gather - Turkish English Dictionary
History

gather

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "gather" in Turkish English Dictionary : 70 result(s)

English Turkish
Common Usage
gather v. toplanmak
gather v. devşirmek
gather v. bir araya getirmek
gather v. toplamak
gather v. bir araya getirmek
General
gather n. büzgü
gather n. toplanan şey
gather n. kıyafetin toplanan bölgesindeki büzüşme
gather n. cam alma çubuğunda toplanan erimiş cam kitlesi
gather n. atın sakin duruşu
gather n. bir araya getirme
gather n. toplama
gather n. taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü
gather n. (hasat zamanı) toplanan miktar
gather n. tekerlerin çıkıp gitmemesi için dingil yataklarında öne doğru olan eğim
gather v. kazanmak
gather v. iltihaplanmak
gather v. seçmek
gather v. tutmak
gather v. ölmek
gather v. dermek
gather v. bir araya gelmek
gather v. büzmek
gather v. anlamak
gather v. birikmek
gather v. kendini toplamak
gather v. artmak
gather v. toplanmak (irin)
gather v. bir araya getirmek
gather v. biriktirmek
gather v. irin toplamak
gather v. toparlanmak
gather v. büzdürmek
gather v. yığmak
gather v. sonuç çıkarmak
gather v. büzgü yapmak
gather v. büyümek
gather v. çoğalmak
gather v. toplamak
gather v. borunun ucundaki erimiş camı toplamak
gather v. bulunduğu yerden çekip çıkarmak
gather v. koparmak
gather v. yolmak
gather v. hasat etmek
gather v. hasat eder gibi toplamak
gather v. (formaları) ciltlemek için dizi halinde toplamak
gather v. (yerde yuvarlanan topu) ustalıkla kapmak
gather v. (beyzbol topunu) sekmeden yakalamak
gather v. ilgi çekmek
gather v. cazibe merkezi olmak
gather v. (vergi, haraç, katkı payı gibi ödemelerin) toplanması uygulamasını yürürlüğe koymak
gather v. (bir şeyin) üstünü örtmek
gather v. (bir yere kadar) çekmek
gather v. (bir şeye) yaklaşmak
gather v. (kumaşı) büzmek için dikiş ipliklerinden çekmek
gather v. pli yapmak
gather v. (halatı) çekerek toplamak
gather v. (belirtilen yönde) hareket etmeye başlamak
gather v. (belirtilen yönde) hızlanmak
gather v. (taş yapının karşılıklı duvarları) birbirine yaklaştırmak
gather v. (kumaş) katlanmak
gather v. (kumaş) kırışmak
gather v. (çehre) büzüşüp kırışmak
gather v. yabani besin aramak
gather v. kademeli artışla kazanmak
Telecom
gather v. toplamak
Transportation
gather v. (gemi) ilerlemek
gather v. (gemi) yaklaşmak
Breeding
gather v. (büyükbaşı) çeşitli işlemlerle tombullaştırmak
Apiculture
gather v. bal veya polen toplamak

Meanings of "gather" with other terms in English Turkish Dictionary : 176 result(s)

