itiraz - Turkish English Dictionary
History

itiraz



Meanings of "itiraz" in English Turkish Dictionary : 50 result(s)

Turkish English
Common Usage
itiraz objection n.
General
itiraz cavil n.
itiraz challenge n.
itiraz expostulation n.
itiraz outcry n.
itiraz difficulty n.
itiraz fuss n.
itiraz but n.
itiraz demur n.
itiraz reclaim n.
itiraz remonstrance n.
itiraz disapproval n.
itiraz protest n.
itiraz deprecation n.
itiraz contradiction n.
itiraz contest n.
itiraz protestation n.
itiraz plea n.
itiraz objection n.
itiraz opposition n.
itiraz denial n.
itiraz exception n.
itiraz remonstration n.
itiraz vitilitigation n.
itiraz question n.
itiraz quip n.
itiraz deniance n.
itiraz scry [dialect] n.
itiraz argument n.
itiraz obj. (objection) abrev.
Trade/Economic
itiraz appeal n.
Law
itiraz plea n.
itiraz objection n.
itiraz challenge n.
itiraz appeal n.
itiraz reclamation n.
itiraz demurral n.
itiraz opposition n.
itiraz contestation n.
itiraz exception n.
itiraz denial n.
itiraz contest n.
itiraz denier [obsolete] n.
Politics
itiraz opposition n.
itiraz appeal n.
Technical
itiraz objection n.
Archaic
itiraz testimony n.
itiraz boggle n.
itiraz ob n.
itiraz scruple n.

Meanings of "itiraz" with other terms in English Turkish Dictionary : 382 result(s)

Turkish English
Common Usage
itiraz etmeden razı olma acquiescence n.
itiraz etmek object to v.
itiraz etmek object v.
General
itiraz dilekçesi pleading n.
karara itiraz eden kimse contestant n.
itiraz edilebilirlik objectionableness n.
ödüle itiraz eden kimse contestant n.
itiraz etme objection n.
itiraz etme protesting n.
ufak itiraz quibble n.
itiraz eden exceptor n.
itiraz eden kimse protestant n.
itiraz nedeni objection n.
itiraz hakkı right of objection n.
itiraz kabul etmezlik incontestability n.
acele itiraz quick objection n.
itiraz edilemezlik undeniability n.
yazılı itiraz written objection n.
itiraz mektubu objection letter n.
itiraz eden demurrer n.
karara itiraz eden contestant n.
itiraz etme remonstration n.
itiraz konusu subject of objection n.
davaya itiraz demurrer n.
itiraz ve eleştiri dinlememe pontification n.
itiraz kabul etmez şekilde konuşma pontification n.
itiraz eden refuser n.
itiraz etme caption n.
önemsiz itiraz niggle n.
itiraz eden kimse remonstrator n.
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın her şeye itiraz etme davranışı negativism n.
önemsiz ve gereksiz itiraz argutation [obsolete] n.
önemsiz ve gereksiz itiraz cavilation n.
önemsiz ve gereksiz itiraz caviling n.
itiraz edilemez olma unanswerability n.
küçük itiraz quibble n.
itiraz kabul etmeme unquestionableness n.
itiraz eden kimse exceptioner n.
itiraz davası vitilitigation n.
kınama veya itiraz bağırışları hullabaloo n.
itiraz eden kimse objicient n.
itiraz etme demur n.
itiraz eden kimse opposer n.
sesli itiraz rumor [obsolete] [us] n.
sesli itiraz rumour [obsolete] [uk] n.
rakiplerin yaptığı itiraz competition n.
itiraz eden rakip competition n.
itiraz etme difficulty n.
kazandığı seçime itiraz edilen kimse contestee n.
itiraz etme interpellation [obsolete] n.
itiraza itiraz eden kimse contraremonstrant n.
itiraz eden kimse controverter n.
anlamadan mekanik olarak yapılan itiraz parrot-cry n.
hakem kararına itiraz etme protest n.
spor kuruluşlarına yapılan resmi itiraz protest n.
itiraz eden kimse protestator [obsolete] n.
itiraz etmek demur v.
itiraz etmek except v.
itiraz etmek protest v.
