(elini - Turkish English Dictionary
History

(elini



Meanings of "(elini" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Phrasals
(elini blast off v.

Meanings of "(elini" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
birinin elini sıkmak shake someone's hand v.
General
elini kaldırarak veya bayrakla bir işaret verme wigwagging n.
iki elini de kullanabilen kimse ambidexter n.
iki elini de kullanabilme ambidexterity n.
iki elini de aynı beceriyle kullanabilme ambidexterity n.
sosyal hayattan elini ayağını çeken kişi withdrawer n.
tek elini kullanma eğilimi handedness n.
dünya nimetlerinden elini çekmiş hindu bilge sadhu n.
her iki elini de kullanamayan ambisinister n.
her iki elini de kullanma cross-dominance n.
her iki elini de kullanma mixed-handedness n.
toplumdan elini eteğini çekmiş zamanını bilgisayar başında geçiren kişi (jp) hikikomori n.
iki elini kullanan ambidexter n.
elini çeken kimse relinquent n.
elini çekme relinquishing n.
elini çekme relinquishment n.
iki elini de aynı beceriyle kullanabilme ambidextrousness n.
sağ kolunu yukarı kaldırıp elini ileri doğru uzatarak verilen selam sieg heil n.
elini kaldırarak işaret verme wigwag n.
falcının elini tuttuğu kişinin istemsiz kas hareketlerinden çıkarım yaparak fal bakma muscle reading n.
elini birinin omzuna atan kimse shoulder clapper n.
elini çekmek give up doing v.
birinin elini eteğini öpmek lick someone's boots v.
elini kolunu bağlamak hogtie v.
elini aşağıya uzatmak reach down v.
elini uzatmak arm v.
elini kolunu bağlamak tie somebody's hands v.
elini uzatmak thrust out one's hand v.
elini kolunu bağlamak shackle v.
elini kana bulamak commit a murder v.
birine yardım elini uzatmak lend someone a helping hand v.
elini ayağını çekmek stop visiting v.
elini daldırmak dive v.
elini çekmek remove v.
elini uzatmak reach forth v.
elini kolunu bağlamak hog tie v.
elini yüzünü yıkamak wash one's hands and face v.
uzatmak (elini/kolunu) reach out v.
elini ayağını bağlamak fetter v.
elini uzatmak reach out v.
tehdit edercesine sallamak (elini/parmağını vb) brandish v.
elini çekmek retire from v.
kuvvetlice sıkmak (birinin elini) wring v.
elini cebine atmak dig down  v.
birine yardım elini uzatmak give someone a helping hand v.
elini yüzünü yıkamak wash up v.
elini cebine atmak dip v.
elini eteğini çekmek be through with something v.
elini çabuk tutmak jump to it v.
çabuk ve kesik bir şekilde elini sallamak flick one's wrist v.
elini ayağını kesmek stop visiting v.
birinin elini sıkmak press someone's hand v.
elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak lead a comfortable life v.
elini çabuk tutmak hurry up v.
elini ayağını dolaştımak nonplus v.
yardım elini uzatmak go to bat for someone v.
elini kana bulamak kill v.
dünyadan elini eteğini çekmek give up all worldly things v.
elini yüzünü yıkamak wash v.
elini cebine atmak reach for one's wallet v.
elini atmak dip v.
elini atmak make a grab for v.
elini kolunu bağlamak chain v.
elini kolunu bağlamak clip somebody's wings v.
dünyadan elini eteğini çekmek cut oneself off from the world and worldly things v.
elini taşın altına koymak assume responsibility v.
elini taşın altına koymak shoulder responsibility v.
elini taşın altına sokmak assume responsibility v.
elini taşın altına sokmak shoulder responsibility v.
elini taşın altına sokmak take on responsibility v.
elini taşın altına koymak take on responsibility v.
elini tutmak hold one's hand v.
elini tutmak hold on to one's hand v.
elini öpmek kiss one's hand v.
elini çabuk tutmak come on v.
-e elini uzatmak give a hand to v.
-e elini atmak make a grab for v.
elini kolunu bağlamak hog-tie v.
