Verlauf

take something

Bedeutungen von dem Begriff "take something" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Colloquial
1	Colloquial	take something v.	bir şeye katlanmak
2	Colloquial	take something v.	bir şeye dayanmak
3	Colloquial	take something v.	bir şeyi kabul etmek

Bedeutungen, die der Begriff "take something" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	take something seriously n.	ciddiye almak
2	General	take something in stride v.	bir şeyin üzerinde durmamak
3	General	take turns at something v.	keşikleşe yapmak
4	General	take something in v.	bir şeyi kavramak
5	General	take something off v.	bir yere götürmek
6	General	take something in v.	bir şeyi farketmek/görmek
7	General	take something in v.	gitmek (konser müze vb'ne)
8	General	take something in v.	daraltmak
9	General	take something under one's arm v.	koltuklamak
10	General	take something on v.	üstüne almak
11	General	take possession of something v.	ele geçirmek
12	General	take the liberty of doing something v.	izin istemeden bir şeyi yapmak
13	General	take something to heart v.	bir şeyi ciddiye almak
14	General	take something up with v.	bir meseleyi konuşmak (birisiyle)
15	General	take a bite of something v.	bir şeyden bir ısırık almak
16	General	take something seriously v.	kaale almak
17	General	take something out of v.	bir şeyi bir yerden çıkarmak
18	General	take the trouble to do something v.	zahmet edip bir şey yapmak
19	General	take something hard v.	bir şeye pek çok üzülmek
20	General	take something up v.	sıvıyı emmek
21	General	take something in stride v.	bir şeyi mesele yapmamak
22	General	take something down v.	yazmak
23	General	take something in v.	bir şeyi içeri almak/çekmek
24	General	take something amiss v.	gücenmek
25	General	take something off v.	bir şeyi indirmek
26	General	take a bite of something v.	bir şeyden bir lokma ısırmak
27	General	take something apart v.	sökmek
28	General	take something on oneself v.	bir işi kendiliğinden yapmak
29	General	take something upon oneself v.	bir işi kendiliğinden yapmak
30	General	take something in v.	görmek (oyun/müze vb'ni)
31	General	take something off v.	bir şeyi çıkarmak
32	General	take something on v.	üstlenmek
33	General	take something to heart v.	altüst olmak
34	General	take something off v.	götürmek
35	General	take something off v.	izin almak (belirli bir süre için)
36	General	take something in the right spirit v.	bir şeyin ardındaki iyi niyeti kavrayarak kızmamak
37	General	take something on faith v.	kanıt olmadan bir şeye inanmak
38	General	take something up v.	merak sarmak
39	General	take something down v.	kaydetmek
40	General	take something off v.	kaldırmak (oyunu/bir taşıtın seferini/vergiyi/sınırlamayı)
41	General	take something to heart v.	ağırına gitmek
42	General	take something off v.	mola vermek
43	General	cannot take something v.	tahammül edememek
44	General	take something naturally v.	doğal karşılamak
45	General	take something lying down v.	hiç karşı gelmeden bir şeyi kabul etmek
46	General	take something in v.	bir şeyi anlamak
47	General	take something lying down v.	sineye çekmek
48	General	take something for granted v.	bir şeyi bir hak gibi görmek
49	General	take something over v.	devralmak
50	General	take turns at something v.	sırayla yapmak
51	General	take something lying down v.	bir şeyi alttan almak
52	General	take something out v.	bir şeyi bir yerden çıkarmak
53	General	take something off v.	çıkarmak
54	General	take something off v.	kaldırmak
55	General	take something off v.	kilo vermek
56	General	take something off v.	servisten kaldırmak
57	General	take something off v.	rejimle zayıflamak
58	General	take something off v.	tatil etmek
59	General	take something off v.	çalışmamak
60	General	take on something v.	elde etmek
61	General	take something on v.	yüklenmek
62	General	take on something v.	kazanmak
63	General	take something on v.	kabul etmek
64	General	take something on v.	üzerine almak
65	General	take something out of the country v.	ülke dışına çıkarmak
66	General	take something in v.	içermek
67	General	take something in v.	ihtiva etmek
68	General	take something in v.	bir şeyi kapsamak
69	General	take something/someone out of the country v.	yurt dışına çıkarmak
70	General	take no notice of (somebody/something) v.	hiçe saymak
71	General	take a quick look at something v.	çabuk bakmak
72	General	take something (much) further v.	daha da ileriye götürmek
73	General	take something out of v.	dışına çıkarmak
74	General	take something to rest v.	dinlenmeye almak
75	General	take something into the scope of v.	kapsamına almak
