dek - Turkish English Dictionary
History

dek



Meanings of "dek" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
dek till prep.
dek until prep.
dek til prep.
dek while [uk] prep.
dek of prep.
Colloquial
dek 'til prep.

Meanings of "dek" with other terms in English Turkish Dictionary : 165 result(s)

Turkish English
Common Usage
sonsuza dek forever adv.
General
1 metrenin milyarda birine dek uzunluk ölçüsü birimi nanometre n.
(onlar erdi muradına) sonsuza dek mutlu yaşadılar live happily ever after n.
1 metrenin milyarda birine dek uzunluk ölçüsü birimi nanometer n.
sonsuza dek lanetlenme eternal damnation n.
cüz'i miktarda kalana dek yavaş yavaş azalma tapering off n.
öğleden gün batımına dek geçen zaman underntime n.
mimlenmiş seçmenlerin seçime dek hapsedildiği mahalleler coop n.
aksi ispat edilinceye dek gerçek kabul edilen delil showing n.
sonsuza dek yaşatmak eternize v.
(suçu) ispatlanana dek masum olmak be innocent until proven guilty v.
sonsuza dek kaybetmek lose forever v.
sonsuza dek yaşatmak eternise v.
pürüzsüz olana dek dövmek/ezmek grind until smooth v.
bitap düşene dek gezinmek forwander [dialect] [uk] v.
sonsuza dek everlasting adj.
sonsuza dek forever and ever adv.
başlangıçtan sonuna dek from first to last adv.
akşama dek till dark adv.
sonsuza dek for ever adv.
şimdiye dek yet adv.
sonsuza dek for good adv.
sonsuza dek eternally adv.
sonsuza dek to the last adv.
sonsuza dek forever more adv.
sonsuza dek world without end adv.
şimdiye dek heretofore adv.
sonsuza dek forevermore adv.
şimdiye dek hitherto adv.
şimdiye dek as yet adv.
şimdiye dek until now adv.
sonuna dek till the end adv.
şimdiye dek by now adv.
bu zamana dek till the present day adv.
bu zamana dek until recently adv.
bu zamana dek so far adv.
bu zamana dek until now adv.
bu zamana dek until this time adv.
bu zamana dek up to now adv.
başından sonuna dek through adv.
birlikte sonuna dek/kadar together till the end adv.
bugüne dek to date adv.
bugüne dek up to the present adv.
sonsuza dek abidingly adv.
sonsuza dek ad infinitum adv.
-e dek even adv.
sonuna dek even adv.
bugüne dek now adv.
şimdiye dek now adv.
şimdiye dek til now adv.
sonsuza dek for aye adv.
baştan sona dek end-to-end adv.
sonsuza dek eviternally adv.
sonsuza dek infinitely adv.
'-e dek unto prep.
e/a dek to prep.
e dek until prep.
-e dek until conj.
'-e dek whiles [obsolete] conj.
Phrasals
sağlık kiloya gelene dek beslemek feed up v.
Phrases
hali kalmayana (dek) blue in the face expr.
heyecanı bitene/kaçana/geçene dek/kadar till the novelty wears off expr.
hiçbir şey sonsuza dek sürmez all things must pass expr.
modası geçene dek/kadar till the novelty wears off expr.
ölüm sizi ayırana dek till death do you part expr.
şans sonsuza dek sizinle olsun may the odds be ever in your favor (hunger games quote) expr.
şimdi konuş ya da sonsuza dek sus speak now or forever hold your peace expr.
sonsuza dek yalnız forever alone expr.
ve sonsuza dek mutlu yaşadılar and they lived happily ever after expr.
sonsuza dek keeps expr.
Proverb
akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer he who hesitates is lost
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez even the best of friends must part
hiçbir arkadaşlık sonsuza dek sürmez the best of friends must part
hoş ve güzel şeyler sonsuza dek yaşar a thing of beauty is a joy forever
hoş ve güzel şeyler sonsuza dek yaşar a thing of beauty and a joy forever
sabah sürçen geceye dek sürçer a bad beginning makes a bad ending
Colloquial
ölüm bizi ayırana dek till death do us part v.
sonsuza dek mutlu bir şekilde happily ever after adv.
sonsuza dek mutlu happily ever after adv.
sonsuza dek for keeps expr.
sonsuza dek/kadar from here to eternity expr.
şu andan sonsuza kadar/dek from here to eternity expr.
sonsuza dek forever and a day expr.
Idioms
(bir şeyi) hali kalmayana dek yapıp bir sonuca varamamak do something until you are blue in the face v.
(bir şeyi) takati kalmayana dek yapıp bir sonuç alamamak do something until you are blue in the face v.
canın çıkıncaya dek çalışmak die in harness v.
geriye bir tek kemikler kalana dek yenmek pick something clean v.
nefesi tükeninceye/dilinde tüy bitinceye dek konuşmak talk oneself out v.
(bir işi, projeyi) bir karar verene dek durdurmak kick (something) into touch [uk] v.
nefesi tükeninceye/dilinde tüy bitinceye dek konuşmak talk (oneself) ragged v.
hali kalmayana dek until (one) is blue in the face adv.
takati kalmayana dek until (one) is blue in the face adv.
uyuyana dek to sleep adv.
bacakları kopana/kesilene dek as fast as (one's) legs can carry (one) adv.
günün ağarmasından batmasına dek from can see to can't see [us/south africa] adv.
sabahın ilk ışıklarından akşam hava kararıncaya dek from can see to can't see [us/south africa] adv.
