|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
ikinci el |
secondhand adj.
|
|
Tom was unwilling to pay that much money for a secondhand computer.
Tom ikinci el bir bilgisayar için o kadar para ödemek istemiyordu.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
ikinci el |
second-hand adj.
|
|
The report is based on second-hand information from NGOs and other organisations.
Rapor, STK'lar ve diğer kuruluşlardan alınan ikinci el bilgilere dayanmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
ikinci dil |
second language n.
|
|
The purposes of second language learning are often different from foreign language learning.
İkinci dil öğreniminin amaçları genellikle yabancı dil öğreniminden farklıdır.
More Sentences
|
4 |
General |
ikinci sınıf öğrencisi |
sophomore n.
|
|
Tom is a sophomore.
Tom bir ikinci sınıf öğrencisi.
More Sentences
|
5 |
General |
ikinci güç |
second power n.
|
|
If the AC supply fails, the RD625 switches to the second power supply automatically.
AC kaynağı arızalanırsa, RD625 otomatik olarak ikinci güç kaynağına geçer.
More Sentences
|
6 |
General |
ikinci sınıf |
second class n.
|
|
Unfortunately, the European Union tends to regard the new members as second class countries.
Ne yazık ki Avrupa Birliği yeni üyeleri ikinci sınıf ülkeler olarak görme eğilimindedir.
More Sentences
|
7 |
General |
ikinci adım |
second step n.
|
|
The second step for amending the Directive will, of course, be the in-depth revision.
Direktifin değiştirilmesi için atılacak ikinci adım, elbette derinlemesine bir revizyon olacaktır.
More Sentences
|
8 |
General |
ikinci sınıf |
second rate n.
|
|
It was always a second rate product.
Her zaman ikinci sınıf bir üründü.
More Sentences
|
9 |
General |
ikinci evler |
second homes n.
|
|
It will always remain my second home.
Her zaman ikinci evim olarak kalacak.
More Sentences
|
10 |
General |
ikinci dönem |
second period n.
|
|
We are getting closer to our aim of training 10.000 women in the second period of the project.
Projenin ikinci döneminde 10.000 kadına eğitim verme hedefimize yaklaşıyoruz.
More Sentences
|
11 |
General |
ikinci yarı |
second half n.
|
|
Economic activity in Turkey slowed down markedly in the second half of 1998.
Türkiye'de ekonomik aktivite, 1998'in ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşladı.
More Sentences
|
12 |
General |
ikinci kişi |
second person n.
|
|
The second person I would like to respond to is Klaus Hänsch.
Cevap vermek istediğim ikinci kişi ise Klaus Hänsch.
More Sentences
|
13 |
General |
ikinci tahmin |
second guess n.
|
|
That was my second guess.
Bu benim ikinci tahminimdi.
More Sentences
|
14 |
General |
ikinci kat |
second floor n.
|
|
The room he was in was on the second floor.
Bulunduğu oda ikinci kattaydı.
More Sentences
|
15 |
General |
ikinci örnek |
second example n.
|
|
My second example is the Earth Summit in Johannesburg and its implications for our entire planet.
İkinci örneğim Johannesburg'daki Dünya Zirvesi ve bunun tüm gezegenimiz üzerindeki etkileri.
More Sentences
|
16 |
General |
ikinci şans |
second chance n.
|
|
I am grateful for the second chance I have been given.
Bana verilen ikinci şans için minnettarım.
More Sentences
|
|
17 |
General |
ikinci plan |
second plan n.
|
|
After your second plan is activated, label your plans.
İkinci planınız etkinleştirildikten sonra planlarınızı etiketleyin.
More Sentences
|
18 |
General |
ikinci hata |
second mistake n.
|
|
This is the second mistake of the day.
Bu günün ikinci hatası.
More Sentences
|
19 |
General |
ikinci soru |
second question n.
|
|
The second question is the balance between innovation and competition from generics.
İkinci soru ise inovasyon ile jenerik ilaçların rekabeti arasındaki dengedir.
More Sentences
|
20 |
General |
ikinci büyük |
the second greatest n.
|
|
The second great cliché is that Europe would have held out, but was abandoned by Japan.
İkinci büyük klişe ise Avrupa'nın direneceği ancak Japonya tarafından terk edildiğidir.
More Sentences
|
21 |
General |
ikinci büyük |
the second largest n.
|
|
Europe is now the world's biggest exporter in textiles and the second largest in clothing.
Avrupa şu anda tekstil alanında dünyanın en büyük, giyim alanında ise ikinci büyük ihracatçısıdır.
More Sentences
|
22 |
General |
ikinci büyük |
the second biggest n.
|
|
The second big moment was the man on the left.
İkinci büyük an soldaki adamdı.
More Sentences
|
23 |
General |
ikinci baskı |
second edition n.
|
|
This was declared as a second Edition of Principles, but it was actually a completely new book.
Bu, İlkeler'in ikinci baskısı olarak ilan edildi, ancak aslında tamamen yeni bir kitaptı.
More Sentences
|
24 |
General |
ikinci gün |
second day n.
|
|
I was able to participate on the second day.
İkinci gün katılabildim.
More Sentences
|
25 |
General |
ikinci okuma |
second reading n.
|
|
These proposals were what, in essence, our second reading was about.
Bu öneriler esasen ikinci okumamızın konusunu oluşturuyordu.
More Sentences
|
26 |
General |
ikinci sayfa |
second page n.
|
|
The initiation form contains most of the settings from the second page of the association form.
Başlatma formu, ilişkilendirme formunun ikinci sayfasındaki ayarların çoğunu içerir.
More Sentences
|
27 |
General |
ikinci köprü |
second bridge n.
|
|
He slowly stood up and then looked toward the second bridge.
Yavaşça ayağa kalktı ve ikinci köprüye doğru baktı.
More Sentences
|
28 |
General |
ikinci bölüm |
second part n.
|
|
We will move on to the second part.
İkinci bölüme geçiyoruz.