76	General	take something as starting v.	başlangıç almak
77	General	take something as pledge v.	teminat almak
78	General	take something as security v.	teminat almak
79	General	take something as starting v.	başlangıç olarak almak
80	General	take something as a collateral v.	teminat olarak almak
81	General	take something under preservation v.	koruma altına almak
82	General	take something under protection v.	koruma altına almak
83	General	take something to forefront v.	ön plana almak
84	General	take something to forefront v.	önplana almak
85	General	not to take something personally v.	üstüne alınmamak
86	General	not to take something personally v.	üzerine alınmamak
87	General	take something out of circulation (coin etc) v.	kullanımdan kaldırmak
88	General	take something into consideration v.	dikkate almak
89	General	take something on as a duty v.	görev edinmek
90	General	take something for granted v.	kesin gözüyle bakmak
91	General	take the trouble to do something v.	zahmete katlanmak
92	General	take something off v.	indirmek (bir sayıyı belirli bir miktarda)
93	General	take something personally v.	kişisel almak
94	General	take something (a post etc) over (from somebody) v.	birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
95	General	take something out of the box v.	kutudan çıkarmak
96	General	take something in hand v.	denetim altına almak
97	General	take something in hand v.	eline almak
98	General	take something in hand v.	kontrol etmek
99	General	take something in hand v.	ele almak
100	General	take something in hand v.	duruma el koymak
101	General	take on the might of something v.	gücünü elinde tutmak
102	General	take a different approach to something v.	farklı açıdan bakmak
103	General	take something as a primary issue v.	öncelikli tutmak
104	General	take something as a prime concern v.	öncelikli tutmak
105	General	take a fancy to something v.	kanı ısınmak
106	General	take a liking to something v.	kanı kaynamak
107	General	take a fancy to something v.	kanı kaynamak
108	General	take a liking to something v.	kanı ısınmak
109	General	take advantage of something v.	faydalanmak
110	General	take something off the agenda v.	gündemden düşürmek
111	General	take something as a mission v.	misyon edinmek
112	General	take someone or something aboard v.	birini/bir şeyi gemiye almak/yüklemek
113	General	take/regard/consider something as an insult v.	hakaret kabul etmek
114	General	take/regard/consider something as an insult v.	hakaret saymak
115	General	take pleasure in doing something v.	-den keyif almak
116	General	take pleasure in doing something v.	(bir şeyi) yapmaktan keyif almak
117	General	take the first step to do something v.	(bir şeyleri yapmak için) ilk adımı atmak
118	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakika ayırmak
119	General	take a moment (for something/to do something) v.	(bir şey için) bir dakikasını ayırmak
120	General	take one's anger out on someone/something v.	acısını çıkarmak
121	General	take something back v.	götürmek (geriye)
122	General	take something for granted v.	bir şeyi cepte görmek
Phrasals
123	Phrasals	take (something) to be (something) v.	(bir şeyi) (doğru, gerçek, cevap vb) olarak düşünmek/kabul etmek
124	Phrasals	take out (something) against (one) v.	(birine) karşı (bir şikayette, ihbarda) bulunmak
125	Phrasals	take out (something) against (one) v.	birisini ihbar etmek
126	Phrasals	take out (something) against (one) v.	birisini şikayet etmek
127	Phrasals	take (something) out against (one) v.	(birine) karşı (bir şikayette, ihbarda) bulunmak
128	Phrasals	take (something) out against (one) v.	birisini ihbar etmek
129	Phrasals	take (something) out against (one) v.	birisini şikayet etmek
130	Phrasals	take out (something) against (one) v.	birine karşı suç duyurusunda bulunmak
131	Phrasals	take out (something) against (one) v.	birinin aleyhinde şikayette bulunmak
132	Phrasals	take out (something) against (one) v.	biri hakkında yakalama emri çıkartmak
133	Phrasals	take (something) out against (one) v.	birine karşı suç duyurusunda bulunmak
134	Phrasals	take (something) out against (one) v.	birinin aleyhinde şikâyette bulunmak
135	Phrasals	take (something) out against (one) v.	biri hakkında yakalama emri çıkartmak
136	Phrasals	to take part in something v.	bir şeye katılmak
137	Phrasals	take aim at something v.	bir şeye odaklanmak
138	Phrasals	take something before someone v.	bir şeyi birinin huzuruna çıkarmak
139	Phrasals	take something in v.	bir yere bir şey getirmek
140	Phrasals	to take part in something v.	bir şeye dahil olmak
