şöyle - Turkish English Dictionary
History

şöyle



Meanings of "şöyle" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
Archaic
soyle v. açıklamak
soyle v. izah etmek
soyle v. açıklığa kavuşturmak

Meanings of "şöyle" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

Turkish English
Common Usage
şöyle so adv.
General
şöyle that kind of adj.
şöyle this kind of adj.
şöyle such adv.
şöyle in this way adv.
şöyle thus adv.
şöyle as such adv.
şöyle so adv.
şöyle like that adv.
şöyle thus and so adv.
şöyle like this adv.

Meanings of "şöyle" with other terms in English Turkish Dictionary : 294 result(s)

Turkish English
Common Usage
şöyle böyle so so interj.
General
şöyle bir rastlaşma brief encounter n.
şöyle bir karşılaşma brief encounter n.
şöyle bir bakış a bird's-eye view n.
şöyle bir bakma look-in n.
şöyle bir bakma slight care n.
şöyle bir bakış squiz [australia/new zealand] n.
şöyle bir bakmak survey v.
şöyle böyle geçinmek manage v.
şöyle bir okumak browse through v.
hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek fancy oneself v.
şöyle bir kızartmak (etin yüzeyini) sear v.
şöyle bir uğramak drop by v.
şöyle bir bakmak take a glance v.
şöyle bir incelemek walk through v.
şöyle bir bakmak throw a glance at v.
şöyle bir karıştırmak browse through v.
şöyle bir göz gezdirmek take a brief look at v.
şöyle bir bakmak look over v.
bir şeye doğru şöyle bir sallamak take a swipe at v.
şöyle bir bakmak take a brief look at v.
şöyle bir bakmak cast a glance v.
etrafı şöyle bir düzeltmek give something the once-over v.
(filmde/dizide) şöyle bir görünmek cameo v.
şöyle bir görünüvermek put in an appearance v.
şöyle bir değinmek touch v.
şöyle bir gezip dolaşmak jant v.
şöyle bir göz atmak gallop v.
şöyle bir bakmak sample v.
üstünden şöyle bir geçmek skim v.
şöyle bir bakınmak skirr v.
şöyle bir bakınmak scur v.
şöyle bir bakmak putter v.
şöyle bir bakıp geçmek superficialise v.
şöyle bir bakıp geçmek superficialize v.
şöyle bir okumak supervise [obsolete] v.
şöyle bir bakmak survise [obsolete] v.
şöyle bir bakmak glance v.
şöyle böyle tolerable adj.
öyle/şöyle/böyle bir kişi/şey such adj.
şöyle böyle middling adj.
şöyle bir some sort of adj.
şöyle böyle mediocre adj.
öyle/şöyle/böyle kişiler/şeyler such adj.
şöyle böyle indifferent adj.
şöyle böyle so-so adj.
şöyle böyle not too bad adj.
şöyle böyle patchy adj.
şöyle doğru düzgün halfway decent adj.
şöyle böyle modified adj.
şöyle böyle o.k. adj.
şöyle ki as follows adv.
bunu yapmak şöyle dursun far from doing this adv.
şöyle ki namely adv.
şöyle böyle in a fashion adv.
şöyle dursun far from doing so adv.
şöyle ki ie,id est adv.
şöyle böyle fair adv.
şöyle ki nominately adv.
…şöyle dursun not that adv.
şöyle bir glancingly adv.
şöyle böyle roughly adv.
şöyle ki innuendo adv.
şöyle böyle slight [obsolete] adv.
şöyle dursun far from prep.
şöyle dursun so far from prep.
mesele şöyle the point is that conj.
şöyle dursun much less conj.
şöyle ki in such a way that conj.
veya şöyle or so conj.
şöyle dursun still less conj.
hah şöyle very good! interj.
Phrasals
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk (one) around v.
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk someone around v.
(dergi, kitap, broşür gibi bir şeye) şöyle bir/hızlıca bakmak/okumak browse over v.
(dergilere, kitaplara) şöyle bir bakmak browse among (something) v.
(dergilere, kitaplara) şöyle bir bakmak browse among something v.
(dergi, kitap, broşür gibi bir şeye) şöyle bir/hızlıca bakmak/okumak browse over something v.
(dergi, kitap, broşür gibi bir şeye) şöyle bir/hızlıca bakmak/okumak browse through something v.
bir şeyin altına hızla/şöyle bir bakmak peek under something v.
bir şeye şöyle bir bakmak peek in(to something) v.
şöyle bir uğramak pop across v.
şöyle bir uğramak pop by v.
şöyle bir uğramak pop down v.
şöyle bir bakmak peek over something v.
şöyle bir göz gezdirmek leaf through v.
şöyle bir bakmak/göz gezdirmek peek through v.
(bir şey için) şöyle bir uğramak dash over for something v.
şöyle bir bakmak dip into v.
bir konuyu şöyle bir araştırmak dip into v.
bir konuya şöyle bir bakmak dip into v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak peek in on (someone or something) v.
şöyle bir bakmak browse among v.
birinden/bir şeyden şöyle bir bahsetmek brush over someone or something v.
şöyle bir bakmak cast about v.
şöyle bir bakmak cast around v.
şöyle bir uğramak dash over v.
(bir şeye) şöyle bir göz atmak flick through (something) v.
(bir yere) şöyle bir bakmak glance around (some place) v.
(bir şeye/yere) şöyle bir bakmak glance around (some thing or place) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak glance at (someone or something) v.
(bir şeye) şöyle bir göz gezdirmek/atmak glance through (something) v.
(bir şeyi) şöyle bir okumak glance through (something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak peek at (someone or something) v.
şöyle bir bakmak peek in v.
şöyle bir bakmak peek over v.
altına hızla/şöyle bir bakmak peek under v.
(bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak peek underneath (something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak peep at (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerinden şöyle bir/göz ucuyla bakmak peep over (something) v.