More Sentences
|
29 |
General |
ikinci bölüm |
second section n.
|
|
The second section covers internet and website connections.
İkinci bölüm internet ve web sitesi bağlantılarını kapsamaktadır.
More Sentences
|
30 |
General |
ikinci aşama |
second stage n.
|
|
The second point concerns the difference between the first and second stages.
İkinci nokta birinci ve ikinci aşamalar arasındaki farkla ilgilidir.
More Sentences
|
31 |
General |
ikinci aşama |
second phase n.
|
|
This debate must have conclusions, which will make up the second phase.
Bu tartışma, ikinci aşamayı oluşturacak olan sonuçlara varmalıdır.
More Sentences
|
32 |
General |
ikinci ad |
middle name n.
|
|
Tom is your husband's middle name, isn't it?
Tom kocanın ikinci adı, değil mi?
More Sentences
|
33 |
General |
ikinci perde |
second act n.
|
|
There are second acts in American life.
Amerikan yaşamında ikinci perdeler vardır.
More Sentences
|
34 |
General |
ikinci trimester |
second trimester n.
|
|
The second trimester morphology ultrasound is a detailed scan of your developing baby.
İkinci trimester morfoloji ultrasonu, gelişmekte olan bebeğinizin ayrıntılı bir taramasıdır.
More Sentences
|
35 |
General |
ikinci yıl |
sophomore n.
|
|
Grayson's sophomore in school is going well.
Grayson'ın okuldaki ikinci yılı iyi gidiyor.
More Sentences
|
36 |
General |
ikinci olmak (yarışta) |
come in second v.
|
|
Tom came in second in the race.
Tom yarışta ikinci oldu.
More Sentences
|
37 |
General |
ikinci derecede olan |
incidental adj.
|
|
Website designing is an incidental job for software developers.
Web sitesi tasarımı yazılım geliştiricileri için ikinci derecede olan bir iştir.
More Sentences
|
38 |
General |
ikinci dereceden |
quadratic adj.
|
|
A quadratic function cannot be used here.
Burada ikinci dereceden bir fonksiyon kullanılamaz.
More Sentences
|
39 |
General |
ikinci dereceli |
second adj.
|
|
Thirdly, there must no blood relationship in the first or second line between partners.
Üçüncü olarak, eşler arasında birinci ya da ikinci dereceden kan bağı bulunmamalıdır.
More Sentences
|
40 |
General |
ikinci dereceli |
secondary adj.
|
|
Whether a government representative likes these proposals or not is of secondary importance.
Bir hükûmet temsilcisinin bu önerileri beğenip beğenmemesi ikinci derecede önemlidir.
More Sentences
|
41 |
General |
ikinci derecede |
circumstantial adj.
|
|
The evidence is still circumstantial.
Kanıtlar hâlâ ikinci dereceden.
More Sentences
|
42 |
General |
ikinci bir |
another adj.
|
|
Talking with another doctor to get a second opinion can also help you make your decision.
İkinci bir görüş almak için başka bir doktorla konuşmak da karar vermenize yardımcı olabilir.
More Sentences
|
43 |
General |
on ikinci |
twelfth adj.
|
|
I made the point that the language of the budget is probably the twelfth language in this institution.
Bütçenin dilinin muhtemelen bu kurumdaki on ikinci dil olduğuna dikkat çektim.
More Sentences
|
44 |
General |
yirmi ikinci |
twenty-second adj.
|
|
Today is my little brother's twenty-second birthday.
Bugün küçük erkek kardeşimin yirmi ikinci yaş günü.
More Sentences
|
45 |
General |
ikinci sınıf |
second-rate adj.
|
|
We cannot offer our citizens a second-rate service.
Vatandaşlarımıza ikinci sınıf bir hizmet sunamayız.
More Sentences
|
46 |
General |
ikinci el |
second-hand adj.
|
|
I recently stumbled into a second-hand bookshop in London.
Geçenlerde Londra'da ikinci el bir kitapçıya rastladım.
More Sentences
|
47 |
General |
ikinci sınıf |
second-class adj.
|
|
They must not join as second-class members, but instead have equal rights from day one.
İkinci sınıf üye olarak değil, ilk günden itibaren eşit haklara sahip olarak katılmalıdırlar.
More Sentences
|
48 |
General |
birinci ve ikinci dünya savaşları arasında olan |
interwar adj.
|
|
The novel depicted the interwar period.
Roman, birinci ve ikinci dünya savaşları arası dönemi anlatıyordu.
More Sentences
|
49 |
General |
ikinci olarak |
secondly adv.
|
|
Firstly, the car is expensive, and secondly, it's inefficient.
Birincisi, araba pahalı, ikinci olarak da verimsiz.
More Sentences
|
50 |
General |
ikinci olarak |
second adv.
|
|
Second, the so-called individual solutions – in German – pose a continuous problem to intra-Community trade.
İkinci olarak, sözde bireysel çözümler -Almanca- Topluluk içi ticaret için sürekli bir sorun teşkil etmektedir.
More Sentences
|
51 |
General |
ikinci bir |
another pron.
|
|
To have another language is to possess a second soul.
Başka bir dile sahip olmak, ikinci bir ruha sahip olmaktır.
