gut - Turkish English Dictionary
History

gut

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "gut" in Turkish English Dictionary : 53 result(s)

English Turkish
Common Usage
gut n. bağırsak
General
gut n. kiriş
gut n. yağma etme
gut n. geçit
gut n. şerit
gut n. misina
gut n. boğaz
gut n. mide
gut n. dar geçit
gut n. hayvan bağırsağından yapılan sert tel
gut n. embriyonik sindirim borusu
gut v. içini tahrip etmek
gut v. temizlemek
gut v. içini çıkarmak
gut v. bağırsaklarını çıkarmak
gut v. içini temizlemek
gut v. (daire vs) içini yakmak/tahrip etmek
gut v. içini boşaltmak
gut v. (kitabın) önemli bölümlerini çıkarmak
gut v. temelini yok etmek
gut v. (aşındırarak) delikler oluşturmak
gut v. (makalenin) özetini çıkarmak
gut v. yakıp kül etmek
gut adj. önemli
gut adj. ciddi
gut adj. coşkulu
gut adj. içgüdüsel
gut adj. ateşli
gut adj. içten
gut adj. içten gelen
gut adj. güçlü etkisi olan
gut adj. doğrudan sonucu olan
gut adj. hayvan bağırsağından yapılmış
Colloquial
gut n. cesaret
gut n. kolay ders
gut n. göbek
gut adj. temel
gut adj. hayati
gut adj. esas
gut adj. ana
gut adj. kolay
Automotive
gut v. hafifletmek
gut v. otomobilin içini boşaltmak
gut v. soymak
gut v. susturucuyu boşaltmak
Marine
gut n. dar geçit ya da su hareketiyle oluşan kanal
Medical
gut n. bağırsak
Biochemistry
gut n. koza yapmaya hazırlanan ipek böceklerinden elde edilen sıvı ipek kesesi
Apiculture
gut n. sindirim kanalı
Sport
gut n. oyun sahalarının orta ve boylamasına kısmı
gut n. oyun sahalarının orta ve boylamasına kısmında oynayanlar
Slang
gut n. derinden gelen his
gut n. içgüdüsel tepki

Meanings of "gut" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
gut gout n.
gut podagra n.
gut goutiness n.
Medical
gut gout n.

Meanings of "gut" with other terms in English Turkish Dictionary : 173 result(s)