(bir şeyden) şöyle bir/göz ucuyla bakmak peep through v.
altına hızla/şöyle bir bakmak peep under v.
(bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak peep under (something) v.
(bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak peep underneath (something) v.
hızla/şöyle bir gezdirmek/tur attırmak whisk around v.
üstünden şöyle bir geçmek skim over v.
Phrases
aşağıdaki gibi şöyle ki as follows expr.
ayrıca şöyle bilinir also known as expr.
şöyle ya da böyle one way or the other expr.
şöyle ki that is to say expr.
şöyle ya da böyle either way expr.
şeref şöyle dursun honesty, let alone honor, was not in him expr.
şöyle dursun! let alone expr.
şöyle ki so much so that expr.
şöyle buyurun lütfen kindly step this way expr.
şöyle dursun let alone expr.
yapmak şöyle dursun let alone do something expr.
biri/bir şey şöyle dursun let alone someone or something expr.
bir şey/bir şey yapmak şöyle dursun far from something/doing something expr.
Colloquial
şöyle bir bakma a fleeting glance n.
şöyle bir bakma a quick glance n.
şöyle bir göz gezdirmek cast one's eye over v.
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle) the betting (line) is (that) expr.
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle) the betting is that expr.
bana göre/muhtemelen (bir şey olacak veya durum şöyle) the betting is (that) expr.
şöyle düşünün think of it this way expr.
şöyle ki in that expr.
şöyle dursun let alone expr.
şöyle düşün think of it this way expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de coulda, woulda, shoulda expr.
şöyle ki the thing of it is expr.
(biri şöyle) düşünüyor (one) figures (that) expr.
(biri şöyle) tahmin ediyor (one) figures (that) expr.
(biri şöyle) öngörüyor (one) figures (that) expr.
(biri şöyle) hesap ediyor (one) figures (that) expr.
şöyle dedi all like expr.
şöyle söyledi all like expr.
şöyle dursun even less expr.
şöyle dursun much less expr.
şöyle dursun still less expr.
şöyle yapsam daha iyi (olacak) in case you were wondering expr.
şöyle böyle middlin expr.
ha şöyle now we're talking expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de should have, could have, would have expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı should have, could have, would have expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de should have, would have, could have expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı should have, would have, could have expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de should of, could of, would of expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı should of, could of, would of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de should of, would of, could of expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı should of, would of, could of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de shoulda, coulda, woulda expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı shoulda, coulda, woulda expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de shoulda, woulda, coulda expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı shoulda, woulda, coulda expr.
(biri) şöyle/böyle yapıyor/konuşuyor this is (someone) expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de would have, could have, should have expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı would have, could have, should have expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de would have, should have, could have expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı would have, should have, could have expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de would of, could of, should of expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı would of, could of, should of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de would of, should of, could of expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı would of, should of, could of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de woulda, coulda, shoulda expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı woulda, coulda, shoulda expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de woulda, shoulda, coulda expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı woulda, shoulda, coulda expr.
Idioms
keşke şöyle davransaydım, şunu da söyleseydim şeklinde sonradan akla gelen fikirler staircase wit n.
şöyle böyle a curate's egg [uk] n.
şöyle bir bakış a bird's-eye view n.
şöyle böyle bir şey curate's egg [uk] n.
şöyle bir bakma fleeting glance n.
şöyle bir bakınmak have a poke around v.
saçını şöyle bir fırçalamak/taramak run a brush through (one's) hair v.
şöyle bir bakmak have a captain cook v.
şöyle bir bakmak take a peek v.
şöyle bir göz atmak take a peek v.
şöyle bir bakmak run an eye over something v.
şöyle bir su dökünmek have a quick wash v.
şöyle bir su dökünmek give oneself a cat-lick v.
şöyle bir bakmak cast an eye over something v.
şöyle bir göz atmak dart a glance at v.
şöyle bir göz atmak have a shufti v.
şöyle bir bakmak run one's eye over something v.
şöyle bir süzmek flash at v.
şöyle bir bakmak cast one's eye over something v.
şöyle bir görünmek show the flag v.
şöyle bir göz gezdirmek dart a glance at v.
şöyle bir görünmek put in an appearance (at something) v.
(şöyle bir) bakmak have a peep v.
(şöyle bir) bakmak take a peep v.
