hash - Turkish English Dictionary
History

hash

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "hash" in Turkish English Dictionary : 49 result(s)

English Turkish
General
hash n. kıymalı patates
hash n. mal
hash n. yeniden sunulan eski şey
hash n. haşiş
hash n. karmakarışık şey
hash n. kuşbaşı doğranarak yeniden pişirilen et yemeği
hash n. duman
hash n. karışık şey
hash n. temcit pilavı
hash n. haşhaş
hash n. bozulmuş şey
hash n. arapsaçı
hash n. anlamsız şey
hash n. bozuk sinyal
hash n. bozuk sinyal kombinasyonu
hash n. dört çiftli dansta karışık hareketler ve figürler
hash n. doğranmış yiyecek
hash n. kare işareti
hash v. kıymalı yemek
hash v. et kıymak
hash v. altüst etmek
hash v. karıştırıp tekrar pişirmek
hash v. kuşbaşı doğramak
hash v. karıştırmak
hash v. yüzüne gözüne bulaştırmak
hash v. bozmak
hash v. doğramak
hash v. gerçekleri sıralamak
hash v. düşünmek
hash v. yarmak
hash v. kabataslak hazırlamak
hash v. üstünkörü halini yapmak
Colloquial
hash v. dikkatle ele almak
hash v. incelemek
hash v. fikir alışverişi yapmak
Technical
hash n. kargaşa
Computer
hash n. sağlama
hash n. özet fonksiyonun ortaya çıkardığı sonuç
hash n. anlamsız veri
hash n. istenmeyen veri
hash n. (algoritmik işlemde) mesajı veya veri setini temsil eden tek sayı
hash v. özel fonksiyonun ortaya çıkardığı sonuca göre dönüştürmek
Gastronomy
hash adj. kıymalı
Printery
hash n. espas sembolü
Slang
hash n. esrar
hash n. (restoranda, kafeteryada sunulan) yemek
hash n. görüntü veya seste karıncalanma
hash v. restoranda yemek servis etmek
hash v. servis yapmak

Meanings of "hash" with other terms in English Turkish Dictionary : 145 result(s)

