Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
-grave
Meanings of
"-grave"
in Turkish English Dictionary : 1 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
-grave
suf.
bey veya han anlamlarını veren bir son ek
Meanings of
"-grave"
with other terms in English Turkish Dictionary : 317 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
grave
n.
kabir
2
Common Usage
grave
n.
mezar
General
3
General
grave
n.
gömüt
4
General
grave stone
n.
mezartaşı
5
General
grave
n.
çukur
6
General
grave
n.
mezar
7
General
grave robber
n.
mezar hırsızı
8
General
grave stone
n.
mezar taşı
9
General
grave
n.
sin
10
General
grave
n.
makber
11
General
war grave
n.
şehitlik
12
General
grave
n.
karayer
13
General
grave
n.
aksan işareti
14
General
one foot in the grave
n.
bir ayağı çukurda
15
General
grave
n.
ölme
16
General
grave accent
n.
aksan işareti
17
General
grave danger
n.
büyük tehlike
18
General
mass grave
n.
toplu mezar
19
General
grave harm
n.
ağır zarar
20
General
grave digger
n.
mezar kazıcısı
21
General
retirement in grave (law)
n.
mezarda emeklilik (yasası)
22
General
baby grave
n.
bebek mezarı
23
General
family grave
n.
aile kabristanı
24
General
family grave
n.
aile mezarlığı
25
General
a grave contradiction
n.
yaman çelişki
26
General
a grave dilemma
n.
yaman çelişki
27
General
grave matters
n.
önemli konular
28
General
grave matters
n.
ciddi konular
29
General
grave site
n.
mezarlık
30
General
common grave
n.
kimsesizler mezarlığı
31
General
grave marker
n.
mezar taşı
32
General
grave [obsolete]
n.
kahya
33
General
grave [obsolete]
n.
çiftlik kahyası
34
General
grave [dialect] [uk]
n.
ambar
35
General
grave [dialect] [uk]
n.
kısmen toprağın altında yer alan ambar
36
General
grave
n.
mezara benzer şey
37
General
grave robber
n.
mezar soyguncusu
38
General
grave reason
n.
ciddi sebep
39
General
grave
v.
işlemek
40
General
rise from the grave
v.
hortlamak
41
General
dig somebody's grave
v.
çukurunu kazmak
42
General
make someone turn in his grave
v.
mezarında birinin kemiklerini sızlatmak
43
General
turn over in one's grave
v.
kemikleri sızlamak
44
General
grave
v.
gömmek
45
General
grave
v.
oymak
46
General
turn in one's grave
v.
kemikleri sızlamak
47
General
grave
v.
kazımak
48
General
throw into grave crisis
v.
ağır krize sokmak
49
General
go into a grave crisis
v.
ağır krize girmek
50
General
go through a grave crisis
v.
ağır kriz geçirmek
51
General
dig a grave
v.
mezar yapmak
52
General
dig a grave
v.
mezar kazmak
53
General
grave
v.
baskı yüzeyindeki bir bölümü oyarak silmek
54
General
grave
v.
derinden etkilemek
55
General
grave
v.
aklına kazımak
56
General
grave
adj.
vahim
57
General
grave
adj.
vakarlı
58
General
grave
adj.
vakur
59
General
grave
adj.
önemli
60
General
grave
adj.
tehlikeli
61
General
grave
adj.
kasvetli
62
General
grave
adj.
ağır
63
General
as grave as
adj.
kadar ciddi
64
General
grave
adj.
sıkıcı
65
General
grave
adj.
ağırbaşlı
66
General
grave
adj.
pes
67
General
grave
adj.
ciddi
68
General
grave [obsolete]
adj.
bilgi ve kavrayışa dayanan
69
General
grave [obsolete]
adj.
otoriter
70
General
grave [obsolete]
adj.
buyurucu
71
General
grave
adj.
mat renkli
72
General
grave
adj.
karanlık
73
General
grave
adj.
koyu
74
General
grave
adj.
ölü (renk)
Phrases
75
Phrases
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
Colloquial
76
Colloquial
say prayers upon one’s grave
v.
mezarı başında dua etmek
77
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara
78
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara kadar
79
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara kadar
80
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
81
Colloquial
from cradle to grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
82
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birini) şeytan dürttü
83
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birine) bir titreme geldi
84
Colloquial
someone is walking over (one's) grave
expr.
(birinin) içi ürperdi
85
Colloquial
someone (has) walked over (one's) grave
expr.
azrail yokladı
86
Colloquial
someone (has) walked over (one's) grave
expr.
biri mezarımın üstünden geçti
Idioms
87
Idioms
grave peril
n.