-e elini uzatmak lend a hand to v.
-den elini eteğini çekmek wash one's hands of v.
elini kolunu bağlamak pinion v.
elini sürmek touch v.
elini kaldırmak lift one's hand v.
elini kaldırmak raise one's hand v.
elini uzatmak extend a hand v.
elini güçlendirmek strengthen one's hand v.
birisinin elini sıkmak shake someone's hand v.
elini tutmak take someone by the hand v.
elini cebine koymak put one's hand in one's pocket v.
elini cebine sokmak put one's hand in one's pocket v.
elini yakmak burn one's hand v.
elini omzuna atmak put/throw one's arm around someone's shoulder v.
elini daldırmak dove v.
elini ayağını dolaştımak non-plus v.
elini bırakmak let go of one's hand v.
elini kapıya sıkıştırmak jam one's hand in the door v.
elini zorlamak force someone’s hand v.
elini uzatmak put out a hand v.
uzatmak (elini/kolunu) rax v.
elini yıkamak wash one's hand v.
elini çekmek relinquish v.
(bir durum) elini kolunu bağlamak tie v.
elini kolunu sallayarak girip çıkmak walk v.
elini sıkmak wring v.
dans ederken partnerin elini bırakmak break v.
(pokerde) elini açmak open v.
(elini) yumruk haline getirmek fist v.
(elini) sıkmak fist v.
elini açarak vurmak scutch [dialect] v.
elini kolunu bağlamak secure v.
elini yüzünü yıkayıp toparlanmak freshen v.
elini koymadan sürmek ride without hands v.
elini dışa doğru döndürmek supinate v.
her şeyden elini eteğini çekmiş recluse adj.
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş ascetic adj.
dünyadan elini eteğini çekmiş sequestered adj.
iki elini de kullanabilen ambidextrous adj.
iki elini aynı şekilde kullanabilen ambidextrous adj.
sağ elini daha iyi kullanan dextraural adj.
iki elini aynı beceriyle kullanabilen ambidextrous adj.
iki elini de aynı biçimde kullanabilen ambidextrous adj.
sol elini kullanan left-handed adj.
her iki elini de kullanabilen two-handed adj.
sağ elini kullanan righthanded adj.
toplumdan elini eteğini çekmiş reclusive adj.
elini çeken relinquent adj.
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş ascetical adj.
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş spartan adj.
dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş austere adj.
sol elini kullanan gallock adj.
sağ elini kullanan righty adj.
tek elini kullanan one-hand adj.
tek elini kullanan one-handed adj.
sağ elini kullanan dextrous adj.
sol elini kullanan dolly-posh [dialect] adj.
sol elini kullanan corrie-fisted [dialect] [scotland] adj.
tek elini kullanan single-handed adj.
sol elini kullanan southpaw adj.
iki elini de kullanarak ambidextrously adv.
elini ayağını oynatamayacak şekilde hand and foot adv.
iki elini de kullanabilir bir halde two-handedly adv.
elini kolunu sallaya sallaya freely adv.
elini kolunu sallayarak freely adv.
her şeyden elini eteğini çekerek reclusely [rare] adv.
tek elini kullanarak one-handed adv.
sol elini kullanarak sinistrously adv.
ver elini... all aboard interj.
Phrasals
yardım elini uzatmak lead by v.
gelinin elini damada vermek give away v.
elini bir şeyin içine daldırmak reach in (to something) v.
(elini vb.) aniden çekmek yank away v.
yardım elini uzatmak reach out to someone v.
(arkasından vb) elini uzatmak reach out after someone v.
(bir şeye) elini sokmak dig into (something) v.
(bir şeyin) içine elini sokup bakmak/aramak dig into (something) v.
(bir şeye) elini sokmak dig in (something) v.
(bir şeyin) içine elini sokup bakmak/aramak dig in (something) v.
elini sokmak dig in v.
içine elini sokup bakmak/aramak dig in v.
elini daldırmak dig in v.