itiraz etmek raise an objection to v.
itiraz etmek argue v.
itiraz etmek remonstrate v.
itiraz etmek cavil at v.
itiraz etmek gainsay v.
nafile itiraz etmek kick against the pricks v.
itiraz etmek mind v.
itiraz etmek buck v.
itiraz ederek ödemek pay under protest v.
itiraz etmek take issue with v.
itiraz etmek oppose v.
itiraz etmek expostulate v.
itiraz etmek make an objection to v.
itiraz etmek blow the whistle on v.
itiraz etmek protest against v.
itiraz etmek take exception to v.
itiraz etmek deprecate v.
itiraz etmek raise an objection v.
itiraz etmek interpose v.
itiraz etmek controvert v.
itiraz etmek object to v.
itiraz etmek dispute v.
itiraz etmek contest v.
itiraz etmek take objection to v.
itiraz etmek contravene v.
karara itiraz etmek challenge the decision v.
şiddetle itiraz etmek kick up a stink v.
karara itiraz etmek object to the decision v.
itiraz edip yanlış olduğunu ispatlamaya çalışmak contest v.
itiraz etmek object v.
sonuca itiraz etmek challenge the result v.
itiraz etmek lodge an appeal v.
itiraz etmek take exception v.
itiraz etmek argue against something v.
itiraz etmek say no v.
itiraz etmek againsay v.
itiraz etmek refragate v.
seçim sonucuna itiraz etmek contest an election v.
üst makamdan birine itiraz etmek go over the head of a person v.
yersiz itiraz etmek chicane v.
itiraz etmek withsay v.
itiraz etmek boggle v.
kınama veya itiraz amacıyla bağrışmak hullabaloo v.
yeniden itiraz etmek reobject v.
itiraz etmek gib v.
homurdanarak itiraz edip eleştirmek gripe v.
itiraz etmek rummish [obsolete] [scotland] v.
itiraz etmek dispute v.
itiraz edilebilir olmak disrelish [obsolete] v.
itiraz etmek coy v.
itiraz etmek contrair [scotland] v.
mızmızlanarak itiraz etmek fret v.
itiraz etmek spute v.
itiraz eden protesting adj.
itiraz edilemez unobjectionable adj.
itiraz edilebilir exceptionable adj.
itiraz kabul etmez incontestable adj.
itiraz edilemez unassailable adj.
itiraz eden remonstrant adj.
itiraz edilebilir demurrable adj.
itiraz edilebilir controvertible adj.
itiraz edilebilir contestable adj.
itiraz eden exceptive adj.
itiraz edilemez unexceptionable adj.
itiraz olunamaz undeniable adj.
itiraz edilir challengeable adj.
itiraz edilemez incontestable adj.
itiraz edilebilir disputable adj.
itiraz edilebilir objectionable adj.
itiraz edilemez unanswerable adj.
itiraz edilemez noncontestable adj.
itiraz kaldırmaz irrefutable adj.
itiraz eden deprecating adj.
itiraz edilmeyen undisputed adj.
itiraz eden remonstrative adj.
itiraz ile ilgili remonstratory adj.
itiraz edilemez unchallengeable adj.
itiraz edilemez uncontestable adj.
itiraz edilmeyen uncontroversory adj.
itiraz edilmeyen uncontroverted adj.
itiraz edilemez undebatable adj.
itiraz edilemez unexceptionable adj.
itiraz kabul etmez unexceptionable adj.
itiraz etmeyen unexceptive adj.
itiraz edilemez ungainsayable adj.
itiraz edilmeyen unobjectionable adj.
itiraz edilmeyen unopposable adj.
itiraz edilmeyen unprotested adj.
itiraz etmeyen unprotesting adj.
itiraz edilemez unshakable adj.
itiraz eden exceptant adj.
itiraz etme eğiliminde olan exceptious adj.
itiraz olarak ileri sürülebilir objectable adj.
itiraz ettiren objectionable adj.
itiraz edilen obnoxious adj.
itiraz edilen deprecable adj.
itiraz edilmeyen incontested adj.
itiraz edilemeyen indeprecable adj.
itiraz eden contestant adj.