şöyle bir bakılmak get the once-over v.
şöyle bir gözden geçirilmek get the once-over v.
şöyle bir üstünden geçilmek get the once-over v.
şöyle bir elden geçirilmek/düzeltilmek get the once-over v.
(bir şeye) şöyle bir bakmak cast an eye over (something) v.
(bir şeye) şöyle bir bakmak cast one's eye over (something) v.
şöyle bir göz gezdirmek cast your eye v.
şöyle bir göz gezdirmek cast your eyes v.
şöyle bir göz gezdirmek cast an eye v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak dart a glance at (someone or something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz atmak dart a glance at (someone or something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz gezdirmek dart a glance at (someone or something) v.
(bir şeyi) şöyle bir gözden geçirmek give (something) a once-over v.
(bir şeyi) şöyle bir silmek/temizlemek give (something) a once-over v.
birine/bir şeye şöyle bir bakmak give somebody/something the once-over v.
birine/bir şeye şöyle bir bakmak give somebody/something a once-over v.
bir şeyi şöyle bir temizlemek give something a once-over v.
bir şeyi şöyle bir temizlemek give something the once-over v.
birine/bir şeye şöyle bir bakmak give someone/something the once-over v.
birine/bir şeye şöyle bir bakmak give someone/something a once-over v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz atmak/bakmak have a shufti (at somebody/something) [uk] v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz atmak/bakmak take a shufti (at somebody/something) [uk] v.
şöyle bir göz atmak have/take a shufti v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz atmak have/take a shufti (at somebody/something) [uk] v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak/göz atmak take a gander (at someone or something) v.
şöyle bir bakmak/göz atmak take a gander at v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz gezdirmek take a look (at someone or something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak take a look (at someone or something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak/göz atmak take a peek at (someone or something) v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak throw a glance at (someone or something) v.
şöyle böyle not much to boast about adj.
şöyle dursun never mind adv.
hah şöyle good riddance expr.
şöyle böyle no great shakes expr.
şöyle ya da böyle by hook or by crook expr.
şöyle dursun not to mention expr.
şöyle dursun let alone expr.
şöyle yapsam daha iyi (olacak) i'd just as leave do something expr.
şöyle bir once-over-lightly expr.
şöyle böyle the curate's egg expr.
şöyle böyle after a fashion expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı could have, should have, would have expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de could have, should have, would have expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı could of, should of, would of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de could of, should of, would of expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı could of, would of, should of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de could of, would of, should of expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de coulda expr.
öyle olabilirdi, böyle olmalıydı, şöyle olacaktı coulda, shoulda, woulda expr.
şöyle yapsaydım da, böyle etseydim de coulda, shoulda, woulda expr.
şöyle bir once over lightly expr.
şöyle bir bakıp düşündüğünde when all's said and done expr.
şöyle bir bakıp düşündüğünde when everything is said and done expr.
Speaking
aklıma şöyle bir şey geldi it occurred to me that expr.
arkadaşlarım beni şöyle çağırır that's what my friends call me expr.
arkadaşlarım beni şöyle çağırırlar that's what my friends call me expr.
bakın şöyle açıklayayım let me put it in that way expr.
durum şöyle here's the situation expr.
dur sana bir bakayım şöyle let me get a look at you expr.
ha şöyle! there you are! expr.
ha şöyle! now you're talking expr.
içimde (şöyle ... olacakmış gibi) bir his var I just have this feeling expr.
olay şöyle here's the deal expr.
otur şöyle take a seat expr.
şöyle açıklayayım let me put it this way expr.
şöyle ifade edeyim let me put it this way expr.
şöyle bir fikrim var I have this idea expr.
şöyle anlatayım let me put it this way expr.
şöyle demek daha uygun sanırım I should say expr.
şöyle bir bakıp düşündüğünde when all is said and done expr.
şöyle ifade edeyim let's put it this way expr.
şöyle yapacağız here's the deal expr.
şöyle oldu it was like this expr.
size şöyle anlatayım I'll put it to you this way expr.
şöyle söyleyelim let me put it this way expr.
şöyle böyle all right expr.
şöyle yapıyorsun I'll tell you what you do expr.
şöyle izah edeyim let me put it this way expr.
Trade/Economic
şöyle böyle fair adj.
Politics
olayı şöyle anlatmak relate the incident as follows v.
Computer
alan şöyle olmalı field must be expr.
şöyle fısıldıyor whispers expr.
şöyle dedi says expr.
şöyle düşünüyor thinks expr.
ve şöyle olmalı and must be expr.
Archaic
şöyle ki even adv.
Slang
şöyle bir bakmak take a captain cook [uk] v.
şöyle bir incelemek take a captain cook [uk] v.
şöyle böyle aight exclam.
şöyle böyle aight exclam.
British Slang
şöyle bir uğramak bob v.
tanımak amacıyla şöyle bir tur atmak go off for a gander v.