(elini, parmaklarını) uçurmak blast off v.
elini çabuk tutmak hurry on v.
elini kolunu sallayarak (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
elini kolunu sallayarak (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
elini kolunu sallayarak içeri girmek waltz in v.
elini kolunu sallayarak içeri girmek/dalmak sail into v.
bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek walk into (something) v.
bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek walk into v.
elini kolunu sallayarak yürüyüp gitmek waltz off v.
(bir şeyi) alıp elini kolunu sallayarak gitmek/götürmek waltz off (with something) v.
elini kolunu sallayarak girip çıkmak stray on v.
(bir yere) elini kolunu sallayarak girip çıkmak stray onto (some place) v.
(bir yerde) elini kolunu sallayarak dolaşmak stray onto (some place) v.
bir şeye elini kolunu sallayarak girip çıkmak stray onto something v.
bir şeyde elini kolunu sallayarak dolaşmak stray onto something v.
elini kolunu sallayarak (birinin/bir şeyin) yanına gitmek/gelmek breeze up to (someone or something) v.
elini kolunu sallayarak gelmek breeze in v.
elini kolunu sallayarak girmek breeze in v.
elini kolunu sallayarak girmek breeze into v.
elini kolunu sallayarak yanına gelmek/gitmek breeze up v.
(birine) elini kaldırmak lift (one's) hand against (someone) v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak reach for (someone or something) v.
elini içine uzatmak reach in v.
elini (bir şeyin) içine uzatmak reach into (something) v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak reach out after (someone or something) v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak reach out for (someone or something) v.
yardım elini uzatmak reach out to v.
(birine/bir şeye) elini uzatmak reach toward (someone or something) v.
elini (birine/bir şeye) doğru uzatmak reach toward (someone or something) v.
(bir şeyden) elini çekmek retire from (something) v.
elini kolunu iple bağlamak rope up v.
elini kolunu sallaya sallaya yürümek/gitmek tootle off v.
(bir yere) elini kolunu sallayarak gelmek/girmek traipse into (some place) v.
elini kolunu sallayarak geçmek waltz through v.
(bir yere) elini kolunu sallayarak girmek wander into (some place) v.
eliyle/elini sallayarak kovmak/defetmek/dağıtmak wave away v.
Phrases
birbirinin elini tutarak hand in hand expr.
Proverb
aç elini kora sokar needs must when the devil drives
elini sallasa ellisi there are plenty more pebbles on the beach
elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi there are plenty more pebbles on the beach
elini sallasa ellisi there are plenty of (other) pebbles on the beach
elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi there are plenty of (other) pebbles on the beach
elini sallasa ellisi there are other pebbles on the beach
elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi there are other pebbles on the beach
ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır the cat would eat fish, but would not wet her feet
ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır the cat would eat fish, but would not wet her feet
aç elini kora sokar the cat would eat fish, but would not wet her feet
istediğine ulaşmak için elini taşın altına sokmalısın the cat would eat fish, but would not wet her feet
(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile
(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır give (someone) an inch and (someone) (will) take a yard
(birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır give (someone) an inch and they'll take a mile
Colloquial
başka birinin daha yardım elini uzatması extra pair of hands n.
avokadonun çekirdeğini çıkarırken elini kesme avocado hand n.
(tokat atmak için) elini göstermek a bunch of fives v.
elini eteğini çekmek cash out v.
istemeyerek elini cebine atmak fork some money out v.
elini/yüzünü/vücudunu/saçını sabunlamak suds up v.
elini/yüzünü/vücudunu/saçını sabunla veya şampuanla yıkamak suds up v.
elini çabuk tut chop chop interj.