itiraz edilebilir disceptatious [obsolete] adj.
itiraz edilebilir disceptatorial adj.
itiraz bildiren protestant adj.
itiraz edilemez bir şekilde incontestably adv.
itiraz etmeden without protest adv.
itiraz ederek protestingly adv.
itiraz olunabilir bir şekilde exceptionably adv.
itiraz edilemez biçimde incontestably adv.
itiraz edilemez bir biçimde incontestably adv.
her şeye itiraz ederek cavilingly adv.
itiraz ederek remonstrantly adv.
itiraz ederek remonstratingly adv.
itiraz ederek remonstratively adv.
itiraz edilemeyecek şekilde unassailably adv.
itiraz edilemez bir şekilde unchallengeably adv.
itiraz edilebilir biçimde objectionably adv.
itiraz götürür biçimde objectionably adv.
itiraz edilemez bir şekilde undebatably adv.
itiraz etmeden unobjectionably adv.
itiraz etmeyin but me no buts interj.
itiraz etme obj. (objection) abrev.
Phrasals
'-e itiraz etmek clamor against n.
itiraz etmek word it v.
itiraz etmek pinch at v.
(bir şeye) itiraz etmek clamor against (something) v.
görüşüne, sözüne vs. itiraz etmek challenge (one) on (something) v.
görüşüne, sözüne itiraz etmek challenge someone on something v.
(birine veya bir şeye) itiraz etmek protest about (someone or something) v.
(birine veya bir şeye) itiraz etmek and protest against (someone or something) v.
birşeye itiraz etmek demur at something v.
itiraz etmek push back v.
'-e itiraz etmek kick about v.
bir şeye itiraz etmek argue with something v.
tartışarak/itiraz ederek (bir şeyin) fiyatını düşürmek argue (something) down v.
'-e itiraz etmek argue with v.
bir şeye itiraz etmek balk at something v.
(birine bir konuda) itiraz etmek call (one) on (something) v.
görüşüne, sözüne itiraz etmek challenge on v.
-e itiraz etmek demur at v.
(birine/bir şeye) itiraz etmek object to (someone or something) v.
-e itiraz etmek protest about v.
(bir şeye) itiraz etmek quarrel with (something) v.
Phrases
itiraz etmeden without demur expr.
itiraz hakkı saklı kalmak şartıyla reserving the right to object expr.
itiraz hakkı saklı kalmak koşuluyla reserving the right to object expr.
kadın biraz fazla itiraz ediyor gibi the lady doth protest too much expr.
Proverb
bir şeye itiraz etmezsen onu desteklediğin zannedilir silence means consent
Colloquial
her şeye itiraz eden çocuk/adam/kişi but-boy n.
itiraz ediyorum (mahkeme) objection expr.
pek itiraz etmemiş didn't care too hard expr.
itiraz istemem don't @ me expr.
Idioms
mevcut duruma itiraz etmek challenge the status quo v.
itiraz etmemek roll with the punch v.
itiraz etmek take exception to v.
boşuna itiraz etmek bark at the moon v.
boşuna itiraz etmek bay at the moon v.
boşuna itiraz etmek howl at the moon v.
(bir şeyi) sorgulamadan/itiraz etmeden doğru olarak kabul etmek take (something) for gospel v.
(birine) itiraz etmek take (someone) to the mat v.
birine/bir şeye itiraz etmek take somebody/something to the mat [us] v.
şiddetle itiraz etmek kick like a mule v.
bangır bangır itiraz etmek kick like a mule v.
şiddetle itiraz etmek kick like a steer v.
bangır bangır itiraz etmek kick like a steer v.
(birine/bir şeye) itiraz etmek raise a voice against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) itiraz etmek raise one's voice against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) itiraz etmek aise an objection (to someone or something) v.
-e itiraz etmek raise voice against v.
(bir şeye) itiraz etmek take exception to (something) v.
(birine/bir şeye) itiraz etmek take issue with (someone or something) v.
itiraz etmemiş didn't care too hard expr.
hiçbir itiraz no ax to grind expr.
hiçbir itiraz no axe to grind expr.
itiraz kabul etmiyorum no buts (about it) expr.
itiraz kabul etmiyorum no ifs and buts (about it) expr.
itiraz kabul etmiyorum no ifs or buts expr.
itiraz kabul etmiyorum no ifs or buts (about it) expr.
