|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kavisli cumba |
bow window n.
|
|
2 |
General |
kavisli kılıç |
curved sword n.
|
|
3 |
General |
kavisli şey |
curve n.
|
|
4 |
General |
sivri kavisli pencere |
lancet window n.
|
|
5 |
General |
kavisli ayak (beşik veya sallanan sandalye altındaki) |
rocker n.
|
|
6 |
General |
kavisli boyun |
ewe-neck n.
|
|
7 |
General |
kitap kapaklarının kavisli sırt kısımlarını yapan işçi |
backer n.
|
|
8 |
General |
kavisli olma |
anfractuosity n.
|
|
9 |
General |
dik ön kenarı ve kavisli arka kenarı olan testere dişi |
mill tooth n.
|
|
10 |
General |
kavisli şey |
bow n.
|
|
11 |
General |
(bovling) kavisli bir şekilde yuvarlanan bir top |
hook n.
|
|
12 |
General |
süs veya tamamlayıcı olarak kullanılan kavisli şerit |
molding n.
|
|
13 |
General |
kanal açarken kullanılan çok kavisli bir kürek |
grafting tool n.
|
|
14 |
General |
kavisli parça |
round n.
|
|
15 |
General |
kavisli şekil oluşturma |
incurvation n.
|
|
16 |
General |
içe doğru kavisli olma |
incurvity [obsolete] n.
|
|
17 |
General |
üçgen çatı veya kule kenarında kullanılan kavisli ve kıvrık yaprak şeklindeki süs |
crotchet n.
|
|
18 |
General |
ahşap yapısındaki kavisli veya spiral şeklinde iz |
curl n.
|
|
19 |
General |
kavisli nesne |
curvature n.
|
|
20 |
General |
kuvvet alanındaki cismin izlediği kavisli yol |
orbit n.
|
|
21 |
General |
suda hızla hareket eden deniz taşıtının geride bıraktığı kavisli beyaz su ve püskürtme |
rooster tail n.
|
|
22 |
General |
horoz kuyruğuna benzeyen kavisli bir şekli olan ince parçacıklı kitle |
rooster-tail n.
|
|
23 |
General |
(ortaçağ eserlerinde görülen) kavisli silme |
scroll n.
|
|
24 |
General |
ana kalıp veya cetvelin kenarının, bir geminin kavisli bir parçası boyunca yer alan noktalara olan mesafelerini gösteren sayılar |
spiling n.
|
|
25 |
General |
çift kavisli şekil |
s-shape n.
|
|
26 |
General |
kavisli tasarım |
streamlining n.
|
|
27 |
General |
kavisli yollarda kıvrılarak ilerlemek |
serpentine v.
|
|
28 |
General |
pistin kavisli kenarını yüksek hızda dolaşmak |
bank v.
|
|
29 |
General |
(yelkeni) kavisli şekilde kesmek |
roach v.
|
|
30 |
General |
kavisli çizgi boyunca kesmek |
scoop v.
|
|
31 |
General |
kavisli gitmek |
sickle v.
|
|
32 |
General |
kavisli çizgilerle süslemek |
streamline v.
|
|
33 |
General |
kavisli omurgası olan |
lute-backed adj.
|
|
|
34 |
General |
kenarları kavisli |
wraparound adj.
|
|
35 |
General |
parantez şeklinde dışa kavisli |
bow adj.
|
|
36 |
General |
önü dışa doğru kavisli |
bowfront adj.
|
|
37 |
General |
(armacılık) kolları eşit uzunlukta, çatallı ve uçları geriye doğru kavisli (haç) |
moline adj.
|
|
38 |
General |
dışbükey kavisli |
roached adj.
|
|
39 |
General |
aşağı doğru kavisli olan |
downward-arching adj.
|
|
40 |
General |
içeri doğru kavisli |
incurvate adj.
|
|
41 |
General |
içe doğru kavisli |
incurved adj.
|
|
42 |
General |
(uçak kanadı) üst yüzeyi düz, arka tarafı kavisli olan |
supercritical adj.