çek elini arabamdan get your hand off my car expr.
elini çabuk tut! snap to it! expr.
elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi) having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call expr.
elini çabuk tut! get your skates on! expr.
elini çabuk tut make it snappy expr.
elini çabuk tut! snap it up! expr.
elini kaldır raise your hand expr.
elini çabuk tut get a hurry on expr.
elini çabuk tut! shake it up! expr.
elini indir get your hands down expr.
elini çabuk tut hustle your bustle expr.
elini çabuk tut rattle your dags [australia/new zealand] expr.
elini çabuk tut get it over with expr.
elini çabuk tut move it expr.
anlaştık, elini ver! put it there! expr.
elini sıkmak istiyorum! put it there! expr.
kesin elini cebine atmaya korkuyordur (one) still has (one's) communion money [ireland] expr.
elini çabuk tut look sharp expr.
elini çabuk tut any day now expr.
elini çabuk tut get cracking expr.
elini çabuk tut get rolling expr.
elini çabuk tut get your skates on expr.
elini çabuk tut put your skates on expr.
elini çabuk tut giddy up expr.
(tuvaletin/lavabonun nerede olduğunu sorarken) elini yüzünü nerede yıkayabilir? where (one) can wash up expr.
Idioms
elini ayağını bağlayan (kişi) the old ball and chain n.
nasihatler verip elini taşın altına koymama the tune the old cow died of n.
insanın elini kolunu bağlayan ekonomik koşullar/getiriler golden handcuffs n.
elini attığı her şeyde başarılı olma yeteneği golden touch n.
sürücünün tek elle araba kullanırken diğer elini de kız arkadaşının boynuna atmasına izin veren direksiyon topuzu necking knob n.
neye elini atsa başaran/başarılı olan kimse an admirable crichton n.
elini eteğini çekmek be through with v.
(papaz) elini başı üstüne koyarak kutsamak lay hands on v.
elini sallasa/uzatsa ulaşmak/edinmek be there for the taking v.
elini ateşe sokmak take the bear by the tooth v.
elini çabuk tutmak hustle (one's) bustle v.
elini çekmek pull the carpet (out) from under (one's) feet v.
elini çekmek pull the carpet out from under somebody’s feet v.
elini çekmek pull the rug out from under somebody’s feet v.
birine elini kaldırmak raise a hand against someone v.
bir işten elini çekmek lay one's fingers off v.
bir işten elini çekmek lay one's hands off v.
birine elini kaldırmak lay a hand on somebody v.
birine elini kaldırmak lift a hand against someone v.
elini sürmek lay a finger on v.
elini alıştırmak try one's hand at something v.
elini kirletmek soil one's hands v.
elini çabuk tutmak get one's skates on v.
elini verip kolunu alamamak give someone an inch and he'll take a yard v.
elini taşın altına koymak grab the bull by the horns v.
elini taşın altına koymak take the hit v.
elini kirletmek get one's hands dirty v.
elini çabuk tutmak get a wiggle on v.
elini eteğini çekmek keep one's hands off v.
elini cebine atmak put one's hand in one's pocket v.
elini ayağını çekmek keep one's hands off v.
elini çabuk tutmak get on the stick v.
elini taşın altına sokmak take one for the team v.
elini cebine götürmek put one's hand into one's pocket v.
elini kirletmek dirty one's hands v.
elini verip kolunu kaptırmak give someone an inch and he'll take a yard v.
elini çekmek keep one's hands off v.
elini eteğini çekmek pull the plug on v.
elini uzak tutmak keep one's hands off v.
elini çabuk tutmak get a move on v.
elini bile sürmemek not lift a finger v.
elini çabuk tutmak get a hurry on v.
elini taşın altına koymak step up to the plate v.
elini çabuk tutmak hop to it v.
elini taşın altına koymak take the bull by the horns v.
elini tahtaya vurmak knock on wood v.
elini gevşetmek relax one's hold on someone v.
elini kaldırmak put one's hand up v.
elini çabuk tutmak put one's skates on v.
istemeye istemeye elini cebine atmak fork out v.
istemeyerek elini cebine atmak fork some money out (for something) v.
(mecazi anlamda) elini cebine atmak dip into one's pocket v.
(cesaret vermek amacıyla) birinin elini tutmak hold someone's hand v.
(elini tutarak) birini rahatlatmak hold someone's hand v.
yardım elini uzatmak come to someone's aid v.
(özellikle korktuğundan dolayı) bir işten elini eteğini çekmek crap out of something on someone v.