141	Phrasals	take someone across something v.	birini bir şeyin karşısına geçirmek
142	Phrasals	take something into some place v.	bir yere bir şey getirmek
143	Phrasals	take (something) down a thousand v.	rahat olmak
144	Phrasals	take (something) down a thousand v.	rahatlamak
145	Phrasals	take (something) down a thousand v.	akışına bırakmak
146	Phrasals	take (something) down a thousand v.	sakin olmak
147	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) çalmak
148	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) elde etmek
149	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) almak
150	Phrasals	take from (someone or something) v.	(bir listeden/sayıdan) düşmek
151	Phrasals	take from (someone or something) v.	(bir listeden/sayıdan) eksiltmek
152	Phrasals	take from (someone or something) v.	(bir listeden/sayıdan) düşürmek
153	Phrasals	take from (someone or something) v.	(bir listeden/sayıdan) çıkarmak
154	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) sorumluluğunu birinden almak
155	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birini) göz altına almak
156	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) himayesini birinden almak
157	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine katlanmak
158	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesini çekmek
159	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine dayanmak
160	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine müsamaha göstermek
161	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine tahammül etmek
162	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine izin vermek
163	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine göz yummak
164	Phrasals	take something from someone v.	bir şeyi birinin elinden almak
165	Phrasals	take something from someone v.	birinin tacizine/suistimaline katlanmak
166	Phrasals	take something from someone v.	birinin kötü muamelesine göz yummak/dayanmak
167	Phrasals	take someone or something out of something v.	birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
168	Phrasals	take someone or something out of something v.	birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
169	Phrasals	and take someone or something out v.	birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
170	Phrasals	and take someone or something out v.	birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
171	Phrasals	take something out of someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
172	Phrasals	take something out of someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
173	Phrasals	take something out of someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
174	Phrasals	take something out of someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
175	Phrasals	take something out v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
176	Phrasals	take something out v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
177	Phrasals	take something out v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
178	Phrasals	take something out v.	bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
179	Phrasals	take (one) through (something or some place) v.	(birine bir şeyde/yerde) eşlik etmek
180	Phrasals	take (one) through (something or some place) v.	(birine bir şeyde/yerde) rehberlik etmek
181	Phrasals	take (one) through (something or some place) v.	(birini bir şeyde/yerde) gezdirmek
182	Phrasals	take (one) through (something) v.	(birine bir şeyde) yardım etmek
183	Phrasals	take (one) through (something) v.	(birinin bir şeyi anlamasına/bitirmesine) yardım etmek
184	Phrasals	take (one) through (something) v.	(birini bir şeyi yaparken) yönlendirmek
185	Phrasals	take someone through (something) v.	birine (bir şeyde) eşlik etmek
186	Phrasals	take someone through (something) v.	birine (bir şeyde) rehberlik etmek
187	Phrasals	take someone through (something) v.	birini (bir şeyde) gezdirmek
188	Phrasals	take (someone or something) back to (someone or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek
189	Phrasals	take (something) back to (someone) v.	(birine bir şey/mesaj) götürmek
190	Phrasals	take (something) back to (someone) v.	(birine bir şey/mesaj) iletmek
191	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) -e götürmek
192	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şeyde eşlik etmek
193	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) -e çıkarmak
194	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şeyde refakat etmek
195	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey sanmak