bacakları kopana/kesilene dek as fast as (one's) legs can carry (one) adv.
bacakların kopana/kesilene dek as fast as your legs can carry you adv.
çok yorulana dek until/till someone drop expr.
göz açıp kapayıncaya dek in the blinking of an eye expr.
göz açıp kapayıncaya dek in the twinkling of an eye expr.
göz açıp kapayıncaya dek as quick as a wink expr.
sonsuza dek till hell freezes over expr.
sonsuza dek until hell freezes over expr.
sonsuza dek to the end of time expr.
sonsuza dek for ever and ever expr.
ölene dek till (one's) dying day expr.
ölene dek to (one's) dying day expr.
ölene dek until (one's) dying day expr.
sonsuza dek in flames expr.
irlanda sonsuza dek erin go bragh expr.
ölüm bizi ayırana dek till death us do part expr.
ölene dek till/to/until your dying day expr.
ölene dek to your dying day expr.
takati kalmayana dek until you are blue in the face expr.
Speaking
bizi ölüm ayırana dek seni seveceğim I will love you till death do us part expr.
hiçbir şey sonsuza dek sürmez nothing lasts forever expr.
geç saatlere dek çalışıyor he's working late expr.
keşke sonsuza dek burada kalabilseydim I wish I could stay here forever expr.
kim sonsuza dek yaşamak ister? who wants to live forever? expr.
onu sonsuza dek özleyeceğiz we will miss him forever expr.
sonsuza dek benimsin you are mine forever expr.
seni sonsuza dek taşıyamam I can't keep carrying you forever expr.
umarım onların evlenip çocuk sahibi olduklarını görene dek yaşarım I hope I live to see them get married and have children expr.
Trade/Economic
hesap sahibinin belirlenen limite kadar harcayabildiği ve ödeme tarihine dek kalan bakiyeden kullanabildiği kredi anlaşması revolver n.
(1925 yılına dek) afganistan'ın para birimi rupee n.
(maksimum kar elde edilinceye dek) işlemi ertelemek overstay v.
malların satın alımcı isteyene dek satıcıda kaldığı bir ticari satın alım ile ilgili stockless adj.
Law
şerifin el koyduğu mülke dava bitene dek emaneten bakan kimse receiptor n.
ölene dek mülkün sahibi olan kimse termor n.
(sayısı vasiyetçi ölene dek belli olmayan) varis grubu class n.
karısına kalan mirastan çocukların doğumu nedeniyle faydalandığı halde karısı ölene dek mülkiyet üzerinde işlem hakkı olmayan koca initiate tenant by courtesy n.
Politics
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü arab revolutionary brigades n.
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü revolutionary organization of socialist muslims n.
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü fatah-rc n.
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü black september n.
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü abu nidal organization n.
Technical
kullanım için uygun olmayıncaya dek aşınmak overwear v.
Computer
bilgisayar içinde sonsuza dek var olma digital immortality n.
(seçili öğeyi yapıştırılana dek) keserek klasörden çıkarmak cut v.
Psychology
danışanın duyarsızlaşıncaya dek belirli bir konuya maruz bırakıldığı terapi yöntemi implosion therapy n.
Gastronomy
üzerinde şekerle karamelize olana dek pişirilen bir tür milföy tatlısı palmier n.
Physics
bugüne dek patlatmış en etkili nükleer bomba tsar bomba n.
Chemistry
et, ekmek, sakız, şeker, nişasta ve benzeri gıdalar karamelize olana dek kavrulduğunda meydana gelen yumuşak ve acı bir madde assamar n.
Astronomy
66 milyar güneş kütlesine sahip şimdiye dek keşfedilmiş en büyük kara delik ton 618 n.
Literature
irlanda menşeli bir fablın kahramanları olan, sadece kuyrukları kalana dek dövüşen iki kedi kilkenny cats n.
Linguistics
dil ucunun dilin alt yüzeyi damağa değene dek yukarı ve geriye doğru kıvrılması sonucu üretilen retroflex adj.
dil ucunun dilin alt yüzeyi damağa değene dek yukarı ve geriye doğru kıvrılması sonucu üretilen retroflexed adj.
History
tarihe veya birinin biyografisine ait şimdiye dek anlatılmamış ayrıntılar anecdote n.
tarihe veya birinin biyografisine ait şimdiye dek anlatılmamış ayrıntılar anecdota n.
Religious
hacca giden kimseye normalde yapması helal olan bazı davranışların hac tamamlanıncaya dek haram kılınması durumu ihram n.
Military
sovyetler tarafından bugüne dek patlatılmış en güçlü nükleer bomba tsar bomba n.
Football
topun sayı çizgisine ulaşana dek kat ettiği saha alanı return n.
Photography
(fotografik emülsiyon üzerinde tespit edilebilir etki meydana gelene dek geçen) maruziyet süresi inertia n.
Abbreviation
bugüne dek 20 ülkede terör saldırısı düzenlemiş filistinli uluslararası bir terör örgütü ano n.
Latin
sonsuza dek aeterno adv.
sonsuza dek in aeternum adv.
Archaic
şimdiye dek tanımlanmamış mineral, tür, vb. nondescript n.
sonsuza dek devam etme perduration n.
şimdiye dek tanımlanmamış nondescript adj.
sonsuza dek ay adv.
sonsuza dek aye adv.
'-e dek whilst conj.
Slang
sonsuza dek idst (if destroyed still true) expr.
Modern Slang
her zaman ve sonsuza dek always and forever n.