English Turkish
General
blind gut n. körbağırsak
gut feeling n. içgüdüsel duygu
beer gut n. bira göbeği
gut instinct n. iç sezi
gut instinct n. içgüdü
gut instinct n. içinden gelen his
gut wall n. bağırsak duvarı
gut punch n. mideye atılan yumruk
gully gut [obsolete] n. obur
gully gut [obsolete] n. açgözlü
gut check [us] n. cesaret, karakter veya kararlılık testi
gut issue n. güçlü duygusal tepkilere neden olan konu
gut reaction n. içsel tepki
gut out v. içini boşaltma sürecinde çıkarmak
gut out v. söndürmek
gut out v. oluk açıp dışarı çıkmak
gut-wrenching adj. içler acısı
gut-wrenching adj. yürek burkucu
gut-wrenching adj. yürek sızlatan
gut-wrenching adj. yürek burkan
gut-churning adj. korkunç
gut-churning adj. sinir bozucu
gut-churning adj. iğrenç
gut-wrenching adj. mide bulandırıcı
gut-wrenching adj. iğrenç
gut-wrenching adj. katlanması zor
gut-wrenchingly adv. yürekleri sızlatarak
gut-wrenchingly adv. yürek burkarak
Phrasals
gut out v. göğüs germek
gut out v. dişini sıkmak
gut out v. dayanmak
gut out v. katlanmak
Phrases
my gut tells me expr. içimden bir ses diyor ki
my gut tells me that expr. içimden bir ses diyor ki
Colloquial
gut-bucket n. doğaçlama/içinden geldiği gibi söylenen caz veya blues
gut-bucket n. metal leğenden/kaptan yapılan ve folk müzikte kullanılan yaylı bir çalgı
gut check n. durup düşünme
gut check n. durup gözden geçirme
gut check n. şapkayı önüne koyup düşünme
gut factor n. bir kararı etkileyen öznel ve duygusal unsur
gut call n. düşünceler yerine hislere dayanan karar
gut truck n. seyyar mutfak
gut truck n. arkasında kurulan mutfakta yiyecek yapıp satılan araç
bust a gut v. göbeğini çatlatmak
gut-busting adj. insanın belini kıran
gut-busting adj. (iş) ağır
gut-busting adj. (iş) zor
gut-busting adj. (iş) zorlu
gut-busting adj. (iş) yorucu
gut-busting adj. karnı yok etmeye yönelik
gut-busting adj. göbek eritmeye yönelik
gut-busting adj. göbek eriten
gut-busting adj. karın bölgesine yönelik
gut-busting adj. insanın bağırsaklarını/midesini bozan
gut-foundered [obsolete] adj. çok aç
gut-foundered [obsolete] adj. kurt gibi aç
gut-foundered [obsolete] adj. midesi kazınan
Idioms
gut response n. içimden bir ses
gut reaction n. içimden bir ses
a gut feeling n. içinden bir ses
a gut feeling n. içgüdüsel bir duygu
a gut feeling n. bir his
a gut feeling n. bir önsezi
a gut reaction n. içgüdüsel reaksiyon/tepki
a gut reaction n. içten gelen tepki
gut reaction to (something) n. (bir şeye) verilen içgüdüsel reaksiyon/tepki
gut reaction to (something) n. (bir şeye) karşı içten gelen tepki
gut reaction (to something) n. (bir şeye karşı) o anda verilen cevap/tepki
gut reaction (to something) n. (bir şeye karşı) anlık verilen cevap/tepki
gut reaction (to something) n. (bir şeye karşı) düşünmeden/anında verilen tepki/cevap
jumble-gut lane [obsolete] n. tümsekli çukurlu yol
jumble-gut lane [obsolete] n. inişli çıkışlı yol
jumble-gut lane [obsolete] n. eğri büğrü yol
jumble-gut lane [obsolete] n. yamru yumru yol
jumble-gut lane [obsolete] n. engebeli/bozuk yol
bust a gut v. büyük güç harcamak
bust a gut v. bütün gücünü harcamak
gut it out v. dişini sıkmak
bust a gut v. çok çaba harcamak
bust a gut v. çok çalışmak
bust a gut v. elinden geleni yapmak
gut it out v. göğüs germek
go with one's gut v. içindeki sese kulak vermek
go with one's gut v. içgüdüleriyle hareket etmek
go with gut v. önsezilerine güvenmek
go with gut v. önsezileriyle hareket etmek
bust a gut v. tüm yolları denemek
gut feeling expr. içimden bir ses
Speaking
my gut tells me expr. içimden bir ses
my gut tells me that expr. içimden bir ses
what does your gut tell you? expr. içgüdülerin ne diyor?
Industry
silkworm gut n. ipek böceklerinin ipçik üreten bezlerinden elde edilen ve olta ipi yapımında kullanılan madde
Medical
leaky gut n. geçirgen bağırsak sendromu
gut lumen n. bağırsak lümeni
gut-brain axis n. bağırsak-beyin ekseni
galt (gut-associated lymphoid tissue) n. bağırsak ile ilişkili lenfoid doku
gut flora n. bağırsak florası
gut associated lymphoid tissue n. bağırsakla ilişkili lenfoid doku
gut-associated lymphoid tissue n. bağırsakla ilişkili lenfoid doku
blind gut n. körbağırsak
leaky gut syndrome n. sızıntılı bağırsak sendromu
gut microbiota n. bağırsak florası
Pathology
gut-rot n. mide fesadı
gut-rot n. mide bozulması
Gastronomy
gut-rot n. kötü içki
gut-rot n. kalitesiz yiyecek
Physics
gut (grand unification theory) abrev. büyük birleşim kuramı
gut (grand unified theory) abrev. büyük birleşik kuram
Biology
gut bacteria n. bağırsak bakterileri
Music
gut string guitar n. klasik gitar
Slang
blubber gut n. şişko
blubber gut n. duba
blubber gut n. fıçı
blubber gut n. tombalak
blubber gut n. tombik
blubber gut n. yağ tulumu
gut-bucket n. yağ tulumu
gut-bucket n. şişko
gut-bucket n. bidon
gut-bucket n. bok çuvalı
gut-bucket n. dobişko
gut-bucket n. fıçı
gut-bucket n. götlü göbekli
gut buster n. çok komik espiri
a gut-bucket n. yağ tulumu
greedy-gut n. obur
gut course n. kolay ders
gut class n. kolay ders
gut class n. basit ders
gut class n. geçmesi kolay ders
gut class n. eften püften ders
gut class n. okuldaki kolay bir ders
gut course n. kolay ders
gut course n. basit ders
gut course n. geçmesi kolay ders
gut course n. eften püften ders
gut course n. okuldaki kolay bir ders
bust a gut v. kıçını yırtmak
split a gut v. kıçını yırtmak
bust a gut laughing v. kahkahalara boğulmak
bust a gut laughing v. kahkahayı basmak
bust a gut v. kahkahayı basmak
split a gut v. kahkahalara boğulmak
bust a gut v. kahkahalara boğulmak
split a gut v. kahkahayı basmak
bust (one's) gut v. kıçını yırtmak
bust (one's) gut v. kendini paralamak
bust (one's) gut v. göbeği çatlamak
bust (one's) gut v. çok uğraşmak
bust (one's) gut v. çok çabalamak
bust (one's) gut v. eşek gibi çalışmak
bust (one's) gut v. gülmekten yerlere yatmak
bust (one's) gut v. kahkahalara boğulmak
bust (one's) gut v. kahkahayı patlatmak
bust a gut v. çileden çıkmak
bust a gut v. küplere binmek
bust a gut v. sinirden çılgına/deliye dönmek
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) kıçını yırtmak
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) kendini paralamak
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) göbeği çatlamak
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) çok uğraşmak
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) çok çabalamak
bust a gut (to do something) v. (bir şey yapmak için) eşek gibi çalışmak
gut out [us] [canada] v. zorluklara göğüs germek
split a gut v. gülmekten yerlere yatmak
split a gut v. gülmekten kırılmak
split one's gut v. kahkahayı basmak
split one's gut v. kahkahalara boğulmak
split one's gut v. gülmekten yerlere yatmak
split one's gut v. gülmekten kırılmak
British Slang
gut-rot n. karın ağrısı
gut-rot n. mide ağrısı
Star Wars
bleeding gut n. kanayan karın