196	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey zannetmek
197	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) bir şey gibi görmek
198	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birine/bir şeye) bir şey gözüyle bakmak
199	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) dolandırmak
200	Phrasals	take (someone or something) for v.	birini/bir şeyi) söğüşlemek
201	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) üçkağıda getirmek
202	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birini/bir şeyi) kazıklamak
203	Phrasals	take (someone or something) for v.	(birinin/bir şeyin) parasını çarpmak
204	Phrasals	take someone for something v.	birini bir şeye götürmek
205	Phrasals	take someone for something v.	birine bir şeyde eşlik etmek
206	Phrasals	take someone for something v.	birini bir şeye çıkarmak
207	Phrasals	take someone for something v.	birine bir şeyde refakat etmek
208	Phrasals	take someone for something v.	birini bir miktar parasını dolandırmak
209	Phrasals	take someone for something v.	birinin bir miktar parasını söğüşlemek
210	Phrasals	take someone for something v.	birini belli bir miktar kazıklamak
211	Phrasals	take something in v.	bir şeyi/giysiyi küçültmek
212	Phrasals	take something in v.	bir şeyi gözlemleyip incelemek
213	Phrasals	take something in v.	izlemek
214	Phrasals	take something in v.	para almak
215	Phrasals	take something in v.	ödeme almak
216	Phrasals	take something in v.	hasılat yapmak
217	Phrasals	take something in v.	kazanç/gelir sağlamak
218	Phrasals	take something in v.	para girdisi sağlamak
219	Phrasals	take something in v.	bir şeyi içine çekmek
220	Phrasals	take something in v.	bir şeyi içmek
221	Phrasals	take something in v.	bir şeyi yemek
222	Phrasals	take something in v.	-e bir şey getirmek
223	Phrasals	take someone or something over v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye götürmek
224	Phrasals	take someone or something over v.	birini/bir şeyi birine/bir şeye bırakmak
225	Phrasals	take someone or something with one v.	birini/bir şeyi yanında götürmek
226	Phrasals	take someone or something with one v.	birini/bir şeyi giderken yanına almak
227	Phrasals	take something up (with someone) v.	(biriyle) bir meseleyi konuşmak
228	Phrasals	take something up (with someone) v.	(biriyle) bir meseleyi tartışmak
229	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) taşımak
230	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) çıkarmak
231	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) bırakmak
232	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) götürmek
233	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek
234	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar yolu göstermek
235	Phrasals	take up to (someone, something, or some place) v.	birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar rehberlik etmek
236	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine götürmek
237	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine bırakmak
238	Phrasals	take something up to someone v.	bir şeyi yukarıdaki birine iletmek
239	Phrasals	take with (one or something) v.	yanında getirmek
240	Phrasals	take with (one or something) v.	yanında taşımak
241	Phrasals	take with (one or something) v.	yanına almak
242	Phrasals	take with (one or something) v.	yanında götürmek
243	Phrasals	take with (something) v.	(bir şeyle, yiyecekle, içecekle) almak
244	Phrasals	take with (something) v.	(bir şeyle, yiyecekle, içecekle) birlikte almak
245	Phrasals	take with (something) v.	(bir şeyle, yiyecekle, içecekle) birlikte yutmak
246	Phrasals	take with (something) v.	(bir şeyle, yiyecekle, içecekle) birlikte tüketmek
247	Phrasals	take something with something v.	bir şeyi bir şeyle almak
248	Phrasals	take something with something v.	bir şeyi bir şeyle birlikte almak
249	Phrasals	take something with something v.	bir şeyi bir şeyle birlikte yutmak
250	Phrasals	take something with something v.	bir şeyi bir şeyle birlikte tüketmek
251	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye götürmek
252	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye iletmek
253	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye taşımak
254	Phrasals	take something back to someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
255	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak almak
256	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak işe almak
257	Phrasals	take on (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi) bir pozisyona almak