English Turkish
General
gather [dialect] n. toplanmış sığır sürüsü
gather up v. biriktirmek
gather round v. toplanmak
gather one's brows v. kaşlarını çatmak
gather mushrooms v. mantar toplamak
gather together v. dertop etmek
gather news v. haber toplamak
gather around the same table v. aynı masada toplanmak
gather up v. çitmek
gather together v. toplaşmak
gather under a single roof v. tek çatı altında toplamak
gather evidence v. delil toplamak
gather strength v. toparlanmak
gather together v. derlemek
gather information v. bilgi toplamak
gather moisture v. nemlenmek
gather around the same table v. aynı masanın çevresinde toplanmak
gather up v. bir araya getirmek
gather oneself together v. kendine gelmek
gather to bid farewell to v. son yolculuğuna uğurlamak için toplanmak
gather speed v. hız kazanmak
gather up v. toplamak
gather under the same roof of v. çatısı altında toplanmak
gather under a single roof v. bir çatı altında toplamak
gather experience v. deneyim sahibi olmak
gather experience v. deneyim sağlamak
gather attention v. dikkat toplamak
gather under a single roof v. çatı altında toplamak
gather in (a place) v. temerküz etmek
gather strength v. güç kazanmak
gather dust v. tozlanmak
gather speed v. ivme yakalamak
gather speed v. ivme kazanmak
gather under the roof v. çatı altında toplamak
gather evidence v. kanıt toplamak
gather spectators v. seyirci toplamak
gather speed v. hızlanmak
gather around v. etrafında toplanmak
gather one's brows v. kaşını çatmak
gather one's brows v. kaş çatmak
gather crop v. mahsul kaldırmak
gather eggs v. yumurta toplamak
gather pace v. hız kazanmak
wool-gather v. hayale dalmak
gather round v. yardımcı olmak
gather round v. kol kanat germek
gather round v. (moral ya da maddi açıdan) destek sağlamak
gather oneself up v. kendini toparlamak
gather round v. el uzatmak
gather oneself up v. kendine gelmek
gather thoughts v. zihnini toplamak
gather moss v. yosunlanmak
gather to protest v. gösteri düzenlemek
crowd to gather v. kalabalık toplanmak
gather strength v. güç toplamak
gather speed v. hız almak
gather someone around oneself v. birilerini etrafında toplamak
gather someone into somewhere v. birilerini bir yerde toplamak
gather someone in v. birilerini bir yerde toplamak
gather someone together in a room v. birilerini bir odaya toplamak
gather something from someone v. birilerinden bir şeyler toplamak
gather someone together in a room v. birilerini bir odada toplamak
gather the clothes v. (dışarıdan/oradan buradan) kıyafetleri toplamak
unite/gather under a single flag v. bir/tek bayrak altında toplamak
unite/gather under one flag v. bir/tek bayrak altında toplamak
gather information about v. hakkında bilgi toplamak
gather under the same roof v. aynı çatı altında toplanmak
gather momentum v. ivme kazanmak
gather momentum v. hız kazanmak
gather momentum v. mesafe katetmek
gather signatures v. imza toplamak
gather together v. kalabalıklar halinde toplaşmak
gather together in large numbers v. kalabalıklar halinde toplaşmak
gather one's strength v. gücünü toplamak
gather one's strength v. kuvvetini toplamak
gather steam v. hızla ilerlemek
gather steam v. hızla artmak
gather breath v. nefesini toplamak
gather one's self together v. gücünü toplamak
gather breath v. dinlenmek
gather one's self together v. kendine gelmek
gather in v. katlamak
gather round v. etrafında toplanmak
gather together v. grup halinde toplanmak
gather together v. grupça buluşmak
gather up v. tutup yukarı kaldırmak
Phrasals
gather someone in v. bir yerde/bir yere toplamak
gather someone into something v. bir yerde/bir yere toplamak
gather someone or something to oneself v. etrafında toplamak/bir araya getirmek
gather someone or something to oneself v. yanına/önüne almak
gather something v. bir şeyi hasat etmek
gather something v. bir şeyi toplamak
gather something v. bir şeyi toplayıp içeri almak
gather something v. kumaşı/kıyafeti katlamak
gather something v. kumaşı/kıyafetleri bir araya getirmek
gather around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak
gather around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında bir araya gelmek
gather around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında toplaşmak
gather around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafına toplamak
gather around (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek
gather round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak
gather round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında bir araya gelmek
gather round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında toplaşmak
gather round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafına toplamak
gather round (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek
gather someone or something around (oneself) v. birini/bir şeyi (kendi) etrafına/etrafında toplamak
gather someone or something around (oneself) v. birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek
gather (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şey) almak
gather (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şey) toplamak
gather (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şey) çıkarımı yapmak
gather (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şeyi) anlamak
gather (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şey) sonucuna varmak
gather something from something v. bir şeyden bir şey toplamak
gather from v. -den toplamak
gather from v. '-den çıkarım yapmak
gather from v. '-den anlamak
gather in v. içeri toplamak
gather in v. içeri almak
gather in v. bir yerde/yere toplamak
gather in v. '-de toplamak
gather in v. '-e toplamak
gather into v. -de toplamak
gather into v. '-e toplamak
gather to (oneself) v. (kendine) çekmek
gather to (oneself) v. bağrına basmak
gather to (oneself) v. kucaklamak
gather to (oneself) v. yanına almak/çekmek
gather someone or something together v. birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak
gather something up v. bir şeyleri bir araya toplamak
gather something up v. bir şeyleri toparlamak
Proverb
gather ye rosebuds while ye may gençliğinin tadını çıkar
rolling stones gather no moss yuvarlanan taş yosun tutmaz
Colloquial
gather up wood v. odun toplamak
rolling stones gather no moss expr. çok gezen az bağlanır
Idioms
gather one's wits v. aklını toplamak
gather one's wits v. aklını toplamaya çalışmak
gather one's wits v. serinkanlı olmaya çalışmak
gather dust v. toz tutmak
gather dust v. toz tutmak
gather dust v. kullanılmadan yatmak
gather dust v. uzun süre kullanılmamaktan toz içinde kalmak
gather dust v. toz toplamak
gather dust v. tozlanmak
gather dust v. uzun süre kullanılmadan bir köşede durmak
gather dust v. bir köşeye atılmak
gather dust v. rafa kaldırılmak
gather dust v. bir kenara atılmak/itilmek
gather dust v. ihmal edilmek
gather your wits v. sakinleşip kendine gelmek
gather your wits v. kendini toparlamak
gather your wits v. aklını başına toplamak
collect/gather your wits v. kendini toparlamak
collect/gather your wits v. aklını başına toplamak
collect/gather your wits v. serinkanlı olmaya çalışmak
collect/gather your wits v. sakinleşip sağlıklı düşünmeye çalışmak
collect/gather your wits v. kafasını toplamak
gather a case v. kanıt toplamak
gather a case v. kanıtları bir araya getirmek
gather a case against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kanıt toplamak
gather a case against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kanıtları bir araya getirmek
gather rosebuds v. gençliğinin tadını çıkarmak
gather rosebuds v. fırsat varken tadını çıkarmak
gather rosebuds v. anın tadını çıkarmak
gather rosebuds v. anın/gençliğinin kıymetini bilmek
Speaking
I gather he is ill expr. işittiğime göre hastadır
from what I can gather expr. toplayabildiğim kadarıyla (haber/bilgi)
Law
gather a case against someone v. birisi aleyhine kanıtları toparlamak
gather evidence v. delil toplamak
Technical
gather write n. birleştirerek yazma
gather guide n. damla tamponu
Computer
gather write n. birleştirerek yazma
gather data v. data toplamak
gather data v. veri toplamak
Textile
gather feeding n. büzgülü dikiş
gather stitch sewing n. molalı dikiş
Marine
gather way yol almak