English Turkish
General
hash key n. kare tuşu
hash # n. kare işareti
hash key # n. kare tuşu
hash key # n. kare işareti
hash # n. kare tuşu
hash [uk] n. yeniden işleme
hash [uk] n. yeniden kullanım
hash [scotland] n. değersiz kimse
hash [scotland] n. beş para etmez kimse
hash browns n. doğrandıktan sonra kızartılan çiğ veya haşlanmış patates
hash head n. esrarkeş
settle one's hash v. defterini dürmek
hash out v. bir konu hakkında tartışmak
make a hash of v. yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of v. karman çorman etmek
hash out v. sohbet etmek
hash up v. yüzüne gözüne bulaştırmak
hash out v. başkalarıyla bir konu üzerine konuşmak
hash up v. karman çorman etmek
make a hash of v. eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of v. -i iyice karıştırmak
make a hash of v. -i bozmak
make a hash of v. -i yüzüne gözüne bulaştırmak
hash [dialect] adj. pürüzlü
hash [dialect] adj. çiğ
hash [dialect] adj. yavan
hash [dialect] adj. kulağa hitap etmeyen
hash [dialect] adj. süssüz
hash [dialect] adj. konforsuz
hash [dialect] adj. şiddetli
hash [dialect] adj. vahşi
hash [dialect] adj. acımasız
hash [dialect] adj. ham
hash [dialect] adv. sert bir şekilde
Phrasals
hash out v. konuşarak bir çözüme bağlamak
hash out v. üstesinden gelmek
hash out v. üzerinde konuşmak
hash over v. yeniden gözden geçirmek
hash up v. coşturmak
hash up v. canlandırmak
Colloquial
settle somebody's hash v. susturmak
hash up v. bir şeyi küçük parçalar halinde kesmek/doğramak
hash up v. bozmak
hash up v. berbat etmek
hash something up v. bir şeyi doğramak
hash something up v. bir şeyi berbat etmek/talan etmek
Idioms
settle someone's hash v. ağzını kapatmak
make a hash of v. berbat etmek
settle somebody's hash v. birinin çanına ot tıkamak
hash over v. bir sorun üzerinde uzun uzadıya konuşmak
hash something over with someone v. biriyle bir konuyu konuşmak/tartışmak
settle someone's hash v. defterini dürmek
make a hash of v. çorba etmek
settle someone's hash v. halletmek
make a hash of v. eline yüzüne bulaştırmak
settle someone's hash v. işini bitirmek
make a hash of v. içine etmek
hash over v. konuyu enine boyuna tartmak
make a hash of v. karman çorman etmek
settle someone's hash v. susturmak
settle someone's hash v. sindirmek
settle someone's hash v. sakinleştirmek
make a hash of v. yüzüne gözüne bulaştırmak
hash out v. (bir şeyin) detayları üzerinde kafa yormak
hash out v. zorlukları ele almak
make a hash of something v. bir şeyi/işi yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of something v. bir şeyi/işi karman çorman etmek
make a hash of something v. bir şeyi/işi eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of something v. bir şeyi/işi bozmak
make a hash of something v. bir şeyi/işi berbat etmek
make a hash of (something) v. (bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of (something) v. (bir şeyi) karman çorman etmek
make a hash of (something) v. (bir şeyi) eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of (something) v. (bir şeyi) bozmak
make a hash of (something) v. (bir şeyin) içine etmek
make a hash of something/of doing something v. bir şeyi/bir şey yapmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of something/of doing something v. bir şeyi/bir şey yapmayı eline yüzüne bulaştırmak
settle hash v. defterini dürmek
settle hash v. susturmak
settle hash v. ağzını kapatmak
settle hash v. çanına ot tıkamak
settle hash v. halletmek
settle hash v. işini bitirmek
settle hash v. sakinleştirmek
Technical
hash total n. karma toplam
hash temperature n. tutuşma sıcaklığı
Computer
unknown hash n. bilinmeyen hash
hash total n. denetim toplamı
bad hash n. hatalı karma
hash coding n. hashing hesabına dayalı adresleme
hash type n. hash türü
hash coding n. hesaba dayalı adresleme
hash algorithm n. imzalama algoritması
hash algorithm n. karma algoritma
hash total n. karma toplam
hash value n. karma değeri
hash table n. komut tablosu
hash rule n. sağlama kuralı
file hash n. sağlama dosyası
hash algorithm n. sağlama algoritması
sha1 hash n. sha1 karma
encrypted hash n. şifrelenmiş karma
new hash rule n. yeni karma kural
hash mark n. sosyal medya etiketinin başına konulan sembol
Informatics
hash table n. anahtarlı tablo
separate chaining hash table n. ayrı ayrı zincirlenmiş anahtarlama tablosu
separate chaining hash table n. ayrı zincirlenmiş anahtarlama tablosu
hash coding n. karım kodlaması
Telecom
hash function n. özet fonksiyonu
Gastronomy
zucchini hash browns n. kabak mücver
hash browns n. mücver
hash browns n. patatesin rendelenmiş soğan ile karıştırılıp kahverengimsi bir renk alana kadar kızartılmasıyla yapılan bir yemek
corned beef hash n. salamura sığır etinden yapılan bir kavurma yemeği
Military
hash mark n. hizmet şeridi
Football
hash mark n. iç sınır çizgisi
Slang
hash cannon n. esrar piposu
hash cannon n. cura
hash cannon n. esrar nargilesi
hash cannon n. esrar kabağı
hash bars n. esrar barları
hash house n. sınırlı sayıda yemek servis eden ucuz restoran
hash pipe n. esrar piposu
hash pipe n. ot piposu
hash slinger [us] n. yemekli vagonda/ucuz restoranda aşçı
hash slinger [us] n. yemekli vagonda/ucuz restoranda garson
heavy hash n. ağır esrar
heavy hash n. tesiri yüksek esrar
hash pipe n. haşiş piposu
hash pipe n. marihuana piposu
hash-house n. ucuz restoran
hash-house n. esrar/haşiş satılan ve kullanılan yer
hash-house n. keşlerin uğrak yeri olan yer
hash-slinger n. ucuz restoranda aşçı/garson
heavy hash n. tesiri/etkisi yüksek esrar
make a hash of v. arap saçına çevirmek
smoke hash v. esrar çekmek
make a hash of v. işin içine etmek
make a hash of v. içinden çıkılmaz hale sokmak
make a hash of v. karmakarışık etmek
sling hash v. yemekli vagonda/ucuz restoranda yiyecek servisi yapmak
sling hash v. esrar satmak
sling hash v. ot satmak
sling hash v. torbacılık yapmak
flash the hash v. kusmak
British Slang
hash-head n. esrarkeş tip