258	Phrasals	take something out v.	bir şeyi bombalamak
259	Phrasals	take something out v.	bir şeyi yerle bir etmek
260	Phrasals	take something out v.	bir şeyi tahrip etmek
261	Phrasals	take something out v.	bir şeyi harap etmek
262	Phrasals	take off from (something or some place) v.	(bir şeyden/yerden) bir süreliğine izin almak
263	Phrasals	take off from (something or some place) v.	(bir yerden/şeyden) bir süreliğine uzak kalmak
264	Phrasals	take off from (something or some place) v.	(bir yere/şeye) bir süre gitmemek
265	Phrasals	take off from something v.	bir şeyden/yerden havalanmak
266	Phrasals	take off from something v.	bir şeyden/yerden uçakla havalanmak
267	Phrasals	take someone or something down v.	birini/bir şeyi aşağı indirmek
268	Phrasals	take someone or something down v.	birini/bir şeyi aşağı götürmek
269	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şey) sanmak
270	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şey) olduğunu tahmin etmek
271	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şey) olduğunu düşünmek
272	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini) kandırarak (bir şeyini) almak
273	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şeyini) dolandırmak
274	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birinin bir şeyini) hileyle elinden almak
275	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini) kandırıp (bir şeyinden) etmek
276	Phrasals	take (one) for (something) v.	(birini bir şeye/bir yere) götürmek
277	Phrasals	take (one) up on (something) v.	(birinin) daha önceden ettiği bir teklifi kabul etmek/değerlendirmek
278	Phrasals	take (some amount of money) for (something) v.	(bir şey) için (belirli bir miktar para) kabul etmek
279	Phrasals	take (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek
280	Phrasals	take (someone or something) as (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) sanmak
281	Phrasals	take (someone or something) as (something) v.	(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu düşünmek
282	Phrasals	take (someone or something) at face value v.	(birini/bir şeyi) dış görünümüne göre/görüntüsüne bakarak/yüzeysel olarak değerlendirmek
283	Phrasals	take (someone or something) at face value v.	(birini/bir şeyi) dışarıdan göründüğü gibi kabul etmek
284	Phrasals	take (someone or something) at face value v.	(birini/bir şeyi) yüzeysel olarak değerlendirmek
285	Phrasals	take (someone or something) before (someone or something) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
286	Phrasals	take (someone or something) before (someone or something) v.	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) incelemesine sunmak
287	Phrasals	take (someone or something) below v.	(birini/bir şeyi) alt güverteye götürmek
288	Phrasals	take (someone or something) by (something) v.	(birini/bir şeyi) bir yerinden tutmak/yakalamak
289	Phrasals	take (someone or something) by (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) ele geçirmek
290	Phrasals	take (someone or something) by (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) almak
291	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) götürmek
292	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi başkasıyla/başka bir şeyle) karıştırmak
293	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi başkası/başka bir şey) sanmak
294	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu sanmak/düşünmek
295	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi) bir şey sanmak
296	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek
297	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birinin/bir şeyin bir miktar parasını) dolandırmak
298	Phrasals	take (someone or something) for (something) v.	(birini/bir şeyi) kandırıp (bir miktar parasını) almak
299	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şeye/bir yere) götürmek
300	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şey) ısmarlamaya götürmek
301	Phrasals	take (someone) for (something) v.	(birini bir şey) yemeye götürmek
302	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine sokmak
303	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine getirmek
304	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine almak
305	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) kabul etmek
306	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birine/bir şeye bir yerde) kalacak yer sağlamak
307	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şeyde/bir yerde) misafir etmek
308	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi evine almak
