altta - Turkish English Dictionary
History

altta



Meanings of "altta" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
altta below adv.
General
altta undermost adj.
altta infraposed adj.
altta under adv.
altta beneath adv.
altta bottom adv.
altta here below adv.
altta aneath [scottish] adv.
Colloquial
altta down below expr.
Technical
altta basically adv.
Computer
altta at the bottom adv.
Literature
altta infra adv.

Meanings of "altta" with other terms in English Turkish Dictionary : 87 result(s)

Turkish English
General
altta kalanın canı çıksın vae victis n.
altta yatan neden underlying cause n.
altta yatan sebep underlying reason n.
altta yatan neden underlying reason n.
altta yatan neden root n.
iki boyutlu eserlerde en altta tasvir edilen özne foreground n.
altta kalmak be defeated v.
altta kalmamak not to be outdone v.
en altta undermost adj.
rütbe olarak altta below adj.
altta yatan underlying adj.
altta kalan lower adj.
altta yatan inferred adj.
altta yer alan infraposed adj.
altta bulunan infraposed adj.
altta yatan subjacent adj.
altta büyüyen subnascent [obsolete] adj.
altta yetişen subnascent [obsolete] adj.
altta gelişen subnascent [obsolete] adj.
daha altta to a lower place adv.
daha altta at a lower place adv.
altta yatan gerçekleri ortaya çıkararak home adv.
bir kat altta down the stairs adv.
bir kat altta on a lower floor adv.
altta anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
(anatomik yapı) altta anlamına gelen bir ön ek infra- pref.
Phrasals
altta kalmamak clap back v.
Phrases
altta kalanın canı çıksın the devil take the hindmost expr.
Colloquial
altta kalmama clap back n.
(birinin) altta yatan düşüncesi (one's) game n.
altta kalanın canı çıksın and the devil take the hindmost expr.
Idioms
altta yatan sebep the idea behind n.
altta kalmamak give as good as one gets v.
hiyerarşide en altta, en önemsiz olan at the bottom of the food chain expr.
altta kalmaz gives as good as (one) gets expr.
Law
altta yatan underway adj.
Politics
altta yatan enflasyon underlying inflation n.
altta yatan sorun underlying problem n.
Technical
döküm şablonlarının yarısının altta diğer yarısının üstte kaldığı iki kalıplama levhasından biri matched board n.
(mücevheratta) değerli maden granüllerinin altta bulunan metale yapıştırılması granulation n.
altta bulunan underlain by adj.
Computer
altta çift bottom double n.
metin-altta text-bottom adj.
bilgisayar ve ilgili yazılım ve donanımlarını kullanabilen ve altta yatan kavramları anlayabilen kimse computer-literate adj.
altta beliren pull-down adj.
Informatics
altta olma subordination n.
Mechanic
iki adet paralel demir çenesi ve altta geniş açıklığı olan mengene metalworking vise n.
Architecture
çevreleyen zemine göre daha altta kalan bahçe sunken garden n.
Furniture
yukarı çekildiğinde altta kıvrımlar halinde toplanan bir panjur çeşidi roman blind n.
Automotive
emme üstte egzoz altta intake over exhaust n.
Marine
kabasorta armalı bir geminin en altta bulunan ön yelkeni forecourse n.
kabasorta armalı bir gemide en altta bulunan ön yelkeninin ıskota köşesinin aşağı doğru bastırılmasını sağlayan halat foresheet n.
Mining
altta yatan maden cevheri underset n.
Medical
altta yatan tıbbi rahatsızlığın değerlendirilmesi evaluation of the associated underlying medical condition n.
altta yatan etyolojik faktör underlying etiological factor n.
altta yatan hastalık underlying disease n.
altta yatan hastalık triggering disease n.
altta yatan kronik akciğer hastalığı underlying chronic lung disease n.
altta yatan nöromüsküler geçiş bozukluğu underlying neuromuscular transport disorder n.
altta yatan olağan patolojiler common underlying pathologies n.
altta yatan önemli bir hastalığın belirtisi manifestation of significant underlying disease n.
altta yatan patoloji underlying pathology n.
altta yatan santral sinir sistemi bozukluğu underlying central nervous system disorder n.
altta yatan sebebin tedavisi treatment of underlying cause n.
hastanın altta yatan karakteristik özellikleri underlying host characteristics n.
Anatomy
periotik kemiği oluşturan üç unsurun altta ve arkada olanlarına verilen ad opisthotic n.
periotik kemiği oluşturan üç unsurun altta ve arkada olanlarına ait opisthotic adj.
periotik kemiği oluşturan üç unsurun altta ve arkada olanları ile ilişkili opisthotic adj.
periotik kemiği oluşturan üç unsurun altta ve arkada olanlarını teşkil eden opisthotic adj.
Printing
baskı plakasının altta kalan bölümü sink n.
Logic
altta yatan anlam implicature n.
altta yatan anlam conversational implicature n.
Botanic
bitkide iki dudaklı korollanın dudak benzeri bölümlerinden altta olanı labium n.
buğdaygillere mensup bitkilerin çoğunda çiçeklikleri çevreleyen iki kavuzdan altta olanı flowering glume n.
Tobacco
altta görünen sigaralar cigarettes exposed on bottom n.
Education
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi seconder n.
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi secondar n.
Literature
altta yatan anlamı olan subtextual adj.
Linguistics
altta yatan soyut formlardan dilbilgisi formları oluşturma kurallarını kullanan generative adj.
Philosophy
altta yatan maddenin tezahür ettiği görünüm, biçim veya tarz mode n.
Geography
gölde daha altta ve soğuk olan su tabakası hypolimnion n.
Geology
altta yatan zayıf kayaç tabakası üzerinde gelişen subsequent adj.
Printery
altta yer alan inferior adj.
Archaic
altta yatan subject adj.
altta yatan subjected adj.
Engineering
altta yatan toprağı su erozyonuna karşı korumak için kullanılan beton vb. zemin kaplaması apron n.
Entomology
bacakları altta bağlanmış ve kitin gibi bir kılıfla kısmen örtülmüş bir pupa masked pupa n.