Speaking
itiraz etmezseniz if you have no objection expr.
itiraz yok! there are no buts about it! expr.
itiraz etmezseniz if you don't mind expr.
Trade/Economic
ademi itiraz incontestability n.
ademi itiraz klozu incontestability clause n.
itiraz etme appeal n.
itiraz muayenesi objection inspection n.
itiraz mercii authority for complaints n.
itiraz süresi reclamation period n.
kafi itiraz premptory challenge n.
ödeme emrine itiraz etme contest the payment order n.
ödemeye itiraz objection to payment n.
takdir edilen vergiye itiraz etme appeal against an assessment n.
(ihlal durumunda) itiraz hakkından feragat etme waiver of breach n.
özel kiralanmışçasına her şeye mantıksız itiraz eden insan topluluğu rent-a-crowd n.
özel kiralanmışçasına her şeye mantıksız itiraz eden insan topluluğu rent-a-mob n.
iflas davasına müdahale ve itiraz etmek intervenes in and contests the bankruptcy v.
iyi niyetle itiraz etmek contest in good faith v.
Law
itiraz eden kimse reclaimant n.
davalının borç aleyhindeki talebine davacının yaptığı itiraz recompensation n.
sözlü anlaşmanın ihlali davasında suçlamaya itiraz veya mesuliyeti reddetme non assumpsit n.
iddianın kendisinden ziyade niteliğine itiraz ederek iddianın doğruluğunu ima eden önerme negative pregnant n.
kusuru belirtmeksizin davaya genel anlamda itiraz eden kimse general demurrer n.
genel itiraz sonucu yapılan ihraç general issue n.
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by agreement n.
anlaşma nedeniyle itiraz hakkının düşmesi estoppel by convention n.
acele itiraz urgent exception n.
acele itiraz application ex parte n.
acele itiraz ex parte application n.
belediye meclis kararına itiraz objection to town council decision n.
birden çok iddiaya itiraz double plea n.
çeşitli delillerin aynı itiraz layihasında birleştirilmesi joinder of defenses n.
ceza hükmünde işlenen adli yanlışlara dayanan itiraz writ of error n.
ceza kararnamesine itiraz objection to penal decree n.
davacıya ait iddiayı çürüten itiraz plea in ban n.
davada yapılan itiraz demurrer n.
davayı uzatmak veya geciktirmek amacıyla kötü niyetle yapılan usuli itiraz dilatory defence n.
ertelemeyi gerektiren itiraz dilatory plea n.
esasa ait itiraz general exception n.
evlenmeye itiraz forbidding the banns n.
genel itiraz general exception n.
hakimin aldığı karara karşı yazılan itiraz dilekçesi bill of exception n.
hakem kararına karşı itiraz impeachment of award n.
hukuki itiraz demurrer n.
hukuki itiraz formal objection n.
hileye itiraz objection of duplicity n.
hukuki itiraz demurral n.
itiraz sebebi ground for challenge n.
itiraz edilemezlik incontestability n.
itiraz hakkının düşmesi estoppel n.
itiraz (temyize gitme) yolları means of appeal n.
iptidai itiraz preliminary exception n.
itiraz ediyorum objection! n.
itiraz edilmez hak incontestable right n.
itiraz edilmiş vasiyet contested will n.
itiraz komisyonu commission of appeals n.
itiraz hakkı right of opposition n.
itiraz eden taraf demurrer n.
itiraz davası action of objection n.
ilk itiraz preliminary objection n.
itiraz dilekçesi bill of exception n.
itiraz müddeti reclamation period n.
ilk itiraz preliminary exception n.
itiraz müddeti period for plea n.
itiraz eden kimse complainant n.
itiraz eden petitioner n.
itiraz dilekçesi petition of objection n.
itiraz edilmiş seçim contested election n.
ilk itiraz preliminary objection n.
itiraz sahibi demurrer n.
itiraz eden demurrer n.
itiraz masrafı cost of objection n.