309	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir şey) altına almak
310	Phrasals	take (someone or something) into (something or some place) v.	(birini/bir şeyi bir duruma) almak/sokmak/getirmek
311	Phrasals	take (something) out of (someone or something) v.	(bir şeyi birinden/bir şeyden) çıkarmak
312	Phrasals	take (something) out of (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) dışına çıkarmak
313	Phrasals	take (something) out of (someone or something) v.	(bir şeyi birinin/bir şeyin) içinden çıkarmak/almak
314	Phrasals	take (something) out of (someone) v.	(birinden bir şeyi) almak
315	Phrasals	take (something) out of (someone) v.	(birinin bir şeyini) bitirmek
316	Phrasals	take (something) out of (someone) v.	(birinin bir şeyini) tüketmek
317	Phrasals	take (something) out of (someone) v.	(birini bir şeyden) yoksun bırakmak
318	Phrasals	take (something) out of (someone) v.	(birinde bir şey) bırakmamak
319	Phrasals	take (something) out in (something) v.	bir işin bedelinin para yerine başka bir şeyle ödenmesini kabul etmek
320	Phrasals	take (something) out in (something) v.	bir şeyin bedelini para dışında bir yöntemle almak
321	Phrasals	take (something) out in (something) v.	para yerine başka bir ödeme kabul etmek
322	Phrasals	take (something) up with (one) v.	(biriyle) bir meseleyi konuşmak
323	Phrasals	take (something) up with (one) v.	(biriyle) bir meseleyi tartışmak
324	Phrasals	take (some amount of money) for (something) v.	(bir şey) için) (bir miktar para/ödeme) almak/kabul etmek
325	Phrasals	take away from (something) v.	(bir şeye) gölge düşürmek
326	Phrasals	take away from (something) v.	(bir şeyi) eksiltmek
327	Phrasals	take away from (something) v.	(bir şeyin) değerini düşürmek
328	Phrasals	take off after (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) peşine düşmek
329	Phrasals	take off after (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) takip etmek
330	Phrasals	take someone or something apart v.	birini/bir şeyi hezimete uğratmak
331	Phrasals	take someone or something apart v.	birini/bir şeyi bozguna uğratmak
332	Phrasals	take someone or something apart v.	birini/bir şeyi açık ara yenmek
333	Phrasals	take someone or something apart v.	birini/bir şeyi acımasızca eleştirmek
334	Phrasals	take someone/something off v.	birini/bir şeyi soymak
335	Phrasals	take someone/something on v.	birini/bir şeyi üstlenmek
336	Phrasals	take someone/something on v.	birinin/bir şeyin sorumluluğunu almak
337	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) tarafını tutmak
338	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) yana olmak
339	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) arka çıkmak
340	Phrasals	take up for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) savunmak/desteklemek
341	Phrasals	take up with (something) v.	(bir şeye) merak sarmak
342	Phrasals	take up with (something) v.	(bir şeyle) ilgilenmeye başlamak
343	Phrasals	take up with (something) v.	(bir şeye) dalmak
Colloquial
344	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	(bir şeyi yapmak) bütün gün sürmemek
345	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	bütün günü almamak
346	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	çok sürmez
347	Colloquial	(not) be/take all day (to do something) v.	çok sürmemek
348	Colloquial	can't take something for much longer v.	bir şeye daha fazla dayanamamak
349	Colloquial	give or take (something) expr.	aşağı yukarı (bir şey)
350	Colloquial	give or take (something) expr.	yaklaşık (bir şey)
351	Colloquial	give or take (something) expr.	neredeyse (bir şey)
352	Colloquial	give or take (something) expr.	üç aşağı beş yukarı (bir şey)
Idioms
353	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki fikri
354	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki görüşü
355	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki bakış açısı
356	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki kanaati
357	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki kanısı
358	Idioms	(someone's) take on (something) n.	birinin bir konudaki düşüncesi
359	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin mümkünatının olmaması
360	Idioms	it would take an act of congress to do something n.	bir şeyin imkansız olması
361	Idioms	take something in good part v.	alınmamak
362	Idioms	take something in good part v.	şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
363	Idioms	take something as read [brit] v.	gerçek olarak kabul etmek
364	Idioms	take something as read [brit] v.	doğru olduğunu varsaymak