ölüm tehlikesi
88
Idioms
grave-dancer
n.
başkasının ölümü ya da talihsizliğinden kazanç sağlayan kimse
89
Idioms
early grave
n.
erken ölüm
90
Idioms
early grave
n.
vaktinden önce ölüm
91
Idioms
watery grave
n.
suyun dibi
92
Idioms
watery grave
n.
birine mezar olan suyun dibi
93
Idioms
watery grave
n.
su mezarı
94
Idioms
watery grave
n.
ölü birini suya atma
95
Idioms
swear on one's mother's grave
v.
annesinin mezarı üzerine yemin etmek
96
Idioms
make turn in his grave
v.
birinin kemiklerini mezarında sızlatmak
97
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı mezarda olmak
98
Idioms
be on the brink of the grave
v.
bir gözü toprağa bakmak
99
Idioms
be on the brink of the grave
v.
bir ayağı çukurda olmak
100
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
101
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir ayağı çukurda olmak
102
Idioms
take it to one's grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
103
Idioms
carry a secret to the grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
104
Idioms
make turn over in his grave
v.
birinin kemiklerini mezarında sızlatmak
105
Idioms
have one foot in the grave
v.
bir gözü toprağa bakmak
106
Idioms
rise from the grave
v.
hortlamak
107
Idioms
have one foot in the grave
v.
gözü toprağa bakmak
108
Idioms
have one foot in the grave
v.
elden ayaktan düşmek
109
Idioms
have one foot in the grave
v.
gidici olmak
110
Idioms
be on the brink of the grave
v.
gidici olmak
111
Idioms
be in grave peril
v.
ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olmak
112
Idioms
roll over in someone's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
113
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölüme yaklaşmış olmak
114
Idioms
roll in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
115
Idioms
spin in somebody's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
116
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölmek üzere olmak
117
Idioms
turn in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
118
Idioms
make someone turn in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
119
Idioms
make turn over in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
120
Idioms
make turn in his grave
v.
mezarında ter ter tepindirmek
121
Idioms
make turn in his grave
v.
mezarında ters döndürmek
122
Idioms
roll over in somebody's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
123
Idioms
make someone turn in his grave
v.
kemiklerini sızlatmak
124
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi ipini çekmek
125
Idioms
make turn over in his grave
v.
mezarında ter ter tepindirmek
126
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi mezarını kendi kazmak
127
Idioms
turn in one's grave
v.
mezarında ters dönmek
128
Idioms
have one foot in the grave
v.
ölüme yakın olmak
129
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi mezarını kazmak
130
Idioms
dig one's own grave
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
131
Idioms
turn over in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
132
Idioms
turn over in someone's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
133
Idioms
roll over in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
134
Idioms
spin in one's grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
135
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
136
Idioms
swear on one's mother's grave
v.
(annenin mezarı vb.) üzerine yemin etmek
137
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken mezara girmek
138
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
139
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birinin) mezarını kazmak
140
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birini) erken mezara göndermek
141
Idioms
dig (someone) an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
142
Idioms
go to (one's) grave
v.
ölmek
143
Idioms
go to (one's) grave
v.
mezara girmek
144
Idioms
go to (one's) grave
v.
toprak olmak
145
Idioms
go to (one's) grave
v.
toprağın altına girmek
146
Idioms
drive (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
147
Idioms
drive (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olacak hareketlerde bulunmak/şekilde davranmak
148
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
149
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
150
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
151
Idioms
take a secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
152
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
153
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
154
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
155
Idioms
take the secret to (one's) grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
156
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
157
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
158
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
159
Idioms
take a secret to the grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
160
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı mezara götürmek
161
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar saklamak
162
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak
163
Idioms
take the secret to the grave
v.
bir sırrı ömür boyu açık etmemek
164
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erkenden ölüp öbür tarafı boylamak
165
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi ölümünü hazırlamak
166
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erkenden ölüp gitmek
167
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
168
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
169
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
erken mezara girmek
170
Idioms
dig (oneself) an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
171
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erkenden ölüp öbür tarafı boylamak
172
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
kendi ölümünü hazırlamak
173
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erkenden ölüp gitmek
174
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
175
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
176
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
erken mezara girmek
177
Idioms
drive (oneself) to an early grave
v.
kendi mezarını erken kazmak
178
Idioms
send to an early grave
v.
erken mezara göndermek
179
Idioms
send to an early grave
v.
erken ölümüne sebep olmak
180
Idioms
send to an early grave
v.