(mecazi anlamda) elini cebine atmak dig into one's pocket v.
elini çabuk tutmak get one's arse into gear v.
elini çabuk tutmak rattle (one's) dags [canada] v.
elini eteğini çekmek leave for dead v.
elini taşın altına koymak kick the tin [australia] v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) hands in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) arms in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak/elini kolunu sallamak fling (one's) hands up in (some emotion) v.
(bir hissi belirterek) el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak/elini kolunu sallamak fling (one's) arms up in (some emotion) v.
elini sıcak sudan soğuk suya sokturmamak be spoon-fed v.
(birinin) elini ayağını öpmek kiss (one's) feet v.
elini çekmek pull the carpet/rug out from under somebody’s feet v.
(birine/bir şeye) elini kaldırarak tokat atacakmış gibi sallamak shake (one's) fist at (someone or something) v.
elini havaya kaldırmadan beşlik çakmak low five v.
(yüksek pozisyondaki birinin) elini eteğini öpmek touch (one's) forelock v.
(yüksek pozisyondaki birinin) elini eteğini öpmek tug (one's) forelock v.
elini eteğini öpmek tug your forelock v.
sosyal statüsü yüksek birini elini alnına götürerek selamlamak touch your forelock v.
sosyal statüsü yüksek birine elini alnına götürerek hürmet göstermek touch your forelock v.
sosyal statüsü yüksek birini elini alnına götürerek selamlamak tug your forelock v.
sosyal statüsü yüksek birine elini alnına götürerek hürmet göstermek tug your forelock v.
elini eteğini öpmek touch/tug your forelock v.
elini taşın altına koymak lead from the front v.
elini cebine atmak dig down v.
elini cebine atmak dig deep v.
(birinden/bir şeyden) elini çekmek get (one's) hands off (of) (something or someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek get (one's) hands off (of) (something or someone) v.
(bir şeyin) üstüne elini koymak get a hand on (something) v.
(birinin) elini ayağını titretmek give (someone) the shakes v.
elini attığı her işte başarılı olma yeteneği olmak have (the) golden touch v.
elini kalbine koyup yemin etmek put (one's) hand on (one's) heart v.
elini açık etmek reveal (one's) hand v.
elini kirletmek sully (one's) hands v.
elini pisliğe bulamak sully (one's) hands v.
elini açmak have (one's) hand out v.
elini çekmek pull the plug v.
elini çekmek pull the rug from under v.
(birine/bir şeye) elini koymak put (one's) hands on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak put (one's) hands on (someone or something) v.
(birine/bir şeye/bir hayvana) elini koymak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birine/bir şeye/bir hayvana) elini koymak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
birini/bir şeyi elini koluna sallayarak kullanmak take liberties with someone or something v.
birini/bir şeyi elini koluna sallayarak kullanmak make free with someone or something v.
(birinin/kendinin) elini kolunu bağlamak tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.
birinin elini eteğini öpmek kiss someone’s hind tit v.
(birinin) elini sıcak sudan soğuk suya sokturmamak give (one) an easy ride v.
elini kolunu sallaya sallaya gezmek be on the loose v.
elini çabuk tutmak be snappy v.
elini çabuk tut be snappy v.
(birinin) elini ayağını bağlamak bind (one) hand and foot v.
birinin elini ayağını bağlamak bind someone hand and foot v.
birinin elini ayağını bağlamak tie someone hand and foot v.
elini taşın altına koymak/sokmak bite the biscuit v.
elini kolunu bağlamak clip wings v.
(mecazi anlamda) elini cebine atmak dip into your pocket v.
(mecazi anlamda) elini cebine atmak dig into your pocket v.
(bir şeyin) elini yüzünü düzeltmek/toparlamak give (something) a face-lift v.
elini verip kolunu kaptırmak give knaves an inch and they will take a yard v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling (one's) hands up v.
elini kolunu sallamak fling (one's) hands up v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) arms v.
elini kolunu sallamak fling up (one's) arms v.
el kol hareketi yapmak/elini kolunu oynatmak fling up (one's) hands v.
elini kolunu sallamak fling up (one's) hands v.
elini zorlamak force hand v.