365	Idioms	take (something) into one's (own) hands v.	kontrolünü kendi eline almak
366	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir görev) üstlenmek
367	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir görev) yüklenmek
368	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir kişiyle) baş etmek
369	Idioms	take someone or something on v.	(zor bir kişiyle) uğraşmak
370	Idioms	take (someone or something) in as (something) v.	belli bir yaş veya durumdayken evine/yanına/içeri almak
371	Idioms	take someone in as something v.	işe almak/başlatmak
372	Idioms	take (someone or something) in as (something) v.	sığınmacı/mülteci olarak almak/kabul etmek
373	Idioms	take someone to task for something v.	birini bir nedenle eleştirmek
374	Idioms	take (something) on the chin v.	çeneye yumruk yemek
375	Idioms	take (something) on the chin v.	çenesinden darbe almak
376	Idioms	take (something) on the chin v.	sakince karşılamak
377	Idioms	take (something) on the chin v.	aldırış etmemek
378	Idioms	take (something) on the chin v.	sarsılmamak
379	Idioms	take (something) on the chin v.	üstüne kalmak
380	Idioms	take (something) on the chin v.	katlanmak
381	Idioms	take (something) on the chin v.	üstüne yığılmak
382	Idioms	take (something) on the chin v.	esas darbeyi yemek
383	Idioms	take (something) on the chin v.	sıkıntıları/zorlukları üstüne almak
384	Idioms	take comfort in (something) v.	(bir şeye) güvenmek
385	Idioms	take comfort in (something) v.	(bir şeyden) cesaret bulmak
386	Idioms	take comfort in (something) v.	(bir şeyi) düşünüp rahatlamak
387	Idioms	take comfort in (something) v.	(bir şeyden) teselli bulmak
388	Idioms	take (something) under consideration v.	(bir şeyi) değerlendirmeye almak
389	Idioms	take (something) under consideration v.	(bir şeyi) gözden geçirmek
390	Idioms	take (something) under consideration v.	(bir şeyin) üstüne düşünmek
391	Idioms	take (something) under consideration v.	(bir şeyi) incelemek
392	Idioms	take the sting out of something v.	acısını azaltmak
393	Idioms	take something out on somebody v.	acısını başkasından çıkarmak
394	Idioms	take something to heart v.	ağırına gitmek
395	Idioms	to take something to heart v.	ağrına gitmek
396	Idioms	take someone's mind off something v.	aklından çıkarmak
397	Idioms	take something by storm v.	allak bullak etmek
398	Idioms	take something sitting down v.	alttan almak
399	Idioms	refuse to take something lying down v.	alttan almamak
400	Idioms	take a bite out of something v.	azaltmak
401	Idioms	take something the wrong way v.	bir şeyi yanlış anlamak
402	Idioms	take a crack at something v.	bir denemek
403	Idioms	take a try at something v.	bir şeyi denemek
404	Idioms	take a shot at something v.	bir denemek
405	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyi sıcak karşılamamak
406	Idioms	take a go at something v.	bir şeyi denemek
407	Idioms	take a crack at doing something v.	bir şeyi tecrübe etmek
408	Idioms	take something by the throat v.	bir şeyi kararlılıkla yürütmek
409	Idioms	take something amiss v.	bir şeyi yanlış anlamak
410	Idioms	take something out of someone's hands v.	bir şeyi birinin yetkisinden/kontrolünden almak
411	Idioms	take a stab at something v.	bir şeyi denemek
412	Idioms	take a crack at something v.	bir şeyde şansını denemek
413	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyden hoşlanmamak
414	Idioms	take a whack at something v.	bir denemek
415	Idioms	take something by the throat v.	bir şey için kararlılıkla mücadele etmek (maça/mücadeleye) tutunmak
416	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyi hoş karşılamamak
417	Idioms	take a long hard look at something v.	bir şeye uzunca ve dikkatlice bakmak
418	Idioms	take a gander at something v.	bir şeye göz atmak
419	Idioms	take a go at something v.	bir denemek
420	Idioms	take a crack at something v.	bir şeyi denemek
421	Idioms	take a stab at something v.	bir denemek
422	Idioms	take a crack at doing something v.	bir şeyi denemek
423	Idioms	take something on faith v.	bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak
424	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeyden memnun olmamak
425	Idioms	take a shot at something v.	bir şeyi denemek
426	Idioms	take heart from something v.	bir şeyden cesaret almak
427	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	büyük zarar vermek
428	Idioms	take something out of context v.	bağlam/kapsam dışında bırakmak
429	Idioms	take it into one's head to do something v.	bir şeyi yapmayı kafasına koymak
430	Idioms	take a try at something v.	bir denemek
