History

peck

Meanings of "peck" in Turkish English Dictionary : 55 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	peck v.	gagalamak
General
2	General	peck n.	gagalama
3	General	peck n.	çeyrek kilelik ölçü
4	General	peck n.	gaga izi
5	General	peck n.	büyük bir miktar
6	General	peck n.	yaklaşık dokuz litrelik kuru ölçü
7	General	peck n.	resmi öpücük
8	General	peck n.	hacim ölçüsü birimi (0,009 metre küp)
9	General	peck n.	yığın
10	General	peck n.	çok sayıda olan şey
11	General	peck n.	büyük miktar
12	General	peck n.	büyük ölçü
13	General	peck n.	büyük oran
14	General	peck n.	ölçü kabı
15	General	peck n.	yiyecek
16	General	peck n.	besin
17	General	peck n.	yemek
18	General	peck n.	gaga deliği
19	General	peck n.	gagalamayla oluşan çukur
20	General	peck n.	kondurulan öpücük
21	General	peck v.	gaga ile toplamak
22	General	peck v.	azar azar yemek
23	General	peck v.	çok az yemek
24	General	peck v.	nerdeyse hiçbirşey yememek
25	General	peck v.	kuş kadar yemek
26	General	peck v.	gıdım gıdım yemek
27	General	peck v.	gagayla delmek
28	General	peck v.	gagayla vurmak
29	General	peck v.	gagayla delik açmak
30	General	peck v.	hızlıca öpmek
31	General	peck v.	öpücük kondurmak
32	General	peck v.	gagalayarak oymak
33	General	peck v.	üst üste vurarak yapmak
34	General	peck v.	sivri uçlu bir alet ile vurarak oluşturmak
35	General	peck v.	(taşı) çekiçle şekillendirmek
36	General	peck v.	(taşı) çekiçle dövmek
37	General	peck v.	üst üste vurmak
38	General	peck v.	(darbe) üst üste geçirmek
39	General	peck v.	dırdır etmek
40	General	peck v.	kusur bulmak
41	General	peck v.	mızmızlanmak
42	General	peck v.	söylenmek
43	General	peck v.	fırça atmak
44	General	peck v.	tuşa basmak
45	General	peck v.	yemek yemek
46	General	peck v.	beslenmek
47	General	peck v.	(at) tökezlemek
48	General	peck v.	(at) sendelemek
49	General	peck v.	aralıklı şekilde yapmak
50	General	peck v.	parça parça yapmak
Colloquial
51	Colloquial	peck v.	öpmek
Woodworking
52	Woodworking	peck n.	(kerestede) mantar kaynaklı çürüme
Geography
53	Geography	peck n.	idaho eyaletinde şehir
54	Geography	peck n.	wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
55	Geography	peck n.	michigan'da bir köy

Meanings of "peck" with other terms in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	hen-peck n.	kılıbık koca
2	General	hen-peck n.	kılıbık eş
3	General	hen-peck n.	dır dır etme
4	General	hen-peck n.	başının etini yeme
5	General	peck sack n.	alışveriş kesesi
6	General	peck order n.	gagalama düzeni
7	General	peck order n.	sosyal hiyerarşi
8	General	peck order n.	egemenlik hiyerarşisi
9	General	peck at v.	kuş gibi az yemek
10	General	peck at somebody v.	tartaklamak
11	General	peck at somebody v.	azarlamak
12	General	hen-peck v.	sürekli söylenerek rahatsız etmek
13	General	hen-peck v.	sürekli şikayet ederek rahatsız etmek
14	General	hen-peck v.	(kocayı) dır dır ederek baskı altına almaya çalışmak
15	General	peck [dialect] v.	fırlatmak
16	General	peck [dialect] v.	atmak
17	General	peck [dialect] v.	itmek
18	General	peck [dialect] v.	sarsmak
19	General	peck [rare] v.	yazmak
20	General	peck [rare] v.	daktilo ile yazmak
21	General	peck [rare] v.	klavye ile yazmak
22	General	peck [dialect] v.	savurmak
23	General	peck [dialect] v.	havalandırmak
Phrasals
24	Phrasals	peck at v.	kız gibi vurmak
25	Phrasals	peck at v.	dırdır etmek
26	Phrasals	peck at v.	kızdırmak
27	Phrasals	peck at v.	sataşmak
28	Phrasals	peck at v.	didiklemek
29	Phrasals	peck at v.	çok az yemek
30	Phrasals	peck at v.	gagalamak
31	Phrasals	peck something up v.	gagalayarak yemek
32	Phrasals	peck at something v.	gıdım gıdım yemek
33	Phrasals	peck at something v.	gagalamak
34	Phrasals	peck at v.	gıdım gıdım yemek
35	Phrasals	peck at v.	gagalayarak didiklemek
36	Phrasals	peck at v.	kuş kadar yemek
37	Phrasals	peck at v.	nerdeyse hiçbirşey yememek
38	Phrasals	peck out v.	gagalayarak oymak
39	Phrasals	peck out v.	gagalayarak yerinden çıkarmak/sökmek
40	Phrasals	peck out v.	daktiloda/klavyede yavaş ve dikkatlice yazmak
41	Phrasals	peck out v.	klavye/daktilo tuşlarına tek tek basmak
42	Phrasals	peck out v.	klavye/daktilo tuşlarına tek tek basarak yazmak
43	Phrasals	peck up v.	gagalayarak yemek
Proverb
44	Proverb	you have to eat a peck of dirt before you die	(üzülme/dert etme) herkes payına düşeni yaşar/herkes sıkıntı yaşar
45	Proverb	we (all) have to eat a peck of dirt before we die	ufak tefek sağlıksız şeylerden/kaçamaklardan zarar gelmez/ölmeyiz
46	Proverb	we (all) have to eat a peck of dirt before we die	azıcık kirden/pislikten zarar gelmez/ölmeyiz
Colloquial
47	Colloquial	a peck of troubles n.	bir yığın sıkıntı
48	Colloquial	a peck of troubles n.	birçok dert
49	Colloquial	a peck of troubles n.	bir yığın dert
50	Colloquial	a peck of troubles n.	bir dolu sıkıntı
51	Colloquial	a bushel and a peck and some in a gourd expr.	çok
Idioms
52	Idioms	peck at v.	çok az yemek
53	Idioms	bushel and a peck expr.	çok
Technical
54	Technical	peck drilling n.	cnc'de uzun ve dar delik delme
55	Technical	peck drilling n.	cnc'de gagalayarak delik delme
56	Technical	peck drilling n.	derin delik delme
Computer
57	Computer	hunt and peck n.	klavye tuşlarına tek tek basma
58	Computer	hunt-and-peck n.	klavye tuşlarına tek tek basma
59	Computer	hunt and peck adj.	klavye tuşlarına tek tek basmayla ilgili
60	Computer	hunt-and-peck adj.	klavye tuşlarına tek tek basmayla ilgili
Automotive
61	Automotive	peck drilling n.	gagalama
Geography
62	Geography	fort peck n.	montana eyaletinde yerleşim yeri
Ornithology
63	Ornithology	night peck n.	çulluk
64	Ornithology	night peck n.	desenli renkleri, düz turuncu göğsü olan küçük bir amerikan kuşu
Slang
65	Slang	gregory peck ("gregory peck" rhyming with neck) [uk] n.	boyun