(bir şeyden) elini çekmemek get (one's) hand in (something) v.
elini kirletmek get hands dirty and dirty hands; soil hands v.
elini ayağına dolaştırmak get in a tizzle v.
elini ayağına dolaştırmak get into a tizzle v.
elini kirletmek get your hands dirty v.
(birine) yardım elini uzatmak go to bat for (one) v.
birine yardım elini uzatmak go to bat for someone v.
birine yardım elini uzatmak go in to bat for someone [us] v.
birine yardım elini uzatmak go to bat for somebody [us] v.
elini taşın altına koymak grab the bull by its horns v.
elini taşın altına koymak grasp the bull by its/the horns v.
elini kana bulamak have blood on hands v.
elini kana bulamak have blood on your hands v.
elini kana bulamak have someone's blood on your hands v.
inançları doğrultusunda sorumluluk alma/elini taşın altına koyma cesareti göstermek/gösterememek have/lack the courage of your convictions v.
(elini tutup) destek vermek hold somebody's hand v.
(elini tutup) rahatlatmak hold somebody's hand v.
(elini tutup) yardım etmek hold somebody's hand v.
(birine/bir şeye) elini sürmemek keep (one's) hands off (something or someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek keep (one's) hands off (something or someone) v.
(birine/bir şeye) elini sürmemek keep (one's) paws off (something or someone) v.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek keep (one's) paws off (something or someone) v.
elini çekmek keep hands off v.
elini ayağını çekmek keep hands off v.
elini eteğini çekmek keep hands off v.
elini uzak tutmak keep hands off v.
elini çekmek keep hands to v.
(birinin) elini sıkmak knock (one) some skin [obsolete] v.
elini sıkmak knock some skin v.
(birine/bir şeye) elini sürmek lay a finger on (someone or something) v.
(birine) elini sürmek lay a finger on somebody v.
(birine) elini kaldırmak lay a hand on (one) v.
(birine) yardım elini uzatmak lend (one) a hand v.
elini bile sürmez he/she doesn't lift a finger v.
elini bile sürmez he/she won't lift a finger v.
elini kirletmemek not dirty (one's) hands v.
elini kirletmemek not dirty your hands v.
elini taşın altına koymamak not dirty your hands v.
elini çabuk tutmak pedal to the metal v.
elini verip kolunu kaptırmak give them an inch and they'll take a mile v.
elini çekmek pull the rug v.
(birinden) elini çekmek pull the rug (out) from under (someone's) feet v.
birinden/bir şeyden elini çekmek pull the rug from under someone/something v.
elini çekmek pull the rug out v.
(birinden) elini çekmek pull the rug out (from (under) one) v.
elini çekmek pull the rug out from under v.
elini koymak put hands on v.
üstüne elini koymak put hands on v.
(söz almak, oy vermek için) elini kaldırmak put up (one's) hand v.
elini cebine atmak put your hand in your pocket [uk] v.
elini cebine atmak put your hand into your pocket [uk] v.
(birine) elini kaldırmak raise (one's) hand against (someone) v.
(birine) elini kaldırarak tokat atacakmış gibi sallamak shake your fist (at somebody) v.
elini göstermek show your hand v.
elini göstermek show your hand [uk] v.
elini göstermek reveal your hand [uk] v.
elini göstermek tip your hand [us] v.
(birinin) elini güçlendirmek strengthen the hand of (someone) v.
elini güçlendirmek strengthen your hand v.
elini kirletmek sully your hands v.
elini pisliğe bulamak sully your hands v.
elini (birinin/bir şeyin) üzerinden çekmek take (one's) hands off (something or someone) v.
elini çekmek take hands off v.
elini çekmek take off hands v.
elini taşın altına koymak take the bull by its horns v.
(birinin) elini ayağını bağlamak tie (one) hand and foot v.
(kendi) elini kolunu bağlamak tie (oneself) in knots v.
(kendi) elini kolunu bağlamak tie (oneself) into knots v.
elini kolunu bağlamak tie hands v.