ömrünü kısaltmak
181
Idioms
send to an early grave
v.
erken ölmek
182
Idioms
send to an early grave
v.
erken mezara girmek
183
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birini) erken mezara göndermek
184
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birinin) erken ölümüne sebep olmak
185
Idioms
send (someone) to an early grave
v.
(birinin) ömrünü kısaltmak
186
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir ayağı çukurda olmak
187
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
hayatının sonuna yaklaşmış olmak
188
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
ölmek üzere olmak
189
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir gözü torağa bakmak
190
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
gidici olmak
191
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
belirsiz bir durumda olmak
192
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
her an değişebilecek bir durumda olmak
193
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
problemli bir durumda olmak
194
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
195
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
pamuk ipliğine bağlı olmak
196
Idioms
be (as) silent as the grave
v.
ölüm sessizliğinde olmak
197
Idioms
be (as) silent as the grave
v.
ölüm sessizliğine bürünmüş olmak
198
Idioms
carry a secret to the grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
199
Idioms
carry a secret to the grave
v.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak
200
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
sırrını mezara kadar götürmek
201
Idioms
carry a secret to one's grave
v.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak
202
Idioms
dig own grave
v.
kendi ipini çekmek
203
Idioms
dig own grave
v.
kendi mezarını kendi kazmak
204
Idioms
dig own grave
v.
kendi mezarını kazmak
205
Idioms
dig own grave
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
206
Idioms
dig your own grave
v.
kendi ipini çekmek
207
Idioms
dig your own grave
v.
kendi mezarını kazmak
208
Idioms
dig your own grave
v.
kendi kuyunu kazmak
209
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birinin) kemiklerini sızlatmak
210
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birini) mezarında ters döndürmek
211
Idioms
make (one) turn over in (one's) grave
v.
(birini) mezarında ter ter tepindirmek
212
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) mezara götürmek
213
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) ölene/mezara kadar saklamak
214
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) ömür boyu açık etmemek
215
Idioms
take (something) to the grave
v.
(bir şeyi) hayat boyu saklamak/açık etmemek
216
Idioms
take it to grave
v.
bir sırrı mezara kadar götürmek
217
Idioms
turn in grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
218
Idioms
turn in grave
v.
mezarında ters dönmek
219
Idioms
turn in his/her grave [uk]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
220
Idioms
turn in his/her grave [uk]
v.
mezarında ters dönmek
221
Idioms
roll in his/her grave [us]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
222
Idioms
roll in his/her grave [us]
v.
mezarında ters dönmek
223
Idioms
turn in their grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
224
Idioms
turn in their grave
v.
mezarında ters dönmek
225
Idioms
turn over in their grave
v.
mezarında kemikleri sızlamak
226
Idioms
turn over in their grave
v.
mezarında ters dönmek
227
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
kemikleri sızlamak
228
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
mezarında ters dönmek
229
Idioms
would turn in your grave [uk]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
230
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
kemikleri sızlamak
231
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
mezarında ters dönmek
232
Idioms
would turn over in your grave [us]
v.
mezarında kemikleri sızlamak
233
Idioms
silent as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
234
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölüm sessizliğinde
235
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölüm sessizliğine bürünmüş
236
Idioms
(as) quiet as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
237
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölüm sessizliğinde
238
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölüm sessizliğine bürünmüş
239
Idioms
(as) silent as the grave
adj.
ölü gibi sessiz
240
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara
241
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara kadar
242
Idioms
cradle-to-grave
adj.
doğumdan ölüme kadar
243
Idioms
cradle-to-grave
adj.
hayat boyu
244
Idioms
someone has just walked over my grave
expr.
azrail yokladı
245
Idioms
on the brink of the grave
expr.
bir ayağı çukurda
246
Idioms
someone has just walked over my grave
expr.
biri mezarımın üstünden geçti
247
Idioms
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
248
Idioms
as quiet as the grave
expr.
çok sessiz
249
Idioms
quiet as the grave
expr.
çok sessiz
250
Idioms
as silent as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
251
Idioms
as quiet as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
252
Idioms
as still as the grave
expr.
mezar gibi sessiz
253
Idioms
on the brink of the grave
expr.
ölmek üzere
254
Idioms
as silent as the grave
expr.
ölüm kadar sessiz
255
Idioms
somebody/a goose/rabbit just walked over my grave
expr.
şeytan yokladı
256
Idioms
somebody/a goose/rabbit just walked over my grave
expr.
(birden) ürperdim
257
Idioms
(someone) is turning over in their grave
expr.