More Sentences
|
52 |
General |
ikinci sınıf |
cabin class n.
|
|
53 |
General |
kuzey atlantik kıyılarındaki algonquian kızılderililerdeki savaş şefi veya ikinci şef |
sagamore n.
|
|
54 |
General |
ikinci hakim |
puisne n.
|
|
55 |
General |
ikinci evlilik |
deuterogamy n.
|
|
56 |
General |
ikinci kuşak |
second generation n.
|
|
|
57 |
General |
düetin ikinci kısmı |
secondo n.
|
|
58 |
General |
ikinci defa evlenme |
digamy n.
|
|
59 |
General |
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi |
sanhedrim n.
|
|
60 |
General |
ikinci olan kimse |
second n.
|
|
61 |
General |
bir kimsenin ikinci sahsiyeti |
alter ego n.
|
|
62 |
General |
ikinci çocukluk devri |
oldness n.
|
|
63 |
General |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan müessese |
resale shop n.
|
|
64 |
General |
ikinci şahsiyet |
alter ego n.
|
|
65 |
General |
ikinci mahsul |
aftergrowth n.
|
|
66 |
General |
ikinci derecede olma durumu |
lowliness n.
|
|
67 |
General |
ikinci papaz |
domiciliar n.
|
|
68 |
General |
yılın ikinci ayı |
february n.
|
|
69 |
General |
ikinci dereceden şey |
adjunct n.
|
|
70 |
General |
ikinci taban |
second base n.
|
|
71 |
General |
asıl işten farklı ikinci bir gelir kaynağı olan iş |
sideline n.
|
|
72 |
General |
ikinci derecede önemli olma |
subsidiarity n.
|
|
73 |
General |
ikinci mahsul |
rowen n.
|
|
74 |
General |
ikinci hamur kağıt |
a lightly glazed paper n.
|
|
75 |
General |
küçükayı kuşağındaki ikinci en parlak yıldız |
kochab n.
|
|
76 |
General |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan müessese |
op shop n.
|
|
77 |
General |
ikinci derecede kalan olaylar dizisi |
underplot n.
|
|
78 |
General |
ikinci dereceden denklem |
quadratic equation n.
|
|
79 |
General |
ikinci derece düzgeç |
second order system n.
|
|
80 |
General |
ikinci mevki |
back seat n.
|
|
81 |
General |
ikinci kez evlenen insanlar |
remarried people n.
|
|
82 |
General |
kanın geçebileceği ikinci yol |
bypass n.
|
|
83 |
General |
ikinci kirşof kanunu |
kirchhoff's second law n.
|
|
84 |
General |
ikinci birleşme |
second joint n.
|
|
85 |
General |
ikinci derece |
second class n.
|
|
86 |
General |
ikinci çocukluk devri |
the second childhood phase n.
|
|
87 |
General |
ikinci sınıf öğrencisi (lisede/üniversitede) |
sophomore n.
|
|
88 |
General |
ikinci sınıfta beyefendi |
duniwassal n.
|
|
89 |
General |
ikinci an |
second moment n.
|
|
90 |
General |
hayatımın ikinci yarısı |
second half of my life n.
|
|
91 |
General |
ikinci hareket kanunu |
second law of motion n.
|
|
92 |
General |
ikinci (kimse/şey) |
second n.
|
|
93 |
General |
paskalyadan önceki ikinci pazar |
passion sunday n.
|
|
94 |
General |
ikinci evlilik |
remarriage n.
|
|
95 |
General |
ikinci üstlenici |
subcontractor n.
|
|
96 |
General |
ikinci kaptan |
executive officer n.
|
|
97 |
General |
ikinci isim |
byname n.
|
|
98 |
General |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan müessese |
thrift store n.
|
|
99 |
General |
ikinci üretim seviyesi |
secondary producing interval n.
|
|
100 |
General |
ikinci ses |
second sound n.
|
|
101 |
General |
ikinci dil kazanımı |
second language acquision n.
|
|
102 |
General |
ikinci dünya savaşı |
the second world war n.
|
|
103 |
General |
ikinci nüsha |
replica n.
|
|
104 |
General |
küçükayı kuşağındaki ikinci en parlak yıldız |
beta ursae minoris n.
|
|
105 |
General |
ikinci sınıf |
second string n.
|
|
106 |
General |
seçimi kazanan kimsenin ikinci gelen kişiden fazla olarak aldığı oy sayısı |
plurality n.
|
|
107 |
General |
ikinci başlık |
subtitle n.
|
|
108 |
General |
ikinci ürün |
aftercrop n.
|
|
109 |
General |
slovakya'nın ikinci büyük şehri |
kosice n.
|
|
110 |
General |
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi |
sanhedrin n.
|
|
111 |
General |
ikinci dereceden denklem |
equation of the second degree n.
|
|
112 |
General |
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul |
junior college n.
|
|
113 |
General |
ikinci dereceden olan tali şeyler |
nonessentials n.
|
|
114 |
General |
ikinci mülk |
second estate n.
|
|
115 |
General |
ikinci imza |
countersign n.
|
|
116 |
General |
ikinci işte çalışan kimse |
moonlighter n.
|
|
117 |
General |
on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise |
senior high school n.
|
|
118 |
General |
ikinci el mağazası |
second hand store n.
|
|
119 |
General |
davalının ikinci cevabı |
rebutter n.
|
|
120 |
General |
ikinci derecede olan şey |
adjunct n.
|
|
121 |
General |
ikinci müdür |
subhead n.
|
|
122 |
General |
ikinci dil kazanımı |
second language acquisition n.
|
|
123 |
General |
ikinci dereceli şey |
secondary n.
|
|
124 |
General |
ingiliz alfabesinin on ikinci harfi |
l n.
|
|
125 |
General |
ingiliz alfabesinin ikinci harfi |
b n.
|
|
126 |
General |
ikinci kalite mal |
seconds n.
|
|
127 |
General |
ikinci kalite |
second quality n.
|
|
128 |
General |
ikinci nüsha |
counterpart n.
|
|
129 |
General |
ingiliz alfabesinin yirmi ikinci harfi |
v n.
|
|
130 |
General |
ikinci derecede |
second rate n.
|
|
131 |
General |
ikinci rol |
back seat n.
|
|
132 |
General |
hicri yılın ikinci ayı |
safar n.
|
|
133 |
General |
satılan ikinci el malların gelirini yardım amaçlı kullanan müessese |
opportunity shop n.
|
|
134 |
General |
ikinci rehin |
second mortgage n.
|
|
135 |
General |
ikinci ve üçüncü sınıf öğrencisi |
sophister n.
|
|
136 |
General |
ikinci sıra |
second rank n.
|
|
137 |
General |
paskalya öncesi perhizden önceki ikinci pazar |
sexagesima n.