(bir şeyden) elini eteğini çekmek wash (one's) hands of (something) v.
'-den elini eteğini çekmek wash your hands of v.
birinden/bir şeyden elini eteğini çekmek wash your hands of somebody/something v.
dünyadan elini eteğini çekmek renounce the world v.
elini cebine atmaz tight as the bark on a tree adj.
çok para kazanmak istiyorsan elini kirleteceksin where there's muck there's brass expr.
elini sallasan ellisi there are plenty of other fish in the sea expr.
elini göstermeden without tipping a hand to expr.
elini bulaştırdığına değmez it isn't worth the trouble expr.
elini veren kolunu kaptırır give them an inch and they'll take a mile. expr.
elini çabuk tut! hop to it! expr.
elini kirletmeye değmez not worth powder and shot expr.
elini çabuk tut! look sharp! expr.
elini sallasan ellisi there are plenty more fish in the sea expr.
elini kalbine koyarak with (one's) hand on (one's) heart expr.
elini kalbine koyarak with your hand on your heart expr.
elini veren kolunu alamaz/kaptırır give an inch and he'll take a mile expr.
elini veren kolunu alamaz/kaptırır give an inch and they'll take a mile expr.
birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr.
birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır give someone an inch expr.
birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır give someone an inch and they'll take a mile expr.
elini kirletmeye değmez not worth the shot and powder [dated] expr.
elini çabuk tut pedal to the metal expr.
elini sallasa ellisi there are other (good) fish in the sea expr.
elini sallasa ellisi there are plenty/lots more fish in the sea expr.
Speaking
bana elini ver give me your hand expr.
çek elini! hands off! expr.
elini bir aşağı bir yukarı hareket ettir move your hand up and down expr.
elini çabuk tut do it quick expr.
elini bacağımdan çek take your hand off my leg expr.
elini tutmak istiyorum I wanna hold your hand expr.
elini sürme! hands off! expr.
elini tutmak istiyorum I want to hold your hand expr.
elini çabuk tut! hurry up! expr.
elini vicdanına koy söyle put your hand on your heart and tell me expr.
elini çabuk tut don't spare the horses expr.
elini vicdanına koyup söyle put your hand on your heart and tell me expr.
elini çabuk tut get a move on expr.
elini sallasan ellisi there are plenty of fish in the sea expr.
elini göğsümden çek take your hand off my breast expr.
konuşmak için elini kaldır raise your hand to speak expr.
neden elini kaldırmadın? why didn't you raise your hand? expr.
sakın bir daha bana elini bu şekilde kaldırma? don't ever raise your hand to me like that again? expr.
Technical
sağ elini kullanan right-handed adj.
Marine
gemi arkadaşıyla dövüşürken bıçak çeken birisinin ceza olarak elini kesme hands-off n.
Medical
sol elini daha hünerle kullanma hali mancinism n.
Religious
ekmek ve şarap ayini'nde rahibin elini yıkaması lavabo n.
Sport
(yüzme) yeni kulaç için elini öne atma recovery n.
kürek çekebilmek için elini/küreği öne atma recovery n.
sağ elini kullanan oyuncu için sağa, sol elini kullanan oyuncu için sola sapan bowling topu backup n.
(sağ elini kullanan golfçüler için) atışları genellikle sola eğimli olan golfçü hooker n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu right hander n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu righthander n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu right-hander n.
elini tersiyle vurmak backhand v.
(kriket) topu atıcının elini kaleye yaklaştırmak suretiyle atarak over the wicket adv.
(krikette) sağ elini kullanan vurucu rhb (right-handed batsman) abrev.
Baseball
sağ elini kullanan atıcı northpaw n.
Card
(briçte) kaybedildiğinde elini beyan edenin son oyununu oynamasını engelleyen el undertrick n.
oyuncunun elini iyileştirmeyen topluluk kartı brick n.
elini açma spread n.
(hile amaçlı) bütün elini gösterme spread n.
(cribbage oyununda) elini gösterip sayı almak show v.
(elini veya kalan kartları) hile amaçlı göstermek spread v.