack n. alamana
smack [obsolete] n. keyif
smack [obsolete] n. beğeni
smack [obsolete] n. beğenme
smack [obsolete] n. hoşlanma
smack [obsolete] n. haz
smack of v. altında ... yatmak
give a smack v. şaplak atmak
smack one's lips v. dudaklarını şapırdatmak
smack down on v. küt diye (bir yere) vurmak
smack of v. hafif bir tadı olmak (belirli bir şeyin bir yiyecekte veya içecekte)
smack one's lips v. ağzını şapırdatmak
get a smack v. şaplak yemek
smack of v. kokmak (soyut bir şey)
smack one's mouth v. ağız şapırdatmak
smack one's mouth v. ağzını şapırdatmak
smack of v. -in kokusu olmak
smack on v. -e şaplak atmak
smack on v. -e tokat şaplatmak
smack-dab adv. tam
Phrasals
smack into v. şiddetle çarpmak/bindirmek
smack someone down v. birini eleştirmek/azarlamak
smack someone down v. birini yere sermek
smack of v. (bir şeyi) andırmak/çağrıştırmak
smack of v. (bir şey) gibi gözükmek
smack of v. (bir şeyin) özelliklerini taşımak
smack of something v. bir şeyi hatırlatmak
smack of something v. bir şeyi anımsatmak
smack of something v. bir şeyi akıllara getirmek
smack (something) down onto (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak
smack down v. mağlup etmek
smack down v. yere sermek
smack down v. yenmek
smack (something) down onto (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak
smack down v. yalanlamak
smack up v. pataklamak
smack down v. atmak/fırlatmak
smack up v. tartaklamak
smack down v. çürütmek
smack (something) down on (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak
smack down v. tersini kanıtlamak
smack (something) down on (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak
smack up v. dayak atmak
smack down v. şap/şak diye atmak
smack down v. hezimete uğratmak
smack down v. çalmak/vurmak
smack (something) down onto (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak
smack (something) down on (something) v. (bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak
smack down v. aksini ispatlamak
Phrases
with a smack expr. şap diye
Colloquial
smack in the face n. tokat
smack in the face n. şamar
smack in the face n. suratına bir şamar/tokat gibi inen şey
a smack in the eye n. (mecazen) sille
a smack in the face n. (mecazen) sille
a smack in the eye n. (mecazen) sert tokat
a smack in the face n. (mecazen) sert tokat
a smack in the face n. darbe
a smack in the eye n. darbe
a smack in the eye n. tokat etkisi yaratan şey
a smack in the face n. tokat etkisi yaratan şey
smack talk [us] n. atarlanma
smack [us] n. ileri geri konuşma
smack [us] n. sözle dayılanma
smack talk [us] n. sözle dayılanma
smack talk [us] n. kötü konuşma
smack talk [us] n. ileri geri konuşma
smack [us] n. atarlanma
smack [us] n. kötü konuşma
smack-bang in the middle expr. tam ortasında
smack-dab in the middle expr. tam ortasında
smack-bang in the middle expr. tam merkezinde
smack-dab in the middle expr. tam merkezinde
Idioms
smack-bang n. bir yerin tam merkezi
smack-dab n. bir yerin tam merkezi
smack-down n. hezimet
smack-down n. rakibini yere serme
smack-down n. rakibini mağlup etme
smack-bang in the middle of somewhere n. bir yerin tam ortası
smack-dab in the middle of somewhere n. bir yerin tam ortası
smack in the face n. (mecazen) sille
smack in the face n. (mecazen) sert tokat
smack in the face n. darbe
smack in the face n. tokat etkisi yaratan şey
smack the road v. yollara düşmek
smack the road v. bir yeri terk etmek
have a smack at (something) [uk] v. (bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak
have a smack at (something) [uk] v. (bir şeyi) denemek
have a smack at (something) [uk] v. (bir şeyi yapmaya) teşebbüs etmek
have a smack at v. -i denemek
have a smack at v. '-e teşebbüs etmek
have a smack at v. '-e girişmek/kalkışmak
lick/smack your lips v. ağzı sulanmak
lick/smack your lips v. yalanmak
lick/smack your lips v. dudaklarını yalamak
lick/smack your lips v. ağzının suyu akmak
lick/smack your lips v. sabırsızlanmak
smack dab in the middle expr. tam ortasında
smack-bang in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack-dab in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack-bang expr. tam da
smack-bang on (something) expr. direkt (bir şeye)
smack-bang on (something) expr. tam (bir şeye)
smack-bang expr. tam
smack-bang on (something) expr. direkt/tam (bir şeyin) üzerine
smack-bang expr. tam olarak
smack in the middle expr. tam ortasında
smack in the middle expr. tam merkezinde
smack-bang expr. direkt
Marine
fishing smack n. balıkçı teknesi
Slang
smack talker n. konuşup duran tip
smack talker n. saçma sapan konuşan tip
brown smack n. kahverengi eroin
dick smack n. otuzbirci
dick smack n. dallama
dick smack n. hıyar
dick smack n. geri zekalı
dick smack n. aptal
talk smack v. ileri geri konuşmak
talk smack v. kötü konuşmak
smack the road v. sıvışmak
smack the road v. yola koyulmak
smack one out v. mastürbasyon yapmak
smack one out v. attırmak
British Slang
smack out v. fazla/ağır takılmak