|
|
43 |
General |
kavisli bir biçimde |
archly adv.
|
|
44 |
General |
kavisli biçimde |
curvedly adv.
|
|
45 |
General |
kavisli bir şekilde |
arcuately adv.
|
|
46 |
General |
kavisli olarak |
sigmoidally adv.
|
|
47 |
General |
kavisli bir şekilde |
skeef adv.
|
|
48 |
General |
kavisli anlamına gelen son ek |
-clastic suf.
|
|
Colloquial |
|
49 |
Colloquial |
(beyzbol) kavisli top |
curve ball n.
|
|
50 |
Colloquial |
(beyzbol) kavisli top |
curveball n.
|
|
Industry |
|
51 |
Industry |
dişli yüzeyi olan kavisli bir tür raf |
segment gear n.
|
|
Technical |
|
52 |
Technical |
(topoğrafya ölçümünde) kavisli noktalar arasındaki düz kısım |
tangent n.
|
|
53 |
Technical |
arkaya kavisli kanat |
backward-curved blade n.
|
|
54 |
Technical |
kavisli kanat |
cambered wing n.
|
|
55 |
Technical |
kavisli sürekli döküm makineleri |
curved continuous casting machines n.
|
|
56 |
Technical |
kavisli kanat ucu |
curved wing tip n.
|
|
57 |
Technical |
kavisli lonjeron |
cambered spar n.
|
|
58 |
Technical |
kavisli pencere |
bow window n.
|
|
59 |
Technical |
kavisli boru |
roof bar n.
|
|
60 |
Technical |
kavisli sürekli döküm |
curved continuous casting n.
|
|
61 |
Technical |
kavisli şekil |
curved shape n.
|
|
62 |
Technical |
kavisli kanal |
curved channel n.
|
|
63 |
Technical |
kavisli dişli kaplinler |
curved gear couplings n.
|
|
64 |
Technical |
öne kavisli kanat |
forward-curved blade n.
|
|
65 |
Technical |
fagot çalgısının ağızlığını taşıyan kavisli tüp |
bocal n.
|
|
66 |
Technical |
geminin kavisli eş derinlik eğrisi |
hance n.
|
|
67 |
Technical |
saban bıçağının kavisli yüzeyi |
wrest n.
|
|
68 |
Technical |
kavisli köprü |
bowstring bridge n.
|
|
69 |
Technical |
saban demirinin üzerine tutturulmuş kavisli demir levha |
breast board n.
|
|
70 |
Technical |
su kütlesini çevreleyen kavisli kum seti |
loop n.
|
|
71 |
Technical |
kavisli paten paneli |
rocker n.
|
|
72 |
Technical |
kavisli bıçağı olan paten |
rocker n.
|
|
73 |
Technical |
kavisli dişli bıçak |
rocker n.
|
|
74 |
Technical |
(ölçüm aygıtları) kavisli bölüm mesafesi |
run n.
|
|
75 |
Technical |
kavisli yüzeyleri düzlemeye yarayan esnek bir rende |
compass plane n.
|
|
76 |
Technical |
aşağıya indirilen kütükleri frenlemeye yarayan, tomruk kızağının altına yerleştirilen kavisli demir |
goose neck n.
|
|
77 |
Technical |
pnömatik lastik karkasında kavisli dış kenar |
dome n.
|
|
78 |
Technical |
(elektroensefalografi dalga takibinde) yuvarlak kavisli örüntü |
dome n.
|
|
79 |
Technical |
kavisli hat |
space of dimension n.
|
|
80 |
Technical |
düz/kavisli çizgi |
space of dimension n.
|
|
81 |
Technical |
kavisli bükme çubuğu |
squeezer n.
|
|
82 |
Technical |
kavisli bölüm |
start n.
|
|
83 |
Technical |
bir su değirmeninin ön ve taban bölümünde yer alan kavisli bölüm |
start n.
|
|
84 |
Technical |
kavisli veya dairesel bir rotada uçmak |
wheel v.
|
|
85 |
Technical |
(metal levha gibi malzemeyi) düz, paralel, düzenli ve eşit derecede kavisli sırtlar ve oyuklar halinde şekillendirmek |
corrugate v.
|
|
86 |
Technical |
(kiriş) aşağı doğru kavisli |
fish-bellied adj.
|
|
Mechanic |
|
87 |
Mechanic |
kavisli ve düzensiz çizgiler kesmek için kullanılan dar ve dikey testereli tezgah |
gig saw n.
|
|
88 |
Mechanic |
su çarkında kavisli kenar plakası |
shroud n.
|
|
89 |
Mechanic |
su çarkında kavisli kenar plakası |
shroud plate n.
|
|
Textile |
|
90 |
Textile |
kavisli dikiş yeri |
curved seam n.
|
|
91 |
Textile |
kavisli dikiş |
arched seam n.
|
|
92 |
Textile |
deniz kabuğuna benzer kavisli bir kenar oluşturan ilmik |
shell n.
|
|
Architecture |
|
93 |
Architecture |
kavisli çatı |
tilt roof n.
|
|
94 |
Architecture |
kavisli cumba |
bow window n.
|
|
95 |
Architecture |
kemerli/kavisli pencere |
compass window n.
|
|
96 |
Architecture |
kavisli çıkma pencere |
bow window n.
|
|
97 |
Architecture |
kemerin kavisli kısmını oluşturan kama şeklinde taş |
archstone n.
|
|
98 |
Architecture |
sivri kavisli pencere |
lancet n.
|
|
99 |
Architecture |
dışa doğru kavisli mimari elemanlar |
bolster work n.
|
|
100 |
Architecture |
sanat ve mimaride kullanılan, kavisli ve birbirini saran çizgilerden oluşan bir süs motifi |
meander n.
|
|
101 |
Architecture |
kavisli kiriş çerçeve |
rib n.
|
|
102 |
Architecture |
kavisli kalas çerçeve |
rib n.
|
|
103 |
Architecture |
kavisli mimari tarz |
rover n.
|
|
104 |
Architecture |
iki tarafı da kavisli olan çıkıntılı kalıp |
cima n.
|
|
105 |
Architecture |
iki tarafı da kavisli olan çıkıntılı kalıp |
sima n.
|
|
106 |
Architecture |
üçgen çatı veya kule kenarında kullanılan kavisli ve kıvrık yaprak şeklindeki süs |
crocket n.
|
|
107 |
Architecture |
kavisli ve kıvrık yaprak şeklinde süs ekleme |
crocketing n.
|
|
108 |
Architecture |
kavisli ve kıvrık yaprak şeklinde süs ekleme |
crocketting n.
|
|
109 |
Architecture |
(roma mimarisinde) bezeme olarak düz zeminlere kazınan hafif kavisli kanelür |
strigil n.
|
|
110 |
Architecture |
yüksek kavisli |
high-embowed adj.
|
|
111 |
Architecture |
1930'lardan 40'lara kadar popüler olup aerodinamik ve kavisli yüzeyler, yatay çizgiler ve minimal yüzey süslemeleri ile karakterize olan bir mimari ve dekorasyon stiline ait |
moderne adj.
|
|
112 |
Architecture |
1930'lardan 40'lara kadar popüler olup aerodinamik ve kavisli yüzeyler, yatay çizgiler ve minimal yüzey süslemeleri ile karakterize olan bir mimari ve dekorasyon stiliyle ilgili |
moderne adj.
|
|
113 |
Architecture |
(iki kemer) tam kavisli |
conjugate adj.
|
|
114 |
Architecture |
(üçgen çatı veya kule) kavisli ve kıvrık yaprak şeklinde süs eklenmiş |
crocketed adj.
|
|
Construction |
|
115 |
Construction |
kavisli tavan |
vaulted ceiling n.
|
|
116 |
Construction |
yanyana gelen düz ya da kavisli iki kiremidin birleşim yerini örten dış bükey kiremit |
imbrex n.
|
|
117 |
Construction |
üstteki kısmı kavisli olan küçük bir çatı penceresi türü |
eyebrow n.
|
|
118 |
Construction |
sapmayı azaltıp görünümü iyileştirmek için kullanılan kavisli kiriş veya payanda eğrisi |
hog n.
|
|
119 |
Construction |
kavisli çerçeve kalıbı |
horse n.
|
|
120 |
Construction |
(gemi yapımında kullanılan kavisli kereste) doğal şeklinin gerektirdiği eğime uygun |
grown adj.
|
|
Woodworking |
|
121 |
Woodworking |
ucunda kavisli bir kesici bulunan, küçük ağaçları budamak için kullanılan uzun kollu bir budama testeresi |
lopper n.
|
|
122 |
Woodworking |
ucunda kavisli bir kesici bulunan, küçük ağaçları budamak için kullanılan uzun kollu bir budama testeresi |
pruning hook n.
|
|
123 |
Woodworking |
ucunda kavisli bir kesici bulunan, küçük ağaçları budamak için kullanılan uzun kollu bir budama testeresi |
pruner n.
|
|
124 |
Woodworking |
kavisli kerestenin iç kısmı |
belly n.
|
|
125 |
Woodworking |
tropik hindistan ve amerika'da yetişen baklagillerden dev entada bitkisinin kavisli odunsu kabukları |
scimiter pods n.
|
|
Furniture |
|
126 |
Furniture |
kavisli beşik ayağı |
runner n.
|
|
127 |
Furniture |
kavisli sallanan sandalye ayağı |
runner n.
|
|
128 |
Furniture |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
cogswell chair n.
|
|
129 |
Furniture |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
cogswell n.
|
|
130 |
Furniture |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
coxwell chair n.
|
|
131 |
Furniture |
(divan) ucu kolçaksız ve kavisli |
bumper adj.
|
|
Automotive |
|
132 |
Automotive |
araba tekerleğinin flanşı ve dişi arasındaki kavisli boşluk |
throat n.
|
|
Aeronautic |
|
133 |
Aeronautic |
kavisli kanat ucu |
curved wing tip n.
|
|
134 |
Aeronautic |
kavisli lonjeron |
cambered spar n.
|
|
135 |
Aeronautic |
kavisli kanat |
cambered wing n.
|
|
136 |
Aeronautic |
kavisli uçuş |
curving flight n.
|
|
137 |
Aeronautic |
kavisli yol hatası |
curved path error n.
|
|
Marine |
|
138 |
Marine |
kavisli delta |
arcuate delta n.
|
|
139 |
Marine |
kavisli kum seti |
arcuate sand bar n.
|
|
140 |
Marine |
kavisli dönüş |
bow turning n.
|
|
141 |
Marine |
ahşap teknenin gövdesini veya talimarını omurgaya bağlayan kavisli kereste |
gripe piece n.
|
|
142 |
Marine |
gemide lomboz açıklığın üzerinde duran kavisli su ayrım çizgisi |
brow n.
|
|
143 |
Marine |
geminin üst güvertesinde baş bodoslama astarı boyunca sabitlenen kavisli kereste parçası |
dousing chock n.
|
|
144 |
Marine |
geminin üst güvertesinde baş bodoslama astarı boyunca sabitlenen kavisli kereste parçası |
dowsing chock n.
|
|
145 |
Marine |
(ahşap karinada) geminin baş tarafının omurga ile birleştiği noktada yer alan kavisli parça |
forefoot n.
|
|
146 |
Marine |
gemi torpidosunun üst bölümünde yer alan kavisli çıkıntı |
spoon n.
|
|
147 |
Marine |
ucu kavisli bir kürek çeşidi |
spoon oar n.
|
|
148 |
Marine |
öksüz kemere işlevi üstlenen kavisli kereste parçası |
spur n.
|
|
149 |
Marine |
gövdenin ortasından kıça doğru uzanan hafif kavisli yüzeylere sahip (karina) |
slack adj.
|
|
Mining |
|
150 |
Mining |
kavisli çelik bağ |
steel arch support n.
|
|
Anatomy |
|
151 |
Anatomy |
beyindeki yanal ventriküllerin iç duvarı üzerinde kavisli bir çıkıntı |
calcar avis n.
|
|
Pathology |
|
152 |
Pathology |
düz çizgilerin kavisli göründüğü bir görme hastalığı |
anorthopia n.
|
|
Veterinary |
|
153 |
Veterinary |
uçları kavisli ve sivri bir çelik tel parçası |
vachette clasp n.
|
|
Printing |
|
154 |
Printing |
dökümden önce kağıttan hurufat kalıbını kurutup kavisli hale getirmek için kullanılan cihaz |
scorcher n.
|
|
Gastronomy |
|
155 |
Gastronomy |
geleneksel olarak badem ile yapılan ve kavisli bir şekle sahip ince ve gevrek kurabiye |
tuile n.
|
|
156 |
Gastronomy |
geleneksel olarak badem ile yapılan ve kavisli bir şekle sahip ince ve gevrek kurabiye |
tuille n.
|
|
157 |
Gastronomy |
yemek malzemelerini doğramaya yarayan dikey saplı ve kavisli bir çelik bıçak |
mezzaluna n.
|
|
Physics |
|
158 |
Physics |
kavisli yüzey tarafından yansıtılan ya da kırılan ışınlar ile ilgili |
caustic adj.
|
|
Chemistry |
|
159 |
Chemistry |
ısıtıldığında düzgünce kavisli bir forma sahip olan (polimer molekülleri) |
wormlike adj.
|
|
Biology |
|
160 |
Biology |
süngerin bükülmüş bir yayı andıran kavisli dikeni |
toxa n.
|
|
161 |
Biology |
meyve gövdesinin kavisli, spor taşıyan yüzeyi |
disc [uk] n.
|
|
162 |
Biology |
meyve gövdesinin kavisli, spor taşıyan yüzeyi |
disk [us] n.
|
|
Marine Biology |
|
163 |
Marine Biology |
süngerin hafif kavisli iğne benzeri dikeni |
amphioxea n.
|
|
164 |
Marine Biology |
uzun ve kavisli ince kabuğu olan deniz midyesi |
jackknife clam n.
|
|
165 |
Marine Biology |
uzun ve kavisli ince kabuğu olan deniz midyesi |
knife-handle n.
|
|
166 |
Marine Biology |
bombeli kafası, uzun ve kavisli sırt yüzgeci, beyaz çizgili veya izli gri gövdesi olan bir deniz memelisi |
risso's dolphin n.
|
|
167 |
Marine Biology |
üç yönde kavisli |
tricurvate adj.
|
|
Zoology |
|
168 |
Zoology |
koyu kırmızımsı kahverengi üzerine siyah benekli bir postu ve kavisli boynuzları olan orta boylu afrika antilobu |
tsessebe (damaliscus lunatus) n.
|
|
169 |
Zoology |
koyu kırmızımsı kahverengi üzerine siyah benekli bir postu ve kavisli boynuzları olan orta boylu afrika antilobu |
tsesseby n.
|
|
170 |
Zoology |
koyu kırmızımsı kahverengi üzerine siyah benekli bir postu ve kavisli boynuzları olan orta boylu afrika antilobu |
common tsessebe n.
|
|
171 |
Zoology |
koyu kırmızımsı kahverengi üzerine siyah benekli postu ve kavisli boynuzları olan orta boylu bir afrika antilobu |
tsesseby n.
|
|
172 |
Zoology |
koyu kırmızımsı kahverengi üzerine siyah benekli postu ve kavisli boynuzları olan orta boylu bir afrika antilobu |
tsessebe n.
|
|
173 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
aoudad (ammotragus lervia) n.
|
|
174 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
maned sheep n.
|
|
175 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
barbary sheep n.
|
|
176 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
audad n.
|
|
177 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
arui n.
|
|
178 |
Zoology |
kuzey afrika'da bulunan, yarım daire şeklinde kavisli boynuzları ve ön ayaklarına kadar inen uzum postu olan yabani bir koyun |
arrui n.
|
|
179 |
Zoology |
halkalı solucanlarda görülen kavisli bir seta |
crochet n.
|
|
180 |
Zoology |
halkalı solucanların distal ucunda çentikli halde bulunan kavisli bir seta |
crotchet n.
|
|
181 |
Zoology |
kavisli gagası olan |
hook-billed adj.
|
|
182 |
Zoology |
(böcek) kavisli iğnesi olan |
policate adj.
|
|
183 |
Zoology |
(lemur) kavisli burunlu |
strepsorhine adj.
|
|
Botanic |
|
184 |
Botanic |
benekli şeritleri ve kavisli boynu olan geniş yuvarlak balkabağı türü |
cashaw (cucurbita argyrosperma) n.
|
|
185 |
Botanic |
benekli şeritleri ve kavisli boynu olan geniş yuvarlak balkabağı türü |
cushaw n.
|
|
186 |
Botanic |
ince kavisli kabukları olan tropikal bitki |
cassia tora (senna obtusifolia) n.
|
|
187 |
Botanic |
ince kavisli kabukları olan tropikal bitki |
sicklepod n.
|
|
188 |
Botanic |
kavisli sivri tohum zarfları ve siyah parlak tohumları olan dik çalı türü |
cat's claw (pithecolobium unguis-cati) n.
|
|
189 |
Botanic |
kavisli sivri tohum zarfları ve siyah parlak tohumları olan dik çalı türü |
cat's-claw (pithecellodium unguis-cati) n.
|
|
190 |
Botanic |
kavisli sivri tohum zarfları ve siyah parlak tohumları olan dik çalı türü |
black bead n.
|
|
191 |
Botanic |
ince kavisli kabukları olan bir tropikal bitki |
sicklepod rockcress (arabis canadensis) n.
|
|
192 |
Botanic |
kase gibi kavisli kaliks tüpü, büyük yaprakları ve çiçekleri olan dayanıklı bir asma |
dutchman's pipe (aristolochia macrophylla) n.
|
|
193 |
Botanic |
kase gibi kavisli kaliks tüpü, büyük yaprakları ve çiçekleri olan dayanıklı bir asma |
pipe vine n.
|
|
194 |
Botanic |
kase gibi kavisli kaliks tüpü, büyük yaprakları ve çiçekleri olan dayanıklı bir asma |
dutchman's-pipe n.
|
|
195 |
Botanic |
kase gibi kavisli kaliks tüpü, büyük yaprakları ve çiçekleri olan dayanıklı bir asma |
aristolochia durior n.
|
|
196 |
Botanic |
kase gibi kavisli kaliks tüpü, büyük yaprakları ve çiçekleri olan dayanıklı bir asma |
pipevine n.
|
|
197 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
matteuccia struthiopteris n.
|
|
198 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
onoclea struthiopteris n.
|
|
199 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
ostrich fern n.
|
|
200 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
pteretis struthiopteris n.
|
|
201 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
shuttlecock fern n.
|
|
202 |
Botanic |
kuzey yarım küredeki ılıman kuşakta yetişen, kavisli zarif yaprakları ve devekuşu tüyüne benzer sporofilleri olan uzun boylu bir eğrelti otu |
fiddlehead n.
|
|
203 |
Botanic |
güney avrupa'ya özgü ince kavisli baklalara sahip bir baklagil bitkisi |
scorpionwort n.
|
|
204 |
Botanic |
hafif geri kavisli |
squarrulose adj.
|
|
Agriculture |
|
205 |
Agriculture |
kavisli ve eğri bıçakları olan kürekli saban |
twisted shovel n.
|
|
206 |
Agriculture |
toprağı kaldırıp çeviren saban demirinin üzerine eklenmiş kavisli demir levha |
breast board n.
|
|
Fishery |
|
207 |
Fishery |
olta iğnesinin kavisli bölümü |
shape n.
|
|
History |
|
208 |
History |
orta doğu'da kullanılan kavisli ve çift kenarlı bir hançer |
jambiya n.
|
|
209 |
History |
(armacılıkta) s harfine benzer şekilde kavisli |
annodated adj.
|
|
Archaeology |
|
210 |
Archaeology |
gergedanlarla ilişkili ancak boynuzsuz olan ve köpek dişleri kavisli dişlere dönüşmüş bir hayvan cinsi |
amynodon n.
|
|
Environment |
|
211 |
Environment |
akan suyu kademeli olarak saptırıp erozyonu önlemek için tasarlanmış kavisli yüzey |
bucket n.
|
|
Geography |
|
212 |
Geography |
kavisli bir şekilde inan dik yol veya patika |
bajada n.
|
|
213 |
Geography |
kavisli bir şekilde inan dik yol veya patika |
bahada n.
|
|
Geology |
|
214 |
Geology |
kavisli dağılım |
arcuate distribution n.
|
|
215 |
Geology |
kavisli fay |
curved fault n.
|
|
216 |
Geology |
kavisli fay |
arcuate fault n.
|
|
217 |
Geology |
kavisli olmayan fay yüzeyi |
fault plane n.
|
|
Military |
|
218 |
Military |
umman menşeli metal kılıflı kavisli bir hançer |
khanjar n.
|
|
219 |
Military |
çavuşun derecesini gösteren üç şeridin altındaki kavisli şeritler |
rocker n.
|
|
Sport |
|
220 |
Sport |
yayın orta kısmının sapın her iki yanında keskin ve kavisli incelmesi |
dip n.
|
|
221 |
Sport |
on bir kişiden oluşan iki takımla çim sahada oynanan, oyuncuların kavisli sopalar yardımı ile bir topu rakibin kalesine sürmeye çalıştığı oyun |
field hockey n.
|
|
222 |
Sport |
(futbolda) kaleden veya orta sahadan uzağa doğru kavisli bir şekilde atılan top |
outswinger n.
|
|
Football |
|
223 |
Football |
topu uzun ve kavisli atmak |
banana kick v.
|
|
Baseball |
|
224 |
Baseball |
kavisli top |
deuce n.
|
|
225 |
Baseball |
kavisli beyzbol topu |
snake n.
|
|
Music |
|
226 |
Music |
fagot ağızlığını taşıyan kavisli tüp |
crook n.
|
|
Printery |
|
227 |
Printery |
döner baskı presinde plaka silindirinin kavisli bölümü |
turtle n.
|
|
228 |
Printery |
kavisli vals |
spreading roll n.
|
|
229 |
Printery |
kavisli vals |
spreader roll n.
|
|
Engineering |
|
230 |
Engineering |
döşeme başlarından geçip her bir başın yüksekliğini gösteren bir gemi planındaki kavisli baş-kıç hattı |
dead rising n.
|
|
231 |
Engineering |
döşeme başlarından geçip her bir başın yüksekliğini gösteren bir gemi planındaki kavisli baş-kıç hattı |
dead rise line n.
|
|
232 |
Engineering |
aşağı doğru kavisli olan |
downswept adj.
|
|
Ornithology |
|
233 |
Ornithology |
tırmaşıkkuşugiller familyasından üst gagası kavisli kahverengi bir tırmaşık kuşu |
brown creeper (certhia americana) n.
|
|
234 |
Ornithology |
tırmaşıkkuşugiller familyasından üst gagası kavisli kahverengi bir tırmaşık kuşu |
american creeper n.
|
|
235 |
Ornithology |
hawaii'ye özgü hemignathus cinsinden olan kavisli gagalı küçük sarımsı-grimsi-yeşil renkli kuşlar |
amakihi n.
|
|
236 |
Ornithology |
kavisli gagalı kuş |
dentiroster n.
|
|
237 |
Ornithology |
kavisli gagalı |
dentirostral adj.
|
|
238 |
Ornithology |
kavisli gagalı |
dentirostrate adj.
|
|
Entomology |
|
239 |
Entomology |
(böcek) kavisli iğnesi olan |
pollicate adj.
|
|