itiraz yolu contention of unconstitutionality n.
karara itiraz objection against decision n.
karşı itiraz cross appeal n.
karşı itiraz counterappeal n.
kaza hakkına itiraz plea to the jurisdiction n.
kesin itiraz peremptory challenge n.
mahkemenin aldığı ara karara yapılan itiraz peremptory exception n.
mahkeme kararına itiraz etme abjudicating n.
mahkemenin aldığı boşanma kararının belirli bir süre içinde itiraz olunarak kararın iptali için geçerli neden gösterilmediği takdirde kesinleşmesi decree nisi n.
mukabil itiraz counterappeal n.
mukabil itiraz cross appeal n.
resmi itiraz demurrer n.
resmi itiraz demurral n.
resmi itiraz formal objection n.
suç isnadına itiraz etmeme nolo contendere n.
suç isnadına itiraz etmeme non vult n.
tartışma kabul etmeden itiraz peremptory challenge n.
usule itiraz plea in abatement n.
yazılı itiraz written objection n.
(mahkemeye yapılan) yazılı itiraz bill of exception n.
itiraz sürecinin sürdürüleceğine dair resmi bildirim appearance n.
mahkemede itiraz eden kimse exceptant n.
genel itiraz general issue n.
itiraz eden kimse demur [obsolete] n.
karşı tarafın sunduğu delile yapılan itiraz demurrer to evidence n.
itiraz usulü objection procedure n.
karşı tarafın da itiraz edebileceği veya yargılanabileceği esasına dayanan savunma issuable plea n.
nedene dayalı itiraz principal challenge n.
doğru olması durumunda yasaların yeterli saydığı itiraz principal challenge n.
(örfi hukukta) dolaylı inkar veya itiraz protestation n.
itiraz beyanı protestation n.
derhal itiraz etmek object forthwith v.
itiraz etmek enter a plea v.
itiraz etmek object v.
itiraz etmek obtest v.
itiraz etmek bar v.
itiraz etmek oppose v.
itiraz etmek demur v.
itiraz etmek impeach v.
itiraz etmek contest v.
itiraz edilmek contest v.
itiraz etmek controvert v.
itiraz etmek file an appeal v.
itiraz etmek challenge v.
itiraz etmek challenge v.
itiraz etmek reclaim v.
itiraz etmek remonstrate v.
karara itiraz etmek make objection against a court decision v.
yeminli olarak itiraz etmek forswear v.
itiraz sahibinin reddedilmesi gibi bazı uygun şartlar altında yeni dava açmak replead v.
davaya itiraz etmek demur v.
itiraz edilebilir traversable adj.
itiraz kabul etmez unquestionable adj.
itiraz eden remonstrant adj.
itiraz edilemez incontestable adj.
itiraz kabul edildi! objection sustained! expr.
itiraz reddedildi! objection overruled! expr.
Politics
vatandaşların, yaşadıkları yerde gerçekleşecek ve onları olumsuz etkileyecek uygulamalara itiraz etmesi nimbyism n.
itiraz eden kimse remonstrant n.
itiraz edilen işlem contested act n.
itiraz edilmiş oylama contested voting n.
itiraz edilen hukuki tasarruf contested act n.
Industry
işçilerce yetersiz görülüp itiraz edilen çalışma koşulu grievance n.
Insurance
(ödeme) hayat sigortası şirketinin itiraz edemeyeceği incontestable adj.
(ödeme) hayat sigortası şirketinin itiraz edemeyeceği incontestible adj.
Technical
itiraz etmek object v.
Religious
papaz yönetimindeki bölgelerde bir evliliğe kilisede itiraz etmek forbid the banns v.
Sport
ragbide hakemin serbest vuruş veya penaltıya itiraz eden tarafı cezalandırmak için serbest vuruş noktasını dokuz metre ileriye çekmesi kuralı ten-yard rule n.
hakemin kararına itiraz etmek appeal v.
Latin
suç isnadına itiraz etmeme nolo n.
Archaic
eften püften itiraz cavillation n.
evlenmeye itiraz ban n.
itiraz etme ob n.
üst mahkemeye itiraz provocation n.
itiraz olarak öne sürmek object v.