431	Idioms	not take kindly to something v.	bir şeye [pek] sıcak bakmamak/yaklaşmamak
432	Idioms	take the sting out of something v.	bir olayın etkisini azaltmak
433	Idioms	take something on oneself v.	bütün yükü üstlenmek/kendi omuzlarına almak
434	Idioms	take something to extremes v.	bir konuda aşırıya kaçmak
435	Idioms	take something out in trade v.	bir işin bedelini para yerine mal veya hizmet olarak ödemek
436	Idioms	take a crack at something v.	bir şeyi tecrübe etmek
437	Idioms	take the shine off something v.	berbat etmek
438	Idioms	take a whack at something v.	bir şeyi denemek
439	Idioms	take something upon oneself v.	bütün yükü üstlenmek/kendi omuzlarına almak
440	Idioms	take pains to do something v.	bir şeyi itina göstererek yapmak
441	Idioms	take a gander at something v.	bir şeye bakmak
442	Idioms	take something on faith v.	bir şeye gözü kapalı inanmak
443	Idioms	take something out of context v.	bağlam dışına çıkarmak
444	Idioms	take something out of someone's hands v.	bir şeyi birinin ellerinden almak
445	Idioms	take a crack at doing something v.	bir şeyde şansını denemek
446	Idioms	take something as gospel v.	doğru saymak
447	Idioms	take it upon yourself to do something v.	durumdan vazife çıkarmak
448	Idioms	take something for granted v.	doğru olarak kabul etmek
449	Idioms	take a firm stand on something v.	duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek
450	Idioms	take something as truth v.	doğru kabul etmek
451	Idioms	take on board something v.	dikkate almak
452	Idioms	take no stock in something v.	dikkate almamak
453	Idioms	take something in stride v.	doğal karşılamak
454	Idioms	take something in one's stride v.	doğal karşılamak
455	Idioms	take something as gospel v.	doğru kabul etmek
456	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	durumunu kötüleştirmek
457	Idioms	take something for granted v.	doğru saymak
458	Idioms	take a long hard look at something v.	dikkatli ve etraflıca incelemek
459	Idioms	take something for granted v.	duygusuna kapılmak
460	Idioms	take something as truth v.	doğru saymak
461	Idioms	not take stock in something v.	dikkate almamak
462	Idioms	take something apart v.	eleştirmek
463	Idioms	take something on trust v.	güvenmek
464	Idioms	take the wraps off something v.	gizini çözmek/açıklamak
465	Idioms	take something apart v.	harap etmek
466	Idioms	take the lid off something v.	gözler önüne sermek
467	Idioms	can't take one's eyes off somebody/something v.	gözünü alamamak
468	Idioms	take a firm stand on something v.	geri adım atmamak
469	Idioms	take advantage (of something) v.	fırsatından yararlanmak
470	Idioms	take a crack at something v.	girişimde/teşebbüste bulunmak
471	Idioms	take something home (with oneself) v.	eve bir şey getirmek
472	Idioms	take a crack at doing something v.	girişimde/teşebbüste bulunmak
473	Idioms	take full advantage (of something) v.	fırsatından yararlanmak
474	Idioms	can't take one's eyes off somebody/something v.	gözlerini alamamak
475	Idioms	take something at face value v.	göründüğü gibi kabul etmek
476	Idioms	take something on board v.	ele almak
477	Idioms	take something on board v.	göz önünde bulundurmak
478	Idioms	take something as gospel truth v.	gerçek kabul etmek
479	Idioms	take something public v.	halka açmak
480	Idioms	take something lying down v.	eyvallah demek
481	Idioms	take something with a pinch of salt v.	ihtiyatla yaklaşmak
482	Idioms	take credit for something v.	iyi bir şeyi kendine mal etmek
483	Idioms	take something with a grain of salt v.	ihtiyatla yaklaşmak
484	Idioms	not take stock in something v.	önemsememek
485	Idioms	take something with a grain of salt v.	kuşku ile karşılamak
486	Idioms	take something with a pinch of salt v.	kuşku ile karşılamak
487	Idioms	take something for granted v.	olmuş saymak
488	Idioms	take something as gospel v.	mutlak doğru olarak kabul etmek
489	Idioms	take something as it comes v.	olduğu gibi kabul etmek
490	Idioms	take something public v.	kamuya açıklamak
491	Idioms	take (quite) a toll (on someone or something) v.	olumsuz anlamda etkilemek
492	Idioms	take credit for something v.	kendine pay çıkarmak
493	Idioms	take no stock in something v.	önemsememek
494	Idioms	take something as truth v.	mutlak doğru olarak kabul etmek
495	Idioms	take something in stride v.	normal karşılamak
496	Idioms	take credit for something v.	kendine yontmak
497	Idioms	take something in one's stride v.	normal karşılamak
498	Idioms	take something in stride v.	mesele yapmamak
499	Idioms	take something on trust v.	kanıtsız kabul etmek
500	Idioms	take it upon oneself to do something v.	kendine vazife edinmek