|
|
138 |
General |
yarışta ikinci gelen |
runner up n.
|
|
139 |
General |
ikinci (yarış) |
runner up n.
|
|
140 |
General |
ikinci gelen |
runner up n.
|
|
141 |
General |
ikinci yol |
relief road n.
|
|
142 |
General |
ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arasındaki dönemde doğmuş kimse |
baby boomer n.
|
|
143 |
General |
ikinci yabancı dil |
second foreign language n.
|
|
144 |
General |
ikinci yaşam |
second life n.
|
|
145 |
General |
paskalyadan sonraki ikinci pazartesi veya salı günü kutlanan festival |
hockday n.
|
|
146 |
General |
paskalyadan sonraki ikinci pazartesi veya salı günü kutlanan festival |
hocktide n.
|
|
147 |
General |
ikinci öğrenim |
evening education n.
|
|
148 |
General |
ikinci renk |
second color n.
|
|
149 |
General |
ikinci hata |
second failure n.
|
|
150 |
General |
ikinci hata |
second error n.
|
|
151 |
General |
ikinci dize |
second line n.
|
|
152 |
General |
ikinci numara |
second number n.
|
|
153 |
General |
ikinci form |
second form n.
|
|
154 |
General |
sıralamada ikinci olan şey |
beta n.
|
|
155 |
General |
ikinci sayım |
recount n.
|
|
156 |
General |
ikinci yol |
bypass n.
|
|
157 |
General |
ikinci kişilik |
alter ego n.
|
|
158 |
General |
ikinci prova |
revise n.
|
|
159 |
General |
gevişgetiren hayvanlardaki ikinci mide |
reticulum n.
|
|
160 |
General |
ikinci kopya |
duplicate n.
|
|
161 |
General |
ikinci negatif |
dupe n.
|
|
162 |
General |
ikinci nüsha |
duplicate n.
|
|
163 |
General |
ikinci keşif |
final estimate n.
|
|
164 |
General |
ikinci şampiyon |
co-champion n.
|
|
165 |
General |
ikinci dünya savaşında müttefik güçlerin normandiya'ya asker çıkarması yaptığı günü |
d-day n.
|
|
166 |
General |
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan |
jack-in-office n.
|
|
167 |
General |
geviş getiren hayvanlarda midenin ikinci kısmı |
honeycomb n.
|
|
168 |
General |
ikinci tür hata |
miss error n.
|
|
169 |
General |
ikinci semptom |
epiphenomenon n.
|
|
170 |
General |
ayın ikinci haftası |
the second week of the month n.
|
|
171 |
General |
ikinci derecede kanıt |
circumstantial evidence n.
|
|
172 |
General |
ikinci el malı |
second hand article n.
|
|
173 |
General |
ikinci şahıs |
second person n.
|
|
174 |
General |
lise ya da üniversitede ikinci yıl |
sophomore year n.
|
|
175 |
General |
yılın ikinci yarısı |
second half of the year n.
|
|
176 |
General |
ikinci periyot |
second period n.
|
|
177 |
General |
elli ikinci |
fifty second n.
|
|
178 |
General |
ikinci el eşya satışı |
jumble sale n.
|
|
179 |
General |
ikinci el eşya satışı |
rummage sale n.
|
|
180 |
General |
sağdan ikinci |
second from right n.
|
|
181 |
General |
ikinci köprü |
second bosphorus bridge n.
|
|
182 |
General |
ikinci boğaz köprüsü |
second bosphorus bridge n.
|
|
183 |
General |
ikinci köprü |
fatih sultan mehmet bridge n.
|
|
184 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
rummage sale n.
|
|
185 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
jumble sale n.
|
|
186 |
General |
kendisinin ve takımının ikinci golü |
his and his team's second goal n.
|
|
187 |
General |
ikinci bir tetikçi |
a second gunman n.
|
|
188 |
General |
binanın ikinci katı |
the second floor of the building n.
|
|
189 |
General |
ikinci tur seçmeler |
callback n.
|
|
190 |
General |
ikinci dereceden akrabalar |
second-degree relatives n.
|
|
191 |
General |
ikinci sınıf posta |
second class mail n.
|
|
192 |
General |
otoparkın ikinci katı |
second floor of the parking garage n.
|
|
193 |
General |
ikinci boğaz köprüsü |
fatih sultan mehmet bridge n.
|
|
194 |
General |
do fiilinin ikinci hali |
did n.
|
|
195 |
General |
ikinci şoför |
assistant driver n.
|
|
196 |
General |
ikinci derecede olan |
backburner n.
|
|
197 |
General |
ikinci defa evlenen kimse |
deuterogamist n.
|
|
198 |
General |
ikinci defa evlenen kimse |
digamist n.
|
|
199 |
General |
ingiltere kralı ikinci james yanlısı |
jacobite n.
|
|
200 |
General |
ikinci tur seçmeler |
call-back n.
|
|
201 |
General |
ikinci albüm sendromu |
second album syndrome n.
|
|
202 |
General |
ikinci derece tedbirler |
low-regret measures n.
|
|
203 |
General |
shall yardımcı fiilinin geçmiş zaman kipinde ikinci tekil şahsı |
should n.
|
|
204 |
General |
bir önceki boyaya uygulanan ikinci boya |
counterstain n.
|
|
205 |
General |
ikinci sınıf muamele |
inferior treatment n.
|
|
206 |
General |
ikinci kenarın uzunluğu |
the length of the second side n.
|
|
207 |
General |
sondan ikinci |
second last n.
|
|
208 |
General |
on ikinci hafta |
twelfth week n.
|
|
209 |
General |
(atışlarda verilen) ikinci şans |
mulligan n.
|
|
210 |
General |
ikinci meşrutiyet |
second constitutional era n.
|
|
211 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
rabbinic hebrew n.
|
|
212 |
General |
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili |
mishnaic hebrew n.
|
|
213 |
General |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
tag sale n.
|
|
214 |
General |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
yard sale n.
|
|
215 |
General |
ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması |
tag question n.
|
|
216 |
General |
ikinci derecede olan şey |
accidental n.
|
|
217 |
General |
ikinci çağ |
age of reptiles n.
|
|
218 |
General |
ikinci erteleme |
readjournment n.
|
|
219 |
General |
sıkıntılı ekonomik döneme uygun ucuz, ikinci el kıyafet giyen kimse |
recessionista n.
|
|
220 |
General |
ikinci tartışma |
reargument n.
|
|
221 |
General |
ikinci kez sayma |
re-count n.
|
|
222 |
General |
ikinci kez hesaplama |
re-count n.
|
|
223 |
General |
ikinci sayım |
re-count n.
|
|
224 |
General |
ikinci hesaplama |
re-count n.
|
|
225 |
General |
ikinci kez sayma |
recountment n.
|
|
226 |
General |
ikinci kez hesaplama |
recountment n.
|
|
227 |
General |
ikinci dağıtım |
redeliverance n.
|
|
228 |
General |
ikinci tasarı |
redraft n.
|
|
229 |
General |
ikinci taslak |
redraft n.
|
|
230 |
General |
bir serinin on ikinci eleman |
L n.
|
|
231 |
General |
(amerikan futbolunda) ikinci hat savunma oyuncusu |
backer–up n.
|
|
232 |
General |
ikinci tahmin |
re-estimate n.
|
|
233 |
General |
ikinci hesaplama |
re-estimate n.
|
|
234 |
General |
ikinci değerlendirme |
reevaluation n.
|
|
235 |
General |
ikinci deneyim |
reexperience n.
|
|
236 |
General |
ikinci tecrübe |
reexperience n.
|
|
237 |
General |
ikinci deneyim |
re-experiencing n.
|
|
238 |
General |
ikinci tecrübe |
re-experiencing n.
|
|
239 |
General |
ikinci kavga |
refight n.
|
|
240 |
General |
ikinci dövüş |
refight n.
|
|
241 |
General |
ikinci el, kullanılmış kıyafet |
pre-loved clothing n.
|
|
242 |
General |
ikinci el alışveriş |
preloved shopping n.
|
|
243 |
General |
ikinci el alışveriş |
pr-loved shopping n.
|
|
244 |
General |
ikinci ürün sezonu |
short-season n.
|
|
245 |
General |
zemin kattan sonraki ikinci kat |
third story n.
|
|
246 |
General |
otuz ikinci |
thirty-second n.
|
|
247 |
General |
serinin otuz ikinci elemanı |
thirty-two n.
|
|
248 |
General |
abd'de ikinci el mal satın alıp latin amerika'da satan kimse |
transmigrante n.
|
|
249 |
General |
serinin on ikinci elemanı |
twelve n.
|
|
250 |
General |
serinin yirmi ikinci elemanı |
twenty-two n.
|
|
251 |
General |
seri veya dizide on ikinci olan şey |
twelve n.
|
|
252 |
General |
serinin ikinci elemanı |
two n.
|
|
253 |
General |
at yarışında bahisçinin oynadığı at birinci, ikinci veya üçüncü olursa para kazandığı bahis |
each way n.
|
|
254 |
General |
ikinci adam |
underman n.
|
|
255 |
General |
ikinci derecede olan kimse |
underscrub n.
|
|
256 |
General |
ikinci derecedeki hizmetçi |
underservant n.
|
|
257 |
General |
ikinci derecede çevre |
undersphere n.
|
|
258 |
General |
yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için önüne takılan ikinci yüzük |
keeper ring n.
|
|
259 |
General |
ikinci dünya savaşı'nda japonya'nın teslim olduğu gün |
v-j day n.
|
|
260 |
General |
yoga meditasyonunda bilgiye giden yoldaki ikinci adım |
mañana n.
|
|
261 |
General |
(izcilik) ikinci dereceden yavrukurt |
wolf n.
|
|
262 |
General |
böceklerde, çokayaklılarda, kabuklularda ve bazı eklembacaklılarda görülen, alt çenenin arkasındaki ağız uzuvlarının ilk veya ikinci çifti |
maxillae n.
|
|
263 |
General |
ikinci el mallar |
brokery [obsolete] n.
|
|
264 |
General |
(doğu ve orta afrika'da) (özellikle batı'daki yardım kuruluşlarınca bağışlanan) ikinci el giysiler |
mitumba n.
|
|
265 |
General |
mayıs'ın ikinci pazar'ında kutlanan, annelere adanmış gün |
mother's day n.
|
|
266 |
General |
ikinci hadise |
reoccurrence n.
|
|
267 |
General |
ikinci elbise |
reparel n.
|
|
268 |
General |
ikinci birleşim |
reunition n.
|
|
269 |
General |
ikinci kez bir araya gelme |
reunition n.
|
|
270 |
General |
ikinci ziyaret |
revisit n.
|
|
271 |
General |
ikinci ziyaret |
revisitation n.
|
|
272 |
General |
ikinci sınıf kimse |
bush-leaguer n.
|
|
273 |
General |
20. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir şair |
georgian n.
|
|
274 |
General |
ikinci ad |
by-name n.
|
|
275 |
General |
ikinci seçenek olarak başvurulabilecek şey |
fallback n.
|
|
276 |
General |
ikinci kat olarak giyilen elbiseler |
overclothes n.
|
|
277 |
General |
dış paketin altında yer alan ikinci ambalaj |
overwrap n.
|
|
278 |
General |
ikinci mahsul |
rouen [dialect] n.
|
|
279 |
General |
ikinci el eşya satışı |
rummage n.
|
|
280 |
General |
yarışta ikinci, üçüncü veya dördüncü olan yarışmacılar |
runners-up n.
|
|
281 |
General |
ikinci kez bakma |
deuteroscopy n.
|
|
282 |
General |
ikinci kez değerlendirme |
deuteroscopy n.
|
|
283 |
General |
ikinci kez düşünme |
deuteroscopy n.
|
|
284 |
General |
ikinci incelemeden sonra görülen şey |
deuteroscopy n.
|
|
285 |
General |
(dini seminer programı) üç yıllık programın ikinci yılındaki öğrenci |
middler n.
|
|
286 |
General |
dört yıllık müfredatı olan okulda ikinci veya üçüncü yılındaki öğrenci |
middler n.
|
|
287 |
General |
ikinci kişilik |
doppelganger n.
|
|
288 |
General |
ikinci kez bakma |
double take n.
|
|
289 |
General |
ikinci kez bakma |
double-take n.
|
|
290 |
General |
amerika'nın erken koloni dönemine ait evlerde öne doğru çıkıntı yapan ikinci katın altındaki dikey kalasın ucu |
drop n.
|
|
291 |
General |
ikinci ev |
pied-à-terre n.
|
|
292 |
General |
oranı oluşturan ikinci terim |
consequent n.
|
|
293 |
General |
budizm'de en yüksek rütbeli ikinci din adamı |
panchen lama n.
|
|
294 |
General |
koloni dönemi amerikan evlerinin ikinci katından uzanan dikey ahşap kenar |
pendant n.
|
|
295 |
General |
ikinci ad |
forename n.
|
|
296 |
General |
(abd'de) erkek izcilerin deniz keşfi programındaki ikinci rütbe |
ordinary [obsolete] n.
|
|
297 |
General |
ikinci tur yemek yardımı |
seconds n.
|
|
298 |
General |
ikinci mevki yer |
second class n.
|
|
299 |
General |
ikinci kalite yer |
second class n.
|
|
300 |
General |
ikinci sınıf bir grubun üyesi |
second class n.
|
|
301 |
General |
(amerika'da) izcilikte ikinci rütbe |
second class n.
|
|
302 |
General |
ikinci ev |
second home n.
|
|
303 |
General |
girişin üstündeki ikinci kat |
second story [uk] n.
|
|
304 |
General |
ikinci eylem planı |
second string n.
|
|
305 |
General |
ikinci çare |
second string n.
|
|
306 |
General |
gebeliğin ikinci üç aylık dönemi |
second trimester n.
|
|
307 |
General |
ikinci üç aylık dönem |
second trimester n.
|
|
308 |
General |
ikinci tercih |
second-rater n.
|
|
309 |
General |
ikinci kalite ürün |
second-rater n.
|
|
310 |
General |
(zaman diliminde) ikinci yarı |
shank n.
|
|
311 |
General |
kırk ikinci sıra sayı |
forty-second n.
|
|
312 |
General |
kırk ikinci öge |
forty-two n.
|
|
313 |
General |
ikinci vatan |
foster land n.
|
|
314 |
General |
yahudi takviminde yılın ikinci ayı |
iyyar n.
|
|
315 |
General |
altmış ikinci sıra |
sixty-two n.
|
|
316 |
General |
veri noktasından ikinci bir noktaya doğru saat yönünde ölçülen yatay açı |
grid bearing n.
|
|
317 |
General |
ikinci sınıf şair |
poeticule n.
|
|
318 |
General |
ikinci dünya savaşı sırasında almanya'da sinir gazı olarak geliştirilen organofosforlu bir bileşik |
soman n.
|
|
319 |
General |
ikinci el alışveriş yapan kimse |
subpurchaser n.
|
|
320 |
General |
(polo sporu) ikinci gol |
subsidiary n.
|
|
321 |
General |
vasi ile anlaşmazlık durumunda devreye giren ikinci vasi |
subtutor n.
|
|
322 |
General |
(dörtlüğün) ikinci bölümünü okumak |
succentor n.
|
|
323 |
General |
(ingiliz parlamentosu üyesi) ikinci evini esas evi gibi göstererek vergi kaçırma |
flipping n.
|
|
324 |
General |
(bovlingde) labutların ikinci turda tamamen devrilmesi |
spare n.
|
|
325 |
General |
ikinci kez buyruğu altına alma |
resubjection n.
|
|
326 |
General |
ikinci kez yapılan test |
retest n.
|
|
327 |
General |
(ikinci tur bovling atışında) tüm labutların devrilmesi |
spare n.
|
|
328 |
General |
ikinci planda kalmak |
be of secondary importance v.
|
|
329 |
General |
ikinci derecede rol oynamak |
play second fiddle v.
|
|
330 |
General |
ikinci yol yapmak |
bypass v.
|
|
331 |
General |
ikinci kez evlenmek |
get married for the second time v.
|
|
332 |
General |
ikinci sırayı almak |
take the second place v.
|
|
333 |
General |
ikinci sırada olmak |
rank number two v.
|
|
334 |
General |
ikinci gelmek |
come in second v.
|
|
335 |
General |
ikinci plana düşmek |
become of secondary importance v.
|
|
336 |
General |
ikinci olmak |
come in second v.
|
|
337 |
General |
gelmek (birinci/ikinci vb) (müsabakada) |
finish v.
|
|
338 |
General |
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak |
double-bank v.
|
|
339 |
General |
(birinci, ikinci, onuncu vb) sırada yer almak |
be ranked at the v.
|
|
340 |
General |
(birinci, ikinci, onuncu vb) sırada yer almak |
be ranked as the v.
|
|
341 |
General |
ikinci çocuğunu doğurmak |
give birth to her second child v.
|
|
342 |
General |
ikinci çocuğunu dünyaya getirmek |
give birth to her second child v.
|
|
343 |
General |
ikinci elden satın almak |
buy at second hand v.
|
|
344 |
General |
ikinci bir şans vermek |
give a second chance v.
|
|
345 |
General |
ikinci bir şans tanımak |
give a second chance v.
|
|
346 |
General |
ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almak |
be the second most common cause of death v.
|
|
347 |
General |
yarışta ikinci olmak |
come in second in the race v.
|
|
348 |
General |
yarışta ikinci gelmek |
come in second in the race v.
|
|
349 |
General |
ikinci plana atmak |
push something into the background v.
|
|
350 |
General |
ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek |
be treated like a second-class citizen v.
|
|
351 |
General |
ikinci tura yükselmek |
qualify for the second round v.
|
|
352 |
General |
ikinci tura çıkmak |
qualify for the second round v.
|
|
353 |
General |
ikinci bir görüş almak |
get a second opinion v.
|
|
354 |
General |
have fiilinin ikinci hali |
had v.
|
|
355 |
General |
ikinci olarak bitirmek |
finish in second place v.
|
|
356 |
General |
ikinci planda kalmak |
stay in the background v.
|
|
357 |
General |
yapmak (make) eyleminin ikinci hali |
made v.
|
|
358 |
General |
ikinci sahneye geçmek |
lead into the second scene v.
|
|
359 |
General |
birinci/ikinci çocuğuna/bebeğine hamile olmak |
be pregnant with her first/second child/baby v.
|
|
360 |
General |
ikinci bir şans daha vermek |
give a second chance v.
|
|
361 |
General |
ikinci lige düşürülmek |
be relegated to the second tier v.
|
|
362 |
General |
ikinci lige düşürülmek |
get relegated to the second tier v.
|
|
363 |
General |
ikinci vitese takmak |
put it into second v.
|
|
364 |
General |
-likle bitirmek (birinci/ikinci vb) (yarışmada) |
finish v.
|
|
365 |
General |
ikinci bir işte çalışmak |
double v.
|
|
366 |
General |
ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak |
be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree v.
|
|
367 |
General |
60 kişi arasından ikinci olmak |
be the second out of 60 v.
|
|
368 |
General |
ikinci kez evlenmek |
get married for the second time v.
|
|
369 |
General |
ikinci defa evlenmek |
get married for the second time v.
|
|
370 |
General |
ikinci el mağazalarda alışveriş yapmak |
thrift v.
|
|
371 |
General |
tarlayı ikinci kez sürmek |
twifallow [obsolete] v.
|
|
372 |
General |
tarlayı ikinci kez nadasa bırakmak |
twifallow [obsolete] v.
|
|
373 |
General |
ikinci dereceden alakalı olmak |
hang v.
|
|
374 |
General |
ikinci ambalaja sarmak |
overwrap v.
|
|
375 |
General |
ikinci bir yanıt vermek |
duply v.
|
|
376 |
General |
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek |
countercheck v.
|
|
377 |
General |
ikinci bir varis belirlemek |
superinduce v.
|
|
378 |
General |
ikinci kez imza atmak |
re-sign v.
|
|
379 |
General |
ikinci derecede |
side adj.
|
|
380 |
General |
ikinci derecede olan |
side adj.
|
|
381 |
General |
ikinci dereceden |
quadratic adj.
|
|
382 |
General |
ikinci derecedeki |
lesser adj.
|
|
383 |
General |
ikinci derecede olan |
secondary adj.
|
|
384 |
General |
ikinci derecede |
subordinate adj.
|
|
385 |
General |
ikinci elden |
secondhand adj.
|
|
386 |
General |
ikinci derecede |
lowly adj.
|
|
387 |
General |
ikinci derecede önemi olan |
circumstantial adj.
|
|
388 |
General |
ikinci derecede |
subsidiary adj.
|
|
389 |
General |
ikinci derecede değerli (taş) |
semiprecious adj.
|
|
390 |
General |
sondan ikinci |
penultimate adj.
|
|
391 |
General |
her on ikinci |
every twelfth adj.
|
|
392 |
General |
ikinci kez evlenmiş |
married for the second time adj.
|
|
393 |
General |
otuz ikinci |
thirty second adj.
|
|
394 |
General |
ikinci mevki |
second-class adj.
|
|
395 |
General |
ikinci elden |
second-hand adj.
|
|
396 |
General |
ikinci derecede |
non-essential adj.
|
|
397 |
General |
ikinci derecede |
one-horse adj.
|
|
398 |
General |
yirmi-ikinci |
twenty-second adj.
|
|
399 |
General |
ikinci kalite |
second-rate adj.
|
|
400 |
General |
ikinci derecede olan |
second-rate adj.
|
|
401 |
General |
ikinci derecede |
second-degree adj.
|
|
402 |
General |
ikinci derecede |
inferior adj.
|
|
403 |
General |
ikinci planda gelen |
petty adj.
|
|
404 |
General |
ikinci derecede |
lower adj.
|
|
405 |
General |
ikinci el |
pre-owned adj.
|
|
406 |
General |
ikinci olarak bahsedilen |
latter-mentioned adj.
|
|
407 |
General |
on ikinci |
12th adj.
|
|
408 |
General |
yirmi ikinci |
22nd adj.
|
|
409 |
General |
yirmi ikinci |
twenty second adj.
|
|
410 |
General |
otuz ikinci |
32nd adj.
|
|
411 |
General |
kırk ikinci |
42nd adj.
|
|
412 |
General |
kırk ikinci |
forty second adj.
|
|
413 |
General |
elli ikinci |
52nd adj.
|
|
414 |
General |
altmış ikinci |
sixty second adj.
|
|
415 |
General |
doksan ikinci |
ninety second adj.
|
|
416 |
General |
altmış ikinci |
62nd adj.
|
|
417 |
General |
doksan ikinci |
92nd adj.
|
|
418 |
General |
seksen ikinci |
82nd adj.
|
|
419 |
General |
seksen ikinci |
eighty second adj.
|
|
420 |
General |
yetmiş ikinci |
72nd adj.
|
|
421 |
General |
yetmiş ikinci |
seventy second adj.
|
|
422 |
General |
ikinci el/kullanılmış |
preloved adj.
|
|
423 |
General |
ikinci el/kullanılmış |
pre-loved adj.
|
|
424 |
General |
ikinci derece statüsü olan |
associate adj.
|
|
425 |
General |
ikinci evlenmeye ait |
digamous adj.
|
|
426 |
General |
yan/ikinci olgusal |
epiphenomenal adj.
|
|
427 |
General |
on ikinci |
12nd adj.
|
|
428 |
General |
kullanılmış/ikinci el (eşya/mal) |
previously enjoyed adj.
|
|
429 |
General |
ikinci el |
previously enjoyed adj.
|
|
430 |
General |
ikinci el |
previously enjoyed adj.
|
|
431 |
General |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
aaronic adj.
|
|
432 |
General |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
aaronical adj.
|
|
433 |
General |
ikinci derecede |
accidental adj.
|
|
434 |
General |
ikinci kez doğmuş |
twice-born adj.
|
|
435 |
General |
ikinci el |
preowned adj.
|
|
436 |
General |
ikinci derecede |
understrapping adj.
|
|
437 |
General |
kuzey amerika buzul çağında ikinci buzul arasına ait |
yarmouth adj.
|
|
438 |
General |
ikinci sınıf |
kutcha adj.
|
|
439 |
General |
(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip iki veya daha çok oğlan çocuğu arasında yaş veya derece bakımından ikinci sırada gelen |
minor adj.
|
|
440 |
General |
ikinci derecede |
humble adj.
|
|
441 |
General |
ikinci kalite |
dime-store adj.
|
|
442 |
General |
ikinci sınıf |
dime-store adj.
|
|
443 |
General |
ikinci sayısı olmayan |
one-shot adj.
|
|
444 |
General |
ikinci kalite |
common adj.
|
|
445 |
General |
ikinci sınıf |
common adj.
|
|
446 |
General |
ikinci kalite olan |
second-class adj.
|
|
447 |
General |
ikinci sınıf olan |
second-class adj.
|
|
448 |
General |
abd'li bir ailenin ikinci kuşak üyesi olan |
second-generation adj.
|
|
449 |
General |
ikinci el |
secondary adj.
|
|
450 |
General |
ikinci derece |
second-class adj.
|
|
451 |
General |
ikinci sırada |
second-tier adj.
|
|
452 |
General |
ikinci ligde |
second-tier adj.
|
|
453 |
General |
ikinci sırada olan |
semiclassical adj.
|
|
454 |
General |
kırk ikinci sırada olan |
forty-second adj.
|
|
455 |
General |
ikinci bir |
fresh adj.
|
|
456 |
General |
ikinci derecedeki |
smaller adj.
|
|
457 |
General |
ikinci sınıf öğrencisine ait veya ilgili |
sophomore adj.
|
|
458 |
General |
ikinci versiyona ait |
sophomore adj.
|
|
459 |
General |
(versiyon, sürüm) ikinci |
sophomore adj.
|
|
460 |
General |
(kitap, kayıt) ikinci |
sophomore adj.
|
|
461 |
General |
(ikinci ve üçüncü kıtanın aynı yapıda olduğu) yunan lirik şiirine özgü bir yapıya ait veya ilgili |
periodic adj.
|
|
462 |
General |
ikinci derecede |
secondarily adv.
|
|
463 |
General |
ikinci planda |
in the background adv.
|
|
464 |
General |
ikinci derecede |
adjunctly adv.
|
|
465 |
General |
ikinci bir iş olarak |
on the side adv.
|
|
466 |
General |
ikinci bir emre kadar |
until further notice adv.
|
|
467 |
General |
ikinci olarak |
in the second place adv.
|
|
468 |
General |
ikinci derecede önemli olarak |
circumstantially adv.
|
|
469 |
General |
ikinci olarak |
secondarily adv.
|
|
470 |
General |
ikinci bir emre kadar |
until a further order is made adv.
|
|
471 |
General |
ikinci bir habere kadar |
until further notice adv.
|
|
472 |
General |
ikinci olarak |
second of all adv.
|
|
473 |
General |
balede ikinci pozisyon |
à la seconde adv.
|
|
474 |
General |
ikinci seçenek olarak |
in the alternative adv.
|
|
475 |
General |
ikinci seferde |
at twice adv.
|
|
476 |
General |
ikinci bir duyuruya kadar |
until further notice adv.
|
|
477 |
General |
ikinci plana atarak |
pettily adv.
|
|
478 |
General |
ikinci en iyi |
second best adv.
|
|
479 |
General |
ikinci el |
second hand adv.
|
|
480 |
General |
ikinci olarak |
second-best adv.
|
|
481 |
General |
ikinci sınıf vasıtayla |
second-class adv.
|
|
482 |
General |
ikinci sınıf ulaşımla |
second-class adv.
|
|
483 |
General |
ikinci sınıf vasıta ile |
second-class adv.
|
|
484 |
General |
ikinci sınıf konaklamayla |
second-class adv.
|
|
485 |
General |
ikinci elden |
secondhand adv.
|
|
486 |
General |
ikinci el olarak |
secondhand adv.
|
|
487 |
General |
ardından ikinci |
second to prep.
|
|
488 |
General |
soldan ikinci |
second from left pron.
|
|
489 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deut- pref.
|
|
490 |
General |
ikinci anlamı veren ön ek |
deut- pref.
|
|
491 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deuto- pref.
|
|
492 |
General |
ikinci anlamı veren ön ek |
deuto- pref.
|
|
493 |
General |
ikinci anlamı veren ön ek |
deuter- pref.
|
|
494 |
General |
ikinci anlamı veren ön ek |
deutero- pref.
|
|
Phrasals |
|
495 |
Phrasals |
(birinci, ikinci, üçüncü) gelmek |
come in v.
|
|
496 |
Phrasals |
(birinci, ikinci, üçüncü) bitirmek |
come in v.
|
|
497 |
Phrasals |
beyzbolda birinci lig oyuncusunu ikinci lige göndermek |
farm out v.
|
|
498 |
Phrasals |
(ikinci el bir kaynaktan) öğrenmek |
glean from (something) v.
|
|
499 |
Phrasals |
ikinci sırada yer almak |
come after (someone or something) v.
|
|
500 |
Phrasals |
ikinci sırada gelmek |
come after v.
|
|