(biri) mezarında ters dönüyordur
258
Idioms
(someone) is turning over in their grave
expr.
(birinin) kemikleri sızlıyordur
259
Idioms
(someone) would be turning over in their grave
expr.
(biri) mezarında ters dönerdi
260
Idioms
(someone) would be turning over in their grave
expr.
(birinin) kemikleri sızlardı
261
Idioms
(enough to make one) turn over in one's grave
expr.
birini mezarında ters çevirmeye yetecek kadar
262
Idioms
(enough to make one) turn over in one's grave
expr.
birinin mezarında kemiklerini sızlatacak kadar
Speaking
263
Speaking
this side of the grave
expr.
hayattayken
264
Speaking
this side of the grave
expr.
henüz/daha nefes alıyorken
Trade/Economic
265
Trade/Economic
cradle-to-grave-analysis
n.
hayat boyu değerlendirme
Law
266
Law
grave violation
n.
ağır ihlal
267
Law
grave breach
n.
ağır ihlal
268
Law
grave crime
n.
ağır suç
269
Law
grave and obvious danger
n.
ağır ve muhakkak tehlike
270
Law
grave mistake
n.
fahiş hata
271
Law
grave robbery
n.
mezar soygunculuğu
272
Law
grave robbery
n.
mezar hırsızlığı
273
Law
grave robbing
n.
mezar hırsızlığı
274
Law
grave robbing
n.
mezar soygunculuğu
275
Law
grave
adj.
ağır
276
Law
grave
adj.
şiddetli
Politics
277
Politics
grave
n.
(eskiden yorkshire ve lincolnshire'da) seçilmiş ilçe yetkilisi
Technical
278
Technical
grave emulsion
n.
soğuk karışım emülsiyon
Computer
279
Computer
grave accent
n.
üst tırnak
280
Computer
grave accent
n.
vurgu işareti
281
Computer
grave
adj.
yavaş
Textile
282
Textile
grave clothes
n.
cesedin toprağa verilirken sarıldığı kumaş
283
Textile
grave clothes
n.
kefen
284
Textile
grave clothes
n.
kefen bezi
Marine
285
Marine
grave the ship
v.
gemiyi onarmak
286
Marine
grave the ship
v.
gemiyi havuza çekmek
287
Marine
grave
v.
(ahşap geminin tabanını) kaplayan kabuk benzeri oluşumları temizleyip ziftlemek
Biochemistry
288
Biochemistry
grave-wax
n.
cesetlerin üzerinde bulunan mumsu madde
289
Biochemistry
grave-wax
n.
adiposir
Linguistics
290
Linguistics
grave accent
n.
peslik vurgusu
291
Linguistics
grave
n.
pes
292
Linguistics
grave
n.
peslik vurgusu
293
Linguistics
grave
adj.
pes (ses)
294
Linguistics
grave
adj.
pes (vurgusu)
295
Linguistics
grave
adj.
peslik vurgusu bulunan
296
Linguistics
grave
adj.
peslik vurgusuna özgü
Archaeology
297
Archaeology
grave goods
n.
mezar objeleri
298
Archaeology
grave goods
n.
mezar eşyaları
299
Archaeology
grave goods
n.
eski mezarlarda merhumun öbür dünyada kullanması için koyulduğu düşünülen objeler
300
Archaeology
grave mound
n.
höyük mezar
301
Archaeology
grave mound
n.
tümülüs
302
Archaeology
grave mound
n.
tarih öncesi dönemlere ait gömütlerin üzerinde bulunan toprak yığını
Religious
303
Religious
punishment of the grave
n.
kabir azabı
304
Religious
torment of the grave
n.
kabir azabı
Environment
305
Environment
grave offense
n.
ağır suç
Military
306
Military
military grave registration service
n.
askeri mezar kayıt hizmeti
307
Military
burial and grave registration
n.
gömme ve mezar kaydı
308
Military
common grave
n.
müşterek mezar
Music
309
Music
grave
n.
bir tür org düğmesi
310
Music
grave mixture
n.
bir tür org düğmesi
311
Music
grave
adv.
yavaş ve ciddiyetle
Archaic
312
Archaic
grave wax
n.
cesetlerin üzerinde bulunan mumsu madde
313
Archaic
grave wax
n.
adiposir
British Slang
314
British Slang
dig (the grave)
n.
tıraş
Star Wars
315
Star Wars
daughter's grave
n.
kız'ın mezarı
316
Star Wars
grave thorn
n.
mezar dikeni
317
Star Wars
hero's grave
n.
kahraman'ın mezarı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of -grave
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy